Bebeklerimiz Nasıl Büyüyorlar ?

  • Konu Sahibi Konu Sahibi febi
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
Oyuncak & Hediyelik Öneriler: 3 yıl 18 ay

oyuncaklar gönderme
ahşap Dekupaj Testereler
bloklar
kumluk oyun alanı oyuncaklar
çekiç ve mandal
ahşap hayvanlar
sallanan at
boya kalemi, kalem renkli
boyalar, şövale kurulu
basit müzik aletleri
ev eşyaları (gerçek çocuk boyutunda)
kamyonlar (gibi) oyuncaklar hareketli
büyük parçacığı boncuklar
fasulye torbaları
el arabası veya vagon
blokları birbirine
bebek malzemeleri ve kıyafetleri
büyük karton ve kutular
oyun hamuru
gerçekçi hayvan (çiftlik veya hayvanat bahçesi)
çocuk (bezleri, süpürge, araçlar bahçe) temizleme aparatları ölçekli
basit hikaye kitapları
 
yusufa ve urasa maŞallahh Çok tatlılarr mervoŞumda pek bı becerukluuu yerım onuu yaaa..dıĞerler yazılanları pek okuyamadım canlarımm yorum yokk..mujukssssss
 
http://www.kadinlarkulubu.com/bebeg...m-bilgileri/231720-montessori-egitimi-59.html


sanki böyle bir yer vardı kk da ama bakmamışım atlamışım nasıl olduysa .. çok güzel paylaşımlar var.. alkisalkisalkis

evet tatlım. ben ilk farkedenlerdenim biraz kendi çapımda bişiler yapmaya çalışmıştım sonra topic hayal oldu. sanırım faydasını gördüm ki urasın oyuncaklarıyla bu kadar ciddi oynamasının nedeni odur belkide.ciddi dediysem saatlerce oturup oynamıyor elbet. ama yarım saat oturup oynamak bile yetiyor dinlenmek için.bide ciddi bi iş yaparken alt dudağını büzer fotolardaki gibi. benimde ısırasım geliyo sonra ciddiyeti sulandırmıyıyım diye ellemiyom.:)))belkide genetiktir eşimi annem uras kadarken misafirliğe götürdüğünde iki arabasıyla oynar oturduğu yerden kalkar gelirmiş.(hala oturduğu yerden zor kalkıyo gerçi)annem hep eşimle kıyasladığı için uras ona göre hiperaktif hatta bi yalnız yakalasa psikiyatr götürecek:))))ben şevvali bildiğim için uras bana göre gayet uslu. o kadar koşturması kurcalamasıda normal.
bugün parktaydık bu hafta içi iki kez zor gidebildik yağmur vardı.havalar çok soğuk ve yağmurlu olmazsa gitmeye çalışıyoruz burda arkadaşım çok olmadığından haftaiçi gelen giden olmayınca tek çare park ve karşı komşu oluyor. bakıcıda dışarı çıkarmıyor gündüzleri sıkılıyor uras bugün parka kadar koştu yavrum. bende bu sefer bırakayım dedim merdivenleri çıkıyoda kaykaylardan koşarak inmek istiyo(büyük çocuklardan gördü) anladımki yalnız bırakılmıcak daha.
 
Selam... Ben buraya pek bakmamıştım.. ama hata ettiğimi farkettim. çok güzel şeyler paylaşmışsınız. Ben de biraz Selin'den bahsedeyim.

Selin, konuşma konusunda pek iyi değil. İlk aylar önce baba-dede demeye başlamıştı. 2 hafta önce de çok net bir şekilde anne demeye başladı. Anne yaaa yapıyor bazen, yiyesim geliyor onu. şuan anne-baba-dede-mama-meme-bir-abla (4 yaşındaki yiğenime diyor)-manane (anneanne demeye çalışıyor sanırım)-köpek için hav hav-inek vb hayvanlar için de möö diyor. yenge demeye çalışıyor arada bir beceriyor. bi iki kez de elma dediğini duydum. henüz söylediği bir fiil yok yani gitti, bitti gibi... ama vücut dili mükemmel. ne istediğini çok güzel anlatıyor. mimikleriyle çok güzel tepkiler veriyor. biraz geriden gidiyoruz biz malum sebeplerden ama hiç önemli değil, hiç rahatsız etmiyor beni. ona baktıkça ne kadar mükemmel olduğunu görüyorum, yetiyor....
 
