• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Başa mı dönüyoruz ?

İnanmıyorum, kaldı ki boşanma korkusuyla kendime değer verdirecek değilim. Bunu ona da söyledim.

Her akşam yemeğini ailesiyle yemek istiyor olabilir, hakkıdır ama o noktaya geldiysek, bizimle aynı masaya oturma ihtiyacını ve bunun eksikliğini duymuyorsa, ben de artık ailemle yemek istiyorum, bu da benim hakkımdır.

Akşam konuşacağız güya. Tam altı sayfalık bir mektup yazdım, döktüm içimi. Böyle daha rahat iletişim kuruyoruz, diğer türlü ben konuşamadan o savunmaya geçiyor. Aslında eninde sonunda boşanacağımızı adımız gibi biliyoruz da zamanını bilmiyoruz.

Boşuna uzatıyoruz.
Kendini ne güzel ifade ediyorsun. Maşallah çok beğendim.
Bir de şu isminin altındaki incelikli cümleyi de çok severim.
Neyse...
Üzüldüm,okuduklarıma.
Hakkında hayırlı olsun inşallah...
 
Eşinizin verdiği yanıt herşeye değer bence. Bence bundan sonrasını beklemelisiniz. Adama da yazık üzüldüm. Arada kalmış resmen. Anasina yaptığı seytanliklari konduramiyor belliki.
Yanlız o kv ne politik, ne :deli: mış öyle.
Sizin huzursuzlugundan besleniyor bunu yaparken de sizi günah keçisi ilan ediyor eşinize karşı:KK62:
 
Kendini ne güzel ifade ediyorsun. Maşallah çok beğendim.
Bir de şu isminin altındaki incelikli cümleyi de çok severim.
Neyse...
Üzüldüm,okuduklarıma.
Hakkında hayırlı olsun inşallah...

Gülten Akın'ın bir şiirinden alıntıdır. En sevdiğimdir ve taaa içimde en çok hissettiğim.

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Ben de artık hayırlısını dilemekten başka bir şey yapamıyorum.
 
Gülten Akın'ın bir şiirinden alıntıdır. En sevdiğimdir ve taaa içimde en çok hissettiğim.

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Ben de artık hayırlısını dilemekten başka bir şey yapamıyorum.
Bilirim.
Ben de çok severim Gülten Akın'ı.
O yüzden hep dikkatimi çekmişsindir.
İyi akşamlar dilerim.
 
Eşinizin verdiği yanıt herşeye değer bence. Bence bundan sonrasını beklemelisiniz. Adama da yazık üzüldüm. Arada kalmış resmen. Anasina yaptığı seytanliklari konduramiyor belliki.
Yanlız o kv ne politik, ne :deli: mış öyle.
Sizin huzursuzlugundan besleniyor bunu yaparken de sizi günah keçisi ilan ediyor eşinize karşı:KK62:

Bazen ben de arada kaldığını düşünsem de, çoğu zaman dengeyi kuramadığını düşünüyorum. Tamamen olmasa da, büyük ölçüde suçlu eşimdir. Verdiği cevabın gerçekçiliğinden emin değilim. Bu yüzden beni ikna ve tatmin etmedi.

Teşekkürler düşünceniz için.
 
Boşanmayacaksınız. Eşiniz bunu istemiyor en azından. Ama o kayınvalide ile zor, yalnız kalıyorum diye ağlamak nedir yahu ??...

Eşim istemiyor ama evinin yolunu da karıştırıyor.

"Ailemle yemek yemem mi, sorun" diyor bana. "Hayır dedim, ailenle yemek yememen sorunumuz."

Ailesi kimse artık.
 
Düşünememiş. Ben söyleyince anlamış. Bundan sonra hiç gitmezmiş. Yuvası dağılacaksa bu yüzden, hiç yapmazmış, hiç gitmezmiş.

Ha bir de ben evde yemekle uğraşmayayım diye. Canım çok düşünceli. Beni düşünmüş.


Sanki bilmiyor, ilk defa yaşanıyor, daha önce yuvası dağılma aşamasına gelmedi, şimdi tövbe billah ediyor.
ahhh canım
eşin hiç mi kendi rahatını düşünmüyor?
bu nasıl bir yetiştirilme tarzı nasıl psikolijik bir baskıdır? bu nasıl kadındır evladına zerre acımıyor!!!!!!!!!
seni çok iyi anlıyorum,
lanet olsun böyle zihniyetlere, kendiler mutsuz oğullarını da ve gelinlerini de hatta torunlarını da mutsuzluğa bi yol bulup mahkum ediyorlar ama artık kocaman adamlar kendi çıkarlarının mutluluklarının peşine düşmeli!!! analarının bu pislikleirnden sıyrılmalılar

yazık günah ya
 
Eşim istemiyor ama evinin yolunu da karıştırıyor.

