• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Annemle Devam Eden Anlaşmazlık..

O kadar dedik iletişimi aza indirin diye,birde aksam yemeği ,hediye diye harap olmuşsunuz.Ne oldu deydi mi,kıymete bindiniz mi? Siz böyle davrandıkça daha çok bu muameleyi görürsünüz.Karşı da kim olursa olsun,akıllı ve gururlu davranmak gerekir...
Zaten iletişim tamamen kopmuştu. Ama anne baba vasfı olduğu için hadi bi güzellik yapayım dedim o özel günde de..
 
Onlar madem ana baba olup barıştırsaymış sizi. Babalar günü olayında d adavet ettiğinizde anneniz siz gelirseniz daha iyi olur sonra da biz geliriz deseymis. Hiç bir çabalar8 yok iş bittikten sonra laf söylüyorlar. Anne babanıza ben buradan bilendim cidden. Annenize uzunca bir mesaj yazın içinizi dökün . Gerçi anlamaz ya da güler geçer. Gülüp ağla kapatınca demiş ya size.
Anlamak isteyen bunca zaman konuştuklarımdan anlardı zaten. Mesajla kendimi ifade etmeyi de hiç sevmem. Anlaşılacağımı düşünsem yine çaba veririm yine konuşurum ama duvara konuşsam duvardan tepki alırım onlardan almam..
 
Zaten iletişim tamamen kopmuştu. Ama anne baba vasfı olduğu için hadi bi güzellik yapayım dedim o özel günde de..
Gerek yok böyle devam ederseniz evliliğiniz zarar görecek,belki de o kıymet bilmeyen insanlarla yaşamak zorunda kalacaksınız.Bana göre değer bilmeyen ,sürekli karşı tarafın başını eğdiyi karşı tarafın rahat rahat suratına tükürdüğü ilişkilerde anne ,baba ,kardeş,evlat,eş fark etmez bağları koparmak gerekir kısa ve net.Ana baba hakkı diye diye kendi hakkınıza giriyorsunuz , akıllı olun.....
 
Benzerlerini yaşadım, hiç bir zaman kıymetiniz olmayacak, kendilerini hatalı görmeyecekler çünkü sevmiyorlar. Bu sizinle değil onlarla alâkalı. Ben umursamıyorum. 1 yıldır da kendi annemle görüşmüyorum. Arıyor ama açmıyorum çünkü biliyorum ki samimiyetsiz hâlâ kendi haklı. Yok ya. Kimsenin doğurdum diye kimseyi ezmeye, üzmeye hakkı yok. Siz de çekin testi uzak durun. Kalıplaşmış düşünce ve hareket kalıpları kolay kolay değişmez. Üzülmeyin herkes kendi kalbinin ekmeğini yer. Evinize odaklanın. Hayatınızı zenginleştirin bundan sonra. Ve asla pişman olmayın, üzülmeyin lütfen. Deymiyor.
 
askim benim, güzelim.. ailene gösterdiğin özeni kendine göstersen su an dünyanın en mutlu insanıydın. neden kendini hala bu kadar hırpalıyorsun onlar için? görüşme, iletişimi kes asla demiyorum ama neden hala sözlerinin seni yaralamasına izin veriyorsun.

gayet de biliyordun olacakları. tesekkürü gec bir gülümseme bile alamayacağını. yorma güzel kalbini kuzum.
 
Bir önceki konumdan hatırlarsanız eşimin doğum gününe kardeşimin erkek arkadaşını çağırmadığım için ailemle tartışmıştım. Konunun devamında olanları da sizinle paylaşmak ve biraz rahatlamak istiyorum..