tüm sayfaları okumaya çalışıcam çok ilgimi çekti çünkü tam bize göre bundan sonrası için bu yaratıcı fikirlerden faydalanmamız şart sanırım ..

bugün merveyle :)

3 boy kavanozun kapaklarını bulup kapatmasını istedim .. ilgisini çekti.. az çok yapıyor..

bir de fermuar açma kapama egsersizi yaptık şimdilik ..
 
febicim montesorideki mail grubundada çok güzel paylaşımlar var bloglarında. ben bir türlü üye olmayı beceremedim zaten blog felanda yapamam.ordaki annelere imreniyorum durmadan.

sabah keyfili kahvaltımız (yiyiverince çok mutlu oluyorum) ardından baba uyanana kadar durmadan oynadık.geometrik şekilli bultaklarımızın kağıt üstüne şekillerini çizdim. bultaklarını eline verdim yerlerine koy diye.bir süre onlarla oynadık.kitaplardan hayvan vs bulduk. karışık şekilde üçgen kare dairenin olduğu kitaptan aynı şekilleri bulmaya çalıştık.vsvs.
şevvalle özlem giderdik.bolca koşturmaca. şevvale durunun tencere setinden götürmüştüm imrenip şevval çok mutlu olup urasa çok iyi davrandı oyuncaklarını paylaştı.. koltuğun tepesine çıkıp orda oynadılar uzun süre. şımarmalarına izin verdik.
akşam eve gelen misafir oğlancıkla iyi anlaşamadılar çocuk hangi oyuncağı aldıysa saldırdı mızıkladı :((
gün bitti urasda tepetaklak geldi uyku saati geçince.
 
mayacım biliyorum gördüm cnm mail grubunu ama ben pek sıkıntıya gelemem doğrusu uğraşamam ama bir zorlama olmayınca özgürce daha rahat ilgileniyorum kızımla ..

dün kızma abaküs aldık .. saymayı bilmiyor merve ama hoşuna gitti .. ilk boya kalemlerimiz oldu.. oyuncak portföyümüz tamamen değişti yanii. büyüdü benim kızım artık :) oyun hamurunu beceremedi ama daha ilk gün zamanla onunla da oynamayı öğrenir sanırım .. elişi kağıdı aldım kızıma lapbook yapiciimmm :=)bu sabahtan bir foto ..

p1060109k.jpg
 
mayacım biliyorum gördüm cnm mail grubunu ama ben pek sıkıntıya gelemem doğrusu uğraşamam ama bir zorlama olmayınca özgürce daha rahat ilgileniyorum kızımla ..

dün kızma abaküs aldık .. saymayı bilmiyor merve ama hoşuna gitti .. ilk boya kalemlerimiz oldu.. oyuncak portföyümüz tamamen değişti yanii. büyüdü benim kızım artık :) oyun hamurunu beceremedi ama daha ilk gün zamanla onunla da oynamayı öğrenir sanırım .. elişi kağıdı aldım kızıma lapbook yapiciimmm :=)bu sabahtan bir foto ..

