Aileler çocuklarına çok fazla duygusal ağırlık vermiyor mu sizce de?

Ben gurbetteyim ve şu an için ailemi görmeye gitme imkanım yok - son birkaç aydır -. Zaten 13 yıldır okuldu, işti vs derken hiç onların olduğu şehirde yaşamadım, 17 yaşından beri gurbet kızıyım.

Annem hep işte ' lahana sardım buzluğa attım senin için' , 'çilek bulduk buzluğa attım senin için' falan diyor konuşmalarımızda. Geleceğim gün için planlar yapıyor, bir şeyler alırsa saklıyor falan. Arkadaşlarım var 3 yıldan uzun süredir ülkesine gidememiş ama bu duygusal ağırlığı yaşamıyor, yaşatmıyorlar. Oysaki ben daha 3 ay önce oradaydım. Onlarla sıkça telefonda ya da görüntülü konuşuyorum. Zatende yıllardır onlardan ayrı yaşıyorum. Ama bana sıkça verdikleri bu duygusallık ağır geliyor. Evet sevildiğini bilmek güzel ama o böyle yaptıkça bende bir şey yerken falan boğazıma tıkanıyor. Her telefonda konuştuğumda üstüme bir duygusallık yüklüyor. Hele babam daha da beter, her gün konuşsam da sanki ağlıyormuş gibi bir ses tonuyla ve acınaklı üzüntülü bir halde konuşuyor. Artık aramıyorum. Normal giden hayatımı (ki onlarınkide normal gidiyor), durduk yere ortada bir şey yokken kötü etkiliyorlar. Birgün güzelce, şarkılar söyleyerek uyanıyorum ama birkaç saat sonra onlarla konuşuyorum telefonda ve günüme bir kasvet yükleniyor, artık günün geri kalanı göz yaşım pıt diye düştü düşecek modunda geçiriyorum.

Bana mutlu olmak için alan bırakmıyorlar. Bıktım bu duygusallıktan. Ayrı hayatlar yaşayabileceğimiz gerçeğini kabullenip, güçlü duramıyorlar asla. Hiç durmadılar. İlk yurtdışına çıkışımda - ki ben burslu ve master için çıktım, annemin göğsünü kabartıp dik durmasını beklerdim- daha modern bir aile olsa öyle yapardı, ama o yatak döşek üzüntüden hasta olmuştu. İlk gelişimde, 'kafama s.çıyım niye geldim ben buraya ben dünyanın en kötü evladıyım' modundaydım aylarca, bende onun yüzünden çok etkilendim.

Hoş ben TR deyken de çok görüşemiyorduk ki.. Ondan öncede onlarda ayrı şehirde yaşıyordum, yılda iki kez falan gidebildiğim zamanlar oldu, onlar o zamanlar daha gençti, evde yer olsada gelmeye bile gerek duymuyorlardı, o zamanlar tepkileri daha iyiydi. Ama ne zaman yurtdışına taşındım (ki 4 yıl oldu), onların duygusallıkları başladı. Bir sorunları cidden yok , oralarda kuşlarım var bana haber getiren zaten.

Gurbette olup, benim gibi hisseden var mı? Vallaha her gün her gün üstüme verdikleri şu ağırlık beni çok yıprattı, ilaç kullanmaya başladım psikolojim için, geçen yıl daha beterdim, bir ara alkole çok vurmuştum kendimi içip içip her gece onlar için ağlıyordum. Bu yıl azcık daha toparladım. Nankör gibi görünmemişimdir umarım ve beni anlayıp nasıl çözebileceğime dair çözüm önerileri verebilirsiniz.
Aileler yaşlandıkça böyle oluyor, annemde bana yılda bir kez gelip 1 ay kalıp dönerdi. Pandemide gelemedi diye bu sene 4 aydır bende ve tüm düzenim, kişisel alanım birbirine girdi. Halbuki hiç müdahale etmez kendi ilgi alanları da var birbirini sıkmayan modern ve samimi ev arkadaşı gibiyiz bir bakıma ama işte...