Babalar gününe kadar ailemle hiç görüşmedik, telefonla bile arama olmadı yanlış hatırlamıyorsam.. Daha sonra babalar günü geldiğinde bir adım atmak istedim (yine vicdanıma yenilerek) ve birgün öncesinden arayıp yemeğe davet ettim. Annem babana söylerim geliriz dedi.
Babalar gününde akşama kadar yemeği, mezesi, tatlısı, tuzlusu eksiksiz hazırlık yaptım ve oldukça emek verdim. Babama ihtiyacı olan bir hediye aldım.
Daha sonra akşam yemeğe geldiler ama babamın yüzü o kadar asık morali o kadar bozuk duruyordu ki, isteksiz geldiği her halinden belliydi. Hatta spor şortuyla ve sıradan evde giydiği tişörtü ile gelmişti.
Anneme babamın tavrını sorduğumda ‘yorgun biraz bişey yok’ dedi.Biz yemeğimizi yedik, babamın yüzü gülsün mutlu olsun diye elimden gelen tüm gayreti gösterdim. Sonra birer bardak çay içip tatlı bile yemeden gittiler ama gidene kadar hep aynı tavırdaydı.

O akşamın sabahı annem beni arayıp; sen akşam bana babanın moralinin bozuk olduğunu anlayıp sebebini sormuştun ya, söyliyim.. babanı bi yemek ve bi hediye için ayağınıza kadar çağırıyorsunuz diye bozuldu size ve ayrıca yemekten sonra çocuk gibi eline hediyesini tutuşturmanız canını sıktı, utanmıyo musunuz 55 yaşındaki adamı ayağınıza çağırmaya dedi.
Önce neye uğradığımı şaşırdım, annemin dedikleri karşısında hayrete düşüp bi cevap veremedim. Daha sonra ‘siz hangi çağda yaşıyosunuz dünyadan bi haber misiniz, ben sabahtan akşama kadar emek verdim babam için gerçekten bu mu karşılığı’ dedim. Annem de ‘aslında hem o hem de kardeşinle aranın bozuk olmasından dolayı baban çok sinirli’ dedi.


Konu üzerinde annemle epey tartıştıktan sonra annem bir anda tekrar doğum günü konusunu açıp kardeşimi savunmaya ve ağlamaya başladı. Ağlarken de ‘ben geçen hafta doktora gittim, beynimde damar tıkanıklığı varmış ve çok riskliymiş, sebebi aşırı stres ve üzüntüymüş, senin bana yaşattıkların yüzünden ben hasta oldum, inşallah evladın da sana aynı şeyleri yaşatır. Kardeşin hastalığımı öğrendiğinden beri dışarı gezmeye bile çıkmıyor ama sen bi telefon bile etmiyorsun, sana çok yazık ’ diyip telefonu kapattı.

Bu konuşmadan sonra yine herhangi bi konuşma ve görüşme geçmedi aramızda. İçimden aramak, görmek de gelmiyor.
Hastalığına bile inancım yok, bilmiyorum belki yadırgayacaksınız ama yok.
Onca şeyi söyleyip telefonu yüzüme kapattıktan sonra da ‘keşke şunu deseydim, keşke şöyle konuşsaydım’ diyip duruyorum. Ama konuşmanın sonrasında iyi hissetmeyeceğimi de biliyorum.
Bomboş hissediyorum..
Aile diye bütün toksiklikleirini cekmek zorunda degilsniz
Görüsmeyin bi süre.
 
Çok tanıdık geldi, aynısını ben değil ama eşim ailesiyle yaşadı. Aynı sözler edildi. Böyle insanlar ne yazık ki sadece kendi keyiflerinin derdinde, her şeyleri yüzeysel. Karşılarındaki insanı asla anlamaya çalışmıyorlar, umurlarında değil çünkü. Kimse sorunun kendisiyle ilgilenmiyor ve hep aynı kişi suçlanıyor. Bunun sonucunda şu oldu, eşim de artık onlar gibi yüzeysel davranmaya başladı. Sancılı süreçler, ama geçiyor hepsi.
 
Bir önceki konumdan hatırlarsanız eşimin doğum gününe kardeşimin erkek arkadaşını çağırmadığım için ailemle tartışmıştım. Konunun devamında olanları da sizinle paylaşmak ve biraz rahatlamak istiyorum..

