Bazen yaşamak istemiyorum

Hayatındaki olumsuzluğu düzeltmeye önce kendi ailenden başla. Bir yerde olumuştum, ailesiyle bağları kopuk olan ne yaparsa yapsın o kötü enerjiyi hayatına çeker ; affet kurtul diyordu 🙏🏻
Ana -babanın hayır duasını almayanın işlerinin rast gittiğini görmedim..

İkinci olaraksa, okuluna odaklan.. en güzel yıllar üniversite çağları. hayat dolu olman gereken yıllar..
Şuan 38 yaşındayım, 23-25 li yaşlarıma dönmeyi çok isterdim.. gezmenin bile tadına varırdım, kafam boştu, planlarım vardı, sohbet arardım,yeniliklere açıktım.. tatillerim bile eğlenceliydi,hayattan zevk alırdım. (Şimdi çoluk çocuğa karıştım,boşandım falan filan… hayat daha çok yordu beni sonrasında, e tabi çektiğim acılar ve hayat mücadelem nedeniyle de olgunlaştım)
Demem o ki olduğun o yaşların kıymetini bil, bu yıllar bir daha gelmeyecek…

Kendini toparla, iyi olduğun dönemde de sağlık sorunlarını çöz. Sağlam kafa sağlam vucutta bulunur.

Evlilik için erken, önce okulunu bitir. İşe gir. Paranı kazanmanın keyfine var. 30 lu yaşlarında evlenirsin. İnsanlar artık 30 larda evleniyor. Kendini buna endeksleme. Evlenemeyedebilirsin ki, Allah ın bizler için nasıl bir yazgı yazdığını bilemeyiz. Acele edip yanlış evlilik yapmaktansa , olgunluk çağında evlenmen veya belki de evlenmemen daha hayırlı olur. evlilik şans işi, yazgı işi.. insanlar evlenmek ve çocuk yapmak zorunda değil. Bu konuda sana baskı yapanları da hayatından çıkar. ‘Hayat, elalem ne der ?’ Diye düşünmek için çok kısa.. önce kendini düşün!

Hayatta bir motivasyonun olsun, hedefin olsun, kendine odaklan, olumsuz düşünme, yaşama sevincini kaybetme, ailenle aranı düzelt mutlaka, okulunu bitir, işe gir.. arkadaş çevreni geliştir, zaten kendini düzeltip çevrene ışık saçarsan herkesi kendine çekersin zaten. Peşinden aşk da gelir evlilik de.. ama önce kendinden başla hayata!
Umut ışığın sönmesin, en güzel yaşlardasın..🙏🏻
Gözlerim dolarak okudum. Çok çok teşekkür ederim. Bu süreçte çok yalnızım. Hiç bi arkadaşımla konuşmuyorum. Anlatsam bile kimse ne yaşadığımı anlamıyor. Herkesle mesafe koydum arama. Burda sizin yazdıklarınız iyi hissettirdi. Umarım bu günleri ilerde gülerek hatırlarım.
 
bu tip intihar düşünceleri, hayattan zevk almamak , yaşamak istememe durumlarınız artarsa bence bir psikiyatriste danışmanızda fayda var diye düşünüyorum. Çok Geçmiş olsun .
 
Neden evde kaldım diyorsunuz ki. Bu hayat evlilikten ibaret değil. Ne güzel üniversite son sınıfsın sınavlarına kariyerine odaklan. Aşk sevgili evlilik bunların hepsi gelip geçici boş hevesler.
 
25 yaşındayım. Hala üniversite okuyorum son sınıfım. Benim yaşıtlarım evlendi çalışıyor. Ben hala aileme bağlı yaşıyorum. Okul bitecek ne yapıcam belli değil. Sağlık desen sağlık olarak çok kötü bir dönemden geçiyorum. Hasta olduğum halde çoğu arkadaşım nasıl oldun diye bile sormuyor. Onlar aynı durumda olsa ben sürekli sorardım nasıl olduğunu. Aşk desen bu yaşıma geldim hayatıma girenler hep bende travma bıraktı gitti. Beni hep göklere çıkartıp hiç bi sebep yokken bırakıp gittiler. O kadar acı çektim ki onların ben de bıraktığı tek şey panik atak hastalığı oldu. Şu an konuştuğum öylesine biri bile yok. Zaten olsa da benim artık inancım ve hevesim kalmadı. Eskiden mesela sürekli talibim olurdu hatta arkadaşlarım bana sen de girdiğin her ortamdan birini buluyosun diyolardı. Şu an kimse suratıma bile bakmıyor. Ben de aynaya baktığımda eski beni göremiyorum. Gözümdeki ışık sönmüş eski güzelliğim ve havam kalmamış gibi. Aile desen ailemle de aram iyi değil. Annemle hep tartışırım. Babamla senelerdir küsüm konuşmuyorum. Yani beni hayata bağlayan hiç bir şey yok. Etrafım sahte insanlarla dolu. Yalnız, çirkin ve mutsuz hissediyorum. Tüm gün sadece evde yatarak okula giderek ve hastanelerde geçiriyorum.
Biraz da insanlar itmek enerji ile alakalı sen çok negatifsin darbe yiyen İlksen değilsin herkes yiyor bir şekilde ayağa kalkıyor evlenince koca kurtarmaz insanı sen önce kendini sev
 
