Bir yenidoğan tipik olarak 30 dakika ile 4 saat arasında uyur. Ancak bebekler hiç bir zaman deliksiz bir uyku uyumazlar. Sık sık beslenmesi gerektiği veya altı kirlendiği için uykuları bölünür. Zaten bebekliğin bu döneminde bebeğin, 2-3 saatten fazla kesintisiz uykuda bırakılmaması gerekmektedir. Ancak 2 haftalıktan itibaren bebeğe gece gündüz farkını hissettirmeye başlamak gerekir. Gündüz uyku aralarında bebekle konuşabilir, oyun oynayabilirsiniz. Ancak gece uyandığında, ışıkları fazla açmadan loş bir ortamda , daha sessiz konuşarak ona gece olduğu anlatılmaya çalışılmalıdır.
Bebeğin yaşı arttıkça uyku yoğunlaşmaya başlar. Yenidoğan bebekler günde 17-18 saat, bir aylık olduklarında günde 16-17 saat, 3-4 aylık olduklarında günde 15 saat kadar uyurlar. Artık ilk aylardaki sıklıkla uyanmayacaktır. Geceleri birkaç kez uyandırılıp beslenmelidir. Ancak bu gece beslenmesi yavaş yavaş azaltılmalıdır. Gündüzleri ise 2-3 kez uyuyarak 5 saati dolduracaktır. Bu ikinci 3 aylık dönemde artık bebeğin uyku düzeni belirmeye başlayabilir. Onu yatırmaya alıştırmak istenen saattten önce (20:00-20:30 uygun olabilir) yapılacak aktiviteleri belirlemek gerekir. Örneğin pijamalarını giydirip, hafif müzik eşliğinde ona hikaye okumak bir yol olabilir. Banyo düzeni de yatmadan önce olarak ayarlanabilir. Böylece bu aktiviteler başladığında bebek uykuya hazırlanacaktır.
Dört aylık bir bebekte uykunun üçte ikisi gece gerçekleşir. Altıncı ayda uyku evresi 7 saat kadar sürebilir. Bu period başladığında artık gündüz uykuları da düzenlenebilir. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere 2 kez uykuya yatırılması gece uykusu düzenine de uyacaktır. Bu dönemde bebek, alıştığı uyku öncesi aktiviteler varsa onlar başladığında uyuması gerektiğini kabul edecektir.
9.aydan sonra uyku ihtiyacının büyük kısmı gece karşılanırken gündüz uykuları biraz kısalabilir. Gündüz yarım ile 2 saat arasında 2 kez uyurken , gece 10-12 saatlik uyku zamanı normaldir. Önemli olan uyku öncesi aktivitelerini bozmadan devam ettirmek ve kendi kendine uyumasını sağlamaya çalışmaktır.
12.aydan sonra artık gündüz uykusu tek sefer olarak öğleden sonra gerçekleşebilir. 18.aya kadar gündüz 2 kez uyku sonrasında da 1 keze çevirmek iyi olacaktır. Bu aylarda artık bebeği kendi kendine uyumaya alıştırmak, süregelen düzensizlikleri varsa bunları ortadan kaldırmaya çalışmak çok önemlidir.
1 yaşından itibaren bebeğin hareketliliği artmaya başlar. Emekleme ve yürüme dönemi ile birlikte artık etrafında ilgisini çeken birçok uyarıcı vardır. İnsanlar, oyuncaklar, evde ki eşyalar
Pek çok bebek artık gündüz uykusunu azaltıp, geceleri anne ve baba ile daha uzun süre bir arada kalmak ve oynayabilmek için mücadele ederler. Alışılmış uyku düzeni ve saatleri değişmeye ve geç saatlere kadar ertelenmeye başlar. Bir kısmı oynarken uyuya kalır ya da salonda televizyon izleyen anne ve babanın yanında kanepe de uyurlar. Yalnız başlarına yatmak hoşlarına gitmez. Anne babayı yanında ister ya da onların yatağına ziyaretlere başlar.
İki yaşına gelindiğinde günlük uyku saati 12 saate kadar iner ve gündüzleri kısa süreli uyuklamaları olabilir. Bu dönemde çocuklar artık genellikle yataklarında yatıp uyumaya alışmıştır. Gece meme emme dönemi de bittiği için eskisi kadar sık uyanmazlar. Ancak bu dönem tuvalet eğitiminin başladığı dönem olduğu için gece bezsiz yatma, tuvaletini tutma ya da yatağa kaçırmanın görüldüğü bir dönemdir. Yatak ıslatma sorununa yardımcı olabilmek için yatma saatinden önce sıvı alımını azaltmak faydalı olacaktır.
Bebeğin yaşı arttıkça gündüz uykularının süresi kısalır. Genellikle 3 yaşından sonra gündüz uyumayı bırakırlar. İlk 6 ayda bebekler gece 1-3 kez emmek için uyanabilir, ancak hemen tekrar uykuya dalarlar. Bir yaşındaki bebeklerin yaklaşık % 85i gece boyunca sakin ve düzenli uyur. Ancak % 10unda hemen her gece uyanma sorunu olduğu bildirilmektedir.
Uyku, non-REM ( Rapid eye movement ) ve REM denen iki farklı dönemden oluşur. Non-Rem dönemi uykunun en derin dönemleridir, gecenin 1. ve 3. saatleri arasında yer alır ve çocuklarda bu dönem erişkinlerden daha uzundur. Bu dönemde uykudan uyandırmak oldukça zordur, uyurgezerlik ve uyku korkuları bu dönemde olmaktadır. REM uykusu ise ağır uyku ile hafif uykunun birleşmesi gibidir. Rüyaların çoğu REM döneminde görülür, erişkinlerdekine göre süresi daha kısadır. En uzun REM dönemleri sabaha karşı olur, kabuslar özellikle gecenin ikinci yarısında görülür. Uykunun bir diğer parçası ise uyanık olunan dönemlerdir. Bu kısa uyanıklık dönemleri gecede beş veya yedi kez olur ve çocuklar hızlı bir şekilde uykuya tekrar dalarlar.
