Ayrılırken çirkinlikte sınır tanımayanlar...

Ciceklere yazik , ordan oraya tasinip durmuslar. Ne alip veremediginiz var ciceklerle. Esyalarimi ver, al, ver, al.
 
Biraz daha yazmazsam sanırım çatlayacağım...
Biraz uzun belki ama lütfen okuyun...

Öfkemi tarif etmem imkansız ama kendime mi (bana bunların yapılmasına izin verdiğim için) karşı tarafı mı yoksa herkese mi bilmiyorum. Konu şöyle; yaklaşık 3 yıldır boşanmaya çalışıyorum. Çekişmeli şekilde çekişeee çekişee mücadele verirken olmayacak şey oldu. Biri girdi hayatıma. 9 ay önce... Nasıl derseniz sosyal platformdan. Bu kişi benden 10 yaş küçük. Ben 35, o 25 yaşında. Biliyorum kulağa çok fazla geliyor bu fark ama yaşarken yaş farkını bir kaç hadise dışında hiç hissettirmemişti. Yani eski eş kişisi de zaten benden büyüktü ama yapmadığı aşağılık, çocukça şeyler kalmamıştı. Akıl yaşta değil baştadır dedim. Ama yanıldım sanırım... Ön yargılı olmadan tanıdım. Çok sevdim. Sevildim de... En azından bugüne kadar öyle inandım. Görünüş deseniz biz demesek kimse anlamazdı benim daha büyük olduğumu. Minyon olmasam da yaşımdan küçük gösterdiğim hep söylenir., o da büyük gösteriyordu. Tek mesele vardı benim boşanmam gerektiği ve aileler tabi. Akışına bıraktım, bir evlilikten kurtulamadan diğerine dalmak istemedim. Evlilikten de korktuğum için artık evlenmek istemiyorum da dedim. O çok ciddi yaklaştı, hep gelecek hayalleri kurdu beni de içine çekti bu hayallerin. Zaman zaman bir tanıdığımızın düğününde ikimizi hayal ederken buldum kendimi. İnsan inançları yıkılsa da sanırım umutla yol almak istiyor. Belki bizi güçlü tutan yaşadıklarımız karşısında budur bilmiyorum. Gel zaman git zaman, yapmam dediğim şeyleri yaptım onunla. Üç günlüğüne şehir dışına çıktık, rüya gibi geçti. Her şey gerçek olamayacak kadar güzeldi sanki. Aradan zaman geçti, benim evde, işte sorumluluklarım çok olunca görüşebilmek için ikimiz de büyük fedakarlıklar yaptık. En son ailesi hiç istemese de babasıyla tartışsa da benim yaşadığım şehre yerleşti iş bulup. Ancak o geldikten sonra kavgalarımız sıklaştı. Önceleri tek tükken giderek arttı. Sebepleri çok basit şeylerdi. Mesela mesajını geç görmüşüm cevap vermemişim konuşamadan uyuyakalmışım. Bir kaç kez de kıskançlık krizlerinden dolayı; neden bana yazmış o arkadaş vs vs vs....

Bir gün gece (saat 10 suları) bende otururken bir arkadaşım ama cidden sadece arkadaşım mesaj attı. Erkek olduğu için tabi kıskandı. Yazdığı mesajda hiçbir şey yoktu, ablası boşanmış dava bitmiş bunu haber vermiş. Bende de durumlar aynı olduğu için muhtemelen. Ama bu resmen olay oldu! Giderek büyüdü kavga ve sonra ayrılık konuşması yapıp, aldığı çiçekleri evde duran saksıdaki çiçekleri alıp gidecekti, tam kapıdan çıkacakken yapamadı sonra özür diledi büyüttüğünü kabul etti barıştık o anda. Sonra yine başka bir erkek arkadaşım (eski iş yerinden) arada nasılsın vs diyordu, kendisi evli olduğu halde ben de hoşlanmasam da mesajlarından bozmadan kestirme iyiyim sen nasılsın gibi konuştum. Mesajlaşmayı kesmememdeki sebebi soracak olursanız, hem vefa duygumdan hem de şu anki iş yerimde arkadaşlarının olmasından dolayı. Yani bir gün belki arkadaşına rica eder yardımı dokunur diye düşündüm bazı konular olursa. Her neyse bundan dolayı da ciddi kavga etti attığı mesajda cidden bir şey yoktu. Sonra yine özür barışma, seni anladımlar.....

Bir gün uzun zamandır görüşmemiştik, ona gidecektim. Hep kısacık vakitlerde görüşmek için çabalıyorduk ama bu kez hafta sonu buluşup doyasıya zaman geçirebilecektik. Tam evden çıkacakken ablası boşanan arkadaşım aradı, nasılsın iyi misin diye konuştuk. Beni rüyasında kötü görüp merak etmiş ben de iyi olduğumu iş güç vs diye anlattım. Sonra onun yanına giderken arkadaşımın aramasını kayıtlardan sildim. Aslında silmeyecektim ama gereksiz yere bir sürü tartışma yaşarız diye düşünerek, ikimizin de güzel bir güne ihtiyacı olduğunu düşünerek sildim. Gerçekten uzun zamandır ikimiz de hiç böyle gülmemiştik. Kahvaltı yaptık, topladık, tavla oynadık derken zaman çok güzel geçti. Eve döndüm.

