• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bu kez tek başıma arınamıyorum bu halden.

Aha köşeye sıkıştım :) Hımm aklıma ilk gelen birçoğunuzun aklına gelen olurdu. Derdi yok, sıkıntısı yok. Şımarıklıktan kendine dert arıyor derdim.Ancak ısrarla durumun bundan ibaret olmadığını olağanca sakinliğiyle vurguluyorsa (bu durumun gerçek olması halinde insanlar gerilir ve aşırı tepkiler verir genelde) anlatamadığı ve anlatmak istemediği türlü sıkıntıları olduğunu düşünürdüm. Demek ki kendi içinde o sıkıntıların artık çözülemeyeceğine kanaat getirmiş. Elinden gelen her şeyi yapmış ve kabullenmiş onları derdim. Sadece zihninde ve ruhunda tüm o sıkıntıların sonrasında oluşmuş hasarı düzeltmek için yardım istiyor derdim. Ya da birinin belki de nokta atışı yapacağını, akabinde o atışın yapıldığı yerin üzerine gidip sorunu çözebileceğini umuyor herhalde derdim.

Ya da bu kadar düşünmez, sadece yazmak ve paylaşmak istemiş. Muhtemelen birkaç güne çok daha farklı bir ruh haline bürünecek. Bambaşka bir insan olacak. Ancak bu sürecin uzamaması için paylaşmak istemiş derdim. Bu sefer üstünü örtmek yerine meydana çıkarmak istemiş derdim.

Elinden geleni yapmis olduguna inaniyorum.. Fazlasini bile yapmis oldugun hissindeyim.. Sen cozum degil aslinda ic dokmek istedin buraya yazarak.. Ama o ic dök dök bitmiyor degilmi.. Neyse suana kadar yazdiklarindan yola cikarak bende olusan dusunce su.. Evet sen bu yollardan gectin.. Bu halede dustun.. Cozum yollarinin bilincinde olarak hepsini uyguladin.. Ama kabullenmeyi denedinmi ? Ya yasadiysam yasadim bittiysem tukendiysem ben tukendim.. Napayim bu saatten sonra? Diyebilirsin ?
Bundan baska caren kalmamis gibi ..
 
bazı insanlar karamsarlığı sever, acıyla beslenir sanki. senin de yazış tarzından öyle hissettim.
ama anlatır da.. paylaşır. e acıyı seviyor ya anlatmayı da sevecek elbet.
buraya yazıyorsan 2 ihtimal var, ya sadece az önce dediğim gibi paylaşmak istedin.. ya da yardım..ki..hiç sanmıyorum.
bizim milletin huyudur, kaza yapmış kişiyi sağından solundan çekeleriz. sakat bırakabiliriz yardım edecez derken. ama hiç düşünmüyoruz, kaza mahalindeki yaralı gibi ruhunu sağa sola çekiştiriyoruz.
sen böyle mutlusun bence. boşveeeer dedirten ilaçlardan da hoşlanmıyorsun ki ne diyim :1:
anneye iyi davran ama
 
Yorumlari okumadim ama bi ara mutlaka okumak isterim. Sosyal fobi mi var acaba? Yazim dilinizi cok begendim. Sabaha kadar yazdiarinizi okusam skilmayacakmisim gibi hissettim. Belki de bu yuzden yasamaniz gerekiyordur :)
 
Bana kalirsa senin en buyuk sorunun hayatta bir amacin olmamasi. Para sikintin yok, kimseye karsi kendini sorumlu hissetmiyorsun, var olanlardan da kacmayi tercih ediyor, yok sayiyorsun. Depresif durumunun icine kendini hapsetmissin, en cok hosuna giden sey de bu melankoli durumun. Belki bu sayede cevrendekilerin dikkatini cekebiliyorsun ancak. Hani vardir ya, Turk filmlerindeki iskolik baba, disarda baska kadinlarla olmaya firsat bulan ama kendi evladina vakit ayiramayan.. Konkenci anne, kendine ayri bir dunya yaratmis, cocuklarinla yedirip giydirmek disinda pek bir alakasi olmayan.. Boyle ayri dunyalari olan bir ailede yetismis biri gibi yaziyorsun.
Devamli mutluluk diye birsey yoktur, eger aradigin buysa.. Mutlu anlar vardir. Herkesin derdi problemi kendine buyuk.. Dertsiz bas olur mu? Herkes bu sikinti ve dertlerin arasinda kendilerine bas edecek yollar gelistirir, belki bir problemin de senin bu yollari gelistirememendir. Insanlar kendi cennetlerini kendileri yaratirlar.
 
