Bir anne nasıl olur da erkek evladını kız evladından daha çok sever?

Ataerkil kafa yapısına sahip her insanı bu açıdan zihinsel engelli olarak kabul edin, rahat edin.
Sizin değeriniz, kıymetiniz ailenizin size verdiğinden fazlası.
Gereksiz fedakarlığı bir kenara bırakın.
Kendinizi ön plana koyun.
Bırakın bencil desinler.
Hayatınızda olmak isteyenler bırakın çaba göstersinler.
 
Bu durum çok tanıdık bizim ülkemizde.
Erkek çocuğunu kizindan üstün gören aileler hayatlarının en büyük kazığını yine o erkek çocuğundan yiyor, sizinki de o mesele. Hesap yine şaşmamış yani.
Ailelere kızlarını ikinci plana atmanın cezasını bu şekilde ödetiyor Allah.
Belki bu söylediğim biraz acımasızca gelebilir ama anneniz kardeşinizden hak ettiği muameleyi görüyor. Siz de anneniz için kendinizi bu kadar üzmeyin, anneniz sizi ne kadar önemsiyorsa siz de onu o kadar önemseyin. Duyguları olan bir o mu?
 
boşanıyorsunuz ama şu an üzüldüğünüz durum abiniz ve ailenizle olan ilişkiniz
bu biraz garip değil mi?
neden boşanıyorsunuz bu arada
Evet boşanma fikrine çünkü kendimi çok uzun zaman önce hazırlamışım, bu yüzden bu süreç bana çok doğal geliyor. Kafamda son bir yıldır boşanma aşaması, boşanma sonrası, vs senaryolarını o kadar çok döndürdüm ki, sanki yaşadığım birşeymiş gibi geliyor.
Eşim sorumluluk sahibi bir aile babası, olgun bir adam olamadı. Uyuşturucu bağımlılığından vazgeçemedi, bir işe girip doğru düzgün çalışamadı, evin maddi yükü hep benim omuzlarımdaydı. En sonunda da şiddetli geçimsizlik ve cinsel şiddet üzerine ayrıldık, ben de dava açtım.
 
Yapıyorlar, görülmemiş şey değil.
İten seviliyor işte.
Benim kvde de kızlarını kayırır, eşimi uşak olarak kullanır.
Dolayısıyla torunlara da öyle😂
Gördüğümüz değer çöpten hallice, hastalıktan gebersek 1 kase çorba getirenimiz olmaz ama kızlar hastayken kv denin evinde çoluk çocuk yatılı kalınır, o derece bakılır.
Annem de ablamı kayırır, nelerle boğuşuyorum umrunda olmaz.
Hatta ablamla aynı anda hasta oluruz, ben yakın otursam da ‘ablamınki ciddi, benimki yememekten’ olur.
Yap bir sulu yemek, iyileşirsin der bana.
Yapacak bir şey yok, veballeri boynuna.
Bunları sorgulamak size acı verir, öyle kabul edin ve içinizde bitirin meseleyi.
İnsan arkadaşının tanıdığınin bile ayrımcılık yapmasına alınırken insanın canının kanının bunu yapması ne kadar üzücü .. Allah sabır versin size.. ben tek çocuğum böyle bir ayrımcılığa katlanamazdim sanırım silerdim ailemi...
 
Evet boşanma fikrine çünkü kendimi çok uzun zaman önce hazırlamışım, bu yüzden bu süreç bana çok doğal geliyor. Kafamda son bir yıldır boşanma aşaması, boşanma sonrası, vs senaryolarını o kadar çok döndürdüm ki, sanki yaşadığım birşeymiş gibi geliyor.
Eşim sorumluluk sahibi bir aile babası, olgun bir adam olamadı. Uyuşturucu bağımlılığından vazgeçemedi, bir işe girip doğru düzgün çalışamadı, evin maddi yükü hep benim omuzlarımdaydı. En sonunda da şiddetli geçimsizlik ve cinsel şiddet üzerine ayrıldık, ben de dava açtım.
Aileniz sizi istemedikleri bir evlilik yaptiginiz için disliyor olabilirmi ?
 