Babalar gününe kadar ailemle hiç görüşmedik, telefonla bile arama olmadı yanlış hatırlamıyorsam.. Daha sonra babalar günü geldiğinde bir adım atmak istedim (yine vicdanıma yenilerek) ve birgün öncesinden arayıp yemeğe davet ettim. Annem babana söylerim geliriz dedi.
Babalar gününde akşama kadar yemeği, mezesi, tatlısı, tuzlusu eksiksiz hazırlık yaptım ve oldukça emek verdim. Babama ihtiyacı olan bir hediye aldım.
Daha sonra akşam yemeğe geldiler ama babamın yüzü o kadar asık morali o kadar bozuk duruyordu ki, isteksiz geldiği her halinden belliydi. Hatta spor şortuyla ve sıradan evde giydiği tişörtü ile gelmişti.
Anneme babamın tavrını sorduğumda ‘yorgun biraz bişey yok’ dedi.Biz yemeğimizi yedik, babamın yüzü gülsün mutlu olsun diye elimden gelen tüm gayreti gösterdim. Sonra birer bardak çay içip tatlı bile yemeden gittiler ama gidene kadar hep aynı tavırdaydı.

O akşamın sabahı annem beni arayıp; sen akşam bana babanın moralinin bozuk olduğunu anlayıp sebebini sormuştun ya, söyliyim.. babanı bi yemek ve bi hediye için ayağınıza kadar çağırıyorsunuz diye bozuldu size ve ayrıca yemekten sonra çocuk gibi eline hediyesini tutuşturmanız canını sıktı, utanmıyo musunuz 55 yaşındaki adamı ayağınıza çağırmaya dedi.
Önce neye uğradığımı şaşırdım, annemin dedikleri karşısında hayrete düşüp bi cevap veremedim. Daha sonra ‘siz hangi çağda yaşıyosunuz dünyadan bi haber misiniz, ben sabahtan akşama kadar emek verdim babam için gerçekten bu mu karşılığı’ dedim. Annem de ‘aslında hem o hem de kardeşinle aranın bozuk olmasından dolayı baban çok sinirli’ dedi.


Konu üzerinde annemle epey tartıştıktan sonra annem bir anda tekrar doğum günü konusunu açıp kardeşimi savunmaya ve ağlamaya başladı. Ağlarken de ‘ben geçen hafta doktora gittim, beynimde damar tıkanıklığı varmış ve çok riskliymiş, sebebi aşırı stres ve üzüntüymüş, senin bana yaşattıkların yüzünden ben hasta oldum, inşallah evladın da sana aynı şeyleri yaşatır. Kardeşin hastalığımı öğrendiğinden beri dışarı gezmeye bile çıkmıyor ama sen bi telefon bile etmiyorsun, sana çok yazık ’ diyip telefonu kapattı.

Bu konuşmadan sonra yine herhangi bi konuşma ve görüşme geçmedi aramızda. İçimden aramak, görmek de gelmiyor.
Hastalığına bile inancım yok, bilmiyorum belki yadırgayacaksınız ama yok.
Onca şeyi söyleyip telefonu yüzüme kapattıktan sonra da ‘keşke şunu deseydim, keşke şöyle konuşsaydım’ diyip duruyorum. Ama konuşmanın sonrasında iyi hissetmeyeceğimi de biliyorum.
Bomboş hissediyorum..
İnsana evladı üzerinden beddua eden herkesten korkarım ben. Asla adım atmayın. Siz pek akıllanmazsınız ama adım atmayın
 
Benzerlerini yaşadım, hiç bir zaman kıymetiniz olmayacak, kendilerini hatalı görmeyecekler çünkü sevmiyorlar. Bu sizinle değil onlarla alâkalı. Ben umursamıyorum. 1 yıldır da kendi annemle görüşmüyorum. Arıyor ama açmıyorum çünkü biliyorum ki samimiyetsiz hâlâ kendi haklı. Yok ya. Kimsenin doğurdum diye kimseyi ezmeye, üzmeye hakkı yok. Siz de çekin testi uzak durun. Kalıplaşmış düşünce ve hareket kalıpları kolay kolay değişmez. Üzülmeyin herkes kendi kalbinin ekmeğini yer. Evinize odaklanın. Hayatınızı zenginleştirin bundan sonra. Ve asla pişman olmayın, üzülmeyin lütfen. Deymiyor.
Keşke kalbimin ekmeğini ben de biraz yiyebilseydim :) konu anne baba olunca insan şans vermeye doyamıyor ne yazıkki. Ama bundan sonra pişman olacağım, keşke yapmasaydım veya keşke şunu şunu söyleseydim gibi durumlara kendimi düşürmeceğim. Kendime sözüm olsun bu da..
 