"Ailemle yemek yemem mi, sorun" diyor bana. "Hayır dedim, ailenle yemek yememen sorunumuz."

Ailesi kimse artık.

Psikolojik baskı altında sürekli gerçekten onun açısından da zor bir durum, ama yaptığınınn yanlışlığını örtmüyor bu . Düzelir inşallah..
 
ahhh canım
eşin hiç mi kendi rahatını düşünmüyor?
bu nasıl bir yetiştirilme tarzı nasıl psikolijik bir baskıdır? bu nasıl kadındır evladına zerre acımıyor!!!!!!!!!
seni çok iyi anlıyorum,
lanet olsun böyle zihniyetlere, kendiler mutsuz oğullarını da ve gelinlerini de hatta torunlarını da mutsuzluğa bi yol bulup mahkum ediyorlar ama artık kocaman adamlar kendi çıkarlarının mutluluklarının peşine düşmeli!!! analarının bu pislikleirnden sıyrılmalılar

yazık günah ya

O kadına diyecek bir şeyim yok artık. Olan bu yani. Ben ben diye diye ölecek.

Ama eşim de adam olsun uymasın annesine. Ben ailemi bırakıp binlerce km uzağa geldiysem, yılda bir kez gidip görüyorsam, bir zahmet o da her gün görmesin.
 
Psikolojik baskı altında sürekli gerçekten onun açısından da zor bir durum, ama yaptığınınn yanlışlığını örtmüyor bu . Düzelir inşallah..

Çok teşekkür ederim. Düzelmek için biraz geç kaldı sanırım. Düzelmesin, gitsin ailesiyle otursun, beni daha fazla uğraştırmasın yeter.
 
İnanmıyorum, kaldı ki boşanma korkusuyla kendime değer verdirecek değilim. Bunu ona da söyledim.

Her akşam yemeğini ailesiyle yemek istiyor olabilir, hakkıdır ama o noktaya geldiysek, bizimle aynı masaya oturma ihtiyacını ve bunun eksikliğini duymuyorsa, ben de artık ailemle yemek istiyorum, bu da benim hakkımdır.

Akşam konuşacağız güya. Tam altı sayfalık bir mektup yazdım, döktüm içimi. Böyle daha rahat iletişim kuruyoruz, diğer türlü ben konuşamadan o savunmaya geçiyor. Aslında eninde sonunda boşanacağımızı adımız gibi biliyoruz da zamanını bilmiyoruz.

Boşuna uzatıyoruz.
hayır canım.
evli insanlar her akşam eşiyle ve çocuğuyla yemek yer. ayda bir, haftada bir anneye gidilir.
hak hukuk ve normali budur.
eşinin yaptığı en hafif tabirle saygısızlık ve terbiyesizlik.
sen evi terkettiğinde yanına gelmeyen adam mı evliliği kurtaracak?
ama önemli olan senin içinin bitirirken rahat olması ve ayrılığa hazır, kararlı olman.
karşı taraf mühim değil, sen ne istiyorsun?
eminsen, vaadlerini boşver ve gerekeni yap.
 
ahhh canım
eşin hiç mi kendi rahatını düşünmüyor?
bu nasıl bir yetiştirilme tarzı nasıl psikolijik bir baskıdır? bu nasıl kadındır evladına zerre acımıyor!!!!!!!!!
seni çok iyi anlıyorum,
lanet olsun böyle zihniyetlere, kendiler mutsuz oğullarını da ve gelinlerini de hatta torunlarını da mutsuzluğa bi yol bulup mahkum ediyorlar ama artık kocaman adamlar kendi çıkarlarının mutluluklarının peşine düşmeli!!! analarının bu pislikleirnden sıyrılmalılar

yazık günah ya

Bunlarla biz baş edemeyiz. Baş etmeyi de istemem doğrusu. Kendimi elli yaşında gibi yaşlanmış, çökmüş hissediyorum. Geçen 3 yılım çöp olmuş gibi hissediyorum.

Nelerle uğraşıyorum diyorum. Hayatım nelerle geçiyor? Derdim ne?

İşim vardı, evim, düzenim vardı. Bu adam için mi o rahatı bıraktım, bu adam için mi bu hayatı çekiyorum diyorum.