İnsan arkadaşının tanıdığınin bile ayrımcılık yapmasına alınırken insanın canının kanının bunu yapması ne kadar üzücü .. Allah sabır versin size.. ben tek çocuğum böyle bir ayrımcılığa katlanamazdim sanırım silerdim ailemi...
Babam bana düşkündür:)
Bizde denge unsuru o oldu.
Gerçi böyle sevgileri sağlıksız buluyorum zaten, inanılmaz aileci anne babayla saatte bir konuşmalar falan bana anormal geliyor.
Naz niyaz da çekemem, ablam çekiyor.
Yani annem istese de benden o ilgi alakayı zaten göremez, üzerime düşse de göremez.
Herkes evlat bile olsa kendi çıkarına oynuyor, hayat işte.
Umrumda değil aksine annemi gayet şımarık ve bencil buluyorum.
Onun aksi olmaya özen gösteriyorum.
 
Hikayeyi okurken direkt şu geldi aklıma nasıl evli kalınabilirki bu durumda? Ki sonlara doğru boşanmadan bahsedilmiş! Neden kardeşine,yengene annene kafa yorduğun kadar ailene kafa yormuyorsun? Niye kardeşinin iyilik meleği olma çabası? 6 kardeşiz biz annem yada babam en çok kimi severse sevsin saygı duyarım, evlatlık görevim varsa yapabileceğim onu yapar keyfime bakarım.İki yengem var kardeşlerimin eşi biriyle pek iletişimimiz yok bu benim umrumda bile değil! Önceliğiniz kendi aileniz olsun, şu cümleyi çok seviyorum ve bende bir dünya kadardır yeri (Sıfır beklenti, Sonsuz MUTLULUK)...♥️🥀
 
Babam bana düşkündür:)
Bizde denge unsuru o oldu.
Gerçi böyle sevgileri sağlıksız buluyorum zaten, inanılmaz aileci anne babayla saatte bir konuşmalar falan bana anormal geliyor.
Naz niyaz da çekemem, ablam çekiyor.
Yani annem istese de benden o ilgi alakayı zaten göremez, üzerime düşse de göremez.
Herkes evlat bile olsa kendi çıkarına oynuyor, hayat işte.
Umrumda değil aksine annemi gayet şımarık ve bencil buluyorum.
Onun aksi olmaya özen gösteriyorum.
İşte bende bu düşünceyi savunuyorum kardeş bile olsan herkez kendine Müslüman.çevremde bununla ilgili çok baskı görüyorum, ikinci çocuğu yap birbirlerine sahip çıkarlar diye .sonra bir bakıyorum çoğu kişi sorunlu kardeşiyle. benim annemin 6 kardeşi var ayda yılda bayramdan bayrama görüşürler birbirlerinin sıkıntısını bilmezler ama kardeşi olsun çamurdan olsun kafasında herkez 😏 banada bu dünyaya sadece kardeşi olsun mantığıyla çocuk yapmak bencilce geliyor. Babanızdan tarafa gulmussunuz en azından 😊 hayat ne garip insanin kendi annesini bencil bulması bu duyguları size yaşatması bazen çok korkuyorum umarım bizim evlatlarımız bizim hakkımızda böyle düşünmez..
 
Türk toplumunda hatta dünya toplumunun bazı kesimlerinde görülen maalesef iğrenç bir ayrım. Yaşadım çok keskin olmasa da.
 
Aileniz sizi istemedikleri bir evlilik yaptiginiz için disliyor olabilirmi ?
Hayır, hiç sanmam. Çünkü kardeşimin eşiyle evlenmesini de hiç ama hiç istememişlerdi. Kızın evlenmeden önce yaptığı saygısız davranışlar yüzünden. Hatta kardeşim evlendikten sonra annem de babam da inşallah boşanır bu kızdan diye dualar ediyorlardı. Yani aslında bu açıdan bakılırsa kardeşimle eşit durumdayız. Hatta benim eşim her ne kadar bana karşı çok saygısızlık yapmış bir adam olsa da aileme karşı yaptığı tek bir hata oldu, onda da gidip özür diledi. Oysa gelinimiz hep saygısızlık yaptı, hiç de özür dilemedi.
 
Bazen kendimi Kırmızı Oda dizisindeki Hediye karakteri gibi hissediyorum. Her an annem karşıma çıkıp sen aslında evlatlıksın diyebilir sanki. Ben de biraz uzaklaşmak istiyorum annemle babamdan aslında ama boşanma sürecinde de iyice yapayalnız kaldım, sığınacağım kimse yok. Annem zaten bir yapsa bin söyler, onu geçtim de babam gizli gizli destek olmaya çalışıyor bana, o da beni güçlü tutuyor.

