'Açılın ben Doktorum' Tarih mi Oluyor ?

ispanakliborek

Kullanıcı üyeliğini pasifleştirmiştir.
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
14 Eylül 2012
10.762
12.400
TAM günle ilgili torba kanuna giren madde, “Ben doktorum, müdahale edelebilirim” cümlesini adeta tarihe gömecek. Tasarıdaki ilgili maddeye göre, artık acil durumlarda orada bulunan doktorun müdahalesi belli koşullara bağlı olacak.

Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Bayazıt İlhan, “Mesela yolda bayılan bir hasta var. Doktor önce ambulansı çağıracak, sonra ambulans gelene kadar sınırlı bir şekilde müdahale edebilecek. Ambulans çağırmadan müdahale de yasak. Ambulans geldi ambulans da teknisyen var, ama siz doktorsunuz. Yine müdahale edemezsiniz. Ayrıca hastanın durumunun acil olmadığı belirtilerek de, doktor müdahalesi yasaya aykırı olarak yorumlanabilir” dedi. Uçaklarda acil durumlarda doktor bulmanın da imkansız hale geleceğini söyleyen İlhan, “Dünya Tabipleri Birliği’nin Genel Sekreteri de, bana bunu hatırlattı. Bu düzenlemeden sonra uçakta ‘doktorum’ dememek, sessiz kalmak daha mı iyi olur acaba diye görüş belirtti” bilgisini verdi.

HAPİS VE PARA CEZASI

Tam günü düzenleyen yasa tasarısında yer alan madde, olağanüstü durumlarda doktor müdahalesini düzenliyor. Düzenlemeye göre, ‘olağanüstü durumlarda mesleğini icraya yetkili kişilerce acil sağlık hizmeti ulaşana kadar verilecek olan sağlık hizmeti hariç, ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunan veya yetkisiz kişilerce sağlık hizmeti verdirenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.’ Söz konusu maddenin başta Gezi Parkı olmak üzere eylemlerde hastaları tedavi eden doktorlara yönelik bir madde olarak algılandığını belirten TTB Genel Sekreteri Bayazıt İlhan, bu maddenin günlük yaşama da çok ciddi yansımaları olacağını söyledi. Düzenleme yasalaşırsa, herhangi bir ortamda veya yolda sağlık durumu kötüleşen bir hastaya müdahale etmenin zorlaşacağını belirten İlhan, “Çünkü bu düzenleme, doktorlara büyük sorumluluk yüklüyor” dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/25298981.asp


Şunu da ekşi de gördüm. Ne kadar doğru bir yazı olmuş. sizinle paylaşmak istedim görünce...

gözümüz aydın, "bir ülke ne kadar düşebilir?" sorusunun yanıtını bugün görüyoruz.

(bkz: biz daha da düşene kadar kadar en düşüğü bu)

onaylanan torba yasa ile hükümet onayı olmadan acil bir hastaya müdahale eden doktora 3 yıla kadar hapis cezası ve 2 milyon liraya kadar adli para cezası verilebilecek. rt.com el-cezire

peki neden? çünkü doktorlar, hipokrat yeminine uyarak göstericilere din, ırk, cinsiyet ayırt etmeden ilk yardım uyguluyorlardı. akp'de diyor ki, "uygulayamazsınız, bize karşı gösteri yapan ölecek, ölmesine izin vermeyen doktoru da bu şekilde sindireceğiz."

2 milyon tl ise 20 bin güne kadar adli para cezasının üst sınırı oluyor. birisi "ama bunun sınırı tck'ya göre 730 gün" mü dedi? ülkeyi yönetenlerin gözü dönünce tck falan dinlemeyip, 20 bin güne çıkarabiliyor, sadece insanlara müdahale edilemesin, ölsünler diye.

