- 21 Şubat 2015
- 81
- 84
- 38
- 40
- Konu Sahibi Giovannetta
-
- #161
yazdıklarınıza %100 katılıyorum..çok doğru tespitler...1- anlık duygularla hareket ediyoruz
2- aşkın gözü kördür mottosuna acayip sadığız ancak aşık olduğumuzda kulağımız da sağırlaşıyor burnumuz koku bile almıyor
3- evlenince düzelir mantığı baskın. Oysa ki nasıl başlarsa öyle gidiyor
4- takıntılı ve ruh sağlığı sallantıda olan insanlarız. Mantıklı düşünmekten oldukça uzağız
5- maddeye çok kıymet veriyoruz (ev, araba, altın, bohça) resmen elalem için yaşıyoruz
6- hanımlar bana kızacak ama erkekler haklı. Bazılarımız acayip derecede kezbanız. Evlenince prenses kraliçe filan olacağımızı zannediyoruz ki işin aslı öyle değil.
7- kültürden kaynaklanan eşin ailesinden nefret etme düsturu var. Kafada önyargı ile başlıyoruz ilişkiye.
8- kıskançlık, sakınma, trip atma ya da naz yapmanın dozunu bilmiyoruz. Tabiri caizse b..kunu çıkarıyoruz.
9- cinselliği silah olarak kullanıyoruz. Erkekleri böyle terbiye (?) terbiye etmeye çalışıyoruz.
10- en kötüsü de ne anatomik olarak ne de ruhsal bakımdan kendimizi tanımıyoruz. Ne korunmayı ne de sevişmeyi bilmiyoruz. Kadının bedeni yapısından, aylık döngülerinden, tüm bunların oluş sebebi, meydana getirdiği değişiklikler vs hakkında bihaberiz (bu gözler forumda vajinaya rahim diyeni de gördü)
Erkeklere gelince
1- hatayı yine en başından biz kadınlar erkek çocuklarını "aslan oğlum, oy yerim pipisini" sözleriyle büyüterek yapıyoruz. Hemen her erkeğin hayatı buna göre şekilleniyor.
2- evlilikte amaç seviyorum ömrümü bu kadınla geçirmek istiyorum değil "el değmemiş kız, rahat ve sık cinsellik, temiz çamaşırlar, neslin devamı ve mutgalta sıcak yemek" oluyor çoğunlukla
3- diğer ülkelerde nasıl bilmem ama bizim ülkede gördüğüm kadarıyla erkek istediğini elde edene kadar yalan söyleme ve numara yapma eğiliminde. Evlenene ya da nişanlanana kadar ideal sevgili olan erkeklerin içinden canavar çıkıyor.
4- yine belki cehalet belki yetiştirilme tarzı yüzünden anne-kardeş-eş dengesini sağlayamıyorlar.
5- kadında yatakla cezalandırmanın karşılığı erkekte psikolojik ya da fiziksel şiddet olarak kendini gösteriyor.
6- yine kadının maddeye verdiği kıymet yüzünden erkeğin varsa parasıyla yoksa da hakaret ve aşağılamayla cevap vermesine sebep oluyor.
7- onlar da tanımıyorlar kendilerini. O kadar övünmelerine rağmen gerçekten cinsellikten bihaberler ve bu onlar için gurur meselesi
Bence evlenme amaçlarımız yanlış her iki cins için de.
Kaçış, kurtulma, heves, özgür cinsellik, çocuk sahibi olma gibi neden ve dürtülerle evleniyoruz.
Amaç saf mutluluk değil. Her iki cins de mutluluğunu yukarıda saydıklarıma bağlayarak kendini mahvediyor.
Ha bunları bilmek neyi değiştirir. Sanırım hiçbir şeyi.
Ben bekarım hala kafamın uyacağı adamı bekliyorum ama muhtemelen saçma sapan bir evlilik yapıp kocam çok ilgisiz diye konu açacağım. Bu nesil düzelmez bir sonraki nesil kendini kurtarır inşallah.
Dalga gecer gibi neden yazdin ki bende bunu anlamadim valla afferim kiza hangimiz boyleyiz ki hemen dalgaya almayin
Abovv şu mesajı beğenenler olmuş bir deCinsellik icin evleniyor insanlar baska aciklamasi yok. 24,yasindayim ve bakireyim. Erkek eli tutmadim hic. İnancim geregi. Ve inanin bu yasima kadar 2 kere masturubasyon yaptim. Sacma geliyor bana. Millet esini aldacak kadar aziyor hayret ediyorum.
Kizlar evlenmeyin. Sehveti olanlar oruc tutsun.
Cok sagol Giovannetta.
Keske birlikte yasamak abes kacmasa. Abes kacmasinin sebebi de yine onyargilar. Halbuki kulturlu ahlakli bireyler zaten bunu saglikli bir sekilde yasayip gorebilirler. Bizde cinsellik tabu goruldugu surece de bu onyargilar kacinilmaz...
Bu arada bugun okudum biraz yazdiklarinizi.. Yazmak istedim.. Benim annem de babamdan 41 yasinda bosandi (15 yillik evlilik ve 14 ve 5 yaslarinda iki kiziyla). Baslarda psikolojik olarak cok etkilendi zorlandi ama simdi cok mutlu huzurlu. O yuzden sen de kararlarini verirken seni ne mutlu huzurlu edecekse onu yap. Cunku cocuklarin huzurlu ve mutlu bir anneye ihtiyaci var
Sizler yeni nesil olarak tabulasmis eski zihniyetini degistirebilirsiniz. Bu sizin elinizde.Ben evli değilim ama genel olarak gözlemlediğim şeyler üzerinden yorum yapmak istedim.
