Aşık olmadan evlenilir mi?

herkes çok güzel cevaplar vermiş, ne şanslısınız ki böyle bir site ve size bu kadar çok görüş verebilen insanlar var. benim diyeceğim, evlilik aşk olmadan olacak bir şey değil. yaşınız 40 değil ki, altı üstü 28. günümüzde gençlik çok uzun sürüyor, siz de hiçbir şey için geç kalmış değilsiniz. aşık olmadan evlenmek zorla yürütülen bir görevden başka bir şey olamıyor/olmuyor ne yazık ki. konunuzu okurken ağlayacaktım. yapmayın, sırf iyi diye tutup da kimseyle hayatınızı birleştirmeyin. hem aşkı hem de karakteri bulun öyle evlenin. er geç evleneceksiniz ve evlendikten bir gün sonra anlayacaksınız ki evlenmek şart değil aslında bu hayatta. bekarlar evlenmeye özeniyor, evliler bekarlık günlerini özlüyor. tercihinizi bir kere yapın, tam yapın. ve içinde iki taraflı aşk olmayan bir evlilik baştan sakat olmaya mahkumdur. yapmayın. o da gitsin, kendisine aşık olan bir kızla evlensin.

Evet canım iyiki de bu site var ben de sonradan keşfettim herkes birbirine yardım etmek istiyor bu çok güzel...canım bana görüştüğüm kişi çok değer veriyor,çok iyi davranıyor ama dediğiniz gibi sırf iyi diye biriyle evlenilir mi ama erkeklere güvenim okadar azki.yok diyorum kimse onun kadar bana değer vermez onun kadar iyi davranamaz.sevse bile onun kadar sevemez...böyle duygular içindeyim.Onunla çok iyi anlaşıyoruz,çok güzel vakit geçiriyoruz,aynı şeylerden hoşlanıyoruz...evlensek heyecan olmayacak ama bağlanıcam bu şekilde evliliği sürdüremez miyim?böyle evlenen arkadaşlarım var.birine sordum bir yıllık evli iyiyim mutluyum diyo. tabi evinin içinde yaşadıklarını bilemem.sevgi,emek,fedakarlık bunlarla bir evlilik yürütülemez mi?illaha aşk mı lazım gerçekten cevabını bilmiyorum.
 
bunu zaman gösterir ancak... simurg arkadaşımız çok daha net ifade etmiş aslında çoğu şeyi...
22 yaşında ilk sevgilimle evlendim evlilikten sonsuz aşk meşk bekliyordum, her gece elinde güllerle gelecek, mum ışığında yemekler yenecek vs, romantik romantik bir sürü hayalim beklentim vardı beni bunlar mutlu edecek sanıyordum, çok çocukmuşum diyorum şimdi.. yaptığım bilinçli bir tercih değildi beni mutlu eden bir adamla evli olmam şans işi değil evet ama doğru bir tercihin sonucu da değil, yıllar içinde karşılıklı çabayla bu hale geldik... şimdi sevgi, saygı, dostluk, muhabbet bekliyorum, birlikte bir evlat büyütmenin hazzıyla mutlu oluyorum, birlikte gelecek planları yapalım, yaşlanınca oturacağımız kasaba evi için para biriktirelim çiçeğe böceğe boşa para vermeyelim diyorum...

kimi kadına kocası araba alır o rengini beğenmez mutsuz olur, kimi kadın da 1 bakıştan gülüşten mutluluklar çıkarır, kimi kadında bu gece dayak yemedim şükürler olsun der mutlu uyur... sizi ne mutlu edecek? evlilikten ne bekliyorsunuz ve o adam size bunu verebilecek mi bunu düşünün bence... ne istediğinizi bilerek bu yola çıkarsanız, amacınızı, niyetinizi, hedefinizi iyi bilirseniz bu bilinçle hareket ederek yaşamınızı sürdürebilir, evliliğinizi bu bilinçle ince ince ördüğünüz sağlam bir temele oturtarak yükseltebilirsiniz. belki, bu sitede sık sık okuduğumuz gibi aşkla kör olmuş gözüne şahin görünen kuzgun yavrularıyla yapılmış ve ne olduğu anlaşılıncada sallanmaya başlayan evliliklerden birini yapmayan şanslı ve mutlu bir kadın olursunuz...