Bağımsız bir birey olmaya alışan ve bunu başaran biri için gereksiz duygusal yaklaşımlar zorunluluk ve baskı haline geliyor ve bu müdahale psikolojik olarak çok yoruyor.

Yapacağınız şey daha az iletişim kurmak. Uzun süre sitem edilecek, tepki gösterilecek ama mutlaka size uyum sağlayacaklar çünkü başka seçenekleri olmadığını görecekler.
 
Türk aile yapısı maalesef ki toksik. bunun sevmekle, sevgiyle alakası yok. hep mutsuzluk, karamsarlık, drama üzerine yaşıyoruz. hayatın her alanında böyle. o yüzden aile ilişkileri de böyle oluyor ister istemez. İnsan özlediğini belli ederken karşı tarafa kasvet yüklemek zorunda değil. sevgi gibi güzel bir duyguyu yük yapmayı başarıyoruz işte.
 
bu farklı birşey... ben il dışına okumaya gittiğimde, ben gelene kadar, annemler makarna yerlermiş. ben eve gelince de sevdiğim yemekleri yaparmış annem. kız kardeşim" sık gel doğru düzgün yemek yiyemiyoruz" derdi.. çok saçma buldurdum...

şimdi ben anneyim. oğlumsuz dışarı çıksam boğazımdan doğru düzgün yemek geçmiyor. geçse de tadı tuzu olmuyor zaten. farklı bir duygu.

tam bir delilik haliymiş annelik :KK53:

normal olmayan birşey göremedim ben. yaşadıklarınız da özlem.. aramamak yerine akşam saatlerinde görüşün.
 
Türk aile yapısı maalesef ki toksik. bunun sevmekle, sevgiyle alakası yok. hep mutsuzluk, karamsarlık, drama üzerine yaşıyoruz. hayatın her alanında böyle. o yüzden aile ilişkileri de böyle oluyor ister istemez. İnsan özlediğini belli ederken karşı tarafa kasvet yüklemek zorunda değil. sevgi gibi güzel bir duyguyu yük yapmayı başarıyoruz işte.

Offf evet herkes anne olunca anlarsın demiş ama böyle bişi değil, insan kendi kendine ağlar zırlar yine telefonda çocuğunun canını sıkmaz yani. Benim anneannem de böyle, annemle babam ev yapıp kendisinden SADECE 50 KM uzakta bi yere taşındılar (Eskiden yanyana apartmandaydılar), hergün hergün ağlıyordu kızımmmm ben seni dağların arkasına gönderdimnmmm ben ne edeyiiimmmm oooy dşye yiyordu annemi öfffffffffffff......
 
Offf evet herkes anne olunca anlarsın demiş ama böyle bişi değil, insan kendi kendine ağlar zırlar yine telefonda çocuğunun canını sıkmaz yani. Benim anneannem de böyle, annemle babam ev yapıp kendisinden SADECE 50 KM uzakta bi yere taşındılar (Eskiden yanyana apartmandaydılar), hergün hergün ağlıyordu kızımmmm ben seni dağların arkasına gönderdimnmmm ben ne edeyiiimmmm oooy dşye yiyordu annemi öfffffffffffff......
hayır yahu, ben de anneyim. aşırı dram yapıyorlar işte. toplumda çocuklar da böyle büyüdüğünden toplumsal öğrenmeyi "analıkk" zannediyorlar. bir anne çocuğunu merak eder, ona bir şeyler yapar bu çok doğal. ama yansın karşıki dağlar modunun annelikle, babalıkla alakası yok. ben bunu çocuğum yokken de çok samimiyetsiz buluyordum, çocuğum oldu ve hiç değişmedi fikrim. çocuklarımı çok ama çok seviyorum. tek isteğim anne deyince akıllarına pozitif, sevgi dolu bir profil canlandırmaları. bizim analarımız hep üzgün ya hep.
 
