• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

ben dünyanın en gurursuz kızıyım

Sen onu düşünerek kendini mahvettiğine yan, gerisi olmuş bitmiş.
 
Konu sahibesinin anlattığı olayın abartısız derecede aynısını yaşamıştım, o nedenle yaptığım tercüme benim tecrübelerime göre öyle idi, elbette ki kişiler, mekanlar, zamanlar ve kafalar değiştikçe o tercümeler de değişecektir. Fakat, benim şahsi düşüncem, o "nazik"likte de bir sınır olması gerektiği yönünde. Zira duygusal yaratıklar olarak o dakikalarda "şok" ve "acı" damarlarımıza hücum ettiği anda 'adam ne kadar kibar davranırsa' adamı o kadar 'vazgeçirilebilir' görüyoruz.
Bu nezaket kuralları, medeniyet falan filan tamam da, ne bileyim yani nasıl ki sokaktan geçen adama selam verirken belli bi naziklik sınırını aşmıyorsak ve aşarsak yanlış anlaşılma ihtimalini hesaplayabiliyorsak, terk eden kişi de aynı şekilde dengeli ve ölçülü bir tavır takınmalı. Örneğin konu sahibi de, adam şu yüzden ayrılıyorum, bu yüzden daha iyilerine layıksın bilmem ne dedikçe daha çok ısrar etmiş, o yüzden de gurursuzluktan yakınıyor şimdi. Ben bunun kişiden kişiye değişen bir olgu oldugunu zannetmiyorum; terk edenin tavrına göre "ısrar edip etmememiz" büyük ölçüde değişiyor bence.
Ha, adam "öyle böyle velhasıl ayrılcam senden" dediğinde, 'old o zaman madem peki, böylesi kısmetmiş ne yapalım görüşürüz madem' ben diyemezdim. Konu sahibi diyememiş. Sen diyebilir miydin bilmiyorum, ama bunu diyebilecek kadar self-kontrole sahip, aynı zamanda poker-face olup bu denli güçlü olabilecek bir kadın da zaten "kibarca" terk edilmeye ihtiyaç duymaz, her türlü her halde kotarır durumu.
Onçün, ölçülü olmak, hesap yapabilmek, kaba da olmamak ama fazla da kibar olmadan terk etmek lazım bence.

ya çok haklısın... ah ah....

ben de bir zamanların bir adamın!! ''seni sevmiyor ve istemiyorum şimdi de bu ilişkiyi bitirmek istiyorum'' niyetiyle gelip başladığı konuşmayı sırf beni incitmemek için ''gitmek istemiyorum ama gitmem lazım'' vs vs diye bin türlü saçma sapan şeylerle doldurduğunda ''hayır öyle değil, hayır lütfen gitme ama bak şöyle yaparım bunlar sorun değil' diye salya sümük ağlayarak ayağına koluna yapışarak halletmeye çalışmıştım... neler yapmıştım sanki film sahnesi çekiyorlar:)

baştan söyleseydi net bir şekilde kararlı ve açıkca.. daha kolay olurdu kesinlikle
 
ya çok haklısın... ah ah....

ben de bir zamanların bir adamın!! ''seni sevmiyor ve istemiyorum şimdi de bu ilişkiyi bitirmek istiyorum'' niyetiyle gelip başladığı konuşmayı sırf beni incitmemek için ''gitmek istemiyorum ama gitmem lazım'' vs vs diye bin türlü saçma sapan şeylerle doldurduğunda ''hayır öyle değil, hayır lütfen gitme ama bak şöyle yaparım bunlar sorun değil' diye salya sümük ağlayarak ayağına koluna yapışarak halletmeye çalışmıştım... neler yapmıştım sanki film sahnesi çekiyorlar:)

baştan söyleseydi net bir şekilde kararlı ve açıkca.. daha kolay olurdu kesinlikle