Ne zaman uyku bozukluğundan söz edilir?
Uyku bozukluğu şayet biyolojik bir nedene dayanmıyorsa, psikosomatik; yani kaynağı psikolojik kökenli bir problemdir. Ne zaman uyku probleminden söz edebileceğimiz konusunda ise değişik uzmanların farklı görüşleri vardır. Richman, eğer bebek ya da çocuk geceleri 5 ya da daha fazla kez uyanıyorsa ve uyandığında en az 20 dakika uyanık kalıyor ya da anne babasının yatağına gidiyorsa ve bu durum en az 3 aydır devam ediyorsa burada uyku probleminden söz edebileceğimizi belirtir. Zuckerman ise, bebeğin geceleri 3 seferden fazla uyanıp, yeniden uyumasının en az 1 saati aldığı durumlarda uyku problemi olduğunu belirtir.
Uyku sorunlarının tedavisi nasıl yapılır?
Çocuklarda uyku bozukluklarının değerlendirilmesinde ilk adım iyi bir uyku öyküsünün alınmasıdır. Uyku ve uyanıklık dönemleri gözden geçirilmelidir. Kullanılan ilaçlar, beslenme düzeni ve öğün miktarı, kafeinli içecekler ( akşamları ailenin çay içme alışkanlığı gibi), yatma zamanı, uykuya geçiş ritüelleri sorgulanmalıdır. Gece boyunca uykuya dalmak için geçen süre, gece boyunca davranışlar ve gece boyunca uyanma dönemleri irdelenmelidir. Sabah uyanma zamanı, uykusuzluk ve ilk davranışlar gözden geçirilmelidir. Gece korkuları, uyurgezerlik, sık uyanma durumları solunum sorunları ( horlama, uyku apnesi) nöbet ve altına kaçırma gibi normal olmayan durumlarda gözden geçirilmelidir. Özellikle gün içinde anksiyete ve depresyon belirtilerinin varlığı, okul başarısı, sosyal uyumu, ailenin durumunun sorgulanması çok önemlidir.
Değerlendirmede ikinci basamak ise uyku günlüklerinin tutulmasıdır. Uyku günlüğü iki haftalık süre boyunca uykuya geçiş saati, uyku süresi, uyanmaların sayısı ve süresi, sabah uyanma zamanı, toplam uyku süresi, kestirmelerin sayısı ve süresini içermelidir. Uyku günlüğü, ailenin çocuğun uyku durumuna gösterdiği tepkileri de içermelidir. Böylece yanlış tutumlara dikkat çekilir ve değiştirilmesi önerilir.
Uykuya Direnme;
uyku problemi üzerine düşünürken sorunu çok etraflı ele almak ve bebeğin uyuyamayarak neye direnç gösterdiğini, ağlamaları ile neyi anlattığını anlamak gerekir. Bu elbette zaman alan bir süreçtir. Oysa, genellikle anne babalar içinde bulundukları stresin neden olduğu çaresizlikle birlikte haklı olarak kesin sorularla gelip; net cevaplar almak isterler. "Uyanınca yatağından almalı mıyım? Yoksa ağlayarak onu kendi haline mi bırakmalıyım?.." Bu soruların kesin bir cevabı yoktur. Bunun nedeni ise her bebeğin ve onun içinde doğduğu aile ortamının farklı olmasıdır.
Uykuya gidişin; yani uyumadan hemen önce bebeğin neler yaşadığının, gününü\günlerini nasıl geçirdiğinin uykusu üzerinde belirleyici önemi vardır. Biz yetişkinler için geçerli olan kural bebekler için de geçerlidir. Şayet stresli bir gün geçirdiyseniz ya da yaşamınızda önemli değişiklikler oluyorsa uykularınız da bundan direkt olarak etkilenir, başka bir deyişle "mışıl mışıl" uyuyamamaya başlarsınız. İşte bebekler için de durum aynıdır.
Dolayısı ile de her bebeğin gereksinimi diğerinden farklıdır. Sözgelimi, uyandığında bir süre ağladıktan sonra kendini genel anlamda güven içinde hisseden bebek bir süre sonra kendiliğinden uyuyabilirken ve onun yatağından alınmaması doğru iken, bir başka bebek için durum farklı olabilir. Burada asıl önemli olan bebek uyandığında ne yapılması gerektiğinden çok, bebeğin uyumasına engel olan faktörlerin anne baba tarafından fark edilmesidir.
Huzursuz, uyku sorunu yaşayan bir bebek anne ve babayı çok yorar hatta aralarındaki ilişkiyi bile etkileyecek duruma gelebilir. Böylesi bir durumda anne babanın birbirlerine destek olarak sorunun üzerine gitmeleri, sorun hala devam ediyorsa mutlaka konun uzmanından yardım almaları gerekir.
İdeal olan sadece ilk haftalarda bebeğin yatağının anne babasının odasında olmasıdır. Çünkü bebeğn anne babanın varlığını hissetmeye onların seslerini, soluk alışverişlerini duymaya ihtiyacı vardır. Ancak ilk haftalardan sonra bebek mutlaka kendi odasına alınmalıdır. Bebek her ağladığında yanına giderek yatağından almak yerine bebeğe kendi kendine yeniden uyuyabilmesi için zaman verilmesi gerekir. Şayet bebek yine uyuyamamışsa yanına giderek onunla konuşmak varlığınızı ona hissettirerek bebeğinize bağımsız bir şekilde uyuya bilmesi için gerekli olanağı ona vermiş olursunuz. Uyku konusunda bir başka önemli noktada uykuya gidişin bir seremoniye dönüştürülmesidir. Belirli bir uyku saatinin ve rutinin sağlanması bebeğin bir sonraki davranışı öngörerek kendisini bir sonraki adıma hazırlamasını sağlar.