şerefsizliğin de bir sınırı var sanıyordum, yokmuş meğer. bu saatten sonra kimse gelip ayak yapmasın, bunu da görüp akp'ye oy veren insan katildir. inşallah, o müdahale edilmesi yasaklanan doktorlardan birinin gözleri önünde acılar içinde geberip gidersiniz.

ek: ne yazık ki türk medyası çok ilgi göstermiyor ancak şöyle geçmiş tarihli bir haber var, yasanın önerildiği zamandan.

ek2: türk medyası da ilgi göstermeye başlamış. yanlış anlaşılmasın manşet falan değil, sağlık yaşam kısmında arada kalmış bir habercik.

ek3: iki gündür elim ayağım titriyor, binlerce kilometre uzaktayım, suratına tükürecek ak itte yok. ilk entry olmanın verdiği gücü kullanarak yüzsüzlüğün dibine vurmuş bir kaç ak it'e cevap vereyim, hem kafada soru işareti kalmasın, hem de ben biraz rahatlayayım.

-- 1 -- şerefsiz köpek demiş ki, gezi'de revir açmış yaralı kabul ediyorlar. peki en az senin kadar şerefsiz ambulans şöförünün tehlikeli olduğunu söyleyerek girmediği, hastanedeki senden kat kat şerefsiz doktorun müdahale etmediği yerde başka nasıl bir ilk yardım hizmeti vereceklerdi? benim babam doktor, yanında bir acil duruma karşı 30 yıldır ekipman bulundurur, arabanın bagajının yarısı hep doludur. onun da acil durumda yaptığı revir açmak sayılır mı? o açtığı mini revirler sayesinde senin gibi köpeklerin kaç tanesinin hayatını kurtarmak hatasını yaptığını biliyor musun?

-- 2 -- şerefsiz köpek, söyle bana olağanüstü durum nedir? kim belirleyecek olağanüstü durumu? doktor her yaptığı müdahalede 2 milyon lira verme riskine mi girecek? yoksa müdahale etmek için başbakanlıktan "evet, bu olağanüstü durumdur" diye haber mi bekleyecek?

-- 3 -- sevgili şerefsiz köpek 2 milyon lira nedir? benim ailemde 2 doktor ve 2 farklı meslekten insan toplam çalışma süremiz 75 yılın üstünde, daha 2 milyon lira görmedik. başka 2 milyonluk cezası olan yasa var mı? bunun adı yasa yapmak mı, yoksa tehdit etmek mi? bir başbakan'ın işi yasa yapmak mıdır, yoksa elindeki yasama gücünü kullanarak tehdit etmek midir?

muhakeme yeteneğinin olmadığını biliyoruz zaten, fikrin de yasanın doğru olduğu yönünde, ama hiç biriniz de çıkıp, "yasa doğru ama 2 milyon makul olmayan bir miktar" diyemiyor mu, utanma duygusundan bihaber evrimini tamamlayamamış mahlukatlar?

-- 4 -- sağlık hizmetinin devamlılık arzetmesini kim belirleyecek şerefsiz? diyelim ki köpek itlaf ekiplerinin attığı zehirli eti yedin. ambulans geldi, içinde doktor yok, doktor bir doktorun müdahaleye devam etmesi gerektiğini düşünüyor, belki de hayatının kurtulmasına yardım etti. iki gün sonra gelip sağlık hizmeti devamlılık arzetmişti, öde 2 milyon dediğinde sen mi ödeyeceksin satılmış it?

https://eksisozluk.com/entry/397873...nt=doktorlara+acil+mudahale+yasagi&utm_term=0
 
Ben de onu diyorum zaten... Bunlarin yaptiklari butun yasalar halka karsi, halkin aleyhine ama AKP'nin menfaatine olan yasalar.. Birileri de hala AKP ne buyuk hizmetler yapiyor diye alkislayip duruyor. Yaptiklari ortada iste... Rezillige dogru dort nala emin adimlarla ilerlemeye devam... Hayir yani, etkilenen sadece oy verenler olsa bana ne diyecegim de, cikarttiklari sacma sapan, hayatimizin icine eden yasalar bizleri de vuruyor.