güle güle kullansın merve. ananesi baksana mervede çok ciddiye almş görünüyor.
bizde sabah aktivitemizi yaptık. şu maşayla pamuk toplama ve irmikte şekil çizmeyi bloglarda gördüğüm. aman irmik pek hoşuna gitti.elledi elledi şelale yaptı doldurdu boşalttı heryer irmik oldu o ayrı. pamuk işi pek sarmadı :((eşimde dalga geçti durdu :(((
 
oo ben girmeyeli topik coşmuş :) buraya bakmayı çok seviyorum siteye girer girmez buraya bakıyorum :)

mervoşun tontiş ellerini yerim ben aferin boncuk kızıma:nazar: yeni oyuncaklarıda hayırlı olsun güle güle oynasın fıstık

feridecim ben o topiği buraya eklemiştim diye hatırlıyorum ama tam emin değilim baya inceledim ben çok güzel şeyler var hele yaratıcı annelere hayran kaldım.bende senin gibi pek sıkıntıya gelemiyorum :) fasulye oyununu irmik havuzunu çorap eşleştirmece hep ordan gördüm ben.haa bide mercimeklerin arasından nohutları ayıklamaca var daha denemedik.misafirlerim olduğu için evde sürekli bi hareketlilik var o yüzden şimdilik pek bi icraat yok bende ama onlar gidince kızıma bişeyler yapmak istiyorum.

duru kalemlerini çok seviyor,yıkanabilir kalemler aldık urasınki gibi resim defterini karalayıp duruyo arada halı ve kıyafetlerinide es geçmiyo tabi eli baya alıştı ama.geometrik şekilleri ve nesneleri tanıtmaya çalışıyorum şimdilik ama o sürekli bebek diye tutturuyor :) parmak boyasıda var ama hiç açmadık daha boş bi zamanda onunlada el ve ayak baskısı yapmayı düşünüyorum.iki gündür kuzenleri bizdeydi ve sürekli onlarla oynadı özellikle 6 yaşındaki Betül ablasını çok seviyor peşinden koşturup duruyor :)

Selin'ciğimede kocaman aferin:nazar: daha ne söyleyecek annesi baya bişey söylüyo işte maaşallah.
 
merveyle bugün :

kızım bugün biraz uyus bir günündeydi .. aramızda gerginlik vardı maalesef.. yarın babası yok.. umarım düzelir.. bu babalar bizim tüm yaptıklarımızı itinayla mahvediyolar .. sanki biz bilmiyoruz şımartmayı her istediklerini yapmayı iş doğru eğitimi vermek ama nerde...
 
Kişilik Farkları:

Çocuklar doğdukları andan itibaren kişilik özellikleriyle birbirlerinden ayrılırlar. ABD New York Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada uzmanlar çocukları doğumlarından itibaren mizaçları bakımından 3 gruba ayırmıştır:

1. "Kolay" çocuklar olarak tabir edilen ilk grup uyumlu; yemek ve uyku düzenleri açısından problemsiz; etraflarındaki yenı insanlar ve durumlara kolay adapte olabilen çocuklardır.

2. ıkinci gruptaki çocukların yeni durumlara ve insanlara uyum sağlamaları biraz zaman alabilmekte; yemek ve uyku düzenlerinde bazen sorunlar görülmekte; bu çocuklar kimi zaman etraflarına karşı olumsuz davranışlar sergileyebilmektedir.

3. Uzmanlar, "Zor" çocuklar olarak nitelenen üçüncü gruba her 10 bebekten 1'inin dahil olduğunu belitrmektedir. Bu çocukların yemek ve uyku alışkanlıkları oldukça problemli ve düzensizdir; sık ve yüksek sesle ağlarlar ve etraflarındaki yenilik ve değişimleri kolay kabullenemezler.

Çocuğunuzu büyütürken bu tarz kişilik farklılıklarının olabileceğini gözönünde bulundurun ve çocuğunuzu, yaşıtlarıyla kıyaslayıp gereksiz endişelere kapılmayın. Çocuğunuzun kişilk özelliklerini iyice anlamanız, onu yetiştirirken sizin için faydalı olacaktır.



