büyük bir derdim var, nasıl çıkacağımı bilmiyorum işin içinden

bingofresh

Kullanıcı üyeliğini pasifleştirmiştir.
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
30 Ağustos 2021
10
5
merhabalar, ben 19 yaşındayım. 3 yaşındayken annemi kaybettim. ve anneannemle köye taşındık. anneannem bana çok iyi baksa da yine de hapis gibi yaşadım tek bi köyün içinde. kardeş yok kimse yok imkan yok. yaşıtlarım bambaşka hayatlar yaşarken. her neyse işte. ben o yıllarda bi süre sonra sanki benliğimi kaybetmiş gibi oldum. babamı polisler arıyordu, evimize sürekli polisler gelirdi. okuluma, sınıfıma gelirlerdi bana babamı sormaya. köyden geldiğim için öğretmenler, okuldaki öğrenciler dışlardı beni. yanıma yanaşmazdı sınıf öğretmeni pire falan geçer diye. neyse işte, ben liseyi yine köyümüzün bağlı olduğu ilçede okudum ama yurtta kaldım. orada da maalesef insanların nasıl normal hayatlar yaşadıklarını gördüm ve istemsizce kendimle kıyaslamaya başladım. benim düzgün bi ailem yok evim yok diye. bu sırada babamın yanına daha çok gidip gelmeye başladım ankaraya. ama onun evi de bu tlcdeki istifçiler gibiydi ve yıllar geçti hala öyle. gerçekten çöp ev. evde basacak yer bile yok. temizlesem de babam yine iki güne kalmadan aynı şeyi yapıyor. yerde bi kağıt parçası bile bulsa eve getiriyor. arkadaşlarımın evlerine gidiyodum anneleri güzel güzel yemekler yapıyodu, onları seviyodu, normal bi evleri ve yaşantıları vardı. ben ise babama bu konuyu anlatmaya çalışsam, düzeltmeye çalışsam beğenmiyosan beğendiğin yere git diyodu. ben de sığıntı gibi arkadaşlarıma gidiyodum sürekli. ve yurt da yine hapis gibiydi. haftada 1 saat dışarı çıkma iznimiz vardı. okul bahçesine bile çıkamıyoduk doğru düzgün. ben anneanneme bunları anlatıyordum ister istemez, üzülüyordu biliyorum ama ne yapayım ben de çocuktum. ankarada bir yurda gidip kalmama da izin vermediler 2 yıl. sonrasında ısrarlarla gittim ankarada çok güzel bi okula ve oranın yurdunda kaldım. ama o kadar yıpranmışım ki çok büyük bi depresyon geçirdim. kendimi kesmeye başladım, hiçbir şey fayda etmiyodu. her gün babamla kavga ediyoduk, yine aynı sorunlar devam ediyodu ve bana yardım edebilecek kimse yoktu. bi arkadaşım eve geleceği zaman evi temizlemekten tırnaklarım parçalanırdı ve çok utanırdım. ona rağmen hala ev çöplük gibi dururdu ve ister istemez bana acıdıklarını bilirdim içten içe. haftasonları eve gelince dinlenmek ailemle vakit geçirmek yerine köpek gibi ev işi yapıyodum. çamaşır, bulaşık, ütü. yıllar böyle geçti. geçen yıl depresyon tedavisi gördüm ve biraz daha iyileştim derken çok ani bir şekilde anneannemi kaybettim. onu kaybettiğim andan itibaren çok hareketli bi hayat yaşamaya çalıştım bu acıyı unutmak için. ama olmuyor, üstünden 6 ay geçti. ve çok çok ani oldu. ölmeden bir hafta önce saatlerce telefonda konuşup gülüşürdük. kalp krizi geçirdi aniden. ve acısı şimdi öyle bir geldi ki. o kadar yalnız ve kimsesiz hissediyorum ki kendimi, arkadaşlarım, teyzelerim, erkek arkadaşım var destek oluyorlar ama ben bu konuyu hiç ama hiç kimseye anlatamıyorum. ne yapacağımı bilmiyorum artık. o kadar özlüyorum ki anneannemi. daha çok güçlendim ama o kadar büyük bi özlem ve acı duyuyorum ki. üniversite sınavına girdim ve hiçbir yeri kazanamadım bu yıl. anneannemin ölümü tam çalışma zamanına denk gelmişti. ve daha 19 yaşındayım, hareketlerim normalin dışında oluyor bazen, kendimi, hayatı algılayamıyorum benliğimi kaybetmiş gibiyim. terapi almak istesem babam para vermiyor psikoloğa. ancak devlet psikiyatrisine gidebiliyorum ama daha fazla antidepresan kullanmak istemiyorum. ne yapmalıyım, bir yol gösterecek olanınız var mı
 
