Bende sevgi hatırlatacak birşey bırakmadın dedi

MadamJuse

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
13 Aralık 2015
634
545
103
Arkadaşlar mrb öncelikle yeni üye değilim hesabım banlanmış bilmiyorum hangi kuralı ihlal ettim o açılana kadar bekleyemeden yeni hesap açtım..
Arkadaşlar eşimle fena halde kavgalıyız eşim yaptığım hiçbir hatayı unutmuyor kendi yaptığı hataları da bana sen yaptırdın beni bu hale sen getirdin diyerek aklıyor.. Konuşarak birşey anlatamıyorum bana değerli hissettirmesini çok istiyorum ama o kendini benimle evlilik yapmasıyla yapacağı en büyük şeyi yapmış gibi görüyor.. Burası yanlış anlaşılmasın bizi evliliğe zorlayan bir durum yoktu cinsel hayatımız evlendikten sonra oldu ayrıca evde kalmış falan da değildim 27 yaşında genç güzel bir öğretmendim evlenirken ben böyle düşüncelerde olduğunu bilmiyordum eşim benden 6yaş büyük ve çok ilişkisi olmuş ben ise evlenmeden önce üniversitede çocuksu bir ilişki yaşamıştım bildiğiniz tecrübesizdim yani.. Neyse ben eşimi dışarı çıkmaya çok alışkın olduğu için falan evde tutmaya çalıştım çokça beni dinlemediğinde kendimi sevilmiyor veya değersiz hissediyordum zamanla onun çıkma isteği azaldı benimse anlayışım arttı diyebilirim.. Arkadaşlar evleneli 3yıl oldu eşimle tartışmalarımız bitse de eşim en ufak bir anlaşmazlıkta ilk zamanları hep önüme getiriyor sen bana böyle yaptın beni arkadaşlarımın içinde rezil ettin gibi aslında o an tartıştığımız konuyla hiç ilgisi olmayan şeyler söylüyor bana karşı kinlenmiş anlayacağınız.. Son olarak geçen hafta tartıştık ve ben ailemin yanındayım tatil dolayısıyla.. Günlerdir eşimle konuşmadık (aslında bu konuşmama olayına da çok içerliyorum sevgiliymişiz gibi küsüp konuşmayabiliyor özlemiyor merak etmiyor vs seven insan nasıl böyledurabilir bilmiyorum başlarda ben hep bir gün dayansam öteki gün hesap sorardım attık yapmıyorum çünkü kırılıyorum o nasıl böyle yapabiliyorsa sen de yap diyorum kendime) her neyse şuana gelecek olursak eşim perşembe günü ne zaman geleceksin demişti mesajla sonra konuşurken yine bana sen şunu yaptın bunu yaptın demeye başladı ben de ee dedim sonuç ilişkimiz için ne yapabiliriz bunu konuşalım şimdiye kadar her tartışmamızda ben yapıcı oldum(gerçekten de öyle eşimin hiç eyvallahı yok) ben konuştum ben uğraştım aramız düzelsin diye şimdi de ben senden bişey görmek istiyorum dedim arkadaşlarına o kadar çok değer veriyor ki kendimi hep ikinci planda hissetmekteyim benim için ilişkimiz için bişeyler yapsın istiyorum o ise karşılık olarak ben hiçbir şey yapmayacağım bu zamana kadar çok şey yaptım (benimle evlenmesi) artık hiçbir şey yapmak istemiyorum soğudum yazdı ben de ne kadar kırıldığımı falan anlattıktan sonra ikimiz de istersek ilişkimizin düzeleceğini yoksa tek taraflı ilerlemediğini söyleyip sen beni seviyor musun diye ekledim o da karşılığında bende sevgiyi hatırlatacak birşey bırakmadın yazmış ben de cevap vermedim bunun üzerine diyecek sözüm yok çünkü.. Sanki ben inanılmaz bir hata etmişim gibi davransa da arkadaşlar çoğunlukla hata yapan eşimdir ve tartışmaları çözüme bağlamak gibi bir çabası hiç yok onun bu hali beni aşırı derecede yordu sıkıldım bıktım artık şimdi yarın ailemin yanından ayrılıp eve döneceğim (pazar da dönebilirim çok karar veremedim) benim sizden istediğim nasıl kendimi üzmeden düşünmeden geçirebilirim bu süreci (ondan gerçekten sağlam bir çaba görmek istiyorum) nasıl değerli hissedebilirim çekici ve güzel hissetmek istiyorum eşimin yaptıkları çok yıkıcı nasıl en az hasarla atlatabilirim bilmiyorum yarın giderken haber verip vermemekte bile kararsızım benden ayrı günlerce yaşayabilen kendi tabiriyle sevgisini hatırlamayan tartışırken saygısızca konuşan bir adama nasıl haber verip gel beni al diyebilirim :( çok severek evlendim ilişkimizin böyle yıpratacağını hiç bilemezdim..
 
