Merhaba. 2 yıldır evliyim, şu an hamileyim.
Evlendiğim ilk günden beri eşimin ailesinde, özellikle de kayınvalidem tarafından sürekli bir çifte standartla karşı karşıyayım.
Birebirdeyken gayet sıcak, ilgili, sevecen biri. Ama kalabalık ortamlarda –özellikle eltim varsa– bir anda değişiyor. Beni yok sayan, mesafeli, resmi birine dönüşüyor. Adımla, kısa ve geçiştiren cümlelerle konuşurken, eltime “canım, tatlım, D’cim” gibi sevgi dolu hitaplar yağdırıyor. Bu durum başta çok takılmasam da, özellikle şu anki hassasiyetimle iyice gözüme batmaya başladı.
“Neden?” diyecek olursanız… Elbette hamilelik hormonlarının da etkisi olabilir, bunu reddetmiyorum. Ama insan biraz özen, biraz anlayış beklemeyi çok mu görür? Bu da mı beklenti oluyor?
Geçenlerde yine bir aradaydık. Kayınvalidem benimle gayet neşeli konuşuyordu, elti geldiği an yüz düştü, kelime bile etmedi. O kadar net bir geçiş ki, insanın gözüyle görmesi yetiyor zaten. Bir de, yine aynı gün eşimin dayısı bana bazı şeyler soruyordu hamileliğimle ilgili, herkes benimle sohbet ediyordu… Kayınvalidem bir anda lafa girip, “Ben bunları bilmem, D’den artık bir erkek çocuk bekliyorum” dedi. Yani ne alaka? O an konu benimle ilgili, insanlar benimle heyecanımı paylaşıyor. Niye bir anda lafı çeviriyorsun? Bu konu değiştirme bile değil artık, başka bir şey.
Hitap konusuna da ayrı takığım. Eşime ses kaydı atıp “Abine abi demiyorsun, yengene yenge demiyorsun, X ile evlendikten sonra hep böyle oldun” diye sitem eden birinden bahsediyoruz. Eşim gayet saygılıdır, belki bir iki kere denk gelmedi dememiştir ama onun bile sorumlusu ben oluyorum, çok garip. Sanki her davranışın altında ben varmışım gibi bir yaklaşım.
Ama işte o zaman düşünüyor insan… Madem bu kadar detaylara takılabiliyorsun, bu kadar hassas olabiliyorsun, neden aynı özeni bana göstermiyorsun? Yani yapabiliyor aslında, gayet farkında, seçici sadece.
Üstelik benim hamileliğim de kolay geçmedi. Düşük riski çok yüksekti, uzun süre yatak istirahatiyle geçti. Bu biliniyor, görülüyor ama yine de davranışlarda zerre kadar bir hassasiyet yok.
Eltimle zaten en başından beri yıldızımız barışmadı. Benden önce 11 yıl boyunca tek gelinmiş. Daha önce hiç çalışmamış biri ama ben evlendikten sonra birden bire “Ben de çalışmaya başladım, çalışıyorum” gibi şeyler demeye başladı. Ayda yılda bir günübirlik işler yapıyor ama son dönemde her ortamda “çalışmak” konusunun geçmesi bana tesadüften fazlası gibi geliyor.
Kim nasıl isterse öyle yaşar, ben herkesin hayatına saygı duyarım. Ama ben hayatlarına girdikten sonra bu “çalışma” muhabbetlerinin artması ister istemez dikkatimi çekiyor, komik geliyor.
Ben bu rekabeti çok yersiz buluyorum. Cevap vermiyorum, kaale almıyorum ama bu sefer başka şekillerde laf sokma, nispet yapma denemeleri oluyor. Bu da bulunduğum ortamda ister istemez keyfimi kaçırıyor. Sürekli tetikte hissederek yaşamak yıpratıyor insanı.
Eltimin üç kızı var. Benim hamile olduğumu öğrendiğinden beri “Ben hep kız isterdim zaten, çok şükür oldu” deyip duruyor. Ama ses tonundan, bakışlarından, o kelimeleri nasıl söylediğinden ne hissettiği çok net anlaşılıyor. O bile yetmiyor, bir de kayınvalideme dönüp “Artık bana baskı yapmazsın, D. beni yükten kurtardı. Bir yıl dinlenirim sonra düşünürüm” diyecek kadar rahat konuşmalar…
Yani erkek çocuk üzerinden bile böyle konuşmalar dönüyorsa, bu kadar hassas ve özel bir sürecin içinde bunlara maruz kalmak çok cahilce geliyor. Ne diyeceğini bilemiyor insan.
Velhasıl, tüm bunlar üst üste gelince gerçekten çok yoruldum. Bayram yaklaşıyor, içimden hiç gitmek gelmiyor. Ne görmek istiyorum, ne konuşmak… Ama mecbur kalacak gibiyim.
Siz olsanız böyle bir ortamda nasıl davranırdınız? Sürekli susmak, görmezden gelmek bu durumu daha da normalleştiriyor gibi hissediyorum. Ne yapılabilir?
