• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Annem için çok düşünüyorum.

55 yaş genç bir yaş. Annemi bende bence hastalık derecesinde düşünürüm, babam vefat etti kardeşim yok ve ben yurtdışına yerleştim. Kardeşleri ile aynı şehirde, 2 si yurtdışında onlarda gidip 2 ay kalıyorlar yazın çok yalnız diyemem 66 yaşına girdi. İlk yurtdışı işim çıktığında da ağladım zırladım bırakmam falan dedim annem kendime getirdi beni. Psikolog şey demişti bana ilk şehir değiştirdiğimde hala o sözü içimde 'üst soyunuza karşı değil alt soyunuza karşı sorumlusunuz' annesini takıntı derecesine getirip bunun yüzünden hayatı çocuklarına zindan eden bir insan mı olmak istiyorsun demişti.. Kendinizi bu konuda teskin edin. Annenizi halk eğitim kursları için belki teşvik edebilirsiniz. Ama sürekli temizlik yemek yardıma göndermekte kendini iyice boşluğa düşmesine sebebiyet verebilir. Bunu bende sık yapmıştım bi dönem küçük teyzem hareket etsin çok gönderme kafası dağılsın demişti haklı çıktı yeni evine daha az gönderdim kendi yapınca da keyifleniyor baya.

Gün yapıyorlar tanıdıklarla dışarda para dönüyor birlikte yemek yiyorlar vs buna bir teyzem sokmuş mesela başta gitmek istememişti uzun süre tanıdıkları görmediği için sonra çok sevdi. Benim en büyük şansım bütün teyzeleriminde eşlerinin vefat etmesi yakın yaşamaları bazen birlikte kalıyor bir hafta bir kaç gün, bazen birinin yazlığa gidiyorlar bazen Almanyadaki teyzelerim gidiyor bir kaç hafta kalıyorlar. Bir teyzem annemi zorla gezi gruplarına sokmuş mesela belediye/cem evi düzenliyormuş toplanıp gezilere gidiyorlar. Annem bizimle birlikte yaşarken o teyzemi tek kuzenim sokmuş mesela babasının kaybından sonra depresyona girmesin diye, önceleri tek gitmiş teyzem, annem İzmir'e dönünce şimdi annemle gidiyorlar.

Arada arkadaşları geliyor kete poğaça günü yapıyorlar, aşure yaptı bütün kuzenlerim oradaydı, ben yoruldu diye endişeleniyordum artık saldım, yorulmasından çok korkarsanız daha çok zorlanır, bunu ben yaşadım. Yoruldukça, sosyalleştikçe keyifleniyor o yaş grubu. Bir ev hanımına hafta 1 temizlik göndermek yerine yaş grubuyla yakın yerleri gezmeye gönderebilirsiniz. Annemler İzmirden Bursa Çanakkale falan gittiler baya büyülenmiş döndü.

Annemle benimde aram çok iyi bu arada, canımı veririm onun için. Ama kendi halinde keyif aldığı şeyleri bulması bize daha iyi geldi.
 
Anneniz yaşlardayım. Çalışıyorum, gündelik hayatım yabancı bir dilde konuşarak, yazışarak, raporlayarak geçiyor, ciddi sorumluluklarım, işimden dolayı edindiğim bir çevrem, sosyal hayatım, düzenli görüştüğüm 30 küsür yıllık bir kaç çok yakın dostum var. Çok uzun yillardır yalnız yaşıyorum, içinde çok mutlu olduğum bir evim, bir düzenim var. Yalnızlıktan keyif alan, hayattan keyif alan, hayatın içinde aktif, mutlu bir insanım.

Ama yaş ilerledikçe fark ettim ki, artık evlât tarafından aranmak sorulmak , reddedecek bile olsam düşünülmüş teklifler almak beni çocuk gibi sevindiriyor içten içe... Ayyy neler de düşünmüş, ehi ehi ..! diye, yüzüm ciddiyetini korusa da içim çok mutlu geziyorum ortalıkta bütün gün.
Şu ne oldu- bu ne oldu diye , takip ettiğini/önemsediğini gösteren bir satır mesaj almak, bana kendimi müthiş iyi hissettiriyor.

Ömrün çok uzun yılları, evlâda müthiş emek vererek, onu her an düşünerek, herşeyi ona göre planlayarak geçiyor ve bu hâl; uzun yıllar boyu, tek taraflı yaşanıyor ilişkinin doğası gereği. Ben yaşlı değilim. Ama 30'lu yaşlarımda, 40'lı yaşlarımda sahip olduğum fiziksel ve duygusal dayanıklılıkta da asla değilim. Yaş, insanlara çok kıymetli şeyler ekliyor, ama bir şeyler de eksiltiyor. Yaş, insanı da, insanın evlâdından umduklarını da dönüştürüyor. Bu nedenle bence 55 yaş, bir anne için, biraz pohpohlanmanın, biraz duygusal olarak şımartılmanın, hatta belki biraz üstüne düşülmenin çok yakışacağı bir yaş. Her halükârda, artık evlatlarının elinin kendi üstünde olduğunu bilmenin, o anneyi hayata daha da güvenle mutlulukla bağlayacağı bir yaş.

55'ten sonra, keyif ve öğrenmenin hazzı için okuyan, bu yaşın olgunluğu ile üniversite deneyimlemek için okuyan insanlara, hatta meslek değiştirenlere aşina bir hayatım var. Aklını, dimağını taze tutmayı becermiş insanlar için - bizim kuşak şahane bir örnektir buna-, bu yaşlarda 'okumak' gerçekten son derece mutluluk verici , hayatı yenileyici oluyor. Çalışmadan 800 bin sıralama yapan anneniz, iş edinir üstüne düşerse, şahane bir sıralama yapar. Önümüzdeki sene ben de sınava gireceğim, benim arkamda da 'Sen biraz çalışsan, derece yapmazsan ben de bir şey bilmiyorum!!!" diyen evlâdım var, gelin de derece yapmayın şimdi ;)
 
o yaş grubu için kendi arkadaşları falan yok mu ?

belediyelerin kursları oluyor onlar olabilir
 
Back
X