Bu arada asıl meseleyi söyleyeyim benim kendisine çok zaman ayıramama sebebim 4 yaşında bir kızımın olması. Vaktimin iş dıyında kalan kısmının çoğunu kızıma ayırıyorum. Ertesi gün beni bir gün önce arayan arkadaşıma whatsapp'tan kızımın fotoğrafını attım, istemişti konuyurken özledim bir fotosunu at diye. Sonra iyi unutmamışsın yoğunluk arasında falan demiş ben de kendimi bile unutuyorum yoğunluktan napıyım dedim. Mesajlaşmanın hepsi bu kadarcık ama bu mesajları da sildim telefonumdan. Görse ne alaka niye attın konuşmaya yer mi arıyorsun falan diyecek.. Bir sürü tantana... Sonra beni aradı sevgili kişisi ve imalı imalı laflar etmeye başladı. Ben de çıkar ağzındaki baklayı ne demeye çalışıyorsun dedim. Derken bana yalan söyledin falan dedi, konuşmaları neden sildin vs derken ayrıldık. Bende olan neyi varsa istedi. Evdeki çiçekler yüzünden daha önce istediği için özür dilemişti, yine istedi. Tamam dedim aldım pılını pırtını evine gittim.
Kapıdan girmek bile istemedim, geri döndüm giderken kolumdan tuttu konuşacağız diye zorladı eve girdim konuştuk. Yalan söylemeye beni mecbur bıraktığını anlattım. Telefonuma ne yaptığını sordum. 3 gündür takip ediyormuş whatsapp konuşmalarımı. Benim whatsapp'ın QR kodunu kendine okutmuş ben tuvalete gidince kahvaltı yaptığımız gün. Sadece arkadaşımın mesajı dışında bir şey olmadığını da görüp utanmış oysa. Yapması yanlışmış ama yapmış psikolog arkadaşı ona akıl vermiş falan filan... Bu bardağı taşıran son damlaydı dedim.

Bu arada şu detay önemli: bir kaç ay önce telefonum arızalanınca bana kendi telefonumun bir üst modelini hediye etmişti. Getirdiklerini verdiğim gün telefonu da en kısa zamanda vereceğimi söyledim benden çiçekleri falan istediği için. Ağladı, ayrılmak istemediğini, benden başka ailesinin bile yanında olmadığını söyledi. Ben onu hayatta tutan tek şeymişim, tutunacak tek dalıymışım bu hayatta. Ki hep derdi bunu. Hatta ölümden döndürdüğümü çünkü beni tanıdığı sırada hayatına son vermeyi düşündüğünü (ailevi bazı problemlerinden ötürü) anlatmıştı. Nitekim yüreğim el vermedi. Sevgim de olunca affetmedim barışmadım ama oradan öyle ayrıldım konuşuruz diyerek. Affetmeyeceğimi ve bittiğini de söyledim. O akşamında bana geldi, bin bir özürle, ellerinde benden istediği alıp götürdüğü çiçeklerle geldi.

Kabul etmedim, böyle yapmasının artık güvenmediğinin ispatı olduğunu söyledim. Kendince mazeretler uydurdu, kıskandığı için yapmış falan. Her neyse biz konuşmaya devam ettik, ama sürekli bittiğini hatırlattım ona zaman verdim kendini toplaması için. Sevdiğimi de söyledim ama böyle nasıl olacak böyle ilişki olur mu diye de sorguladım. Çünkü aslında o benim güvenimi sarsmıştı telefonumu takip ederek. Bana geldi yine, sarıldık ağladık hatta birlikte olduk:/, bu arada psikologla görüşmüştü, benimle yavaş yavaş iletişimini kesmesini söylemiş psikolog. Ben de ne zaman ihtiyacın olursa yanındayım dedim.

Bir yandan nasıl kopacağız derken bir yandan kendine zarar vermesinden korktum. Ertesi gün seni çok seviyorum mesajlarıyla gitti. Sonra gittiği gün öğleden sonra psikologtan seans talep ettiğini söyledi iyi yapmışsın dedim. Hatta yol göstersin bize dedim.
O gün dışarıda hastane koşturmalarım vardı. Kendisinden ses çıkmayınca nasılsın canım iyi misin yazdım. Konuşmak istemiyorum yazdı cevap olarak. Bu tavır ne noldu dedim uzatmayalım konuşmak istemiyorum dedi yine, ben de peki yazdım.

O gün boyunca ertesi gün akşama kadar ses çıkmadı, sonra bir mesaj: merhaba gaye, seni hayatımdan tamamen çıkarma ve yeni birini alma kararı verdim. seni hayatıma hiç almamışçasına sende olan neyim var ise geri getirmeni rica ediyorum. Evinin anahtarı bende vardı, evimiz derdi o eve, anahtarım sende mevcut kapıdan bırakır senin için hazırladığım eşyalarını alır anahtarı bırakır gidersin hafta içi evde olmadığım zaman demiş. Ben şok oldum, bir anda tüm inancım yıkıldı her şeye...

Bu vedayı yakıştırdın sanırım tamam diyebildim. Kardeşime nişanı için taktığı çeyreği de hatırlattı sonra çekirdek kabuğuma kadar her şeyi geri getir vs demiş, ben de çöpüne kadar getireceğim merak etme dedim. O eve girmeyeceğimi arkadaşımdan yollayacağımı söyledim.

