Annem beni sinir ediyor

Bu sitede de feminist bir grup var hemen başlıyorlar saydırmaya her işi kadın mı yapmak zorunda bıdı bıdı...Ya arkadaşlar tabiki evin annesi yemek işini düzenli bir şekilde halletmek zorunda kadın ve erkek işte bu yüzden eşit değil.Anne demek toparlayandır eşini çocuğunu düşünendir,evde yemek yok kendi dışarılarda geziyo kocası çocuğu aç mı tok mu umrunda değil.Burada konu sahibi çok haklı vurdum duymaz bencil bir annesi var.Allah yardımcın olsun diyorum konu sahibi fakat annen babanın bu yumuşak tavrından yüz bulmuş.Annenizle konuşup bu konuyu kesinlikle halletmelisiniz,düzenli bir aile hayatı için yemek saatleri çok önemli annenle bu konuyu konuş isteklerini rahatsızlıklarını söyle.
 
Genel olarak annemle anlaşabilen birisiyim. Annem de iyi biridir ama bazı şeyleri beni o kadar sinirlendiriyorki acaba abartıyo muyum diyorum bazen.
Babam anneme çok karışan birisi değil. Annem genel olarak rahattır. Zaten haftanın beş günü kahvaltı falan hazırlamıyor babama. Babamın tek beklentisi haftasonları 10 da falan kahvaltı yapmak. Benim de öyle. Çünkü babam işe gidiyor öğlen gibi, benimde bişeyler yiyip derse başlamam lazım. Yani kendimi geçtim gerçekten babamın çok sinirleneceğini bile bile asla uyanmıyor annem. Ben kalkıp hazırlıyorum kavga çıkmasın diye. Cidden hazırlarım da öyle şeyler beni yormaz da gocunmam da. Ama annemin bu rahatlığı, kaç kez kavga çıksa da babamın uyanıp saatlerce odada kahvaltı beklediğini, işe gideceğini bilsede inatla uyanmaması beni deli ediyor gerçekten. Bugün ders çalışıyodum erken uyanıp, saat 11 i geçiyordu ve annem hala uyanmamıştı. Önce kardeşimi gönderdim uyandırması için kalkmayınca ben gittim. Bayağı uğraştım uyanması için(uyanmaması uykusunun ağırlığından değil takmıyo o an beni)
Normalde haftasonları hazırlıyorum arada kahvaltıyı ama şimdi ders çalışmam gerekiyordu yapamadım . Gerçekten babam olmasa kalkıp ben yerim ya da yemem takmam bu durumu. Ama babam çok sinirlenecek bunu biliyor ve hala rahatlık neden cidden anlamıyorum.
Bunun dışında mesela gün içinde dışardaki işlerini halledicek diyelim. Evden çok geç çıkıyor ve babamın gelme saatine yakın çıkıyor nerdeyse. Sonra babam geliyo ve doğal olarak adam bi tabak yemek istiyo yani. Annem ortada yok. Ben de hazırlamıyorum inadına şu an ve cidden ders çalışmam gerek sinirden onu da yapamıyorum. Sonra aradım nerdesin diye. Diyoki yemekteyiz kardeşinle. Gel de delirme işte. Ve o kadar rahatki o an. Sonra rahat rahat siz ne yediniz dedi iyice delirdim. Benim sorumluluğum değil bu konu ne bileyim ne yicez falan dedim. Ve acım ders çalışamıyorum şuan. Ben istiyorumki bi düzen olsun en azından haftasonu. Zaten öğle yemeği falan da yemiyoruz babamla. Bari akşam bi sofra görelim. Cidden abartıyo muyum? Yani tamam gezmek uyumak her şey onun da hakkı ama ailece bir bütünlüğün olması gerekmiyor mu? Ya da babama karşı bana karşı bi sorumluluğu yok mu? Bu rahatlık neden cidden merak ediyorum. Babamda uyuyakalmış odada. Uyanınca yemek nerde falan diyecek kesin. Bilerek hazırlamıyorum şuan çok sinirlendim