Dunya nereye gidiyor, biz yolumuzu kaybetmis gibi tascagina geri donuyoruz 21. yuzyilda... Sanki TCyi coluk cocuk yonetiyor, "bak simdi, beni cok kizdirdin, bekle sen... gorursun" lerle memleket idare ediyor birileri...
 
Söyleyeceğim çok şey var ama hepsini yutuyorum çünkü bırakın forumdan banlanmayı, hakaret suçundan içeri atarlar.

Tek şunu diyorum:
inşallah, o müdahale edilmesi yasaklanan doktorlardan birinin gözleri önünde acılar içinde geberip gidersiniz.

Çünkü doktorların sizin yüzünüzden müdahale etmeyeceği her bir hastanın kanı sizin elinizde olacak. Her birinin vebali sizin boynunuzda olacak. Her birinden siz sorumlu olacaksınız. Sizin yüzünüzden müdahale edemeyen her bir doktorun vicdan azabı sizin olacak. Ve umarım o çok inandığınız ahirette bunların hepsi gelecek karşınıza.

Bir doktor çocuğu olarak çıldırıyorum bunlara! Doktor adama "müdahale etmeyeceksin" demek ne demek ya? Nasıl bir vicdan bunu söyler? Bir hükümet, doktoruna "bırakın ölsün" diyebilir mi? Benim babam hastasını kaybettiğinde biz onun yanında gülemezdik bile be, bizim anne babamız için hastaları bizden bile önce gelirdi ve bu çok doğaldı, sen nasıl bu adama "yoldaki hastaya müdahale etme" dersin, "polisin dövdüğü eylemciye yardım etme" dersin? Dağda PKKlı olsa o doktorun vicdanıdır yardımcı olmak ya. Ruhsatlı sağlık hizmeti ne, oldu olacak vergi levhasıyla gezsinler boyunlarında! Adam gibi çıkıp Gezi revirlerinin intikamını alıyoruz desenize.
 
Son düzenleme:
Bu konunun varabileceği yerleri düşündükçe alamıyorum sinirimi.

benim babam doktor, yanında bir acil duruma karşı 30 yıldır ekipman bulundurur, arabanın bagajının yarısı hep doludur. onun da acil durumda yaptığı revir açmak sayılır mı? o açtığı mini revirler sayesinde senin gibi köpeklerin kaç tanesinin hayatını kurtarmak hatasını yaptığını biliyor musun?
Şu yasaya göre benim babam biz yolda giderken ilerimizde yamaçtan uçan iki motorsikletliye yardım etmeyecekti o zaman! Napacaktı, adamların kanaması varken çekirdek çitleyip ambulans mı bekleyecekti? Ya yemin ediyorum o kadar çok laf var söyleyecek ama hakikaten hiçbirine değmez yani yazıklar olsun demekten başka bir şey diyemiyorum.


O intikamını aldığınız Gezi revirleri var ya, o revirler olmasa kaç tane daha Ali İsmail'i öldürecektiniz biliyor muydunuz? Kaç genci daha sakat bırakacaktınız? Ama işte mesele bu di mi, insanlar size karşı hangi cüretle durur, hepsi ölsün!
Hiç merak etmeyin, o meydanlara çıkan çocuklar sizin park basıp revirde el koyduğunuz ilaçlara malzemelere güvenerek çıkmıyor zaten. Size karşı bir adım bile atan her genç sakatlanmayı ölümü göze alarak çıkıyor oralara. Üç ay boyunca her an ölesiye dayak yeme, kafasına gözüne kapsül yeme ihtimaliyle gitti herkes, sizin yapacağınız "doktor bizi ellemesin" yasasından korkmazlar.

İnsanlar sizin müdahalenizle yaralanıp ölmeyi göze alamasın diye tüm ülkeyi etkileyecek intikam yasaları çıkartıyorsunuz ya, durmak yok yola devam.
 
Bir HALKÇI(!) uygulama diye...
Acil durumda doktora ihtiyacı olan vatandaşa "geberin umursamıyoruz" deniliyor resmen..

