- 27 Mart 2017
- 9.508
- 48.085
- 548
- Konu Sahibi Papatya129
-
- #61
tabi ki baslangicta cok mesakkatli butun meslekler, benim cevremden gordugum kadariyla en zorlayici olanlardan biri de avukatlik.aslında bu garip bir handikap
bir dönem bizim patronun oğlu da aynen dediklerini yaptı sonra döndü
zira babasının yaşadığı rahata kavuşmak istedi, onun gördüğünde babası şehrin en büyük ofisinin sahibi idi
oysa babası da başladığı zamanı anlatıyordu neler çekmişti
maalesef mesleklerin başlangıcı meşakkatli
hukuktaki sorun mesai kavramının olmaması
yani yapılacak işin bir ortalama süresi de yok
mesela dava dilekçesi adı
ama kimini dakikada yazarsın kimini 5 günde
hatta iki farklı kişi iki farklı sürede yazar vs vs
patron der ki X, Y ve Z senin işin
o dosyaları yapman lazım ama işler sürelidir, süreyi kaçırırsan ağır cezada yargılanır ceza alırsın
bu da senin zamansız çalışmaya yönlendirir, sonra bunu olağan görmeye başlarsın
sonra yeni başlayanlar gelir onlar senin 2 saatte yaptığın işi 8 saatte yapar çünkü yeni olmak öyle bir şey
ama sen yine de onlara da benzer miktarda iş verirsin bu sefer onlar fazla mesai yapar
garip bir kısır döngü
bir diğer sorun da işi sadece yapmak ve çıkacak sonucu hiç bir zaman bilememek
mesela bir kod yazarsın sonra denersin ya da oyun yazarsın sonra oynarsın vs
ama burada öyle bir şey yok
bir cümle söylersin bir duruşmada tüm dosyanın içeriği değişir iyiye mi değişir kötüye mi bilemezsin
sen işe başlarsın ama yıllar sonra çok farklı bir sonuç eline gelir
tabi ki baslangicta cok mesakkatli butun meslekler, benim cevremden gordugum kadariyla en zorlayici olanlardan biri de avukatlik.
buyuk ihtimalle senin de derslerine girmis olan cok unlu bir hoca,simdi oradan ayrildi gerci ama, oglu benim best friendim. babasiyla konusurken adam zamaninda kirayi odeyemediginden bahsetmisti. simdi oglu babasinin yaninda calisiyor ama calisiyor mu sormak lazim. yazin konusuyoruz e senin isin de zor diyorum ne zoru lan hayatimda dilekce yazmadim diyor ama instagramda avukat.bir baska arkadasimiz da o cocukla ayni yerde calisiyor, birinin babasi digerinin patronu yani. bayramlarda bile tatile gidemez. patronun oglu gecen cani sikilmis bizi aradi sizin oraya geliyorum bir haftaligina diye, digeri de dilekce gununu mu ne kacirmis firca yiyordu.
dedigim gibi ya yurt disina cikacaksin ya da turkiyedeysen de ailenin/yakinlarinin onceden burosu olacak ki rahat rahat basla meslege. yoksa sifirdan baslayan butun avukat arkadaslarima cok uzuluyorum, hicbiri emeklerinin karsiligini alamiyorlar, cogu da pes etti uzucu sekilde.
Yeterli personel mi almıyorlar yoksa müvekkiller mi sürekli zamansız arıyor? Neden herkes gecelere kadar çalışıyor?Herkese merhaba.
Ben İstanbul'da bilinen kurumsal bir hukuk bürosunda stajyer avukatım şuan. Öğrenciyken, beyaz yakalıların tası tarağı toplayıp Ege kasabası muhabbeti yapmasına hep çok şaşırırdım. Bu kadar emek verip dirsek çürütüyorlar sonra köye taşınıyorlar derdim içimden. Fakat inanın stajımın daha ortasında "bu nereye kadar böyle gidecek" demeye başladım. Gece 9'a, 10'a kadar mesai yapıyorum çoğu zaman ve karşılığında aldığım üç kuruşu kiraya faturalara veriyorum. Baba desteği olmasa geçinmemin imkanı yok. Hadi ben şanslı kesimdeyim,ailem arkamda, iyi bir eğitim aldım da iyi bir iş buldum; peki bunca insan nasıl geçiniyor diye düşünmekten geceleri uyuyamıyorum.
Kurumsalın verdiği hiyerarşi sonucu yediğim azarı, kaprisi hiç burada anlatmayacağım bile.