Hala inanmakta zorlanıyorum. Sevgisini her hareketinde gösteren adam bir anda yabancı oldu. Yabancı olsa yine iyi, resmen düşman gibi canımı acıtmaya çalışıyor. Çok kırgınım, çok kızgınım. Bu arada o mesajlaşmada numaramı sil bile yazdı ben de silip engelledim.

Dün mesaj atmış normal mesaj kısmından, merhaba gaye "kurtulamadığım soyadımı yazmış! çelik olsun misal; gaye çelik, eşyalarımın durumunu sormak istiyorum demiş. Sanırsınız telefon çeyrek dışında maddi bir şey var, kurumuş çiçekler bir kaç magnet, kızıma aldığı oyuncak ayısı var bende sadece. Hiç cevap yazmadım, arkadaşıma yazmış, o da zaman ver kızı hasta seninle uğraşamaz şimdi demiş.

Konuşmak istemiş, beni de aradı üç kez açmadım. Bugün arkadaşımla konuşurken telefonu o gece cebindeydi demiş, sonradan masaya koymuştum halbuki, başkalarıyla flört edemez benim aldığım telefonla demiş. Böyle yapmasının ne kadar kötü olduğunu anlatmış arkadaşım o da başka türlü ayrılamazdık böyle olması gerekti demiş. Maddi olarak ben de zorlandım o da geri verebilir falan demiş, konuşurken ağlamış, kaç gündür ağlıyorum ama gaye böyle olmasını istedi demiş. Arkadaşım da anlatmış güzelce yaptıklırının ona yakışmadığını. Merak etme her şeyini geri verecek demiş. Şimdi sinirimden hem kuduruyorum hem de değmez iki çift söze diyorum.

Hangisi beni rahatlatır bilmiyorum ama yine yanılmış olmak beni sarstı. Eski eşimden çok çektim zaten. Hatam böyle bir ilişkiye başlamak ama bu süreçte kendimi iyi hissettirdiği de oldu hem de çok. Geceleri kamerayı açar bensiz uyuyamazdı, o derece bağlıydı. Ne ara böyle oldu anlamıyorum.... Bu arada engellememe fena bozulmuş arkadaşımın söylediğine göre. Ben masajımda hayatına almaya karar verdiğin kişiyle mutluluklar demiştim teşekkür etmişti birde... Arkadaşıma da gaye hayatımda birinin olduğunu düşünüyor değil mi demiş, Arkadaşım evet demiş, o hep istediği yerden görür demiş. Ayrıca arkadaşım yaptıklarının yakışmadığını söylediğinde bana verdikleri taktiklerin yarısını yaptım ancak demiş. Böyle olmalıydı yoksa bitemezdi demiş. Ben de iyi hissetmiyorum falan demiş.
Ne yapmalıyım bilmiyorum bi akıl verin lütfen...
Gaye hanım merhaba,

Ben de 26 yaşındayım, 4 senelik bir ilişkiden çıktığım hatta çıkmak isteyip henüz çıkamadığım zamanda kendimden 3 yaş küçük biriyle tanıştım. başta o kadar güzeldi ki tatillere gittik ailesiyle tanıştım, çok anlayışlıydı, kafalarımız çok uyuyordu. ben de bir ilişkiye hazır olmadığımı korktuğumu söyledim. fakat çok vakit geçirince insan bağlanıyor. ben de bağlandım bu sefer o kaçtı korkup, o da kıskançtı, sosyal medyada bunu niyet takip ettin suçu niye takip ettin diye soruyordu hep. Hep saçmasapan şeyler yüzünden küsüp yazmazdı, cevap vermezdi. ilişkide olgun olan taraf olmak çok zor. erkeklerin olgunlaşması çok daha zor. şuan 1 haftadır knuşmuyoruz inanamıyorum onun için üzüldüğüme ağladığıma, 4 senelik ilişkim bitince bu kadar ağlamamıştım. çok benzer değil hikayemiz ama duygusal boşluk, ilgi sevgi isteği, kendini kaptırma kısımları benzer. siz benden daha güçlüymüşsünüz ben konuşmamayı kaldıramıyorum ve malesef hala mesaj bekliyorum. ben de bilmiyorum inanın ne yapmam gerekiyor akışına bıraktım ama olgun olmayan bir insanla nasıl devam eder bilemiyorum, belki siz çözüm bulduysanız bana yardımcı olursunuz :)
 
Öyle olduğunu ben de gördüm. Kursağındaki lokmayı, emeklerimi geçtim neleri göze alıp bu ilişkiyi göğüsledim ama cidden değmezmiş....
Birine bu kadar anlamda yüklemeyin bence.
İlişkiyi göğüsledim neleri göze aldım vs biraz abartılı geliyor bana.
40 yillik evliler bosaniyor netice de önünüze bakın🙏
 
Bir an önce yollayacağım sağ olun. Aslında baya gizli kaldık sadece 3 arkadaşım üç samimi dostum biliyor onu başka bilen yok. Eve gelirken de çok dikkat ediyorduk kimse görmesin diye ama tabi ne kadar dikkat etsekte temkinli olsakta olacak olur Allah korusun :)
Kızınız sizinle kalmıyor mu?
 
Biraz daha yazmazsam sanırım çatlayacağım...
Biraz uzun belki ama lütfen okuyun...