Haklısınız evliliğin ilk yıllarından sonra beklentiler değişebilir.sizi mutlu eden şeyler de değişebilir.artık aşk falan değil sevgi,saygı,hoşgörü bekliyosunuz ama evliliğin ilk yıllarında eşinize heyecan hissetmeseydiniz bocalar mıydınız acaba sonradan beklentileriniz değişti ama ilkyıllarda böyle olsaydı mutsuz olur muydunuz? yoksa ozaman da bir şey değişmez miydi? Görüştüğüm kişi de diyor bana işte araba alırız tatil zamanımızda her sene gezeriz,hep farklı yerlere gideriz dilediğimizi yaparız,sinameya gideriz,dışarda yemek yeriz,evde misafirlerimizi ağırlarız... hepsi güzel şeyler ama ben onunla bunları yapınca mutlu olur muyum? Ona karşım sevgim var çok alıştım da ona ama bir heyecan,öyle bir elektirk aşk yok siz tecrübeli olduğunuz için soruyorum bunlar olmadan mutluluğu yakalayabilir miyim? tşk ederim..
 
Evet canım iyiki de bu site var ben de sonradan keşfettim herkes birbirine yardım etmek istiyor bu çok güzel...canım bana görüştüğüm kişi çok değer veriyor,çok iyi davranıyor ama dediğiniz gibi sırf iyi diye biriyle evlenilir mi ama erkeklere güvenim okadar azki.yok diyorum kimse onun kadar bana değer vermez onun kadar iyi davranamaz.sevse bile onun kadar sevemez...böyle duygular içindeyim.Onunla çok iyi anlaşıyoruz,çok güzel vakit geçiriyoruz,aynı şeylerden hoşlanıyoruz...evlensek heyecan olmayacak ama bağlanıcam bu şekilde evliliği sürdüremez miyim?böyle evlenen arkadaşlarım var.birine sordum bir yıllık evli iyiyim mutluyum diyo. tabi evinin içinde yaşadıklarını bilemem.sevgi,emek,fedakarlık bunlarla bir evlilik yürütülemez mi?illaha aşk mı lazım gerçekten cevabını bilmiyorum.

verilen cevapların bazılarında şöyle bir yaklaşım gördüm; aşk olunca değer verme olmayacak, saygı olmayacak gibi. ben de bunun üzerine düşündüm, yani gerçekten böyle mi diye ve içinden çıkamadım. hayat çok tuhaf, iki taraf da birbirine aşık olunca kavuşamıyorlar ya da kavuşuyorlar bir şeyler değişiyor ya da sadece biri seviyor. çeşitli durumlar var ve idealini yaklaayan ne yazık ki çok az. her şeyden önce şunu söylemek isterim, çok mutlu olmanızı isterim, bu sitede herkes deneyimlerini paylaşıyor, kendi başına gelmiş olumsuz şeyleri, deneyimlerini karşısındaki yaşamasın diye adeta çırpınıyor. siz 2 kere aşık oldum, aşkın ne olduğunu biliyorum o yüzden demiştiniz, değil mi? durumumuz o kadar benzer ki: ben de iki kere aşık olmuştum önceden. hem de ne aşk Allah'ım, birincisi hayatımda ilk kez (21 yaşımda) çıktığım kişiydi. beni terketti. ama aşk bitmiyordu. neyse sonra 2. kez aşık oldum ve o kişiyi unuttum tabi. 2. aşkım daha da büyüktü. hep derdim ki (ve ne kadar yanlış bir şey olduğunu bildiğim halde hala da bbazen aklıma gelir ki) ben kendimi bile onu sevdiğim kadar sevmedim. kendime bile o kadar bağlanmadım. bin tane hata yaptı bana, sonra da terketti. ne için mi? bana güvenmiyormuş. türk filmlerindeki gururlu kadınlar gibi terkedildim ve o günden sonra hayatım hiç eskisi kadar umutlu olmadı. gözlerimdeki o pırıltı hiç bir daha yanmadı, insalara güvenne, kendiyle ve dünyayla barışık o kız öldü. kelimelerle anlatmak zor işte siz anlayın. çok uzattım. sonra şu anda eşim olan kişiyle karşılaştım. adam gibi adam. gülüşü harika. beni içine düştüğüm o duygu batağından çıkardı, onun sayesinde ve belki de onun için yeniden yaşamaya başladım. bana öyle değer verdi, öyle sarıp sarmaladı ki. belki de bir lişikide zaten olması gereken şeyleri ilk kez gördüğüm için o kadar mutluydum ki. öyle bir vefa öyle bir vefa ki duyduğum, yemin ederim gözümü kırpmadan canımı veririm onun için. aşık mıyım? ona hiç aşık olamadım. tam olacağım, o sihirli duyguyu hissedeceğim her zaman ne yazık ki büyüyü bozacak bir şey yaptı, hesapsız-kitapsız adam işte, bir kadın nasıl etkilenir bilmiyor. bu duygunun eksikliğini hissettim mi peki? hep. ilişkinin başından beri. çok seviyordum, hala da öyle ama aşk olmadan hep bir çıkmazdayım. çığlık atıyorum sık sık ama içime içime. kapana kısılmış hissediyorum. neden mi evlendim? işte sizinki gibi bir düşünceyle: onun kadar beni kimse sevemez düşüncesi ile, evlenince her şey daha da güzelleşir düşüncesi ile. 27 yaşındayım, 6 aylık evliyiz. çığlıklarım bitti mi? hayır, şimdilik hep içimde.