Her çocuk mutlaka akşam 8de yatıp 12 saat uyku uyumaz. Her birinin uyku süresi ve uykuya geçmesi farklıdır. Çocuğun hangi saatlerde yattığı, uyuduğu ve uyandığı, gece kalkıp kalkmadığı gibi uyku düzenine ait bilgilere dikkat etmek ve çocuğun ne kadar süre uyku ihtiyacı duyduğunu anlamak bu çatışmaları azaltabilir. Belki de onu ihtiyacından fazla süre uyutmaya çalışıyor olabilirsiniz. Eğer çocuk anne ve baba ile yeteri zaman geçirmiyor ve özellikle uyku saatinden önce doyurucu bir şekilde oyun oynamıyorsa bu nedenle de uykuya gitmekte zorlanıyor olabilir. Çocuğu yat artık ve uyu emri ile uyumaya zorlayamazsınız. Birinin size de aynısını yaptığını düşünün ve kendinizi onun yerine koyun.
Yaşla birlikte uyku ihtiyacının azaldığı da unutulmamalıdır.
Mümkün olduğunca her akşam aynı saatlerde odasına birlikte gitmek ve her akşam aynı alışkanlıkları tekrarlayarak hazırlanmakta önce pijama giyme, diş fırçalama, tuvaletini yapma, kitap okuma vs gibi- uykuya geçişi kolaylaştıracaktır. Uykuyu bir ceza olarak kullanmamak-haydi madem yemek yemiyorsun o zaman gidip yat gibi-ya da baştan savarak uykuya yollamak misafir varken rahat etmek için yatağa göndermek gibi- severek yatağa girmesini sağlamak ve bu sürenin bir gereksinim ve faydalı bir durum olduğunu anlatmakta faydalı olacaktır. Sevdiği bir oyuncağını yanına almasına izin verebilirsiniz. Uyumadan önce biraz sohbet etmek, onu rahatlatacak hikayeler anlatmakta uyumasına yardımcı olabilir. Gerekirse küçük bir ışık açık bırakmakta faydalıdır. Çocuk bazen odasında karanlıkta korktuğundan, yaratıklar çıkacağından söz edebilir. Küçük bir ışıkla rahatlamasını sağlayabilirsiniz.
Çocuğunuzu odasında ve yatağında yatmaya alıştırmak için adım adım ilerlemeniz gerekir. Yanına uzanıp konuşmak, bir sonraki adımda yatağın kenarına oturmak masal okumak, daha sonra odanın biraz daha uzak bir köşesinde oturarak uyumasını bekleme, sonraki adım 3-5 dakika odadan çıkıp geri gelmek gibi. Ancak bu alıştırmaları yaparken mutlaka her gece önce yatağının yanında onunla sohbet edip ya da masal anlatıp, iyi geceler öpücüğü yapıp yanından ayrılmaya dikkat etmelidir.
En önemlisi uyku konusunda çocuğu zorlamadan alışkanlık kazanmasını sağlamak, yatağa gitmesinde birkaç denemede başarısız olununca pes etmeden denemeye devam etmek, kararlı olduğunuzu belli etmek gerekiyor. Bir gün odasında ertesi gün salonda kanepede yatmasına izin verilen çocuk yatağında ve saatinde uyumakta zorlanacaktır.
Sağlıklı bir uyku için dikkat edilmesi gereken genel kurallar:
- Mümkün olduğunca aynı saatlerde yatırmaya dikkat edin;her sabah aynı saatte uyandırarak biyolojik saatini koşullandırın.
-Sesle uyumaya alıştırılması ileride de daha rahat uyku uyumasına yardımcı olacak alışkanlıklar kazanmasını sağlayacaktır. Evin içindeki olağan seslerin evdeki diğer çocuğun sesleri, dışarıdaki araba gürültüleri, annenin ayak sesleri vs yanı sıra bebek uykuya yatırıldığında hafif bir müzik sesi açmak, annenin ya da bakan kişinin mırıldanarak şarkı söylemesi ve masal anlatması hem uykuya geçişi kolaylaştıracak hem de bebeğin ileride de her ortam da uyuyabilme alışkanlığı kazanmasını sağlayacaktır.
-Gece uyanıp koynunuza geldiğinde onu alıp yatağına götürüp gerekirse bir süre onun yanında oturarak tekrara uyku alanı olarak yatağını hatırlatmak önemlidir.
Gece uyanan çocuklarla oyun oynamamak, yalnızca yatırmak ve sessizce uykuya geçmesini beklemek gerekir. Sevdiği bir oyuncağı yanına almasına izin verebilirsiniz.
-Yatağa aç gitmelerine izin vermeyin ama akşam yemeklerini hafif yemelerine, çok su içmemelerine özen gösterin.
-Spor faaliyetlerini yatmadan en az 5 saat önce yapmış olmalarına dikkat edin.
-Yatak odalarının sessiz, karanlık, yaklaşık 2324 ısıda derece olmasına özen gösterin.
-Yatmadan önce yoğun video oyunları, korku filmleri izlemelerini önleyin.
-Dertleri, sorunları, endişelerini konuşun ve sıkıntılarını yatağa taşımamalarına yardımcı olun.
-20 dakikada uyuyamazlarsa başka bir odaya geçirin, uykusu gelince yatağına dönmesine yardımcı olun.
Uyku sorunları bir iki haftayı geçemezse bunları gözlemleyin, not edin, doktorunuza veya bir uyku uzmanına danışın.
Temel Uyku Sorunları
* Gece boyunca sık uyanma
* Uykuda konuşma
* Uykuya dalmada güçlük
* Ağlayarak uyanma
* Gündüz uyuklama
* Kabus, korkulu rüya
* Yatak ıslatma
* Diş gıcırdatma veya sıkma
* Erken uyanma
* Uyurgezerlik olarak sıralayabiliriz.
Bu bozuklukların her biri çocukluğun değişik dönemlerinde görülebilir. Genellikle çocuk için kaygı uyandıran bir durum nedeniyle, yanlış uyku alışkanlıkları yüzünden ya da sağlık sorunlarına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu tür uyku bozukluklarında çocuğun hayatında önemli değişiklikler olup olmadığı, aile içinde yaşanan sıkıntılar, ailenin sorunlara yaklaşımı veya evde ya da okulda kaygı yaratan bir sorun olup olmadığı incelenmelidir. Ayrıca önemli bir sağlık sorunu olup olmadığı da araştırılmalı, gerekirse bir uzmandan yardım alınmalıdır.