Babanız size GİZLİ GİZLİ destek olmaya çalışıyor. Siz hala annenizi düşünüyorsunuz. Kardeşiniz sizin hiçbir yaptığınızı umursamayıp anne ve babanızla aynı kefeye koyup siliyor siz hala kardeşinizin peşinde koşuyorsunuz.

Önce siz kendinize değer verin ki başkaları da size değer versin. Sizin hayattaki değeriniz annenizin, kardeşinizin size biçtiği değer değil.

Kız çocuğu olarak üstüme düşeni yapmaya çalışıyorum diyerek siz de kendinizi ötekileştiriyorsunuz ki. Kız çocuğunun sorumluluğu neden erkekten fazla olsun anne baba bakımında? Yardımcı olabileceği konular elbet farklıdır ama mesuliyet olarak eşitsiniz. Ayrıca size gösterilen ihtimam daha azken nasıl oluyor da kardeşinizden fazlasını yapmaya çalışıyorsunuz? Hiç gerek yok.
 
Fazla şımartılmış kardeşiniz ne kadar ayıp ve ne kadar üzücü başkası için ailesini silmek ve herşeyi söyleyebileceğini sanmak. Gelininiz bunların vebalini nasıl öder bilemem ama sizin yerinizde olsam kimseyle görüşmem çocuğumla yaşar giderim. Beni silebilecek olan annem bile olsa
 
Sürekli herseyi alttan alan, fazla fedakar olani kimse ciddiye almaz. Yani sorun burda sadece erkek sevdasi degil. Sende kendini degersizlestiriyorsun. Herseye evet diyerek, herseyi alttan alarak. Kardesin senin ile küs, halen evlerine gidiyorsun.

Kendine deger vermezsen, kimse vermez. Insanlara, durmasi gereken yerleri göstereceksin. Bu aile içinde geçerlidir. Gerekirse annene tavir yapacaksin. Gitmeyeceksin yanina. Baksinlar basinin çarelerine. Ayni sey kardesin içinde geçerli. Her ailede var böyle bir kisi, herkesin yükünü alan ve degersiz olan. Kimseyi düsünmeyen evlat is degerli olur.

Sende artik degmeyen insanlar için kendini yipratma. Maddi durumunun yetiyorsa bir psikolog destegi al. Özgüvenin üzerine çalismalar yapin. Kendine deger vermeyi, kendini sevmeyi ögrenmelisin.
 
Çok ekstrem durumlar olmadığı sürece hele ki haksızlığa uğrarken ebeveynleri korumanın doğru bir yol oldugunu sanmıyorum ben. Siz evlatsınız annenizi korumak sizin vazifeniz değil. Bırakın anneniz kardeşinizin ona neler dediğini öğrensin siz kimsenin arkasını toplamak kimseyi korumak zorunda değilsiniz. Annenize de emin olun hiçbir şey olmaz üç gün üzülür dördüncü gün oğlum demeye devam eder.

Siz kendinize yapıyorsunuz napıyosanız. Anne baba sevgisi desteği her yaşta ihtiyaç duyduğumuz bi şey ama bunun için kendinizden ödün vermeyin. Siz de annesiniz önce kendinizi sonra evladınızı düşünün. Herkes de yanlışıyla yüzleşsin. Aksinin takdir gördüğünü görmedim daha.
 
Merhabalar,

(Tahmin ettiğimden uzun oldu konu ama lütfen sonuna kadar okuyun,lütfen)