çok uzun lafın kısası, hayat tatile sinemaya gitmek, eve misafir çağırmakla geçecek bir şey değildir. kendi evinizin olması falan bunlar büyüsü çabuk geçen şeyler. hayat, bir çay demlerken bile aşkla demlemekle geçecek bir şeydir. evli olduğunuz adamla her buluşmanızda karnınıza bir ağrı saplanmasıdır. belki buraya derdini açan kadınlar gibi kocam beni aldattı (Allah korusun), şiddet uyguladı (Allah korusun), işte paramı aldı gibi sorunlarım olmayacak (umuyorum) ama aşksızlık hep bir boşluk, hep bir sebepsizlik demek. ben aşkı yaşadım da ordan biliyorum. burdan çıkaracağınız sonuç size cevabım olsun. her durumda, çok mutlu olun.
 
vallahi aşk olmadan evlenilir mi? ben bilemiyorum bunu.
çünkü ben aşık olduğum kişiyle evlendim. ama yok mu aşık olmadan evlenen insanlar. oooooo o kadra çok ki... en başta annemle babam. ne bileyim, hep birşeyler eksik onların evliliğinde.
ben severek evlendim, çıktım, flört dönemim oldu, gezdim, kaçak kaçak buluştum, gizli gizli öpüştüm o zamanki sevgilim şimdiki eşimle. şimdi pişman mıyım, hayır, Allah da asla pişman etmesin.
eşyaymış evmiş bilmem neymiş, hiçbirşey umurumda olmadı. ailem çok varlıklı, ama eşim değil. kirada oturuyoruz, ayda 1 kere kıyafet alabiliyorum ya da alamıyorum. zaten kredi çekmiştik düğünden önce, onlar yeni bitti. bir kış boyu kuru bakliyat ve makarna filan yedik. sadece misafir geleceğinde sebze et silan alabildik. ama mutsuz muyum? hayır. benim tercihim bu diyorum. eşim çok mu romantik? hayır değil. 1 yıl olmadı daha evleneli ama daha 1 çiçek alıp gelmiş insan değil. ama biliyorum, imkanlar olsa her şeyin en iyisini yapar benim için.
şimdi bu ayın sonunda bir arkadaşımız görücü usulü evlenecek. nişanlısı geldi evi temizlediler. 1 hafta kaldılar evde(farklı şehirden geldikleri için), ama sadece 1 saat yalnız kalıp konuşmuşlar. aileler hep işin içinde. ne bileyim. eşimle de konuşuyoruz, biz olsak öyle yapamaazdık diye.
yani allah her zaman hayırlı insanlar çıkarsın karşımıza kızlar, ama eş seçimi gerçekten çok zor. bir yere kadar kendi seçimin de olsa, insanların içini bilemezsiniz. aynı eve girip, kapıyı kapatınca farklı bir insan da çıkabilir karşınıza. ama her ne olursa olsun içbirşeey tek taraflı olmaz.
evlilik kaba tabirle yontulmak demek. sivri uçları törpülemek demek. çünkü törpülemezsen eşine batar o uçlar demek. sen biraz törpülersin kendi sivrilerini, o biraz törpüler ve yumuşak başlar olunur. ama her sivri yanı törpülemek zorunda da değil kimse. yanındaki o sivri yerlere dokunmazsa onun da canı acımaz senin de. ama evlilik gerçekten bu demek. aşkla ya da aşksız.
allah herkesin gönlüne göre versin
 
