Gelişmelerden haberdar edeyim sizi. Pek bir gelişme var sayılmaz ama.
Akşam eve gittim, her zamanki gibi bir akşam. Eşim benden 1 saat sonra geliyor. Annesine telefon alacaktı, biraz da gecikti o yüzden. Kapıyı açtı, biz koştuk kapıya oğlumla. Her zamanki gibi. "Hoşgeldin" dedim. "Hoşbulduk" dedi ama öpmek için yaklaşamadım. "Kadınlar günü için size birer karanfilim vardı ama yağmurun azizliğine uğradı" dedi. Sevinçten elim ayağım boşaldı. Sıkıca sarıldım ama tepki vermedi, sarılmadı. akşam boyunca annelerin yanında normal davrandık. Mutfakta bir iki kez sarılmaya çalıştım, gene bana izin verdi ama o sarılmadı. "Bana zaman ver" dedi. Oğlumun uyku saati geldi. Emerek uyur oğlum. Üçümüz gideriz her akşam odaya. Biz emmeye başlarız baba da ikimizi de öper "iyi geceler" der, ışığı kapatır. Beni öpmedi, ama saçımı okşadı. Ama bu arada beraber izlediğimiz bir dizi var, ona bakmış, "çıkmamış yeni bölüm" dedi. Neyse yattık, dün omzuna yattım ya ben yatağa girmeden yan dönmüş, yani sırtını dönmüş, yatamayayım diye. Ben gene de sarıldım. "Birşey söylemek istiyorum, 'konuşalım' demeyeceğim, sen hazır olunca konuşuruz ama bilmeni istediğim birşey var. Ben dersimi aldım. Yarın sabah yüzüğünü takarsan çok mutlu olurum." dedim. "Sana ders vermek amacında değilim." dedi. Ben de "Biliyorum amacının ders vermek olmadığını, biliyorum." dedim. Uyuduk.
Sabah oldu. Oğlum uyandı, gittim odasından aldım. Bizim yatakta emziriyordum. Uyandı, ben uyandırdım. Bebek yastığı yere düşmüştü, alıversin diye. Neyse uyandı, giyindi. Ama hiç ben yokmuşum gibi. Dün akşamdan daha sert. İçeri odalarda birşeyler yapıyordu. Ben yatarak emzirme pozisyonund aolduğum için sabitim. Seslendim, duymadı. Kazak almaya girdi odaya, adıyla seslendim. Uzanabildiğim kadar elimi uzattım. Hiçbirşey demeden. Uzatmadı elini. Gene "Zaman ver." dedi. Ben ağlamaya başladım. "Kızdığını biliyorum ama zamana ihtiyacım var." dedi. "Keşke kızsaydım, kızmıyorum." dedim. Daha bir arttı ağlamam. Kolumu okşadı "Güzel olacak." dedi. Elini yakaladım, omuzuma bastrıdım. Yan yatar pozisyonda öyle denk geldi. Elimi öptü. "Bitsin artık." dedim. Birşey demedi, çıktı gitti. Yüzüğü hala şifonyerin üzerinde...
Ne olacak bizim sonumuz bilmiyorum.