Bu ne şuursuzca bir uygulamadır yarabbim!!

Artık her şey ayan beyan gözler önündeyken, hala hükümet yanlısı propaganda yapanları gördükçe cidden cinler tepeme çıkıyor..


Ve ekşi yazarı müthiş bir tespit yapmış:

"Bir başbakanın görevi yasa yapmak mıdır, yoksa elindeki yasama gücünü kullanarak insanları tehdit etmek midir?
Başka 2 milyon lira cezası olan yasa var mıdır?"
 
Son düzenleyen: Moderatör:
bunu duyduğumda doktor arkadaşımdan şaka değilmi bu dedim.
hayır dedi. benim önümde biri yolda yürürken araba çarparsa yardım edemeyeceğim. yasaklandı.
şok geçirdim yeminle. gezideki yaralılara doktorların yardım etmesinin intikamınıda halktan çıkaran bir zihniyet var ortada.
çok acımasız ve sadistçe bakan bir zihniyet bu. seri katillerdende fena bir zihniyet. Allah bize yardımcı olsun.
çekeceğimiz var bunlardan.
 
Bu konuda isteyenlerde okuyabilir diye isim de vereyim , Hukuk Fakültesi Dekanı Hakan Hakerinin ''Torba Kanunla Getirilen Düzenlemelerin Tıp Hukuku Bakımdan Değerlendirilmesi '' adlı bir yazısını okudum .

Siyasi açıdan ele alınmış bir yazı değil , tamamen tıp ve hukuk .

Bir kanun çıktığında önce kimin çıkardığına değil , artı ve eksilerine bakmak lazım değil mi ? İşte bende öyle yaparım . Hangi açığı kapamak için elzemdi ya da dam üstünde saksağan bir tasarı mı diye ?

Ruhsatsız sağlık hizmetini cezalandırmak doğru mudur ? Evet .

Peki ya ölüm kalım savaşında ? Acil durum adı üstünde acildir ve müdahale gerektirir , zaten halka zor öğretildi aman ha doktor gelene kadar yaralıya bilinçsiz müdahale yapmayın diye.

Ve zaten madde aşağıdaki şeklindedir ;


EK MADDE 11- Sağlık hizmeti sunumu ile ilgili tüm iş ve işlemler Sağlık Bakanlığınca denetlenir. Olağanüstü durumlarda mesleğini icraya yetkili kişilerce acil sağlık hizmeti ulaşana ve sağlık hizmeti devamlılık arz edene kadar verilecek olan sağlık hizmeti hariç, ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunan veya yetkisiz kişilerce sağlık hizmeti verdirenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
 
"RUHSATSIZ SAĞLIK HİZMETİNE HAPİS
Ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunan veya yetkisiz kişilerce sağlık hizmeti verdirenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Ancak, olağanüstü durumlarda acil sağlık hizmeti ulaşana ve sağlık hizmeti devamlılık arz edene kadar sağlık hizmeti veren hekimler ve sağlık görevlileri bu cezaya çarptırılmayacak."

açık ve net aslında . yaygaraya sebep olacak bir uygulama değil. olması gereken bir uygulama .
bence bu maddeden daha önemli maddeler var. yoruma ve alınganlıklara açık konuları, ekşi küfürleri ile birleştirip sunmak fazlaca spekülatif bir değerlendirme olmuş.
Tıp Hukukunda da konu maddede yer aldığı şekilde yer alır. Demekki bu konuda bir açık varmış
Bakın Tıp Hukuku bu konuda ne diyor;