Son düzenleme:
verilen cevapların bazılarında şöyle bir yaklaşım gördüm; aşk olunca değer verme olmayacak, saygı olmayacak gibi. ben de bunun üzerine düşündüm, yani gerçekten böyle mi diye ve içinden çıkamadım. hayat çok tuhaf, iki taraf da birbirine aşık olunca kavuşamıyorlar ya da kavuşuyorlar bir şeyler değişiyor ya da sadece biri seviyor. çeşitli durumlar var ve idealini yaklaayan ne yazık ki çok az. her şeyden önce şunu söylemek isterim, çok mutlu olmanızı isterim, bu sitede herkes deneyimlerini paylaşıyor, kendi başına gelmiş olumsuz şeyleri, deneyimlerini karşısındaki yaşamasın diye adeta çırpınıyor. siz 2 kere aşık oldum, aşkın ne olduğunu biliyorum o yüzden demiştiniz, değil mi? durumumuz o kadar benzer ki: ben de iki kere aşık olmuştum önceden. hem de ne aşk Allah'ım, birincisi hayatımda ilk kez (21 yaşımda) çıktığım kişiydi. beni terketti. ama aşk bitmiyordu. neyse sonra 2. kez aşık oldum ve o kişiyi unuttum tabi. 2. aşkım daha da büyüktü. hep derdim ki (ve ne kadar yanlış bir şey olduğunu bildiğim halde hala da bbazen aklıma gelir ki) ben kendimi bile onu sevdiğim kadar sevmedim. kendime bile o kadar bağlanmadım. bin tane hata yaptı bana, sonra da terketti. ne için mi? bana güvenmiyormuş. türk filmlerindeki gururlu kadınlar gibi terkedildim ve o günden sonra hayatım hiç eskisi kadar umutlu olmadı. gözlerimdeki o pırıltı hiç bir daha yanmadı, insalara güvenne, kendiyle ve dünyayla barışık o kız öldü. kelimelerle anlatmak zor işte siz anlayın. çok uzattım. sonra şu anda eşim olan kişiyle karşılaştım. adam gibi adam. gülüşü harika. beni içine düştüğüm o duygu batağından çıkardı, onun sayesinde ve belki de onun için yeniden yaşamaya başladım. bana öyle değer verdi, öyle sarıp sarmaladı ki. belki de bir lişikide zaten olması gereken şeyleri ilk kez gördüğüm için o kadar mutluydum ki. öyle bir vefa öyle bir vefa ki duyduğum, yemin ederim gözümü kırpmadan canımı veririm onun için. aşık mıyım? ona hiç aşık olamadım. tam olacağım, o sihirli duyguyu hissedeceğim her zaman ne yazık ki büyüyü bozacak bir şey yaptı, hesapsız-kitapsız adam işte, bir kadın nasıl etkilenir bilmiyor. bu duygunun eksikliğini hissettim mi peki? hep. ilişkinin başından beri. çok seviyordum, hala da öyle ama aşk olmadan hep bir çıkmazdayım. çığlık atıyorum sık sık ama içime içime. kapana kısılmış hissediyorum. neden mi evlendim? işte sizinki gibi bir düşünceyle: onun kadar beni kimse sevemez düşüncesi ile, evlenince her şey daha da güzelleşir düşüncesi ile. 27 yaşındayım, 6 aylık evliyiz. çığlıklarım bitti mi? hayır, şimdilik hep içimde.

çok uzun lafın kısası, hayat tatile sinemaya gitmek, eve misafir çağırmakla geçecek bir şey değildir. kendi evinizin olması falan bunlar büyüsü çabuk geçen şeyler. hayat, bir çay demlerken bile aşkla demlemekle geçecek bir şeydir. evli olduğunuz adamla her buluşmanızda karnınıza bir ağrı saplanmasıdır. belki buraya derdini açan kadınlar gibi kocam beni aldattı (Allah korusun), şiddet uyguladı (Allah korusun), işte paramı aldı gibi sorunlarım olmayacak (umuyorum) ama aşksızlık hep bir boşluk, hep bir sebepsizlik demek. ben aşkı yaşadım da ordan biliyorum. burdan çıkaracağınız sonuç size cevabım olsun. her durumda, çok mutlu olun.

Canım yazını gözlerim dolarak okudum çok tşk ederim öncelikle iyi dileklerin için.ne kadar benzer şeyler yaşamışız.ben de senin gibi seviyorum gerçekten görüştüğüm kişiyi ona ufacık bir zarar gelsin istemem dünyanın en iyi insanıdır. benim için her türlü fedakarlığı yapar....Evet ben de onun kadar kimse beni sevemez, onun kadar kimse bana iyi davranamaz ve evlenince her şey güzel olur birlikte düşüncesiyle evlenmeyi düşünüyorum evet siz de benimle aynı duygular içinde evlenmişsiniz.yaşadığınız bocalamaya çok üzüldüm.umarım ilerde yaşadığınız boşluğu kapatmayı başarırsınız.Ama şunu da düşünüyorum bir arkadaş yazmıştı üstte evliliğin ilk yıllarından sonra beklentiler degişiyor artık aradığım şeyler çok farklı diye bizi de belki mutlu edicek şeyler değişecek ama ben yazan arkadaşa sordum peki evliliğin ilk yıllarında aşk olmazsa bocalamam mı diye siz de tam bu noktada yazmışsınız yaşadıklarınızı.....Çok iyi düşünmem gerekiyor.nasıl ne şekilde mutlu olurum? ne arıyorum evlilikte? peki bir şey sormak istiyorum size evlendiğiniz için pişman oldunuz mu hiç?.... inşalah siz de aradığınız mutluluğu yakalarsınız.evliliğiniz çok güzel devam eder. sevgiler...
 