Çok öfkeliyim, kırgınım, dertliyim. Konu annem. Ama konunun başı şöyle; Biz iki kardeşiz, erkek kardeşim benden 5 yaş küçük. Annem hep ama hep kardeşime aşırı düşkündür. Çocukken, gençken ve hatta o üniversite okurken hep arkadaş gibiydik kardeşimle, çok yakındık. Sonra hayatına bir kız girdi. Ben kızla da arkadaş oldum, kendimi hiç görümce gibi görmedim, dost olmak istedim. Öyle de olduk. Ama ilişkileri ciddiye binince kızda bazı değişik tavırlar oluşmaya başladı. Annemle babama bir iki kere saygısızlık yaptı. Kardeşim de sevdiği kızın tarafını tuttu filan, araya küslükler girdi. Her defasında ben olaylardan uzak durmaya çalıştım.
Neyse araları düzeldi, kızı istemeye gittik güle oynaya, nişan-kına-düğün, herşey kız nasıl istiyorsa öyle yaptık. Allah yukarda annemle babam hiçbirşeye karışmadılar, zaten yetişkin, okumuş, çalışan insanlar dediler. Evlerinin eşyalarını, evlerini kendileri seçtiler. Babam düğün yapalım mı oğlum dedi, istemediler, o parayı yurtdışında balayı yapmak için kullanacağız dediler. Tamam dedik. Normalde nikah erkek tarafının yaşadığı şehirde yapılır ya, onlar nişanı da kınayı da nikahı da kızın ailesinin yaşadığı şehirde yaptılar, biz sesimizi çıkarmadan minibüslere doluşup gittik, yine ses etmedik. Herşey rayına oturmuş gibiydi.
Evlendiler, kısa süre sonra yine saçma sapan bir sebepten dolayı kızla annem arasında bir sürtüşme yaşandı. Kardeşim ve eşi 1 yıl annem-babamla görüşmediler. Ben taraf tutmak istemedim (her ne kadar annemi haklı görsem de) kardeşimle görüşmeye devam ettim ama hep benim zorumla görüştük. Ne zaman çağırsak eşimle, bize gelmemek için bahaneler uydurdular, biz gitmek istedik, diken üstünde oturduk evlerinde. O dönem ben hamile olduğumu öğrendim. Kardeşim bir gün bile beni arayıp nasılsın diye sormadı. Hamileliğin verdiği duygusallıkla çok ağladım o dönem. Kardeşim benden tamamen koptu. Bir suçum da yoktu ama kardeşim annemle babamın tarafını tuttuğum için beni de hayatından çıkardığını söyledi.
Sonra ben doğum yaptım. Mucizevi bir şekilde bana ellerinde hediyelerle bohçalarla geldiler. Hatta sadece kardeşim ve eşi değil, kızın ailesi de gelmişti. Çok mutlu oldum. Sonra aradaki buzlar kendiliğinden eridi. Annem ve babamla da görüşmeye başladılar, benimle de. Herşey düzeldi derken...
Kız hamile olduğunu söyledi. Havalara uçtuk, çok mutlu olduk. Aylarca maaşımdan para biriktirdim zorluklarla, yeğenime hediyeler yapayım diye. Keza annem de öyle, bebeğe elinden gelen herşeyi yaptı. Gelinimizin bir bayram arefesinde gece 12 de suyu gelmiş, daha doğuma vardı. Bayram nedeniyle annemle babam şehir dışındaydı, zaten kızın ailesi de uzakta. Ben gece 12'de tek başıma, uyuyan çocuğumu eşime emanet ederek arabaya atlayıp hastaneye gittim. Doğumda bir ben vardım yanında. Kızın ailesi ve benim annem-babam sonradan gelebildi. Kız 2 gün hastanede yattı, ben de kardeşimle birlikte orda kaldım. Yeğenimin ilk bezini değiştiren bendim. İnanın çırpındım, kendi çocuğumu 3 gün kayınvalideme yolladım eşimle birlikte, sırf yenidoğan bebekle ilgilenebilmek için.
Bunlar anlatılmaz belki, tabi ki yapacağım, yeğenim o benim ama konuyu daha iyi anlayabilmek ancak böyle mümkün.
Neyse 1 yıl geçti, gelinimizin doğum izni bitti, işe başlayacaktı. Benim oğlum da o dönem kreşe başlayacaktı. Bizim bakıcımızdan çok memnundum, bakıcımızı onlara yönlendirdim. Yeğenime bilmediğimiz biri bakmasın, kıyamam dedim. Annem (benim oğluma 1 saatliğine bile bakmamış olan annem) 2 güne bir bakıcıyı kontrol etmek için kardeşimin evine gitti, hergün aradı bakıcıyı, çocukla ilgilensin diye gözünü üstünde tuttu. Tabi bunların hiçbirini bana yapmamıştı annem, ben de 10 aylıken oğlumu bırakıp işe başlamak zorunda kalmıştım, annem ben çocuk bakamam dedi diye kayınvalideme bırakmıştım. Kayınvalidem haftanın 6 günü çocuğa bakamadı, ağır geldi diye bakıcı buldum. Maddi durumum da pek iyi değildi. 