Beynim durdu, bir akıl da bana verin...



E söylüyorum zaten. Bunları kaç kez konuştuk. Hep haklı olduğumu ama bunun da onu çok incittiğini söylüyor. Aman bilmiyorum ki yaaa. Biraz sakinim ama uyuşmuş gibiyim. Konuş konuş konuş, hep konuştuk zaten. Hani sakin anlarımızda da konuşuyoruz. İşte sorun ikimizin de bir nedenle sakin kalamadığında çıkıyor. Birimizden biri sakinse zaten diğerini sakinleştirebiliyor da. Her konu açıldığında kavga da etmiyoruz. Bakalım ne olacak? Cuma günkü konuşma çok daha derin olacak. Ama iletişim becerimize güveniyorum.
 

Ben yine düsüncelerimi yazacagim sana...Düsüncem sudur ki; Sen sen oldugundan beri, esini sevdigin kadar kimseyi sevmemissin, ayni sekilde esiyin sana sevgi gösterdigi ve el üzerinde tuttugu kadar kimse tutmamis...Ve sen esine baglandigin kadar kimseye baglanmamissin..Iste senin hayatindaki bu yegane kisinin bir konuda sana yapmis oldugu bir hatayi o konunun türevlerinden cikan tartismalarda gündeme getiriyorsun...Aslinda ne dersen de suan esiyin sana en ufak bir kaba tabiri ile yamugu olmadigini biliyorsun...Peki neden böyle yapiyorsun... Bence sebebi kabullenememe...O hatayi kendi özünde hala kabullenemedin, yediremedin bunun icin bir uzman yardimi alabilirsin...Ama en bastan beri söyledigimi yine söylüyoum hatasindan ölesiye pisman olmus ve asla tekrarlamayacak olan en önemliside seni seven! bir adama eziyet etme...
 

Eziyet ettiğimi düşünmüyorum. Kabullenemediğim doğru. Kabullenme sürecinde ondan sabır ve yardım istiyorum. O ise sabır ve iyi niyet içinde bile olsa bu konunun gündeme gelmesinin onun üzdüğünden şikayetçi. Evet haklı ama benden de yapılan bu hatayı hiç olmamış gibi 2 günde unutmamı beklemesi haksızlık. Aslında o da bunu bekleyemeyeceğini biliyor. Ama işte bu süreç de onu yıpratıyor. Daha önce yazdım ya bu durum aslında bizim birbirimizden haklı beklentilerimizin çatışması durumu. Eğer sadece benim beklentilerime kulak verirsek o yıpranacak, sadece onun istediği gibi konuyu kapatır gidersek ben içimde kapanmamış bir yara ile dolaşacağım. İkimize de haksızlık etmeden bunu aşmanın bir yolu olmalı. İkimizi de mutlu edecek bir çözüm olmalı.
 
okudum ve bir an kendimi gördüm ne acı...
evlendiğim ilk yıl bende altınları ev borcuna verince yıkılmış ama bunun daha başlangıç olduğunun farkına varamamıştım

ve devamı geldi sürekli kredi kartı borcu sürekli banka borcu artık yorulmuştum ama bu evliliği yıkamazdım çevrem hep beni suçlardı borcu için bıraktı kıza bak derlerdi

ama eşim hep sakladı hep sakladı kayınvalidemde bana destek oldu ama eşim saklaDI

neden saklıyorsun söyle açıkla işte ben senin eşinim bu yolu birlikte yürümeliyiz dedikçe o sakladı açıklaması beni üzmek istemiyormuş.....

şimdimi bir oğlum var 5 yıldır evliyiz ve ben eşime güvenmiyorum hala bir yerden borç çıkacak gibi geliyor ama kendine diyince ben suçlu oluyorum yeter artık sıkma diyor....

yapıcak ne var

bilmiyorum??????????????
 

harika bir öneri,biraz güleryüz samimiyet görünce yine aynı konular açılırsa adam pes der yani birde sinir krizleri falan iyice eşini bezdrmiş arkadaş hangi erkek dayanır buna eninde sonuda patlar tabi
 

Ya açıkşası bizde öyle sürekli borçlanma, yeni borç yapma durumu filan yok. Gelenimiz gidenimiz belli, bir düzenimiz var. Bizde önceden kalan bir sıkıntı vardı. Sürekli savuran hesabını bilmeyen hep borçlanan bir adam olsaydı daha farklı olurdu zaten. Ama yaşadığımız duyguların benzer olduğuna eminim.
 