Son düzenleme:
arkadaşım saygı ve sevgi aşktan daha önemli aşk tutku bunlar çok çabuk bitiyor sağlam bi evlilik için saygı ve sevgi şart aşk olmadan evlenilir büyüklerimiz aşklamı evlenmiş senelerce sürdürdükleri evlilik saygı ve sevgiye bağlı ama şimdi bak aşk evliliklerinin hiç biri uzun sürmüyor bir yılda bitiyor bana kalırsa aşk olmadan evlenmek daha mantıklı
 
Canım yazını gözlerim dolarak okudum çok tşk ederim öncelikle iyi dileklerin için.ne kadar benzer şeyler yaşamışız.ben de senin gibi seviyorum gerçekten görüştüğüm kişiyi ona ufacık bir zarar gelsin istemem dünyanın en iyi insanıdır. benim için her türlü fedakarlığı yapar....Evet ben de onun kadar kimse beni sevemez, onun kadar kimse bana iyi davranamaz ve evlenince her şey güzel olur birlikte düşüncesiyle evlenmeyi düşünüyorum evet siz de benimle aynı duygular içinde evlenmişsiniz.yaşadığınız bocalamaya çok üzüldüm.umarım ilerde yaşadığınız boşluğu kapatmayı başarırsınız.Ama şunu da düşünüyorum bir arkadaş yazmıştı üstte evliliğin ilk yıllarından sonra beklentiler degişiyor artık aradığım şeyler çok farklı diye bizi de belki mutlu edicek şeyler değişecek ama ben yazan arkadaşa sordum peki evliliğin ilk yıllarında aşk olmazsa bocalamam mı diye siz de tam bu noktada yazmışsınız yaşadıklarınızı.....Çok iyi düşünmem gerekiyor.nasıl ne şekilde mutlu olurum? ne arıyorum evlilikte? peki bir şey sormak istiyorum size evlendiğiniz için pişman oldunuz mu hiç?.... inşalah siz de aradığınız mutluluğu yakalarsınız.evliliğiniz çok güzel devam eder. sevgiler...

iyi dileklerin için çok teşekkür ederim, biraz olsun içimi rahatlattılar. evlendiğim için pişman oldum mu, cevaplaması çok zor bir soru. ama bir yandan da şahsi düşüncem, bir gün bile evlendiğime pişman olmadım diyen evli bir insan ya yalan söylüyordur ya çok nadir bir şey yaşıyordur ya da kendine karşı dürüst değildir. her evli her gün pişman değildir, tabi ki öyle demiyorum asla ama bana göre herkes eğer evlenmeseydim ne olurdu diye illa ki düşünür. bana gelince, yaşadığımız, 6 ay geçemsine rağmen aşamaığımız bazı özel sorunlar sebebiyle evlendiğime pişman oldum. bekleyebilirmişim. yani bu özel sorunlarımız evlenmeden önce de vardı, ne cesaret çözmeden evlenmişim, çılgınmıy mışım diyorum şimdi. ama beni kıyas kabul etmeyin, ben fazlaca bağımsız omayı seven, aynı anda sevilmeyi de isteyen ve de bir hayli mükemmelliyetçi biriyim. yani ben evlenmeseydim ve bu yüzden şimdiki eşim beni terk etseydi (örneğin) o zaman da daha çok pişman olurdum.

bir de, böyle yazmak çok uzun oluyor ya, insan sıkmayım karşımdakileri diye iyice anlatamıyor uzamasın diye. ama uzasa da söyleyim, şu nokta da çok önemli: Ben o zamanında delicesine aşık olduğum kişilerden biriyle evli olsaydım, bugün KK'nün en sorunlu kadınlarından biri olur, konu üstüne konu açardım. yani ben şu anda ikisini de bana yaptıkları büyük kötülüklerle hatırlıyorum, onlardan biriyle evlensem genç yaşta kahrımdan ölürdüm belki de (çok ciddiyim, mübalaa yapmıyorum). dolayısıyla, evlilik çok karışık bir şey ama ilk başta yazdığım gibi aynı anda karakter ve aşk neden bulunamasın? bir de belki kişi seçimi de değil ama benim evlilikle ilgili esas keşkem, yaş meselesi. bence 30'a kadar bekleyin, 27 yaşında evlendim, yine diyorum, hep diyeceğim 30'dan öncesi erken. bir de aşık değilim vs. yazığımı duysa ne kadar üzülür eşim diye düşünüyorum, yaptığım resmen nankörlük oluyor. umarım bir kadın olarak bu çelişkilerim bir gün biter ve onun sevgisine daha da layık olurum. siz mutlu olacaksınız ama, çok sağduyulu birine benziyorsunuz, kalbiniz doğrusunu söyler.
 
Arkadaşlar lütfen söyleyin aşık olmadan,heyecan hissetmeden evlenilir mi? Evlenince nasıl olsa bu heyecan biteceğine göre sizce evlenilebilir mi? Diyelim çok iyi anlaşıyorsunuz,çok güzel vakit geçiriyorsunuz,aranızda saygı sevgi var,karşınızdaki insan çok iyi bir insan siz evlenir miydiniz?arkadaşlar aşksız evlilik olur mu? özellikle evli bayanlar bu konuda ne düşünüyor?

