- 10 Şubat 2015
- 3.047
- 3.041
- 78
- Konu Sahibi Giovannetta
-
- #181
Burada okudugum konulardan sonra benim dusuncelerim;
Bazi seylerin evlilik oncesi hafife alinmasi, evlendikten sonra halbuki ne kadar ciddi sorun oldugunun dank edilmesi,
Mantigin fazla rafa kaldirildigi, sadece duygularla hareket edilerek alinmis evlilik kararlari,
Cevreden fazla beklenti, altiniydi, bohcasiydi, filanca bize ev almadi, oburu bilmemkac tane bilezik takmadi,
Es ailesine karsi olan onyargilar,
Insanlarin kendine yetebilen bireyler olamadan evlilik sorumlulugu almalari
vs.
Ben evli değilim ama genel olarak gözlemlediğim şeyler üzerinden yorum yapmak istedim.
Bence doyumsuzluk iki tarafıda ypratan en büyük şeylerden. Yani şöyle söyleyeyim hepimiz kadın ya da erkek fark etmez hayata adam akıllı adım atar atmaz sürekli birşeyler için çabalıyoruz. İlk okuldan sonra lise geliyor sonra üniversite telaşı ailelerin beklentileri onun çocuğu şunu yapmış benim çocuğumun ne eksiği var gibi söylemlerin çocuğun üzerine getirdiği baskılar duygusal olarak gelgitlerden sonra üniversiteye başlarız. Daha üniversite 1.sınıftayken aileniz ve çevreniz okulu bitirince neler yapmanız gerektiğinden tutunda evlenmenize ve çocuklarınıza kadar upuzun bir hayaller ve "nasihatler" listesi sunuyorlar size.
Sonra çalışma hayatına başlıyoruz. 2 bin tl ile başladık diyelim süre geçiyor yaptığımız iş aynı olsa da daha fazla maaş diyoruz. Evleniyoruz asıl o sırada birşeyler kaırşmaya başlıyor bence. Çünkü artık iki tarafta yıpranmaya başlamıştır. Sürekli bir döngünün içerisindeyiz ay sonunu getirmeye birşeylere yetişmeye o kadar çok çabalıyoruz ki ruhsal olarak yorulmaya ya da bitmeye başladığımızı fark etmiyoruz. Evlilik zamanı özelikle kız annelerinin ısrarla ve bitmek bilmeyen istekleri. Erkek tarafının bir tanecik oğlum var şu şlöyle bu böyle olmalı cümleleri. İki tarafın ailelerinin isteklerinin çatışmaları. Zaten adam/kadın değil aileler evleniyor. Yok şu takı alınsın yok bu koltuk takımı olsun. Balayına şuraya gitsinler vb vb. Birde eğer kız ve erkek ikisi de çalışıyorlarsa daha evlenir evlenmez bir borç altına giriyorlar aileleri birşey yapmadılarsa. Yeni evliler yeni bir hayata belki de sevdikleri kişi ile birlikte adım atıyorlar ama borçlar, iş hayatı , sürekli stres ve sııntı kendine vakit ayıramama gibi sebepler yüzünden ilişkiler de kişilikler de çatırdamaya başlıyor bence.
Ben kendi adıma konuşuyorum açıkçası x marka koltuk takımı ya da bilmem kaç metrekare ev zerre kadar umurumda değil. Hiçbir zaman olmadı hiçbir zaman da olmayacak. Ben evin kapısından içeri adım attığımda huzur bulamaycaksam, aldığım her nefeste endişe stres sıkıntı ve boğulmuşluk hissi hissedeceksem ne önemi var alınan eşyanın ? yatılan yatağın ?
Bence evli bile olunsa her iki tarafta kendine vakit ayırabilmeli. Hem beraber birşeyler yapabilmeliler belki yemeğe çıkabilirler sinemaya gidebilirler ya da evde sakin sakin oturtabilirler sohbet ederek. Ara sıra arkadaşlarıyla da gezebilmeli insan. Ve ikide bir adamı arayıp bunaltmanın hiçbir mantığı yok. İki tarafta nefes alırsa ve kusurlar itina ile görmezden gelinerek üstü kapatılmazda herşey yoluna koyulabilinir bence.
Ben evli değilim ama genel olarak gözlemlediğim şeyler üzerinden yorum yapmak istedim.
Bence doyumsuzluk iki tarafıda ypratan en büyük şeylerden. Yani şöyle söyleyeyim hepimiz kadın ya da erkek fark etmez hayata adam akıllı adım atar atmaz sürekli birşeyler için çabalıyoruz. İlk okuldan sonra lise geliyor sonra üniversite telaşı ailelerin beklentileri onun çocuğu şunu yapmış benim çocuğumun ne eksiği var gibi söylemlerin çocuğun üzerine getirdiği baskılar duygusal olarak gelgitlerden sonra üniversiteye başlarız. Daha üniversite 1.sınıftayken aileniz ve çevreniz okulu bitirince neler yapmanız gerektiğinden tutunda evlenmenize ve çocuklarınıza kadar upuzun bir hayaller ve "nasihatler" listesi sunuyorlar size.
