Aşırı özgüvensizlik ve değersizlik hissi...

Kısmen beni anlatıyorsunuz. Lisede ağır bir psikiyatrik tedavi gördüm. Yıllarca ilaç kullandım. Akran zorbalığına uğradım. Bazı insanlar psikiyatrik tedavi görenlere deli veya akıl hastası gözüyle bakıp kaçıyorlar genelde. Yaşıtlarım yaşlarına uygun şeyler yaşarken ben yalnızdım. Hep neden diye sordum kendime. Neden yalnızım, neden yaşıtlarım gibi değilim diye. Şu an 27 yaşındayım ve arkadaşım yok, işim yok. Lisede bir edebiyat öğretmenim vardı, beni ayrı severdi bilirdim. Bir gün bana ''sen yaşıtların gibi değilsin çok farklısın. İleride çok güzel yerlerde olacaksın biliyorum'' demişti. Bazen onu bulmak ve karşısında ağlamak istiyorum. ''Hocam siz bana bunu dediniz ama bir şey olamadım bakın'' demek istiyorum. Bizlerin sadece sevgiye ihtiyacı var dışlanmaya değil. Çevremizdekiler bunu anlamıyorlar.

Ben anlıyorum.
Üzülme:KK66:
 
Yok yok sorun değil, yazimin uzun oldugunun farkındayim 😅 yariya kadar okumaniz dahi mucize, o kadar uzun yazmisim ki 🤣
Cevremi degistirmem su an icin mümkün degil ama zaman ne gosterir bilemeyiz tabii.
Psikolojik destek kismina ben de katiliyorum, zaten yorum yapanlarin buyuk cogunlugu ayni seyi diyor. Cevremdeki halk sagligi merkezlerine bakacagim psikolog var mi diye...
Kararlilik ve istikrar en buyuk problemim. Su ana kadar bir seye karar veriyorum ancak 1-2 gune kalmadan vazgeçiyorum. Bununla nasil basa cikarim onu da bilmiyorum açıkçası.
21 gün detoksu var kendine yeni bişeyi alıştırmak için 21 gün bıkmadan yapmayı dene çok zor belki ama şu anki durumunu göz önünde bulundur kendini zorla alışırsın
 
Canım o kadar kendinle ilgili şeyler yazmışsın hiç mi iyi bir özelliğin yok annenin bile iyi özelliğini yazmışsın senin hiçbir olumlu özelliğin yazılmamış. Öncelikle kendi olumlu yönlerini keşfetmelisin hep olumsuz özelliklerine odaklanırsan bu seni karamsarlığa sürükler. Kendini çok güzel ifade etmişsin ben bundan dolayı çok kitap okuduğunu düşündüm 😍 herşey hayal kurmakla kendine hedef belirlemekle başlar hayal kur hedefini belirle o hedefe doğru yürü bak gör herşey düzelecek.
Acikcasi artik kendimle ilgili iyi özellik bulmakta zorlaniyorum 😔😪 olumlu özelliklerimin ne oldugu sorusuna bile kem kum cevap veriyorum artik.
Cok kitap okumuyorum aslinda ama onceden okurdum o da birkac sene olmustur. Onun haricinde kendimi iyi ifade etme kabiliyetim nereden geliyor bilmiyorum.
Tavsiyeleriniz icin tesekkur ederim bu arada 💗💐
 
Değişmek istiyorsan kendine güzel bir defter al. Oraya yapman gerekenleri sırala. Kişisel bakımla ve kıyafet seçimleriyle videolar izleyip kendine notlar al. Kıyafetlerini yeniden al netten alışveriş yaparsın çok satanlara bakıp modern popüler kıyafetleri alırsın. Telefonuna spor uygulamasını indirip her gün spor yaparsın. Akşamları annenle yürüyüşe çıkarsın. Bunları hepsi senin elinde. Ona buna enerjim yok diyorsun sağlık ocağına gidip kan testi yaptır. Belki vitamin değerlerin düşüktür. Onlar da yorgunluk ve enerjisizlik yapıyor. Ayrıca devlet hastanesinde ücretsiz psikologla görüşebilirsiniz. Özgüvenle ilgili yazılmış onlarca kitap var. Okumak da sana bir şeyler katabilir
Tavsiyeleriniz icin cok teşekkürler 😍💗💐
Dikkate alacagim.
 
Spor yapın.. yemin ederim ciddi söylüyorum her gün alışkanlık hale getirin açık havada spor yapın o imkan yoksa evde Leslie 3 mile yapın her gün. İnanılmaz iyi hissediyorsunuz. Sporun mutlulukla bir ilgisi olmalı☺️Kendinizi zinde hissediyorsunuz.. spor yapınca kilo da verirsiniz yan etki olarak o da özgüven artırır.. sporla iyi bir başlangıç yapabilirsiniz
O kadar kilo almışım ki nefes nefese kaliyorum artik, bir alisverise falan gidileceği zaman dahi 😪
Nasil baslarim bilmiyorum tekrar.
Ama yine de tesekkur ediyorum 💐💗
 
Öncelikle yazdıklarını bi tekrar okumanı tavsiye ediyorum. Çünkü sürekli kendinde olumsuz taraflar görüyorsun, sürekli eleştiriyorsun. Değersizlik hissin babandan dolayı olabilir. Okb gibi hastaliklar icin kendi kendine teşhis koyma. Lütfen doktora görün. Nefes aldığımız sürece hala umut var, hayattan umudunu kaybetme. Sosyalleşme konusunda istediğimiz gibi insan bulamayız bu bir, çok alıngan olursak hayat çekilmez olur. İnsanlarla tanış, sen selam ver, sen konuş mesela. İnsanların tavır ve davranışlarını kişisel olarak algılama. Kendinle ilgili şüpheye düşme. İnsanların senin hakkındaki düşüncelerini önemseme. Herşey iletişimde kararında olmalı çünkü. En önemlisi de herkesin senin gibi insan olduğunu unutma. Kendini geliştir, hobi bul mesela.
Doğrudur, haklısınız.