Çok uzun olmuş hanımlar kusura bakmayın
Kendimi iyi hissetmek için birşeyler yapmalıyım
 
Hiç bir zaman bir taraf %100 haklı diğer taraf %100 haksız değildir. Karşılıklı hatalar yapılmış olabilir. Bunları anlamak ve iyi analiz etmek ve düzeltmek önemli. Boşan, ya da niye ayrılmıyorsun diyenler de çıkabilir ama benim anladığım kadarıyla siz yapıcı olmak ve düzeltmek istiyorsunuz bazı şeyleri. Yarın veya pazar günü dönmek istiyorsanız (zaten kendi de sormuş) Ben döneceğim gelip beni alabilir misin? deyin normal bir şekilde. Bir süre de tartışma konusunu açmayın. Ilımlı olun, derim.
Ben sizi önceki üyeliğinizden ve konunuzdan hatırladım. En önemli şey sizin kendinizi değerli hissetmeniz için öncelikle sizin kendinize değer vermeniz gerekir. Karşınızdakinin davranışları sizin değerinizin bir ölçüsü değildir. Sizin eşinizin arkadaşları ile siz bir değilsiniz siz eşisiniz yani hayat arkadaşı onlar ise yalnızca arkadaşlarıdır. Ne siz onların yerini tutabilirsiniz ne de onlar sizin yerinizi. Eşiniz sanırım biraz özgür ruhlu bir insan, siz 27 yaşınızda evlendiğinize göre o da evlendiğinde sanırım 33 yaşındaydı. Aslında bir erkek için geç bir yaş değil ama geç evlenenlerde bazen (genelleme yapmayım ama) uzun süre yalnız yaşamak insanı bencilleştiriyor. Ben de geç evlendim. Bu bencilliği kendimde de görüyorum. Yani "evlilik bana göre değil" duygusunu yaşıyorum. Ki bu söylem genellikle erkeklerin ağzında dolanır ama bende de durum böyle. Biz eşimle evlenirken eşim de "evlilik bana göre değil" diyordu ama birbirimizi çok seviyorduk ve evlenmemiz gerekti (beraber yaşamak için) ve biz onunla bir karar aldık dedik ki "biz evli değiliz, takılıyoruz". Bu takılmak başkaları ile takılmak anlamında değil ama klasik karı koca rollerini reddetme anlamında. Kimi insan bunu eleştirebilir ama biz birbirimizi sıkmama kararı aldık. O bekarlık günlerindeki gibi çorabını çıkartıp istediği gibi salonun ortasına fırlatabilir ben de canım istemezse toplamam. O arkadaşları ile çıkabilir ben de çıkabilirim. O istediği saatte uyur ben istediğim saate uyurum, yemek yememiz keza, bir mecburiyet bir baskı yok aramızda bu konuda. Siz belki başlangıçta arkadaşları ile çıkmasına çok karışmış olabilirsiniz o evli olmaya adapte olamamış olabilir baskı hissetmiştir, ki evliliği bir ödün olarak görüyor yani kendinden ödün vermek ile özdeştirmiş evliliği oysa belki de onun rahatsız olduğu şey bu "klasik evlilik" imajı yani siz değilsiniz. Eğer karşılıklı güven yoksa zaten hiçbir şekilde yürümez ama birbirinize güveniyorsanız siz de biraz gevşetin bu kuralları. Ama öncelikle de kendinize güvenin, siz değerlisiniz.
 