Aileniz degil siz asiri duygusalsiniz. Annem beni arayip sana dolma sarma yaptim vs dese gunboyu aglamam.
 
hayır yahu, ben de anneyim. aşırı dram yapıyorlar işte. toplumda çocuklar da böyle büyüdüğünden toplumsal öğrenmeyi "analıkk" zannediyorlar. bir anne çocuğunu merak eder, ona bir şeyler yapar bu çok doğal. ama yansın karşıki dağlar modunun annelikle, babalıkla alakası yok. ben bunu çocuğum yokken de çok samimiyetsiz buluyordum, çocuğum oldu ve hiç değişmedi fikrim. çocuklarımı çok ama çok seviyorum. tek isteğim anne deyince akıllarına pozitif, sevgi dolu bir profil canlandırmaları. bizim analarımız hep üzgün ya hep.
Benim asıl teyzem bunun top noktasıydı, kuzenim ilk İstanbulda bir üni de tıp kazandı gidecek, güle güle git demeye gittiğimizde, evde bir yas matem havası anlatamam. Teyzem sanki biri ölmüş gibi ağlıyor. Sonrasında da ne zaman telefonda konuşsalar ağlıyor, konuşmayı bitiremeden kapatıyordu. Ne zaman tatillerde gelse, gidişi olay oluyor, teyzem o evden çıkınca yataklara düşüyordu. Çocuk valla bu ağırlıkla nasıl yaşadı, okudu oralarda bilmiyorum. Son yıllarda çok az arar oldu ve yılda bir kez falan gidiyor ziyarete sadece memlekete, yoğunum diyerek ama bence nedeni o kasvet ve ağırlık. Taş olsa çatlar. Kimse annesinin öyle üzülmesini ağlamasını istemez. Ve onu öyle duyunca huzurluca yaşamaya devam edemez.
Neyse, teyzemi eleştire eleştire bizimkilerde ona döndü sonunda. Hoş bizimkiler öyle hiç feryat figan etmedi allah var. Ama çok duygusallar hep, çeneler titriyor telefonda, ve garip garip konuşuyorlar bazen. Babam ayrı bir olay ama, kendini yada beni ağlatmak için herşeyi yapıyor, konuşmayı bir türlü neşeliye çeviremiyorum. Bide ölümden falan bahsedip iyice bana kötü hissettiriyor.
 
bi de bayıl istersen. ya onlar anne baba olur öyle duygusallık. siz neden böyle abarrttınız buzluga bişiler atıyormuş sizin için eee nolcak bu baskı kı şmdi? buluttan bu kadar nem kapılırdı herhalde.
 
Benim asıl teyzem bunun top noktasıydı, kuzenim ilk İstanbulda bir üni de tıp kazandı gidecek, güle güle git demeye gittiğimizde, evde bir yas matem havası anlatamam. Teyzem sanki biri ölmüş gibi ağlıyor. Sonrasında da ne zaman telefonda konuşsalar ağlıyor, konuşmayı bitiremeden kapatıyordu. Ne zaman tatillerde gelse, gidişi olay oluyor, teyzem o evden çıkınca yataklara düşüyordu. Çocuk valla bu ağırlıkla nasıl yaşadı, okudu oralarda bilmiyorum. Son yıllarda çok az arar oldu ve yılda bir kez falan gidiyor ziyarete sadece memlekete, yoğunum diyerek ama bence nedeni o kasvet ve ağırlık. Taş olsa çatlar. Kimse annesinin öyle üzülmesini ağlamasını istemez. Ve onu öyle duyunca huzurluca yaşamaya devam edemez.
Neyse, teyzemi eleştire eleştire bizimkilerde ona döndü sonunda. Hoş bizimkiler öyle hiç feryat figan etmedi allah var. Ama çok duygusallar hep, çeneler titriyor telefonda, ve garip garip konuşuyorlar bazen. Babam ayrı bir olay ama, kendini yada beni ağlatmak için herşeyi yapıyor, konuşmayı bir türlü neşeliye çeviremiyorum. Bide ölümden falan bahsedip iyice bana kötü hissettiriyor.
yapcak birşey yok, takılma. yaşa hayatınııı
 