Babamdan dolayi olabilir zira kucuklugumden beri dengesiz, agresif, nerde ne yapacagi belli olmayan bir insanla yasiyorum. Itiraz etsem bir seyine "o zaman s.... git babanin evine" diyen bir insandi uvey babam. Yalan soyledigimi bahane edip doverdi ama ona yalan soyleme sebebim tamamen ondan korktugum icindi... ama sonucta gene dayak yiyordum.

"Neden oz babanin evine gitmedin" diyecekler icin, kucukken annem de, uvey babam da oz babami kotuluyorlardi, ben de onu cok kotu bir insan oldugunu dusundugum icin bizimkilere "boyun egiyordum". Annem zaten nefret ediyordu ondan, onu anlayabilirdim ama uvey babam, sirf kendini iyi gostermek icin yapiyordu bunu.

Sonra ise hastaligim nuksettigi vakit gittim oz babamim yanina ama 6 ay kalabildim.

Normalde uvey babam her seyi kendi yapmis gibi anlatir ama hep başkalarının yardimlari ile yapmistir yapacagini. Hayatı boyunca calisip cabalamamis, hep baskalarinin sirtindan gecinmis. Her seyi başkalarından temin ederek yasamis. Bakmayin, biz hayatina girdigimizden beri MECBURİYETTEN çalışiyor. Ama biraktigi anlar da oldu. Buna ragmen cok sey yaptim diye geciniyor.

Yani demem o ki, babam bende bir travma...

Bu saatten sonra da uvey babamdan nasil kurtuluruz, onu da bilmiyorum acikcasi... Annem bosanmak istese bile, hayatta bosamaz onu. Bir de zeytinyağı gibi uste cikar. Babalik taslamaya kalkar. Mumkun oldugunca soguk, nemrut davraniyoruz ki, sıkılıp gitsin diye. Ya kendi sıkılıp gidecek, ya da vefat edecek. Baska yolu yok ondan kurtulmanin... zira cok yapisik ve belesci bir insan. Kit beyinli bir insan.

Bu arada, tavsiyeleriniz icin tesekkur ediyorum 💐💗
 
Belki de oz babamin yanina gitmemem iyi olmustur, bilemiyorum.
Zira onun yanında olsaydim bu sefer de annemle empati kuramayacaktim. Onun acisindan bakamayacaktim olaylara, onun hissettiklerini anlayamayacaktim.
Annemle daha yakin olma açısından iyi oldu, ama bir yandan da psikolojim mahvoldu, orasi ayri tabii.
 
Ben de senin deyiminle "kalın kafalıyım". Bir fıkra anlatılır ben 3. fıkraya geçildiğinde basarım kahkahayı. Bunu hem ailem hem de eşim çok iyi bilir ve çok gülerler bu halime. Ben de bununla barışığım. Kötü bir şey değil ki, insanlar gülüp geçerse siz de gülün geçin, kompleks yapmayın bunu. Çünkü eminim pratik zeka değiliz belki ama başka baskın alanlarımız var. Ben mesela hiç pratik düşünemem ama çok derin analizler yapabilirim. Bir şeyi kısa yoldan çözemeyebilirim ama karmaşık sorunlarla başa çıkabilirim. Çok hızlı okuyabilir, çok derinden empati kurabilirim. Yani, kendinizi tanıyıp üstün özelliklerinizi keşfedip sevmelisiniz. Zayıf yönlerinizi de sevip gerekirse bunu espri malzemesi yapabilirsiniz. Kendimize ne çok yükleniyoruz aslında. Olduğumuz kişiyi sevip sarılsak ve böyle kabul etsek kendimizi hayat o kadar güzel ki..
Ne güzel bunu kompleks yapmamaniz.

Keske ben de sizin gibi olabilsem. Ama bana o kadar artniyetle gulduler ki artik mukemmel olma ihtiyaci hissediyorum.

Detayli, karmasik, analitik dusunme bende de var. Hatta bu soruyu burda sorma amaclarimdan biri de "kafamdaki bu soruna tamamen cevap alabilmek". Yani kafamda soru var, ve ona cevaplar olmali. Aksi takdirde belirsizlik oluyor kafamda ve bu da hic istemedigim bir sey.
 
Bende de benzer bazı sorunlar var. Özgüven eksikliğim var ve kendimi pek kadınsı hissedemiyodum. Elbise etek giymek çok zor geliyo, takı takmam pek vs. Ama böyle olmak istemediğime karar verdim. Bu da insan ve kadın psikolojisiyle ilgili kitaplar okuyarak kendimi yavaş yavaş keşfetmemle oldu. Kilo problemim yok ama hirsutism (kıllanma) sorunum var. Bu yüzden hep kendimi çirkin hissettim asla kendime bakmadım :KK43: Bunu düzeltmek için adımlar atmaya başladım. Giyimimi değiştirmeye çalışıyorum falan. Ama her şeyden önce neden böyle hissettiğinize odaklanın bence, psikolojik destek alamıyorsanız kendi kendinizi iyileştirmek için adımlar atmaya çalışabilirsiniz (yazmışlar zaten kitap okumak ,video izlemek, yazı yazmak vs.) Evet çok zor ama bunun için çabalamak bile insana çok iyi geliyor bence.
İnşallah sıkıntılarınızdan kurtulursunuz bir an önce 🌹
 
