Anksiyete bozukluğu

bende vardi atlattim cok sukur hala terapi goruyorum.ilacta kullandim ama ilac asla care degil sadece kullandiginiz sure boyunca korkularinizi yatistiriyor.Panik atak anksiyete korkular depresyon falan tek tedavisi terapi yoksa gunden gune kotuye gidersiniz.istanbuldakilere kendi terapistimi tavsiye ederim ancak referanssiz calismiyor ve sanirim cok yogun
 
Olmazmi kardes 15 yildir mevcut bende. 32 yasindayim
3 er aylik 3 tedavim oldu. Ruhsal ve bedensel zayif bi anda bidaha basliyor.
15 gundur yine lustral a basladim.ilacsiz yatismiyorum ben. Yemez icmez kusar hale geliyorum. Kansiz kalmisim bide b 12 im dusmus onlar icinde igne ilac kullaniyorum. Allah hepimize sifa versin.
 
Anksiyete bozukluğu olan var mı??? ne zamanlarda alevleniyor? bir türlü huzur bulamıyorum :(hep kafam karışık hep bir sorun
Ya soyle olursa ya boyle olursa diye kendi kendime kurup kurup gogsumde midemde garip bir his bir heyecan bir panik bir stres bir endise herseyden kendimi sorumlu tutma hatta kontrol etmeye calisma cabalama ...



ben bir aylık anksiyeteli olarak sana şunu tavsiye ediyorum ihmal etmeden doktora git ilaçlardan korkma
yalnız olmadığnı bil dehşet hissi çok düşünmekten delirme korkusu saçma sapan korkular heyecanlar kalbimdeki ağırlık yerinde duramama başta kendim yenerim dedim ama elimde olmuyordu ki ben dur diyemiyordum sürekli aklıma geliyorlar ilaç yardımı şart olabiliyor heleki daha başlarındaysan daha şanslısın ilerlemeden gitmelisin doktorum şunu tavsiye etmişti takıntılarını bir kağıda yaz ve onları oku başta saçma buldum ama denedim inan şuan bazı takıntılarım aklıma gelince nasıl bunu takmışım diye anlam veremiyorum onları okumak çok iyi geliyor bir de aklına gelen şeyler genelde saçma ama takıntı yapıyorsun işte o yüzden o saçma şeylere kendince cevaplar bul ve onların üzerine git. aklına geldiklerine endişlenememye çalış ne var ki herkes böyle şeyler düşünebilir de kaçtıkça kovalıyorlar korkmamaya çalış ben başedemediğm zaman depresyona da girmiştim zaten ikisi bağlantılı sanırım bir de depresyon eklenince yardım almak şart oluyor
 
peki benim gibi nefesinin yetmediğini zanneden ve yutkunma refleksiyle ilgili takıntı yapan var mı?gece artıyor :(
 
Demek istedigim bence benim korkularim cok yerinde mesela bundan aylar önce yeni evli bir kadini takilari icin öldurmustu bir hirsiz kapiyi calip kadinin bogazini kesmisti altinlarini almisti ve bir gun gecmeden yakalanmisti haberlerde izlemstim o gundn sonra kapiyi kilitliyordum esim geliyormus bende mutfakta kapi calindigini duymuyordum esim disarida kalip telefon ediyordu :9: Allahtan anlayisli bri sonra sonra yasakladi kapiyi kilitlemeyi bende bu haberi anlatinca orasi buyuk sehir burasi kucuk öyle bisey olmaz ( en azindan dusuk bir ihtimal ) diyor bense boyle birsey olacagina 100 % 80 ihtimal veriyorum bana sacma gelmiyor... snce senin korkularin sacma mi ? Bu hastaliktan mi bize yuksek htimal gibi geliyor umarim anlatabildim
Bunun gibi daha nice korkularim var :52:


Bir çok sebebi olabilir kimisi senin gibi etkilenir, kimisi de kendince önlemini alır garantiye almaktır.Bence bu düşüncenin kişiyi ne anlamda etkilediğine bağlı. Bende kargo veya postacılara kapıyı açamam ya o kargocu kılığına girmiş hırsızsa diye? :ssz:
 
ben küçüklüğümden beri korku cümleleriyle yetiştirildim.sağolsun annem babam eğitimli insanlar ve çok iyiler hoşlar da,hep olumsuz cümleler kurdular,hala da öyle..örn;şöyle yaparsan böyle olur.düşersin,üşürsün,başına bi iş gelir,vs...bunları ara ara hep duyardım ama o zamanlar bunun verdiği zararın farkında değildim.yıllar geçti.bu arada yıllar boyu da çok sıkıntılarım oldu manevi yönden özellikle...bu sıkıntılar süresince her geçen gün yeni bir korku kazandım.ailem hala olumsuz cümle kuruyor.bazen ben de kuruyorum.ne de olsa onlar beni böyle yetiştirdi.ama hep uyarıyorum onları ne olur olumsuz tek kelime dahi duymak istemiyorum.fenalaşıyorum diyorum.bana biz seni uyarıyoruz diyorlar.gerekçeleri bu.ama bana ne kadar zarar veriyorlar o olumsuz cümleleri kurdukları zaman.ama yine durum ayn.bu arada onları kaybetme korkusu had safhada bende.aynı yukarıdak, arkadaş gibi ağlıyorum geceleri korkum yüzünden.ve daha bir çok korku,kaygı kemiriyor beni.eskiden çok cesur bi kızdım oysa ki.off of.:43:
sizce terapi mi,psikolog mu,psikiyatr mı,ne yapmalı?çaresi var mı?ve etkili bi yöntem var mı bildiğiniz?

aynı durum bizdede var benim annem babamda öyle hep olumsuz konuşuyorlar aynı dediğin gibi onlar yüzünden bende böyle oldum
 
peki benim gibi nefesinin yetmediğini zanneden ve yutkunma refleksiyle ilgili takıntı yapan var mı?gece artıyor :(

var cnm nefesim yetmiyor anksiyetem olduğunda nefesim kesiliyor yatıyorsam yada oturuyorsam ayağa kalkıp alabildiğim en derin nefesi içime çekip hatta ciğerlerimi acıtırcasına ancak öyle rahatlıyorum boğulma hissi dedikleri bu sanırım... :14:
 
ben küçüklüğümden beri korku cümleleriyle yetiştirildim.sağolsun annem babam eğitimli insanlar ve çok iyiler hoşlar da,hep olumsuz cümleler kurdular,hala da öyle..örn;şöyle yaparsan böyle olur.düşersin,üşürsün,başına bi iş gelir,vs...bunları ara ara hep duyardım ama o zamanlar bunun verdiği zararın farkında değildim.yıllar geçti.bu arada yıllar boyu da çok sıkıntılarım oldu manevi yönden özellikle...bu sıkıntılar süresince her geçen gün yeni bir korku kazandım.ailem hala olumsuz cümle kuruyor.bazen ben de kuruyorum.ne de olsa onlar beni böyle yetiştirdi.ama hep uyarıyorum onları ne olur olumsuz tek kelime dahi duymak istemiyorum.fenalaşıyorum diyorum.bana biz seni uyarıyoruz diyorlar.gerekçeleri bu.ama bana ne kadar zarar veriyorlar o olumsuz cümleleri kurdukları zaman.ama yine durum ayn.bu arada onları kaybetme korkusu had safhada bende.aynı yukarıdak, arkadaş gibi ağlıyorum geceleri korkum yüzünden.ve daha bir çok korku,kaygı kemiriyor beni.eskiden çok cesur bi kızdım oysa ki.off of.:43:
sizce terapi mi,psikolog mu,psikiyatr mı,ne yapmalı?çaresi var mı?ve etkili bi yöntem var mı bildiğiniz?

benim de babam hep öyle yapardı hep olumsuz konuşurdu ve insanlara güvenmemeyi öğütlerdi bir ortak nokta buldum sanırım..bu dikkatimi çekti güvensiz ortamlarda büyümüşüz...
 