Anayı buldunuz bir de sinir oluyorsunuz pes vallahi
Benim annem hayatının son 20 yılı mutfağa sadece istediği zaman girdi
Suyunu, çayını ayağına götürdük ben ve ablam
Hatta o pamuk ayaklarını akşamları yıkayıp kremlemişliğim vardır çok kez
Keşke olsa yine yapsam, ömrümün sonunda dek
Anne görevini yapmış, koskocaman bir yetişkinsin, senin yaşında kızı olan anneye iş yapmak düşmez
Babana çok bir şey demem, çalışıyor haklıdır akşam eve geldiğinde bir kap yemek ister ama bunun için terör estiriyorsa o da hatalıdır. Bu boya kendi kendinize doyarak gelmediniz değil mi, anneniz yaptı her şeyi, yaptıklarına sayın bundan sonra da siz yapın, madem bir kap yemektir kimsenin eline yapışmaz, dersten de geri bırakmaz
 
23 yasindasin annen sana neden hizmet etsin? Kalk sen hazirla annene babana kahvalti vs. Koca kadin olmussunz tabi huzursuzluk cikmsn diye ugrasacaksnz 5 yasndaki cocuk musunuz?

Babaniz saatlerce kahvalti bekleyecegine bir zeytin peynir koyamiyor mu kendine? Zeytini peyniri onune koymak icin kadina ihtiyac duyan erkege sinirlenmen lazim bence.

Sinirlenmen cok sacma. Annen rahat falan degil sadece hizmetci olarak kullanilmaktan yorulmus.

Buna nasil canak tutabilirsiniz aklim almiyor. Cokta kucuk degilsiniz anne sen otur ben kahvalti hazirlarim diyecek yaşa gelmisken anneye kahvalti hazirlamiyor diye sinirlenmek ne bileyim simariklik gibi birsey.

Sizin de eliniz var babanizin da. Neden annenizin eline muhtacmis gibi davraniyorsunuz?

Ne bicim anneymis bu diyenlere de yaziklar olsun. Annelik kahvalti hazirlamamakla mi olculuyr? Ne bicim insansiniz diyorum size sadece.
+10000000000000000000000000000000000000000000000000
 
Ne kadar boş ve gereksiz yorumlarla uzamış konu. Baba zaten haftada sadece iki gün kahvaltı bekliyormuş. Konu sahibi de ygs ye değil finallere hazırlanıyormuş. Kadın çalışmasın ama baba kahvaltı beklerken çok şey beklemiş olsun. Madem eşitlikse anne de yıllardır girp babayla eşit maaşta bir işte çalışsaymış. O saatlere kadar uyuyup sorumluluk yerine getirmemek tembellik başka birşey değil bence.
 
Anayı buldunuz bir de sinir oluyorsunuz pes vallahi
Benim annem hayatının son 20 yılı mutfağa sadece istediği zaman girdi
Suyunu, çayını ayağına götürdük ben ve ablam
Hatta o pamuk ayaklarını akşamları yıkayıp kremlemişliğim vardır çok kez
Keşke olsa yine yapsam, ömrümün sonunda dek
Anne görevini yapmış, koskocaman bir yetişkinsin, senin yaşında kızı olan anneye iş yapmak düşmez
Babana çok bir şey demem, çalışıyor haklıdır akşam eve geldiğinde bir kap yemek ister ama bunun için terör estiriyorsa o da hatalıdır. Bu boya kendi kendinize doyarak gelmediniz değil mi, anneniz yaptı her şeyi, yaptıklarına sayın bundan sonra da siz yapın, madem bir kap yemektir kimsenin eline yapışmaz, dersten de geri bırakmaz

Aynen katiliyorum, her kelimesine!

Rabbimde size ve ablaniza hayirli evlatlar nasip etsin insallah.
 
Şimdi konu sahibi annesinden bir kap yemek istedi diye hayırsız evlat olduğunu mu ima ediyorsunuz.Kusura bakmayın da arkadaşlar kahvaltı hazırlamak akşam yemeği hazırlamak bir kadına zülum gibi geliyosa hafta sonu ailesiyle mutlu şekilde kahvaltı yapmayı 11 lere 12 lere kadar uyumaya tercih ediyorsa o kadının anneliğinden şüphe duyarım.
 
Bu sitede de feminist bir grup var hemen başlıyorlar saydırmaya her işi kadın mı yapmak zorunda bıdı bıdı...Ya arkadaşlar tabiki evin annesi yemek işini düzenli bir şekilde halletmek zorunda kadın ve erkek işte bu yüzden eşit değil.Anne demek toparlayandır eşini çocuğunu düşünendir,evde yemek yok kendi dışarılarda geziyo kocası çocuğu aç mı tok mu umrunda değil.Burada konu sahibi çok haklı vurdum duymaz bencil bir annesi var.Allah yardımcın olsun diyorum konu sahibi fakat annen babanın bu yumuşak tavrından yüz bulmuş.Annenizle konuşup bu konuyu kesinlikle halletmelisiniz,düzenli bir aile hayatı için yemek saatleri çok önemli annenle bu konuyu konuş isteklerini rahatsızlıklarını söyle.