ben onlıne terapi alıyorum. O kadar abartılı değil. Paket aldım 1500 tl Ağustosdan beri surekli iletişim halindeyim.
Anliyorum, ama mesela ben de daha önceden özel bir hastaneye gidiyordum. Sigortam ayda 1 muayeneyi karsiliyordu o hastanede, normal seans ucreti 400 kusur tl civariydi, biz %5 veya 10'luk bir kismini ödüyorduk yalan olmasin... Ordan bir fikrim var.
Normalde terapilerin en azindan haftada bir olmasi gerekiyormus. (Belki de gidisata gore haftada 2 falan bile olabilir, bilemeyecegim...) Benim sigorta ayda biri karşıladığından ötürü terapi alamiyordum anlayacaginiz..
 
Sevgili konu sahibi acaba geçmişinde taciz gibi bir durummu olduki,kendini erkek Fatma diye korumaya aldın.. geçmişinde çok travmalar birikmiş gibi geldi.psikolog değilim ama TLC de ağır yaşamlar var aklıma bu anlattıklarından oradaki kadınlar geldi ama sen asla öyle olmayacaksın,toparlanacaksin ve kendine döneceksin,yürüyüşün bile değişecek.kendine çok haksızlık yaptığının farkindamısın? İçindeki çocuğa sımsıkı sarılıyorum ve lütfen bugünden itibaren karar alıyorsun ve kendine hedef belirliyorsun en başta kişisel temizlik ile güne başlıyorsun.birde bipolar gibi bir hastalıkla mücadele etmişsin bunlar kolay şeyler değil.kelimeleri kağıda güzel dokuyorsun kötü günler geçecek,geçmesi için azcik çabala olurmu
 
Sevgili konu sahibi acaba geçmişinde taciz gibi bir durummu olduki,kendini erkek Fatma diye korumaya aldın.. geçmişinde çok travmalar birikmiş gibi geldi.psikolog değilim ama TLC de ağır yaşamlar var aklıma bu anlattıklarından oradaki kadınlar geldi ama sen asla öyle olmayacaksın,toparlanacaksin ve kendine döneceksin,yürüyüşün bile değişecek.kendine çok haksızlık yaptığının farkindamısın? İçindeki çocuğa sımsıkı sarılıyorum ve lütfen bugünden itibaren karar alıyorsun ve kendine hedef belirliyorsun en başta kişisel temizlik ile güne başlıyorsun.birde bipolar gibi bir hastalıkla mücadele etmişsin bunlar kolay şeyler değil.kelimeleri kağıda güzel dokuyorsun kötü günler geçecek,geçmesi için azcik çabala olurmu
Direkt taciz degil ama kucukken uvey babamdan siddet görüyordum.. Bazen de benim kol ve bacak gibi yerlerimi isirdigini hatirliyorum gene onun. Gayet sinir bozucu bir durumdu yani, bir de bana "bagirma" demesi cabasi... sanki bedenim uzerinde bile hak sahibi degilmisim gibi... Kendisi zaten dengesiz ve cocuk ruhlu bir insandi, halen de oyle gerçi. Sonradan sonradan bu aliskanliklarini biraz biraz biraksa da hala o kapasiteye sahip olduğunu bilmek dahi üzücü...

Tesekkur ederim bu arada guzel kelimeleriniz icin... 😊
 
Direkt taciz degil ama kucukken uvey babamdan siddet görüyordum.. Bazen de benim kol ve bacak gibi yerlerimi isirdigini hatirliyorum gene onun. Gayet sinir bozucu bir durumdu yani, bir de bana "bagirma" demesi cabasi... sanki bedenim uzerinde bile hak sahibi degilmisim gibi... Kendisi zaten dengesiz ve cocuk ruhlu bir insandi, halen de oyle gerçi. Sonradan sonradan bu aliskanliklarini biraz biraz biraksa da hala o kapasiteye sahip olduğunu bilmek dahi üzücü...

Tesekkur ederim bu arada guzel kelimeleriniz icin... 😊
Sırf bu korku yüzünden 2. evlilik yapamayacak olmak.. hiçbir psikopat minik kızıma böyle davranamasın diye. Sanırım bir daha asla evlenmeyeceğim ve böyle ölüp gideceğim. Madem bu kadar olumsuz bir adamdı anneniz neden ondan boşanmadı? Üvey değil öz babası yapsa parçalar insan.
 