Ben de yaşadığımdan biliyorum, aynı şekilde bir adam zamanında bana bir ayrılık konuşması başlattı. Öyle giriş-gelişme-sonuç yazdı ki, o sonuca gelene kadar ben salya sümük her cümlesine cevap verdim, en son kesin ayrılıcam diyene kadar. Onu gördükten sonra bi şok indi. Kalktım birkaç saat ortalıkta dolandım falan. Sonra mesaj falan attım, her mesajıma itinayla cevap verdi, nedenler saydı, düzeleceksin, hayat devam ediyor, arkadaş kalabiliriz istersen dedikçe ben daha çok yazmaya devam ettim. Bi de saf saf millete 'o kadar iyi bi insandı ki ayrılırken bile kırmamaya çalıştı beni, hala seviyor olması lazım zaten ya, bu bi ara gibi bişeydir düzeleceğiz' falan diyordum. Bu böyle on güne yakın sürdü.
Ne zaman mı kestim yazmayı? Adam en son "e ama yeter artık" diye tersleyince. O zaman anladım o beni seviyor bildiğim adamın geri gelme ihtimali olmadığını.
Sonra bir daha fazla yazmadım.
 
Ben de yaşadığımdan biliyorum, aynı şekilde bir adam zamanında bana bir ayrılık konuşması başlattı. Öyle giriş-gelişme-sonuç yazdı ki, o sonuca gelene kadar ben salya sümük her cümlesine cevap verdim, en son kesin ayrılıcam diyene kadar. Onu gördükten sonra bi şok indi. Kalktım birkaç saat ortalıkta dolandım falan. Sonra mesaj falan attım, her mesajıma itinayla cevap verdi, nedenler saydı, düzeleceksin, hayat devam ediyor, arkadaş kalabiliriz istersen dedikçe ben daha çok yazmaya devam ettim. Bi de saf saf millete 'o kadar iyi bi insandı ki ayrılırken bile kırmamaya çalıştı beni, hala seviyor olması lazım zaten ya, bu bi ara gibi bişeydir düzeleceğiz' falan diyordum. Bu böyle on güne yakın sürdü.
Ne zaman mı kestim yazmayı? Adam en son "e ama yeter artık" diye tersleyince. O zaman anladım o beni seviyor bildiğim adamın geri gelme ihtimali olmadığını.
Sonra bir daha fazla yazmadım.

sen yine mesajla benim de öyle olaydi ne vardi:) agliyorum bagriyorum gidecek oluyor hirkasindan cekistiriyorum kapiyi kitliyorum hickira hickira aciklama yapiyorum boyle sabaha kadar sürdü yani sonra o gün dayanamadi tamam dedi devam edelim iki gün sonra mesajla ayrildi:))))) tam komedi...

Ben de o mesajdan sonra ne kadar kararli olduğunu anladim bir kere dahi aramadim..

Adam gibi ayrilin ya ne sevmeyi biliyorsunuz ne ayrilmayi uyuz erkekler.
 
Konu sahibesinin anlattığı olayın abartısız derecede aynısını yaşamıştım, o nedenle yaptığım tercüme benim tecrübelerime göre öyle idi, elbette ki kişiler, mekanlar, zamanlar ve kafalar değiştikçe o tercümeler de değişecektir. Fakat, benim şahsi düşüncem, o "nazik"likte de bir sınır olması gerektiği yönünde. Zira duygusal yaratıklar olarak o dakikalarda "şok" ve "acı" damarlarımıza hücum ettiği anda 'adam ne kadar kibar davranırsa' adamı o kadar 'vazgeçirilebilir' görüyoruz.
Bu nezaket kuralları, medeniyet falan filan tamam da, ne bileyim yani nasıl ki sokaktan geçen adama selam verirken belli bi naziklik sınırını aşmıyorsak ve aşarsak yanlış anlaşılma ihtimalini hesaplayabiliyorsak, terk eden kişi de aynı şekilde dengeli ve ölçülü bir tavır takınmalı. Örneğin konu sahibi de, adam şu yüzden ayrılıyorum, bu yüzden daha iyilerine layıksın bilmem ne dedikçe daha çok ısrar etmiş, o yüzden de gurursuzluktan yakınıyor şimdi. Ben bunun kişiden kişiye değişen bir olgu oldugunu zannetmiyorum; terk edenin tavrına göre "ısrar edip etmememiz" büyük ölçüde değişiyor bence.
Ha, adam "öyle böyle velhasıl ayrılcam senden" dediğinde, 'old o zaman madem peki, böylesi kısmetmiş ne yapalım görüşürüz madem' ben diyemezdim. Konu sahibi diyememiş. Sen diyebilir miydin bilmiyorum, ama bunu diyebilecek kadar self-kontrole sahip, aynı zamanda poker-face olup bu denli güçlü olabilecek bir kadın da zaten "kibarca" terk edilmeye ihtiyaç duymaz, her türlü her halde kotarır durumu.
Onçün, ölçülü olmak, hesap yapabilmek, kaba da olmamak ama fazla da kibar olmadan terk etmek lazım bence.
Tercümenize söyleyecek sözüm yok bence tam üstüne basmıştınız :KK52: Adamın aklından geçenler 3 aşagı 5 yukarı onlardı ben de kalıbımı basarım.