Ya ben senden geç mezun oldum çünkü ilk okuduğum bölümü bıraktım ani bir kararla.neyse mezun olunca ne yapacağım derdi herkese çöküyor zaten merak etme.bir işe girip kendi ekonomik özgürlüğünü kazanınca psikolojin düzelir.şimdi o geç kaldım hissi okulu bitirmenin stresi seni bunaltıyordur.bende çok zorluk çektim psikolojik olarak o dönemlerde ama işe girdikten sonra hepsi geçti artık çok mutluyum.bak benim bir kardeşim var seneye 25 yaşında olacak ve muhtemelen okuldan atılacak beterin beteri vardır en azından sen koyacaksın cebine diplomayı sonrasıda sana kalmış.
 
25 yaşındayım. Hala üniversite okuyorum son sınıfım. Benim yaşıtlarım evlendi çalışıyor. Ben hala aileme bağlı yaşıyorum. Okul bitecek ne yapıcam belli değil. Sağlık desen sağlık olarak çok kötü bir dönemden geçiyorum. Hasta olduğum halde çoğu arkadaşım nasıl oldun diye bile sormuyor. Onlar aynı durumda olsa ben sürekli sorardım nasıl olduğunu. Aşk desen bu yaşıma geldim hayatıma girenler hep bende travma bıraktı gitti. Beni hep göklere çıkartıp hiç bi sebep yokken bırakıp gittiler. O kadar acı çektim ki onların ben de bıraktığı tek şey panik atak hastalığı oldu. Şu an konuştuğum öylesine biri bile yok. Zaten olsa da benim artık inancım ve hevesim kalmadı. Eskiden mesela sürekli talibim olurdu hatta arkadaşlarım bana sen de girdiğin her ortamdan birini buluyosun diyolardı. Şu an kimse suratıma bile bakmıyor. Ben de aynaya baktığımda eski beni göremiyorum. Gözümdeki ışık sönmüş eski güzelliğim ve havam kalmamış gibi. Aile desen ailemle de aram iyi değil. Annemle hep tartışırım. Babamla senelerdir küsüm konuşmuyorum. Yani beni hayata bağlayan hiç bir şey yok. Etrafım sahte insanlarla dolu. Yalnız, çirkin ve mutsuz hissediyorum. Tüm gün sadece evde yatarak okula giderek ve hastanelerde geçiriyorum.
Mutlu ya da mutsuz olmanız insanlara endeksli olduğu sürece psikolojinizin böyle çalkantılı olması normal. Hayatta her zaman bir amacınız olsun. Sizi diri tutacak bir hedefinizin, hayalinizin olması çok önemli. Olumsuzluklara takılı kalmayın. Hayatınızda olumlu şeyler olması için adımlar atın. Bunu da insanlara bağlamayın. Yani kendi kendimeyken bile bir şeyler hayal ederken saftirik saftirik gülebiliyorum. Mutlu olmam için illa ki çevremde bir sürü insan olmasına ya da birilerinin beni övmesine ihtiyacım yok. Çünkü kendimi seviyorum, beğeniyorum. Bunun için birinin bana iltifat etmesine ihtiyacım yok ya da biri bana çirkinsin dedi diye kendimi çirkin görecek değilim. Birilerine bağlı değerimiz artıp azalmaz. Ama siz insanların tepkilerine, söz ya da davranışlarına göre kendi değerinizi sorgularsanız, kendinizi değersiz hissedebilirsiniz. Hala çok değerlisiniz, bunu görmesiniz de.
Bir de kendinizi başkalarıyla kıyaslamak neden? Hepimiz iyi ya da kötü tercihlerimizi ve kaderimizi yaşıyoruz. Kimi erken evlenmeyi tercih eder, kimi geç, kimi de hiç. Kimi erkenden iş hayatına atılır, kimi de geç. Hepimizin tercihleri ve yaşantısı başka başka. Sizi ilgilendiren 1.derecede kendinizsiniz. Kim neyi seçtiyse seçmiş, yaşıyor. Bakın sizin de ipler elinizde, buyrun yönlendirin. Her şeyi bir anda düşünüp de onu yapmadım, bunu yapmadım, yapayalnızım vs diye karalar bağlamanıza hiç gerek yok. Ufaktan başlayın. Bakın ne yapmalıyım, ne yapabilirim, ne istiyorum, yeni hedefim ne olmalı, bana iyi hissettiren şey ne vs bunun gibi şeyler sorun kendinize ve de kademe kademe ilerleyin. Bir şeyler yaptıkça, başardıkça motive olursunuz ya da bazen başarısızlıklarımız bile bir motivasyon kaynağı olabilir. Şu an mesela hedefiniz okulunuzu güzel bir şekilde bitirmek olsun. Hemen iş bulabilecek miyim de, ne zaman evleneceğim de, çocuğum ne zaman olacak da hepsini bir yerde düşünmeyin. Bir okulunuz bitsin, cv'nizi hazırlayıp iş aramaya başlayın. İş hayatına atılımınızla birlikte çevreniz de değişir, yaşantınız değişir. İş bulup işe alışmanız da bir süreç. Sonrasında kendinizi geliştirmek için bir şeyler yapabilirsiniz. Mesela ablam ingilizce dersleri aldı işe başladıktan sonra, kurslara veya eğitimlere falan katıldı.
Hayatınıza alacağınız kişiler konusunda da seçici olmanızı tavsiye ederim. Yani çevrenizde pek kimse yok diye kriterlerinizi iyice dibe indirmeyin. Mesela ben argo konuşan, dedikoducu, egoist, çok fazla konuşan kişileri ya da bana kendimi kötü hissettiren kişileri hayatıma almam. İlla görüşmem gereken bir kişi ise de konuşmamı asgari düzeyde tutmaya çalışırım. Hayatta pek çok karakterde insan var. Herkesle iyi geçineceğiz diye bir kaide yok ya da biri bize ilgi gösterdi, seviyorum dedi ve o sıra pek çevremiz yok diye o kişiyi hayatımıza almamız gerekmiyor. Yalnızlığınızı da sevin. Dönem dönem hepimizin kalabalıklar içinde yalnız hissettiğimiz olmuyor mu sanki? Şahsen olmadık bir kişiyle sağlıksız bir ilişki içinde yıpranıp gitmektense, yalnız kalmak bana daha güzel gelir. Biri gider, daha iyisi gelir.
Ailenizle aranızdaki geçimsizliğin sebebini bilmiyorum ama belki düzelebilecek şeylerdir. Gereksiz, bir sonuca varmayacak tartışmalardan kaçınmanızı tavsiye ederim. Yorucu ve yıpratıcı bir şey. Ailemizi değiştiremiyoruz ama kendimizi değiştirebiliriz, iyileştirebiliriz, geliştirebiliriz. Umutlu bakın hayata. Önünüzdeki güzellikleri görün, hedeflerinize koşun, olabilecek tutarlı hayalleriniz ve amaçlarınız her daim olsun.
 