Sonra çalışma hayatına başlıyoruz. 2 bin tl ile başladık diyelim süre geçiyor yaptığımız iş aynı olsa da daha fazla maaş diyoruz. Evleniyoruz asıl o sırada birşeyler kaırşmaya başlıyor bence. Çünkü artık iki tarafta yıpranmaya başlamıştır. Sürekli bir döngünün içerisindeyiz ay sonunu getirmeye birşeylere yetişmeye o kadar çok çabalıyoruz ki ruhsal olarak yorulmaya ya da bitmeye başladığımızı fark etmiyoruz. Evlilik zamanı özelikle kız annelerinin ısrarla ve bitmek bilmeyen istekleri. Erkek tarafının bir tanecik oğlum var şu şlöyle bu böyle olmalı cümleleri. İki tarafın ailelerinin isteklerinin çatışmaları. Zaten adam/kadın değil aileler evleniyor. Yok şu takı alınsın yok bu koltuk takımı olsun. Balayına şuraya gitsinler vb vb. Birde eğer kız ve erkek ikisi de çalışıyorlarsa daha evlenir evlenmez bir borç altına giriyorlar aileleri birşey yapmadılarsa. Yeni evliler yeni bir hayata belki de sevdikleri kişi ile birlikte adım atıyorlar ama borçlar, iş hayatı , sürekli stres ve sııntı kendine vakit ayıramama gibi sebepler yüzünden ilişkiler de kişilikler de çatırdamaya başlıyor bence.
Ben kendi adıma konuşuyorum açıkçası x marka koltuk takımı ya da bilmem kaç metrekare ev zerre kadar umurumda değil. Hiçbir zaman olmadı hiçbir zaman da olmayacak. Ben evin kapısından içeri adım attığımda huzur bulamaycaksam, aldığım her nefeste endişe stres sıkıntı ve boğulmuşluk hissi hissedeceksem ne önemi var alınan eşyanın ? yatılan yatağın ?
Bence evli bile olunsa her iki tarafta kendine vakit ayırabilmeli. Hem beraber birşeyler yapabilmeliler belki yemeğe çıkabilirler sinemaya gidebilirler ya da evde sakin sakin oturtabilirler sohbet ederek. Ara sıra arkadaşlarıyla da gezebilmeli insan. Ve ikide bir adamı arayıp bunaltmanın hiçbir mantığı yok. İki tarafta nefes alırsa ve kusurlar itina ile görmezden gelinerek üstü kapatılmazda herşey yoluna koyulabilinir bence.
Macera ariyorsun sadece flort etmelisin. Evlilik ciddi bir muessese. Mazallah icinden cikamayacagin bir evliligin icine dusersen bu sefer cikis yolunu nasil bulurum diye donersin durursun. Bence adimlarini olcerek at.Ben aslinda hic birseyi gozden kacirmadim, herseyin farkindaydim ama yinede evlendim.. kadermi kismetmi bilemiyorum.. camura batacagimi bile bile evlendim.. risk almayi severim, maceraciyim birazda .. belkide yaniliyorum dedim, belkide onlar kotu degillerdir dedim .. evlendigimin ertesi gunu bosanmak istedim resmen .. maddi manevi somurduler beni, bazi yonlerini gordum nisanliyken, ama en igrenc yonlerinide evlendikten sonra gordum.. ve sonunda ne oldu bosandim.. halen dosyalarla ugrasiyorum .. ne nafakam odeniyo, nede tazminatim..
Maceraciyim derken sizin soylediklerinizi kastetmedim ... Tabiki kararlimi olcerek bicerek karar veriyorum.. bazen insan ne olduklarini bile bile evleniyo .. bunada kadermi desek kendi kararimizmi desek bilemedim..Macera ariyorsun sadece flort etmelisin. Evlilik ciddi bir muessese. Mazallah icinden cikamayacagin bir evliligin icine dusersen bu sefer cikis yolunu nasil bulurum diye donersin durursun. Bence adimlarini olcerek at.
mantıklı güzel bir yorum.Evlenince insan bunun doğruluğunu daha iyi anlıyor.Şahsen "evlenmeden bir insanın ne olduğu belli olmaz" "evlilik bir kumar,şansına ne çıkarsa" gibi laflara hiç inanmıyorum.
Bir insan karakterini uzun süre gizleyemez, insanlar ya aşktan gözü kör olduğu için ya da mutlaka evlenme isteğiyle sorunları bilinçaltına ittiği için evlenmeden önce harekete geçemiyor kolay kolay. "Ya evlenmeden önce böyle değildi" laflarına inanmayın. Bizzat bir arkadaşımı gözlemledim. Evlenmeden önce çocuğun karakteri ortadaydı, gizlemek gibi bir çabası da yoktu, ama kız evlendikten sonra bilmeyen herkese "ya evlendikten sonra anladım hiç böyle biri değildi" vs diyordu sürekli:)
Evlilik şans, ne çıkarsa bahtına anlayışı genelde kapalı yetişmiş orta yaşlı kesimin lafıdır. Cafede karşılıklı oturarak bir insanı tanımaya çalışırsan tabi ki kumar. Bu şekilde flörtün de görücü usulünden farkı pek yok zaten. Şahsen ben birlikte tatile gitmediğim bir adamla evlenmem mesela. Ee bir insanı da tatilde tanımazsan daha nerde tanıyacaksın:)
Evliliklerin %80'i de cinsel sorunlardan bitiyor. Cinsellik yaşamadığım bir adamla evlenme riskini asla almam ben. Ne çıkarsa bahtına resmen.
çok güzel yorum.tamamen duygusal kararlarla başlayan evllilik pek sağlıklı olmuyor bencedeBurada okudugum konulardan sonra benim dusuncelerim;
Bazi seylerin evlilik oncesi hafife alinmasi, evlendikten sonra halbuki ne kadar ciddi sorun oldugunun dank edilmesi,
Mantigin fazla rafa kaldirildigi, sadece duygularla hareket edilerek alinmis evlilik kararlari,
Cevreden fazla beklenti, altiniydi, bohcasiydi, filanca bize ev almadi, oburu bilmemkac tane bilezik takmadi,
Es ailesine karsi olan onyargilar,
Insanlarin kendine yetebilen bireyler olamadan evlilik sorumlulugu almalari
vs.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?