Şimdi gencim hadi dayanırım, peki evlenip çoluğum çocuğum olsa? Nasıl vakit bulur ki insan ailesine böyle bir çalışma temposunda?
Çalıştığım bürodaki genç bir kadın avukatın "Geçen eve 20.30'da girdim. Eşim çok şaşırdı ne işin var burada dedi" diye gülerek anlattığı tasvir benim içimi parçaladı. Komik değil acınası bir hal bence.
Bu kadar çabuk bezmiş olmak ve geleceğe yönelik müthiş bir korku yaşıyor olmak normal mi?
Ne yapacağımı bilemiyorum kızlar. Şeytan diyor ki son bir aile desteği al ve yurtdışına çık yerleş. Gerçi oralarda ne iş yapar nasıl geçinirim onu da bilmiyorum. Ama bu ülkede her gün daha büyük bir hayalkırıklığı yaşayarak uyanıyorum ve ileride şansım varken gitseydim keşke demekten korkuyorum.
Dertleşmek istedim aynı düşünceleri paylaşan arkadaşlarla...
Yeni işe başlamış, beyaz yakalı dünyanın her yerinde aynı olaylara maruz kalır. Avrupa'nın hangi ülkesinde bizim kadar çok tatil var? Avrupa'da bir süre çalışmış birisi olarak görevli olduğum yerin yöneticisi 20:00 den önce çıkmazdı, çıkarken dosyalarını eve götürür sabah okumuş olurdu... Avrupa'da ile Türkiye yi işçi sınıfı olarak, hayat konforu olarak karşılaştırırsanız size hak veririm. Avrupa'da çalışmazsanız kimse gözünüzün yaşına bakmaz. Bir ekmek vereniniz bile olmaz.aile desteği varken gidin
inanın küçük avrupa ülkelerinde bile çalışma şartları buradan 1897 kat daha iyi.
tatilleri belli.
burada 1 haftayı vermemek için 5 takla atıyorlar.
bir arkadaşım urlaya yerleşti pazartesi sendromu diye deniz kenarında foto atmıştı geçen.
küçük bir yer de olabilir ama aile desteği varsa kesin yurtdışı kesinnnn
Yeni işe başlamış, beyaz yakalı dünyanın her yerinde aynı olaylara maruz kalır. Avrupa da işçi olacaksanız eğer evet size katılırım. Avrupa'nın hangi ülkesinde bizim kadar çok tatil var? Avrupa'da bir süre çalışmış birisi olarak görevli olduğum yerin yöneticisi 20:00 den önce çıkmazdı, çıkarken dosyalarını eve götürür sabah okumuş olurdu... Avrupa'da ile Türkiye yi işçi sınıfı olarak, hayat konforu olarak karşılaştırırsanız size hak veririm. Avrupa'da çalışmazsanız kimse gözünüzün yaşına bakmaz. Bir ekmek vereniniz bile olmaz.
ben gördüğümü söyledim; açıkçası her ülkeye her departmana tabi ki bakamadım bilemem ama çekya'ya daha 2 yıl öncesinde yaşamaya giden arkadaşım ve eşi sürekli türkiyeye gelip tatil yapacak vakit bulabiliyorlar. ikisi de farklı firmalarda farklı sektörlerde-mesleklerde çalışıyorlar. sanırım 1 aydı tatilleri. Ben burada 13 yıldır çalışıyorum, 2 hafta ard arda tatil yapamadım... Bahsettiğimiz ülke de bi norveç isveç değil çekya...
Keza almanyadaki insanları çok soğuk bulan arkadaşım 2 yıl önce tekrardan almanyaya geri döndü iş sektöründen bunalıp sektör lojistik.
İngiltereye İstanbul sözleşmesi ile giden bir arkadaşım da var her gün 3te 4te çıkıyor herhalde işten sürekli instadan hikayeler atıyor. geçri onun kendi işi...
aslında baya da farklı sektörden tanıdıklarım varmış, inanın hepsi Türkiye'ye gelip tatil yapacak fazlasıyla vakit bulabiliyorlar. Ki gittikleri ülkelerde de ayrıca izin yapıyorlar yani.