Bence evlenilir.

Hatta aşık olmadan onun gerçek karakterini daha güzel görürsün, aşk insanın gözünü kör eder, kötüyü bile iyi görmek istersin ve görürsün..

Ve eğer yanlış şeyler gördüysen evlenince hayal kırıklığına uğrama olasılığın daha yüksektir..
 
eşimi hiç tanımadan nişanlandım görücü usulü 9 aylık nişanlılık dönemimde alıştım varlıgına nerdeyse her gece aglıyordum neyaptım ben hiç tanımadıgım bir insan die eşim askeri personel oldugu için daha fazla çelişkilerim vardı ama 9 aylık evliyim hiç birşey beni eşimin mutlu ettigi kadar mutlu etmiyor onun kişiligi karakteri çok önemli ve senin hareketlerin şuan eşime delice aşıgım şuansa eşimi 1 saat geç göreyim özledim die aglıyorum:29: ve bizi gören herkez yeni tanıyan herkez severekmi evlendiniz diyor önemli olan senin düşüncen ve karşındakinin özelliği böyle şeyleri hiç kafana takma ve degerse senin sevgiine birak kendini hayatın akışına dünya çok güzel canım hakkında hayırlısı neyse o olsun.evlendikten sonra keşkelerin olmuyormu benim annem 30 yıldır babamla evli onun bile zaman zaman oluyor ki ooooooo :54:
 
Canım yazını gözlerim dolarak okudum çok tşk ederim öncelikle iyi dileklerin için.ne kadar benzer şeyler yaşamışız.ben de senin gibi seviyorum gerçekten görüştüğüm kişiyi ona ufacık bir zarar gelsin istemem dünyanın en iyi insanıdır. benim için her türlü fedakarlığı yapar....Evet ben de onun kadar kimse beni sevemez, onun kadar kimse bana iyi davranamaz ve evlenince her şey güzel olur birlikte düşüncesiyle evlenmeyi düşünüyorum evet siz de benimle aynı duygular içinde evlenmişsiniz.yaşadığınız bocalamaya çok üzüldüm.umarım ilerde yaşadığınız boşluğu kapatmayı başarırsınız.Ama şunu da düşünüyorum bir arkadaş yazmıştı üstte evliliğin ilk yıllarından sonra beklentiler degişiyor artık aradığım şeyler çok farklı diye bizi de belki mutlu edicek şeyler değişecek ama ben yazan arkadaşa sordum peki evliliğin ilk yıllarında aşk olmazsa bocalamam mı diye siz de tam bu noktada yazmışsınız yaşadıklarınızı.....Çok iyi düşünmem gerekiyor.nasıl ne şekilde mutlu olurum? ne arıyorum evlilikte? peki bir şey sormak istiyorum size evlendiğiniz için pişman oldunuz mu hiç?.... inşalah siz de aradığınız mutluluğu yakalarsınız.evliliğiniz çok güzel devam eder. sevgiler...

iyi dileklerin için çok teşekkür ederim, içimi rahatlattılar. insan olumsuz bir şeyler düşünüyor, sonra da onları birileriyle paylaşınca suçluluk hissediyor. eşim, bu yazdıklarımı duysa ne kadar üzülür sonuçta. umarım, bir kadın olarak bu çelişkilerim bir gün biter ve onun sevgisine daha da layık olurum. siz mutlu olacaksınız bence ama, çok sağduyulu birine benziyorsunuz, kalbiniz doğrusunu söyler.

böyle yazmak çok uzun oluyor ya, insan sıkmayım karşımdakileri diye tam olarak anlatamıyor uzamasın diye. ama uzasa da söyleyim, şu nokta da çok önemli: Ben o zamanında delicesine aşık olduğum kişilerden biriyle evli olsaydım, bugün KK'nün en sorunlu kadınlarından biri olur, konu üstüne konu açardım. yani ben şu anda ikisini de bana yaptıkları büyük kötülüklerle hatırlıyorum, onlardan biriyle evlensem genç yaşta kahrımdan ölürdüm belki de (çok ciddiyim, mübalağa yapmıyorum). hasta olsam bir tas çorba vermeyi çok görürdü herhalde ikisi de, ama adı neydi aşk. belki de aşk sandığımız pek o kadar da matah bir duygu değildir, belki gerçek aşk her durumda birbirinin yanında olmaktır. benim baştan beri aşk derken kastettiğim tutkulu bir aşktı. yoksa ben de eşimle gizli gizli buluştum, tatile gittim, kendim gördüm beğendim vs. Ama tutkulu aşk denen şey, hani bazen zarar veren bazen öldüren ama niyeyse hep istenen. belki de yanlış olan böyle hasta bir duyguya saplanmak, sağlıklı ilişkilerin değerini bilememektir. dolayısıyla, evlilik çok karışık bir şey, çok düşünülmesi lazım. kişi seçimi de değil de benim evlilikle ilgili esas keşkem, yaş meselesi. bence 30'a kadar bekleyin, 27 yaşında evlendim, yine diyorum, hep diyeceğim 30'dan öncesi erken.