Çok ortak noktamız var :) Ben de küçükken çok kilolu bir çocuktum. İlkokulda 3. sınıfa kadar çok aktiftim. Sürekli derse katılırdım kendimi göstermeyi çok severdim. Lakin 3. sınıfta sınıf değiştirdim ve yeni sınıfımda bu hareketlerim birkaç çocuğun gözüne battı. Sürekli üstüme gelmeye başladılar. Kulağıma senden nefret ediyorum diye fısıldamalar, kilomla dalga geçmeler. Cennet Mahallesindeki o ''balina'' lakaplı karaktere benzetmeler(buna çok alınmıştım cidden hala unutmam) Bir sürü şey... Bundan sonra içime kapanmaya başladım. 5. sınıfta şehir değiştirdik ve gerçekten kendimi ait hissedemediğim bir yerdi. Anlaşabileceğim tek tük arkadaşım vardı. Neyse bu sizin sıra arkadaşı olayınızı ben de yaşadım. Sınıfta yine birileri bana gıcık oluyordu, öğretmen yanıma bir kızı oturtmak istediğinde ama ben onunla oturmak istemiyorum başkası otursun demişti :) Liseye kadar konuştuğum 1-2 kişi oldu. Zaten o yıllarda da çok sivilcelendim. Gören ''yüzün niye öyle'' diye soruyordu ah Allah'ım. Aynı zamanda ilkokuldan başlayıp taa bugüne kadar sürecek olan bir sürü de ailevi problemim vardı. Aşırı içime kapandım ve sosyal anksiyetem çok arttı. O yüzden hissettiklerinizi anlıyorum. Üniversitede ben biraz daha özgüven bulmaya başladım. Mezun olduktan sonra öğretmenlik yapmak da yardımcı oldu. Ama hala içimde bir ses hep sen hatalısın diyor. Sanki bir şeyleri yanlış yapacakmışım, bir şeyi yanlış söyleyecekmişim gibi hissediyorum. Sanki çevremdeki herkes çok harika ama ben yanlışım. Bu yüzden hala kendimi savunmam gereken yerlerde çekinirim. Kafamda hep bir ''acaba ben şuan hatalı mıyım'' sorusu olur. Biliyorum bu da çok saçma bir düşünce.

Konu sahibi, kelin merhemi olsa başına sürer ama bence bizim yapabileceğimiz en iyi şey kendimizle barışmak. Çünkü asla mükemmel olamayız. Önemli olan kendimizi her şeyiyle beraber kabul etmek. Söylemesi uygulamasından daha kolay evet :) Ama başarabiliriz bence.

Edit: Bu arada psikolojik destek almak da iyi gelebilir bence. Benim şuan maddi durumum elvermiyor ama işe başladıktan sonra istiyorum kesinlikle.
 
Anliyorum, ama mesela ben de daha önceden özel bir hastaneye gidiyordum. Sigortam ayda 1 muayeneyi karsiliyordu o hastanede, normal seans ucreti 400 kusur tl civariydi, biz %5 veya 10'luk bir kismini ödüyorduk yalan olmasin... Ordan bir fikrim var.
Normalde terapilerin en azindan haftada bir olmasi gerekiyormus. (Belki de gidisata gore haftada 2 falan bile olabilir, bilemeyecegim...) Benim sigorta ayda biri karşıladığından ötürü terapi alamiyordum anlayacaginiz..
seanslar normalde çok pahalı bu onlıne olduğu için belki uygun yaptı.Bizim görüşmede kısıt yok. Bunaldığım her an ulaşabiliyorum terapistime.Beklentisi madiyat değil sanırım ondan.Bana terapist çok bir dost yoldaş oldu.
 
Sırf bu korku yüzünden 2. evlilik yapamayacak olmak.. hiçbir psikopat minik kızıma böyle davranamasın diye. Sanırım bir daha asla evlenmeyeceğim ve böyle ölüp gideceğim. Madem bu kadar olumsuz bir adamdı anneniz neden ondan boşanmadı? Üvey değil öz babası yapsa parçalar insan.
Yukarida onceki mesajlarda da yazdigim gibi, boşanmıyor degil, boşanamıyor.
Yapisti kaldi çünkü... belesci, menfaatci bir insan olmasi isleri biraz daha zorlastirdi acikcasi.

Hicbir adam kalkıp da beklenti icinde oldugu bir kadini kolay kolay birakmak istemez. Isin icine maddi manevi menfaatler girince hele de. Uvey babam da oyle iste. Simdi annem dese "senden bosanacagim" diye, uvey babam "vay efendim sana sunu yaptim, bunu yaptım" diye diye iyi aile babasi rolu ustlenmeye kalkar. O dusuk zekasi ile, hayatinda hiç aile nedir bilmeyen hali ile mutlu aile portresi cizmeye kalkar.

Ama uvey babamin su anda durmasinin tek nedeni para. Onu da soyleyeyim yani.Annemin birazcik gelecek bir parasi var, onun icin duruyor. Onun haricinde, sıkılıp gitsin diye hepimiz soguk davranıyoruz artik. Hicbirimiz beklenti icine girmiyoruz artik ondan. Zaten evlilik yasamlari yok, yataklari ayri 10 senedir. Eminiz ki baska biri olsa terkeder gider, biz de suratina bile bakmayiz, "neden gittin" diye dahi diye sormayiz emin olun. Paranin gelme umidi de gidince ondan, kendiliginden gidecek, oyle umut ediyorum.

Kucuk kardesimin gercek babasi oldugu halde benden daha az seviyor onu.
Normalde de ilgisiz, menfaatci, belesci, aptalca hareketler yapan, cocuk ruhlu, olgunlasmamis bir insandan bahsediyoruz. Tipik ikizler burcu vakasi.

Gidecek yerimiz ve maddi durumumuz da su an icin yok. Ha, ilk adimi o atsa, biz de tasi taragi toplariz zaten. Ama is ki ilk adimi o atsin. Zaten bu gidisle sıkılır herhalde bizden.
 
Siz küçükken kollarınızı ısırıp size zarar verirmiş. İyilik kisvesi altında dövermiş. Yargılamak istemiyorum ama neden boşanamıyor? Hayır neden Yani? Gidip dava açsa şahitler bulsa, tazminat talep etse neden boşanamasın, neden anlamıyorum.

Size böyle davranan bir adamdan yeni Çocuklar yapması ise bambaşka bir konu. Oraya girmiyorum.