Gece korkulu rüya görme çocuklarda zaman zaman karşılaşılan bir durumdur. Rüyasını anlattırmak, bunların korkutucu olmadığını söylemek yerine gerçekten de korkutucu bir rüya olduğunu kabul ettiğinizi ancak gerçekte şimdi böyle bir durum olmadığı için sizi korkutmayacağını belirtebilirsiniz. Çocuğa korkmanın saçma olduğunu söylemek, bunun sadece bir rüya olduğundan söz etmek onun yatışmasını sağlamayacaktır. Korktuğu şeylerin resmini yaptırtarak korkusunu somut hale getirmek ve sonra bu korku ile nasıl baş edebileceğine dair yaratıcı çözüm yolları üretmesini sağlamakta yardımcı olacaktır. Korku durumlarını abartmamak, panik olmamak ve çocuğa sakin yaklaşmak, sarılmak ve sakinleştirmek, yeniden yatağına yatırıp gerektiği kadar yanında oturmakta yardımcı olacaktır. Kabus görerek bağıran çocuklar genellikle tam uyanmış değildir. Onu uyandırmadan yavaşça sarılıp, okşayarak, hafif bir sesle mırıldanarak sakinleşmesini sağlayabilirsiniz. Kabuslar, gece korkuları, alt ıslatma ya da diş gıcırdatma gibi sorunlar uzun süreli olduğunda ve çocuğun gece uykularını engellediğinde uzman yardımı almak gerekebilir.
Sağlıklı ve Huzurlu Bir Uyku İçin;
Bebeklerin 3 aylık olana kadar tekerlekli bebek arabasına takılabilen, gerektiğinde evden dışarıya çıkıldığında kenarlarında tutacakları olan taşınır bebek yatağında ya da beşikte uyuyabileceğini belirten Prof. Dr. Şükrü Küçüködük, Üçüncü aydan 3 yaşına kadar kullanılan bebek karyolalarında koruma çubuklarının aralıkları kol ya da bacakların sıkışmaması için 2.5 santimden dar, bacakların da dışarı sarkmaması için 6 santimden geniş olmamalıdır.
Yatak altlığıyla korkulukların tepesi arasında en az 60 santim yükseklik bulunmalıdır. Bebeğin yatağı karyolaya tam oturmalı, bebeğin kolunu, bacağını ya da başını sıkıştırabilecek kadar boşluklar olmamalıdır dedi.
Bebeğin yatağının pamuklu kumaşla kaplanması ve çok yumuşak olmaması gerektiğine dikkat çeken Küçüködük, yüzüstü dönmesi durumunda havasız kalmasını önleyecek hava delikleri bulunmasının da önemine işaret etti.
Bebekler sırtüstü yatırılarak uyutulmalı
Yatak takımlarında sentetikten kaçınılması, yeni doğan bebekler için onu sıcaktan bunaltmayacak pamuklu örtüler ve ince battaniyeler kullanılması, bir yaşından sonra ise hafif ve sıcak tutan bir yorgan seçilmesi gerektiğine değinen Küçüködük, Boğulma tehlikesine karşı bebekler en azından 2 yaşına gelene kadar yastık kullanılmamalıdır. Ani bebek ölümlerine karşı bebekler sırtüstü yatırılarak uyutulmalıdır diye konuştu.
Bebeği huzursuz edebileceği için aşırı sarıp sarmalanmaması, oda ısısının ılık olmasının (18-20 santigrat derece) önemini anlatan Küçüködük, imkan varsa bebek odasına gece lambası ve oturulan odadan bebeğin rahatça kontrol edilebileceği bebek alarmı takılmasının gerekliliğini dile getirdi. İlk günlerde gece-gündüz kavramı gelişmediği için bebeklerin gelişigüzel saatlerde uyuduğunu, aylar geçtikçe uyku saatlerinin geceye kayacağını kaydeden Küçüködük, Annelerin doktorlara en çok sorduğu sorulardan biri bebeğin ne kadar uyuması gerektiği konusudur.
Çocuk doyurulduğu, gazı çıkarıldığı, sessiz ve ısısı ayarlanmış bir ortamda yatırıldığı sürece ihtiyacı olacak uyku süresi kadar uyur. Bebekler genellikle sorunları yoksa bir emzirmeden diğerine kadar uyku hallerini sürdürür. Çocuk büyüdükçe uyku ihtiyacı da azalır. 6 aylık bir bebekte günlük uyku süresi çocuktan çocuğa değişmekle beraber toplam 15 saat, 1 yaşında ise 14 saat kadardır. Her çocuğun kendine göre bir uyku düzeni vardır. Uyku genellikle günün aynı saatlerine rastlar.
Bebekler ilk yaşın sonlarına doğru öğle öncesi ve öğle sonrası olmak üzere iki kez uyur. Gündüz uyku alışkanlıklarının 2 saati geçmemesine dikkat etmek gerekir. Bebeğin uykusu bu süreyi aştığında gerekirse dikkatlice uykudan uyandırılmalıdır şeklinde konuştu.
Anne çocuğunu koynuna almamalı
Bir yaşını tamamlayan çocukların genellikle gündüzleri 1-2 saat, geceleri ise 12 saat kadar uyuduklarını ifade eden Küçüködük, bu durumun her çocukta farklı olabileceğini hatırlattı. Küçüködük, çocuğa akşamları düzenli olarak aynı saatte yatağa yatma alışkanlığının kazandırılması gerektiğinin önemini vurgulayarak, Aksi halde çocukta uyku problemleri başlayabilir. Akşamları uyku alışkanlığının kazanılması için bebeğin beslenmesinin odasında yapılması sağlanmalı. Uykuyu ceza değil eğlence haline getirmek için 20 dakikalık bir zaman ayrılmalı, mimikli bir oyun kurgusunun oluşturulması gereklidir. Bunun yanı sıra yatağına sevdiği oyuncaklar ya da sarılarak uyuduğu bir şey varsa o konulmalıdır dedi.
