Babama

isabel

Kuzey Ege
Yönetici
Super Moderator
Anneler Kulübü
6 Mart 2012
17.734
27.826
49
62670_1138064909567422_953108537300088592_n.jpg


"Babalar Günü" vesilesiyle

Babamın on birinci ve en son çocuğuyum. Her bir evladı için
siyah kaplı bir okul defteri almış ve bu defterlere, her bir çocuğunun doğumundan itibaren hastalıklarını, okula başlamalarını ve onlarla yaşadığı gülünç olayları kaydetmiş. Evlenen her çocuğuna kendi defterini verir ve, “Artık sen kendi çocukların için defter tut,” derdi.


Benim siyah kaplı defterimin üstüne kırmızı bir etiket yapıştırılmış
ve üstüne “11 Doğan Cüceloğlu” yazılmış. Defterimin
ancak on sayfası dolu. En küçük olmanın kaderi bu olsa gerek.
Doğum tarihim yazılmış. Aylar sonra, 5-3-939 tarihini düştüğü
sayfaya şunları yazmış:


“Yürür, gezer, gendi gendine oynar. Kimseye yük olmaz.
Ben hatırasını yazarken defteri okşar. Donuna işemiş.
Ayakkabısının teki ile donu yok. ‘Hani bülük?’ derim; ‘Eh,
eh,’ diye gösterir. Hiç darılmaya gelmez. Kötülükten almaz,
eyiliği sever. ‘Anne, anne,’ deyişi pek sevimli. Ben hatırasını
yazarken bana üzüm veriyor. Uğurlu evlat.” (imza)


Her namazından sonra ettiği duada, vatanın selametini ve
Türk ordusunun muzaffer çıkmasını, evlatlarının hayrını dilediği
kadar dilerdi.


Zorba filmini gördüğüm zaman, babamı daha iyi anladım.
Akdeniz insanı.
Keşfedilmemiş şair.
Keşfedilmemiş müzisyen.
Dünyaya merhabayı hiç bırakmayan ve yaşlanmayan iç çocuk;
gönül adamı.


Deli gönül gezer gezer gelirsin,
Her çiçekten arı gibi alırsın,
Nerde güzel görsen orda kalırsın,
Ben senin derdini çekemem gönül


şarkısını bir başka içtenlikle söylerdi.
Babamı anlayınca kendimi daha iyi anladım.


Mustafa Sami Cüceloğlu!
Sevgili babam,
Bu benim sekizinci kitabım. İlk kitabımı anneme sundum.
İkinci kitabım sana sunulmalıydı! Olmadı! Sana kızgındım!
Doğumumdan altmış dört yıl ve yedi kitap yazdıktan sonra, yazdığım bu sekizinci kitabı şimdi boynum bükük ve mahcup sana
sunuyorum.


Babalık zormuş, babam.
Hele senin zamanında, kıtlık ve savaş içinde.
Ben çocuklarımdan hiçbirine günlük tutmadım. Gönlüm ve
aklım ermedi; kıt kaldım.


Şimdi anladım senin zenginliğini.
Ruhun şad olsun, sevgili babam!


(NOT: Yukarıdaki yazı sekizinci kitabım olan İletişim Donanımları kitabının babamın anısına sunuş yazısıdır.)


Doğan Cüceloğlu (21/06/2015)
 
X