Daha yaşın çok genç…Asla kendine zarar verecek hareketler yapma.Çünkü en değerli sensin ve kimsenin umrunda olmaz ileride yine sen acı çeker ve pişmanlık duyarsın.Annesiz büyümek çok acı .Zamanı geri alamazsın ama en azından ileride kendin iyi bir anne olmak için çalışabilirsin.Üniversiteyi kazanamamış olabilirsin bir kez daha girersin hiç bir şey için geç değil.ben mesela 22 yaşımda girdim hem de daha önce üç kere sınava girmiştim.Hiç bir şey olmazsa uzaktan ya da açıköğretimle okumaya çalış .Bir üniversite mezunu ol. Günümüzde çok açıkta kalan üniversite mezunu olsa bile sen bunu kendini yetiştirmek için yap.Çünkü hayatta ne zaman neye ihtiyacın olacağını bilemezsin.Başın sağ olsun.Hayat zor ama başaramayacağın bir şey yok.En çok kendine güven.En azından devlet psikiyatristine gidebiliyorsun.İlaç kullanmak istemiyorum deme.İlaçlarını düzgün kullan ve doktorun önerisiyle kademeli olarak bırak…İnsan 17-25 yaş arası çok inişli çıkışlı duygular yaşayabiliyor…Her şey zamanla oturacaktır.Sen sadece kendin için savaş….
 
19 yasında hayata 3 yasında - den başlayip yukarıda anlattiklarini okurken hayatini duygularini ve kaybını bana derinden hissetmemi saglayan harika bir genc kız tanıdım az önce.
Hayatin zorluklarinda hep güclendin farkındasın.
Öldürmeyen acı güçlendirir evet.

Şu hayatta deger verdiklerimizi keske ölümsüz kılabilecek sihirli bir degnegim olsaydı.
Dik durmani saglayacak en büyük nedenin ne biliyor musun?Bedenimiz icin nasıl ki kıyafetlerimiz var ruhumuzun kıyafeti de bedenimiz ise sevdiklerimiz sadece boyut degistirdiler..Göremiyoruz belki ama hissediyoruz onlar hep bizimleler.
Bu hayati kaybettiklerin icin daha bir canla yasamalisin.Cunku onlar bunu isterdi🌷
 