Özgüven ve değersizlik hissi, temelden, aileden, anne babadan gelir biraz da. Farkında olmasak da aslında annelerimizden çok fazla şey getiriyoruz bugünümüze. Aslında çözülebilecek problemleriniz var. Sizin harekete geçme probleminiz var gibi geldi. Pekala epilasyon yapabilir, saçınızı boyayabilir, bir nemlendirici bir tonikle sabah akşam basit bir bakım yapabilirsiniz. Ayda bir kuaföre uğrar kaş bıyık olayını da halledersiniz.

Belki harekete geçmenizi engelleyen etmen her ne ise annenizin zamanında harekete geçmesini engelleyen etmenle birbirine benziyordur. İnsanlar harekete geçme ve mücadele duygularını ailelerinden öğrenir. Bu bir zincir gibidir. Zinciri kırmak deyimi buradan gelir: bu kısır döngüden kurtulmak için sizin de bir şeyler yapmanız gerekir.
 
Siz küçükken kollarınızı ısırıp size zarar verirmiş. İyilik kisvesi altında dövermiş. Yargılamak istemiyorum ama neden boşanamıyor? Hayır neden Yani? Gidip dava açsa şahitler bulsa, tazminat talep etse neden boşanamasın, neden anlamıyorum.

Size böyle davranan bir adamdan yeni Çocuklar yapması ise bambaşka bir konu. Oraya girmiyorum.

Özgüven ve değersizlik hissi, temelden, aileden, anne babadan gelir biraz da. Farkında olmasak da aslında annelerimizden çok fazla şey getiriyoruz bugünümüze. Aslında çözülebilecek problemleriniz var. Sizin harekete geçme probleminiz var gibi geldi. Pekala epilasyon yapabilir, saçınızı boyayabilir, bir nemlendirici bir tonikle sabah akşam basit bir bakım yapabilirsiniz. Ayda bir kuaföre uğrar kaş bıyık olayını da halledersiniz.

Belki harekete geçmenizi engelleyen etmen her ne ise annenizin zamanında harekete geçmesini engelleyen etmenle birbirine benziyordur. İnsanlar harekete geçme ve mücadele duygularını ailelerinden öğrenir. Bu bir zincir gibidir. Zinciri kırmak deyimi buradan gelir: bu kısır döngüden kurtulmak için sizin de bir şeyler yapmanız gerekir.
İnanin, soylemesi kolay ancak yapmasi zor. Yasadigimiz sartlari bilseniz boyle demezdiniz. Dediginiz seyler (dava acmak, sahit bulmak vs.) Zaten ileride yapacagimiz seyler. Ancak şu an zamani degil. Annem de ileri goruslu bir insan, bu isin boyle surmeyeceginin farkinda. Ancak babami tanimadan, onun ne tur bir cirkef oldugunu bilmeden bence boyle demeyin.

Annem, evet, bosansa tazminat dahi alabilir ancak su anki sartlarda, bosanacak olsa kucuk kardesime ufak bir nafaka haricinde hicbir sey talep etmez. Biliyorum. Zaten en buyuk sahitleri ben ve kardesim. Ancak su an bosanmak icin zamani degil. Cesitli nedenleri var bunun. Ama en buyuk nedeni, hemen gardini alacak olmasi. Annem ve ben kurnazca bir taktik uyguluyoruz aslinda. Aksi takdirde bir de basimiza bela alacagiz.

Annem genelde kavga gurultu olmasin diye sustu şu zamana dek. (Annem genelde kavgadan kacinan bir insandir. Evde bile annemin uvey babama bağırdığını neredeyse hic hatirlamiyorum. Ama artik sabri tasmak uzere, sesinin gitgide daha fazla cikmasindan anlayabiliyorum bunu.)

Ha, bir de duzelir umudu ile. Ondan bu zamana kadar sabretmesi, susmasi, cocuk sahibi olmasi vs. . Duzelmeyecegini anladiginda da birakti zaten. Saldi onu, deyim yerindeyse. Annem, genelde kendi babasindan pay bicerek uvey babama sabretti. (Dedemde deyim yerindeyse babalık icgudusu varmis.) Ancak uvey babamin cok farklı bir karakter olduğunu anlayinca da vazgecti.

Uvey babam, annemden 4-5 yas kucuk, yani 47-48 yaslarinda bir insan. Ancak hareketleri yasitlarina gore cok cocuksu ve tuhaf. Hatta oyle ki, yasitlarinin belli birikimleri, yatirimlari vs. varken benim uvey babam halen birilerinden para koparmanin derdinde. Yani belescilik had safhada. Ya hatta soyle diyeyim, babamin ehliyeti yok. Normalde onun yasindaki bir insanin ehliyeti vardir illaki. Degil mi? Ama onun yok...
Evi yok, arabasi zaten yok. Ailesi ile ilgili hicbir seyi bilmiyoruz. Bahsetmiyor. Bizden seffaflik beklerken kendi kapali bir kutu. Arkamizdan ne is cevirdigini dahi bilmiyoruz.

Ama her seyin zamanı var. Zamani gelince Allah kolayligini verecektir...
 
Merhaba herkese. Direkt konuya giriyorum.
Benim sorunum, küçüklüğümden beri gelen özgüvensizlik,ve değersizlik hissiyati.
Küçükken de böyleydi, büyüdüm gene bir şey değişmedi.

Genelde kucuklugumu anlatiyorum anneme falan, onlar da "buyu artik 25 yasina geldin" diyor. Ama ben ne yapayim, 25 yasima kadar kucuklugumden gelen sorunlar getirdi beni. Onlar olmadan nasil olabilir, hicbir fikrim yok ki.