Huysuzluk Nöbetleri:

Bu dönemlerde çocuğunuz, istediği birşeyi yapmadığınızda ya da istemediği birşeyi yapmak zorunda kalınca, kimi zaman ise ortada görünür hiçbir sebep yokken huysuzluk ve ağlama nöbetlerine tutulabilir. Bu nöbetler özellikle diğer insanlarla birarada bulunduğunuz mekanlarda sizin için zor ve yıpratıcı olabilir. Örneğin kalabalık bir markette, kasada ödeme için kuyruk beklerken çocuğunuz aniden bir ağlama krizine tutulabilir, kucağınızda hiddetle tepinmeye başlar. Sebep beklemekten sıkılması ya da elindeki kurabiyenin tadnı beğenmemesi olabilir. Bu nöbetlerin oluşma sebepleri tam olarak açıklanamamakla birlikte, kimilerine göre bu bebeklikle çocukluk arasında yaşanması olağan bir geçiş dönemi, kimilerine göre ise küçük çocuklar için çözemedikleri ya da anlayamadıkları durumlar karşısında bir rahatlama, stresi dışa vurma yöntemidir. Bu nöbetlerin çocuk açken, yorgunken ya da aşırı uyarılmış durumdayken daha sık meydana geldiği belirlenmiştir. Ancak sebep her ne olursa olsun, çocuğunuzu büyütürken bu tip huysuzluk nöbetleriyle karşılaşmanız kaçınılmazdır. Bu nöbetlerle daha kolay başa çıkabilmeniz için aşağıdaki yöntemler faydalı olabilir;
. Çocuğunuzun huysuzluk nöbetlerini inceleyip analiz etmeye çalışın. Hangi durumlarda daha sık bu nöbetleri yaşıyor belirleyip onu bu durumlardan uzak tutmaya çalışabilirsiniz.
. Çocuğunuzla ortaklaşa yaptığınız bir aktiviteyi sonlandırırken bunu aniden değil, alıştıra alıştıra yapın. Çocuklar genellikle ani değişikliklerden hoşlanmaz ve bunlara karşı olumsuz tepkiler verirler.
. Eğer çocuğunuzun bir ağlama nöbetine kapılmasıyla sonlanacak bir aktivite ya da oyun içinde olduğunu hissederseniz, bunu bir an önce sonlandırıp çocuğunuzun dikkatini başka bir yöne kaydırın.
. Huysuzluk nöbetleri kalabalık içindeyken daha kötü bir hal alır. Bu sebeple çocuğunuzun huysuzlaşmaya başladığını hissettiğinizde onu sakin ve kalabalıktan uzak bir mekana getirip, rahatlaması ve sakinleşmesi için ona zaman tanıyın.
. Bu nöbetler esnasında soğukkanlı ve sabırlı olun. Sizin de sinirlenip bağırmanız sadece durumu daha da kötüleştirecektir.



benim kızım bugün ilk defa nerdeyse huysuzluk nöbeti geçirdi .. çok berbat bişey yaaa.. napıcam bilmiyorum ..eyvahedigeldismile çok inatlaştı .. her dediğimin zıddını yaptı.. ne yedi ne uyudu .. ben kızınca da daha fena oldu.. ne çabuk büyüdüler her bişeyi anlıyolar .. sakin olmam lazım ama nasıl olim onu bilmiyorum .. pöff..
 
Son düzenleme:
feridecim belkide bi sıkıntısı vardı kendilerini tam ifade edemedikleri içinde hırçınlaşıyolar.duru öyle aşırı hırçın olduğu zaman ağrı kesici şurup veriyorum yarım ölçek ve normale dönüyor yarım saat içinde.sanırım ya diş ağrısı tutuyo ya karın ağrısı oluyor yada başka bi sıkıntısı oluyor.
 
febicim malum urasdada hırçınlık nöbetleri arttı. bende sordum dra. 2 yaş sendromuna bazı çocuklar erken girer. 18 ay üstü dikkat dedi.inatlaşmayın her dediğinide yapmayın dedi.bizde de haftasonu baba uyanıncaya kadar iyi gidiyor sonra olaya baba karışınca şımarıklılık düzeyi artıyor. helede dışarı anneanne babanneye gidince hepten herşey değişip ne yiyor ne duruyor.hatta dün annem önümüzdeki hafta ne biz gelelim ne siz gelin dedi banyoda kıyameti kopardı çünkü.hiç böyle yapmazdı artık salona tv önünde yıkıyalım diye düzenek kurduk nafille hem heryer battı hemde kucağımda yıkadık.çişide cabası:(((
 
haftasonu şöyle bir karar aldık babasıyla. hoppa zıplama actiona dayalı oyunlarıyla babası ilgilenip yoracak sonrasında oturup yapacağımız aktiviteleriyle ben ilgileneceğim.(çokda işime geldi açıkcası)
 
--------------------------------------------------------------------------------

Çocuğunuzu, ağlatarak uyutmaya çalışmayın !