merhabalar, ben 19 yaşındayım. 3 yaşındayken annemi kaybettim. ve anneannemle köye taşındık. anneannem bana çok iyi baksa da yine de hapis gibi yaşadım tek bi köyün içinde. kardeş yok kimse yok imkan yok. yaşıtlarım bambaşka hayatlar yaşarken. her neyse işte. ben o yıllarda bi süre sonra sanki benliğimi kaybetmiş gibi oldum. babamı polisler arıyordu, evimize sürekli polisler gelirdi. okuluma, sınıfıma gelirlerdi bana babamı sormaya. köyden geldiğim için öğretmenler, okuldaki öğrenciler dışlardı beni. yanıma yanaşmazdı sınıf öğretmeni pire falan geçer diye. neyse işte, ben liseyi yine köyümüzün bağlı olduğu ilçede okudum ama yurtta kaldım. orada da maalesef insanların nasıl normal hayatlar yaşadıklarını gördüm ve istemsizce kendimle kıyaslamaya başladım. benim düzgün bi ailem yok evim yok diye. bu sırada babamın yanına daha çok gidip gelmeye başladım ankaraya. ama onun evi de bu tlcdeki istifçiler gibiydi ve yıllar geçti hala öyle. gerçekten çöp ev. evde basacak yer bile yok. temizlesem de babam yine iki güne kalmadan aynı şeyi yapıyor. yerde bi kağıt parçası bile bulsa eve getiriyor. arkadaşlarımın evlerine gidiyodum anneleri güzel güzel yemekler yapıyodu, onları seviyodu, normal bi evleri ve yaşantıları vardı. ben ise babama bu konuyu anlatmaya çalışsam, düzeltmeye çalışsam beğenmiyosan beğendiğin yere git diyodu. ben de sığıntı gibi arkadaşlarıma gidiyodum sürekli. ve yurt da yine hapis gibiydi. haftada 1 saat dışarı çıkma iznimiz vardı. okul bahçesine bile çıkamıyoduk doğru düzgün. ben anneanneme bunları anlatıyordum ister istemez, üzülüyordu biliyorum ama ne yapayım ben de çocuktum. ankarada bir yurda gidip kalmama da izin vermediler 2 yıl. sonrasında ısrarlarla gittim ankarada çok güzel bi okula ve oranın yurdunda kaldım. ama o kadar yıpranmışım ki çok büyük bi depresyon geçirdim. kendimi kesmeye başladım, hiçbir şey fayda etmiyodu. her gün babamla kavga ediyoduk, yine aynı sorunlar devam ediyodu ve bana yardım edebilecek kimse yoktu. bi arkadaşım eve geleceği zaman evi temizlemekten tırnaklarım parçalanırdı ve çok utanırdım. ona rağmen hala ev çöplük gibi dururdu ve ister istemez bana acıdıklarını bilirdim içten içe. haftasonları eve gelince dinlenmek ailemle vakit geçirmek yerine köpek gibi ev işi yapıyodum. çamaşır, bulaşık, ütü. yıllar böyle geçti. geçen yıl depresyon tedavisi gördüm ve biraz daha iyileştim derken çok ani bir şekilde anneannemi kaybettim. onu kaybettiğim andan itibaren çok hareketli bi hayat yaşamaya çalıştım bu acıyı unutmak için. ama olmuyor, üstünden 6 ay geçti. ve çok çok ani oldu. ölmeden bir hafta önce saatlerce telefonda konuşup gülüşürdük. kalp krizi geçirdi aniden. ve acısı şimdi öyle bir geldi ki. o kadar yalnız ve kimsesiz hissediyorum ki kendimi, arkadaşlarım, teyzelerim, erkek arkadaşım var destek oluyorlar ama ben bu konuyu hiç ama hiç kimseye anlatamıyorum. ne yapacağımı bilmiyorum artık. o kadar özlüyorum ki anneannemi. daha çok güçlendim ama o kadar büyük bi özlem ve acı duyuyorum ki. üniversite sınavına girdim ve hiçbir yeri kazanamadım bu yıl. anneannemin ölümü tam çalışma zamanına denk gelmişti. ve daha 19 yaşındayım, hareketlerim normalin dışında oluyor bazen, kendimi, hayatı algılayamıyorum benliğimi kaybetmiş gibiyim. terapi almak istesem babam para vermiyor psikoloğa. ancak devlet psikiyatrisine gidebiliyorum ama daha fazla antidepresan kullanmak istemiyorum. ne yapmalıyım, bir yol gösterecek olanınız var mı
Yaşadıkların çok üzücü. Burda psikolog arkadaşlar da var. Sana tavsiyelerde bulunurlar. Lütfen psikolojik destek al.
 
Bu yaşadıkların seni yıldırmasın. Daha da hırslı ve güçlü ol. Okuluna asıl. Ne varsa eğitimde var. Kendini geliştir. Sakın genç yaşta, mesleğini eline almadan evlilik falan düşünme. Kendini herkesten korumaya çalış. Hayata diger insanlardan yenik başlamışsın ama bunun seni yıldırmasına izin verme.
 
Öyle gençsin öyle güzel seneler varki önünde geriye dönüp baktığında pişman olacagın hiçbir şeyi yapma (vücuduna zarar verme) üni kazanamamış olmanın hiç önemi yok her sene dene elbet kazanacaksın. Şuan için babanla kalıyorsun sanıyorum halkeğitimn bazı kursları oluyor hem ücretsiz hem kaliteli vakit geçirmen için keyifli olabilir. (Tabi çalışmayı düşünmüyorsan) çalışacaksanda bayan kuaförü gibi işlere bakabilirsin oldukça keyifli vakit geçiyor lisede deneyimlemiştim :) yolun ve bahtın açık olsun
 