Feministlikle ilgisi yok. Koca insanların , birini uykusundan uyandirarak , " bize kahvaltı hazırla " demesi abes bir durum.

Iki zeytin , peynir koy sofraya, çay demle oldu bitti.

Anneler yavrusu o yaşa gelene kadar aç mi bırakıyor ? 23 yaşına nasıl geldi konu sahibi ?
 
Ne hizmetçiliği ya. Anne hiç yapmıyor bari bi gün yap diyorlar. İnada yapmıyor. Sanki kadın her gün yapıyo da bıkmış sadece belli bi gün yapmıyo. Öyle olsa eyvallah dersin. O zaman bu mantıkta göre baba da çalışmasın para getirmesin. O adam niye hizmetçilik yapıyo :KK47:
 
Bakın burda olay iki zeytin bir tabak koyma olayı değil ki!!Hafta sonu kahvaltısı ailenin brilikte olduğu en güzel zamanlardan biridir.Mutlu mutlu kahvaltı hazırlayıp eşini çocuğunu o masaya toplamayıp yatmaya tercih ediyorsa bir anne (hastalık vs durumları hariç) o anne kötü bir annedir nett!
 
Sen yap o zaman anayn o evin hizmetçisi mi:) evet aşırı abartiyorsun bu benim sorumlulugumda DEGil demişsin. O zaman sen herşeye burnunu sokma annenden daha mi iyi bileceksin bazi şeyleri otur dersini çalış.
 
Ben bazı kadınları anlayamıyorum gerçekten çalışmamayı evde yatmak gezmek sanıyorlar.

Erkek çalışıyorsa kadın da evdeki her işi yapacak. Adam bir gün bugün işe gitmeyecegim canım istemiyor sen git diyor mu? Hayır. Ama bazı kadınlar kocam gelsin pazara gidelim markete gidelim evin işine yardım etsin yemek yapsın temizlik yapsın insaf ya.

İş bölümü diye birşey var anneniz çok yanlış yapıyor. Tamam onun da kişisel vakte ihtiyacı var ama kocasını saati bellidir o gelmeden evde olup sofrasını kurması sabah ondan önce kalkıp kahvaltı hazırlaması gerekli. Babanız sabahın köründe kalkıp size bakma için işe gidiyor ama anneniz evin içinde kahvaltı hazırlamaya üşeniyor çok yanlış buluyorum böyle şeyleri.

Anneniz pek evini sizi önemsemiyor anlaşılan sizi dinleyeceğini sanmam ama babanıza konuşun bence annenize resti çeksin onu bu haliyle kabul ederse değişmez yani ya evinin sorumluluğunu alacak yada gitsin bekar gibi yaşasın

Yuva yıksın istenem kimse ama böyle kadınlara sessiz kalınca evlilik resmiyette olsa da fiilen bitmiş zaten bence birşeyler yapmak lazım.
 
Konu sahibini en çok rahatsız eden şey bence annenin uyuması değil. Amaan bana ne uyusun diyip hayatına devam edebilir ama anne uyuyup o ortada olduğunda baba ondan bekliyor muhtemelen. O yüzden de sinirlenmiş. Bir de yemek, kahvaltı mı hazırlayacağım diye.

Burada ailecek güzel sofra, huzurlu hayat falan denmiş de demek ki huzur yok yani ailede. Sevgi de yok belki. Aralarında ne geçti bilemiyoruz karı kocanın.

Üstelik 5-6 yaşında bir çocuk yok ihmal edilen. Konu sahibi 23 yaşında kazık kadar kadın olmuş. O yaştaki insanlar ailelerinden uzak nerelerde üniversite okuyor. Paraları bitiyor da ay başı gelsin diye bekliyor. Ailesine kirayı fazla söyleyip çok para isteyen de evlat, param var benim diyip yetirmeye çalışan da evlat ne diyeyim.

Kadın yılmış besbelli. Çocuklar da büyüdü diyip rahatlamış. Herkesin eli ayağı tutuyor çok şükür diye düşünüyor demek ki. Baba da hafta sonu kahvaltıyı ailecek yapmak istiyor ama anne reddediyorsa bir durum olduğu belli ortada.