Evlendiğim ilk günden beri eşimin ailesinde, özellikle de kayınvalidem tarafından sürekli bir çifte standartla karşı karşıyayım.
Birebirdeyken gayet sıcak, ilgili, sevecen biri. Ama kalabalık ortamlarda –özellikle eltim varsa– bir anda değişiyor. Beni yok sayan, mesafeli, resmi birine dönüşüyor. Adımla, kısa ve geçiştiren cümlelerle konuşurken, eltime “canım, tatlım, D’cim” gibi sevgi dolu hitaplar yağdırıyor. Bu durum başta çok takılmasam da, özellikle şu anki hassasiyetimle iyice gözüme batmaya başladı.
“Neden?” diyecek olursanız… Elbette hamilelik hormonlarının da etkisi olabilir, bunu reddetmiyorum. Ama insan biraz özen, biraz anlayış beklemeyi çok mu görür? Bu da mı beklenti oluyor?
Geçenlerde yine bir aradaydık. Kayınvalidem benimle gayet neşeli konuşuyordu, elti geldiği an yüz düştü, kelime bile etmedi. O kadar net bir geçiş ki, insanın gözüyle görmesi yetiyor zaten. Bir de, yine aynı gün eşimin dayısı bana bazı şeyler soruyordu hamileliğimle ilgili, herkes benimle sohbet ediyordu… Kayınvalidem bir anda lafa girip, “Ben bunları bilmem, D’den artık bir erkek çocuk bekliyorum” dedi. Yani ne alaka? O an konu benimle ilgili, insanlar benimle heyecanımı paylaşıyor. Niye bir anda lafı çeviriyorsun? Bu konu değiştirme bile değil artık, başka bir şey.
Hitap konusuna da ayrı takığım. Eşime ses kaydı atıp “Abine abi demiyorsun, yengene yenge demiyorsun, X ile evlendikten sonra hep böyle oldun” diye sitem eden birinden bahsediyoruz. Eşim gayet saygılıdır, belki bir iki kere denk gelmedi dememiştir ama onun bile sorumlusu ben oluyorum, çok garip. Sanki her davranışın altında ben varmışım gibi bir yaklaşım.
Ama işte o zaman düşünüyor insan… Madem bu kadar detaylara takılabiliyorsun, bu kadar hassas olabiliyorsun, neden aynı özeni bana göstermiyorsun? Yani yapabiliyor aslında, gayet farkında, seçici sadece.
Üstelik benim hamileliğim de kolay geçmedi. Düşük riski çok yüksekti, uzun süre yatak istirahatiyle geçti. Bu biliniyor, görülüyor ama yine de davranışlarda zerre kadar bir hassasiyet yok.
Eltimle zaten en başından beri yıldızımız barışmadı. Benden önce 11 yıl boyunca tek gelinmiş. Daha önce hiç çalışmamış biri ama ben evlendikten sonra birden bire “Ben de çalışmaya başladım, çalışıyorum” gibi şeyler demeye başladı. Ayda yılda bir günübirlik işler yapıyor ama son dönemde her ortamda “çalışmak” konusunun geçmesi bana tesadüften fazlası gibi geliyor.
Kim nasıl isterse öyle yaşar, ben herkesin hayatına saygı duyarım. Ama ben hayatlarına girdikten sonra bu “çalışma” muhabbetlerinin artması ister istemez dikkatimi çekiyor, komik geliyor.
Ben bu rekabeti çok yersiz buluyorum. Cevap vermiyorum, kaale almıyorum ama bu sefer başka şekillerde laf sokma, nispet yapma denemeleri oluyor. Bu da bulunduğum ortamda ister istemez keyfimi kaçırıyor. Sürekli tetikte hissederek yaşamak yıpratıyor insanı.
Eltimin üç kızı var. Benim hamile olduğumu öğrendiğinden beri “Ben hep kız isterdim zaten, çok şükür oldu” deyip duruyor. Ama ses tonundan, bakışlarından, o kelimeleri nasıl söylediğinden ne hissettiği çok net anlaşılıyor. O bile yetmiyor, bir de kayınvalideme dönüp “Artık bana baskı yapmazsın, D. beni yükten kurtardı. Bir yıl dinlenirim sonra düşünürüm” diyecek kadar rahat konuşmalar…
Yani erkek çocuk üzerinden bile böyle konuşmalar dönüyorsa, bu kadar hassas ve özel bir sürecin içinde bunlara maruz kalmak çok cahilce geliyor. Ne diyeceğini bilemiyor insan.
Velhasıl, tüm bunlar üst üste gelince gerçekten çok yoruldum. Bayram yaklaşıyor, içimden hiç gitmek gelmiyor. Ne görmek istiyorum, ne konuşmak… Ama mecbur kalacak gibiyim.
Siz olsanız böyle bir ortamda nasıl davranırdınız? Sürekli susmak, görmezden gelmek bu durumu daha da normalleştiriyor gibi hissediyorum. Ne yapılabilir?