Öfkemi tarif etmem imkansız ama kendime mi (bana bunların yapılmasına izin verdiğim için) karşı tarafı mı yoksa herkese mi bilmiyorum. Konu şöyle; yaklaşık 3 yıldır boşanmaya çalışıyorum. Çekişmeli şekilde çekişeee çekişee mücadele verirken olmayacak şey oldu. Biri girdi hayatıma. 9 ay önce... Nasıl derseniz sosyal platformdan. Bu kişi benden 10 yaş küçük. Ben 35, o 25 yaşında. Biliyorum kulağa çok fazla geliyor bu fark ama yaşarken yaş farkını bir kaç hadise dışında hiç hissettirmemişti. Yani eski eş kişisi de zaten benden büyüktü ama yapmadığı aşağılık, çocukça şeyler kalmamıştı. Akıl yaşta değil baştadır dedim. Ama yanıldım sanırım... Ön yargılı olmadan tanıdım. Çok sevdim. Sevildim de... En azından bugüne kadar öyle inandım. Görünüş deseniz biz demesek kimse anlamazdı benim daha büyük olduğumu. Minyon olmasam da yaşımdan küçük gösterdiğim hep söylenir., o da büyük gösteriyordu. Tek mesele vardı benim boşanmam gerektiği ve aileler tabi. Akışına bıraktım, bir evlilikten kurtulamadan diğerine dalmak istemedim. Evlilikten de korktuğum için artık evlenmek istemiyorum da dedim. O çok ciddi yaklaştı, hep gelecek hayalleri kurdu beni de içine çekti bu hayallerin. Zaman zaman bir tanıdığımızın düğününde ikimizi hayal ederken buldum kendimi. İnsan inançları yıkılsa da sanırım umutla yol almak istiyor. Belki bizi güçlü tutan yaşadıklarımız karşısında budur bilmiyorum. Gel zaman git zaman, yapmam dediğim şeyleri yaptım onunla. Üç günlüğüne şehir dışına çıktık, rüya gibi geçti. Her şey gerçek olamayacak kadar güzeldi sanki. Aradan zaman geçti, benim evde, işte sorumluluklarım çok olunca görüşebilmek için ikimiz de büyük fedakarlıklar yaptık. En son ailesi hiç istemese de babasıyla tartışsa da benim yaşadığım şehre yerleşti iş bulup. Ancak o geldikten sonra kavgalarımız sıklaştı. Önceleri tek tükken giderek arttı. Sebepleri çok basit şeylerdi. Mesela mesajını geç görmüşüm cevap vermemişim konuşamadan uyuyakalmışım. Bir kaç kez de kıskançlık krizlerinden dolayı; neden bana yazmış o arkadaş vs vs vs....

Bir gün gece (saat 10 suları) bende otururken bir arkadaşım ama cidden sadece arkadaşım mesaj attı. Erkek olduğu için tabi kıskandı. Yazdığı mesajda hiçbir şey yoktu, ablası boşanmış dava bitmiş bunu haber vermiş. Bende de durumlar aynı olduğu için muhtemelen. Ama bu resmen olay oldu! Giderek büyüdü kavga ve sonra ayrılık konuşması yapıp, aldığı çiçekleri evde duran saksıdaki çiçekleri alıp gidecekti, tam kapıdan çıkacakken yapamadı sonra özür diledi büyüttüğünü kabul etti barıştık o anda. Sonra yine başka bir erkek arkadaşım (eski iş yerinden) arada nasılsın vs diyordu, kendisi evli olduğu halde ben de hoşlanmasam da mesajlarından bozmadan kestirme iyiyim sen nasılsın gibi konuştum. Mesajlaşmayı kesmememdeki sebebi soracak olursanız, hem vefa duygumdan hem de şu anki iş yerimde arkadaşlarının olmasından dolayı. Yani bir gün belki arkadaşına rica eder yardımı dokunur diye düşündüm bazı konular olursa. Her neyse bundan dolayı da ciddi kavga etti attığı mesajda cidden bir şey yoktu. Sonra yine özür barışma, seni anladımlar.....

Bir gün uzun zamandır görüşmemiştik, ona gidecektim. Hep kısacık vakitlerde görüşmek için çabalıyorduk ama bu kez hafta sonu buluşup doyasıya zaman geçirebilecektik. Tam evden çıkacakken ablası boşanan arkadaşım aradı, nasılsın iyi misin diye konuştuk. Beni rüyasında kötü görüp merak etmiş ben de iyi olduğumu iş güç vs diye anlattım. Sonra onun yanına giderken arkadaşımın aramasını kayıtlardan sildim. Aslında silmeyecektim ama gereksiz yere bir sürü tartışma yaşarız diye düşünerek, ikimizin de güzel bir güne ihtiyacı olduğunu düşünerek sildim. Gerçekten uzun zamandır ikimiz de hiç böyle gülmemiştik. Kahvaltı yaptık, topladık, tavla oynadık derken zaman çok güzel geçti. Eve döndüm.