Bu kadar eksilenmesine şaşırdım. Ya kimse bu duygusal yükün altına girmemis, kendi istediği hayatı - potansiyelini yaşamaya calisirken ailesi tarafından 'sevgi' kisvesiyle dibe çekilmeye çalışmamis, ya ailesini üzmemek için hiç onlara ters gelen bir arzusunu gerçekleştirmemis, hep dibinde yaşamış. Ya da o kadar kaniksamis ki bu toksik hareketler onlara sevgiyi ifade biçimi olarak geliyor 😐😐😐
 
Benim asıl teyzem bunun top noktasıydı, kuzenim ilk İstanbulda bir üni de tıp kazandı gidecek, güle güle git demeye gittiğimizde, evde bir yas matem havası anlatamam. Teyzem sanki biri ölmüş gibi ağlıyor. Sonrasında da ne zaman telefonda konuşsalar ağlıyor, konuşmayı bitiremeden kapatıyordu. Ne zaman tatillerde gelse, gidişi olay oluyor, teyzem o evden çıkınca yataklara düşüyordu. Çocuk valla bu ağırlıkla nasıl yaşadı, okudu oralarda bilmiyorum. Son yıllarda çok az arar oldu ve yılda bir kez falan gidiyor ziyarete sadece memlekete, yoğunum diyerek ama bence nedeni o kasvet ve ağırlık. Taş olsa çatlar. Kimse annesinin öyle üzülmesini ağlamasını istemez. Ve onu öyle duyunca huzurluca yaşamaya devam edemez.
Neyse, teyzemi eleştire eleştire bizimkilerde ona döndü sonunda. Hoş bizimkiler öyle hiç feryat figan etmedi allah var. Ama çok duygusallar hep, çeneler titriyor telefonda, ve garip garip konuşuyorlar bazen. Babam ayrı bir olay ama, kendini yada beni ağlatmak için herşeyi yapıyor, konuşmayı bir türlü neşeliye çeviremiyorum. Bide ölümden falan bahsedip iyice bana kötü hissettiriyor.
Benim annem de öyle. hep bir arabesk mod açık. O yüzden demek istediğini çok iyi anlıyorum.
 
Türk aile yapısı maalesef ki toksik. bunun sevmekle, sevgiyle alakası yok. hep mutsuzluk, karamsarlık, drama üzerine yaşıyoruz. hayatın her alanında böyle. o yüzden aile ilişkileri de böyle oluyor ister istemez. İnsan özlediğini belli ederken karşı tarafa kasvet yüklemek zorunda değil. sevgi gibi güzel bir duyguyu yük yapmayı başarıyoruz işte.

Benim kvde de hep gariban, hep dertli ve dramatiktir. 🤷 Guncel bir dert bulamazsa 6262626 sene önce ve ölmüş kaynanasinin kendisine cektirdiklerini anlatir.
Sonra diyor benimle konuşmuyor. Ne konuşayim her seferinde insanin içini karartiyor. 😐
 
Benim kvde de hep gariban, hep dertli ve dramatiktir. 🤷 Guncel bir dert bulamazsa 6262626 sene önce ve ölmüş kaynanasinin kendisine cektirdiklerini anlatir.
Sonra diyor benimle konuşmuyor. Ne konuşayim her seferinde insanin içini karartiyor. 😐
Benimki de böyle he diyorum her dediğine anlatır da anlatır 😅
 