Bana adam pek anlayışlı gelmedi. Oturup saatlerce kahvaltı bekliyormuş bu nedir ya. Kızı da inadından hazırlamıyormuş. Hazırlama zaten, baban hazırlasın. İki tane kap çıkartacak altı üstü. Valla içim şişti okurken. Acıdım kadına. Nasıl üzülür kızının hislerini bilse. Bir de huzursuzluk çıkmasın diyorsun da senelerce çıkmış belli ki annen artık umursamıyor.

Bir de burada babasının, dedesinin vicdansızlığını övünerek anlatanlar var ki üzüldüm. Anaları, nineleri neler çekmiş, belki hastalanmış bu yüzden, erken yaşta göçmüş gitmiş. Hiç de demiyorlar ki çile çekti, ooo çok güzel baktı 35 çocuğa, hep de mutfaktaydı, ev de hep yemek kokardı, kadın anam, canım anam diyorlar.

Amaaan anneliği, kadınlığı kutsallaştırıp, her sorumluluğu üstlerinden atıp kadına yükleyen adamlar, bunu da savunan "ama kadın dedğin toparlar" diyen kadınlar. Üzücü.
 
Bakın burda olay iki zeytin bir tabak koyma olayı değil ki!!Hafta sonu kahvaltısı ailenin brilikte olduğu en güzel zamanlardan biridir.Mutlu mutlu kahvaltı hazırlayıp eşini çocuğunu o masaya toplamayıp yatmaya tercih ediyorsa bir anne (hastalık vs durumları hariç) o anne kötü bir annedir nett!

Yuh.. Kahvaltı hazirlamadigi için kötü anne yaptınız ya , pes..
 
Konu sahibi sonuna kadar haklı. Onu sivri dille eleştirenlere de ters cevap yazmış, iyi yapmış. Çünkü bahsettiği şeyi ısrarla anlamayıp, konuyu kadın haklarına çevirmeye çalışmışlar.

Bir evde sofra demek, iki kap yemek demek değildir. Zaten bütün gün herkes birbirinden ayrı koşuşturmaca içinde. Sabah kahvaltısı, akşam yemeği ailece herkesin bir arada toplanıp, günün gündemini yapabilecekleri, sohbet edebilecekleri, paylaşacakları, ileride bir gün o yuvadan ayrıldıklarında geçmişe bakıp mutlulukla yad edebilecekleri en güzel anlar.

Sofrada ister içli köfte, perde pilavı olsun, ister söğüş domates salatalık, ister peynir zeytin olsun.

Yemek hazırlamak, aileye özenmek hizmetçilik değil. Zaten bu zihniyetin sonucu olarak kadınlar yaptıkları işi boşa geçmiş bir hayat olarak görüp, bunalımlara girip dağılıyorlar, arkalarından da aile tesbih tanesi gibi saçılıyor. Kocaman insanlar, 15 yaşında ergen çocuklar değiller, idare edilecek.

Kimisi zaten çalışan yorulan annelerini düşünerek, yorum yapıyor ama her anne bir değil işte.

Ben de aynen böyle, hatta bundan çok daha abartı olan bir anneye sahip olduğum için gayet net görebiliyorum durumu. Ve anneme çok kızıyorum.

Bu bir özen ve öncelik meselesidir. Konu sahibi anneniz, diğer konularda ailenizle gayet ilgili, sahip çıkan bir yapıdaysa, yalnızca yemek yapmayı sevmiyordur. Bu durumda, siz yapın. Ya da kendiniz halledin bir şekilde. Ama konu genel olarak özensizlikse, o zaman anneniz gayet haksız.

Benim annem de hiçbir zaman aile olmayı, sahip çıkmayı önemsemedi. Ev hanımı, gayet zengin. Günde iki vakit y, bir kahvaltı, bir akşam yemeği herkesi bir arada toplayacağı. 30 yaşındayım, Ne düzgün bir masanın etrafında toplandığımızı hatırlarım, ne de mutfaktan gelen güzel bir koku. İftar vakti, herkes aç. Gelen dolaptan aldığı hurmayla orucunu açar, poşetten ekmek koparır, bekler, 2-3 saat sonra, yaklaşık 11 sıralarında akşam yemeğine çağırır. Çünkü öğlen 1 de kalkmıştır. Zar zor kendini toplamıştır. Tam yemek saatinde bir yerlere gitmiştir. Ezandan önce eve gelmiştir.