aynı durum bizdede var benim annem babamda öyle hep olumsuz konuşuyorlar aynı dediğin gibi onlar yüzünden bende böyle oldum

işin en acı tarafı şu;bugüne kadar ailem neyden korktuysa korktukları başımıza geldi.çok örnek verebilirim ama vermicem.canlarımı çok seviyorum ama işte bu huylarından vazgeçmediler şimdi böyle anksiyeteli bi evlatları oldu.korkularım saymakla bitmez.tabi bütün herşeyi aileme yükleyemem ama gerçekten pozitif bir tutumla yetiştirilmedim.böyle olmasaydı keşke.hele ki babacım bi kayak tatiline gidicem ayağını kırarsın,şöyle olur böyle olur diye diye gönderdi beni.öyle kastım ki kendimi,o kırıcam korkusuyla bi şeyden zevk alamadım.bu en basit örnekti.kalıcı korkular kazandım.yalnız şunu biliyorum ki korkular üstüne gittikçe küçülürler.kaçmakla olmaz.onları kabullenip üstüne gitmemiz lazım.mesela bende yalnızlık korkusu var.(6 yıl yalnız yaşadım sonradan çıktı bu korku,diğer bir çok korkum gibi.)ailemle yaşıyorum ama şimdi onlar gidicek ve ben yalnız kalıcam.bunu ben seçtim.onlarla da gidebilirdim.seçtim sırf korkumun üstüne gitmek adına. ama bakalım başarabilecek miyim.zaten bunu düşüne düşüne de şu sıralar benim anksiyete hortladı.kızlar bişey dicem,ben devlette psikiyatra gidicem.özele gitmicem çünkü yaşadığım şehirde değilim ve asıl niyetim kendi yaşadığım şehirde kendime bi psikolog edinip,ara sıra terapi almak.şimdi devlette derdinizi anlatmak için ne kadar süre verirler sizce.?yalnızca şu anki sorunumu mu anlatmalıyım yoksa genel olarak geçmişten bu yana yaşadığım şeyleri genel hatlarıyla mı anlatmalıyım?bir de bende bugüne kadar iki defa şiddetli kalp çarpıntısı oldu.ambulansla hastaneye gönderildim.kalpte şükür bişey çıkmadı.bu çarpıntı anksiyeteyle mi alakalı sizce?
 
Son düzenleme:
geçmiş olsun seni çok iyi anlıyorum, ben daha önce psikaytra gitmedigim için pişmanım. bir rahatsızlıgımın oldugunu yeni ögrendim. babamın zoruyla gittim ve bu teşhis kondu. bi ilaç verdi baya meşhur hatta, isim verebiliyor muyuz bilmiyorum. yeşil reçeteyle verilenden. ama internette yorumları okudum inadına kullanmıcam kendim üstesinden gelmeye çalışcam, en azından artık hasta oldugumun bilincindeyim. benim de nefesim yetmiyor gibi zaten çocukken 4 yıl astım yüzünden aşı tedavisi gördüm bu aklıma geldikçe hiç yetmiyor hatta ben de yüksek ses duydugumda çarpıntı da oluyor. soguk soguk terlemeye başlıyorum.


3.sayfaki yorumu yeni okudum. benim çarpıntılarım bununla alakalı. başta korktuk kalp ile mi alakalı diye ama çok şükür kalbimde bişi yok ve anksiyete hastalarının cogunda çarpıntı olur
 
Son düzenleme:
işin en acı tarafı şu;bugüne kadar ailem neyden korktuysa korktukları başımıza geldi.çok örnek verebilirim ama vermicem.canlarımı çok seviyorum ama işte bu huylarından vazgeçmediler şimdi böyle anksiyeteli bi evlatları oldu.korkularım saymakla bitmez.tabi bütün herşeyi aileme yükleyemem ama gerçekten pozitif bir tutumla yetiştirilmedim.böyle olmasaydı keşke.hele ki babacım bi kayak tatiline gidicem ayağını kırarsın,şöyle olur böyle olur diye diye gönderdi beni.öyle kastım ki kendimi,o kırıcam korkusuyla bi şeyden zevk alamadım.bu en basit örnekti.kalıcı korkular kazandım.yalnız şunu biliyorum ki korkular üstüne gittikçe küçülürler.kaçmakla olmaz.onları kabullenip üstüne gitmemiz lazım.mesela bende yalnızlık korkusu var.(6 yıl yalnız yaşadım sonradan çıktı bu korku,diğer bir çok korkum gibi.)ailemle yaşıyorum ama şimdi onlar gidicek ve ben yalnız kalıcam.bunu ben seçtim.onlarla da gidebilirdim.seçtim sırf korkumun üstüne gitmek adına. ama bakalım başarabilecek miyim.zaten bunu düşüne düşüne de şu sıralar benim anksiyete hortladı.kızlar bişey dicem,ben devlette psikiyatra gidicem.özele gitmicem çünkü yaşadığım şehirde değilim ve asıl niyetim kendi yaşadığım şehirde kendime bi psikolog edinip,ara sıra terapi almak.şimdi devlette derdinizi anlatmak için ne kadar süre verirler sizce.?yalnızca şu anki sorunumu mu anlatmalıyım yoksa genel olarak geçmişten bu yana yaşadığım şeyleri genel hatlarıyla mı anlatmalıyım?bir de bende bugüne kadar iki defa şiddetli kalp çarpıntısı oldu.ambulansla hastaneye gönderildim.kalpte şükür bişey çıkmadı.bu çarpıntı anksiyeteyle mi alakalı sizce?



