sevgili hanımlar,
Buraya her konu açmaya niyetlendiğimde nasılsa hallolacak, aciz olma diyorum... dayanamayıp açtığımda sonrasında kendimi çok kötü hissediyorum...
Türkiye çoğunluğuna göre iyi sayılabilecek bir hayatım var. Çocuklarım yabancı kolejde eğitim alıyorlar, yatılı yardımcım var, iyi bir evim, görece sosyal hayatım var. yılda iki yahut üç kere yurt dışı tatili imkanım var.
Evlatlarım... Sağlıklı, Allah’a şükür çok da sevimliler. Eşim iyi kariyerli, eli yüzü ve en mühimi ahlakı düzgün biri.
Lakin ben mutsuzum. bu mutsuzluk genele yayılan bir şey değil. Nadiren de olsa boğazıma oturan ve yutkunmadığım bir şey.
sorun eşim ile hayat tarzı farklılığımız ve bunun etkileri.
konu bugün kıyafet üzerine vukuu buldu. Akşam çok önemli, eşli bir iş yemeği vardı. giyeceğim elbiseyi fotoğraf yolladım. Fikrini sorduğumda:
- saç makyaj yaparsan ve elbise giyersen gitmem, götürmem. Giy kot üzerine sweatshirt yoksa götürmem. giyinmeyi bilmiyorsun, abartıyorsun. Diye bir yanıt aldım ve boğazımda bir yumru ile öylece kaldım.
kimse yoğurdunun ekşiliğini kabul etmez ancak sosyo kültürel seviyesi güçlü bir ailede büyüdüm, gerek giyim gerekse tavırlarıma çok dikkat eden biriyim. Eşimle farklılığımız benim özendiğini her şeyin onun için sıradan olması.
misafir gelecek hazırlanan masa abartı.
İş yemeği olacak kıyafetim abartı.
Toplantısı vardır giysisini seçerim, o abartı.
Doğum gününde plan yaparım o abartı. ona kalsa evde yemek yapsam ve yesek... dışarıda planlanan şeyi bile kendim için yapıyorum...
eşimi çok seviyorum. Böylesi anlarda Attila ilhan’ın dediği gibi; felaketim oluyor, ağlıyorum.
bir arkadaşıma anlattım bugün olanları. Kendisi eşimin beni aşağıladığını, hakir gördüğünü, psikolojik şiddet uyguladığını ve boşanmam gerektiğini söyledi.
Ben böyle düşünmediğimi söylediğimde de beni kendimi kandırmakla itham etti.
sizce ben kendimi mi kandırıyorum?