Ilkokuldaydim mesela, herkesi kendimden üstün görürdüm, kendime guvenim 0'dı. Zaten sümüklü, ağlak ve tombul bir tiptim o yıllarda. Üstün görmem, özgüvensiz olmam belki de isabetti.

Mesela size bir anımı anlatayim ilkokuldan. Bir keresinde, hoca sinifa yeni gelen bir kizi benim yanima oturtmak istedi. Benim de aklimdan gecen dusunce aynen şu sekil; "iyi bari, ben de biraz ondan caliskan olmayi ogrenirim." Sonra o kiz benimle oturmak istemedi, o ayri.
(Okulda beni kimse sevmezdi ve yaninda istemezdi, arada bir degisse de bu durum, sonraki egitim hayatimda fazla degismedi. Hep dalgalandi arkadaslik iliskilerim.)
Kendimi ne kadar aşağıya ceken bir dusunce olduğuna bakar misiniz? Iste ben bu kotulugu kendime 25 sene boyunca yaptim, yapıyorum. Ama elimden baska bir sey de gelmiyor, kendine iyi davranan, kendiyle barisik insanlar nasildir bilmiyorum, hep özeniyorum ama... ozguvenli insanlar nasildir, ozguvenli hissetmek nasil bir seydir hicbir fikrim yok.

Annem mesela, benim tam tersimdir; hic kimseyi kendinden ustun gormezdi, hatta hep insanlara kulp takma gibi bir huya sahipti her daim, herkesi mutlaka arkasından veya yuzune elestirirdi, (kotu bir huy belki ama onun gibi olmak isterdim aslinda) buna benim arkadaslarim da dahil. Ben de "onlara öyle deme" dedigim zaman küçük halimle, annem bana "elalemi niye koruyorsun?" derdi. O yıllarda annemin bu huyuna çok sinir olurdum, ama simdi bakıyorum da, belki de annem beni goruyor ve benim kendime olan guvenim geri gelsin, başkalarına daha elestirel bakabileyim diye belki boyle davraniyordu... yoksa bana kalsa herkes mukemmel, bir ben tü kaka.

Buyudukce de bir sey degismedi pek ruh halimle ilgili, degisenler belki de sunlardi sadece;
*Daha erkek Fatma oldum. Ağlaklıktan erkek Fatmalığa terfi ettim. Insanlar gucumden, deliligimden, mesafemden ve ciddiyetimden korkmaya basladilar.
* Yillarin getirdigi bir hastalik ortaya cikti bende, manik depresif nam-ı diger bipolar bozukluk, arti olarak kaygi bozuklugu. Ayriyeyen kendimde OKB (Obsesif kompülsif bozukluk)olmasindan şüpheleniyorum, hafif de olsa.

Ortaokula gectigimde biraz biraz arkadas edindim ve özgüvenim az biraz yerine geldi ama hala sifirdi. Zaten ortaokul sonda da hastaligim ortaya cikti ve hayatim tersine dondu. O zamana kadar derslerimin iyi olmasi ile kendimi kabul ettirebilmisken, lisede iken ders notlarim da dusunce artik hicbir degerim kalmadi insanlarin gozunde. Belki babam artik eskisi gibi notlarıma karismadigi icin dustu derslerim, ilk ve ortaokuldaki gibi beni korkutup zorlasaydi belki gene, derslerim iyi olurdu.

Zaten birinin bana bir sey yaptirmasi icin ajitasyon yapmasi veya (babam ise) korkutmasi yeterli. Babam dedigim ise uvey babam, oz babamla ilisigim yok. Iradem de pek kuvvetli sayilmaz.

Erkek arkadas olaylari hic olmadi zaten. Benim yasimda bir kizin en azindan bir tane de olsa gonul iliskisi olmuştur belki de. Ben bu konuda da koca bir sıfırım.
(Ilkokuldaydi gene, birinden hoslandigima dair dedikodular ortaya çıkmıştı. O kisi ile beden dersinde yalniz kalinca bana dedigi sey şu oldu; "Seni sevmiyorum.". Bu kadar. Zaten benim gibi birini ne edecekti? "Benim gibi birini..." diye baslayan cümleleri de cok sık kurarım, bu arada.)

Bunlarin haricinde insan iliskilerim hep bozuk ve kopuk oldu. Su ana kadar bir tane bile gercek arkadasim yok, olmadi uzun vadeli arkadaşlığım. Oldugunu dusunduklerim de hep bana kotuluk yaptı veya farkli niyetlerle yaklasti. Artik kotu arkadas miknatisi miyim, bilemiyorum. Yoksa ben mi beceriksizim insan iliskilerinde, evet, galiba oyle.

Universiteye basladigimda yalnizdim, bitirdigimde de yalniz bitirdim. Birileriyle konustum tabii, kahve falan ictik, bir seyler de yedim onlarla; hatta arkadas bile oldum, ama fayda etmedi, sonda gene yalnizdim. Sonunda, mezuniyette, kep atma toreninde kimse yanima bile gecmek istemedi sahneye cikacakken misal. Hoca yanima birini getirtti de ciktik sahneye.