cnm okuyunca çok şaşırdım ağustos anneleri bölümünde o kadar mutluymuş gibi görünüyordunki gözüme ya da ben o imajı aldım senden ve bunu okuyunca gerçekten yalnız olmadığımı hissettim. yanlış anlama beni hani ara bozmakta istemiyorum, sorun etme demem gerekir karı kocanın hiç bir zaman arasının bozulmaması için hep yapıcı olmak lazım fakat eşin hem suçlu hem güçlüymüş gibi geldi bana. genelde bizde kavgalarda hatalı olan bende olsam özür dileyen barışmak için çabalar sarfeden hep o olmuştur surat asanda ben. fakat sen gerçektende ağır şeyler söylediysen bilemem. inş ben bu msjı yazana kadar barışmışınızdır.
 

:))) Aslında Sedefcim yanlış imaj almışsın diyememe, mutluyum, evet. Mutluyuz, mutlu bir evliliğim var. Sorun da bu zaten biraz, böyle mutlu bir evliliğe neden öyle veya böyle; büyük veya küçük yalan giriyor? Evet çok ağır konuştum, bu sefer alttan alan o olmadı işte. Şimdi iyiyiz, iyiyiz derken sakiniz. Kavga halimiz yok. Sakinleşince konuşmak üzere bir süre kapattık konuyu. bu konuşma cuma günü olacaktı ama işle ilgili nedenlerle ertelemek zorunda kaldık. Salı günü konuşacağız. Bakalım, aşacağımızı umuyorum.
 
slm bu kulüb bana çok yardımcı olacak diye düşünüyorum çünkü sorunlarımı paylaşacak kimse yok aileme anlatamam arkadaşlarım da beni anlamaz die düşünüyorum. benim de kafamda eşimle ilgili tuhaf düşünceler var. birde sizden fikir almak istedim çalışıyorum iyi de maaş alıyorum ama alamıyorum maaş kartım eşimde bana vermeyi teklif bile etmiyor. ama ben kartımı ondan almayı düşünüyorum bunu ona nasıl söyleyebileceğimi bilmiyorum. ekonomik özgürlük için çalışıyoruz ama bazen düşünüyorum benim özgürlüğüm nerde? istediğimi alamadıktan sonra isteklerim karşılanmakdıktan sonra nerde kaldı özgürlük? bayanların maaş kartlarının kendisisn taşımasını evlilikte samimiyet eksikliğine bağlıyor. Annesi hep öle yapmış maaşını bile bilmezmiş biricik annesi beni hep onunla kıyaslıyoo.sizce ne yapayım kartlarımı istemeli miyim acaba?
 

cnm sen şaka mı yapıyorsun..tabiki kartını iste..ben eşlerin maaşlarını ayrı kullanması taraftarı değilim maaş zamanı gelir iki tarafda maaşını koyar ortaya hesap kitap öyle yapılır...ama ben çalışıcam eşim maaşımı çekecek ben yine harçlık alıcam bu çalışan bir kadın için hiç de adil bir durum değil..valla ben olsam bir an önce bu konuya bir çözüm arardım...zor bir durum olsa gerek..keşke baştan buna izin vermeseydin cnm ya(
 

konu sahibine ayıp etmek istemem ama onun konusu zaten çözüme bağlanmış gibi,sürekli aynı şeylerin konuşulmasına gerek yok.yorumumu bu mesaja yapmak istedim.
şu an izindeyim,maaş almıyorum ve kartım eşimde.ne zaman verdiğimi hatırlamıyorum ama maaş almaya başlayınca kartımı tekrar alırım,ve bunu da nasıl söyleyeceğimi falan düşünmem.benimse benimdir,bende kalır.zaten evi ortk geçindiriyoruz,kimse birbirnden para kaçırmıyor,gelen belli giden belli.gerekirse yine veririm(ki bu gereklilik muhtemelen nakde ihtiyacımızın olduğu ve benim bankaya gidemediğim bir durumda gerçekleşir)
niye acaba nasıl istesem diye kendinizi kasıyorsunuz?daha önce eşimde kaldığını fark edince 'o kart niye sende alabilir miyim lütfen' ya da doğrudan cüzdanından alarak'kartımı bulamadım sendeymiş,aldım,haberin olsun' şeklinde almışlığım var,yine alırım hiç de dert etmem,gerekirse eşimin kartını bile alırım.böyle şeyler eşler arasında problem olmamalı.
 