Bazı çocukların gece yarısı uykudan ağlayarak uyanıp annelerinin yatağına gittiğini kaydeden Küçüködük, bu durumda annenin çocuğu koynuna almaması gerektiğini belirtti. Küçüködük, şunları söyledi:
Anne çocuğu koynuna almak yerine, onu tekrar yatağına yatırıp, yanında oturarak sırtını sıvazlayıp onu okşaması, sakinleşmesini sağlamaya çalışması daha doğru bir hareket olacaktır. Bu uygulama çocuğun her seferinde annesinin yatağına gitme alışkanlığını kazanmasını da engeller.
ÇOCUKLARDA UYKUNUN FİZYOLOJİSİ
EEG, kas tonusu ve göz hareketi verilerine dayanarak tanımlanan; REM ve NREM dönemleri çocuk ve ergenlerde, erişkinlere göre farklılıklar gösterir. REM ve NREM uykuları gece boyunca döngüsel olarak yer alırlar, döngü zamanı bebeklikte 50-60 dakika iken, geç çocukluk ve erişkinlikte 90 dakikaya uzar. Çocuklarda çok büyük oranda derin-yavaş dalga uykusu (dönem 3 ve 4) vardır; yaş büyüdükçe bu uyku biçimi azalır. Bu uyku dönemlerinde (genellikle uykunun ilk 1-3 saati) çocukları uyandırmak zordur; eğer uyandırılabilirse genellikle yönelim bozukluğu, konfüzyon ve bilişsel işlevlerde yavaşlama görülür .
Anne rahminde durum daha farklıdır. Fetusta gerçek uyanıklığın olmadığı düşünülür, ancak aktif uyku ile sessiz uyku arasında gidiş gelişler olur. Aktif uyku sırasında yutma, tekmeleme, solunum gibi hareketler gerçekleşir. 30 ncu gebelik haftasından önce doğan bebeklerde REM uykusu, toplam uyku zamanının %90ınını oluştururken, zamanında doğan bebeklerde bu oran %50 civarındadır. Yaş arttıkça REM dönem süresinde azalma devam eder. Miadında doğan bebekte 24 saatin %75i uykuda geçerken, 6 ncı aya geldiğinde bu oran %50e düşer. Bir yaşındaki çocuk 2,5 saat gündüz ve 11 saat gece uyur. Gündüz uykusu iki ayrı bölümde uyunabilir. Üç yaşındaki çocuklar genellikle gece 10,5 saat gece, gündüz ise tek seferde 1,5 saat uyur. Gündüz uykuları 4 veya 5 yaşından sonra kesilir . Bebeklerde gece kısa süreli uyanmalar genelde gözlenir, ancak bir süre sonra uykuya yeniden dalarlar. İki aylık bebeklerde bu tarz uyanmalar uykularının %9unu oluştururken, dokuzuncu aya ulaştıklarında bu oran %6ya düşer .
Rüyalar, uykuda yalnızca mental aktivitenin olduğu REM dönemi uykusunda oluşur. REM dönemi uykusunun bebeklerde özel işlev gördüğüne inanılmaktadır. REM dönem uykusu bebeklerde nöron büyümesinin uyarılmasına katkıda bulunur. Çocuklarda yaklaşık iki yaşında hipokampusun işlev görmeye başlar ve bununla birlikte REM dönem uykusu daha ileri görevler almaktadır.
UYKU BOZUKLUKLARININ SINIFLANDIRILMASI
Uyku problemi olan çocuklar, aşağıdaki üç belirtiden birini ya da daha fazlasını gösterirler:
(1) Güçlükle uykuya dalarlar ya da uyuyamazlar;
(2) gündüz uyuklarlar;
(3) uyku sırasında alışılmadık ya da istenmeyen hareketler yaparlar .
Dissomniler :Yetersiz, aşırı veya verimsiz uyku ile karakterize uyku bozukluklarıdır.
Çocukları etkileyen iki sınıflandırması mevcuttur.
Solunumla ilgili uyku bozukluğu: Çocuklar arasında kronik uyku bölünmelerinin en sık görülen ve genellikle tanımlanmayan nedenlerinden birisi, soluk alma güçlüğüne bağlı uyku problemidir. Uyku sırasında, istemsiz olarak 10 saniyeyi aşan solunumun kesintiye uğraması olarak tanımlanır. Ortalama olarak, apneler 30-40 saniye sürer, ancak 10 sn ile 3 dakika arasında değişebilir.
Uyku apnesinin üç tipi tanımlanmıştır: obstruktif, santral ve miksttir.
Santral uyku apnesi prematür bebek ve yenidoğanlarda geçici olarak yaygın olarak gözlenir. Sekel nadir olur.
Obstruktif uyku apneleri Pek çok çocuk, büyük bademcik ve geniz etine karşın, uyanıkken oldukça düzenli nefes alır; ancak derin uyku sırasında azalan kas tonusuna bağlı olarak hava yolu daralır, bunun sonucu olarak solunum işi artar ve geçici bir obstruksiyona yol açar ve herbir apne-hipopne olayına kısmi uyanmalar eşlik eder. Böylesi kısmi uyanmalar bir gece sırasında 200-300 kez olabilir, bu durum uykuda aşırı derecede parçalanma ve yoksunluğa yol açar, bu nedenle obstruktif uyku apne sendromunda gün içi yorgunluk veya dikkatsizlik yakınmaları olarak başvurulabilir.
Yürüyen bebeklerde gelişme geriliği sendromunu andıran büyüme geriliği olabilir, bunun olası nedeni parçalı uyku sırasında yetersiz büyüme hormon salınımı ile ilişkilidir.
Uykuda durmuş veya düzensiz solunum, horlama ve ağız solunumu için uyku öyküsü pozitiftir. Uyuyan çocuğa yakın yerleştirilen ses teyp kaydı tanıyı doğrulamada sıklıkla faydalıdır.