Yaşadıklarınız buraya yazmaktan kat kat daha zor eminim.
Bunu bir teselli gibi düşünmeyin. Şuan gülüp eğlenen pek çok insanın geçmiş hayatında pek çok zorluğu vardır. Kiminin daha ağır kiminin daha farklı. Kendinizi bu durumdan hiç çıkamayacakmış gibi düşünmeyin. Her gün yavaş yavaş daha iyi olmak için uyanmaya çalışın. Yaşanan her şeyin bir imtihan olduğunu, güçlendikçe arkada kalacağını düşünerek kendinizi iyi hissetmeye çalışın.
Ananenizin mekanı cennet olsun 🙏
Buraya yazmak da çok iyi geliyor, her zmn yazabilirsiniz
 
merhabalar, ben 19 yaşındayım. 3 yaşındayken annemi kaybettim. ve anneannemle köye taşındık. anneannem bana çok iyi baksa da yine de hapis gibi yaşadım tek bi köyün içinde. kardeş yok kimse yok imkan yok. yaşıtlarım bambaşka hayatlar yaşarken. her neyse işte. ben o yıllarda bi süre sonra sanki benliğimi kaybetmiş gibi oldum. babamı polisler arıyordu, evimize sürekli polisler gelirdi. okuluma, sınıfıma gelirlerdi bana babamı sormaya. köyden geldiğim için öğretmenler, okuldaki öğrenciler dışlardı beni. yanıma yanaşmazdı sınıf öğretmeni pire falan geçer diye. neyse işte, ben liseyi yine köyümüzün bağlı olduğu ilçede okudum ama yurtta kaldım. orada da maalesef insanların nasıl normal hayatlar yaşadıklarını gördüm ve istemsizce kendimle kıyaslamaya başladım. benim düzgün bi ailem yok evim yok diye. bu sırada babamın yanına daha çok gidip gelmeye başladım ankaraya. ama onun evi de bu tlcdeki istifçiler gibiydi ve yıllar geçti hala öyle. gerçekten çöp ev. evde basacak yer bile yok. temizlesem de babam yine iki güne kalmadan aynı şeyi yapıyor. yerde bi kağıt parçası bile bulsa eve getiriyor. arkadaşlarımın evlerine gidiyodum anneleri güzel güzel yemekler yapıyodu, onları seviyodu, normal bi evleri ve yaşantıları vardı. ben ise babama bu konuyu anlatmaya çalışsam, düzeltmeye çalışsam beğenmiyosan beğendiğin yere git diyodu. ben de sığıntı gibi arkadaşlarıma gidiyodum sürekli. ve yurt da yine hapis gibiydi. haftada 1 saat dışarı çıkma iznimiz vardı. okul bahçesine bile çıkamıyoduk doğru düzgün. ben anneanneme bunları anlatıyordum ister istemez, üzülüyordu biliyorum ama ne yapayım ben de çocuktum. ankarada bir yurda gidip kalmama da izin vermediler 2 yıl. sonrasında ısrarlarla gittim ankarada çok güzel bi okula ve oranın yurdunda kaldım. ama o kadar yıpranmışım ki çok büyük bi depresyon geçirdim. kendimi kesmeye başladım, hiçbir şey fayda etmiyodu. her gün babamla kavga ediyoduk, yine aynı sorunlar devam ediyodu ve bana yardım edebilecek kimse yoktu. bi arkadaşım eve geleceği zaman evi temizlemekten tırnaklarım parçalanırdı ve çok utanırdım. ona rağmen hala ev çöplük gibi dururdu ve ister istemez bana acıdıklarını bilirdim içten içe. haftasonları eve gelince dinlenmek ailemle vakit geçirmek yerine köpek gibi ev işi yapıyodum. çamaşır, bulaşık, ütü. yıllar böyle geçti. geçen yıl depresyon tedavisi gördüm ve biraz daha iyileştim derken çok ani bir şekilde anneannemi kaybettim. onu kaybettiğim andan itibaren çok hareketli bi hayat yaşamaya çalıştım bu acıyı unutmak için. ama olmuyor, üstünden 6 ay geçti. ve çok çok ani oldu. ölmeden bir hafta önce saatlerce telefonda konuşup gülüşürdük. kalp krizi geçirdi aniden. ve acısı şimdi öyle bir geldi ki. o kadar yalnız ve kimsesiz hissediyorum ki kendimi, arkadaşlarım, teyzelerim, erkek arkadaşım var destek oluyorlar ama ben bu konuyu hiç ama hiç kimseye anlatamıyorum. ne yapacağımı bilmiyorum artık. o kadar özlüyorum ki anneannemi. daha çok güçlendim ama o kadar büyük bi özlem ve acı duyuyorum ki. üniversite sınavına girdim ve hiçbir yeri kazanamadım bu yıl. anneannemin ölümü tam çalışma zamanına denk gelmişti. ve daha 19 yaşındayım, hareketlerim normalin dışında oluyor bazen, kendimi, hayatı algılayamıyorum benliğimi kaybetmiş gibiyim. terapi almak istesem babam para vermiyor psikoloğa. ancak devlet psikiyatrisine gidebiliyorum ama daha fazla antidepresan kullanmak istemiyorum. ne yapmalıyım, bir yol gösterecek olanınız var mı
Yaşadıklarınız için çok üzgünüm. Umarım çok mutlu olursunuz. Antidepresana bu kadar soğuk bakmayın tedavinize devam edin. Psikiyatristim bana şunu demişti: "Kabul etmen lazım depresyon bir hastalık. Senin beyninde şu an çok az serotonin var." Serotonin olmayınca da bilişsel terapilerle ne kadar çabalasak da yol katedemeyebiliyoruz. O sinaptik boşluklarda serotonin biraz daha uzun süre geri alınmadan kalsın ki iyileşebilelim.