askim benim, güzelim.. ailene gösterdiğin özeni kendine göstersen su an dünyanın en mutlu insanıydın. neden kendini hala bu kadar hırpalıyorsun onlar için? görüşme, iletişimi kes asla demiyorum ama neden hala sözlerinin seni yaralamasına izin veriyorsun.

gayet de biliyordun olacakları. tesekkürü gec bir gülümseme bile alamayacağını. yorma güzel kalbini kuzum.
Bizimkilerden gelecek herşeyi göze alabiliyorum artık ama özel bi günden bu kadar kaos çıkabileceği aklıma gelmedi, o yüzden bunu kendime yaptım sanırım..
Canımsın 🌸
 
Çok tanıdık geldi, aynısını ben değil ama eşim ailesiyle yaşadı. Aynı sözler edildi. Böyle insanlar ne yazık ki sadece kendi keyiflerinin derdinde, her şeyleri yüzeysel. Karşılarındaki insanı asla anlamaya çalışmıyorlar, umurlarında değil çünkü. Kimse sorunun kendisiyle ilgilenmiyor ve hep aynı kişi suçlanıyor. Bunun sonucunda şu oldu, eşim de artık onlar gibi yüzeysel davranmaya başladı. Sancılı süreçler, ama geçiyor hepsi.
Bende geçeceğine inanmak istiyorum, bir an önce de geçmesini diliyorum 🥹
 
Onca şeyi söyleyip telefonu yüzüme kapattıktan sonra da ‘keşke şunu deseydim, keşke şöyle konuşsaydım’ diyip duruyorum. Ama konuşmanın sonrasında iyi hissetmeyeceğimi de biliyorum.
Bomboş hissediyorum..
İyi ki dememişsin. Annen de baban da çok garip davranıyorlar gerçekten olgunlaşmamışlar mı desem yoksa yeni damat adayından bi beklentileri mi var bilemedim. Yine de kırıcı sözler söyleseydin haklı olmana rağmen daha çok üzülecektin. Bence bir süre görüşmeye ara verin
 
Bir önceki konumdan hatırlarsanız eşimin doğum gününe kardeşimin erkek arkadaşını çağırmadığım için ailemle tartışmıştım. Konunun devamında olanları da sizinle paylaşmak ve biraz rahatlamak istiyorum..

Babalar gününe kadar ailemle hiç görüşmedik, telefonla bile arama olmadı yanlış hatırlamıyorsam.. Daha sonra babalar günü geldiğinde bir adım atmak istedim (yine vicdanıma yenilerek) ve birgün öncesinden arayıp yemeğe davet ettim. Annem babana söylerim geliriz dedi.
Babalar gününde akşama kadar yemeği, mezesi, tatlısı, tuzlusu eksiksiz hazırlık yaptım ve oldukça emek verdim. Babama ihtiyacı olan bir hediye aldım.
Daha sonra akşam yemeğe geldiler ama babamın yüzü o kadar asık morali o kadar bozuk duruyordu ki, isteksiz geldiği her halinden belliydi. Hatta spor şortuyla ve sıradan evde giydiği tişörtü ile gelmişti.
Anneme babamın tavrını sorduğumda ‘yorgun biraz bişey yok’ dedi.Biz yemeğimizi yedik, babamın yüzü gülsün mutlu olsun diye elimden gelen tüm gayreti gösterdim. Sonra birer bardak çay içip tatlı bile yemeden gittiler ama gidene kadar hep aynı tavırdaydı.