Şeyy her yerde karşına çıkıyorum ama :):) şunu cevaplayabilirim devlette en fazla 10 dk tutyorlar yani istanbulda böyle belki çok yoğun olduğu için de olabilir bir de bence baştan sona her şeyi anlatmalısın
 
ben bir aylık anksiyeteli olarak sana şunu tavsiye ediyorum ihmal etmeden doktora git ilaçlardan korkma
yalnız olmadığnı bil dehşet hissi çok düşünmekten delirme korkusu saçma sapan korkular heyecanlar kalbimdeki ağırlık yerinde duramama başta kendim yenerim dedim ama elimde olmuyordu ki ben dur diyemiyordum sürekli aklıma geliyorlar ilaç yardımı şart olabiliyor heleki daha başlarındaysan daha şanslısın ilerlemeden gitmelisin doktorum şunu tavsiye etmişti takıntılarını bir kağıda yaz ve onları oku başta saçma buldum ama denedim inan şuan bazı takıntılarım aklıma gelince nasıl bunu takmışım diye anlam veremiyorum onları okumak çok iyi geliyor bir de aklına gelen şeyler genelde saçma ama takıntı yapıyorsun işte o yüzden o saçma şeylere kendince cevaplar bul ve onların üzerine git. aklına geldiklerine endişlenememye çalış ne var ki herkes böyle şeyler düşünebilir de kaçtıkça kovalıyorlar korkmamaya çalış ben başedemediğm zaman depresyona da girmiştim zaten ikisi bağlantılı sanırım bir de depresyon eklenince yardım almak şart oluyor

ben de yolun başındayım hatta bu yüzden ilaç kullanmak istemiyorum. çünkü yorumlarda hep korkuları ertelediği ama asla yok etmediği yazıyor. ve çogu insan da memnun degil. küçüken zaten hep ilaç kullandım içim dışım ilaç. bagımlı olmak istemiyorum ama senin yorumundan sonra kafam karıştı. korkularımı ilaçla ertelemek istmyiorum üstüne gidip yenmek istiyorum
 
Son düzenleme:
Şeyy her yerde karşına çıkıyorum ama :):) şunu cevaplayabilirim devlette en fazla 10 dk tutyorlar yani istanbulda böyle belki çok yoğun olduğu için de olabilir bir de bence baştan sona her şeyi anlatmalısın

:3:merhaba elitcim.lütfen kafana göre takıl.bu konu da tam bize göreymiş,bir iki yorum yapayım dedim.sağol fikrin için.:54:aslında bu gideceğim kişi benim yıllar önce de 2 kere gittiğim bi adam.daha önce özeline gitmiştim ama bu sefer bahsettiğim gibi niyetim kendi yaşadığım yerde devamlı gidebileceğim bi psikolog bulmak..bugün acaba dedim adama genel hatlarla yaşadıklarımı anlattığım bir yazı yazıp onu mu okutsam yani daha seri olabilmek açısından.konuşmak daha vakit alıcı bence.ama komik mi olur bilemedim:30:peki kızlar hepinize danışayım bayan psikolog mu erkek mi?
 