Tek harika sofralarımız, sık sık gittiğimiz tatillerdeki otel masaları. Yani bütün ömrü mutfakta geçmiş, bıkmış bir durum yok. Düpedüz bunalım adı altında şımarıklık.

Senede bir, bir ay babamla baş başa tatile çıkarlardı. Bize de ananem bakmaya gelirdi. Bizim ev bayram, okuldan önce kahvaltı var(ki 7-8 yaşında gelişim çağında okula aç gitmemesi gereken çocuklardan bahsediyoruz), akşam yemeği var, ev düzenli, biz servise hep zamanında yetişiyoruz, sofrada bugün ne yaptın muhabbeti dönüyor, iftarda heyecanla ezanı bekliyoruz, ardından bir anda tabak kaşık şıkırtıları.. 30 yaşındayım, artık bizm evden hiç çocuk yok, bir bekar kardeşim. O da hep dışarıdan yer, biz geldiğimizde sofraya filan oturmaz. Çünkü sofra diye bir kavramı yok. Biz anneme gideceğimiz zaman aç kalacağımızı bildiğimiz için, eşimle karnımızı doyurur öyle gideriz. Baklava bekleyen yok, tarhana çorbası yeter halbuki, maksat her hafta gidip aile muhabbetini diri tutmak.

Tüm ailenin bir araya toplandığı sofralar, benim için çok şey ifade ediyor. Hizmetçilik değil, tam tersine, bir ailenin hakimi olmak olarak görüyorum ben bunu. Herkes planını o evin hanımının saatine göre uydurup bir arada olmayı önemsiyor.

Çalışırken de ev hanımıyken de, sofralarıma özendim. Domates peynir de olsa, güzel bir tabakta olsun. Çalıştorken 10 da eve geldim, kimi saman kahvaltı sofrası kurduk. Benden aldığı 20 dakika.

Hep kadına bakmalı da demiyorum, eşi de yardım eder, kimi zaman o yapar. Yoğun çalışan bir arkadaşım da her akşam dışarıda yiyor mesela eşi ve çocuğuyla, her pazar gezme ama hep beraber oluyorlar. O yoğun çalışmaya, evde sofra kurmaya uğraşamaz ama aile aynı masada toplanıyor mu toplanıyor. ev hanımıysa neyin vakitsizliği düzgün planlandığı zaman?

Üç kişiyiz evde. Ben eşim ve 8 yaşındaki oğlum. Sabah kahvaltılarımızı oğlumla beraber hazırlarız, akşam soframızı. Oğlum mutfakta çatal, kaşık, rendeden, buzdolabı poşetine kadar her şeyin yerini bilir. Hatta bu sabah yumurtayı neden ben tek yaptım, onu çağırmadım diye kızdı. Bana kaşar rendeler, o eriyen tereyağı kokusunun huzuru onun hafızasına yazılıyor. Yemekten sonr beraber bulaşık makinesini boşaltıyoruz, o yerlerine yerleştiriyor alt dolaplardakileri. Bu paylaşılan mutluluk, nasıl hizmetçilik oluyor anlamıyorum. Yemek yapmaktan da pek hazzetmem açıkçası. Öyle çok komplike değildir soframız pazar harici, ana yemek, pilav, salata, çorba kombinasyonu. Bakliyat, sebze, et hafta içinde döner ki, her birinden faydalanılsın.

Pazar günü amcası kahvaltıya çağırıyor, amca pazar değil de cumartesi gelirim, bizim evde pazar günü kahvaltısı özel oluyor da diyor. Gurur duydum mesela, 3 kişiyle bunu yapabilmişİm. İnşallah kalabalık oldukça, lezzeti daha da artar bu sofraların.

Konu sahibine yazsam, bu kadar yazmazdım. Sonraki mesajlar beni benden aldı.sanki istenen çok fazla şey. Ama yapılsa çok büyük şey.

Burada konu açan bir hanım vardı, eşi kendini ardiyeye kapatmıştı. Erkekler kendilerini evden çekince hep haksız, ama kadın aileye özenmese de haklı. Çok garip.
 
Son düzenleme:
Konu sahibi sonuna kadar haklı. Onu sivri dille eleştirenlere de ters cevap yazmış, iyi yapmış. Çünkü bahsettiği şeyi ısrarla anlamayıp, konuyu kadın haklarına çevirmeye çalışmışlar.