Yeni hobiler edinin. Spor çok iyi geliyor. Örgü örmek de öyle. Günlük yazın. Bunlar bana iyi gelen şeyler.
 
Merhabalar .. şu kadar anlattığınız acı şeye rağmen en güzeli de bunların hepsinin farkında olmanız biliyor musunuz ? Yaşadığınız hayata alışmamışsınız , normalleştirmemişsiniz her zaman daha iyinin farkında olmuşsunuz .. öncelikle tebrik ederim sizi bazı şeyleri bahane edip bazı yanlışlara kılıf olarak kullanmadığınız İçin .. yaşadığınız o hislerin hepsi panik atak , anksiyete gibi toplumun nerdeyse artık yarısından fazlasında olan psikolojik rahatsızlıkların belirtisi , hiç onları daha da büyütüp gözünüzde çözülmez hale getirmeyin.. sonuçta sevdiğiniz bir insanı kaybetmeniz bile bunları hissetmenize sebep.artık sosyal medyada bile o kadar çok gelişim psikoloji sayfası , eğitici videolar , sözler , kitaplar varki sadece onlarla bile bakış açınız değişebilir , bakış açısının değişmesi zaten iyileşmenin yarısıdır .. ben yazdıklarınızdan yapabileceğinize inandım, umarım siz de bu gücü kendinizde bulur ve hayatınızın kontrolünü ele alır , hayatın sorunlarla aynı anda sürüp giden bir yolculuk olduğunu anlayıp ona göre yolunuza bakarsınız .. sevgilerle ..
 
Hayata benim gibi 1-0 başlamışsın güzel kuzum ananecine Allah rahmet eylesin umarım Rabbim güzel insanlar çıkarır karşına çok başarılı mutlu hayatın olur bunları iyi kötü anı olarak anlatır hatırlatsın çok üzüldüm çünkü seni en iyi anlıyanlardanım , çok sürüklendim çok hastalandım ama güçlü durdum hayatla başettim darısı sana olsun inşAllah …

bu hayat niye böyle kimi kimsesizlikden bi aile yaşamını bi anneyi arar özler içi yanar , kimi anneyi bi kalemde siler atar ona göre rahat sorumsuz yaşama uğruna ahhhh ahhhh yine içim gitti çok üzüldüm dilerim Rabbim hep yanında olsun canım çok içten dileğim sana
 
Hayat hiç adil değil. Çok üzüldüm yaşadıklarına. Seni yürekten kucaklıyorum ablacım. Çok mutlu olmanı , iş güç sahibi olmanı, güzel bir yuva kurmanı diliyorum. Nur içinde yatsın sevdiklerin. Kendine sakin zarar verecek bişey yapma. Tedavine devam et. Allah hep yardımcın olsun.
 