son bir not düşeyim, ben fazlaca bağımsız omayı seven, aynı anda sevilmeyi de isteyen ve de bir hayli mükemmelliyetçi biriyim. yani kıyas kabul etmek için sanırım biraz sıradışıyım. yani ben evlenmeseydim ve bu yüzden şimdiki eşim beni terk etseydi (örneğin) o zaman da daha çok pişman olurdum. iyi dileklerim sizinle...
 
iyi dileklerin için çok teşekkür ederim, içimi rahatlattılar. insan olumsuz bir şeyler düşünüyor, sonra da onları birileriyle paylaşınca suçluluk hissediyor. eşim, bu yazdıklarımı duysa ne kadar üzülür sonuçta. umarım, bir kadın olarak bu çelişkilerim bir gün biter ve onun sevgisine daha da layık olurum. siz mutlu olacaksınız bence ama, çok sağduyulu birine benziyorsunuz, kalbiniz doğrusunu söyler.

böyle yazmak çok uzun oluyor ya, insan sıkmayım karşımdakileri diye tam olarak anlatamıyor uzamasın diye. ama uzasa da söyleyim, şu nokta da çok önemli: Ben o zamanında delicesine aşık olduğum kişilerden biriyle evli olsaydım, bugün KK'nün en sorunlu kadınlarından biri olur, konu üstüne konu açardım. yani ben şu anda ikisini de bana yaptıkları büyük kötülüklerle hatırlıyorum, onlardan biriyle evlensem genç yaşta kahrımdan ölürdüm belki de (çok ciddiyim, mübalağa yapmıyorum). hasta olsam bir tas çorba vermeyi çok görürdü herhalde ikisi de, ama adı neydi aşk. belki de aşk sandığımız pek o kadar da matah bir duygu değildir, belki gerçek aşk her durumda birbirinin yanında olmaktır. benim baştan beri aşk derken kastettiğim tutkulu bir aşktı. yoksa ben de eşimle gizli gizli buluştum, tatile gittim, kendim gördüm beğendim vs. Ama tutkulu aşk denen şey, hani bazen zarar veren bazen öldüren ama niyeyse hep istenen. belki de yanlış olan böyle hasta bir duyguya saplanmak, sağlıklı ilişkilerin değerini bilememektir. dolayısıyla, evlilik çok karışık bir şey, çok düşünülmesi lazım. kişi seçimi de değil de benim evlilikle ilgili esas keşkem, yaş meselesi. bence 30'a kadar bekleyin, 27 yaşında evlendim, yine diyorum, hep diyeceğim 30'dan öncesi erken.

son bir not düşeyim, ben fazlaca bağımsız omayı seven, aynı anda sevilmeyi de isteyen ve de bir hayli mükemmelliyetçi biriyim. yani kıyas kabul etmek için sanırım biraz sıradışıyım. yani ben evlenmeseydim ve bu yüzden şimdiki eşim beni terk etseydi (örneğin) o zaman da daha çok pişman olurdum. iyi dileklerim sizinle...

canım tşk ederim yorumların için.30dan önce evlenmeyi erken bulmuşsun canım ama 30a yakınsa yaşınız herkes evde kalmış gözüyle bakıyor gerçi başkalarının ne düşündüğüyle ilgilendiğimiz için üzülüyoruz .kime neyse ya... ama şuda var 30a kadar beklersek de evlenmeyi karşımıza çıkacak insanlar ya evli ya nişanlı yada sevgilisi olacak yani seçme şansımız daha çok azalıcak sonra bizde de seçicilik artıcak.ne bileyim çok karışık bu işler.sizin gibi ben de sırf aşığım diye mantığımın karakterimin hiç uyuşmadığı bir insanla evlenemem.ozaman ben de mutsuz olurum.asıl güzel olan ikisinin de birarada olması ama bu da kısmet,şans işte...
 
Bence evlenilir.

Hatta aşık olmadan onun gerçek karakterini daha güzel görürsün, aşk insanın gözünü kör eder, kötüyü bile iyi görmek istersin ve görürsün..

