Babamın çok güzel yanları da vardır. O da annemden dolayı çok mağdur oldu aslında. Biz küçükken çok çabaladı. Benim çok güzel bir eğitim almamı sağladı. İstediğim hiçbir şeyde, gideceğim dediğim hiçbir yerde engel olmadı. İngilizceci olarak eğitimimin bir kısmını Türkiye de, bir kısmını yurt dışında aldım sayesinde. Ve ben de hep çok başarılı bir öğrenci oldum. O zaman iyiydim. Çünkü gelecek vadediyorum. Ama ne zamanki eşimle maddi sıkıntı dönemine girdim, tamamen sırtlarını döndüler.Yazdıklarınıza bakınca sadece anneniz değil babanız da narsist, değilse de inanılmaz çıkarcı bir insan. Sanki iyilik yapıyormuşçasına sizi manipüle edip istediğini yaptırmaya çalışıyor. Taşınmayın kimse sizin sağlığınızdan önemli değil. Zaten yeterince fedakarlık yapmışsınız ailenize. Ki gitmemek bencillik değil ve çocuğunuzda daha orda yaşarsanız ne olacağının ayırdında olacak yaşta değil. Bilse eminim o da istemez. Gitmemek için bir bahane bulsanız başınız da ağrımazdı hayırsız mayırsız diye.
Sizi kendime benzettiğimden olsa gerek konunuzla epey empati kurdum ve size saygı duydum çünkü yaşadıklarınıza rağmen kendinizi iyi toparlamışsınız ve herşeyin farkındasınız. Ben bu kadar soğukkanlı olamamıştım zamanında. O ruhsal tükenmişlik kullanılmışlık duygusu nedir çok iyi bilirim kök ailemde değil ama eski evliliğimde yaşadım, etkileri bir gün geçse de arada gelen “bu kadarına neden izin verdim” hissi bile yetiyor insanı üzmeye. Gitmeyin o siteye, inanın daha kötülerini yaşayacaksınız ve bu sefer kararınızdan dönmek isteseniz bile evi ha deyince satıp taşınmak öyle kolay olmayacak. Annenizi de babanızı da atamazsınız ama asgari düzeyde görüşün, kim olursa olsun yanlarında değersiz hissettiğiniz kişilerden uzak olun. Kıymetli bir insansınız lütfen kendi kıymetinizi bilin.Evet sanırım onlara sebeplerimi açıklamaya çalışmak boş yere nefes harcamak olur. Güvenilmezler kesinlikle ama grinin 50 tonu gibiler. Babamın çok güzel yönleri de vardır mesela ama onları dozunda aldığında. Haftada 1, 2 haftada bir yetiyor bize. Daha fazlasını kaldıramayacağım.
sinirlerim k kadar yıpranmış ki, şu anda her adet olduğumda bitiyorum. Yani o kadarlık hormon dengesizliğimi bile kaldıramıyorum.
Yalnızlık hissi tüm hayatımı domine etti gerçekten. Hatta yalnız olmak bile nimet, destek olmadıkları gibi bir de köstek oluyorlar.Kesinlikle hemen okuyun derim inanin sizin konunuzu okurken yeni bitirmistim kitabi ve bir çok yazinizda o yalniz küçük kizi gördüm bir narsist annenin nasil zarar verdigini heo yetersizlik duygusu ile kendi menfaati icin odak noktası olmak için özellikle kiz evlatlari nasil kullandigini bilmek çok üzdü beni.