Alanınızda akademisyenlik düşünmez misiniz? Eğer yapmadıysanız yüksek lisans yapıp okutman olmak sanki size daha uygun gibi. Daha az baş ağrısı, en azından çocuk gürültüsü yok. Hem de eğer hâlâ seviyorsanız sevdiğiniz alanda devam etmiş olursunuz. Hukuk fakültelerinde nasıl işliyor, torpilsiz zor mu, pek bilmiyorum. Yine de bir öneri olarak yazmak istedim.Lisedeyken Öğretmenlik stajı yapmıştım, bir ay kısa bir süre ama mecburen yapmıştık. O süreçten tek hatırladığım her gün başımın ağrımasıydı. Ama çocuklara karşı davranışım sebebiyle tüm öğretmenlerim ve asıl sınıf sahibi olan öğretmen, kesinlikle öğretmenlik yapmamı söylemişlerdi. Ben de onlara her gün eve gittiğimde başım ağrıyor demiştim. Onlar da baş ağrısının alışınca geçtiğini söylemişlerdi ama pek kulak asmamıştım. Şimdi o baş ağrısını, başkalarının dertlerine ortak olmaya yeğlerim.
O zamanlar sıralamam ilk 1000'deydi, hukuk bölümünün bana uygun olduğundan adım gibi emindim, okumayı da yazmayı da tartışmayı da severdim. Hani şu pdr testlerinde bana hep hukuk çıkardı. Ama şimdi o gencin azmi de hırsı da yok bende. Bana kalan her gece düşünmekten uykuya dalamayan, her gün işine gitmemek için bahane arayan biri.
Şimdi bu yaşın verdiği bir olgunluk da olabilir, geç de olsa bu meslek bana göre değil cümlesini kendi kendime söyleyebildim.
Bazen insanlar bunun nankörlük olduğunu söylüyor ama istemediğin bir şeyde sırf iyi kötü kazanıyorsun diye kalınmaz ki...
Prag da bir süre bulundum. Avrupa'nın ucuz ülkelerinden birisi, asgari ücret diğer Avrupa ülkelerine göre daha düşük. Arkadaşlarınız özel bir yerde çalışıyorlar sanırım hiç bir yerde 1 ay izin diye bir şey yok.
Özelden kastım 1 ay izin veren özel bir yer. Dediğim gibi hayat kalitesi, şehir, yaşam kalitesi konusunda kesinlikle haklısınız. İmkanım olsa Çekya, Portekiz, Hollanda birisinde yaşamak isterimonlar da pragda
tabi ki özel bir yerde çalışıyorlar kamuya nasıl girsinler :)
biri özel bir şirkette grafik tasarımcısı biri mühendis
hadi mühendis olanın evet işi biraz sofistike ve üst düzey de tasarımcı olan alelade bir yerde
ikisi birden geliyorlar bir de, izinleri olmasa nasıl gelsinler mümkün değil.
hadi bu da onlara özel sağlanan bir hak olsun hadi işleri çok iyi olsun
doğum izinleri bile bizden fazla. 2 yıl işe dönüş hakkı tanınıyor mesela.
Aynı sizin gibi ülkenin en iyi hukuk fakültelerinden birinde okuyup stajını yapan biriyle tanışmıştım. Hayatından öyle yılmıştı ki stajını bitirmeden çalıştığı yeri bıraktı egede babasından kalma iş yerinde çalışmaya başladı mesleğiyle alakasız. Bence gidin ben 3-4 sene önce çok kararlıydım. Döviz yükseldikçe ailem ve kendim yaş aldıkça korkar oldum. Bir kere gözü karartın olmadı dönersiniz geri. Ama denemek lazımHerkese merhaba.
Ben İstanbul'da bilinen kurumsal bir hukuk bürosunda stajyer avukatım şuan. Öğrenciyken, beyaz yakalıların tası tarağı toplayıp Ege kasabası muhabbeti yapmasına hep çok şaşırırdım. Bu kadar emek verip dirsek çürütüyorlar sonra köye taşınıyorlar derdim içimden. Fakat inanın stajımın daha ortasında "bu nereye kadar böyle gidecek" demeye başladım. Gece 9'a, 10'a kadar mesai yapıyorum çoğu zaman ve karşılığında aldığım üç kuruşu kiraya faturalara veriyorum. Baba desteği olmasa geçinmemin imkanı yok. Hadi ben şanslı kesimdeyim,ailem arkamda, iyi bir eğitim aldım da iyi bir iş buldum; peki bunca insan nasıl geçiniyor diye düşünmekten geceleri uyuyamıyorum.
Kurumsalın verdiği hiyerarşi sonucu yediğim azarı, kaprisi hiç burada anlatmayacağım bile.
Şimdi gencim hadi dayanırım, peki evlenip çoluğum çocuğum olsa? Nasıl vakit bulur ki insan ailesine böyle bir çalışma temposunda?