Bir de ağzını açıp sağı solu eleştiriyor, çıldırıyorum.

Nereye kadar, ne için?

Bilemiyorum. Son noktadayım gerçekten. Anasından da, kendisinden de nefret ediyorum.
 
hayır canım.
evli insanlar her akşam eşiyle ve çocuğuyla yemek yer. ayda bir, haftada bir anneye gidilir.
hak hukuk ve normali budur.
eşinin yaptığı en hafif tabirle saygısızlık ve terbiyesizlik.
sen evi terkettiğinde yanına gelmeyen adam mı evliliği kurtaracak?
ama önemli olan senin içinin bitirirken rahat olması ve ayrılığa hazır, kararlı olman.
karşı taraf mühim değil, sen ne istiyorsun?
eminsen, vaadlerini boşver ve gerekeni yap.

Kendi içime de lanet okuyasım var. Neden ben bu kadar uğraşıyorum, sabrediyorum. Daha ne yapabilirim?

İçimi rahatlatacak her şeyi fazlasıyla yaptığımı düşünüyorum. Olsaydı şimdiye dek olmaz mıydı? Haydi diyelim ki oldu, ben bu adama derdimi her anlatmak istediğimde ağzıma boşanma lafını mı almam gerek ?

Bu lafı ağzıma sakız ediyor olmamdan da nefret ediyorum. Üç ayda bir boşanalım mı diyeceğim?

Bilmiyorum, dedim ya kafam çok karışık. Bazen diyorum ki, umursama bu adamı, bırak isterse eve hiç gelmesin, sen otur evinde çocuğunla, dersini çalış, sınavını kazan elveda de. Üç senemi boşa yedi, bari bir yılımda bir faydası olsun. Ama yok, o da zor geliyor, bana göre değil.

Manen rahat değilim, tatmin olamıyorum, böyşeyken madden de bir şey yapamıyorum.

Gider babamın evinde yaparım ne yapacaksam diyorum.
 
Kendi içime de lanet okuyasım var. Neden ben bu kadar uğraşıyorum, sabrediyorum. Daha ne yapabilirim?

İçimi rahatlatacak her şeyi fazlasıyla yaptığımı düşünüyorum. Olsaydı şimdiye dek olmaz mıydı? Haydi diyelim ki oldu, ben bu adama derdimi her anlatmak istediğimde ağzıma boşanma lafını mı almam gerek ?

Bu lafı ağzıma sakız ediyor olmamdan da nefret ediyorum. Üç ayda bir boşanalım mı diyeceğim?

Bilmiyorum, dedim ya kafam çok karışık. Bazen diyorum ki, umursama bu adamı, bırak isterse eve hiç gelmesin, sen otur evinde çocuğunla, dersini çalış, sınavını kazan elveda de. Üç senemi boşa yedi, bari bir yılımda bir faydası olsun. Ama yok, o da zor geliyor, bana göre değil.

Manen rahat değilim, tatmin olamıyorum, böyşeyken madden de bir şey yapamıyorum.

Gider babamın evinde yaparım ne yapacaksam diyorum.
yani.

eşinin evinde her halukarda kafan karışık olacak.
kv, koca ve boşanma süreci mi seni zorlar?
baba evinde ailen ve çocuğunla beraber sınava hazırlanmak daha kolay mıdır senin için?

bana kalsa yani ben aynı durumda olsam kocamı annesinin baskısından dolayı affederdim ancak, evi terketmeme rağmen ne evladını ne beni 3 ay sormayan kocamı aşkından ölsem de affedemezdim.
dolayısıyla bu gönül kırgınlığı 3 ay veya 5 yıl sonra boşanma ile sonuçlanırdı.
çünkü ne eşinde ne de ailesinde bu 3 aylık süreçten ders alınmış gibi bir tavır yok. yine kendi bencillikleriyle başbaşalar.
 
Eşime gündüz yazdığım mektubu biraz önce verdim. Kararımın da kesin olduğunu yazmıştım mektupta.

Akşam annesiyle konuştu, kirveliklerini yaptıkları çocukların yarın sünnet kınası olduğunu yarın gitmemizi söyledi. Zaten ondan sonra ben anladım ki değişmeyecek. Bu doğum günleri, düğünler mecburiyetler bitmeyecek.

Eşim yazdıklarımı okuyunca çok öfkelendi. Sigarayı bırakmıştı, çıktı bir paket sigara aldı geldi ve boşanmayı kabul ettiğini söyledi. Mektubu da katlayıp cebine koydu. Muhtemelen ona özel yazdığım şeyi koşa koşa ailesine okutacak. Bu bile aldığım kararın doğruluğunu gösteriyor bence. Hiçbir şey konuşmadık. Söylemedi. Sadece tamam dedi. Artık ailesini de ikna edebileceği somut deliller var ya elinde.