Son düzenleme:
ben de yolun başındayım hatta bu yüzden ilaç kullanmak istemiyorum. çünkü yorumlarda hep korkuları ertelediği ama asla yok etmediği yazıyor. ve çogu insan da memnun degil. küçüken zaten hep ilaç kullandım içim dışım ilaç. bagımlı olmak istemiyorum ama senin yorumundan sonra kafam karıştı


Bak ben de yorumlardan çoooook etkilenmiştim kesinlikle kullanmıcam diyordum kaygılarım çok fazlaydı gerçektenn bi ara delirme korkusu yüzünden uyumaktan korkuyordum sürekli internette bu konuyu araştırıyordum ilaç konusndaki olumsuz yorumlar kafamı karıştırıyordu kullanmaktan da kullanmamaktan da korkuyordum canım istemediği halde başka şeylerle meşgul olmaya çalışıyordum kuzenlerim arkadaşlarımla eğlenceli yerle gitmeye çalışıyordum oyalanırsam kurtulurum sanmıştım ama sonuç hüsran gerçekten başaramadım zaten depresyon da vardı çok beterdi bu ilaca ağlayarak başladım çünkü yorumlardan çok etkilenmiştim ve kullanmaya başladım ilk günler kaygılarımı daha da arttırdı kalbimdeki o ağırlığı o bağırma ne yapsam o ağırlıktan kurtulamama anlarını unuttamıyorum ve çok şükür 2 gündür iyiyim ilaçlara inanmadan başlamıştım ama bence onun sayesinde üstelik daha yyeniysen bence ilerlemeden gitmelisin!!! ve ilaçları bırakınca başa dönmemek için hayatında yenilikler yapmaya çalış kendince ben böyle yapmayı düşünüyorum o zaman başa dönmezsin


bak bence bi çok kişi düzenli ve gerektiği gibi kullanmadı bu yüzden şikayetçi bence gerektiği gibi kullanır gerektiği gibi bırakırsak birşey olmaz ben böyle düşünüyorum umarım yanlış yönlendirmem
 
ama bak bi de benimki ani bi olay üzerine ortaya çıkmıştı o yüzden kendimi kontrol edecek güçte değildim seninki belki böyle değildir istersen önce durumu psikologla konuş ilaç gerekir mi diye sor sonra düşünürsün çünkü terapidede güzel çözümler var depresyonda falan değilsen başka şeyler de düşünebilirsin
 
İlaclarin ne denli neye gore etkili oldugu tartisilir bu konuda dunyaca une sahip bir psikolog (birazdan adini netten bulurum ) ilaclarin insani uyusturup korkunun ustunu orttugunu soylemis ben onun yalancisiyim bu yuzden bilissel davranis terapisini denemeyi dusunuyorum,bide bzim psikologlar dinlyip dinleyip takma yaaa bosss verrrr diyorlarmis :47: liseli arkadaslar gibi uc kisiden de buna benzer bisey duymustum :37:
 
İlaclarin ne denli neye gore etkili oldugu tartisilir bu konuda dunyaca une sahip bir psikolog (birazdan adini netten bulurum ) ilaclarin insani uyusturup korkunun ustunu orttugunu soylemis ben onun yalancisiyim bu yuzden bilissel davranis terapisini denemeyi dusunuyorum,bide bzim psikologlar dinlyip dinleyip takma yaaa bosss verrrr diyorlarmis :47: liseli arkadaslar gibi uc kisiden de buna benzer bisey duymustum :37:



haklısın ama dünyaca ünlü psikologtan örnek vermek doğru mu bilemem çünkü bu tür konular dünyada tartışılmakta.. zaten öyle her başın sıkıştığında kullnmak da doğru değil hatta bazıları önune gelene ilaç yazıyor iş başa düşebiliyor bazen ama benim demek istediğim insan bazen ne kadar uğraşsa da olmuyor anksiyete illeti depresyonu da beraberinde getiriyor o büyük sıkıntıları bazen tek başına atlatamıyorsun tek başıma mücadele edicem derken iyice ilerletiyorsun bunu ben ilk başlarda mücadele ettim ama artık günün her sn si beni rahatsız edince bu yola başvurdum bazı dayanıklı insanlar aylarca direnebiliyor ve bazılarında sonuç hüsran ama belki bunu ilaçsız yenenler de olur bunu kişi kendi takip etmeli öyle karar vermeli ben bunu yorumlardan çok etkilenip kesin olarak ilaç kullanmamaya karar verip sonra vazgeçen brii olarak yazıyorum çeşitli yollar deneyrek üstesinden gelebiliyorsa ne mutlu
 