Bu kadar eksilenmesine şaşırdım. Ya kimse bu duygusal yükün altına girmemis, kendi istediği hayatı - potansiyelini yaşamaya calisirken ailesi tarafından 'sevgi' kisvesiyle dibe çekilmeye çalışmamis, ya ailesini üzmemek için hiç onlara ters gelen bir arzusunu gerçekleştirmemis, hep dibinde yaşamış. Ya da o kadar kaniksamis ki bu toksik hareketler onlara sevgiyi ifade biçimi olarak geliyor 😐😐😐
Evet ve aslında bu cidden her annenin babanın yaptığı bir şey değil. Yılbaşı gecesi çok keyifliydim arkadaşlarımla, hepsi ailelerini görüntülü aradı neşeli neşeli konuştular sonra kapattılar aynı modda devam ettiler. Bende bir durdum düşündüm, arayım mı, moralim bozulur mu, acaba ağlak moddalar mıdır yoksa mesaj mı atsam sadece riske atmayıp diye. En son riske atmadım mesaj attım - gürültülü ortamdayım arayamadım diyerek-. Ama aslında nedeni, biliyorum duygusal duygusal konuşacaklar yada hatta ağlayacaklar ve benimde üstüme ağırlık çökecek ve keyfim kaçacak
 
Evet ve aslında bu cidden her annenin babanın yaptığı bir şey değil. Yılbaşı gecesi çok keyifliydim arkadaşlarımla, hepsi ailelerini görüntülü aradı neşeli neşeli konuştular sonra kapattılar aynı modda devam ettiler. Bende bir durdum düşündüm, arayım mı, moralim bozulur mu, acaba ağlak moddalar mıdır yoksa mesaj mı atsam sadece riske atmayıp diye. En son riske atmadım mesaj attım - gürültülü ortamdayım arayamadım diyerek-. Ama aslında nedeni, biliyorum duygusal duygusal konuşacaklar yada hatta ağlayacaklar ve benimde üstüme ağırlık çökecek ve keyfim kaçacak
Evet benim iki ebeveynim de birbirinden farklı. Mesela babam biz ogrenciyken vefat eden bir akrabayı bile söylememiş 'gelemezler zaten,neden üzülsünler' diye. Böyle birisi. Ben tatildeyken akşam saatlerinde aramaz rahatsız olmayayim diye. İyi eğlenceler der, geçer. Çok soru sorup bana yalan söylettirmez.
Ama annem huzur kaçırma ustası. Yola cikmadan önce 'icimde kötü bir his var,gitme' der. Geçen yılbaşı başka ulkeydim,çok mutluydum. Babam hastalanmis 'baban acillerde, sen orada ne yapıyorsun!! Çabuk gel!?!' falan diye benim huzurumu kaçıran birisi. Annemin telefonu her çaldığında mideme bir stres topu oturur. Devamlı 'ne zaman geleceksin' demesi beni hep rahatsız eder. Ve en basiti "Urfa'ya gidiyorum" dediysem bir saatlik "halfetiye geçiyorum" cümlem onu deli eder, telefonda bir ton laf söyler 'ne işin var orada,simarma,Urfa'ya diye gittin abartma!!pişman etme insani' (yaşım 31, 20den fazla ülke 40tan fazla yurtici şehir gezmiş biriyim. Hepsinde de kendi paranı harcarım)
Oysa ben ne halfetisi, oradan da gün doğumunu izlemeye gece nemrut dağına çıkacagimdir. Haliyle haber bile vermiyorum artık.
Her iki ebeveynle de yaşadığım için ikisini de gördüm, sağlıklı ebeveyn nasıl davranır, sağlıksız nasıl davranır çok net görüyorum.
Sizin aileniz de , çocuğu kendi hayatini yaşıyor diye mutsuz olan tüm aileler de sağlıksız ebeveynlik yapıyor. Bunun sevgiyle zerre alakası yok. Babamın beni daha çok sevdiğine eminim. Bunun sadece sağlıksız psikoloji ile , arabesk duygularla, bağlanma problmeleri yasamis olmakla ilgisi var
 