Size de tam da o kısmı çok begenip kalanı kafama yatmadığı icin yorum yaptım zaten.

Nasıl dürüstlükle patavatsızlık birbirinden çok ince ayrılır dediysem nezaket göstermekle umut vermek arasında da ince bi ayrım var tabi ki. Ölçüyü tutturmak önemli.

Yani karşı tarafı incitmemek, birlikte yaşanalara saygı göstermek adına kibar davranmak başka şey, kibar olucam ayağına sürekli açık kapılar bırakarak karşı tarafa umut vermek, onu yedeğe atmaya çalışmak çok başka bi şey.

Ama ayrılığın kendisi nahoş bi durum zaten, bunu kavga dövüş hale gelmeden saygı çerçevesinde bitirmek bana daha dogru geliyo.

Israr kısmına gelince o çok kişisel bi konu. Kişiden kişiye degişeceğini zannetmiyorum demişsiniz ama insanın yapısına göre çok fark ediyo. Sadece otokontrol de değil bi ton farklı degişkene bağlı.

Konu içinde de hayırlısı deyip gidebilmis, tecrübelerini paylaşan üyeler var. Yani evet ayrılmak acı verici ama hepimiz bu duruma aynı tepkiyi vermiyoruz.

Benim kişisel tecrübemi sorarsınız ben sebepler kısmını bile dinlemeden "istedigin buysa bizim için bi oluru yokmuş demek ki." gibi bi sey söylemistim. Ki canım çok yanmıştı bitsin lafını duydugumda ama hiçbi şey sormadım.
Dayanamayıp o sordu hatta en son "Nedenini sormıcak mısın?" diye. "Nedeni sonucu degiştirmeyecek nasıl olsa" dedim.
Düsünün "Arkadaş kalalım" bile dedi, "Düşman olacak degiliz ya tabi ki" diyerek bitirdim ben o ilişkiyi.
Canım yandı mı evet, kendimi berbat hissetim, üzüldüm ağladım mı ona da evet. Ama ağlarken bile eninde sonunda geçecegini biliyodum ki geçti gitti de zaten. Yalvararak geri aldığım adamı ben kendim istemem isteyemem ki içim almaz. Ama bu kişilik yapısıyla ilgili bi sey. Benimki belki çok duygusuz gelir size bilemem. Sizin vazgeçirme çabanız da bana çok farklı görünüyo. Ama hicbirimiz aynı degiliz, olmamalıyız da zaten.
 
Yazan oldu mu bilmiorum ama erkekler askerde aldatilmaktan terkedilmekten korktuklari icin genelde ayrilip giderler...ama boylede olmayabilir...
 
Hiç ağlama kendini mahfetme, insan tekken de çok mutlu olabilir, karşı cins bir zamandan sonra sadece alışkanlık oluyor.
Elbette karşına birileri çıkar sen en doğrusunu hayatına girmesine izin ver. Hiç beklemediğin umudu kestiğin zamanlar da genelde bu oluyor :)
Bu arada çok sevdiğim bir söz vardır... Bir şey olmuyorsa ya olmaması gerektiği içindir, ya da daha iyisi olacağı içindir. Hep buna inan :)
canım çok teşekkürler desteğin için, insanın zor zamanında yalnız olmadığını bilmesi güzel gerçekten (:
umarım hepimiz için güzelşeyler olur yeniyılda.
 
Back
X