Hiç bir zaman bir taraf %100 haklı diğer taraf %100 haksız değildir. Karşılıklı hatalar yapılmış olabilir. Bunları anlamak ve iyi analiz etmek ve düzeltmek önemli. Boşan, ya da niye ayrılmıyorsun diyenler de çıkabilir ama benim anladığım kadarıyla siz yapıcı olmak ve düzeltmek istiyorsunuz bazı şeyleri. Yarın veya pazar günü dönmek istiyorsanız (zaten kendi de sormuş) Ben döneceğim gelip beni alabilir misin? deyin normal bir şekilde. Bir süre de tartışma konusunu açmayın. Ilımlı olun, derim.
Ben sizi önceki üyeliğinizden ve konunuzdan hatırladım. En önemli şey sizin kendinizi değerli hissetmeniz için öncelikle sizin kendinize değer vermeniz gerekir. Karşınızdakinin davranışları sizin değerinizin bir ölçüsü değildir. Sizin eşinizin arkadaşları ile siz bir değilsiniz siz eşisiniz yani hayat arkadaşı onlar ise yalnızca arkadaşlarıdır. Ne siz onların yerini tutabilirsiniz ne de onlar sizin yerinizi. Eşiniz sanırım biraz özgür ruhlu bir insan, siz 27 yaşınızda evlendiğinize göre o da evlendiğinde sanırım 33 yaşındaydı. Aslında bir erkek için geç bir yaş değil ama geç evlenenlerde bazen (genelleme yapmayım ama) uzun süre yalnız yaşamak insanı bencilleştiriyor. Ben de geç evlendim. Bu bencilliği kendimde de görüyorum. Yani "evlilik bana göre değil" duygusunu yaşıyorum. Ki bu söylem genellikle erkeklerin ağzında dolanır ama bende de durum böyle. Biz eşimle evlenirken eşim de "evlilik bana göre değil" diyordu ama birbirimizi çok seviyorduk ve evlenmemiz gerekti (beraber yaşamak için) ve biz onunla bir karar aldık dedik ki "biz evli değiliz, takılıyoruz". Bu takılmak başkaları ile takılmak anlamında değil ama klasik karı koca rollerini reddetme anlamında. Kimi insan bunu eleştirebilir ama biz birbirimizi sıkmama kararı aldık. O bekarlık günlerindeki gibi çorabını çıkartıp istediği gibi salonun ortasına fırlatabilir ben de canım istemezse toplamam. O arkadaşları ile çıkabilir ben de çıkabilirim. O istediği saatte uyur ben istediğim saate uyurum, yemek yememiz keza, bir mecburiyet bir baskı yok aramızda bu konuda. Siz belki başlangıçta arkadaşları ile çıkmasına çok karışmış olabilirsiniz o evli olmaya adapte olamamış olabilir baskı hissetmiştir, ki evliliği bir ödün olarak görüyor yani kendinden ödün vermek ile özdeştirmiş evliliği oysa belki de onun rahatsız olduğu şey bu "klasik evlilik" imajı yani siz değilsiniz. Eğer karşılıklı güven yoksa zaten hiçbir şekilde yürümez ama birbirinize güveniyorsanız siz de biraz gevşetin bu kuralları. Ama öncelikle de kendinize güvenin, siz değerlisiniz.
Öncelikle çok teşekkür ederim böyle kapsamlı ve uzun bir yorumu yazıp destek olduğunuz için.. Benim niyetim elbette boşanmak değil fakat çok yorgunum gerçekten bu şekilde ihmal edilecek insan değilim iyi niyetle yaklaştım hep veya kestirilip atılacak bir konudeğil aramızdaki ama eşim fazlasıyla doyumsuz herşeyi ben yapmalıymışım gibi düşünmesinden bıktım dediğiniz gibiydim evliliğin başında ve yine söylediğiniz gibi evlilik eşime göre değil diye düşündü hep.. Gerçekten mesleki bir gereklilik olmasa gitmeyip hem kendime hem eşime biraz daha serinleme süresi vermek isterdim ben çözğm için uğraşan beni kaybetmekten korkan birini görmüyorum... Kendimi hep severim ama evliliğimde böyle sıkıntılar olması duygularımı çok etkiliyor iki gündür dediği şeyleri düşünüyorum kendimi ihmal ediyorum bakımımı vs ben bu durumdan hayatımın her anlamında etkilenirsen onun nasıl vurdum duymaz olduğuna hayret ediyorum.. ve böyle düşünüp yine üzülüyorum.. mesela yarın veya pazar günü gittiğimde ilk nasıl konuşuruz bilmiyorum çünkü hep ben başlatırdım kırgınlıklar sonrası iletişimi eğer ben yapmazsam eşim günlerce küs kalabilirdi sadece onun bana küs ve iletişimsiz halini görmemek için bile gitmek istemiyorum içten içe :(
 