Evet benim iki ebeveynim de birbirinden farklı. Mesela babam biz ogrenciyken vefat eden bir akrabayı bile söylememiş 'gelemezler zaten,neden üzülsünler' diye. Böyle birisi. Ben tatildeyken akşam saatlerinde aramaz rahatsız olmayayim diye. İyi eğlenceler der, geçer. Çok soru sorup bana yalan söylettirmez.
Ama annem huzur kaçırma ustası. Yola cikmadan önce 'icimde kötü bir his var,gitme' der. Geçen yılbaşı başka ulkeydim,çok mutluydum. Babam hastalanmis 'baban acillerde, sen orada ne yapıyorsun!! Çabuk gel!?!' falan diye benim huzurumu kaçıran birisi. Annemin telefonu her çaldığında mideme bir stres topu oturur. Devamlı 'ne zaman geleceksin' demesi beni hep rahatsız eder. Ve en basiti "Urfa'ya gidiyorum" dediysem bir saatlik "halfetiye geçiyorum" cümlem onu deli eder, telefonda bir ton laf söyler 'ne işin var orada,simarma,Urfa'ya diye gittin abartma!!pişman etme insani' (yaşım 31, 20den fazla ülke 40tan fazla yurtici şehir gezmiş biriyim. Hepsinde de kendi paranı harcarım)
Oysa ben ne halfetisi, oradan da gün doğumunu izlemeye gece nemrut dağına çıkacagimdir. Haliyle haber bile vermiyorum artık.
Her iki ebeveynle de yaşadığım için ikisini de gördüm, sağlıklı ebeveyn nasıl davranır, sağlıksız nasıl davranır çok net görüyorum.
Sizin aileniz de , çocuğu kendi hayatini yaşıyor diye mutsuz olan tüm aileler de sağlıksız ebeveynlik yapıyor. Bunun sevgiyle zerre alakası yok. Babamın beni daha çok sevdiğine eminim. Bunun sadece sağlıksız psikoloji ile , arabesk duygularla, bağlanma problmeleri yasamis olmakla ilgisi var
üstte de yazdım harfi harfine benzerini yaşıyorum. eşimle yılbaşı için başka ülkeye gittik, bunu anneme söylerken bile gerildim. hemen "ne gerek var, ne işiniz var oralarda vs vs" başlar diye. yeni bir şey alıyorum görüyor para harcıyorum diye de kızıyor.. halbuki parayı veren kendisi değil. geçen gün annemlerdeydim eşim de yemeğe geldi, zaten sürekli gittiğim için bu akşam arkadaşlarla planımız var yemekten sonra çıkacağız dedim diye söylendi kaldı ki her işlerine koşuyorum ve çok kısa mesafedeyim. babamın tansiyonu yüksekti o gün, ya acile gitmek zorunda kalırsak diyor sizinki gibi.. dedim ki 10 dk mesafedeyim, öyle bir şey olsa elinizde telefon var.. sizinki gibi babam böyle değil ama annem her gün yanında istiyor, benim kendi hayatımın olmasını istemiyor.
 
üstte de yazdım harfi harfine benzerini yaşıyorum. eşimle yılbaşı için başka ülkeye gittik, bunu anneme söylerken bile gerildim. hemen "ne gerek var, ne işiniz var oralarda vs vs" başlar diye. yeni bir şey alıyorum görüyor para harcıyorum diye de kızıyor.. halbuki parayı veren kendisi değil. geçen gün annemlerdeydim eşim de yemeğe geldi, zaten sürekli gittiğim için bu akşam arkadaşlarla planımız var yemekten sonra çıkacağız dedim diye söylendi kaldı ki her işlerine koşuyorum ve çok kısa mesafedeyim. babamın tansiyonu yüksekti o gün, ya acile gitmek zorunda kalırsak diyor sizinki gibi.. dedim ki 10 dk mesafedeyim, öyle bir şey olsa elinizde telefon var.. sizinki gibi babam böyle değil ama annem her gün yanında istiyor, benim kendi hayatımın olmasını istemiyor.
Kesinlikle. sorsan en çok onlar seviyor, yavrusunu en çok onlar düşünüyor, başına kötü şey gelsin asla istemiyor:)
Oysa ne kadar sağlıksız bir düşünce biçimi. Ben annemin istedigi,onay verdiği gibi yasasaydim bugüne kadar onca mutlu anımin neredeyse hiçbirine sahip olmayacaktım, ot gibi yaşayacaktım.
Bir de hep 'anne olunca anlarsin' diyor ama kesinlikle annem gibi toksik bir anne olmak istemem. Babam gibi 'yeter ki mutlu ol,kararlarından pişman olmadan uç' diyen bir anne olmak isterim
 