Hatalı tıbbi müdahaleden dolayı sorumluluk, temel olarak üç hukuk disiplini kapsamında ele alınmaktadır. Örneğin hatalı tıbbi müdahale sonucu hasta görme yeteneğini kaybetse bu durumda, ceza hukuku bakımından taksirle yaralama suçu nedeniyle ceza hukuku sorumluluğu, borçlar hukuku bakımından haksız tazminat sorumluluğu, bazı durumlarda ise idarenin tazminat sorumluluğu söz konusu olacaktır. Hatalı tıbbi müdahale dolayısıyla hekimler bakımından meslek örgütlerinin (Tabip Odaları) uyguladığı disiplin yaptırımları da gündeme gelmektedir. Hatalı bir tıbbi müdahalede bu sorumluluk türlerinden sadece birinin, birden fazlasının veya tümünün yaptırımlarının uygulanması mümkündür.
hekimin tıbbi müdahalesinin hukuka uygun sayılmasını gerektiren koşulların ortaya koyulması gerekir. Tıbbi müdahalenin hukuka uygunluğu bakımından ise esas itibarıyla şu koşulların gerçekleşmesi gerekir:
1. Tıbbi müdahalenin varlığı
2. Kişinin somut olaydaki tıbbi müdahaleye yetkili olması
3. Hastanın (ilgilinin) rızasının bulunması (Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesinin 8. Maddesi gereğince “acil bir durum nedeniyle uygun muvafakatin alınamaması halinde, ilgili bireylerin sağlığı için tıbbi bakımdan gerekli olan herhangi bir müdahale derhal yapılabilir” ve yine aynı sözleşmenin 9. maddesi, müdahale sırasında isteğini açıklayabilecek bir durumda bulunmayan bir hastanın, tıbbi müdahale ile ilgili olarak önceden açıklamış olduğu istekler göz önünde bulundurulması gerektiğini öngörmektedir. )

4. Tıbbi müdahalenin dikkat ve özen yükümlülüğüne uygun bir biçimde yerine getirilmesi.
 
Son düzenleme:
EK MADDE 11- Sağlık hizmeti sunumu ile ilgili tüm iş ve işlemler Sağlık Bakanlığınca denetlenir. Olağanüstü durumlarda mesleğini icraya yetkili kişilerce acil sağlık hizmeti ulaşana ve sağlık hizmeti devamlılık arz edene kadar verilecek olan sağlık hizmeti hariç, ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunan veya yetkisiz kişilerce sağlık hizmeti verdirenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Tabip Odaları’nın tepkisi sonrası yasa “yumuşatıldı”. Oluşturulan ilk yasa tasarısında “olağanüstü durum”, “acil sağlık hizmeti ulaşana kadar” yoktu. Doğrudan “ruhsatsız sağlık hizmeti” vardı. Dolayısıyla zihniyetin ne olduğu konusunda benim şüphem yok. Nolursa olsun çıkış noktası “doktor yolda hastaya müdahale edemesin” olan bir yasayı benim şahsım adına anlamam mümkün değil.

İkincisi yasa bu haliyle de suistimale açık. Zira olağanüstü durumu takdir edecek olan yine Sağlık Bakanlığı. Dolayısıyla bilhassa herhangi bir eylem durumunda yaralıların durumunun ne kadar “olağanüstü”, ne kadar “acil” olduğuna karar verecek kişiler ne kadar bağımsız, ne kadar objektif olacak? Sizin kuşkunuz olduğunu sanmıyorum.

Ruhsatsız sağlık hizmeti sunmanın pratikteki karşılığı benzer olaylarda kurulacak revirler demek, lafların etrafından dolanmayalım. Burada kimsenin izinsiz muayeneye onay verdiğini sanmıyorum, bu konudaki denetimler zaten yapılıyor.
Ruhsatsız sağlık hizmeti Divan reviridir, Gezi reviridir, Dolmabahçe reviridir.

Daha bu yasa yokken Gezi olayları sonrası doktorlara “kimden izin aldın” diye soruşturma açılmak istendiğini, Tabipler Odası’nın karşı çıktığını ve İstanbul Tabipler Odası’nın “tek bir hastamızın, tek bir meslektaşımızın ismini dahi Sağlık Bakanlığı’na vermeyeceğiz” dediğini hatırlatmak isterim.

Bütün bunlara rağmen “rövanş” demiyorsanız, iyimserliğinize imrenmekten başka bir şey yapamam.
 
X