beyinde hasar ?????....yazdığıma pişman ettin.....sana beyninin kimyası bozulmuş demek istemiştim.......bir sağlık çalışanı olarak geniş düşündüm ve kendi sorunlarını içinde halledememen nedeniyle altında organik nedenlerin olabileceğini düşündüm ve hala düşüncemin arkasındayım

seni tanımıyoruz ...ne yaşadığını bilmiyoruz ..elbette ön yargılar olacaktı......dışarı çıkmıyorum diyorsun d vitamini eksikliği en önemli depresyon sebebi.......omega 3 takviyesi alıyor musun beynimizin % 17 sinin omega 3 olması gerekiyor.....çok fazla tatlı yer misin.....tatlı beyindeki inflamasyonu arttırıyor........spor yapıyor musun .......spor vücutta endorfini arttırır...uyku düzenine dikkat ediyor musun melatonin oksidasyonu engelliyor

sen en iyisi git bir check up yaptır çok ciddiyim.........
 
Son düzenleme:
Hepsi. Zira bulduğum tek çözüm bu. Bir arada yapamıyorsam hiçbiriyle, ardımda kalmalılar belki de. Sorun sizde değil bende klişesine sığınmak insanları rahatlatmıyor. Belki de bencillikle suçladıkları beni, kendi bencillikleriyle daha da karanlığa sürüklüyorlar. Neşeli, güçlü biri sevecekleri ve yanında olmak isteyecekleri kişidir zira.

bütün yazdıklarını okudum, herbirinde yüregim cız etti... bu kadarmı aynasın bana sen..

özellikle bu mesajından alıntıladım.. bende hep kendi cabamla ya cıktım yada bir sigara daha yaktım.. ben ilk once 5 senelik ilişkimi bitirdim.. hayatımın bırtarafındaki kurulu düzeni yıkmam gerekti.. bir nevi inkilap yaptım eski düzenlede ilgili aslında ugrassam asacagım sorunları bahane gosterıp bıtırdım.. bir ara hırslanmıstım ama sımdı oda yok rutubetli bir hayat yasamaya basladım yine.. bir yerlere gitmek (din,dil,ırk farklı biryer) en bastan baslamak istedim ya maddi dururum el vermedi yada bu ''hepsi'' diye nitelendirdiğimiz kişilerin bencilliğinden fırsat olmadı.. cunku ben onların yanında olmalıydım destek veren, guclu, enerjı sacan...

bizim sorunumuz depresyon falan degıl canım... yazanlara itafen.. zira yoknazcım yazdılarının her kelımesı bana okadar uydukı..

bizim sorunumuz..farkındalıkla gelen duyarsızlık bıkkınlık...

tahammul edemıyoruz.. bız aslında herkese herseyımızle kosmusuz anneye onu streslı zamanlarında espirirleriyle gulduren muthıs arkadas, sevgiliye tutkulu bir asık.. orneklerle uzatmak ıstemıorum.. biz okadar kosmusuzki sıfırı bırak dahada fazla verebiliriz cunku bız mukemmeliz diyerek eksileri zorlamısız.. bize birsey kalmamıs arkadsım, bize .. bundan dolayıdır en yakınlarının bile yine senden aynı seyı beklıyor olusu.. tamamen kendi kafalarını bırazdaha rahatlatmaları ıcın... ve bunu ıcgudusel yapıyorlar boyle bır bencıllık ıcınde bulunduklarının farkında degıller... işte bu yuzden bız boyleyız farkındalıgımız arttı bıkkınlık oldu duyarsızlastık.. en fazla ya yenı bir kitap okuduk yada sigaranın dibine vurduk.. ha bende kahve alıskanlıgıda var.. artık mecal kamadı.. boyle bırseyın gercekten ufak bır caresı varmı bilmiyorum.. atesı bırak kıvılcımı bıle olsa harekete gecicem.. Ayaga kaldıracak.. belki ozmn aldıgım bu 13 kiloyu verebilirim..