Kesinlikle. sorsan en çok onlar seviyor, yavrusunu en çok onlar düşünüyor, başına kötü şey gelsin asla istemiyor:)
Oysa ne kadar sağlıksız bir düşünce biçimi. Ben annemin istedigi,onay verdiği gibi yasasaydim bugüne kadar onca mutlu anımin neredeyse hiçbirine sahip olmayacaktım, ot gibi yaşayacaktım.
Bir de hep 'anne olunca anlarsin' diyor ama kesinlikle annem gibi toksik bir anne olmak istemem. Babam gibi 'yeter ki mutlu ol,kararlarından pişman olmadan uç' diyen bir anne olmak isterim
inanın küçüklüğümden beri bu şekilde yetiştiğim için o kadar onay alma ihtiyacım var ki. annemin sevinebileceği bir şeyi yaptığımda ilk onu arıyorum belki buna güzel bir şey söyler diye. hayatımın çoğu "ne gerek var" cümlesini duyarak geçti. keşke daha çok beni destekleseydi her yaptığım şeyde.. hala 3 yaşında olduğumu zannediyor. o istemezse gitmeyeceğim, yapma derse yapmayacağım, alma derse almayacağım.. bence de çok sağlıksız bir düşünce.
 
Türk ailesi maalesef bu şekilde. Sağlıklı bağlanmayı bilmiyoruz. Tabii bu istemsiz bütün ilişkilerimize yansıyor.
Benim annem de toksik. Herhangi bir kararımın öncelikle onu tatmin etmesi gerekiyor. İstediğim bir şey olmayınca, mesela şartları kötüyse "zaten ben istemezdim en başta" diyor. İstemediği bir şey yaptığımda genelde huzurumu kaçırıyor ve genelde her şeyi kendisine danışmamı bekliyor (24 yaşındayım, 4 sene yurt dışında okudum, yaklaşık 2 senedir çalışıyorum). Aramızda bazı durumlar yaşandı, e ona bağlı olarak da daha kötü oldu. Bir ülkeden konuştuğum biri olmuştu ve başka bir konuda yazdığım gibi, o ülkeyle alakalı her şeye gıcık.
Bu olaydan önce de bağımlı gibi davranırdı. Anneannemleri her pazar aramamı isterdi, aramayınca da "hiç değerimiz yokmuş" moduna girerdi. Anneler gününde akşam aradım diye trip atıp suratıma telefon kapatmıştı. Yahu ben oraya sizin baskınızdan kaçmışım, iğrenç şeyler yaşadım evet ama siz de kaçırmasaydınız :)
Benim annem de aynı yenGEnC yenGEnC in annesine benziyor. Geçen sene yurt dışı turuna katıldım, ilk gün 2 saatte bir "Neredesin" "ne yapıyorsun" "nasıl oralar" "bana tur programını at" "telefonun neden çekmiyor". Kendisine de söyledim "biraz benim sana gelmeme izin ver." Yukarıda yazdığım durumlardan dolayı bir güven kırıklığı olabilir ama eğer öyle bir güven kırıklığı varsa tatile de göndermeyecek... neyse turdan döndüm, gecenin üçünde sorduğu soru "Seni neden X ülkeden (o gıcık olduğu ülke) insanlar takip ediyor? Onu geçtim sen niye onları takip ediyorsun?" Yani mutluyum biraz izin ver, değil mi? İnsan sabahı bekler, yemin ediyorum yurt dışından dönerken havaalanında stresten midem bulandı :KK43:
Maalesef yapılacak çok bir şey yok. Kendinizi suçlamayın. Bizde "bağlılık" yok "bağımlılık" var :KK43:
 
Son düzenleme:
X