Ahh … inan her yemek pişen evde huzur yok herkesin var bi derdi sıkıntısı . Sen hayatın senden aldıklarını kendi tırnaklarınla alacak güce sahipsin buraya yazmak bile ne güzel tavsiye istiyorsun bi köşeye çekilip “kader” deyip kendini bırakmıyosun. Ünw kazanamasan bile hep kendini geliştirimek için bişeyler yap bu yaşta evlilik olaylarına girme sakın. Maddi gücün varsa dersaneye yazıl güzelce ünw ye hazırlan eğer yoksa işe gir bi yandan evde kendin hazırlan ama bu hayatı sakın bırakma
 
Yaşadıkların çok zor gerçekten ama güçlü olmak zorundasın. Bunların hepsi geçip gidecek. 19 yaşındasın henüz. 30 yaşındaki kendini düşün. Olmak istediğin o genç kadını hayal et. Yolun bundan sonra hep açık hep aydınlık olsun.
 
Çok çok üzüldüm içim parçalandı. Keşke size sarılabilseydim. Sakın kendini güçsüz hissetme sen çok güçlüsün. Bunca yaşadıklarına rağmen herşeyin farkında olman bile ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Psikolojik destek almayı lütfen bırakma. Çalış kazan üniversiteyi kendi başarı hikayeni kendin yaz. Allah karşına hep iyi insanlar çıkarsın canım kardeşim.
 
Anneanneni hiçbir zaman unutamayacaksın...Allah mekanını cennet etsin.Ama sende hayatına sımsıkı tutunacaksın...Herkesin binbir türlü geçtiği sınavlar var ...Hatta benimde...Ama ben pes etmek yerine ayağa kalkmayı tercih ettim...Çünkü hala nefes alıyorsak mücadele etmek zorundayız...Kendin istemediğin sürece seni hiçbir doktor ve hiçbir ilaç tedavi edemez bunu unutma...

Bazıları hayata 1-0 yenik başlar...Ama kendi tırnaklarıylada bunu 1-1 yapar...Bazılarımız hayatta o kadar şanslı olmaz...Ama bu yaşadığın eksikliklerden ötürü;
Hayata karşı herkesten daha fazla azimlisindir.

Büyük avantajın yaşın, gerçi insan kaç yaşında olursa olsun pes etmemeli... Tekrar tekrar hazırlan sınavlara...Daha büyük hedeflerle daha çok azimle...Düştün mü tekrar kalk bir daha...Tuttuğunu koparana kadar devam...(Hayalini kurduğun üniversiteyi kazanana kadar ilk aşaman bu) Baban için yapabılecegın bırsey yok artık...Sen yine evlatlık görevini yerine getir ama kendinden ödün vermeden...

Bir hayalin olsun..Geçmişi unut geçmiş bitti...Zor zamanlarının acısını geleceğini kurtararak telafi etmeye çalış...Sen kendinin göremediği anne sevgisini çocuklarına vermeyi,bu hayatta ilerde eşin olacak kişiye dahi bel bağlamadan yaşayabileceğin eline mesleğini almış,ekonomik özgürlüğünü kazanmış bir kadın olmayı düşün...
 