Yürüyen bebek ve küçük çocuklarda obstruktif uyku apnesi sendromunu en sık büyümüş bademcik ve geniz eti sonucudur ve daha az sıklıkla aşırı obesiteden (şişmanlıktan) kaynaklanır.
Obstruktif uyku apnesi sendromlu çocukların tedavisi çok sıklıkla büyümüş, obstruksiyona neden olan geniz eti ve bademciklerin alınmasını kapsar.
Narkolepsi: Narkolepsinin başlangıç belirtilerinin; gündüz uyuklama ve başa çıkılamayan uyku atakları olduğuna işaret etmektedir, Narkolepsinin klinik belirtileri erişkinlerle benzerlik gösterir.
Tedavisi semptomatik olup, özgün semptomların şiddetine göre bireyselleştirilir. Hastaların belirli yatış ve kalkış zamanları izlenmelidir. Günde iki-üç kez 20-30 dakikalık düzenli programlanmış kısa bir uyku yoğun atakları olanlara önerilmelidir. Okul ve iş programları hastanın yüksek uyku gereksinimi olduğu düşünülerek uyarlanmalıdır. Psikososyal destek ve danışma şarttır, kendine-yardım grupları önerilir. Hastanın, ailesinin ve okulunun bilgilendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekir.
Protodissomniler: Çocuklarda güçlükle uykuya dalma ve devam ettirme en yaygın bozukluklardır ve okul öncesi yaşlarda çok yaygındır. Tekrarlayıcı gece uyanmaları ve uykuya dalmada güçlükle karakterizedir. Gelişimsel olarak gece uyanma problemleri uykuya dalma problemlerinden önde gelir .
Çocuklardaki çoğu uyku bozuklukları çalışmaları gece uyanma üzerine odaklanmıştır. Bazı araştırmalarda uyku problemi olan sekiz aylık bebekler izlenmeye alınmış ve üç yaşında iken %41inde sorunların hala devam ettiği bulunmuştur. Tersten söylenirse, üç yaşında iken uyku problemi olanların yalnızca %26sı, sekiz aylıkken bu belirtileri göstermemiştir. Başka bir araştırmada; üç yaşında uyku problemleri olanların %84ünün üç yıl sonra hala problemlerinin devam ettiği bulunmuştur. Yapılan bir geriye dönük çalışmada, ise, üç yaşında gece uyanma problemleri olanların hemen hemen yarısının doğumdan beri bu sorunun olduğunu, sekiz yaşında uyku problemleri olan çocukların %40ı en azından üç yaşında beri uyku problemleri olduğu gözlenmiştir.
Parasomniler uyku sırasında görülen bir grup alışılmadık ve istenmeyen davranışların olduğu uyku bozukluklarıdır.
Kısmi uyanma bozuklukları (Arousal disorders): uykuda korku bozukluğu (uyku terörü), uyurgezerlik bozukluğu ve konfüzyonlu kısmı uyanmalar küme halinde bir aradadırlar, Kısmi uyanma bozukluklarında belirtilerin gelişimsel sırası vardır. Uyku terörleri ilk olarak 18 aylıktan sonra gözlenir, uykuda yürüme okul öncesi ve okul çağı çocuklarda gözlenir, konfüzyonlu kısa uyanmalar herhangi bir yaşta görülebilir. Ergenliğe doğru kısa uyanma bozuklukları sıklık olarak önemli derecede azalır veya kaybolur. Uyurgezerlik ve uykuda korku bozukluğu çocuklarda erişkinlere oranla daha sıktır . Ciddi vakalarda ve ergenlerde oluşan kısmi uyanma bozukluklarda uykuyla ilişkili konvulziyonları dışlamak için ayrıntılı nörolojik muayene önemlidir.
Uyku-Uyanıklık Geçiş Bozuklukları: Uyku-uyanıklık geçiş bozuklukları; uyanıklıktan uykuya veya tersi olarak geçişlerde oluşur. Bu kategoride bulunan bozukluklar: uykuda konuşma, gece bacak krampları ve ritmik hareket bozukluklarıdır (kafa vurma, uyku sıçramaları, ve vücut sallanması). Ritmik hareketler tipik olarak uykunun başlangıcında olur. Çocuğun zarar verici davranışlarına yönelik önlem almak gerekir.
Gece kabusları genellikle üç ile altı yaş arasında başlar, bu yaş grubu çocukların %10-50sini etkiler. Gece kabusları, uyku teröründen kolayca ayırt edilebilir. Uyku terörleri uyku başlangıcının ilk üç saatinde olur ve uyku terörünün yaklaşık yarısında çocuk sesli uyku halindedir. Sabah olayları hatırlamaz. Gece kabusları genellikle sabah iyi hatırlanır. Gece kabusları, gece daha geç saatlerde olur, genellikle REM uykusunun baskın olduğu, uykunun son 1/3 periyodunda oluşur. Karakteristik olarak, çocuk kabusunu anlatırken tamamen uyanık ve yönelimi tamdır. Gece kabuslarının tedavisi oluşu sırasında kişiyi rahatlatmak ve gün içi stres kaynaklarını azaltmaktır.
Bebeklerin uyku sistemi farklı
Sağlıklı bir erişkinde normal uyku düzeni iki ayrı nörofizyolojik evreden oluşur: NonREM ve REM uykusu. REM uykusu, nabzın ve solunum hızının düzensiz olabildiği, bazı beden hareketlerinin ve hızlı göz hareketlerinin gözlendiği, ayrıca rüyaların ortaya çıktığı; bebeklerde ise uyanmaların ve ağlamaların görüldüğü evredir. NonREM uykusu ise uyuklama halinden derin uykuya dek değişkenlik gösterir. Nabız ve solunum düzenlidir, bedensel hareketler yoktur. Normal bir uyku döngüsü, gece boyunca birbirini izleyen NonREM-REM döngüleri şeklindedir ve her döngü ortalama 90 dakika sürer, gece ilerledikçe NonREM uykusu kısalır, REM uykusu uzar.