Bir evde sofra demek, iki kap yemek demek değildir. Zaten bütün gün herkes birbirinden ayrı koşuşturmaca içinde. Sabah kahvaltısı, akşam yemeği ailece herkesin bir arada toplanıp, günün gündemini yapabilecekleri, sohbet edebilecekleri, paylaşacakları, ileride bir gün o yuvadan ayrıldıklarında geçmişe bakıp mutlulukla yad edebilecekleri en güzel anlar.

Sofrada ister içli köfte, perde pilavı olsun, ister söğüş domates salatalık, ister peynir zeytin olsun.

Yemek hazırlamak, aileye özenmek hizmetçilik değil. Zaten bu zihniyetin sonucu olarak kadınlar yaptıkları işi boşa geçmiş bir hayat olarak görüp, bunalımlara girip dağılıyorlar, arkalarından da aile tesbih tanesi gibi saçılıyor. Kocaman insanlar, 15 yaşında ergen çocuklar değiller, idare edilecek.

Kimisi zaten çalışan yorulan annelerini düşünerek, yorum yapıyor ama her anne bir değil işte.

Ben de aynen böyle, hatta bundan çok daha abartı olan bir anneye sahip olduğum için gayet net görebiliyorum durumu. Ve anneme çok kızıyorum.

Bu bir özen ve öncelik meselesidir. Konu sahibi anneniz, diğer konularda ailenizle gayet ilgili, sahip çıkan bir yapıdaysa, yalnızca yemek yapmayı sevmiyordur. Bu durumda, siz yapın. Ya da kendiniz halledin bir şekilde. Ama konu genel olarak özensizlikse, o zaman anneniz gayet haksız.

Benim annem de hiçbir zaman aile olmayı, sahip çıkmayı önemsemedi. Ev hanımı, gayet zengin. Günde iki vakit y, bir kahvaltı, bir akşam yemeği herkesi bir arada toplayacağı. 30 yaşındayım, Ne düzgün bir masanın etrafında toplandığımızı hatırlarım, ne de mutfaktan gelen güzel bir koku. İftar vakti, herkes aç. Gelen dolaptan aldığı hurmayla orucunu açar, poşetten ekmek koparır, bekler, 2-3 saat sonra, yaklaşık 11 sıralarında akşam yemeğine çağırır. Çünkü öğlen 1 de kalkmıştır. Zar zor kendini toplamıştır. Tam yemek saatinde bir yerlere gitmiştir. Ezandan önce eve gelmiştir.

Tek harika sofralarımız, sık sık gittiğimiz tatillerdeki otel masaları. Yani bütün ömrü mutfakta geçmiş, bıkmış bir durum yok. Düpedüz bunalım adı altında şımarıklık.

Senede bir, bir ay babamla baş başa tatile çıkarlardı. Bize de ananem bakmaya gelirdi. Bizim ev bayram, okuldan önce kahvaltı var(ki 7-8 yaşında gelişim çağında okula aç gitmemesi gereken çocuklardan bahsediyoruz), akşam yemeği var, ev düzenli, biz servise hep zamanında yetişiyoruz, sofrada bugün ne yaptın muhabbeti dönüyor, iftarda heyecanla ezanı bekliyoruz, ardından bir anda tabak kaşık şıkırtıları.. 30 yaşındayım, artık bizm evden hiç çocuk yok, bir bekar kardeşim. O da hep dışarıdan yer, biz geldiğimizde sofraya filan oturmaz. Çünkü sofra diye bir kavramı yok. Biz anneme gideceğimiz zaman aç kalacağımızı bildiğimiz için, eşimle karnımızı doyurur öyle gideriz. Baklava bekleyen yok, tarhana çorbası yeter halbuki, maksat her hafta gidip aile muhabbetini diri tutmak.

Tüm ailenin bir araya toplandığı sofralar, benim için çok şey ifade ediyor. Hizmetçilik değil, tam tersine, bir ailenin hakimi olmak olarak görüyorum ben bunu. Herkes planını o evin hanımının saatine göre uydurup bir arada olmayı önemsiyor.

Çalışırken de ev hanımıyken de, sofralarıma özendim. Domates peynir de olsa, güzel bir tabakta olsun. Çalıştorken 10 da eve geldim, kimi saman kahvaltı sofrası kurduk. Benden aldığı 20 dakika.