haklısın ama dünyaca ünlü psikologtan örnek vermek doğru mu bilemem çünkü bu tür konular dünyada tartışılmakta.. zaten öyle her başın sıkıştığında kullnmak da doğru değil hatta bazıları önune gelene ilaç yazıyor iş başa düşebiliyor bazen ama benim demek istediğim insan bazen ne kadar uğraşsa da olmuyor anksiyete illeti depresyonu da beraberinde getiriyor o büyük sıkıntıları bazen tek başına atlatamıyorsun tek başıma mücadele edicem derken iyice ilerletiyorsun bunu ben ilk başlarda mücadele ettim ama artık günün her sn si beni rahatsız edince bu yola başvurdum bazı dayanıklı insanlar aylarca direnebiliyor ve bazılarında sonuç hüsran ama belki bunu ilaçsız yenenler de olur bunu kişi kendi takip etmeli öyle karar vermeli ben bunu yorumlardan çok etkilenip kesin olarak ilaç kullanmamaya karar verip sonra vazgeçen brii olarak yazıyorum çeşitli yollar deneyrek üstesinden gelebiliyorsa ne mutlu


Cnm haklisin, seninki bayagi ilerlemistir bende dönem dönem yogunlasiyor regl günlerime yaklastigimda cok bunaltiyor... bunun bir yolu yöntemi varmi diye arastirirken buldum bu ksiyi ve dedigim gibi ben onun yalancisiyim kitabi varmis davranissal terapi hakknda ben babama bile guvenmem belki kitabi satsn diye öyle diyor ama bebek dusundugum icin ilac kullanmaya sicak bakmiyorum...


Dr.Başak DEMİRİZ

10 Mayıs 2013


İlaç yerine kitabımı öneriyorlar

Son zamanlarda adını çok sık duyduğumuz kognitif terapi nedir? Çocuklara psikoterapi faydalı olur mu? Depresyon geçer mi? Kedi, köpek, uçak fobisinden kurtulabilir miyiz? Bunun gibi birçok merak edilen soruyu, Türkiye’ye gelen dünyaca ünlü psikolog Dr. Christine Padesky’ye sizin için sordum.

ünyanın en önemli kognitif terapistlerinden Dr. Christine A. Padesky, geçen hafta bir seminer için İstanbul’daydı.
Kognitif terapi, 1000’den fazla bilimsel araştırma ile, birçok psikolojik ve psikiyatrik sorunun etkili bir şekilde tedavi edilebileceğini ispatlamış bir psikoterapi şekli. Kognitif terapinin kurucusu olan Dr. Aaron T. Beck’in öğrencilerinden Dr. Padesky, bugüne kadar Kuzey, Güney Amerika, Avrupa ve Asya’da 45 binden fazla psikoloğa eğitim verdi.
1978’den beri terapi yapan Padesky’nin amacı, kognitif terapiyi tüm dünyaya tanıtmak ve terapistleri eğitmek.
Padesky’nin Türkçeye “Evinizdeki Terapist” adıyla çevrilen “Mind Over Mood” adlı kitabı (23 dile çevrildi), tüm zamanların en etkili kognitif terapi kitabı olarak kabul ediliyor.
“Evinizdeki Terapist” kitabını dilimize kazandıran meslektaşım Klinik Psikolog Dr. Emel Stroup’un düzenlediği organizasyon sayesinde yüzlerce psikolog, İstanbul’da ikinci kez Padesky’den eğitim aldı.
İstanbul’daki seminerlerinin yanı sıra Londra’da da birçok seminerine katıldığım Dr. Padesky, onun yakın bir takipçisi olduğumu bildiğinden, bu gelişinde röportaj isteğimi kırmadı ve sizin için sorduğum soruları yanıtladı.

Kognitif terapiyi nasıl tanımlarsınız?

- Kognitif, ‘düşünmek’ anlamına gelir. Kognitif terapi; olaylara bakışımızın, duygu durumumuzun, ilişkilerimizin ve yapmak istediklerimizin düşüncelerimizle olan ilişkisine bakar. Düşüncelerimizin, nasıl hissettiğimiz ve nasıl davranacağımız üzerinde büyük etkisi vardır. Örneğin çocuklarımız aralarında kavga ediyor; eğer “Çocuklar böyle kavga eder, kendi hallerine bırakmak lazım” diye düşünürsek, arkamıza yaslanıp rahatça otururuz. Ama “Büyüyünce kötü insanlar olacaklar, başarısız olacaklar, aralarını bulmalıyım” şeklinde düşünürsek, kavgalarını önlemeye çalışırız. Yani düşüncelerimizin, davranışlarımız üzerinde çok büyük bir etkisi var. Kognitif terapi, insanın duyguları ve davranışları ile bağlantılı olan düşüncelerini tanımlamasına, fark etmesine yardım eder. Böylelikle, hangi düşüncelerinin daha iyi bir hayata yön verdiğine karar verebilir.

