- 4 Aralık 2023
- 1.121
- 1.561
- 53
- 31
Canım babacığım geçen hafta vefat etti…
Nasıl toparlanacağımı bilmiyorum, ama güçlü durmak zorundayım. Hiç beklemiyorduk… Son evrede kanseri ortaya çıktı. Sadece 2,5 ay hastanede kaldı ve son 1 ayında entübe edildi. Doktorlar bile şaşkındı: “Baban bu kadar ağır tabloya nasıl dayandı?” diye.
Ama ben biliyorum neden dayandığını… Çünkü bir gün bana demişti:
“Eğer öleceksem, seni son bir kez göreyim, öyle gideyim.”
Ve gerçekten de öyle oldu… Ben onu ziyarete gittikten bir gün sonra vefat etti. Genelde annem giriyordu, ama o gün ben girdim…
Ah babacığım… Seni o kadar çok özlüyorum ki. Kalbimde büyük bir boşluk var.
Bir yanım çok üzgün, bir yanım öfkeli… “Neden babam?” diye soruyorum sürekli. “Bu hastalığın hiç mi çaresi yoktu?” dedim, tanıdıklarımı bile devreye soktum ama…
Tedavinin bir şansı yokmuş!
Şimdi kime derdimi anlatayım? Ne yapayım? Onsuz yapamam diyordum… Ama mecbur kaldım.
Ben babamı çok seviyorum… Ona o kadar düşkündüm ki.
Biliyorum, Allah onu benden daha çok sevdi ve yanına aldı.
Ama kalbim hâlâ burada, onunla…
Yine de içimde bir boşluk, bir özlem var…
Bazen sadece babamın yanına gitmek istiyorum.
Bu hayat bazen çok ağır geliyor…
Bazen öyle anlar oluyor ki…
Kendimi, kanser olmanın yollarını ararken buluyorum.
Çünkü ben de bir dönem kanser adayıydım.
Akciğerlerimde beyaz lezyonlar vardı… Bu yüzden sigarayı bırakmak zorunda kalmıştım.
İstesem şimdi yeniden başlayabilirdim, ama yapmadım…
Çünkü benim sorumluluklarım henüz bitmedi.
Annem var… Onu bırakamam.
Kedilerim var… Onları da bırakamam.
Söyleyin, ben bu acıya nasıl dayanayım?
Nasıl hayatta kalayım ben?
İçimde büyüyen, susmayan bir ateş var…
Kor bir yangın gibi… Ne söndürebiliyorum, ne anlatabiliyorum.
Nasıl toparlanacağımı bilmiyorum, ama güçlü durmak zorundayım. Hiç beklemiyorduk… Son evrede kanseri ortaya çıktı. Sadece 2,5 ay hastanede kaldı ve son 1 ayında entübe edildi. Doktorlar bile şaşkındı: “Baban bu kadar ağır tabloya nasıl dayandı?” diye.
Ama ben biliyorum neden dayandığını… Çünkü bir gün bana demişti:
“Eğer öleceksem, seni son bir kez göreyim, öyle gideyim.”
Ve gerçekten de öyle oldu… Ben onu ziyarete gittikten bir gün sonra vefat etti. Genelde annem giriyordu, ama o gün ben girdim…
Ah babacığım… Seni o kadar çok özlüyorum ki. Kalbimde büyük bir boşluk var.
Bir yanım çok üzgün, bir yanım öfkeli… “Neden babam?” diye soruyorum sürekli. “Bu hastalığın hiç mi çaresi yoktu?” dedim, tanıdıklarımı bile devreye soktum ama…
Tedavinin bir şansı yokmuş!
Şimdi kime derdimi anlatayım? Ne yapayım? Onsuz yapamam diyordum… Ama mecbur kaldım.
Ben babamı çok seviyorum… Ona o kadar düşkündüm ki.
Biliyorum, Allah onu benden daha çok sevdi ve yanına aldı.
Ama kalbim hâlâ burada, onunla…
Yine de içimde bir boşluk, bir özlem var…
Bazen sadece babamın yanına gitmek istiyorum.

Bu hayat bazen çok ağır geliyor…
Bazen öyle anlar oluyor ki…
Kendimi, kanser olmanın yollarını ararken buluyorum.
Çünkü ben de bir dönem kanser adayıydım.
Akciğerlerimde beyaz lezyonlar vardı… Bu yüzden sigarayı bırakmak zorunda kalmıştım.
İstesem şimdi yeniden başlayabilirdim, ama yapmadım…
Çünkü benim sorumluluklarım henüz bitmedi.
Annem var… Onu bırakamam.
Kedilerim var… Onları da bırakamam.
Söyleyin, ben bu acıya nasıl dayanayım?
Nasıl hayatta kalayım ben?
İçimde büyüyen, susmayan bir ateş var…
Kor bir yangın gibi… Ne söndürebiliyorum, ne anlatabiliyorum.