Eşinizle ilgili düşünceleriniz tuhaf değil bence. Elbette ki insan çalışıyor ve para kazanıyorsa canı birşey istediğinde çıkarıp kartını almak ister. Sonuçta bu bütçelerinizin ayrı olmasını gerektirmez. Bizim de paramız birdir ama herkes kendi kartını kullanır harçlık için, ödemelerimiz ve ev için de birbirimize yollarız para. Ha bu kesin kural da değildir. Para laızm ve benim hesabımda para varsa gider eşim benim kartımı alır çeker gelir. Bana lazım olana kadar kartım kalır ya da unutmazsa çıkarır verir, bana lazım olunca da o verir bana kartını. Ama bir tarafın sürekli herşeyi tek elden idare edip diğer tarafı parasız bırakması ilginç. Samimiyetle ilgisi yok ki, bana da para lazım, ona da. Her seferinde harçlık mı isteyeceğim? Herkes bütçemizden harçlık olarak ayırdığımız parayı kendi dilediğince çekip harcıyor işte. Birimizinki önce biterse de kalanı yine bölüşüyoruz. doğrusu bizim bazı sorunlarımız oldu ama böyle şeyler hiç yaşamadık. O yüzden böyle birşey nasıl söylenir bilemiyorum. Ama en iyisi açık açık anlatmak. Ona amacınızın maaşları ve bütçeyi ayırmak olmadığını, ev ihtiyaçları ve ödemeler dışında harçlığa ihtiyacınız olduğunu ve bunu yanınızda taşımak yerine bankada tutup gerektiğinde çekmek istediğinizi anlatın.
Ama işte herkes annesinden gördüğünü yaşıyor. Annesi de öyleymiş demek. Ama siz farklı talebiniz olduğunu anlatın. Sakin sakin, kavga etmeden.


Evet aslında baştan kuruluyor düzen.



Canım ayıp etmedin. Ne demek. E tabi sürekli aynı konunun gündeme gelmesi hoş değil ama çok da dert değil. Burada veya başka yerde arkadaş da çözüm arıyor işte. Sanırım KK'da yeni.
Biz de konuyu yönetilebilir hale getirmekle birlikte çözdük sayılmaz. "Çözülmeyen şey ne?" diyeceksin, bir daha ufak bir olayda gene güven sorunu yaşayıp yaşamayacağımı da yaşarsam eşimin gene hem suçlu hem güçlü gibi davranıp davranmayacağını da bilmiyorum. Farklı olması için bir neden yok. Hiçbirşeyi konuşmuş değiliz. Yarın için izin aldı eşim. Yarın biraz yol alırız diye düşünüyorum. Konunun sürekli gündemde olmasını tercih etmesem de gelişmeleri de yazacağım. Hem onca saat bana dert ortağı olan arkadaşlarım için hem de belki sonradan benzer sorunlar yaşayan biri okursa nasıl yol aldığımızı nelerin iyi geldiğini anlatabilmek için.
Teşekkürler inceliğin için.
 
tabiki yaz canım ben de takip ediyorum konunu.sürekli aynı şeylerin yazılmasından kastım diğer öneride bulunan arkadaşlardan farklı olarak söyleyeceğim birşey yok,o sebeble kullandım o ifadeyi.senin anlattıklarına değil kesinlikle.
inşallah çözüm bulmuşsunuzdur konuya da
 