Siz yorumlardan tanidigim.kadariyla cok akilli güçlü bir kadinsiniz evet havuzlu sitede kuzenleriyle oynasaydı evladiniz belki mutlu olurdu ve hatta kararinizi duyunca ofkelenip soze kizicak gönül.koyucak ama kendi ruh sağlığınız cok cok daha önemli lutfen önünüze.hayatiniza bakin derim hepsi geçicek inşallah ailenizle konustunuz mu peki
Teşekkür ederim güzel sözleriniz için. Buraya konu açmak çok iyi oldu benim için. Pek çok kişi benim gibi düşünmüş.Sizi kendime benzettiğimden olsa gerek konunuzla epey empati kurdum ve size saygı duydum çünkü yaşadıklarınıza rağmen kendinizi iyi toparlamışsınız ve herşeyin farkındasınız. Ben bu kadar soğukkanlı olamamıştım zamanında. O ruhsal tükenmişlik kullanılmışlık duygusu nedir çok iyi bilirim kök ailemde değil ama eski evliliğimde yaşadım, etkileri bir gün geçse de arada gelen “bu kadarına neden izin verdim” hissi bile yetiyor insanı üzmeye. Gitmeyin o siteye, inanın daha kötülerini yaşayacaksınız ve bu sefer kararınızdan dönmek isteseniz bile evi ha deyince satıp taşınmak öyle kolay olmayacak. Annenizi de babanızı da atamazsınız ama asgari düzeyde görüşün, kim olursa olsun yanlarında değersiz hissettiğiniz kişilerden uzak olun. Kıymetli bir insansınız lütfen kendi kıymetinizi bilin.
Kimsenin anlamasini beklemeyin.esinizde olsa ailenizde olsa kimseye birsey anlatmak icin cabalamayin.Teşekkür ederim güzel sözleriniz için. Buraya konu açmak çok iyi oldu benim için. Pek çok kişi benim gibi düşünmüş.
eşim bile anlayamıyor bence beni. Kendi ablaları karşılıksız seven ve destek olan insanlar olduğu için, kendi ailene güvenmemeYi ve terk edilmişliğin verdiği hissiyatı idrak edemiyor.
tükenmişlik sendromu yaşıyorum galiba şu anda.
Sizin için de en iyisini diliyorum. Eski yaraların izlerini tamamen silebilir ve çok mutlu günlerde eskiyi gülümseyerek hatırlayabilirsiniz inşallah. Çünkü İnsan mutlu olduğunda, geçmişe bile onu olgunlaştıran sınavlar olarak bakabiliyor.
Su yasima geldigimde ogrendigim en onemli sey; zor zamanimda yanimda olan ile karsimda olani cok iyi ayirt edip ona gore muamele etmek. Tavsiye ederim. Hayat zaten zor. Bir de zorlastiracak olanlara kibarlik etmek insanin kendisine ihanetidir. Ilginctir ki bir defa bu yola girince vakti zamaninda size karsi aslan kesilenler birden sus pus kedi oluyorlar.Evet sanırım onlara sebeplerimi açıklamaya çalışmak boş yere nefes harcamak olur. Güvenilmezler kesinlikle ama grinin 50 tonu gibiler. Babamın çok güzel yönleri de vardır mesela ama onları dozunda aldığında. Haftada 1, 2 haftada bir yetiyor bize. Daha fazlasını kaldıramayacağım.
sinirlerim k kadar yıpranmış ki, şu anda her adet olduğumda bitiyorum. Yani o kadarlık hormon dengesizliğimi bile kaldıramıyorum.
Tasinma en önemli şey huzuriyi günler hanımlar. Şu anda çok ikilemdeyim. Lütfen çok uzun demeden bana bir yardım edin.
Biz şu anda kötü bir evde, kötü bir semtte, kirada yaşıyoruz. Annemler ve iki kardeşim lüks, havuzlu, Bahçeli bir sitede, aynı apartmanda oturuyorlar. İki kardeşime babam oradan ev aldı. Şimdi bizim de Annemlerin üst katına taşınma durumumuz var.
Normalde tam tersi olur, bizde eşim ailemin yanına taşınmak istiyor, ben istemiyorum.annem, babam, kardeşlerim, dedem, ananem, eşim oğlum hepsine karşı ben tek başıma direniyorum Ama tabi ki Benim de sebeplerim var. Şartları söyliyeyim, siz karar verin.
Taşınmanın pozitif yanları:
1) güzel bir sitede oturacağız, 10 yaşında oğlum rahat oynayabilecek. Spor yapabileceğiz. Şu anda kapının önüne çıkamıyor, sokağımız hep tekstil atölyesi, Suriyeli, Afrikalı tip tip insan dolu.
