bir daha böyle bi şey olmaz diyor çünkü gercekten cok mutluyduk gercekten cok seviyorum onu en katlanamadığım şeyse onu başkasıyla paylaşmak siz olsanız ne yapardınız özellikle başına gelenler yazabilir mi cünkü insan başına gelmeyüince anlamıyor eskiden olsa başkası anlatsa boşan ya derdim kesin ..
Bak bu cumleye göre de mesaj atabilirim. Benimde 'harika' bir iliskim vardı sen yaslardayken. Çocuk da doğuda bir ücra kosede öğretmendi. Sırf beni bir gün görmek için her ay mezradan köye otostopla,köyden ilçeye minibüsle, ilçeden şehre otobüsle, şehirden havaalanına havaşla, oradan uçakla Ankara'ya,oradan havaşla otogara , oradan otobüsle benim sehrime ,otogardan da minibüsle evime gelen - bir günden sonra ayni yolu tekrar donen, hiç ihtiyacı yokken sırf geliş gidişler daha rahat olsun,bir gün daha kalabilsin diye araba alan bir çocuk.
Ağzından iltifat düşmez, bana yemek yapar - patatesleri kalp şeklinde keser, merdiven çıkartmaz kucağında taşır. En büyük hayali benle evlenmek, türlü türlü manipulasyonlarla evlilik hayallerini empoze etmek, baş karakterin ben olduğum tiyatro oyunları yazmalar, hediyeler,suprizler,dağ köyünden gönderecek hediye bulamayınca bir koli dolusu çikolata yollamak , manzaraya karşı mutlu mutlu sarılırken gözleri dolu dolu 'hala inanamıyorum benimle olduğuna' diye kendince duygusal triplere girmek (balık erkeği)
Boyle bir ilişkim vardı. Ama bir gün onun yaşadığı mezraya gitmisken şeytan dürttü - arkadaşımı Arıcam diye telefonunu istedim ve eski kız arkadaşıyla uzuun uzuuun konuştuğunu/ hatta dün gece arabaya bakmaya diye çıkmışken aradığını gördüm.
Yani anladım kiii aşk maşk şu bu, hepsi gerçek olabilir ama bu insan karaktersiz. Yaşadığın yikimi anloyroum çünkü insan asla yakıştıramıyor. Sonuç olarak (asla kendimi savunmuyorum ama) telefonu kafasında kırdım, evinde kirilmadik iki üç tabak bıraktım, her köşede duran hediyeleri-resimleri- hatta işiyle ilgili kağıtları dosyaları falan sobaya attım. O okula gittiğinde duvara (öğrencilerine aldığım yüz boyama setleriyle) hakaret içerikli notlar yazdım. Sonra kendime yeni bilet aldırdım. Ama kar dolayısıyla çıkamadık,içeri geçip biraz ateşkes yapıp PlayStation oynadik. ne kadar mutlu olduğumuzu farkedip daha çok sinirlenip kalan bardak çanakları da kırdım. Hatta o ara çocuk pencere onundeymis. Bardağı ona Atıcam diye pencereyi kirmistim eksi bilmemkac derecede... Ara ara ağlama krizlerine girdik, sonra ağlayıp rahatladık durumun-duvarlarin komikligine saatlerce güldük falan... Sonuç olarak beni havaalanına bıraktı ve ayrıldık. (Şimdi farkettim de yine de güzel hatirliyorum ya. Beynimde hazin değil keyifli bir anı olarak kalmiş)
Yani başına gelen biri olarak o yeminler, ağlamalar bilmemnelere kanmadim ve terkettim. Evli olsam iş değişir miydi?
Tabii ki degismezdi.
Güvenmedigim insanla sohbet bile edemem.
Ayrıldıktan sonra pişman oldum mu?
Yoo hiç olmadım. Tam tersi,neredeyse ilk askimla evlenip Allah'ın dağında yasayacaktim gençliğimin baharında. Ondan ayrıldıktan sonra hayatıma bir sürü romantik anı girdi,sırt cantami alıp tek başıma kamplar yaptım, özgür bekar bir kadın oalrak başka başka Ülkelere gittim, başka coğrafyalardan insanlarla duygusal ilişki içine girdim..
Onla devam etsem yaşayacağım hayat şu anki yaşadığım hayattan daha iyi olamazdı, eminim.
Bir cesaret sen de gerekeni yapmalısın bence.
Bugün sana çok aşıkken,herşey yolundayken, cinselliğiniz cicim ayları hareketliligindeyken 'bir anlık gaflete' uyan adam sen hamileyken,sarkmis doğum göbeğinden kurtulamadiginda, çoluk çocuk derdinden kavgalara tutuştuğunuzda kaç anlık gaflete' düşer acaba??
Bosanmak da öyle büyük bir dram değil,eğer sen olaya dram gözüyle bakmazsan.
Benim teyzelerimin ve halalarimin yarısi boşanmış insanlar. Hatta babamın da ikinci evliliği. Hem de on-yirmi-otuz sene öncesinden. Ve hepsi cok mutlu,sukrediyor. Ama zamanında bosanmayan kisiler bakıyorum, bir ömür aynı insanı cekiyorlar...
Karar senin. Gözü dışarıda bir adama çocuk vermek istiyorsan devam et