Gelişmeleri yazma zamanı galiba. Çünkü dün gerçekten "gelişmeler" oldu.
Daha önce salı eşimle çıkacağımızı yazmıştım. Maalesef gene izni iptal oldu, salı çıkamadık. Ama dün çıktık. Dün bütün gün bizimdi.
Sabah çok gergin başladı. Bir haftadır aramız kötü olmamasına ve eşimin dün için yarı gezme yarı konuşma için birşeyler palnlamasına rağmen, konuşulacka konuların gerginliği, daha sabah uyanırken başladı. Biraz hırlaştık. Gittik bir yere oturduk, kahvaltı ediyoruz, aynen gerginlik devam ediyor. Yavaş yavaş konuya gireceğim ama karşımda bir duvar. Güya kibar konuşuyor, güya güzel şeyler söylüyor ama öyle uzak ki... Ben başladım gene ağlamaya. Tutamıyorum kendimi, durduramıyorum.
Bir süre ağladım, birden durdum. "Senin bu işi çözmeye niyetin yok, kalk gidelim, ben doktora gideceğim. Madem seninle birlikte mücadele veremiyoruz bari ben kendimi kurtarayım." dedim. Ya da buna benzer şeyler, kelime kelime hatırlamıyorum. Randevusuz psikyatr bulmak kolay değil. Bir iki hastane denedik, sonra taaa 7-8 sene önce birkaç seans terapi aldığım bir yer vardı. Oraya gittik. Aldı beni doktor. Konuştuk, konuştuk. Çıktığımda ben de sakinleşmiştim, eşim de. Gittik bir yere oturduk. Tam 4,5 saat hiç kalkmadan konuştuk.
Neleri farklı algıladığımızı, ben bir konuda soru sorunca onda ne his yarattığını, o hisle verdiği tepkinin bende ne his yarattığını. Birbirimizi şimdi gerçekten anlamaya başladığımızı sanıyorum. Daha alacak yolumuz var ama sanırım artık benim bazı şeyleri görmek istememin nedeninin onu sorgulamak, onu affetmemek ya da ona güvenmemekte inat etmek değil; tam tersine güveni yeniden kurmak için çabalamak olduğunu anlamaya başladı. Onun da bir takım içsle yolculuklar aihtiyacı var. doktorumla o da görüşecek. Ben de bir süre daha terapi alacağım. Doktorumun söylediği ise şu: "Sana bunlar evliliğin tuzu biberi diyebileceğim kadar hafife almayacağım, ama sizin için ciddi bir risk de görmüyorum. Yönetilebilir bir durum. Biraz senin herşeyi ya hep ya hiç gibi karşılamadan kaynaklanıyor olabilir. Bu eşinin sana karşı hatalı davrandığını değiştirmiyor ama nedne ilk aklına gelen gitmek ve gidemeyince de acı çekmek? Mükemmeli aramak aslında mükemmele yaklaşmaya en çok zarar veren şeydir hayatta." vs vs
Böyle işte dün başka şeyler de konuştuk, gelecekten, dünden bugünden. Birbirimizden bağımsız işle ilgili sorunlarımızdan. O kadar iyi geldi ki. 1,5 yıldır evde birileri ile yaşamak bizi çok yormuş. İyi geldi bize. Ne kavga kavga oluyor evde aileylerle yaşarken ne sevişme sevişme. Nankörlük etmekten çok korkarım, yanlış anlaşılmasın, fedakarlığın büyüğünü evini barkını torunu için bırakıp gelen anneanne, babaanne ve dedeler yapıyor. Bizimki devede kulak. Ama bizi de yorduğunu kabul etmek lazım.
Banka ekstrelerinden bazılarını gördüm dün, hem d eonca ay stresten bakmaya cesaret edemediğim kağıtlara güle oynaya baktım. İnternet şubesini de ziyaret edeceğiz en kısa zamanda. :)) Ama güzel olan bunun beni germiyor olması, onu geren şeye de benim için kısa süreliğine katlanmayı eşimin gurur meselesi yapmıyor olması.
Dilerim herkes sorunlarını böyle çözmekte yol alır.
"Herşey bitti, artık hiç sorunumuz yok." demiyorum. Ama "Sorunu çözmede kocaman çok kocaman bir adım attık." diyorum.
Yanımda olan tüm KK kızlarına teşekkürler.:)))
 
Son düzenleme:
bende son gelişmeleri merakla bekliyorum, aklıma gelmişti neden yaşlılarla yaşıyorsunuz diye, hatta bir kere yazdım, sonra sildim mecburiyetten bebege bakım için diye düşünmüştüm. neyse hadi hayırlı olsun bir sorunuda çözmüş oldunuz
 

Teşekkür ederim. Evet aileler bebeğin bakımı için yanımızda. Ağırlıklı benim annem, onun memelekete gitmesi gereken durumlarda ve arada dinlenmesi gerekince de kayınvalidem bizle. Dedeler de emekli, ninenler gelince dedeler de geliyor tabi. :))) Geniş aileyiz anlayacağın.
Öyle birşey ki, haftasonu bir elibse aldım. Askılı filan, abiye gibi. Şifon. Etek boyu alınacak. Yatmak için odaya geçince aklıma geldi. "Giyeyim de iğne takıver, yarın vereyim terziye." dedim eşime. Giydim, yatak odasında ayna yok. Banyoda var boy aynası. Kendime bakmaya gidemedim. Koridorda kayınvalidemle karşılaşırsam, gece vakti dekolte şifon elbise ile dolşatığımı görünce soramazdı da kadıncağız, neler düşünürdü. Eşim tabi, sevişmek ayıp değil. Ama insan bu baskıyı hissediyor ister istemez. Çok küçük bir örnek. Sonuçta beni üzen geren bir olay değil. Ama günlük olaylar böyle böyle öyle çok birikim yapmış ki.
Gene de herşeye rağmen minnettarız. Torunlarını bakıcıya bırakmaya kıyamadılar.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…