Bence doyumsuzluk iki tarafıda ypratan en büyük şeylerden. Yani şöyle söyleyeyim hepimiz kadın ya da erkek fark etmez hayata adam akıllı adım atar atmaz sürekli birşeyler için çabalıyoruz. İlk okuldan sonra lise geliyor sonra üniversite telaşı ailelerin beklentileri onun çocuğu şunu yapmış benim çocuğumun ne eksiği var gibi söylemlerin çocuğun üzerine getirdiği baskılar duygusal olarak gelgitlerden sonra üniversiteye başlarız. Daha üniversite 1.sınıftayken aileniz ve çevreniz okulu bitirince neler yapmanız gerektiğinden tutunda evlenmenize ve çocuklarınıza kadar upuzun bir hayaller ve "nasihatler" listesi sunuyorlar size.
Sonra çalışma hayatına başlıyoruz. 2 bin tl ile başladık diyelim süre geçiyor yaptığımız iş aynı olsa da daha fazla maaş diyoruz. Evleniyoruz asıl o sırada birşeyler kaırşmaya başlıyor bence. Çünkü artık iki tarafta yıpranmaya başlamıştır. Sürekli bir döngünün içerisindeyiz ay sonunu getirmeye birşeylere yetişmeye o kadar çok çabalıyoruz ki ruhsal olarak yorulmaya ya da bitmeye başladığımızı fark etmiyoruz. Evlilik zamanı özelikle kız annelerinin ısrarla ve bitmek bilmeyen istekleri. Erkek tarafının bir tanecik oğlum var şu şlöyle bu böyle olmalı cümleleri. İki tarafın ailelerinin isteklerinin çatışmaları. Zaten adam/kadın değil aileler evleniyor. Yok şu takı alınsın yok bu koltuk takımı olsun. Balayına şuraya gitsinler vb vb. Birde eğer kız ve erkek ikisi de çalışıyorlarsa daha evlenir evlenmez bir borç altına giriyorlar aileleri birşey yapmadılarsa. Yeni evliler yeni bir hayata belki de sevdikleri kişi ile birlikte adım atıyorlar ama borçlar, iş hayatı , sürekli stres ve sııntı kendine vakit ayıramama gibi sebepler yüzünden ilişkiler de kişilikler de çatırdamaya başlıyor bence.
Ben kendi adıma konuşuyorum açıkçası x marka koltuk takımı ya da bilmem kaç metrekare ev zerre kadar umurumda değil. Hiçbir zaman olmadı hiçbir zaman da olmayacak. Ben evin kapısından içeri adım attığımda huzur bulamaycaksam, aldığım her nefeste endişe stres sıkıntı ve boğulmuşluk hissi hissedeceksem ne önemi var alınan eşyanın ? yatılan yatağın ?
Bence evli bile olunsa her iki tarafta kendine vakit ayırabilmeli. Hem beraber birşeyler yapabilmeliler belki yemeğe çıkabilirler sinemaya gidebilirler ya da evde sakin sakin oturtabilirler sohbet ederek. Ara sıra arkadaşlarıyla da gezebilmeli insan. Ve ikide bir adamı arayıp bunaltmanın hiçbir mantığı yok. İki tarafta nefes alırsa ve kusurlar itina ile görmezden gelinerek üstü kapatılmazda herşey yoluna koyulabilinir bence.
2- evlenince duzelir yani bireyi bir kisiyi huylarini goz ardi ederek degistirmeye calismak yada degismesini umut etmek. Bence bu cok buyuk bir sorun.1.Aile: Kendi ailemizi yere göğe koyamazken eşin ailesini kadınlar olarak beğenmemek.Örnek annem benim tabiki evime gelecek cümleleri ama kaynana gelince, başka kalacak yeri yokmuş gibi cümleler.Bu cümleler kocalara da böyle yansıyorsa yazık.
2.Evlenince düzelir: evliliğin sihirli bir değnek olduğunu sanıyoruz ve kadınlar olarak erkekleri değiştirmeyi misyon ediyoruz.
3.Göz yumma: Evlenmeden önce görmezden geldiğimiz şeylerin evlenince büyüyerek devam etmesi, sinirli olma durumunun evleninde kadına şiddete dönüşmesi.
4.Toplumda birey olamamış erkekleri evin reisi yapıp hemen baş tacı edilmesi: Anasının şımarttığını iyice şımartıp totosunun iyece büyümesine sebep oluyoruz.
5.Sorumluluk: Evlilik için olgunluk olması gerekirken gerek kadının gerekse erkeğin sorumluluklarından kaçması, ya da bir tarafın tüm sorumlulukları üstüne alması.
6.Aşırı müdahaleci aile: Evdeki halıya, çatala, bıçağa kadar her şeye karışan aile büyüklerinin aslında kimseyi memnun edememesi ve evli çift üzerinde akim olma çabası.
7.Küsme: Erkeğin sinirlenerek, bağırıp çağırarak istediğini yaptırmasının yanın da kadının ağlayarak ve evde küserek ilgi çekmeye çalışması.İkisi de bir süre sonra patlamaya sebep oluyor.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?