- Konu Sahibi landemiyoladiyola
-
- #1
Biz evliligimizin ilk yıllarında evde şaskin saskin gezerdik bu ev bizim mi, biz evli miyiz diye.. Dilerim sizin mutluluğunuz daim olsun. Cocugunuz var mi? Canlari sagolsun cocugu büyütürken yaşları yakınsa ve yardim almiyorsan ilk yipranmalar başlıyor.11 yıl sevgililik + 2 yıl evlilik = 13 yıldır beraberiz, henüz bitmedi. Hatta evlenince katlanarak arttığını görüyorum. İnşallah hep böyle kalır, bu arada 28 yaşındayızbelki 40 lı yaşlara gelince yıllanma olur
Çok güzel bir şekilde yasadim aski, belki bunun için sukretmeli ve yetinmeliyim. Ama aşkın varlığını öğrenince yokluğunda yipraniyorsun. Tamam tabiki ilk günkü karin ağrılarından bahsetmiyorum, yerini bir huzura birakiyor ama su an yaşadığım farklı..Aşkın varlığına inanmadığım için ömrünü bilemeyeceğim.
Öncelikle tesekkur ederim.Ne kadar zamandır böyle?
eşimle 14 yaşında tanıştım 32 yalındayız 8 senelik evliyiz şuan.. bence asıl sorun cinsellik kesinlikle. Tutku yok olmuş. Cinsel anlamda onu cezbetmeme sebebini bir şeye bağlıyor mu? Siz de saldım demişiniz sizin de kendinizde memnun olmadığınız şeyler var demek ki. Belli ki özgüveniniz kaybolmş. Özgüveninizi geri kazanmak için estetik dahil ne gerekiyorsa düşünebilirsiniz. O kadar işkolik madem vakit ayırmıyor para ayırsın.
Burda en önemli konu sizin özgüven kaybınız. Size neden aşık olmuştu? Size aşık oldupunda nasıldınız? Neler değişti kendinizde? Bunları anali edin. Belli ki geri kaAnmak istiyorsunuz. Şapkayı bir önünüze koyun bakalım neler çıkacak.
bu arada size yaklaşımı bu konuşmaları aşırı kırıcı ve eşiniz hatalı ama birlikte büyümüşünüz kestirip atılmaması gereken bir ilişki. Hata aramıyorum. Sizde hata yok. Sadece daha mutlu olmanı için..
15 yaşından beri aynı adam ha11 yıl sevgililik + 2 yıl evlilik = 13 yıldır beraberiz, henüz bitmedi. Hatta evlenince katlanarak arttığını görüyorum. İnşallah hep böyle kalır, bu arada 28 yaşındayızbelki 40 lı yaşlara gelince yıllanma olur
Tam anlattığınız yerde sanki eşim. Ama bu tutku azalınca birisi çıkar karşısına kapılır gider gibi hissediyorum.Ben bir insanın (erkek/kadın ) 10 larca yıl aynı kişiye aşık kalabileceğini düşünmüyorum.
Aslında insanların tek eşliligine de inanmıyorum .
Aşk ve tutku bana kalırsa aynı şeyler .
Bir şeye uzun bir süre tutku ile bağlanamazsin .
Uzun süren evliliklerde çok sevdiğin ve zarar gelmemesini istediğin ,belki şevkat duyduğun belki minnet böyle birine bürünüyor karşı taraf benim gözümde
Degisikliklerden baslayabilirsiniz eğer cabalamak istiyorsanız. Eşinizin size söyledikleri öz güveninizi zedelemis cok isteksizleşmişsiniz diye düşünüyorum. Bir müddet uzak durmak ikinize de iyi gelecektir ama baya bir uzaklık ailenizin yanına gidebilirsiniz veya uzun bir yolculuğa çıkabilirsiniz sizde eşinizde yalnız kalın. Eşler, sevgililer her ne olursa olsun yalnız kalmalı araya özlem girmeli.Çok güzel bir şekilde yasadim aski, belki bunun için sukretmeli ve yetinmeliyim. Ama aşkın varlığını öğrenince yokluğunda yipraniyorsun. Tamam tabiki ilk günkü karin ağrılarından bahsetmiyorum, yerini bir huzura birakiyor ama su an yaşadığım farklı..
Kendi içinize dönmenizi tavsiye edebilirim .Tam anlattığınız yerde sanki eşim. Ama bu tutku azalınca birisi çıkar karşısına kapılır gider gibi hissediyorum.
Bence hem fiziksel, hem kafa olarak degisime kendinden basla, ya da boyle hayatinin sonuna kadar yasayip gidersiniz.Öncelikle tesekkur ederim.
Hayatta bu sekil konuşmaz, ickiliydi, bende cok kırıldım gercekten tabi.
Özgüvenim tamamen yerlerde. Aslında onun aşık oldugu insandan cok uzak bir yerdeyim. Ben onu aldım ileri götürdüm yillar icinde diyebilirim ama kendim için birsey yapmadım. Biraz kilom var, veremedim, kısır döngü şeklinde psikolojik olarak rahatlıyorum sanki yiyorum. Depresif ve gergin bir halim var. Para ile ilgili sıkıntımız yok. Para konusunda acikcasi ondan para almama gerek yok. Estetik yaptırıyorum desem bayılır bence, ama bende o duygu yok, körelmiş sanki. Bir eşofmanla ve maskeyle o kadar mutlu olabiliyorum kiBegenilmedikce bende bıraktım gitti. Elime bir ruj almak gelmiyor. O ise benden yuz kat bakımlı.
Hayata artik cok farklı yerlerden bakıyoruz. Mesela o cok gamsız, ben herseyi kafama takarim. Ben dünyayı gezmek istiyorum, o evden adım atmak istemez, aa pardon iki günlüğüne yalniz basina gidecekmiş. Bir de gideceğim diyor, ben esi değilim sanki karisamam. Yıllarca herseyini cok baskılamisim, soz soyletmiyor ama benimde yalnız yada arkadaşlarımla yurt disi dahil bir yere gitmek istememe asla karışmıyor, sevgililik zamanlarından beri. Aksine cok isterdim karışmasını, ben cok karışırım, buna tahammül edemiyor.
Eşim böyle bakiyor sanki hayata sizin gibi.Üzücü olsa da ben de her şeyin bir sonunun olduğunu düşünenlerdenim. Dünyaya bir baksanıza, tükenmeyen bir şey görüyor musunuz? Her şey ama her şey ölüyor sonunda. Aşk neden istisna olsun ki? Can ölürken aşk mı sağ kalacak? Peh!
En sevdiğim tatlıyı bile üst üste üç gün yesem isteğim azalıyor benim şahsen. Sonsuza kadar mutlu yaşadılar efsanesi ancak masallarda olur zannımca. Bir yerden sonra razı olmak ve katlanmakla tamamlanıyor bence süreç. Öyle 40 yıl süren evliliklerde falan kalan şey saygı bence. Birbirlerini boğazlamayıp sövmüyorlarsa millet de ah ne büyük aşk, bak 40 yıl olmuş, ilk günkü gibiler diyor işte. Mümkün mü böyle bir şey ya? Bence hayır.
Ben cok özlüyorum ama o mutlu görünüyor.Ben alışkanlık haline gelmesi dışında bir sorun göremedim aslında. Eminim iki taraf da eski günleri özlüyordur. Bence çabalanabilir.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?