Bazen danışanlarımız şöyle diyor: “Çok depresif hissettiğimde düşüncelerimi değiştirmek kolay değil, değişmek çok zor.” Böyle düşünen birine kognitif terapinin işe yarayacağını nasıl açıklarsınız?

- “Evinizdeki Terapist” kitabını bu nedenle yazdım. Bu kitap, kolay bir şekilde bunu nasıl yapabileceğinizi anlatıyor. Başlangıçta düşüncelerimizi tanımak ve onları test etmek zor olabilir. Biz insanlara şunu öğretmeyi hedefliyoruz; düşüncelerine ve hayatında olanlara bak, sana gerçek ve dürüst gelen düşüncelerin neler olduğuna ve hangi düşüncelerin mutlu bir hayat yaşamana yardım edeceğine kendin karar ver. Bu öğrenilebilir.

Evet, üstünde çalıştıkça, düşüncelerinin ve bunların duygularına nasıl yön verdiğinin farkına varmaya başlıyorlar.

- Düşünceleri belirledikten sonra, daha dengeli bir hale sokabilmek için karşılaştırma yapmak, düşüncelerinizin doğru olup olmadığını test etmek gerek. Düşüncelerinizi destekleyen kanıtlar var mı? Desteklemeyen kanıtlar var mı? Olumsuz düşünceleriniz her zaman yanlış olmayabilir, bunun da farkına varmak lazım. O zaman terapistiniz daha mutlu bir hayat yaşamak için neleri değiştirmeniz gerektiğini bulmanıza yardım edebilir. Böyle zamanlarda danışanlarımıza çözüm üretmesi gerektiğini gösteririz.

Bir örnek verebilir misiniz?

- Diyelim depresyondasın ve patronunla ilgili olumsuz bir düşüncen var: “Patronum benden nefret ediyor ve ne yaparsam yapayım onu tatmin edemiyorum.” Bunlar depresif düşüncelerdir ve tamamen doğru olmayabilir. Belki patron bazen eleştiriyordur ama bu “Her zaman eleştiriyor, onu hiç memnun edemiyorum” düşüncesinden farklı bir düşünce. Depresif olduğumuzda sadece eleştiriyi görürüz ve daha karamsar oluruz. Bununla beraber gerçekten sizden memnun olmayan bir patronunuzun olma ihtimali de var. Eğer öyleyse, bu konuda ne yapmanız gerektiğini düşünmelisiniz. “Eleştirilerini ciddiye almayacağım, çünkü o herkese karşı çok eleştirel” diye düşünebilirsiniz. Ya da “Ben böyle bir insanla hiçbir zaman çalışamam” diyerek işinizi değiştirmeye karar verebilirsiniz. Karar vermeniz gerekiyor, sizin düşüncelerinizde mi problem var, yoksa patronunuzda mı?

DEPRESİF KİŞİLERE “5 DAKİKA” KURALINI ÖĞRETİYORUM

Öyleyse önce düşüncelerimizi tanımlıyoruz, duygu durumumuzu nasıl etkilediğini görmeye çalışıyoruz ve bu düşüncelerin doğru olup olmadığını test ediyoruz. Düşüncelerimizin doğru olması durumunda da durumu nasıl değiştirebileceğimizi ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.

- Düşüncelerimizi destekleyen bir kanıt varsa, problemleri çözmek için aksiyon planı yapmak faydalı olur. Kognitif terapi, aktif bir terapi yöntemidir. İnsanların kısa sürede daha iyi hissetmeleri için problemlerini mümkün olduğunca çabuk çözmeye yardım etmeyi hedefler.

? Bazen depresif kişiler hiçbir şey yapmak istemez. Aksiyon planı yapmak, düşüncelerini yazmak, değiştirmek istemezler. Bu durumda kognitif terapi nasıl etkili olabilir?

