Bu üçüncü kısım hep bana denk geliyor ne yazık ki.Üç çeşit arkadaş vardır. Birincisi ekmek gibidir; her gün onu ararsın. İkincisi ilaç gibidir; lazım olduğunda ararsın. Üçüncüsü mikrop gibidir; kaçsan bile o seni bir şekilde bulur
Severim bu sözü
Öyle deme.Bu üçüncü kısım hep bana denk geliyor ne yazık ki.
Onlar maalesef hayatın çok yerinde varlarBazı insanlar bıktırıyor usandırıyor beni. Sessiz, dedikodudan uzak yaşamaya çalışıyorum ancak sürekli gezen, ağzında binbir yalan, dedikodu olan insanlardan sıkılıyorum. Muhatap olmamak için çabalıyorum ama yok. Uzak durmaya çalışıyorum olmuyor.
Çekiyor muyum acaba?E bu dert hepimizin
Dedikodu seven insanlarla bir de aynı evde yaşadığınızı düşünün.........
Çekmiyorsun, bunlardan çok var denk geliyor. Bende istemiyorum, kaçıyorum koşuyorum ama yakalanıyorummmmmmÇekiyor muyum acaba?
En güzeli mesafeli olmakBazı insanlar bıktırıyor usandırıyor beni. Sessiz, dedikodudan uzak yaşamaya çalışıyorum ancak sürekli gezen, ağzında binbir yalan, dedikodu olan insanlardan sıkılıyorum. Muhatap olmamak için çabalıyorum ama yok. Uzak durmaya çalışıyorum olmuyor. Konuyu çok kısa geçmişim o kadar bunalmışım ki, kalabalık içinde açtım konuyu.
-Sürekli kendini ve yaptığı işleri öven insanlardan sıkılıyorum. Kendisini iyi saf kalpli görüp diğer insanlar tarafından hor görülüyor profili çizen dedikoducu tiplerden de bıktım. Ben sosyal biri değilim, ortamına göre elbette gülerim konuşurum arkadaşlarımla. Samimiyetsizliklerden, ikiyüzlülükten ve dedikodulardan uzak kalmak istiyorum. Aşırı sosyal biri olmadım hiçbir zaman. Çalıştığım yerde ne yazık ki böyle insanlar var. Tüm gün işimin başında, hatta yoğun değilse bile masamdan ayrılmayan biriyim. İş ortamındaki menfaat ilişkileri ve samimiyetsizlikler o kadar çarpıyor ki gözüme. İnsanları rahatsız etmemeye çalışırım her zaman. İşimin ciddiyetinde olmaya çalışırım. Kimsenin yanına odasına gidip gelme huyum yoktur iş dışında.
-Herkes birbirinin arkasından konuşur ama yüz yüze bakıldığında herkes canım cicim havasında.
-Kendime ait aracım var. Bazı arkadaşlar kendi araçlarını eşlerine vs. bırakıp arada kendilerini bırakmamı rica ediyorlar ama hiç içimden gelmiyor. Sürekli mecburiyet hissini hiçbir zaman sevmemişimdir. Bir iki kez olur ama sürekli olunca sıkılıyorum rahatsız hissediyorum. Bu konuda belki yanlış duygular hissediyorum ama birilerinin sorumluluğunu almaktan hiç hoşlanmayan biriyim. Aracım olmadığında asla birilerinden rica etmedim etmem de. Zira kapının önünde otobüsler vızır vızır geçiyor. Tıklım tıklım dahi olsa zoruma gitmez toplu taşıma kullanmak. Hatta birisinin benim için zahmete girmesi bana kendimi kötü hissettirir. Bu nedenle kimseden kolay kolay bir şey rica etmem mecburiyetler dışında.
-Samimi olmak istemediğim kişilerle sık iletişim kurmam. Kendileri gelir, arar iletişime geçer. Rest çekemiyorum karşımdaki insanı incitmemek için ancak bazen ciddi anlamda yorulduğumu hissediyorum.
Mesafeli duruyorum elimden geldiğince. Sanırım bende sıkıntı var.En güzeli mesafeli olmak
Herhalde nefes alamazdım.Dedikodu seven insanlarla bir de aynı evde yaşadığınızı düşünün.........
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?