Akşam yemeğini yerken birden kaşığı atıp masada ağlamaya başladı. 4 senedir ilk kez ağladığını gördüm. Çocuğu çıkar, çıkın odadan diye. Hayatımda hiç o anki kadar içim acımamıştı. O an onu bırakamayacağımı düşündüm. Ama annesiyle olan konuşması ve mektuba verdiği tepkiden sonra "kime üzülüyorsun, kime için acıyor" diye sordum kendime.

İçimden dışıma doğru vücudumda bir baskı var sanki. Başım, bedenim patlayacak gibi, içimde bedenime sığmayan bir şey varmış gibi hissediyorum. Sanırım acı çekiyorum.

Zaman... umarım zaman bana iyi şeyler getirir. Hepinize teşekkür ediyorum.
 
Eşime gündüz yazdığım mektubu biraz önce verdim. Kararımın da kesin olduğunu yazmıştım mektupta.

Akşam annesiyle konuştu, kirveliklerini yaptıkları çocukların yarın sünnet kınası olduğunu yarın gitmemizi söyledi. Zaten ondan sonra ben anladım ki değişmeyecek. Bu doğum günleri, düğünler mecburiyetler bitmeyecek.

Eşim yazdıklarımı okuyunca çok öfkelendi. Sigarayı bırakmıştı, çıktı bir paket sigara aldı geldi ve boşanmayı kabul ettiğini söyledi. Mektubu da katlayıp cebine koydu. Muhtemelen ona özel yazdığım şeyi koşa koşa ailesine okutacak. Bu bile aldığım kararın doğruluğunu gösteriyor bence. Hiçbir şey konuşmadık. Söylemedi. Sadece tamam dedi. Artık ailesini de ikna edebileceği somut deliller var ya elinde.

Akşam yemeğini yerken birden kaşığı atıp masada ağlamaya başladı. 4 senedir ilk kez ağladığını gördüm. Çocuğu çıkar, çıkın odadan diye. Hayatımda hiç o anki kadar içim acımamıştı. O an onu bırakamayacağımı düşündüm. Ama annesiyle olan konuşması ve mektuba verdiği tepkiden sonra "kime üzülüyorsun, kime için acıyor" diye sordum kendime.

İçimden dışıma doğru vücudumda bir baskı var sanki. Başım, bedenim patlayacak gibi, içimde bedenime sığmayan bir şey varmış gibi hissediyorum. Sanırım acı çekiyorum.

Zaman... umarım zaman bana iyi şeyler getirir. Hepinize teşekkür ediyorum.
Merhaba sürekli karışık benim hatirladin mi bilmiyorum benzer sorunlar yaşıyorduk ama benim son kopma noktam anneme yapılan saygısızlık oldu.okudum konunu belli ki eşin arada sıkışmış halen aynı sularda yüzüyor bi adam neden karısı ve çocuğu ile yemek yemez anlamıyorum neden evlilik ve aile hayatını idrak edemez çocuğunuz var neden ona normal bi aile hayatını sunmak ve yaşatmak istemez aklım almıyor. Ben bitiridim su an zorlanıyorum ama biliyorum ki geçecek sana aynısını yap diyemem çünkü evladım var senin. Ben senin eşinin arada kaldığını düşünüyorum annesi ruhen hasta ve oğlundan koparıyor eşine sadece empati yapmasını şöyle kendinin tam manası ile senin yerine koysun ne yapardı ne hissederdi söylesin .
Bu arada ben son zamanlarda kaynanamla ipleri baya koparmistim yani onu yok sayiyordum eve gelemez olmuştu ama veriyordu bu mevzu onu .sende önce k.v yi disla yok gibi davran eşine yok kustun mesafe koydum deme sadace sen yap
 
Eşime gündüz yazdığım mektubu biraz önce verdim. Kararımın da kesin olduğunu yazmıştım mektupta.

Akşam annesiyle konuştu, kirveliklerini yaptıkları çocukların yarın sünnet kınası olduğunu yarın gitmemizi söyledi. Zaten ondan sonra ben anladım ki değişmeyecek. Bu doğum günleri, düğünler mecburiyetler bitmeyecek.