2) ailenin yanında olmanın avantajları da var. Bir işim olduğunda oğlumu bırakırım, gider geliriz. İleride yüksek lisans düşünüyorum mesela, o zaman rahat olurum.
3) oğlum tek çocuk. Benim de sağlık sebepleriyle uzun süre çocuk yapabilme ihtimalim yok. Çok sıkılıyor. Orada kardeşlerimin bebekleri var. Onları çok seviyor. Onların yanında biraz abiliğin tadını çıkarabilme, oynama, kardeş sevgisini bir nebze tadabilme ihtimali var.
4) oğlum siteyi çok istiyor. Ben taşınmayacağım deyince çok ağladı, ben çocukluğumu yaşamak istiyorum, evden dışarı çıkabilmek istiyorum diye. O sitede okuldan arkadaşları da var.
Taşınmanın negatif yanları:
1) annemle benim aram çok bozuk. Annemin herkesle arası çok bozuk zaten ama bana özellikle takık. Ona yardım eden, elinin altında olan herkese çok zalim. Ona çok pas vermeyen insanlara karşı da o kadar saygılı.
Çocukluğumuzu mahvetti. Kardeşler olarak bir çeşit narsist olduğunu düşünüyoruz. Sevgi yoktu hiç, hala öyle. Sonra MS oldu, şu an çok zor yürüyor. Üç kardeş onun için çok çabalamış olmamıza rağmen, umrunda bile değil. Ameliyat oldu, oğlumu okula göndermedim, ona baktım, mutfağı ikimiz temizlerken temizlikçiyle konuştuk diye beni evden kovdu. Başka gün buzdolabını temizlerken, kurumuş limon kabuklarını attım diye beni evden kovdu. O kadar çok ki. Gülüyoruz artık anlatırken. Annemin temizlikçisi bile buraya gelme, dünyanı da ahiretini de yakarsın. Evde bozulan her şeyi senden biliyor dedi. Ağzından bazen kovmaktan daha beter kelimeler de çıkıyor. Yalnızca bağırınca susuyor. O yüzden ben ya konuşmuyorum, ya da çok karışırsa kızıyorum.
ben hiç yardımımı esirgemedim. İki kardeşimin düğününü ben tek başıma yaptım. Ama yakında olup bedduasını alacağıma, uzakta olup duasını alayım diyorum. Evlerimiz arabayla 20 dakika zaten.
2) Babam yurt dışında çalışıyor. Benim gitmemin ona çok faydası olacak. Aklı annemde kalmayacak hiç. Annem devamlı yanındaki yardımcı kadınları kovuyor, 4 senede 9-10 yardımcı değişti. Üst katında olunca, ben devamlı inmek zorunda kalacağım. Gelinlerimize öyle gidip gelin diyemiyor. Zaten kardeşlerimle biz kızları tembihledik, çok yüz göz olmayın, yaranamazsınız, bir de çok üzülürsünüz diye. Babam şimdi geldiğinde bile evden kaçıyor, ben gidince iyice uzatabilecek gidişlerini. ve annem yardımcıları kovduğunda, acele etmeyecek yenisini bulmak için.
3) babamın en sevdiği şey misafir. Çok güzel bir yönü aslında. Yine de hiç söylemeden 20 kişiyle gelir pat diye. Yine gelinlere söyleyemez ama ben üst katta olunca direkt beni çağırır. Ben daha planlı bir insanım. Misafiri severim ama çat kapı değil. Haberli olmasını isterim. Programım varsa ona uydurmak isterim.
4) annemle benim ilişkim çok kötü, bağırmalar sık yaşanıyor. Bunu oğlumun devamlı görmesini ve bunu normal algılamasını istemiyorum. O zaman onda ben de bağırabilirim imajı oluşacak. Annemin sağı solu belli olmaz. Oğlum ilkokuldayken çarpım tablosunu ezberliyor mesela. Oğluma sen daha bunları ezberle, senin yaşında çocuklar hafızlık yapıyor diyor. Ben de kızıyorum öyle söyleyince.