Ve eğer yanlış şeyler gördüysen evlenince hayal kırıklığına uğrama olasılığın daha yüksektir..

ilk aşkın verdiği heyecanla 1 yıl içinde hemen evilik kararı alınırsa doğru katılıyorum insanın gözü kör oluyor kötü yanlarıı göremiyor karşısındakinin ama 3-4 sene sonra yavaş yavaş karşındakini daha iyi tanıyorsun kötü yanlarını da gayet görebiliyorsun bence.
 
ilk aşkın verdiği heyecanla 1 yıl içinde hemen evilik kararı alınırsa doğru katılıyorum insanın gözü kör oluyor kötü yanlarıı göremiyor karşısındakinin ama 3-4 sene sonra yavaş yavaş karşındakini daha iyi tanıyorsun kötü yanlarını da gayet görebiliyorsun bence.

İşte o da kötü aslında aşık olunca gözün kör oluyor sevdiğin insanın olumsuz özelliklerini göremiyosun.
 
bu gidişle evleniir 29 yaşındayım ne karşıma biri çıkıyor ne aşık oluyorm uygun birini tanıştırsalar evlenirim diye düşünüyorum yaş bunalımına girdim sanırım...
 
bu gidişle evleniir 29 yaşındayım ne karşıma biri çıkıyor ne aşık oluyorm uygun birini tanıştırsalar evlenirim diye düşünüyorum yaş bunalımına girdim sanırım
kısmetinin nerede olduğu hiç belli olmaz hiç beklemediğin anda çıkar karşına.zaten yaşında fazla değil sıkma canını.ama sevmediğin biriyle kesinlikle evlenme.yaşın kaç olursa olsun!takma kafana tokadan başka bişey:))
 
bu gidişle evleniir 29 yaşındayım ne karşıma biri çıkıyor ne aşık oluyorm uygun birini tanıştırsalar evlenirim diye düşünüyorum yaş bunalımına girdim sanırım
kısmetinin nerede olduğu hiç belli olmaz hiç beklemediğin anda çıkar karşına.zaten yaşında fazla değil sıkma canını.ama sevmediğin biriyle kesinlikle evlenme.yaşın kaç olursa olsun!takma kafana tokadan başka bişey:))

teşekkür ederim tesellin için 30' a 1 kaldı hala sende birşey yok mu tarzındaki sorulardan bıktım artk :(
 
henüz evli değilim 3 gün sonra evli olucam ama insan aşık olmadığı sevmediği birine nasıl tahammül eder düşünemiyorum.insan bazen o kadar sevdiği herşeyiyle kabul ettiği adamın öyle bir davranışı oluyo ki insanı çileden çıkaroyor sevdiğin için gülüp geçmek zorunda kalıyosun.bide hiç sevmediğin yüzüne bakarken soğuk soğuk baktığın bi adama nasıl tahammül edersin nasıl aynı yatağı paylşaırsın bilemiyorum.ama malesef böyle evliliklerde çok fazla insanlar kurtuluş yolu olarak evliliği görüp daha buyuk yanlışlara sürekleniyolar.
 
bu gidişle evleniir 29 yaşındayım ne karşıma biri çıkıyor ne aşık oluyorm uygun birini tanıştırsalar evlenirim diye düşünüyorum yaş bunalımına girdim sanırım...

Canım seni çok iyi anlıyorum ben de 28 yaşındayım sanki artık evlenmek zorundaymışım gibi hissediyorum.çalışıyorum ben ama hiçbir sosyal ortamım yok.işyerimdeki herkes yaşlı.evden işe işten eve gidiyorum böyle olunca da hiç bir kimseyi tanıma şansım olmuyor.halbuki hoş,bakımlı,çalışan bir bayanım ama bu işler kısmet işi anladım.hem görüştüğüm biri var ona daha tam bir cevap veremedim aşık degilim diye. O olduğu için de zaten kimseyle tanışmayı da düşünmüyorum ona haksızlık ederim diye.ama O olmasaydı da hiçbir ortamım yok.ben de bunalımdayım hem kararsızlık hem yaş problemi...
 


Canım seni çok iyi anlıyorum ben de 28 yaşındayım sanki artık evlenmek zorundaymışım gibi hissediyorum.çalışıyorum ben ama hiçbir sosyal ortamım yok.işyerimdeki herkes yaşlı.evden işe işten eve gidiyorum böyle olunca da hiç bir kimseyi tanıma şansım olmuyor.halbuki hoş,bakımlı,çalışan bir bayanım ama bu işler kısmet işi anladım.hem görüştüğüm biri var ona daha tam bir cevap veremedim aşık degilim diye. O olduğu için de zaten kimseyle tanışmayı da düşünmüyorum ona haksızlık ederim diye.ama O olmasaydı da hiçbir ortamım yok.ben de bunalımdayım hem kararsızlık hem yaş problemi...

benzer durumlar:( bir farkla benim çalıtığım yerde de aynı konumda olduğum insanlar benden 5-6 yaş küçük onlara da çoluk çocuk gözüyle bakıyorsun diğerleri de zaten ununu elemiş duvara asmış yaşta...Benim görüştüğüm biri de yok. hayırlısı olsun hepimiz için canım....
 
Back
X