O meşhur soruyu birde ben sorayım.Esinizin burcu ne?Kova mi?
Ben kovayim da 😉 esinizde biraz kendimi gördüm..Tek taraflı bakmamak lazım tabi.Ne olduda eşiniz size soğudum kelimesini kullandı.Acaba biraz fazla mi beklenti içinde oldunuz,fazla mi yordunuz.Yani bakın size basit gelen bir olay eşinize büyük gelebilir.Acikca sorunların kaynağını ve kavga nedenlerini yazmamışsiniz da o yüzden soruyorum.Esiniz neden hep sitem ediyor size? Ne zaman döneceksin sorusundan sonra sen şöyle yapmıştın bana diye bir cümle kurmasını tam oturtamadim kafamda.Muhakkak arada detaylar vardır.Arkadaslarimin yaninda rezil ettin beni demiş mesela.Neden?Detay verirseniz daha net anlaşılır.
 
Ben kovayim da 😉 esinizde biraz kendimi gördüm..Tek taraflı bakmamak lazım tabi.Ne olduda eşiniz size soğudum kelimesini kullandı.Acaba biraz fazla mi beklenti içinde oldunuz,fazla mi yordunuz.Yani bakın size basit gelen bir olay eşinize büyük gelebilir.Acikca sorunların kaynağını ve kavga nedenlerini yazmamışsiniz da o yüzden soruyorum.Esiniz neden hep sitem ediyor size? Ne zaman döneceksin sorusundan sonra sen şöyle yapmıştın bana diye bir cümle kurmasını tam oturtamadim kafamda.Muhakkak arada detaylar vardır.Arkadaslarimin yaninda rezil ettin beni demiş mesela.Neden?Detay verirseniz daha net anlaşılır.
Burcu Koç
Eşim evlendiğimiz ilk zamanlardan beri hep arkadaşlarıyla görüşmeye arkadaşlarıyla planlar yapmaya bekar gibi haftada bir iki gün onlarla içkili ortamda saatlerce oturmaya gecenin bir yarısı gelmeye bayılır ben de ilk zamanlardan beri bu işe çok içerliyorum kızıp kavga edip gitmesini engellediğim günler de oldu eşim ondan beri bu olayları unutmadı üzerinden zaman geçti kendiliğinden sağa sola gitmeyi azalttı vs şimdi yine bir arkadaşı var bu arkadaş eşinden ayrılmış ve eşimle aşırı sık görüşüyor bu görüşmek her gün yüz yüze olmuyor ama sürekli mesajlaşıyorlar telefonla konuşmadan geçirdikleri gün yok ben bundan rahatsız oluyorum ve eşimle bu arkadaşının samimiyeti daha yeni 1yıldır falan eşimin diğer arkadaşlarını tanır ve çok severim bu arkadaşına içim hiç ısınmadı neyse bunu da hem belli ettim hem söyledim eşime ama eşim görüşmeyi daha çok arttırdı her arkamı döndüğümde(misal ben şuan ailemin yanındayım hafta boyu onunlaydı eminim) bu arkaşıyla buluyorum eşimi.. hafta başında biz tartıştık yine bu arkadaşıyla beraber şehir dışına gittiği için ve giderken bu arkadaşının onunla birlikte olduğunu da söylemediği için tabi biz telefonda konuşurken arkadaşlarının yanındaymış ve onlara rezil olmuş bana bunu yaptın rezil ettin dediği şeyler de bu.. Evlilikten beklentim ilgi sevgi güven sefkat gibi şeyler eşimi seviyorum ama onun için daima ikinci planda geldiğimi hissediyorum madem ben biriyle arana mesafe koymanı istiyorum ve sen koyamıyorsun arkadaşlığı çok seviyorsun onunla bari benim gönlümü yap de ki X ben şehir dışına çıkıyorum şunu da çağırdım ayıp olmasın şimdi arabada açıklayamam haberin olsun vs de.. eşimde bu özen yok ben de sıkıldım rest çekmelerinden.. O günden sonra bir defa açık açık ne yapmaya çalışıyorsun diye sordum yine agresif agresif davrandı ben de içimdekileri söyledim çaba harcamaktan yorulduğumu vs sonra yine hiç konuşmadan geçirdik günleri bu defa da eşimin iletişime geçtiği tek nokta ne zaman gelmeyi düşünüyorsun oldu ben de aramız bu şekildeyken biraz sakin kafayla düşünmemiz için beklediğimi çok kırgın olduğumu söyleyince o da sen bana bunu yaptın vs vs diye yazdı ben de çözümsüz bir tartışmaya daha fazla girmek istemediğimden kendimi açıklayıp beni seviyor musun yazdım adam sevgiyi hatırlatacak birşey bırakmadın demiş ben de buna cevap veremedim o da ne oldu neden bişey yazmadın veya ertesi gün başka bir şekilde arayıp sorma konuyu havada bırakmama derdine düşmedi her zamanki gibi..
 