- Evet, depresif insanları bir şeyler denemeye ikna etmek zor olabilir. Bu nedenle her şeyi bir anda yapmalarını veya hayatlarını tamamen değiştirmelerini beklemeyiz. Hedefleri küçük parçalara böler ve onları küçük adımlar atmaya teşvik ederiz. Benim depresif kişilere öğrettiğim bir şey var; “5 dakika kuralı”. Genellikle bir şey yapmaya niyetlendiğinizde ilk dakikalar en zorudur. O yüzden onları sadece 5 dakika bir şey yapmaları için cesaretlendirmeye çalışırım. Örneğin, 5 dakika yürü, 5 dakika çocuğunla oyna... 5 dakika sonunda devam edip etmek istemediğine karar verirsin.

“Bir şey yapmak işe yaramayacak” diye düşünenler olabilir.

- Onlara da duygu durumlarını 1’den 10’a kadar değerlendirmelerini öneriyorum: 10 kendimi çok depresif hissediyorum, 1 hiç depresif hissetmiyorum. 5 dakika bir şey yap ve duygu durumunu tekrar değerlendir. O zaman bir şey yapmanın işe yarayıp yaramayacağını tahmin etmeye çalışmak yerine, gerçekten ne hissettiğine bakarak karar verebilirsin. Problemlerin çözümüne yönelik küçücük bir adım bile atmak, duygu durumumuzda değişiklik yaratabilir. Bu ufak değişiklik bile size daha fazla enerji verecektir.

“Evinizdeki Terapist” , 23 dile çevrildi, 1 milyonun üzerinde sattı. Sizce neden bu kadar başarılı oldu?

- Kitap pratik bir şekilde “baş etme becerilerini” öğretiyor. Düşünceleri ve duygu durumunu nasıl tanımlarız, nasıl test ederiz, düşüncelerimizin doğru olup olmadığı konusunda nasıl kanıtlar toplarız... Bunlar hakkında pratik önerilerimiz var. Kitabın adı gibi, anlattığımız yöntemleri evinizde kolayca uygulayabilmeniz için listeler ve şemalar koyduk. Dünyanın her yerinden insanlar bana e-mail atıp, depresyon veya anksiyete ile ilgili problemlerini bu kitaptaki uygulamalar sayesinde çözebildiklerini söylüyor. Bu beni gerçekten çok mutlu ediyor..

Bu kitap asıl olarak depresyon ve anksiyete için mi?

- Temel olarak öyle ama kızgınlık, suçluluk ve utanç duygusu gibi duyguları da kapsıyor..

Kitabı okumak terapi almak yerine geçebilir mi?

- Bu, kişinin şikayetlerinin ne kadar yoğun olduğuna bağlı. Şu anda İngiltere’de bir araştırma yapılıyor. Hafif depresif veya anksiyetesi olan kişilere ilaç yerine bu kitabı okumaları tavsiye ediliyor. Şikayetleri hafif olan kişiler, bu kitabı okuyup içindeki yöntemleri ciddi bir şekilde uyguladıklarında değişim yaşayabiliyorlar. Bu kitabın hedefi, insanların kendi kendilerine yardım edebilmeleri. Daha ağır depresyon veya anksiyete yaşayanların profesyonel yardım almaları gerekir.

Çoğu kişi kitap okuyup yöntem öğrenmek, hatta psikoterapiye gitmek yerine ilacı tercih ediyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

- Sorunuza daha doğru cevap verebilmek için depresyonu ve anksiyete bozukluklarını ayrı ayrı konuşalım. İlaçların depresyonu azalttığı doğru, fakat ilacı bıraktığınızda depresyonun geri gelme olasılığı var. Fakat kognitif terapi ile düşüncelerinizi tanımladığınızda ve kendinizi daha iyi hissedecek aktiviteler öğrendiğinizde, depresyonun geri gelme riski düşük. Anksiyete bozukluklarında ise durum farklı. Bazı anksiyete ilaçları anksiyetenin iyileşme olasılığını düşürebilir. Bu kulağa komik gelebilir ama maalesef doğru. Özellikle panik bozukluğu olan kişiler, ilaç aldıklarında aslında hiçbir zaman iyileşmeyebilir. Oysa kognitif terapi alan kişiler 6 veya 8 seansta iyileşebilirler. Ayrıca kognitif terapi alan 10 kişiden sadece 1’i tekrar panik atak yaşarken, ilaç tedavisi gören 10 kişinin 8’i tekrar panik atak yaşar.
 
Back
X