Hep ortamlara ayak uydurmakta zorlandim.
Mesela diger kizlar makyaj yapiyor, isleri gucleri var artik, isine gidip geliyorlar; hayata umutla bakiyorlar ve arkadaslari var. Ayriyeten
hayatinda biri var hepsinin. Gonul iliskileri var yani. Bense hala cocuk gibiyim, suratim hiyara dondu, arada bir yikaya yikaya. Kiloluyum, saclarim pirasa puskulu gibi, makyaj zaten yapmiyorum. (Belki beni elestireceksiniz ama bunları soylemezsem durumun ciddiyetini belki de anlamayacaksiniz.) Agdayi aklima gelince yapiyorum iste, ozetle duzenli bir bakim rutinim yok. Bakimsizim tabiri caizse. (Bakimli insanlara da özeniyorum aslinda ama bende onlar kadar enerji yok.) Giyinmeyi zaten bilmiyorum, duz kiyafetler giyiyorum genelde, giydiklerimin bir esprisi yok. Renkleri nasil kullanacagimdan vs haberim yok ve rüküşüm. (İçimden de gelmiyor guzel giyinmek zaten.) İş zaten yok, mülakatlar olumsuz sonuçlanıyor onceden de yazmistim bazi konularda. Kimseyi motive etmeyi birakin kendimi motive etmekten acizim. Cocuk gibiyim aslinda, belki de Peter Pan sendromu var bende, bilmiyorum. Peter pan'i da kucukken hic sevmezdim cocuk gibi olmaya ozendigi icin, ama Allah beni simdi bununla (cocuk gibi olmakla) sınıyor baksaniza.

Gectigimiz haftalarda bende depresyon olup olmadigi ile ilgili bir soru sormustum gene burda. Simdi anliyorum ki, bende depresyon yok, ozguvensizlik ve degersizlik hissi var. Bunu anlamistim onceden, ama gecenlerdeki sorumu tekrar okuyunca aslinda bunun kokunde de bunun yattigini anladim. Zira kendine deger veren hicbir insan vaktini çöp etmez.

Ve bunun haricinde, kaz kafaliyim. Kalin kafaliyim yani. Yani mesela pratik fikirli degilim, erken kavrayamiyorum hicbir seyi. Bu da cok pot kırmama, gorgusuz ve cahil gibi gorunmeme yol aciyor.. halbuki ortama ayak uydurabilsem, belki de kendimi kamufle edecegim. Uyumsuzum belki de.

Son olarak, sizden istedigim sey bana vereceginiz birkac tavsiye. Artik hayatimi boyle idame ettirmek istemiyorum, 25 yasima geldim ve ben de yaşıtlarım gibi olmak istiyorum... simdiden teşekkürler herkese.

Merhaba herkese. Direkt konuya giriyorum.
Benim sorunum, küçüklüğümden beri gelen özgüvensizlik,ve değersizlik hissiyati.
Küçükken de böyleydi, büyüdüm gene bir şey değişmedi.

Genelde kucuklugumu anlatiyorum anneme falan, onlar da "buyu artik 25 yasina geldin" diyor. Ama ben ne yapayim, 25 yasima kadar kucuklugumden gelen sorunlar getirdi beni. Onlar olmadan nasil olabilir, hicbir fikrim yok ki.

Ilkokuldaydim mesela, herkesi kendimden üstün görürdüm, kendime guvenim 0'dı. Zaten sümüklü, ağlak ve tombul bir tiptim o yıllarda. Üstün görmem, özgüvensiz olmam belki de isabetti.

Mesela size bir anımı anlatayim ilkokuldan. Bir keresinde, hoca sinifa yeni gelen bir kizi benim yanima oturtmak istedi. Benim de aklimdan gecen dusunce aynen şu sekil; "iyi bari, ben de biraz ondan caliskan olmayi ogrenirim." Sonra o kiz benimle oturmak istemedi, o ayri.
(Okulda beni kimse sevmezdi ve yaninda istemezdi, arada bir degisse de bu durum, sonraki egitim hayatimda fazla degismedi. Hep dalgalandi arkadaslik iliskilerim.)
Kendimi ne kadar aşağıya ceken bir dusunce olduğuna bakar misiniz? Iste ben bu kotulugu kendime 25 sene boyunca yaptim, yapıyorum. Ama elimden baska bir sey de gelmiyor, kendine iyi davranan, kendiyle barisik insanlar nasildir bilmiyorum, hep özeniyorum ama... ozguvenli insanlar nasildir, ozguvenli hissetmek nasil bir seydir hicbir fikrim yok.

Annem mesela, benim tam tersimdir; hic kimseyi kendinden ustun gormezdi, hatta hep insanlara kulp takma gibi bir huya sahipti her daim, herkesi mutlaka arkasından veya yuzune elestirirdi, (kotu bir huy belki ama onun gibi olmak isterdim aslinda) buna benim arkadaslarim da dahil. Ben de "onlara öyle deme" dedigim zaman küçük halimle, annem bana "elalemi niye koruyorsun?" derdi. O yıllarda annemin bu huyuna çok sinir olurdum, ama simdi bakıyorum da, belki de annem beni goruyor ve benim kendime olan guvenim geri gelsin, başkalarına daha elestirel bakabileyim diye belki boyle davraniyordu... yoksa bana kalsa herkes mukemmel, bir ben tü kaka.

Buyudukce de bir sey degismedi pek ruh halimle ilgili, degisenler belki de sunlardi sadece;
*Daha erkek Fatma oldum. Ağlaklıktan erkek Fatmalığa terfi ettim. Insanlar gucumden, deliligimden, mesafemden ve ciddiyetimden korkmaya basladilar.
* Yillarin getirdigi bir hastalik ortaya cikti bende, manik depresif nam-ı diger bipolar bozukluk, arti olarak kaygi bozuklugu. Ayriyeyen kendimde OKB (Obsesif kompülsif bozukluk)olmasindan şüpheleniyorum, hafif de olsa.