eski enerjimi bulamıyorm bir yenilensem dagları deviririm.. sadece bıktım ve bezdim hıcbır dugun dernege acılısa gitmek istemiyorum bunu neden yapıyorum bilmiyorum ama canım ıstemıyor.. tembellik değil bu.. fazla hızlı mı tükettik herşeyi acaba..
yenilenmek, dirilmek dusuncesi bile hos ama nasıl?? kıvılcım bile olur.. artık tek basına ustlenemiyorum bu agırlıgı.. arınamıyorum... cok ani degisebiliyor duygular ama kalıcı olan bu ben yapay bir enerjiyi sürdürüyorum hepsi bu.. acaba bu acıyı dındırmek ıcın acı mı gerekli.. kendine gelmek için.. Rabbim kotusu vermesin gönlümüze göre versin yine.. yüregimizden gecen; ses, vucut olsun.. ama bir cözum olmalı kı butun vücuduma buz gibi su atılmıs hissi yaratsın bende.. varmı sende

bence bu sendromu yasayan kısıler olarak toplanıp bir çay- kahve içmeliyiz :ssz::ssz::ssz:
 
Son düzenleme:
İnsan bir parça zeki doğmuşsa, doğuştan yabancıdır. (Milan Kundera) Sen çok akıllı bi kadınsın yoknaz. Çok yoğun yaşıyorsun. Çok birikiyorsun kendi içinde. Sonradan da taşamıyorsun ve bu seni içten içe yoruyor.. Ben de bunları yazıyorum ama.. elimde nargile sadece izliyorum.. kolumu kıpırdatacak mecalim kalmadı.. ne mesleğimi yapmak için bir şevk ne de avucumdan yitip giden dostlarımı durduracak bir güç.. ama madem ölemiyoruz.. madem yaşıyoruz.. silkinmek lazım.. bu haller de geçecek.. daha başka hallere düşeceksin zaman zaman belki daha diplerde gezeceksin.. ama hepsi geldiği gibi geçecek.. hayatın kuralı bu.. aynı kalmaz hiçbir şey..
 
Benim gibi sıradan çinko piller........... Kendimizi duracell sanıp gözümüzü diktiğimiz tepeler şimdi ne kadar uzak dimi? pilimiz bitik sevenlerimiz bir umut hayatı çekeriz diye açıp kapamayı deniyor ama biz 2 3 batarya zayıf alarmından sonra kapanıyoruz........ eve kapanıyoruz...... içimize kapanıyoruz....... yaşamaya kapanıyoruz..............n
 
Ne yaparsam yapayım, ne söylersem söyleyeyim insanların "ehe sorunu yok ondan böyle" algısını değiştiremeyeceğim sanırım. He değişmesin, problem değil. Ancak ben yoruldum fazlasıyla...

O vakit istenileni vereyim. İçinde boğulduğum ve anlatmakla çözülemeyeceğine inandığım sorunların en küçüğünü detay vermeden söyleyeyim. Sevgili pederim istediğim kişiyle evlenmemi istemiyor. Gerekçesi mi? Ne fakir ne tahsilsiz olması. Ne aile farklılığı ne çirkinliği. Sebebi sadece pek sevgili pederim gibi olmaması. Zira istiyor ki, doğruluğundan emin olduğu o muhteşem fikirlerinin, inancının ve dahi hayatının tıpkısını yaşayan biriyle evlilik bağı kursun kızı. Aksine inandırılabilir mi? Asla.