O akşamın sabahı annem beni arayıp; sen akşam bana babanın moralinin bozuk olduğunu anlayıp sebebini sormuştun ya, söyliyim.. babanı bi yemek ve bi hediye için ayağınıza kadar çağırıyorsunuz diye bozuldu size ve ayrıca yemekten sonra çocuk gibi eline hediyesini tutuşturmanız canını sıktı, utanmıyo musunuz 55 yaşındaki adamı ayağınıza çağırmaya dedi.
Önce neye uğradığımı şaşırdım, annemin dedikleri karşısında hayrete düşüp bi cevap veremedim. Daha sonra ‘siz hangi çağda yaşıyosunuz dünyadan bi haber misiniz, ben sabahtan akşama kadar emek verdim babam için gerçekten bu mu karşılığı’ dedim. Annem de ‘aslında hem o hem de kardeşinle aranın bozuk olmasından dolayı baban çok sinirli’ dedi.


Konu üzerinde annemle epey tartıştıktan sonra annem bir anda tekrar doğum günü konusunu açıp kardeşimi savunmaya ve ağlamaya başladı. Ağlarken de ‘ben geçen hafta doktora gittim, beynimde damar tıkanıklığı varmış ve çok riskliymiş, sebebi aşırı stres ve üzüntüymüş, senin bana yaşattıkların yüzünden ben hasta oldum, inşallah evladın da sana aynı şeyleri yaşatır. Kardeşin hastalığımı öğrendiğinden beri dışarı gezmeye bile çıkmıyor ama sen bi telefon bile etmiyorsun, sana çok yazık ’ diyip telefonu kapattı.

Bu konuşmadan sonra yine herhangi bi konuşma ve görüşme geçmedi aramızda. İçimden aramak, görmek de gelmiyor.
Hastalığına bile inancım yok, bilmiyorum belki yadırgayacaksınız ama yok.
Onca şeyi söyleyip telefonu yüzüme kapattıktan sonra da ‘keşke şunu deseydim, keşke şöyle konuşsaydım’ diyip duruyorum. Ama konuşmanın sonrasında iyi hissetmeyeceğimi de biliyorum.
Bomboş hissediyorum..
Ay ya bize anlamadığınız başka şeyler var ya da gerçekten siz sınırı koruyamıyorsunuz. Bir adım atmışsınız biraz devam ettirseydiniz keşke
 
Ay ya bize anlamadığınız başka şeyler var ya da gerçekten siz sınırı koruyamıyorsunuz. Bir adım atmışsınız biraz devam ettirseydiniz keşke
Tabiki buradan her şeyi anlatamıyorum. Ama anlattıklarımda da eksik yok emin olun.
Adımdan kastınız davetten mi bahsediyorsunuz, yoksa mesafe koymamdan mı ?
 
İyi ki dememişsin. Annen de baban da çok garip davranıyorlar gerçekten olgunlaşmamışlar mı desem yoksa yeni damat adayından bi beklentileri mi var bilemedim. Yine de kırıcı sözler söyleseydin haklı olmana rağmen daha çok üzülecektin. Bence bir süre görüşmeye ara verin
Az önce eşimle de bu durumu konuştum. Yani hasta olduğunu söyledi. Şimdi görüşsem, ara sıra arayıp halini hatırını sorsam yine hata yapıp kendime saygısızlık yapmış olacağım, aramasam hastalandım aramadı diyecek.. ya da en kötüsünü düşünürsek yarın bir gün hastalığından dolayı birşey olursa ne hissederim gibi gibi bir sürü çıkmazın içindeyim.
 
Tabiki buradan her şeyi anlatamıyorum. Ama anlattıklarımda da eksik yok emin olun.
Adımdan kastınız davetten mi bahsediyorsunuz, yoksa mesafe koymamdan mı ?
Bence mesafenizi sürdürülebilir şekilde ,kendi çekirdek ailenize odaklanarak devam ettirmelisiniz. annenizden ve babanızdan Somut ve sizi anladıklarını ifade eden adımlar gelmeden davet vs yapmayın. Bu yıllardır işe yaramamış anladığım kadarıyla yine yaramayacak
 
Bence mesafenizi sürdürülebilir şekilde ,kendi çekirdek ailenize odaklanarak devam ettirmelisiniz. annenizden ve babanızdan Somut ve sizi anladıklarını ifade eden adımlar gelmeden davet vs yapmayın. Bu yıllardır işe yaramamış anladığım kadarıyla yine yaramayacak
Malesef öyle.
 
Back
X