Bu arada asıl meseleyi söyleyeyim benim kendisine çok zaman ayıramama sebebim 4 yaşında bir kızımın olması. Vaktimin iş dıyında kalan kısmının çoğunu kızıma ayırıyorum. Ertesi gün beni bir gün önce arayan arkadaşıma whatsapp'tan kızımın fotoğrafını attım, istemişti konuyurken özledim bir fotosunu at diye. Sonra iyi unutmamışsın yoğunluk arasında falan demiş ben de kendimi bile unutuyorum yoğunluktan napıyım dedim. Mesajlaşmanın hepsi bu kadarcık ama bu mesajları da sildim telefonumdan. Görse ne alaka niye attın konuşmaya yer mi arıyorsun falan diyecek.. Bir sürü tantana... Sonra beni aradı sevgili kişisi ve imalı imalı laflar etmeye başladı. Ben de çıkar ağzındaki baklayı ne demeye çalışıyorsun dedim. Derken bana yalan söyledin falan dedi, konuşmaları neden sildin vs derken ayrıldık. Bende olan neyi varsa istedi. Evdeki çiçekler yüzünden daha önce istediği için özür dilemişti, yine istedi. Tamam dedim aldım pılını pırtını evine gittim.
Kapıdan girmek bile istemedim, geri döndüm giderken kolumdan tuttu konuşacağız diye zorladı eve girdim konuştuk. Yalan söylemeye beni mecbur bıraktığını anlattım. Telefonuma ne yaptığını sordum. 3 gündür takip ediyormuş whatsapp konuşmalarımı. Benim whatsapp'ın QR kodunu kendine okutmuş ben tuvalete gidince kahvaltı yaptığımız gün. Sadece arkadaşımın mesajı dışında bir şey olmadığını da görüp utanmış oysa. Yapması yanlışmış ama yapmış psikolog arkadaşı ona akıl vermiş falan filan... Bu bardağı taşıran son damlaydı dedim.

Bu arada şu detay önemli: bir kaç ay önce telefonum arızalanınca bana kendi telefonumun bir üst modelini hediye etmişti. Getirdiklerini verdiğim gün telefonu da en kısa zamanda vereceğimi söyledim benden çiçekleri falan istediği için. Ağladı, ayrılmak istemediğini, benden başka ailesinin bile yanında olmadığını söyledi. Ben onu hayatta tutan tek şeymişim, tutunacak tek dalıymışım bu hayatta. Ki hep derdi bunu. Hatta ölümden döndürdüğümü çünkü beni tanıdığı sırada hayatına son vermeyi düşündüğünü (ailevi bazı problemlerinden ötürü) anlatmıştı. Nitekim yüreğim el vermedi. Sevgim de olunca affetmedim barışmadım ama oradan öyle ayrıldım konuşuruz diyerek. Affetmeyeceğimi ve bittiğini de söyledim. O akşamında bana geldi, bin bir özürle, ellerinde benden istediği alıp götürdüğü çiçeklerle geldi.

Kabul etmedim, böyle yapmasının artık güvenmediğinin ispatı olduğunu söyledim. Kendince mazeretler uydurdu, kıskandığı için yapmış falan. Her neyse biz konuşmaya devam ettik, ama sürekli bittiğini hatırlattım ona zaman verdim kendini toplaması için. Sevdiğimi de söyledim ama böyle nasıl olacak böyle ilişki olur mu diye de sorguladım. Çünkü aslında o benim güvenimi sarsmıştı telefonumu takip ederek. Bana geldi yine, sarıldık ağladık hatta birlikte olduk:/, bu arada psikologla görüşmüştü, benimle yavaş yavaş iletişimini kesmesini söylemiş psikolog. Ben de ne zaman ihtiyacın olursa yanındayım dedim.

Bir yandan nasıl kopacağız derken bir yandan kendine zarar vermesinden korktum. Ertesi gün seni çok seviyorum mesajlarıyla gitti. Sonra gittiği gün öğleden sonra psikologtan seans talep ettiğini söyledi iyi yapmışsın dedim. Hatta yol göstersin bize dedim.
O gün dışarıda hastane koşturmalarım vardı. Kendisinden ses çıkmayınca nasılsın canım iyi misin yazdım. Konuşmak istemiyorum yazdı cevap olarak. Bu tavır ne noldu dedim uzatmayalım konuşmak istemiyorum dedi yine, ben de peki yazdım.

O gün boyunca ertesi gün akşama kadar ses çıkmadı, sonra bir mesaj: merhaba gaye, seni hayatımdan tamamen çıkarma ve yeni birini alma kararı verdim. seni hayatıma hiç almamışçasına sende olan neyim var ise geri getirmeni rica ediyorum. Evinin anahtarı bende vardı, evimiz derdi o eve, anahtarım sende mevcut kapıdan bırakır senin için hazırladığım eşyalarını alır anahtarı bırakır gidersin hafta içi evde olmadığım zaman demiş. Ben şok oldum, bir anda tüm inancım yıkıldı her şeye...

Bu vedayı yakıştırdın sanırım tamam diyebildim. Kardeşime nişanı için taktığı çeyreği de hatırlattı sonra çekirdek kabuğuma kadar her şeyi geri getir vs demiş, ben de çöpüne kadar getireceğim merak etme dedim. O eve girmeyeceğimi arkadaşımdan yollayacağımı söyledim.

Hala inanmakta zorlanıyorum. Sevgisini her hareketinde gösteren adam bir anda yabancı oldu. Yabancı olsa yine iyi, resmen düşman gibi canımı acıtmaya çalışıyor. Çok kırgınım, çok kızgınım. Bu arada o mesajlaşmada numaramı sil bile yazdı ben de silip engelledim.