Ortaokula gectigimde biraz biraz arkadas edindim ve özgüvenim az biraz yerine geldi ama hala sifirdi. Zaten ortaokul sonda da hastaligim ortaya cikti ve hayatim tersine dondu. O zamana kadar derslerimin iyi olmasi ile kendimi kabul ettirebilmisken, lisede iken ders notlarim da dusunce artik hicbir degerim kalmadi insanlarin gozunde. Belki babam artik eskisi gibi notlarıma karismadigi icin dustu derslerim, ilk ve ortaokuldaki gibi beni korkutup zorlasaydi belki gene, derslerim iyi olurdu.

Zaten birinin bana bir sey yaptirmasi icin ajitasyon yapmasi veya (babam ise) korkutmasi yeterli. Babam dedigim ise uvey babam, oz babamla ilisigim yok. Iradem de pek kuvvetli sayilmaz.

Erkek arkadas olaylari hic olmadi zaten. Benim yasimda bir kizin en azindan bir tane de olsa gonul iliskisi olmuştur belki de. Ben bu konuda da koca bir sıfırım.
(Ilkokuldaydi gene, birinden hoslandigima dair dedikodular ortaya çıkmıştı. O kisi ile beden dersinde yalniz kalinca bana dedigi sey şu oldu; "Seni sevmiyorum.". Bu kadar. Zaten benim gibi birini ne edecekti? "Benim gibi birini..." diye baslayan cümleleri de cok sık kurarım, bu arada.)

Bunlarin haricinde insan iliskilerim hep bozuk ve kopuk oldu. Su ana kadar bir tane bile gercek arkadasim yok, olmadi uzun vadeli arkadaşlığım. Oldugunu dusunduklerim de hep bana kotuluk yaptı veya farkli niyetlerle yaklasti. Artik kotu arkadas miknatisi miyim, bilemiyorum. Yoksa ben mi beceriksizim insan iliskilerinde, evet, galiba oyle.

Universiteye basladigimda yalnizdim, bitirdigimde de yalniz bitirdim. Birileriyle konustum tabii, kahve falan ictik, bir seyler de yedim onlarla; hatta arkadas bile oldum, ama fayda etmedi, sonda gene yalnizdim. Sonunda, mezuniyette, kep atma toreninde kimse yanima bile gecmek istemedi sahneye cikacakken misal. Hoca yanima birini getirtti de ciktik sahneye.

Hep ortamlara ayak uydurmakta zorlandim.
Mesela diger kizlar makyaj yapiyor, isleri gucleri var artik, isine gidip geliyorlar; hayata umutla bakiyorlar ve arkadaslari var. Ayriyeten
hayatinda biri var hepsinin. Gonul iliskileri var yani. Bense hala cocuk gibiyim, suratim hiyara dondu, arada bir yikaya yikaya. Kiloluyum, saclarim pirasa puskulu gibi, makyaj zaten yapmiyorum. (Belki beni elestireceksiniz ama bunları soylemezsem durumun ciddiyetini belki de anlamayacaksiniz.) Agdayi aklima gelince yapiyorum iste, ozetle duzenli bir bakim rutinim yok. Bakimsizim tabiri caizse. (Bakimli insanlara da özeniyorum aslinda ama bende onlar kadar enerji yok.) Giyinmeyi zaten bilmiyorum, duz kiyafetler giyiyorum genelde, giydiklerimin bir esprisi yok. Renkleri nasil kullanacagimdan vs haberim yok ve rüküşüm. (İçimden de gelmiyor guzel giyinmek zaten.) İş zaten yok, mülakatlar olumsuz sonuçlanıyor onceden de yazmistim bazi konularda. Kimseyi motive etmeyi birakin kendimi motive etmekten acizim. Cocuk gibiyim aslinda, belki de Peter Pan sendromu var bende, bilmiyorum. Peter pan'i da kucukken hic sevmezdim cocuk gibi olmaya ozendigi icin, ama Allah beni simdi bununla (cocuk gibi olmakla) sınıyor baksaniza.

Gectigimiz haftalarda bende depresyon olup olmadigi ile ilgili bir soru sormustum gene burda. Simdi anliyorum ki, bende depresyon yok, ozguvensizlik ve degersizlik hissi var. Bunu anlamistim onceden, ama gecenlerdeki sorumu tekrar okuyunca aslinda bunun kokunde de bunun yattigini anladim. Zira kendine deger veren hicbir insan vaktini çöp etmez.

Ve bunun haricinde, kaz kafaliyim. Kalin kafaliyim yani. Yani mesela pratik fikirli degilim, erken kavrayamiyorum hicbir seyi. Bu da cok pot kırmama, gorgusuz ve cahil gibi gorunmeme yol aciyor.. halbuki ortama ayak uydurabilsem, belki de kendimi kamufle edecegim. Uyumsuzum belki de.

Son olarak, sizden istedigim sey bana vereceginiz birkac tavsiye. Artik hayatimi boyle idame ettirmek istemiyorum, 25 yasima geldim ve ben de yaşıtlarım gibi olmak istiyorum... simdiden teşekkürler herkese. Iyi akşamlar.
Bencede özguvensizlik var evliyim sjmdi gene depresyon gibi biseydeyim kompleksi bilmem ne evlendiğimde beri çoğu zaman oldu kendimi mahvettim yıprattı napacam bilmiyorum kimse yok uzaktayım sosyal ortamim yok hep ondan oluyo zaten
 
X