Hanımlar,
yine yeniden çalışan kadın-ev kadını tartışmasına dönmüş, para kazanan adam, tek başına eve bakan adamdır, bakamayan değildir de eklenmiş tam olmuş.
Ev kadını hazırcı değildir, çalışan kadın da çocuklarına bakmayan kötü anne değildir.
Erkekler de evlenmek istiyorsa çalışkan ve azimli olmalıdır ama hayat müşterektir, ev kadını olmama rağmen kadınların çalışmasından yanayım, kadın çalışmalı, zira hayatın ne getireceği hiç belli olmaz, binbir hayalle evlenirsiniz ama adamda şiddet vardır, aldatma vardır, kumar vardır, uyuşturucu/alkol bağımlılığı vardır, ayrılmanız gerekir, hayatınızı tek başına idame ettirebilmeniz, ayaklarınız üzerinde durabilmeniz için çalışmanız şart.
Ya da evliliğiniz mükemmeldir ama eşimin yaşadığı gibi öyle bir kaza atlatırsınız ki ölüm gibi bir gerçekle burun buruna gelirsiniz, kucağınızda küçük çocuğunuz, eşinizin başında ölmesin diye dua ederken bulursunuz kendinizi, sonra kucağınızdaki miniğin ellerini yanaklarınızda hissedersiniz, ağlama alle, baba ölcek mi diyen evladınıza eşiniz ölürse nasıl bakacağınızı düşünürsünüz.
Herkes evlilikle ilgili bir sürü güzel hayaller kurar ama hayat hep bizim planladığımız gibi gitmez, o yüzdendir ki kızımıza bile biz öldükten sonra kendi ayakları üzerinde durmasını öğütlüyoruz, çalış, kazan, birikim yap, kendini daha fazla geliştir, 10 parmağında bir marifet olmasın, 10 parmağında 10-20-30 marifet olsun, ne evliliğine eşine yasla kendini ne başkalarından medet um, çalış ve yalnızca kendine güven diyoruz.
Çalışmak ya da çalışmamak, okumak ya da okumamak sizlerin tercihi ama maddi manevi tek güvenceniz kendiniz olun, bir karar verirken bir adım atarken yalnızca kendinize güvenerek ilerleyin.