Dün mesaj atmış normal mesaj kısmından, merhaba gaye "kurtulamadığım soyadımı yazmış! çelik olsun misal; gaye çelik, eşyalarımın durumunu sormak istiyorum demiş. Sanırsınız telefon çeyrek dışında maddi bir şey var, kurumuş çiçekler bir kaç magnet, kızıma aldığı oyuncak ayısı var bende sadece. Hiç cevap yazmadım, arkadaşıma yazmış, o da zaman ver kızı hasta seninle uğraşamaz şimdi demiş.

Konuşmak istemiş, beni de aradı üç kez açmadım. Bugün arkadaşımla konuşurken telefonu o gece cebindeydi demiş, sonradan masaya koymuştum halbuki, başkalarıyla flört edemez benim aldığım telefonla demiş. Böyle yapmasının ne kadar kötü olduğunu anlatmış arkadaşım o da başka türlü ayrılamazdık böyle olması gerekti demiş. Maddi olarak ben de zorlandım o da geri verebilir falan demiş, konuşurken ağlamış, kaç gündür ağlıyorum ama gaye böyle olmasını istedi demiş. Arkadaşım da anlatmış güzelce yaptıklırının ona yakışmadığını. Merak etme her şeyini geri verecek demiş. Şimdi sinirimden hem kuduruyorum hem de değmez iki çift söze diyorum.

Hangisi beni rahatlatır bilmiyorum ama yine yanılmış olmak beni sarstı. Eski eşimden çok çektim zaten. Hatam böyle bir ilişkiye başlamak ama bu süreçte kendimi iyi hissettirdiği de oldu hem de çok. Geceleri kamerayı açar bensiz uyuyamazdı, o derece bağlıydı. Ne ara böyle oldu anlamıyorum.... Bu arada engellememe fena bozulmuş arkadaşımın söylediğine göre. Ben masajımda hayatına almaya karar verdiğin kişiyle mutluluklar demiştim teşekkür etmişti birde... Arkadaşıma da gaye hayatımda birinin olduğunu düşünüyor değil mi demiş, Arkadaşım evet demiş, o hep istediği yerden görür demiş. Ayrıca arkadaşım yaptıklarının yakışmadığını söylediğinde bana verdikleri taktiklerin yarısını yaptım ancak demiş. Böyle olmalıydı yoksa bitemezdi demiş. Ben de iyi hissetmiyorum falan demiş.
Ne yapmalıyım bilmiyorum bi akıl verin lütfen...
Hasta bu adam. Kurtuldugunuza sevinmek yerine dert mi ediniyorsunuz?
Bu ne sevgi ne de aşk. Korkuttu beni. Size naçizane tavsiyem bir daha selam bile vermeyin. Kendinize acimiyorsaniz çocuğunuza aciyin.
 
Bu ne biçim zihniyet en ufak kavgada ver misketlerimi al bebeklerini muhabbeti yapıp,yakıp yıkıyor herşeyi?
İnsan kavga edebilir,tartışabilir ama durur bir düşünür ağzına geleni saymadan önce ben bu insanı hayatımdan tamamen cıkarıyormuyum diye.
Nasıl affedilir ki.
Verin herşeyini defolsun gitsin.
 
10 yaş fark önemli değildi demişsiniz de tüm bu tantana 10 yaş farktan kaynaklanıyor.

25 yaşında bir erkek için bu yaşananlar çok böyle iç içe geçmiş olaylar silsilesi. 35 yaşına gelmiş bir adam bile ergenliğini atamazken o işte çocuğun ani sinirlenmeleri lafları sözleri falan çok ergence.

geçmiş olsun diyorum bırakın yollayın gitsin.
 
