Evet bu hayat sizin değil gerçekten, yorumlarınızda eşinizi sevdiğinizi hissettiremediğinizi söyleyenlere Sevdiğim için demişsiniz, belki incindiğini bu sözlere ama o sözlerin ana teması başka bence, bende benzer birşey söylemek istiyorum, amacım sizi kırmak değil ama eşinize olan sevginizin önüne geçmiş yaşadığınız şehirle ilgili düşünceleriniz.
Şehir o kadar yorup bunaltmış ki boşanmayı dile getiriyorsunuz, bazen insan öyle bir noktaya gelir ki, bir duruma, bir olaya, bir kişiye, bir Şehre katlanmak için sevgisi Aşkı da yetmez hale gelir, siz o raddedesiniz şu an, eşiniz kötü davransa, evlilikle ilgili çizgilerinizi aşacak bir harakette bulunsa sebep sayıp yolları ayırmanızı kolaylaştırmış olurdu ama sanırım eşiniz size karşı sevgi ve aşkla dolu olduğundan Şehri sebep gösterip ayrılmak vicdanınıza dokunuyor.
Ama mutsuzsunuz, bu mutsuzluğunuzu, şehrin sizi bunalttığını eşinize söylediniz zannediyorum buna rağmen sizin mutsuzluğunuzu görmezden geliyorsa üzgünüm ama eşiniz sadece kendi isteklerine öncelik veriyor demektir, onun Doğduğu ve mutlu olduğu yer diye aynı hisleri paylaşmanızı bekleyemez.
Ki siz farklı bir yerde yaşamış birisiniz, her insan küçük yerlere alışamayabilir, bu o kadar normal ki, insan evlendiğinde merkezi eşi olmuyor, kadınında erkeğinde kendine ait bir özel hayatı oluyor, arkadaşlıklar istiyor, vakit geçirecek yerler, mekanlar istiyor, bu imkanlar kısıtlı olunca da bunalması olağan, her kadın altın günü, komşu gezmesi, kapı önü sohbetlerinden hoşlanacak diye bir kâide yok, sizin Yaşadığınız Şehirdeki kadınlarla ortak noktanız yoksa zorlamanızın manası da yok, istemeye istemeye altın gününe, kısırlı, börekleri komşu gezmelerine gidilmez.
Keşke baştan kabul etmeseydiniz diyeceğim ama olan olmuş artık, bence siz eşinizle yeniden bir Konuşun, mutsuzluğunuzu dile getirin, ev alacaktınız galiba, o Şehirde ev alırsanız artık hiçbiryere gidemezsiniz, orta yol bulmaya çalışın.
Umarım hakkınızda hayırlısı neyse o olur.