İstiyor ki onun "mükemmel" damgası vurduğu bir varlıkla taçlandırılsın evlilik bağı. Peki nedir canım pederime göre mükemmeliyet? Onun gibi düşünen, onun istediği yaşamı sürdüren bir zat. Peki ben? Mühim değil. Yıllarca nefret duygusunu içimde barındırmama sebep olan o baskı dolu fikirleri zihninde barındıran babamın bir küçük boyuyla evlenmek... Zannediyorum ölüm daha iyi bir seçenektir bu durumda. Babamı değiştirebilir miyim? Hayır. Ben dahil hayatımdaki tüm canlılar denedi bunu. Değişmedi. Babama rest çekip kapıyı çarparak çıkabilir miyim? Hayır. Zira ardımda bırakacağım bir kardeş ve anne olacak aynı zamanda. Bencillik ve şımarıklıktan bahsediyordunuz değil mi? Buyurun devam edin...

Ben buraya halimden değil de tüm bu sorunlardan birinden bahsederek rahatlamayı yeğleseydim, şöyle bir başlık tercih ederdim belki de.

Babam hayatımı mahvetti mahvetmeye de devam ediyor :((

Yüce gönüllü ve pek yardımsever hatunlarımız yüzlerce fikir sıralardı altına. Kimisi "aaa bu hayat çekilir mi canım. Mücadele et gerekirse kapıyı çarp ve çık o evden!" diyecek, kimisi de "canım benim ne olursa olsun aileni karşına alma. Allah büyük. Kaderde varsa olur" diyerek bir başka kapıyı aralayacaklardı bana.

Peki tüm bu fikirler, bizzat bu sorunlarla boğuşan kişinin aklına gelmiyor mu sizce? Tabi ki geliyor. Buraya başlık açmış yüzlerce kişi de biliyor aslında, yazılacakların aslında çözüm olamayacağını. Sadece rahatlayabilmesi için bir araç olacağını...

Bencillik ve şımarıklık. Hayatım boyunca sahip olamadığım iki unsur. Yanlış anlamayın bunlarla suçlanmaktan rahatsız değilim. Öfkelenmedim ya da. Sadece bir gerekçe istenmiş ya ısrarla... Tıpkı diğerleri gibi çözümsüzlüğün içinde çırpınırken rahatlamak istedim belli ki. Buradaki yüzlerce başlığı içinde barındıran bir hayatın en içinden çıkılamaz noktasında yazmak istedim, bir işe yaramayacağını bilerek.

Değiştiremediği ve değiştiremeyeceği bir yaşamla imtihan edilen her zat anlayacaktır bu satırları. Pek tabi yargılardan arınmayı başarabilirse... Ben yoruldum, ağlamayı bile başaramadığım bir bedenin nefes almasını sağlamaktan yoruldum. Acılardan beslenmiyorum. Bir kısmınızın doğru şekilde anlayabildiği gibi, içimdeki umudu yok edemiyorum. Ufacık bir ışık belirse, ardından gidecek enerjiye bir anda sahip olabilirim biliyorum. Ancak o ışık yıllar evvelinden üzerine basarak söndürüldüyse, arayıştan da vazgeçiyor insan.

Evet, haklısınız. Birkaç güne yahut birkaç aya kadar o her ayrıntıda tiye alınacak bir nokta bulan hissiz varlığa dönüşeceğim. Ancak bu, bir şeylerin değiştiğine ya da yoluna girdiğine değil, benim kendimden sıkılmışlığıma delalet olacaktır. Yine ve yeniden teşekkür ederim tüm yorumlarınız için.
 
Ben buradakilerin aksine dert anlatmayacağım. Zira neresinden başlasam, hangisine mana yüklesem bilemiyorum. Açıkçası dertlerden değil kendimden kurtulmak istiyorum. Yıllardır dönem dönem içine girdiğim bu halden bir şekilde sıyrılmayı başardım. Bazen aylar sürdü, bazen birkaç gün. Ancak illa ki ayağa kalktım. Bu kez farklı, bu kez mecalim kalmadı...