Gaye hanım merhaba,

Ben de 26 yaşındayım, 4 senelik bir ilişkiden çıktığım hatta çıkmak isteyip henüz çıkamadığım zamanda kendimden 3 yaş küçük biriyle tanıştım. başta o kadar güzeldi ki tatillere gittik ailesiyle tanıştım, çok anlayışlıydı, kafalarımız çok uyuyordu. ben de bir ilişkiye hazır olmadığımı korktuğumu söyledim. fakat çok vakit geçirince insan bağlanıyor. ben de bağlandım bu sefer o kaçtı korkup, o da kıskançtı, sosyal medyada bunu niyet takip ettin suçu niye takip ettin diye soruyordu hep. Hep saçmasapan şeyler yüzünden küsüp yazmazdı, cevap vermezdi. ilişkide olgun olan taraf olmak çok zor. erkeklerin olgunlaşması çok daha zor. şuan 1 haftadır knuşmuyoruz inanamıyorum onun için üzüldüğüme ağladığıma, 4 senelik ilişkim bitince bu kadar ağlamamıştım. çok benzer değil hikayemiz ama duygusal boşluk, ilgi sevgi isteği, kendini kaptırma kısımları benzer. siz benden daha güçlüymüşsünüz ben konuşmamayı kaldıramıyorum ve malesef hala mesaj bekliyorum. ben de bilmiyorum inanın ne yapmam gerekiyor akışına bıraktım ama olgun olmayan bir insanla nasıl devam eder bilemiyorum, belki siz çözüm bulduysanız bana yardımcı olursunuz :)
Dediğiniz gibi aynı çerçeveden bakamayınca ilişkide yıpranan taraf olgunluk gösteren taraf oluyor. Hikayelerimiz benzer özelliklere sahip. Kıskançlığı, ufacık tefecik şeylerden kavgayı büyütmesi... Aslında ilk başlarda nasıl başlarsa öyle gider diye düşünürdüm ama sanırım biraz da yanılma payını, tanıma payını atlıyoruz. Aslında bakarsanız ben de çok güçlü olsaydım belki duygusal boşluğumdaki bu duygulara izin vermez daha ilk hatada affetmezdim. Dediğiniz kadar güçlü olamayabiliyorum yani ben de. Aramasını mesaj atmasını sırf sinirimden bekledim biraz da şok olduğum için. Aradı mesaj attı, burnu dik şekilde önce üste çıkmaya çalıştı. Açmadım ilk başta ama sonrasında kötü olacak yazınca açtım. Bir şey yapar falan diye korktum dava sürecinde. Aslına bakarsanız bu kadar kötülük beklemiyordum ama çok sağlıklı da gelmedi son zamanlarda yaptıkları. Nitekim tabi beni korkutmak için öyle söylemek zorunda kalmış ben açmayınca. Yaptıklarının sebebini falan anlattı. Bir de sözüm ona ilaç içmiş :) Dedim ne ara içtin, instagramda insanları eklerken mi diye dalga geçtim. Şöyle söyleyeyim insan elbette arasın, mesaj atsın benim de içim soğusun hıncımı alayım istiyor. Ama kaya gibi sağlam durmazsanız erkekler sizin orada hazır odluğunuzu bilirse de bu durumu çok güzel kendi lehine çevirip kullanıyorlar. Beni tahrik edip öfkelenip evine gideyim burnundan getireyim diye kasıtlı yaptığını söyledi. Önce öfkeyle bana ayrılık mesajı çektiğini ardından da çorap söküğü gibi toplayamadan her şeyi batırdığını anlattı. Dinledim.. Hani Frida Kahlo diyor ya, "Bir gün her şey yoluna girerse, umarım hala hevesim ve isteğim kalmış olur" diye; benimki de o misal bunları bana yaşattıktan sonra her şeye güvenimi yitirdim. Sevgisine, kendisine, her şeye... O yüzden bir de acıyla yoğurduğu için beni sadece dinledim önce sonra dayanamayıp bağırdığım yerler oldu. Ama bu yorgunluk güvensizlikle beni kaybedeceğini bile bile yaptıklarını affetmediğimi söyledim. Size tavsiyem, çok zor kimse kolay demiyor, özellikle alışınca bağlanınca ama şimdiden böyle üzen insandan da hiçbir cacık olmaz deyip en güzeli yola koyulmak... İlk günkü gibi kalmıyor acılar inanın. Zamanla geçiyor...
 
Hasta bu adam. Kurtuldugunuza sevinmek yerine dert mi ediniyorsunuz?
Bu ne sevgi ne de aşk. Korkuttu beni. Size naçizane tavsiyem bir daha selam bile vermeyin. Kendinize acimiyorsaniz çocuğunuza aciyin.
Evet bitti zaten. Sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Böyle çıkmasına üzüldüm doğrusu. İnsanın bunlar gibiler yüzünden güveni de kalmıyor çünkü...
 
küsüştük hadi sana aldıklarımı geri ver tribi çeken bi ergenmiş bu komik şey.Bir de sen geri dön diye rest çekip başka biri ayağı yapıyor ruh hastası.Sende hemen almayacaktın hayatına bi adam.Yıkıntıdan sonra hayatına aldığın kişi anca yara bandı olur ha o da böyle herifler olur anca.
 
Dediğiniz gibi aynı çerçeveden bakamayınca ilişkide yıpranan taraf olgunluk gösteren taraf oluyor. Hikayelerimiz benzer özelliklere sahip. Kıskançlığı, ufacık tefecik şeylerden kavgayı büyütmesi... Aslında ilk başlarda nasıl başlarsa öyle gider diye düşünürdüm ama sanırım biraz da yanılma payını, tanıma payını atlıyoruz. Aslında bakarsanız ben de çok güçlü olsaydım belki duygusal boşluğumdaki bu duygulara izin vermez daha ilk hatada affetmezdim. Dediğiniz kadar güçlü olamayabiliyorum yani ben de. Aramasını mesaj atmasını sırf sinirimden bekledim biraz da şok olduğum için. Aradı mesaj attı, burnu dik şekilde önce üste çıkmaya çalıştı. Açmadım ilk başta ama sonrasında kötü olacak yazınca açtım. Bir şey yapar falan diye korktum dava sürecinde. Aslına bakarsanız bu kadar kötülük beklemiyordum ama çok sağlıklı da gelmedi son zamanlarda yaptıkları. Nitekim tabi beni korkutmak için öyle söylemek zorunda kalmış ben açmayınca. Yaptıklarının sebebini falan anlattı. Bir de sözüm ona ilaç içmiş :) Dedim ne ara içtin, instagramda insanları eklerken mi diye dalga geçtim. Şöyle söyleyeyim insan elbette arasın, mesaj atsın benim de içim soğusun hıncımı alayım istiyor. Ama kaya gibi sağlam durmazsanız erkekler sizin orada hazır odluğunuzu bilirse de bu durumu çok güzel kendi lehine çevirip kullanıyorlar. Beni tahrik edip öfkelenip evine gideyim burnundan getireyim diye kasıtlı yaptığını söyledi. Önce öfkeyle bana ayrılık mesajı çektiğini ardından da çorap söküğü gibi toplayamadan her şeyi batırdığını anlattı. Dinledim.. Hani Frida Kahlo diyor ya, "Bir gün her şey yoluna girerse, umarım hala hevesim ve isteğim kalmış olur" diye; benimki de o misal bunları bana yaşattıktan sonra her şeye güvenimi yitirdim. Sevgisine, kendisine, her şeye... O yüzden bir de acıyla yoğurduğu için beni sadece dinledim önce sonra dayanamayıp bağırdığım yerler oldu. Ama bu yorgunluk güvensizlikle beni kaybedeceğini bile bile yaptıklarını affetmediğimi söyledim. Size tavsiyem, çok zor kimse kolay demiyor, özellikle alışınca bağlanınca ama şimdiden böyle üzen insandan da hiçbir cacık olmaz deyip en güzeli yola koyulmak... İlk günkü gibi kalmıyor acılar inanın. Zamanla geçiyor...
Cevap verdiğiniz için cok teşekkür ederim, elbet gecicek neler neler gecmiyor bunu biliyorum ama iste insanın icinde bir yara açıyor maalesef ve tek o kisi onarır gibi görünüyor, suan iliskilere ve erkeklere karşı o kadar onyargiliyim ki kimseyi sevemem kimse de beni sevemez gibi geliyor, herseyin hayırlısı
 