Burcu Koç
Eşim evlendiğimiz ilk zamanlardan beri hep arkadaşlarıyla görüşmeye arkadaşlarıyla planlar yapmaya bekar gibi haftada bir iki gün onlarla içkili ortamda saatlerce oturmaya gecenin bir yarısı gelmeye bayılır ben de ilk zamanlardan beri bu işe çok içerliyorum kızıp kavga edip gitmesini engellediğim günler de oldu eşim ondan beri bu olayları unutmadı üzerinden zaman geçti kendiliğinden sağa sola gitmeyi azalttı vs şimdi yine bir arkadaşı var bu arkadaş eşinden ayrılmış ve eşimle aşırı sık görüşüyor bu görüşmek her gün yüz yüze olmuyor ama sürekli mesajlaşıyorlar telefonla konuşmadan geçirdikleri gün yok ben bundan rahatsız oluyorum ve eşimle bu arkadaşının samimiyeti daha yeni 1yıldır falan eşimin diğer arkadaşlarını tanır ve çok severim bu arkadaşına içim hiç ısınmadı neyse bunu da hem belli ettim hem söyledim eşime ama eşim görüşmeyi daha çok arttırdı her arkamı döndüğümde(misal ben şuan ailemin yanındayım hafta boyu onunlaydı eminim) bu arkaşıyla buluyorum eşimi.. hafta başında biz tartıştık yine bu arkadaşıyla beraber şehir dışına gittiği için ve giderken bu arkadaşının onunla birlikte olduğunu da söylemediği için tabi biz telefonda konuşurken arkadaşlarının yanındaymış ve onlara rezil olmuş bana bunu yaptın rezil ettin dediği şeyler de bu.. Evlilikten beklentim ilgi sevgi güven sefkat gibi şeyler eşimi seviyorum ama onun için daima ikinci planda geldiğimi hissediyorum madem ben biriyle arana mesafe koymanı istiyorum ve sen koyamıyorsun arkadaşlığı çok seviyorsun onunla bari benim gönlümü yap de ki X ben şehir dışına çıkıyorum şunu da çağırdım ayıp olmasın şimdi arabada açıklayamam haberin olsun vs de.. eşimde bu özen yok ben de sıkıldım rest çekmelerinden.. O günden sonra bir defa açık açık ne yapmaya çalışıyorsun diye sordum yine agresif agresif davrandı ben de içimdekileri söyledim çaba harcamaktan yorulduğumu vs sonra yine hiç konuşmadan geçirdik günleri bu defa da eşimin iletişime geçtiği tek nokta ne zaman gelmeyi düşünüyorsun oldu ben de aramız bu şekildeyken biraz sakin kafayla düşünmemiz için beklediğimi çok kırgın olduğumu söyleyince o da sen bana bunu yaptın vs vs diye yazdı ben de çözümsüz bir tartışmaya daha fazla girmek istemediğimden kendimi açıklayıp beni seviyor musun yazdım adam sevgiyi hatırlatacak birşey bırakmadın demiş ben de buna cevap veremedim o da ne oldu neden bişey yazmadın veya ertesi gün başka bir şekilde arayıp sorma konuyu havada bırakmama derdine düşmedi her zamanki gibi..
insanın korkuları korktuğunu başına getirebiliyor:)senin samimi olduğun devamlı görüşüp mesaj yazdığın arkadaşına eşin müdahale etse neler hissedersin:)
 
insanın korkuları korktuğunu başına getirebiliyor:)senin samimi olduğun devamlı görüşüp mesaj yazdığın arkadaşına eşin müdahale etse neler hissedersin:)
Etti.. Görüşmemi istemediği bir samimi arkadaşım oldu ve ben dengeyi kurmaya çalıştım ona karşı böyle konuşmadım
 