Dün sabaha karşı anlamsız bir şekilde, aldığım kilolardan kurtulursam belki bir değişiklik olur diye konu açmıştım. Sonradan aman kilo alsam ne fark eder ki deyip caydım bu fikirden. 1 ay önce bir anda karar verip saçımı kestirip boyattım hiç aklımda olmayan, ilgimi de çekmeyen bir renge. Belki işe yarar diye. Yaramadı. Bu kez kararlıyım beyaz önlüklülerin reçetelerine muhtaç olmayacağım. Kendime bu kötülüğü yapmayacağım. Ancak aklım yetmiyor dirilmeye, ruhum can çekişirken yeniden ayağa kalmak istemiyorum belki de.

2 ay öncesine kadar özel bir kurumda çalışıyordum. Sırf içimdeki bitmek bilmeyen bezginlikten dolayı tüm maaşımı taksi şoförlerine verdim. Zira evden çıkıp yürümek, insanların olduğu bir toplu taşıma aracında bulunmak zulüm geliyordu. Ne birikim yaptım ne de kendime ait olacak herhangi bir nesneye para harcadım. Sadece eve kapanmamak, yine aynı buhrana sürüklenmemek adına çalışmaya devam ettim. Aldığım parayı da taksiye verdim. Sonra dönem tatili oldu ve yatağıma kavuştum. Ölmemek için yemek yediğim, sigaranın dibine vurduğum bir döneme daha merhaba dedim. Çalan telefonları açmama sebebim sorulduğunda verecek cevabım yoktu. "İSTEMEDİM". Herhangi bir canlı ile iletişim kurmak, işkenceden farksız benim için.

En çok da annemi üzüyorum bu dönemlerde. Sesine bile tahammül edemiyorum, bana hiçbir zararı dokunmuyorken bile. Kendi kendine pek yakında gerçekleşeceğini düşündüğü evliliğimle ilgili planlar yapıyor, susuyorum ben de. Evleneceğim zat ise bana tahammül göstermek için sabrının son demlerinde. Vazgeçmiyor, ben olsam vazgeçerdim benden...

Masanın üzerinde yığılmış kıyafetlere bakıyorum. Bundan birkaç ay önce belki düzelirim diye alınmış yeni eşyalara. Hiçbirinin bir kifayeti yok benim bezgin dünyamda. Tembellik mi? Belki. Ancak tembelliği bile sorgulamayacak bir haldeyim şimdi. Yeni değil bu hal, alışkınım aslında. Sadece dirildiğimi sandığım bazı zamanlar var hatıramda. Sonrası yine karanlık...

Mış gibi yapmayı da beceremiyorum artık. Gülemiyorum zorla da olsa. En yakın arkadaşım evleniyor bana ne? Kardeşim üniversite kazanmış kime ne? Evlenecekmişim meğersem, iyi de niye? Başarısızlık değil beni bu hale iten. Elimi neye attıysam başarmanın akabinde hasıl olan değersizlik hissiyle baş başa kaldım. Sonra her şeye yaptığım gibi onları da yarım bıraktım. Belki dedim çoğunluğun normalliğine dahil olmalıyım. Dizi izlemeye başladım. Türk dizilerinin bir bakışmaya dakikalar ayırmasının manasızlığına tahammül edemedim ve yabancı dizilere meylettim. Sayamadığım kadar yarım kalmış dizinin akabinde bundan da vazgeçtim. Merak edemedim hiçbirinin sonunu. Onları da yarım bıraktım...

Sadece sigara. Çare olduğunu düşündüğümden değil, bilmiyorum niye. Yarım bırakamadığım tek şey olduğundan belki de.

Bu kez tek başıma arınamıyorum göğsüme bağdaş kurmuş bezginlikten. Bu kez yapamıyorum. Ancak diğer insanların yardım taleplerine yahut seslerine de yok tahammülüm. Dertleri anlatıp çözüm arayacak kadar dahi yok isteğim. İçimde kalan son umut parçasını da hayata dönmek için harcamaya meylettim. Ne yapmalıyım da arınmalıyım bu durumdan, inanın bilmiyorum. Ya ölmeli ya da dirilmeliyim. Başka türlü yaşamama tahammülü yok diğerlerinin.

