Ben buradakilerin aksine dert anlatmayacağım. Zira neresinden başlasam, hangisine mana yüklesem bilemiyorum. Açıkçası dertlerden değil kendimden kurtulmak istiyorum. Yıllardır dönem dönem içine girdiğim bu halden bir şekilde sıyrılmayı başardım. Bazen aylar sürdü, bazen birkaç gün. Ancak illa ki ayağa kalktım. Bu kez farklı, bu kez mecalim kalmadı...
Dün sabaha karşı anlamsız bir şekilde, aldığım kilolardan kurtulursam belki bir değişiklik olur diye konu açmıştım. Sonradan aman kilo alsam ne fark eder ki deyip caydım bu fikirden. 1 ay önce bir anda karar verip saçımı kestirip boyattım hiç aklımda olmayan, ilgimi de çekmeyen bir renge. Belki işe yarar diye. Yaramadı. Bu kez kararlıyım beyaz önlüklülerin reçetelerine muhtaç olmayacağım. Kendime bu kötülüğü yapmayacağım. Ancak aklım yetmiyor dirilmeye, ruhum can çekişirken yeniden ayağa kalmak istemiyorum belki de.
2 ay öncesine kadar özel bir kurumda çalışıyordum. Sırf içimdeki bitmek bilmeyen bezginlikten dolayı tüm maaşımı taksi şoförlerine verdim. Zira evden çıkıp yürümek, insanların olduğu bir toplu taşıma aracında bulunmak zulüm geliyordu. Ne birikim yaptım ne de kendime ait olacak herhangi bir nesneye para harcadım. Sadece eve kapanmamak, yine aynı buhrana sürüklenmemek adına çalışmaya devam ettim. Aldığım parayı da taksiye verdim. Sonra dönem tatili oldu ve yatağıma kavuştum. Ölmemek için yemek yediğim, sigaranın dibine vurduğum bir döneme daha merhaba dedim. Çalan telefonları açmama sebebim sorulduğunda verecek cevabım yoktu. "İSTEMEDİM". Herhangi bir canlı ile iletişim kurmak, işkenceden farksız benim için.
En çok da annemi üzüyorum bu dönemlerde. Sesine bile tahammül edemiyorum, bana hiçbir zararı dokunmuyorken bile. Kendi kendine pek yakında gerçekleşeceğini düşündüğü evliliğimle ilgili planlar yapıyor, susuyorum ben de. Evleneceğim zat ise bana tahammül göstermek için sabrının son demlerinde. Vazgeçmiyor, ben olsam vazgeçerdim benden...
Masanın üzerinde yığılmış kıyafetlere bakıyorum. Bundan birkaç ay önce belki düzelirim diye alınmış yeni eşyalara. Hiçbirinin bir kifayeti yok benim bezgin dünyamda. Tembellik mi? Belki. Ancak tembelliği bile sorgulamayacak bir haldeyim şimdi. Yeni değil bu hal, alışkınım aslında. Sadece dirildiğimi sandığım bazı zamanlar var hatıramda. Sonrası yine karanlık...
Mış gibi yapmayı da beceremiyorum artık. Gülemiyorum zorla da olsa. En yakın arkadaşım evleniyor bana ne? Kardeşim üniversite kazanmış kime ne? Evlenecekmişim meğersem, iyi de niye? Başarısızlık değil beni bu hale iten. Elimi neye attıysam başarmanın akabinde hasıl olan değersizlik hissiyle baş başa kaldım. Sonra her şeye yaptığım gibi onları da yarım bıraktım. Belki dedim çoğunluğun normalliğine dahil olmalıyım. Dizi izlemeye başladım. Türk dizilerinin bir bakışmaya dakikalar ayırmasının manasızlığına tahammül edemedim ve yabancı dizilere meylettim. Sayamadığım kadar yarım kalmış dizinin akabinde bundan da vazgeçtim. Merak edemedim hiçbirinin sonunu. Onları da yarım bıraktım...
Sadece sigara. Çare olduğunu düşündüğümden değil, bilmiyorum niye. Yarım bırakamadığım tek şey olduğundan belki de.
Bu kez tek başıma arınamıyorum göğsüme bağdaş kurmuş bezginlikten. Bu kez yapamıyorum. Ancak diğer insanların yardım taleplerine yahut seslerine de yok tahammülüm. Dertleri anlatıp çözüm arayacak kadar dahi yok isteğim. İçimde kalan son umut parçasını da hayata dönmek için harcamaya meylettim. Ne yapmalıyım da arınmalıyım bu durumdan, inanın bilmiyorum. Ya ölmeli ya da dirilmeliyim. Başka türlü yaşamama tahammülü yok diğerlerinin.
Depresyon diyeceksiniz, ne olur demeyin. Beyaz önlüklülerin ruhumu sıradanlaştırmasına yoktur müsaadem. Denedim, o da işe yaramadı. Bir amacım kalmadı ancak dirilmek için bir sebep arıyorum. Sebep bulamasam da zihnimin bana bahşedemediği yöntemlere talibim. Yazmak iyi gelirdi eskiden, şimdi ona bile yok gayretim.
Haftalardır erteliyorum iş başvurularını. Haftalardır erteliyorum yaşamayı. Biliyorum bencillik, biliyorum ötekilerin hayatlarını da kendi karanlığımla yok etmeye hakkım yok. Ancak ölümün önünde duran bir inanç var. O yok olmadan vasıfsız varlığım yer işgal etmeye devam edecek dünyada. Madem seçeneğim yok yaşamak için, diğerlerinin tahammülünü daha fazla zorlamamaktır niyetim.
Ne yapmak lazım, nasıl dirilmek lazım bilmiyorum. Kendime dahi yetemezken buraya yazarak belki çözüm bulmak ne kadar doğru bilmiyorum ama yazmak istedim yine de. Teşekkürler tahammül gösterip okuduğunuz için.