Önce sağlık sorununu
25 yaşındayım. Hala üniversite okuyorum son sınıfım. Benim yaşıtlarım evlendi çalışıyor. Ben hala aileme bağlı yaşıyorum. Okul bitecek ne yapıcam belli değil. Sağlık desen sağlık olarak çok kötü bir dönemden geçiyorum. Hasta olduğum halde çoğu arkadaşım nasıl oldun diye bile sormuyor. Onlar aynı durumda olsa ben sürekli sorardım nasıl olduğunu. Aşk desen bu yaşıma geldim hayatıma girenler hep bende travma bıraktı gitti. Beni hep göklere çıkartıp hiç bi sebep yokken bırakıp gittiler. O kadar acı çektim ki onların ben de bıraktığı tek şey panik atak hastalığı oldu. Şu an konuştuğum öylesine biri bile yok. Zaten olsa da benim artık inancım ve hevesim kalmadı. Eskiden mesela sürekli talibim olurdu hatta arkadaşlarım bana sen de girdiğin her ortamdan birini buluyosun diyolardı. Şu an kimse suratıma bile bakmıyor. Ben de aynaya baktığımda eski beni göremiyorum. Gözümdeki ışık sönmüş eski güzelliğim ve havam kalmamış gibi. Aile desen ailemle de aram iyi değil. Annemle hep tartışırım. Babamla senelerdir küsüm konuşmuyorum. Yani beni hayata bağlayan hiç bir şey yok. Etrafım sahte insanlarla dolu. Yalnız, çirkin ve mutsuz hissediyorum. Tüm gün sadece evde yatarak okula giderek ve hastanelerde geçiriyorum.
Öncelik sağlığınız olsun, sağlığınızı düzelttikten sonra lütfen psikolojik destek alın ve durumunuz el veriyorsa spor yapmaya başlayın, hobiler edinin. Bu sayede özgüveniniz artacak ve sosyal çevrenizi yenileyeceksiniz.


Talip çıkması meselesine de takılmayın, yine çıkar. :)
 
Back
X