3 gün bakıcı 3 gün kayınvalidem baktı. Oğlum 2 buçuk yaşındayken kreşe verdim mecburen. Çok zorluklar yaşadım. Annemle babam bir gün bile ne maddi ne manevi yardımcı olmadılar bana. Ama ben hiç onlara küsmedim. Hiç saygıda kusur etmedim. Anneme çok zor durumda kaldığımda yarım saatliğine çocuğumu emanet etsem, sonrasında 2 gün çocuğumun ne kadar huysuz ve yaramaz olduğunu dinledim. Eşimi hiç istememişlerdi, ben karşı çıkıp evlenmiştim. Bu nedenle inat yapıyorlar, normal dedim, sustum, hiç gönül koymadım.
Ama yine yine yine gelinimiz saçma sapan bir bahaneyle kavga çıkarıp annemle babamla görüşmemeye başladı. (Çocuğa annem bakmak istemiyormuş diye asıl sebep). Tabi kardeşim de yine yine yine karısının tarafını tuttu. Sonuç; 2 yıldır kardeşim annemle babamı silmiş durumda. Yine ben olaylarla hiçbir alakam olmamasına rağmen arada kaynadım. Kardeşim beni de sildi. Neden diye sorduğumda da, sen onların (annemle babamın) tarafındasın dedi. (Ki gerçekten hiç ama hiç taraf tutmadım, ben yine kardeşimin evine gittim, görmek istedim ama kendimi tarafsız olduğuma inandıramadım. )
Annem bu 2 yılda 2 büyük ameliyat geçirdi, ben hep yanında kaldım. Kardeşim hastanede 10 dk ziyaret edip gitti. Hastanede çocuk gibi yemeğini ben yedirdim, tuvalete ben götürdüm. Çalıştığım için ve babam da hala çalıştığı için anneme bakıcı kadın buldum, anlaştım, evinde bakılmasını sağladım. Bu dönemde kardeşim hiç ortada yoktu. Hep ama hep annemle babamın yanında oldum, eşim annemle tartıştı, küstüler, eşimi umursamayıp iki güne bir çocuğumu alıp annemi ziyarete gittim. Bir kız çocuğu olarak görevim neyse hep fazlasını yapmaya çalıştım. Bu dönemde kendi evliliğimde yaşadığım sorunlar oldu, hiçbirini üzülmesinler diye anlatmadım. Çocuğum pandemi döneminde kreşler kapalıyken perişan oldu orda burda, bir kez sitem etmedim.
Geçenlerde kardeşime mesaj attım, boşanıyorum diye, 2 yıldır bu üçüncü iletişimimiz filandır. Mesajlaşmaya başladık. Bana ve annemle babama saymadığı laf bırakmadı. Söylediği sözlerin ağırlığından iki gün ağladım, yine annem üzülmesin diye anlatmadım. Çünkü annem, kardeşimin onun hakkında söylediklerini duysa felç geçirir.
Sonuç ne mi? Annem hala oğlunu sayıklıyor. En ufak kötü söz söyletmiyor. Ufacık bir konu açılsa, oğluma laf söyleyeni silerim diyor. En son dün anneme dedim ki, biliyorum, onun için beni bile silersin. Sustu. Hayır bile demedi. Neden?
Dilimin ucuna geliyor, anlatsam kardeşim denen o salağın annem için söylediklerini, ne tepki verir acaba annem? Aklı başına gelir mi? Ama söyleyemiyorum, üzüntüden ölür bu sefer. Çünkü her kardeşimle araları bozulduğunda annem hastanelik oldu. Mecbur susuyorum. Ama bu adalet mi?
O karaktersiz kardeş olacak adam, bana evliliğimle ilgili ağza alınmayacak şeyler söyledi. Bu bile bana dokunmadı. Sildim onu bitti. Ama annem için söyledikleri içimi daha çok yaktı. Annem hala oğlum diye gözyaşı dökerken hem de.
Şu an eminim, anneme desem ki, oğlun eve geri dönecek ama tek bir şartla, beni bir daha göremeyeceksin. Düşünmeden tamam der annem. Bu reva mı? Söyleyin bu evlat ayrımının bu kadarı da reva mı?
Sizin naif ve düzgün bir insan olduğunuz mesajlarınızdan da belli oluyor. Düşünmemek üzülmemek elde değil gibi geliyor belki, kırılmakta çok haklısınız ama boşverin, görmezden gelin. Burada bazı üyelerin sürekli dile getirdiği bir tavsiye var: kimseden bişey beklemezseniz üzülmezsiniz de. Çok doğru maalesef. Elbet ileride siz hayatınızı toplayınca yine görüşmek isteyecekler, çocuk biraz büyüyünce daha da çok isteyecekler bunu. Mesafenizi hep koyun, güleryüze aldanmayın. İçinizden affedin gitsin ve muhattap olmamayı seçin. Umarım herşey istediğiniz gibi olur hayatta :)
 