Etti.. Görüşmemi istemediği bir samimi arkadaşım oldu ve ben dengeyi kurmaya çalıştım ona karşı böyle konuşmadım
[/Q
kimsenin empati yapmak işine gelmiyor ,eşinde kendi başına geleni unutmuş yada işine gelmemiş :)
 
erkek erkeğe konuşsunlar bence takılma sen onun gibi kimse herşeyine karışılsın istemez
 
evlilği sahip olmak olarak algılandığı için sıkıntı yaşıyor iki tarafta
 
erkek erkeğe konuşsunlar bence takılma sen onun gibi kimse herşeyine karışılsın istemez
Ya ben yine saygı duyayım da eşimin kestirip attığı yerden tutup devam etmekten yoruldum hem de bana ayırması gereken vakitten çalıyor arkadaşlarıyla görüşebilmek için:(
 
Ya ben yine saygı duyayım da eşimin kestirip attığı yerden tutup devam etmekten yoruldum hem de bana ayırması gereken vakitten çalıyor arkadaşlarıyla görüşebilmek için:KK43:
sana ayırdığı vakitlerde ne yapıyorsunuz
 
sana ayırdığı vakitlerde ne yapıyorsunuz
Klasik film izlemek muhabbet etmek dışarı çıkmak gibi.. Kısa bir örnek vereyim Sohbet etmek kafasına takılan bişeyi konuşmak istiyorum mesela o zaman arkadaşıyla yeterince konuşmuş oluyor (günde 1saat telefonda konuşuyorlar mesajlaşmalar cabası) yani arkadaşıyla paylaşımı aramızdaki ilişkiyi kısıtlıyor:(
 
Klasik film izlemek muhabbet etmek dışarı çıkmak gibi.. Kısa bir örnek vereyim Sohbet etmek kafasına takılan bişeyi konuşmak istiyorum mesela o zaman arkadaşıyla yeterince konuşmuş oluyor (günde 1saat telefonda konuşuyorlar mesajlaşmalar cabası) yani arkadaşıyla paylaşımı aramızdaki ilişkiyi kısıtlıyor:(
Ve ben diyorum ki benle iletişimi daha kuvvetli olsaydı arkadaşıyla olanı kendiliğinden biraz kısardı
 
bu adam böyle değişmez. Hiçbir zaman alttan almayacak , arkadaş çevresi hep hayatınızda olacak malesef. Sizin için 2 yol var . Ya kabulleneceksiniz bu durumu ( nasıl olacaksa ) ya da kesip atacaksınız.
 
Bence eşinize ve kendinize biraz mesafe tanıyın. Sürekli kavga ediyorsa cevap vermeyin. Süslenin püslenin dışarı çıkın. Onu da çağırım gelmek istemezse ısrar etmeyin ve tek başınıza çıkın. Hiçbir sorununuz yokmuş gibi de güleryüz sıcakkanlılık gösterin. Arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi seviyorsa plan yapın arkadaşlarını eve çağırın. Kısıtlamayın anladığım kadarıyla sizi bu duruma kısıtlamalarınız getirmiş. Sizi hiç sevmese boşanırdı. Yani hâlâ umut var demektir. Cilveleşin tv izliyorsa siz de gidip sarılın beraber izleyin. Asla yapmayacağınız şeyler kısıtlamak,kavga etmek,hesap sormak.
 