Küçük yaşta çocuğu olan annelerin en çok zorlandığı konulardan biri çocukların "uyku düzeni"dir.

Küçücük bedenleri, sevimli yüzleri ve masum görüntüleri ile her an sevilmeye hazır bekleyen bu şirin dünyalılar, misafir oldukları ailenin birçok alışkanlığına tesir ettikleri gibi, uyku ve istirahat düzenlerini de etkiler. Aile içindeki bu değişiklik de özellikle anneleri bir hayli zorlar. "Çocuktan önceki" yaşantısında anneler, kendi "biyolojik ritminin" gerektirdiği gibi istirahat edebilme serbestliğine sahipken, "çocuktan sonraki" dönemde kendilerine bağlı bulunan bebeklerinin ihtiyaçlarını hesaba katmak zorunda kalırlar.

Günlük hayatın telaşı ile yorulan bir anne, tam dinlenmek üzere iken, bebeğinin uyanması ile tekrar onun ihtiyaçlarını karşılamaya koyulur. Böyle bir anne, uykusuz geçen günlerin verdiği sıkıntı ile gereğinden fazla tedirgin, huzursuz ve asabi bir hale gelebilir, hatta bu gerginlikler anne sütünün çekilmesine veya azalmasına da sebep olabilir. Bu durum gerek eşler arasındaki iletişimi ve gerekse anne ile çocuk arasındaki "tahammül" gücünü zayıflatmaya başlar. Bu kısırdöngü sonunda anne artık bebeği ile baş edemez hale gelir ve çocuk yetiştirmenin ne kadar da zor olduğundan şikâyet etmeye başlar.

Çocuğu kendi düzenimize uymaya zorlamalı mı?

Konu hakkında çalışmalar yapan uzmanlar, bir yandan annenin çaresizliğine dikkat çekerken diğer yandan da çocuğun masum ihtiyaçlarının giderilmesi arasında sıkışıp kalırlar. Bu yıpratıcı süreci aşmak için ise iki ayrı yöntemden biri annelere tavsiye edilir. İlk yöntem; "çocuğu anne ritmine uymaya zorlamak"tır. Annelerin genelde tercih ettiği bu yöntem, bebeğin uyku düzenini annenin günlük yaşantısına ayak uydurmaya zorlar. Yani, anne, bebek her ağladığında onun ihtiyaçlarına cevap vermek yerine, "vaktinde" oluşan istekleri gidermeye çalışır. Örneğin, bebek kendi yatağına yatmayı istemez ve akşam uykuya dalmakta zorluk çeker. Yalnız yatmaya alışkın olmadığı için de, ağlayarak anneyi yanına çağırır, anneye olan ihtiyacını gözyaşı ile dile getirir. Bu yönteme göre; bebek ne kadar ağlarsa ağlasın kayıtsız kalarak, annesinin geleceğine dair umudunu keseceği ve sonunda yorulup ağlamayı bırakarak uykuya dalacağı hesap edilir. Çocuk, her ne kadar ağıtları ile "anne n'olur gel" sinyali gönderse de anne, o ağıtlara duyarsız kalarak, "hayır benden umudunu kes gelmeyeceğim" demektedir. Çocuk günlerce süren bu ağlamalarının sonunda artık ağlamadan uyur ancak aslında annenin kendisine cevap vereceği umudunu yitirir; korkularını ve endişelerini kendi içine hapsederek uykuya dalmaya başlar. Peki, çocuğu ağlatarak ve anneye umudunu keserek uyutmak ne kadar doğrudur? Çocuklar bu ağlamalar sırasında ruhen incinmekte midir?