Hayır, hiç sanmam. Çünkü kardeşimin eşiyle evlenmesini de hiç ama hiç istememişlerdi. Kızın evlenmeden önce yaptığı saygısız davranışlar yüzünden. Hatta kardeşim evlendikten sonra annem de babam da inşallah boşanır bu kızdan diye dualar ediyorlardı. Yani aslında bu açıdan bakılırsa kardeşimle eşit durumdayız. Hatta benim eşim her ne kadar bana karşı çok saygısızlık yapmış bir adam olsa da aileme karşı yaptığı tek bir hata oldu, onda da gidip özür diledi. Oysa gelinimiz hep saygısızlık yaptı, hiç de özür dilemedi.
Ben kinci biriyim bu kadar çifte standart ta gelemezdim.. terazi burcuyum benim için adalet çok önemli mesala ailemde olsa haksızlık yaptırmazdim kendime ..siz herşeye eyvalla dediğiniz için belkide değersizlestiriyorsunuz kendinizi.nasıl olsa o alınmaz elimizin altında diye düşünüyor olabilirler çekin biraz kendinizi birazda siz trip atın kötü olmayın ama herşeyde peki demeyin ..
 
Yani durumunuz üzücü filan diyemeyeceğim. Nedir bu yaranıp iyi geçinme çabanız?

Anne babanıza olan hassasiyetinizi anlarım . Yaşlıdir büyüktür idare edilir amenna.

Ama geri kalan hikâyede kardeşinize verilen kıymetten ziyade, sizin kendinize vermediğiniz kıymet göze çarpıyordu.

Fazla fedakarlık daima fazla vefasızlık getirir.

Zorla güzellik de olmaz. Zorlamışsınız olmamiş.

Zorlamasaydınız en azından emeğiniz ziyan olmazdı.

Sizin yerinizde olsam anneme tavrımı belli eder biraz daha seyrek giderim. Seyrek ararım. Bunu yaparken de annemi kaybettiğim zaman vicdan azabı cekmeyecegimden emin olmak için kendimi iyice sorgularim.

Ne kardeşimi ararım, ne annemle oturup, kardeşim hakkında (iyi ya da kötü) konuşurum. Ne de kardeşimle ilgili annemi dinlerim.

Artık bu toplumun kadınları olarak bu durumu bi kabullensek mi?


Biz ne kadar hayırlı iyi evlat olursak olalım, nankör ya da hayırsız erkek evlat olarak sevilmeyecegiz. Bunu sokalim kafamıza. Ve hayatimiza buna göre yön verelim.

Olmuyorsa zorlamayalım... zorlayınca da olmuyor çünkü.

Belki bizler evlat olarak elimiz kolumuz bağlı olabilir. Ama Allah evlat ayrımının hesabını soracaktır ve sorsun da zaten.
 
başlığınıza istinaden yazacağım zira gerçekten çok uzun bir yere özet de yazın ki okunabilsin

o kadar çok ki oğlunu kızından üstün tutan

ama bu o kadının değil yetiştiği ataerkil düzenin sorunu

bir nevi oğlu ona bakar algısı, bir nevi hayatında erkek rolünü aktarması vs vs

hatta belirli bir yaş üstü olup da oğlunu kızından üstün tutmayan var mı

ha sonuçta kızına muhtaç olur bir çoğu ama yine de oğlu üstündür

oğlu ondandır kızı gidip ellere karışır

biz daha 10-11 yaşlarında iken babaannem kuzenini severdi oğul olsun da kuş b.ku olsun diye

yani erkek olsun da isterse değersiz olsun
bu lafları soyleyenlerde yine kadinlar. çok acı bir tablo bana göre.
kendisinin otekilestirilmesi o kadar hoşuna gitmiş ki aynı seyi kendi kiz cocuguna torununa yapmakta bir zarar görmuyorlar.
 
🙋‍♀️ merhaba bende o evlat ayrımına maruz kalanlardanım yıllarca annemn ailemn ataerkil durumuna maruz kaldım hem maddi hem manevi evimn içinde ailemn yanında yabancı gibiydim hiç değişmedi.. evlendim ve bende elimi ayağımı kestim yani ararım sorarım ama kandilde kandile bayramdan bayrama bence yeter .
 
X