Adama engeller ve yasaklar koyduysanız, adamda sevgiyi hatırlatacak bir şey bırakmamışınız demektir. Çünkü yasaklamak farklı bir şey, Karşındakinin varlığına ve bireyselliğine saygı duyarken kendi özgür düşünceni söylemek ve karşındakinde farkındalık yaratmak başka bir şey.
Ah biz kadınlar var ya istesek erkekleri parmağımızın ucunda oynatırız ama hata yapıyoruz. Bakın benim de eşimin arkadaşları var hergün görüştüğü. Ben bu arkadaşların hepsine de bayılmıyorum. Ama bir kere bile eşime “görüşme” demek aklımın ucundan dahi geçmez. Bir arkadaşı örneğin bana göre cahil ve görgüsüz biri ama çok ukela ve manipulatif ve eşimi yalan yanlış yönlendirebilen bir insan. Ben eşime X arkadaşın şöyle böyle demek yerine ona “X iyi niyetli biri olabilir ama sendeki zeka, bilgi birikimi ve görgü onda yok. Sen aslında onun lafı ile hareket etmeyecek kadar daha zeki ve sağduyulu birisin” dedim. Burada ne yapmış oldum? Arkadaşı doğrudan kötülemek ya da hakaret etmek yerine eşime iltifat ettim; böylelikle eşimi yücelterek arkadaşı kötüledim, ilişkisini gözden geçirttim (amaç buydu). Bu arkadaşı ile hala görüşür ama eskisi gibi de onun laflarına göre hareket etmez, ya da benim fikrimi almadan arkadaşının bir dediğini yapmaz. İki arkadaşı var mesela onlarla görüşmüyor artık, küs değil ama görüşmez (çünkü benim özgür düşünceme özgür iradesi ile hak verdi). Görüştüğü başka arkadaşları da var ama beni rahatsız etmiyor. Sonra bir de erkeklerin "karı dırdırı" dedikleri bir olay var. Bu da onlarda sevgiyi bitiriyor. Bıkkınlık veriyor vs. Kadının söylediklerinin dırdır kapsamına girip girmemesi, bir şey söylerken şikayetçi bir ses tonu ile "şunu yapmadın mı daha?" demek yerine yumuşak, biraz da cilveli bir tonla "aşkım şunu bir ara yapabilir misin uygun olduğunda?" arasındaki ince çizgidir; 20 defa söylemiş olsanız da (o kaç kere söylediğinizi bilir zaten).

Ukalalık etmek istemem doğru olan da benimki demiyorum, ben genelde de yumuşak yüzlü biriyim ama aksi de bana çok itici geliyor.

Mesela ben şu an yazlıktayım. Bugün dağ yürüyüşü vardı ona katıldım (eşim dağ yürüyüşlerini sevmez ben severim ve tek giderim). Eşimle telefonda konuştuk Gülsen diye eski bir arkadaşı ile buluşacakmış. “Sana Gülsen den bahsettim mi bilmiyorum” dedi. 5 yıldır tanışıyoruz eşimle, Gülseni bilmiyorum. Evet Gülsen kadın ismi. Kim bu Gülsen nereden tanıyorsun eski sevgilin mi? Niye buluşuyorsun? Diye kıyamet de kopartabilirdim. Trip atabilirdim ya da huzursuz olurdum. ama güveniyorum eşime bu “benim Kemal yapmaz” tarzında saf bir şey de değil Konya ovası kadar geniş olduğumdan da değil. Sadece eşimin dürüst ve ahlaklı bir insan olduğunu düşünüyorum. Ayrıca her koyun da kendi bacağından asılır. Eşim Dürüst ve ahlaklı ise benim yüzümden mi dürüst ve ahlaklı? Hayır o zaten öyle bir insan olmayı seçmiş kendi özgür iradesiyle. Ben de onun için onunla beraberim, özgür irademle. Eşim ahlaksız biri olup benim yokluğumdan istifade edip beni aldatacak kadar çirkinleşecekse, kendi bacağından asılır. O öyle biri olmayı seçmiş demek olur. Yani bana sadık kalıp kalmamak da onun kendi seçimi, özgür iradesidir. Yaptıkları için kendi vicdanına ve Allaha hesep verir, diğer yandan biz de boşanırız. Onunla evli kalıp kalmamak da benim özgür iradem olur. Her kadın önce kendine güvenecek ancak o zaman ilişkilerde de güven olur. Biz eşimle birlikte de zaman geçiriyoruz ayrı da zaman geçiriyoruz. Birbirimizden bir şey çaldığımız yok, sakladığımız da yok birbirimizi ikinci plana attığımız da yok.

Anladığım kadarıyla siz eşinizle beraber zaman geçirmiyor değilsiniz film izliyorsunuz, muhabbet ediyorsunuz, dışarı çıkıyorsunuz, tatil yapıyorsunuz:
Klasik film izlemek muhabbet etmek dışarı çıkmak gibi.. Kısa bir örnek vereyim Sohbet etmek kafasına takılan bişeyi konuşmak istiyorum mesela o zaman arkadaşıyla yeterince konuşmuş oluyor (günde 1saat telefonda konuşuyorlar mesajlaşmalar cabası) yani arkadaşıyla paylaşımı aramızdaki ilişkiyi kısıtlıyor:KK43:

Peki siz hiç arkadaşlarınız ile görüşmüyor musunuz? O zaman ondan ilginizi mi esirgemiş oluyorsunuz? Değersiz mi oluyor eşiniz sizin için? Arkadaşlarınız daha mı değerli, eşinizi ikinci plana mı atılmış oluyor?
 
Back
X