Ağlatarak uyutmak, çocuğun vicdanını katılaştırır

Henüz konuşma yeteneği olmayan bir bebek etrafı ile iletişimini "ağlayarak" gerçekleştirir. Bebeklerin ihtiyacı değiştikçe ağlama şekli de değişir. Örneğin; altını ıslatan çocuğun ağlaması ile korku ve endişe yaşayan çocuğun ağlaması birbirinden farklıdır. Eğer çocuklar ağlamayacak olsalardı, çocuk bakımı dünyanın en zor işi olurdu. Zira hiç ağlamayan bir çocuğun, ne zaman acıktığını anlamak ya da uykusunun gelip gelmediğini hesap etmek hemen hemen imkânsızdır. Normal şartlarda "hiçbir çocuk sebepsiz yere ağlamaz". Eğer çocuk ağlıyorsa mutlaka bir sebebi vardır. Anne-babanın görevi çocuğu susturmak değil, çocuğun ağlama sebebini bularak, ihtiyacını gidermektir.

Uyku düzeni sağlamak adına, onun ağlamalarına ilgisiz kalmak yanlış bir yöntemdir. Zira çocuk, içinde bulunduğu ailenin düzeninden habersiz olarak kendi bünyesinin ihtiyacı çerçevesinde uykuya dalar ve uyanır. Eğer anne, çocuğun uykuya dalma ve uyanma "ritmini" kendi yaşantısına uydurmaya zorlarsa, bebeğinin "biyolojik ritmini" bozmuş olur. Üstüne üstlük, bebeğin ağlayarak anneye iletmeye çalıştığı "korkuyorum anne" ya da "tedirginim anne, yanıma gel" mesajlarına ilgisiz kalmakla, çocuğunun bilinçaltına "annelere güvenilmez" düşüncesi yerleştirir. Hâlbuki bir çocuk için ilk ve tek güvenilecek kişi annedir. Eğer çocuk, en çok güvenilecek kişiye karşı daha bebeklik yıllarında güvensizlik duymaya başlarsa, vicdan duygusunun gelişiminin de önüne geçilmiş olur. Çocuk bu uygulamanın sonunda ağlayarak annesini çağırmaz belki, ama annesini çağırmaması bir çözümün değil, bir sorunun başlangıcını ifade eder ki, o da çocuğun vicdan duygusunun katılaşmaya başlamasıdır. * Uzman Pedagog

O halde ne yapmalı?

Çocuğu ağlatarak ve onun ihtiyaçlarına karşılık vermeyerek terbiye etmenin çocuğun ruh sağlığına zarar verdiği çok açıktır. Annenin yapması gerekli olan şey, bebeğinin biyolojik ritmini bozmadan, onun düzenine uymaya gayret etmektir. Çocuk, her korktuğunda, her endişe duyduğunda anneden teselli alabilmeli, her uyandığında annenin tebessüm eden çehresinin verdiği rahatlıkla yeniden uykuya dalabilmelidir. Çocuk, güven içinde, her defasında annesini yanında bulacağından emin olursa, bir süre sonra kendi başına yatmaya alışacaktır. İlk dört yaş, anne ile çocuk arasında güven atmosferinde geçmelidir.
 
arkadaşlar paylaşın çok güzel, çok faydalı bilgi okudum,teşekkürler.Şuan 18-46 aylık çocuklar için oyun kitabı inceliyorum.ilk fırsatta birkaç oyun yazarım.
 
haftasonu şöyle bir karar aldık babasıyla. hoppa zıplama actiona dayalı oyunlarıyla babası ilgilenip yoracak sonrasında oturup yapacağımız aktiviteleriyle ben ilgileneceğim.(çokda işime geldi açıkcası)

çok iyiy bir karar bizde de durum aynı babasıyla top oynarlar,saklambaç,yakalmaca vbs.benimle ise kitap okuruz,puzzel dizeriz,geometrik şekiller yaparız bvs.
 
Back
X