Çalıştığım bürodaki genç bir kadın avukatın "Geçen eve 20.30'da girdim. Eşim çok şaşırdı ne işin var burada dedi" diye gülerek anlattığı tasvir benim içimi parçaladı. Komik değil acınası bir hal bence.
Bu kadar çabuk bezmiş olmak ve geleceğe yönelik müthiş bir korku yaşıyor olmak normal mi?
Ne yapacağımı bilemiyorum kızlar. Şeytan diyor ki son bir aile desteği al ve yurtdışına çık yerleş. Gerçi oralarda ne iş yapar nasıl geçinirim onu da bilmiyorum. Ama bu ülkede her gün daha büyük bir hayalkırıklığı yaşayarak uyanıyorum ve ileride şansım varken gitseydim keşke demekten korkuyorum.
Dertleşmek istedim aynı düşünceleri paylaşan arkadaşlarla...
Özelden kastım 1 ay izin veren özel bir yer. Dediğim gibi hayat kalitesi, şehir, yaşam kalitesi konusunda kesinlikle haklısınız. İmkanım olsa Çekya, Portekiz, Hollanda birisinde yaşamak isterim
Türk mühendisleri neden yurtdışında kolay iş buluyorlar? Çalışkanlıkları, zorluk karşısında mücadeleleri sayesinde. Türkiye kolay değil kesinlikle ama yurt dışında hele ki yeni mezun birisine kolay kolay iş verileceğini beklemek hayal perestlik. Avukatlık o ülkenin sistemine göre bir meslektir, buradan başka bir ülkeye giden bir avukat katip bile olamaz. Hukuk okuyarak mesleğini yapmaya. 2 kişi varsa 4 tanede doktor var, mobbing nedir nasıl yapılır siz sağlık sektöründe görün... 24 saat nöbet tutup 8 saat dinlenip 11 saat mesai yapmak her insanın harcı değil...Aynı sizin gibi ülkenin en iyi hukuk fakültelerinden birinde okuyup stajını yapan biriyle tanışmıştım. Hayatından öyle yılmıştı ki stajını bitirmeden çalıştığı yeri bıraktı egede babasından kalma iş yerinde çalışmaya başladı mesleğiyle alakasız. Bence gidin ben 3-4 sene önce çok kararlıydım. Döviz yükseldikçe ailem ve kendim yaş aldıkça korkar oldum. Bir kere gözü karartın olmadı dönersiniz geri. Ama denemek lazım
Prag, Polonya gibi yerlerde öğrenci olmak muhteşemdir... Hukuk da iş imkanlarını bilmiyorum ama yurt dışında uluslar arası hukuk, ticaret hukuğu gibi bir alanda yüksek lisans yapmak iyi olabilir... Hukuk konusunda bildiğim Fransa ve İngiltere okulları en iyisi.Siz sanıyorum ki Avrupa'nın belli ülkelerinde bulunmuşsunuz. Deneyiminize dayanarak soruyorum (umarım hukuk alanındansınızdır) Prag'da master yapmak ve daha sonra orada yaşamak hakkında ne düşünürsünüz?
almanyahangi ülke orası?
ya gecen gun konustuk avukat bir adam varmis turk, dunyada 10 farkli yerde burosu varmis kendisi de budapestede yasiyor sanirim. ben gorunce %100 dolandirici dedim, sevgilim hayir degil dedi. degilmis.Siz sanıyorum ki Avrupa'nın belli ülkelerinde bulunmuşsunuz. Deneyiminize dayanarak soruyorum (umarım hukuk alanındansınızdır) Prag'da master yapmak ve daha sonra orada yaşamak hakkında ne düşünürsünüz?
Sassy bu ülkede işler ters ilerliyor, dolandırıcıların ismi daha çok biliniyor.ya gecen gun konustuk avukat bir adam varmis turk, dunyada 10 farkli yerde burosu varmis kendisi de budapestede yasiyor sanirim. ben gorunce %100 dolandirici dedim, sevgilim hayir degil dedi. degilmis.cok sasirdim daha 30lu yaslarinda nasil yapmis diye. adini tam hatirlayip sana yazayim, gerekirse ona ulas basvur, buyuk bir yerde calisiyormussun deneyimlisin de ne olacak denemekten zarar gelmez bence.
ama ben hala adamin dolandirici oldugunu dusunuyorum bana hic guven vermiyor, turkiyeden boyle basarili biri ciksa duyardik diye dusunuyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?