Hep kadına bakmalı da demiyorum, eşi de yardım eder, kimi zaman o yapar. Yoğun çalışan bir arkadaşım da her akşam dışarıda yiyor mesela eşi ve çocuğuyla, her pazar gezme ama hep beraber oluyorlar. O yoğun çalışmaya, evde sofra kurmaya uğraşamaz ama aile aynı masada toplanıyor mu toplanıyor. ev hanımıysa neyin vakitsizliği düzgün planlandığı zaman?

Üç kişiyiz evde. Ben eşim ve 8 yaşındaki oğlum. Sabah kahvaltılarımızı oğlumla beraber hazırlarız, akşam soframızı. Oğlum mutfakta çatal, kaşık, rendeden, buzdolabı poşetine kadar her şeyin yerini bilir. Hatta bu sabah yumurtayı neden ben tek yaptım, onu çağırmadım diye kızdı. Bana kaşar rendeler, o eriyen tereyağı kokusunun huzuru onun hafızasına yazılıyor. Yemekten sonr beraber bulaşık makinesini boşaltıyoruz, o yerlerine yerleştiriyor alt dolaplardakileri. Bu paylaşılan mutluluk, nasıl hizmetçilik oluyor anlamıyorum. Yemek yapmaktan da pek hazzetmem açıkçası. Öyle çok komplike değildir soframız pazar harici, ana yemek, pilav, salata, çorba kombinasyonu. Bakliyat, sebze, et hafta içinde döner ki, her birinden faydalanılsın.

Pazar günü amcası kahvaltıya çağırıyor, amca pazar değil de cumartesi gelirim, bizim evde pazar günü kahvaltısı özel oluyor da diyor. Gurur duydum mesela, 3 kişiyle bunu yapabilmişİm. İnşallah kalabalık oldukça, lezzeti daha da artar bu sofraların.

Konu sahibine yazsam, bu kadar yazmazdım. Sonraki mesajlar beni benden aldı.sanki istenen çok fazla şey. Ama yapılsa çok büyük şey.

Burada konu açan bir hanım vardı, eşi kendini ardiyeye kapatmıştı. Erkekler kendilerini evden çekince hep haksız, ama kadın aileye özenmese de haklı. Çok garip.

7-8 yaşında oruç mu tutuyordunuz?
 
7-8 yaşında oruç mu tutuyordunuz?
Farklı yerleri birşeleştirmişsiniz, 7-8 yaşındayken ananem geldiğinde, okuldan önce doğru düzgün kahvaltı yaptığımızı belirtiyorum farkındaysanız, okula aç gitmememiz gerektiğinden. İftarlarsa genel durum. Biz küçükken de böyleydi, halen aynı. Biz çocukken, ramazan da ananem gelirse ezanda sofra vardır, o yoksa yoktur. Ya da yoktu diyeyim. Artık evim ayrı sonuçta.
 
Beni alıntılamadan konuyu 'anlamadığımı' iddia eden bir kaç üye var. Benim konuyu anlamadığım yok, sadece olaya farklı pencerelerden bakıyoruz. Hemen anlamadı, anlayamıyor yaftasını yakıştırmaktan bıkmadınız. Belki siz benim dediğini anla(ya)madınız?

Bir kişide ben yemeği yaparken oğlum çatalı bardağı bilmem neyi getirirmiş, bulaşık makinasını birlikte doldururlarmış. Evet hoş güzel. Demek kadına yardımcı olmak zor değilmiş.

Bir de annenin kadınlık görevini yerine getirmediğini iddia edenler varki akıllara zarar. Ev işini yapan kadın ohhh miss kadın, yapmayan öfff pis kaka kadın. Sizin içinizden gelmeyen şey başkasının içinden gelmeyebilir. Aman ne büyük insan oldunuz kadını yerden yere vurunca. Ne büyük insan oldunuz ev işlerini yapınca.
 
Beni alıntılamadan konuyu 'anlamadığımı' iddia eden bir kaç üye var. Benim konuyu anlamadığım yok, sadece olaya farklı pencerelerden bakıyoruz. Hemen anlamadı, anlayamıyor yaftasını yakıştırmaktan bıkmadınız. Belki siz benim dediğini anla(ya)madınız?

Bir kişide ben yemeği yaparken oğlum çatalı bardağı bilmem neyi getirirmiş, bulaşık makinasını birlikte doldururlarmış. Evet hoş güzel. Demek kadına yardımcı olmak zor değilmiş.