merhabalar, ben 19 yaşındayım. 3 yaşındayken annemi kaybettim. ve anneannemle köye taşındık. anneannem bana çok iyi baksa da yine de hapis gibi yaşadım tek bi köyün içinde. kardeş yok kimse yok imkan yok. yaşıtlarım bambaşka hayatlar yaşarken. her neyse işte. ben o yıllarda bi süre sonra sanki benliğimi kaybetmiş gibi oldum. babamı polisler arıyordu, evimize sürekli polisler gelirdi. okuluma, sınıfıma gelirlerdi bana babamı sormaya. köyden geldiğim için öğretmenler, okuldaki öğrenciler dışlardı beni. yanıma yanaşmazdı sınıf öğretmeni pire falan geçer diye. neyse işte, ben liseyi yine köyümüzün bağlı olduğu ilçede okudum ama yurtta kaldım. orada da maalesef insanların nasıl normal hayatlar yaşadıklarını gördüm ve istemsizce kendimle kıyaslamaya başladım. benim düzgün bi ailem yok evim yok diye. bu sırada babamın yanına daha çok gidip gelmeye başladım ankaraya. ama onun evi de bu tlcdeki istifçiler gibiydi ve yıllar geçti hala öyle. gerçekten çöp ev. evde basacak yer bile yok. temizlesem de babam yine iki güne kalmadan aynı şeyi yapıyor. yerde bi kağıt parçası bile bulsa eve getiriyor. arkadaşlarımın evlerine gidiyodum anneleri güzel güzel yemekler yapıyodu, onları seviyodu, normal bi evleri ve yaşantıları vardı. ben ise babama bu konuyu anlatmaya çalışsam, düzeltmeye çalışsam beğenmiyosan beğendiğin yere git diyodu. ben de sığıntı gibi arkadaşlarıma gidiyodum sürekli. ve yurt da yine hapis gibiydi. haftada 1 saat dışarı çıkma iznimiz vardı. okul bahçesine bile çıkamıyoduk doğru düzgün. ben anneanneme bunları anlatıyordum ister istemez, üzülüyordu biliyorum ama ne yapayım ben de çocuktum. ankarada bir yurda gidip kalmama da izin vermediler 2 yıl. sonrasında ısrarlarla gittim ankarada çok güzel bi okula ve oranın yurdunda kaldım. ama o kadar yıpranmışım ki çok büyük bi depresyon geçirdim. kendimi kesmeye başladım, hiçbir şey fayda etmiyodu. her gün babamla kavga ediyoduk, yine aynı sorunlar devam ediyodu ve bana yardım edebilecek kimse yoktu. bi arkadaşım eve geleceği zaman evi temizlemekten tırnaklarım parçalanırdı ve çok utanırdım. ona rağmen hala ev çöplük gibi dururdu ve ister istemez bana acıdıklarını bilirdim içten içe. haftasonları eve gelince dinlenmek ailemle vakit geçirmek yerine köpek gibi ev işi yapıyodum. çamaşır, bulaşık, ütü. yıllar böyle geçti. geçen yıl depresyon tedavisi gördüm ve biraz daha iyileştim derken çok ani bir şekilde anneannemi kaybettim. onu kaybettiğim andan itibaren çok hareketli bi hayat yaşamaya çalıştım bu acıyı unutmak için. ama olmuyor, üstünden 6 ay geçti. ve çok çok ani oldu. ölmeden bir hafta önce saatlerce telefonda konuşup gülüşürdük. kalp krizi geçirdi aniden. ve acısı şimdi öyle bir geldi ki. o kadar yalnız ve kimsesiz hissediyorum ki kendimi, arkadaşlarım, teyzelerim, erkek arkadaşım var destek oluyorlar ama ben bu konuyu hiç ama hiç kimseye anlatamıyorum. ne yapacağımı bilmiyorum artık. o kadar özlüyorum ki anneannemi. daha çok güçlendim ama o kadar büyük bi özlem ve acı duyuyorum ki. üniversite sınavına girdim ve hiçbir yeri kazanamadım bu yıl. anneannemin ölümü tam çalışma zamanına denk gelmişti. ve daha 19 yaşındayım, hareketlerim normalin dışında oluyor bazen, kendimi, hayatı algılayamıyorum benliğimi kaybetmiş gibiyim. terapi almak istesem babam para vermiyor psikoloğa. ancak devlet psikiyatrisine gidebiliyorum ama daha fazla antidepresan kullanmak istemiyorum. ne yapmalıyım, bir yol gösterecek olanınız var mı
Öncelikle allah yar ve yardimcin olsun demek istiyorum....yazdiklarin cok üzücü ve travmatik seyler ama öyle akışkan ve guzel ifade ederek yazmissinki eminim sen her sıkıntının üstesinden gelebilecek akil mantik ve zekaya sahip bi kızsın...bunu anlayabiliyorum yazdiklarindan
 
Sana vereceğim ilk tavsiye bu yaşlarda biriyle tasinip sevgili olacaksın ama sakın evlilik dusunme bu piskoloji seni evliliğe itmesin. Yanlış karar vermene neden olur bunun birçok örneğini gördüm. Çok şey yasamissin ama kendin için güçlü olmak zorundasın. Sana senden başka yardım edecek kimsen yok. Evet çok zor olacak çok cefa çekeceksin yorulacaksın hayatın yolun basindasin pes etme. Çektiğin cefa nin bir gün sefasını da yaşarsın. Tekrar piskolojik destek almaya gayret et en azından hickimseyle konuşmamaktan iyidir. Hiç arkadaşın da yoksa gel bize anlat bana anlat seve seve dinlerim seni.. Ama güçlü ol güçlü kal..
 
X