5) ben öğretmenim. kardeşlerimin düğünlerini yapabilmek için atama olacak puanım olduğu halde Atanmadım, sınavları bıraktım. İki düğün yaptım ardarda. Arada erken menapozda olduğum ortaya çıktı 27 yaşında. işi tamamen bırakıp Tüp bebeğe başladım. bu sırada düğünleri annemlerle kavga gürültü yaptım. Hem onlar için kendimi ve oğlumu sürükledim, hem de bir teşekkür görmedim. Sonucunda geçen sene çok büyük bir depresyon yaşadım. Paranoyaya vardı, bir ay uyutuldum. Şu an ilaçlarla iyileştim ama sinirlerim çok yıpranmış durumda. eskiden hiç dokunmazdı ama Artık en küçük kavgayı bile kaldıramıyorum. Hemen yatak döşeklik oluyorum. Anlattığım ortamda benim devamlı gerilme ihtimalim hep olacak.
Sebepler böyle, evi alım şeklimiz de şöyle: kendimizin Kadıköy’de bir evimiz var, şu an inşaat, bitmesine daha var. Bitmiş muadilleri 700, babamların aldığı ev 900.
eşim bizim evi verelim, baban da 200 yardım etmiş olsun. Benim için ev fark etmez, sabah gidip akşam geliyorum ama sen iyi bir sitede oturur, annenle çok yüz göz olmazsan, ailenin yanında olmanın avantajlarını da yaşamış olursun diyor.
Herkese karşı ben. Manzara oradan nasıl görünüyor? Haksız mıyım?
iyi günler hanımlar. Şu anda çok ikilemdeyim. Lütfen çok uzun demeden bana bir yardım edin.
Biz şu anda kötü bir evde, kötü bir semtte, kirada yaşıyoruz. Annemler ve iki kardeşim lüks, havuzlu, Bahçeli bir sitede, aynı apartmanda oturuyorlar. İki kardeşime babam oradan ev aldı. Şimdi bizim de Annemlerin üst katına taşınma durumumuz var.
Normalde tam tersi olur, bizde eşim ailemin yanına taşınmak istiyor, ben istemiyorum.annem, babam, kardeşlerim, dedem, ananem, eşim oğlum hepsine karşı ben tek başıma direniyorum Ama tabi ki Benim de sebeplerim var. Şartları söyliyeyim, siz karar verin.
Taşınmanın pozitif yanları:
1) güzel bir sitede oturacağız, 10 yaşında oğlum rahat oynayabilecek. Spor yapabileceğiz. Şu anda kapının önüne çıkamıyor, sokağımız hep tekstil atölyesi, Suriyeli, Afrikalı tip tip insan dolu.
2) ailenin yanında olmanın avantajları da var. Bir işim olduğunda oğlumu bırakırım, gider geliriz. İleride yüksek lisans düşünüyorum mesela, o zaman rahat olurum.
3) oğlum tek çocuk. Benim de sağlık sebepleriyle uzun süre çocuk yapabilme ihtimalim yok. Çok sıkılıyor. Orada kardeşlerimin bebekleri var. Onları çok seviyor. Onların yanında biraz abiliğin tadını çıkarabilme, oynama, kardeş sevgisini bir nebze tadabilme ihtimali var.
4) oğlum siteyi çok istiyor. Ben taşınmayacağım deyince çok ağladı, ben çocukluğumu yaşamak istiyorum, evden dışarı çıkabilmek istiyorum diye. O sitede okuldan arkadaşları da var.
Taşınmanın negatif yanları:
1) annemle benim aram çok bozuk. Annemin herkesle arası çok bozuk zaten ama bana özellikle takık. Ona yardım eden, elinin altında olan herkese çok zalim. Ona çok pas vermeyen insanlara karşı da o kadar saygılı.