Depresyon diyeceksiniz, ne olur demeyin. Beyaz önlüklülerin ruhumu sıradanlaştırmasına yoktur müsaadem. Denedim, o da işe yaramadı. Bir amacım kalmadı ancak dirilmek için bir sebep arıyorum. Sebep bulamasam da zihnimin bana bahşedemediği yöntemlere talibim. Yazmak iyi gelirdi eskiden, şimdi ona bile yok gayretim.

Haftalardır erteliyorum iş başvurularını. Haftalardır erteliyorum yaşamayı. Biliyorum bencillik, biliyorum ötekilerin hayatlarını da kendi karanlığımla yok etmeye hakkım yok. Ancak ölümün önünde duran bir inanç var. O yok olmadan vasıfsız varlığım yer işgal etmeye devam edecek dünyada. Madem seçeneğim yok yaşamak için, diğerlerinin tahammülünü daha fazla zorlamamaktır niyetim.

Ne yapmak lazım, nasıl dirilmek lazım bilmiyorum. Kendime dahi yetemezken buraya yazarak belki çözüm bulmak ne kadar doğru bilmiyorum ama yazmak istedim yine de. Teşekkürler tahammül gösterip okuduğunuz için.

Bu ne zamadir böyle??
 
Yalnız değilsin :) En azından senin yapacak bir işin var. Paranı kazanıyorsun. Benim o da yok. bir senedir işsizim. hiç birşeyden tat alamaz oldum. kendi anneme ve babama tahammül edemiyorum. etrafımda insan istemiyorum. bazen ağlama krizlerine giriyorum. sevgilimde var ama evlenesim yok yaş olmuş 28. Allah kurtarsın cümlemizi ne diyim.
 
Yazdıklarını okudum yorumları herşeyi okudum resmen aynada kendimi gördüm...Bu hale gelmemizdeki tek neden benim fikrimce geçmişte yaşananlar belki çok büyük belki çok küçük ama geçmişte yaşanan hayal kırıklıklarının, korkuların ,endişelerin ve bunun gibi yaşanmış olumsuz duyguların birikmesi ve ruh dengemizi bozması...Hele birde hayat hala sana anca g..tyle gülüyorsa tadından yenmez...
Doktorlara sıra gelince gerçekten işinde iyi bir psikolog ve pskiyatris bulamadığın müddetçe ve iki koldan hastalığını yenmeye çalışmadıkça ne kadar hap içersen iç istersen yıllarca iç sonra bitti de bırak en ufak sıkıntılı dönemde yine patlak verir bu durum bozuklukları.Bende sıkıldım kendimden kendimi geç en başta bu hayattan sevmiyorum zorla değil ya sevemiyorum zorla katlanıyorum resmen.Ben şahsi olarak zaten mutsuzum bir çok sebepten ama benim hayatım tam rayında bile gitse herşey güllük gülistanlık dahi olsa hayatta o kadar çirkin şeyler oluyorki insan onları görünce bile yaşama şevki gidiyor kırılıyor bu ne rezillik diyor...Bilmiyorum çok ince düşünmeye gelmiyor bu dünya ancak gamsızlara göre herşey çok güzel bu hayatta ancak birşeylere gözünü kapatıp kulağını birşeylere sağır edersen mutlusun...ama ben bunu beceremeyenlerdenim yazıkki...
Babanın evleneceğin kişi hakkındaki tutumuda sinir bozucu tabiki ama baba baba işte atsan atılmaz satsan satılmaz keşke herkes herşeyi önce bi kendinde düşünüp öyle karşı tarafa lanse etse ama nerdeeee o ince düşünce...
 
Yalnız değilsin :) En azından senin yapacak bir işin var. Paranı kazanıyorsun. Benim o da yok. bir senedir işsizim. hiç birşeyden tat alamaz oldum. kendi anneme ve babama tahammül edemiyorum. etrafımda insan istemiyorum. bazen ağlama krizlerine giriyorum. sevgilimde var ama evlenesim yok yaş olmuş 28. Allah kurtarsın cümlemizi ne diyim.

