Kan yapan maddeler (Gıdalar, besinler, bitkiler, meyveler, sebzeler, yiyecekler ve içecekler) nelerdir?
Dünya nüfusunun yüzde 30’unun yakındığı kansızlığa soya sütü, yulaf, pekmez gibi birçok besin iyi geliyor.
Kimin yüzü solgun olsa hemen sorarız: "Kansızlık sorunun mu var?" Kansızlık birçok insanın şikayetçi olduğu bir rahatsızlık... Kansızlık çekenler için son yıllarda bitkisel çözümler öne çıktı. Bahçelerde yetiştirilen sebzeler, doğada büyüyen bazı şifalı bitkiler kansızlığa bire bir geliyor. Özellikle saf polen, kansızlıkta bedene önemli takviyelerde bulunuyor. Sebzeleri de unutmamak lazım. Örneğin pırasa çiğ yenildiğinde kan yapıcı etki gösteriyor. İşte, kansızlıktan şikayet edenlere bazı doğal çözümler...
Kansızlık pek ciddiye alınmaz. Tek çare olarak demir hapları görülür. Aslında oldukça önemsenmesi gerekir çünkü bazı önemli hastalıkların habercisi de olabilir. Kansızlık, doku ve organlarımıza oksijen ve diğer maddeleri ulaştırmakla görevli, kırmızı hücrelerin azlığı olarak ifade edilir. Bu hücreler belli bir miktarın altına inerse "kansızlık" başlar. Bu azalma ile belli semptomlar da ortaya çıkar. Bu hastalığı, eksik olan demirin alınmasıyla giderme düşüncesi, bir uzmana gitmeden çözüme gidilmesi fikri sorunu daha da ilerletir.
Kansızlık çeken insanlarda belli belirtiler vardır. Örneğin çabuk yorulurlar, halsizdirler, nefes darlığı ve göğüs ağrısı çekerler. Öte yandan mide-barsak sistemi hastalıklarında ve kanserlerinde de demir eksikliği ortaya çıkar. O yüzden kansızlık çeken birinin işi basite almayıp mutlaka bu tür testleri de yaptırması gerekir. Sık ağrı kesici kullananlarda ya da kuralsız diyet yapanlarda da bu rahatsızlık görülür. Barsak şikayetlerinde de dikkat kesilmek gerekir. Çünkü, demir emilim bozukluğuna neden olan barsak hastalıkları da demir eksikliğine ve kansızlığa neden olabiliyor.
Kansızlığın fiziksel belirtisi derinin ve mukozaların (dudaklar, ağız boşluğu ve göz kapaklarının iç yüzeyi) belirgin derecede solgunluğu... Kansızlık çeken kişiler çabuk yorulurlar, sinirlenmeye yatkındırlar. Bir konuya odaklanmada zorlanırlar ve genelde uykusuzluk çekerler. Aşırı derecedeki kansızlıklarda ise el ve ayaklarda karıncalanma biçiminde belirti veren sinirsel bozukluklar meydana gelebilir. Dünya nüfusunun yüzde 30'u bu hastalıktan yakınıyor. Günümüzde kansızlığın tanısı bazı testlerle kolayca ortaya çıkabiliyor.
Herbalist Tarkan Güveloğlu, çözüm olarak iyi bir tedavinin yanı sıra, doğal çözümlere de dikkat çekiyor. Alınan gıdalara da dikkat etmek gerektiğinin altını çizen Güveloğlu, "Fazla miktarda çay, kahve, kola, sigara ve alkol tüketimi kansızlığa neden olabilir. Bunlara dikkat etmeli" diyor. Güveloğlu'na göre gıdalarla birlikte içilen çay, besinlerdeki demir ve C vitamininin vücut tarafından emilemeden idrar ile atılmasına sebep oluyor. Uzman, "Çayı yemekten yaklaşık 1 saat sonra içmek daha yararlıdır. Sigara ve alkol de, vücudun kalsiyumu kullanma yeteneğini azaltarak kemik erimesine yol açar. Sigaranın ayrıca kemik hücrelerine toksik etkisi var" şeklinde bazı önerilerde bulunuyor.
Şunu unutmamak gerekir ki, kansızlığı yenmek için özellikle B12, C vitamini ve demir içeren gıdalar almak gerekiyor. Karaciğer, tüm kırmızı etler, yumurta, kuru baklagiller, pekmez, yeşil sebzeler, domates, tere, roka, kuruyemiş ve süt ürünleri iyi kaynaklardır. Demir, sebzelerin kabuğuna yakın yerlerde daha çok bulunduğundan patates gibi sebzelerin kabuğu içinde pişirilmesi önemli bir noktadır. Bu yöntem daha çok demir alınmasını sağlar. Gıdaların haşlama suyunun (ıspanakta olduğu gibi) atılmasının ise demir kaybına neden olduğunu unutmamak lazım.
Güveloğlu, kansızlıkta önemli bir doğal ürün olarak saf arı poleninin kullanılmasını öneriyor. İçeriğinde birçok vitamin (Özellikle B grubu vitaminler), mineraller ve aminoasit bulunduğu için polen bu anlamda çok yararlı.
Tarkan Güveloğlu, kan yapıcı bazı şifalı ürünleri de şöyle sıralıyor; Saf arı poleni, iyi cins çiçek balı, kuşburnu marmelatı ve çayı, üzüm pekmezi, dut pekmezi, keçiboynuzu (harnup) pekmezi, Tahin, kına, kına kabuğu, keten tohumu, arı sütü, balık yağı, soya sütü ve yulaf sütü...
27yle 29un hicbir farki yok bence.