Çocukluğumuzu mahvetti. Kardeşler olarak bir çeşit narsist olduğunu düşünüyoruz. Sevgi yoktu hiç, hala öyle. Sonra MS oldu, şu an çok zor yürüyor. Üç kardeş onun için çok çabalamış olmamıza rağmen, umrunda bile değil. Ameliyat oldu, oğlumu okula göndermedim, ona baktım, mutfağı ikimiz temizlerken temizlikçiyle konuştuk diye beni evden kovdu. Başka gün buzdolabını temizlerken, kurumuş limon kabuklarını attım diye beni evden kovdu. O kadar çok ki. Gülüyoruz artık anlatırken. Annemin temizlikçisi bile buraya gelme, dünyanı da ahiretini de yakarsın. Evde bozulan her şeyi senden biliyor dedi. Ağzından bazen kovmaktan daha beter kelimeler de çıkıyor. Yalnızca bağırınca susuyor. O yüzden ben ya konuşmuyorum, ya da çok karışırsa kızıyorum.
ben hiç yardımımı esirgemedim. İki kardeşimin düğününü ben tek başıma yaptım. Ama yakında olup bedduasını alacağıma, uzakta olup duasını alayım diyorum. Evlerimiz arabayla 20 dakika zaten.
2) Babam yurt dışında çalışıyor. Benim gitmemin ona çok faydası olacak. Aklı annemde kalmayacak hiç. Annem devamlı yanındaki yardımcı kadınları kovuyor, 4 senede 9-10 yardımcı değişti. Üst katında olunca, ben devamlı inmek zorunda kalacağım. Gelinlerimize öyle gidip gelin diyemiyor. Zaten kardeşlerimle biz kızları tembihledik, çok yüz göz olmayın, yaranamazsınız, bir de çok üzülürsünüz diye. Babam şimdi geldiğinde bile evden kaçıyor, ben gidince iyice uzatabilecek gidişlerini. ve annem yardımcıları kovduğunda, acele etmeyecek yenisini bulmak için.
3) babamın en sevdiği şey misafir. Çok güzel bir yönü aslında. Yine de hiç söylemeden 20 kişiyle gelir pat diye. Yine gelinlere söyleyemez ama ben üst katta olunca direkt beni çağırır. Ben daha planlı bir insanım. Misafiri severim ama çat kapı değil. Haberli olmasını isterim. Programım varsa ona uydurmak isterim.
4) annemle benim ilişkim çok kötü, bağırmalar sık yaşanıyor. Bunu oğlumun devamlı görmesini ve bunu normal algılamasını istemiyorum. O zaman onda ben de bağırabilirim imajı oluşacak. Annemin sağı solu belli olmaz. Oğlum ilkokuldayken çarpım tablosunu ezberliyor mesela. Oğluma sen daha bunları ezberle, senin yaşında çocuklar hafızlık yapıyor diyor. Ben de kızıyorum öyle söyleyince.
5) ben öğretmenim. kardeşlerimin düğünlerini yapabilmek için atama olacak puanım olduğu halde Atanmadım, sınavları bıraktım. İki düğün yaptım ardarda. Arada erken menapozda olduğum ortaya çıktı 27 yaşında. işi tamamen bırakıp Tüp bebeğe başladım. bu sırada düğünleri annemlerle kavga gürültü yaptım. Hem onlar için kendimi ve oğlumu sürükledim, hem de bir teşekkür görmedim. Sonucunda geçen sene çok büyük bir depresyon yaşadım. Paranoyaya vardı, bir ay uyutuldum. Şu an ilaçlarla iyileştim ama sinirlerim çok yıpranmış durumda. eskiden hiç dokunmazdı ama Artık en küçük kavgayı bile kaldıramıyorum. Hemen yatak döşeklik oluyorum. Anlattığım ortamda benim devamlı gerilme ihtimalim hep olacak.
Sebepler böyle, evi alım şeklimiz de şöyle: kendimizin Kadıköy’de bir evimiz var, şu an inşaat, bitmesine daha var. Bitmiş muadilleri 700, babamların aldığı ev 900.
eşim bizim evi verelim, baban da 200 yardım etmiş olsun. Benim için ev fark etmez, sabah gidip akşam geliyorum ama sen iyi bir sitede oturur, annenle çok yüz göz olmazsan, ailenin yanında olmanın avantajlarını da yaşamış olursun diyor.
Herkese karşı ben. Manzara oradan nasıl görünüyor? Haksız mı
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?