Pehey ben evlenmeye çok zor da olsa karar verdim ancak şimdi de ailem vazgeçirmeye çalışıyor. Onların istediği zatla evleneyim diye :) Belki üstümüzden bir kuş geçer diye umut dolu bir cümle sarf edesim var ama dinozor geçse ancak paklar bu durumu. Hani ülkede kaos oluşur da dinozora odaklanırız belki. Geçse ya keşke.
 
Yazdıklarını okudum yorumları herşeyi okudum resmen aynada kendimi gördüm...Bu hale gelmemizdeki tek neden benim fikrimce geçmişte yaşananlar belki çok büyük belki çok küçük ama geçmişte yaşanan hayal kırıklıklarının, korkuların ,endişelerin ve bunun gibi yaşanmış olumsuz duyguların birikmesi ve ruh dengemizi bozması...Hele birde hayat hala sana anca g..tyle gülüyorsa tadından yenmez...
Doktorlara sıra gelince gerçekten işinde iyi bir psikolog ve pskiyatris bulamadığın müddetçe ve iki koldan hastalığını yenmeye çalışmadıkça ne kadar hap içersen iç istersen yıllarca iç sonra bitti de bırak en ufak sıkıntılı dönemde yine patlak verir bu durum bozuklukları.Bende sıkıldım kendimden kendimi geç en başta bu hayattan sevmiyorum zorla değil ya sevemiyorum zorla katlanıyorum resmen.Ben şahsi olarak zaten mutsuzum bir çok sebepten ama benim hayatım tam rayında bile gitse herşey güllük gülistanlık dahi olsa hayatta o kadar çirkin şeyler oluyorki insan onları görünce bile yaşama şevki gidiyor kırılıyor bu ne rezillik diyor...Bilmiyorum çok ince düşünmeye gelmiyor bu dünya ancak gamsızlara göre herşey çok güzel bu hayatta ancak birşeylere gözünü kapatıp kulağını birşeylere sağır edersen mutlusun...ama ben bunu beceremeyenlerdenim yazıkki...
Babanın evleneceğin kişi hakkındaki tutumuda sinir bozucu tabiki ama baba baba işte atsan atılmaz satsan satılmaz keşke herkes herşeyi önce bi kendinde düşünüp öyle karşı tarafa lanse etse ama nerdeeee o ince düşünce...

Geçmiş zaten geleceğin önündeki en büyük engel. Arsız ve de gamsız olmak gerek evet. Başka türlü katlanmak imkansız oluyor insanların varlığına. Pembe panjur için evlenebilen zatlar, yerini tek taş için evlenen zatlara bıraktı. Mutluluk onlar için o kadar kolay ulaşılabilen bir yerde ki. Özeniyorum bazen. Yahut maddiyatı bir kenara bırakırsak, iç güzelliğiyle yetinen insanların sofi huzuru da özendiriyor beni. Ah keşke...
 
Bir adet derdim yok. Yüzlerce derdin her biri beni bu hale getirecek vasfa sahip değildir diye düşünüyorum. Değiştirilemeyecek şeyler var insanın hayatında. Değiştirildiği takdirde birçok insanı geride bırakmanı gerektirecek şeyler. Sırf sen gibi düşünmüyorlar diye. O yüzden anlatmama gerek yok tüm yaşadıklarımı. Sadece kabullenip ileriye bakmaktır isteğim. Ona da yok mecalim. Ne istiyorum sizlerden diye sorarsanız, ne bileyim.. Belki de benim bulamadığım bir cevap.


merhaba,
öncelikle sizi anlamaya çalışıyorum.ne kadar anlayabilirim bilemem ama siz emin olun ki vardır illaki bir kaç sebep sizi yaşamdan insanlardan soğutmaya,çevrenizdekilerin siz gibi düşünmemeleri batar insana..ya size bir kitap önersem okumak ister misiniz?belki okumuşsunuzdur.
 