Bebeklerde ve küçük çocuklarda ise durum biraz farklıdır. Yeni doğan bir bebekte bu evreleme süreci tam olarak yerleşmemiştir. Yeni doğan bir bebek, günün 16 saatinden fazlasını uykuda geçirir. 3-4 saat uyur, uyanır, tekrar uykuya dalar; yani hem uykuda gece ve gündüz ayrımı yerleşmemiştir hem de çok sık uyanır. 'Belirsiz evre' olarak tanımlanabilecek geçici bir dönem uykuya hakimdir. NonREM-REM döngüsü 2-3 ay içinde ancak yerleşir. Bebeklerde uykunun yarısı REM evresinde geçer, NonREM-REM döngüsü erişkinlerdekinden daha kısadır, 50-60 dakikalık süreler halindedir.
Bebek büyüdükçe uyanmaların sayısı azalır, uykuda geçen süre artar. 6 aylık bir bebek aralıksız 6-8 saat uyuyabilir. 6-8 aya kadar da uykuda gece-gündüz ayrımı yer-eşmeye başlar. Uyku saatleri gündüzden geceye kaymaya başlar, ancak 5-6 yaşına kadar da gündüz uykuları devam edebilir. 1 yaşındaki bebeklerin hemen tamamı gündüz uykusuna dalarken, bu oran giderek azalır, 6 yaşındaki çocukların yüzde 10'un-da gündüz uykusu gözlenir. Yeni doğan bebeğin uyku gereksinimi 16 saatin üzerindedir. Büyüdükçe bu süre azalabilir; 3-5 yaşlarındaki çocuk-' ların ortalama 13-14 saat, 6-8 yaşındaki çocukların 10-12 saat uyku gereksinimi vardır. Çocukların uyku sorunları iki başlıkta özetlenebilir
. Uyku kalitesi ile ilgili olarak onaya çıkan uyku apnesi, uykuda yürüme gibi uyku fizyolojisi ile ilgili problemler.
. Uykunun kalitesini dolaylı olarak etkileyebilen kendi yatağında uyumama, yalnız yatamama, gece korkuları, annenin ruhsal sıkıntıları gibi niceliksel özellikler.
İlk 6 ayda uyku düzenine ilişkin en önemli sorunlar, uyku düzeninin tam olarak yerleşmemesi ve annenin (ya da bakıcının) bebeği için uygun bir uyuma ortamı sunamamasından kaynaklanır. Annenin çocuğun uyanmasına ve ağlamasına nasıl bir yöntemle cevap verdiği de (nasıl sakinleştirdiği) çok önemlidir. Gece uyanan bir çocuğun abartılı sevgi gösterileriyle ve oyun gibi uyarıcı şeylerle oyalamaya çalışılması, ihtiyacı dışında beslenmesi, yatağından çıkarılıp ebeveyn yatağına alınması gibi davranışlar sık tekrarlandığında, çocuğun gece uyanmaları, dışarıdan gelen uyaranların bolluğu yüzünden ebeveyn tarafından pekiştirilecektir. Tabii çocuğu yanıtsız ve soğuk karşılamak da doğru değildir.
Uyku problemlerinin nedenleri
1- Erken yaştaki tutum hataları: Annenin, erken yaşlardan itibaren çocuğu için sabit uyku düzeneği kuramaması, uyku ortamının sık değişmesi çocuğun kaygısını artırır.
2- Annenin yetersizliği veya yokluğu: Ruhsal sorun yaşayan anneler, çocuğun bakımında daha çok zorlanırlar. Hem bebeğin talepleri karşısında sabırları azdır, hem de konuşmayı henüz beceremeyen bebeğin verdiği sözel olmayan mesajları anlamayabilirler; bunlar da sağlıklı bakımı güçleştirir. Anne dışında, çocuğu büyüten aile büyükleri ve bakıcıların zıt, tutarsız tutumları bebek için travmatik dahi olabilir.
3- Düzensizlik: Eğer çocuklar, bebeklik döneminden itibaren sabit ve dengeli bir uyku düzenine alıştırılmamışsalar, uyku kaliteleri ileri yaşlarda da kırılgan olur.
4- Gece Kabusları Sayıklamaları: Genellikle 3-4 yaşlarındaki çocuklarda ve hafif uyku döneminde görülebilen bir durumdur. Çocuk, çoğu defa uyanmadan atlatır, kimi durumlarda da uyanabilir. Sonradan sorulduğunda, tam olarak tanımlaya-masa da kabus gördüğünü anımsar.
5- Gece Terörü: Derin uyku döneminde, uykunun ilk saatlerinde ortaya çıkan bir durumdur. Çocuk, gecenin ilerleyen saatinde ağlayarak, yatakta doğrulmuş, hatta bazen çığlık çığlığa halde uyanabilir. 5-12 yaşlar arasındaki çocuklarda daha sıktır. Gece kabuslarından farkı, sonradan sorulduğunda çocuğun hiçbir şey anımsamamasıdır.
6- Uykuda yürüme (Somnambulizm): 5-15 yaşlar arası çocuklarda daha çok görülen, genellikle derin uyku döneminde ortaya çıkan ve uykudayken yataktan kalkma, hatta uzaklaşma ile tipik bir durumdur.
7- Sağlık problemleri: Çeşirli tıbbi hastalıklarda ve bunların ilaçla tedavileri sırasında da çocukların uyku düzenleri bozulabilir.
Sağlıklı uyku önerileri
. İlk 3 ayda bebekler çok sık uyanırlar, buna hazırlıklı olmalısınız. 1 yaşının sonuna doğru ve ileri yaşlarda da (tıbbi nedeni olmadığı halde) gece uyanmaları aynı sıklıkta sürüyorsa, her şeyden önce uykusu bölünen çocuğunuzu nasıl uykuya döndürdüğünüzü sorgulayın. Farkında olmadan bu davranışı pekiştiriyor olabilirsiniz.
. Bebeğinizin düzenli bir uyku disiplinine sahip olmasını istiyorsanız, ilk 6 ayından sonra beslenme, sevgi ve oyun saatlerini geceden gündüze çekmeye çalışın; geceleri dinlenme ve sessizlik saatleri olmalı.