Eşim yazdıklarımı okuyunca çok öfkelendi. Sigarayı bırakmıştı, çıktı bir paket sigara aldı geldi ve boşanmayı kabul ettiğini söyledi. Mektubu da katlayıp cebine koydu. Muhtemelen ona özel yazdığım şeyi koşa koşa ailesine okutacak. Bu bile aldığım kararın doğruluğunu gösteriyor bence. Hiçbir şey konuşmadık. Söylemedi. Sadece tamam dedi. Artık ailesini de ikna edebileceği somut deliller var ya elinde.

Akşam yemeğini yerken birden kaşığı atıp masada ağlamaya başladı. 4 senedir ilk kez ağladığını gördüm. Çocuğu çıkar, çıkın odadan diye. Hayatımda hiç o anki kadar içim acımamıştı. O an onu bırakamayacağımı düşündüm. Ama annesiyle olan konuşması ve mektuba verdiği tepkiden sonra "kime üzülüyorsun, kime için acıyor" diye sordum kendime.

İçimden dışıma doğru vücudumda bir baskı var sanki. Başım, bedenim patlayacak gibi, içimde bedenime sığmayan bir şey varmış gibi hissediyorum. Sanırım acı çekiyorum.

Zaman... umarım zaman bana iyi şeyler getirir. Hepinize teşekkür ediyorum.
ağlaması acizliğinden.
sen ona anneni tamamen hayatından çıkar demiyorsun, her şeyi bir dengeye oturt diyorsun.

ama o annesinin karnında yaşayan bir cenin hala. boşanalım diyen bir insan var karşısında, ama hala yok o düğün yok bu nikah diye gezecek kadar aklını kullanmaktan aciz, annesine hayır diyemeyecek kadar pasif bir adamcık.

sen de yine gördün ki, bu adamcığın sana koca, evladına baba olmaya cesareti yok.

en doğru kararı verdiğini ve geciktirmemen gerektiğini düşünüyorum.

ağladı diye için acıdı ya, o sana bu kadarcık bile acımıyor, bunu düşün ve lütfen hiçbir söze davranışa kanma.
 
Eşime gündüz yazdığım mektubu biraz önce verdim. Kararımın da kesin olduğunu yazmıştım mektupta.

Akşam annesiyle konuştu, kirveliklerini yaptıkları çocukların yarın sünnet kınası olduğunu yarın gitmemizi söyledi. Zaten ondan sonra ben anladım ki değişmeyecek. Bu doğum günleri, düğünler mecburiyetler bitmeyecek.

Eşim yazdıklarımı okuyunca çok öfkelendi. Sigarayı bırakmıştı, çıktı bir paket sigara aldı geldi ve boşanmayı kabul ettiğini söyledi. Mektubu da katlayıp cebine koydu. Muhtemelen ona özel yazdığım şeyi koşa koşa ailesine okutacak. Bu bile aldığım kararın doğruluğunu gösteriyor bence. Hiçbir şey konuşmadık. Söylemedi. Sadece tamam dedi. Artık ailesini de ikna edebileceği somut deliller var ya elinde.

Akşam yemeğini yerken birden kaşığı atıp masada ağlamaya başladı. 4 senedir ilk kez ağladığını gördüm. Çocuğu çıkar, çıkın odadan diye. Hayatımda hiç o anki kadar içim acımamıştı. O an onu bırakamayacağımı düşündüm. Ama annesiyle olan konuşması ve mektuba verdiği tepkiden sonra "kime üzülüyorsun, kime için acıyor" diye sordum kendime.

İçimden dışıma doğru vücudumda bir baskı var sanki. Başım, bedenim patlayacak gibi, içimde bedenime sığmayan bir şey varmış gibi hissediyorum. Sanırım acı çekiyorum.

Zaman... umarım zaman bana iyi şeyler getirir. Hepinize teşekkür ediyorum.
Koyun can derdinde kasap et deyiminin tam olarak karşılığı bu olsa gerek.
Siz boşanalım diyorsunuz o bilmemkimin düğününü düşünüyor.
Siz aileden uzak olmak isterken birde,üstüne üstlük bundan dolayı sorun yaşarken.
Bilemiyorum buna arada kalmak denemez ya. Sanki taraf olmuş,annesi bir yanda ağır basıyor.
Üzülmeyin,vicdan yapmayın. Sizi önemsese değer verse düğüne gidelim demez ya,ne kadar yıprandığınızı,aile yüzünden,boşanma aşamasına geldiğinizi görmüyormu?
Ciddiye almadı yada sizin boşanmak istemenizi,bilemedim.
Hakkınızda hayırlısı olsun.
 
Back
X