Geçmiş zaten geleceğin önündeki en büyük engel. Arsız ve de gamsız olmak gerek evet. Başka türlü katlanmak imkansız oluyor insanların varlığına. Pembe panjur için evlenebilen zatlar, yerini tek taş için evlenen zatlara bıraktı. Mutluluk onlar için o kadar kolay ulaşılabilen bir yerde ki. Özeniyorum bazen. Yahut maddiyatı bir kenara bırakırsak, iç güzelliğiyle yetinen insanların sofi huzuru da özendiriyor beni. Ah keşke...

Aman bırak iç güzellik bilmemne benim içim güzeldide neoldu karşına çıkanların içi lağım çukuruna benzedikten sonra.Bu zamanın insanı kişiyi kendinden eder sendeki iç dış güzelliğinide süpürür gider ki öyle yaptı çoğunluk...Yok ben hep iyi oldum ama ne zaman kazandın diye sorarsan ? Hiçbir zaman belki bundan sonra kazanıcam bilemiyorum ama bundan sonra kazansamda eskilerin açtığı güvensizlik hep ensemde olacak.Bitsede gitsek modundayım Azrail gelse aaaa senmi geldin bende seni bekliyodum 5 dk ya çıkarız derim :) öyle yada böyle tüketicez bu hayatı ama iyi ama kötü birde bakıcaz girmişiz bile toprağa şimdilik istemesekte elimizden gelen en iyi şekilde yaşamaya çalışmayız.Allahın verdiği canı almak bize düşmez çünki birşeylere sabredip dediğin gibi birazda arsız ve gamsız olmaya da gayret ederek iyi kötü bizde tüketicez bize verilen ömrü Yoknaz...
 
Aman bırak iç güzellik bilmemne benim içim güzeldide neoldu karşına çıkanların içi lağım çukuruna benzedikten sonra.Bu zamanın insanı kişiyi kendinden eder sendeki iç dış güzelliğinide süpürür gider ki öyle yaptı çoğunluk...Yok ben hep iyi oldum ama ne zaman kazandın diye sorarsan ? Hiçbir zaman belki bundan sonra kazanıcam bilemiyorum ama bundan sonra kazansamda eskilerin açtığı güvensizlik hep ensemde olacak.Bitsede gitsek modundayım Azrail gelse aaaa senmi geldin bende seni bekliyodum 5 dk ya çıkarız derim :) öyle yada böyle tüketicez bu hayatı ama iyi ama kötü birde bakıcaz girmişiz bile toprağa şimdilik istemesekte elimizden gelen en iyi şekilde yaşamaya çalışmayız.Allahın verdiği canı almak bize düşmez çünki birşeylere sabredip dediğin gibi birazda arsız ve gamsız olmaya da gayret ederek iyi kötü bizde tüketicez bize verilen ömrü Yoknaz...

belki okumuşsunuzdur ama yine önereyim okuduysanız bir kere daha okuyun SERDAR ÖZKAN ''Hayatın Işıkları Yanınca''
 
Konu sahibi ben değilim fakat okurum okumayı severim çünki...Teşekkür ederim kendi adıma.

:1: rica ederi.kusura bakmayın yanlış yere mesaj yazmışım ama okumayı seviyorsanız sizede öneriyorum KESİNLİKLE.diğer arkadaşa önermiştim ihtiyacı var diye ama sanırım o önemsemedi pek,üzüldüm durumuna belki farklı tarzda birşeyler okursa ona iyi gelebilir diye düşünmüştüm.inşallah kısa sürede kendini iyi hissetmey başlar.
Bu önerdiğim yazarın ilk kitabının adı Kayıp Gül.Çok sıkıntılı olduğum bir dönemde bana çok değişik gelmişti ve kafamı dağıtmıştı.kayıp gülün 2.cisi de var.bu hayatın ışıkları yanınca yazarın 3.kitabı.
isterseniz kayıp gül 1 ve 2 yi önce okuyarak sonra bu kitabı da okuyabilirsiniz.yazarı tanımak adına.
 
Back
X