hepinizin yazdıklarını okuyorum.
İnanın niyetim ya da derdim tek tek anlatılabilecek seyler değil.
Ben konu acsam aaa sunlar sunlar oldu desem herkes ya söyle cık sunu yap tasın istifa et evlen fln der. Ben bunu her hafta yapıyorum zaten. Olmuyor. Tutunamıyorum. Ufacık bir dal var elimde. Bir cift el.
Eve gidip merdivenelrden anne deyisini duyuyorum. Emiyor ve sonra arkasını dönüp gidiyor. Babasına daha cok ihtiyacı var gibi. Anneannesi daha cok seviyor gibi. Beni sadece emip arkasını dönüyor gibi.
Anlattıklarım komik ya da basit gelebilir. Bensiz de yasar gibi. El kadar cocuk. Tam izah edemiyorum kendimi.
Tatlım insanlar her dönem aynı hisler içinde bulunamazlar zaten, insanız biz yahu, robot muyuz?
Bazı anlar olur, umutla tutunuruz ve bazı hüzünler olur boğuşur dururuz.
Bak ben de bipolar hastasıyım, bundan seneleer seneler önce o kadar kaçıp gitme isteği uyanırdı ki içimde, uzaklara, koşayım da koşayım, anlatamadığım, kelimelerle - cümlelerle izah edemediğim ne çeşit duygunun istilasındaysam, saatlerce yürüyeyim ve bir yerlerde kendimden geçeyim isterdim. Ölümü düşündüm, belki de her insan gibi. Sadece ben bipolar olduğum için, düşüncelerim "Hastalıktan" dedim. Ama bugün en "Normalim" diyen insanlar dahi, yeri geliyor, kendilerini kontrol edemiyor, "Öleyim de kurtulun" filan bağırıyor çevresine.
Ölümü düşünmekten geçip, ölümün ardında kalanları da düşündüm
orantisizempatik
, kimleri ne şekilde bırakacağımı, kendi cenazeme ve sonrasına kadar hayal ettim. Tabi o zamanlar bekarım. Annemin, babamın, herkesin yüzü gözümün önüne geldi... O babamın ayakta durmaya çalışması, annemin yerinden kalkamayışı... Hayatlarını ruh gibi sürdürdükleri - ölümleri... Kardeşimin yüzünün artık eskisi kadar gülmediğini... "Bunu kendime yapsam bile, onlara yapamam" dedim.
Sonra da hastalığımın beni yönetmesine izin vermemek için, onu yönetebileceğim bilgi - tecrübe ve çevre ile kendimi donattım. Doktorlarımla hep muhabbette oldum, ilaçlarımı aksatmadım, her depresyondan biraz daha sağlam çıktım, öfke nöbetlerimi 3 dakikada bastırır hale geldim, maniye girmeden doktoru arayıp "Bana bi iğne çakın vakti geldi" demeye başladım.
Bazı zevklerimden vazgeçtim, gecenin geç saatlerinde yaptığım kahve keyfilerinden, arkadaşlarla uykusuz sabahlamalardan, düzensiz yemelerden-içmelerden vs...
Aynısını yap canım, göreceksin bir daha depresyon yaşamayacaksın, göreceksin bir daha maniyle hırpalanmayacaksın, haftalarca aptal gibi gezmeyeceksin. Ve bir noktadan sonra aklını-zekanı tüm verimiyle kullandığını fark edecek, duygularına tekrar yön verebileceksin.
Hastalığını öğren iyice olur mu?
Ve Dr. Daniel G. Amen'in ufak kitapları var başlangıç olarak bi bak; hastalarının başarı hikayeleri, sana daha da güç verecektir.