Cevap verdiğiniz için cok teşekkür ederim, elbet gecicek neler neler gecmiyor bunu biliyorum ama iste insanın icinde bir yara açıyor maalesef ve tek o kisi onarır gibi görünüyor, suan iliskilere ve erkeklere karşı o kadar onyargiliyim ki kimseyi sevemem kimse de beni sevemez gibi geliyor, herseyin hayırlısı
Sanırım insanoğlunun en güzel yönlerinden biri de unutması. Ben de çok söyledim kimseyi sevemem diye ama zaman öyle güzel ilaç ki, hepsi geçiyor sizin de dediğiniz gibi. Yarayı açanlardan yaralarımızı sarmasını bekliyoruz. Belki de hatanın en büyüğünü burada yapıyoruz. Yaralarımızı sarabilen insanlar zaten yara açmaz olanları kapatır sanırım. Benim de öyle geçiyor ama içimde yaralarım hala sızlıyor, kanıyor... Belki her şeyin üzerine gelmesi daha da kötü etkiledi beni. Zaten inancım sarsılmış zor güvenmiştim :)
 
Sonuna kadar okudum. Bence adam hasta ilerde siddet de gosterir bu..
Kiskanclik değil onunki saplanti psikopatlik gibi bisey. Ayrica soyadinizla hitap etmesi falan caninizi acıtmak icin boyle de cirkin bir karakter..
Kacip kurtarın kendinizi zaten sutten agziniz yanmis bide bununla mi uğrasicaksiniz
 
Yanlış anlamayın 35 yaşında çocuğu olan bir kadınsiniz minyon olabilirsiniz ama bu sizin yaşınızı kulcultmez.Daha evli bir kadınsiniz ve aynı zamanda çocuğunuz var hayatiniza öyle önünüze geleni alamazdiniz.25 yaşında kişiliği oturmamış genç bir erkekle birlikte olmak yanlış .
 
Sonuna kadar okudum. Bence adam hasta ilerde siddet de gosterir bu..
Kiskanclik değil onunki saplanti psikopatlik gibi bisey. Ayrica soyadinizla hitap etmesi falan caninizi acıtmak icin boyle de cirkin bir karakter..
Kacip kurtarın kendinizi zaten sutten agziniz yanmis bide bununla mi uğrasicaksiniz
İşin tuhaf yanı gerçekten psikolojiden anladığını düşünürdüm hatta mesleği psikoloji. Ama gelin görün ki bugün bakıyorum yaşadıklarıma her ne sebeple olursa olsun beni acıtıp üzmek için yapması bile yeterli. Sevginin içinde kıyamamak olmalı. O ise bile bile üzdü kırdı... Uğraşamıyorum zaten çok yordu beni. Artık kim ne yapıyorsa yapsın. Zaten güven de bitince insan bir şey yapamıyor.
 
Yanlış anlamayın 35 yaşında çocuğu olan bir kadınsiniz minyon olabilirsiniz ama bu sizin yaşınızı kulcultmez.Daha evli bir kadınsiniz ve aynı zamanda çocuğunuz var hayatiniza öyle önünüze geleni alamazdiniz.25 yaşında kişiliği oturmamış genç bir erkekle birlikte olmak yanlış .
Haklısınız. İlk başta hiç böyle değildi ufak tefek kıskançlık krizleri oldu, sebepsiz büyüdü ben de yapım gereği kapattım. 10 yaş bana sorarsanız ilk başta kulağa fazla geliyordu sonra ben de alıştım kabullendim. Kabullenince de kolay oldu bir şeylere dair hayal kurmak galiba. Bir de gerçekten aklı başında davranıyordu ilk zamanlar ondan da şaşırdım son yaşadıklarıma. Kişiliğinin oturmadığını şimdi daha iyi görebiliyorum :KK43:
 
X