Bir de annenin kadınlık görevini yerine getirmediğini iddia edenler varki akıllara zarar. Ev işini yapan kadın ohhh miss kadın, yapmayan öfff pis kaka kadın. Sizin içinizden gelmeyen şey başkasının içinden gelmeyebilir. Aman ne büyük insan oldunuz kadını yerden yere vurunca. Ne büyük insan oldunuz ev işlerini yapınca.
Eleştirenlerin kızın dediğini anlamadığını söyleyenlerden biri benim. Sizin mesajınızı hala bilmiyorum bile gerçi ama geneli aynı yönde zaten. Anlamamak değil gerçi mesele, evet dediğiniz gibi farklı yerlerden bakmak.

Sizin alıntınızda, oğlu çatal bardak bilmem neyi getiren bir anne olarak, evet, evde yemek düzenine ve genel olarak düzenE çok önem veriyorum.uzun bir çalışma ve eğitim hayatından sonra, tedavilerimden dolayı zorunlu evde olduğum ve bundan da hiç memnun olmadığım için, herhalde ev işi yapmaya methiyeler düzecek en son insan da benim muhtemeln.

Evde oturduğum sürede de, çalışmıyor değilim. Eşimle sıfırdan iyi kazanan ve farklı şehirlere açılan bir iş kurduk çok şükür. Hala aktif olarak içindeyim ama ben kendi alanımda olmadığı için, ve ticareti çok keyifli bulmadığım için, bunu kendim için bir iş olarak görmüyorum yalnızca.

Erkek olsun, kadın olsun, çalışıyor, ya da çalışmıyor olsun yuva kavramını ıskalamanın bir bahanesi yok benim için. Burada kıza annen yapmak zorunda değil diyen pek çok kişinin evinde zaten ya kendileri, ya anneleri yemek yapıyor muhtemelen. Kız annem evi toplamıyor filan demiyor, evde yemek yok, babam aç bekliyor diyor. Ki ben bu hali gayet yakinen biliyorum. Babası kalksın, yapsın bir çözüm değil. Zaten çoğu zaman yapıyorlar da. Ben babamın çok menemenini yemişimdir. Erken yaşlarda da kardeşlerimle ekmek arası karnımızı doyunrmayı öğrendik zaten aç kalmamak için. Maksat karın doyurmak değil.

Nasıl bir iş yerinde sistem varsa, tahsilat, muhasebe, pazarlama ayakları kendi işlerini yapmadığında sistem aksıyorsa, evin de bir sistemi var. Evde parayı biri getiriyorsa, biri de yemek yapar, ya da yaptırır. Düzeni kurar. İki kap yemek zor bir şey olmadığı gibi, sosyal hayattan da alı koyan bir şey değil.

Burada, biri eşim canım çalışmak istemiyor, çalışmak zorunda mıyım diyor, kalk sen getir parayı diyor diye bir konu açsa, taşlanır. Canı uyumak istiyormuş diye çalışmamazlık yapamıyorsa, bir hafta sonu kahvaltısı için de erken kalkılır. Bundan bir farkı yok bence bahsedilenin. Ne çalışmak, ne de evde iş yapmak, sosyal hayattan koparmaz insanı. Bu basit bir görev dağılım tablosuyken, kadın haklarıyla ilgili bir mevzuya getirilmiş ki alakası yok. Bu yalnızca önemsememekle alakalı, ki ailede erkek de, kadın da umursanmadığında şikayetçi olur bundan.

Ayrıca zaten çalışan bir yapıya rahatça yardım edilir. 23 yaşında bir kızı olan biri iki dakikada bunları halleder. Konu sahibinin de bundan yüksüneceğini hiç sanmıyorum. Kız böyle bir düzenin olmadığından bahsediyor. aile de bir tripod gibi, ayakları var. Maliyeden sorumlu olan varsa, huzır ve düzenden de sorumlu biri var. Dışarıdan gelenin evde olandan bir sorumluluk beklemesi gayet normal. İkisi de çalışıyor, yorgun geliyor, o zaman ikisi beraber yapar, bu da normal. Acayip olan birinin aileye katkıda bulunup, diğerinin canı istediğinde uyanıp, canı istediğinde gezmeye çıktığı kısım. Yoksa bütün işi gücü kadına yükleyen yok.
 
Back
X