. 6 yaşından küçüklerde, en sık da 3-4 yaşlarında, uyku öncesi ritüelleri (masallar, öpüşme törenleri vs) çok sıktır, neredeyse takıntı düzeyindedir, zamanla azalacaktır.
. Bebeklik döneminde sabit ve dengeli bir uyku düzeneği kurabilirseniz; ileri yaşlarda yalnız yatmama, gündüz uykusuna direnme, kendi yatağında uyumama gibi problemlerin önüne geçmiş olursunuz.
. Çocuklarda gündüz uykuları, oranı azalarak 6 yaşına dek sürer. Çocuğunuzun gündüzleri uyumasını sağlayın, ama ısrarcı olmanız gerekmez.
. Gece kabusu, gece terörü, uykuda yürüme gibi problemler belirli dönemlerde ve geçici olarak gözlenen durumlardır. Önemli riskler oluşturmadığı sürece, tıbbi tedavi gerekmez. Çocuk, böyle bir durumda gereksiz yere uyandırılmaya çalışı lma-malı, kendisine ve çevresine zarar vermeksizin uykuya dalması beklenmelidir.
. 2 yaşını geçtiği halde hala ebeveynle yatan çocuğun asıl problemi annesine olan bağımlılığıdır ve bu bağımlılık 6 yaşından önce çözülmelidir, çünkü aynı çocuk ileride annesiz okula da gidemeyecektir.
. Çocuğunuzun uykuda havale geçirmesi, astım krizine girmesi gibi riskler söz konusu ise, alacağınız önlemler uyku düzeneğini bozucu nitelikte olmamalıdır.
Çocuk anne ve baba ile uyumak isterse;
Bazı uzmanlar, anne babayla birlikte yatmanın çocukta bağımlılık yarattığını iddia ediyor. Üstelik ebeveynin cinsel hayatını olumsuz etkilediğini söyleyerek bu duruma karşı çıkıyorlar. Bazıları ise doğal ebeveynlikten yana. Yani çocuğun ailesiyle yatağı paylaşmasının bir bağımlılık yaratmadığını, çocuğun hazır olunca zaten odasına gideceğini savunuyor. Bebeğin fiziksel ve duygusal gelişimi için beraber uyumanın yararlı olduğunu savunan uzmanlar, bu süreci çocuk ve ailenin belirlediğini belirtiyor.
Çocuklarda özellikle küçük yaşlarda rastlanan anne ve baba ile birlikte uyuma isteğine dikkat çeken Depresyon ve Panik Atak Merkezi (DEPAM) uzmanlarından Psikiyatrist Dr. Nihat Kaya, anne ve babaların küçük yaşlarda çeşitli endişelere bağlı olarak çocuklarını yanlarında uyutmayı tercih ettiklerini, bu durumun çocuklar için psikolojik problemler doğurabileceği uyarısında bulundu.
Bebeklerin dünyaya geldiğinde annelerin geceleri emzirmeyi kolaylaştırmak için aynı odada hatta aynı yatakta olmayı tercih ettiklerini ifade eden Psikiyatrist Dr. Nihat Kaya, Sadece meme emerken değil uyurken de annenin sıcaklığını hissedebilmek bebekler için vazgeçilmez olmaktadır. Bu nedenle annelerin mümkün olduğunca çabuk bebeklerini ayrı odada yatırmaya başlamaları gerekmektedir dedi.
Kaya, özellikle çalışan anne-babaların çocuklarının öğle uykularını uzatıp, ebeveynleri eve geldikten sonra onlar ile birlikte geçirecekleri zamanı arttırabilmek için gece geç saatlere kadar uyumadıklarının gözlemlendiğini anlattı.
Psikiyatrist Dr. Kaya, Anne-babanın yanında kendini güvende hisseden çocuğun gece de bu güveni sürdürmek için aynı yatakta uyumak istemesi doğaldır. Hatta bu amaca yönelik olarak doğru olmadığı halde bazı korkular üretebilir. Karanlıktan, canavarlardan, hayaletlerden korktuğunu ifade edebilir. Ebeveyn olarak çocuğunun korkusunu dindirmek zorunluluğu ile genelde anne-babalar bu tuzağa düşüp çocuğun kendileriyle yatmasına izin verebilirler. Daha sonra bu bir alışkanlık olarak devam edebilir. Özellikle 3-4 yaşlarında korkulu rüyalar, kabuslar, gece ağlamaları ve sıçrayarak uyanmalar genelde her çocukta rastlanabilen durumlardır bilgisini verdi.
Çocuğun yaşı büyüdükçe yaşanan problemlerin hiçbirinin çözümünün ebeveynleri ile yatması olmadığını vurgulayan Kaya, Bazı ailelerde de birlikte uyuma talebi çocuktan gelmez. Ebeveynlerden biri eşi ile değil çocuğuyla aynı yatakta yatmayı tercih edebilmekte veya eşlerden biri işi nedeniyle belirli bir süre evin dışında olduğu zaman evdeki ebeveyn kendisi yalnız uyumak istemediğinden çocuğunu yatağına davet edebilmektedir dedi.
Nihat Kaya, Çocuğu, belirlenmiş uyku saatinde odasına gidip uyuması için yatağına yatırmak, yalnız bırakmak, uyuması için zorlamak uygun değildir ve zamanla yatma-uyuma korkusuna dönüşebilir. Bunun yerine uykusu gelmeyen çocuğu erken saatlerde yatmaya zorlamamak, uyumadan önce yanında oturarak masal okumak ve ya o gün olanları konuşmak, yattığı odanın ışığını ve kapısını açık bırakmak, sevdiği bir oyuncağı ile uyumasına izin vermek, eğer yatağı dışında uyumak istiyorsa uyuduktan sonra yatağa koymak daha uygundur. Gece korkuları nedeniyle çocuk uyanıp anne-babanın yanına geliyor ise yatağa kabul etmeyip onunla birlikte odasına gidip tekrar uyuyana kadar yanında olmak tercih edilmelidir açıklamasında bulundu.
Alıntıdır...