Çalışmak

Çalışmayan kadın kıymetsizdir diye bir şey yok. Çalışan kadın güçlüdür diye bir şey var. İhtiyacı olsun ya da olmasın. Dünyanın binbir türlü hali var. Şimdi paraya ihtiyacı olmayan kadın yarın bir gün çalışmaya muhtaç kalırsa hele ki belli bir yaştan sonra çok zorlanır. Sadece para da değil aslında olay, çalışmak insana farklı bir sosyal çevre, farklı bakış açıları kazandırıyor. Yetiştirdiğim çocuk için de annesinin çalışan, sosyal ve farklı bakış açılarına sahip olması önemli diye düşünüyorum. Kendisine veya çocuğuna bir şey almak istediğinde eşinden izin almak ya da para istemek zorunda olmayan bir kadın olmak da güzel bir şey aslında. Her şeyden öte çalışmanın bana verdiği özgüven duygusu beni mutlu ediyor, eşime ve çocuğuma da olumlu yansıyor. Kadın personellerime de her zaman evlenseler, çocuk yapsalar da işi asla bırakmamalarını tavsiye ediyorum.
kocasının karşısında güçlü durmak için; birilerinin emri altında güçsüz bir pozisyon seçmekten bahsediyorum.

hani demişsiniz ya paranız varsa çocuk bir şey istediğinde kocadan izin almak gerekmiyor diye. çocuk çarşamba günü hava çok güzel olacak pikniğe gidelim dediğinde kimden izin alacaksınız? patrondan!

ben illaki birinden izin alacaksam o kişi kocam olsun. sevip güvendiğim adam. ne üdüğü bilinmeyen patron değil...
 
istemeyen, ihtiyacı da olmayan, bir şekilde garantisi olan çalışmayabilir evet. onda hemfikiriz.

ama çalışmadan üretememek neden erkeğe mahsus ve neden çocuk üretebilen tek varlık sizmişsiniz gibi yazdınız? nihayetinde dünyanın yarısını oluşturan tüm kadınlar, tüm dişi hayvanlar, hatta erkek deniz anaları bile başka bir canlı dünyaya getirebiliyor. çok matah ve özel bişey değil. kaldı ki bu çocukları da kendi başımıza yapamıyoruz, bi erkeğe ihtiyacımız var. ne oldu? erkek de üretmiş oldu değil mi? bu konuda erkeklerden üstün değiliz ki? hatta bir kadın erkeklerden tek üstünlüğünün doğurabilmek olduğunu düşünüyorsa bana kalırsa hayata baktığı pencere çok dardır.
o zaman size sorum şu:

erkek- kadın eşit mi? yada değilse kim üstün? ve hangi konuda? lütfen beni aydınlatın. penceremin dar kalmasını istemiyorum.
 
Cok sukur isim var is arayan bulamayan cok insan var Allah issizlere tez zamanda hayirli kapilar acsin. Sukursuz olmak istemiyorum ama artik calismak icin yasadigimi hissediyorum, isten eve geldim neden uyumak icin peki neden uyuyup uyanacagim ise gitmek icin. Hayatimiz is. Her gun ise mutsuz gidiyorum. Aksam mutsuzum cunku yarin yine is var. Bir pazarimiz var diger gunler sadece calismaktan ibaret.
Ben bu durumu nasil da cevirsem baska turlu goremiyorum. Bakis acimi degistiremiyorum lutfen bana mantikli birseyler deyin arkadaslar ben mantikli dusunemiyorum cok bunaldim.

Her çalışan zaman zaman bu kısır döngü fikrine kapılmıştır. Bunun çözümü araya farklı aktiviteler koymak; sabahları kahvaltı yaparken sevdiğin bir kitaptan bir kaç sayfa oku, öğlen aralarında şirket dışına çık, akşam koşa koşa eve gitme biraz dolaş arada tiyatro, konser gibi planlar yap. Kazandığın paraya hedefler koy; bu ay hayvan barınağına şu kadar yardım edeceğim, şu kadar fidan dikeceğim, ilkokul öğrencilerine ya da darülacezeye şu kadar vereceğim, x yatırım için şu kadar biriktireceğim gibi. İnsan ne olursa olsun amaçsız, hedefsiz yaşayamaz bunlara dikkat et, o maaşı senden başka bekleyenler olması seni motive eder. Çalışıyorum yorgunum uyku uyku uykuuuu modundan çık, daha çok gencim yapacak çok şey var diye düşün, 25 yıl böyle çalıştım
İlaveten çalışmadan yaşamak diye bir şey yok, evde de çalışıyorsun, 5 aydır evdeyim yine bir disiplinim var, yine sorumluluklarım var, insanoğlu yatmak üzerine yaratılmamış, hayatın her anında çalışıyoruz
 
çalışmayan biri olarak şunu söyleyebilirim;

ihtiyacı olup ta çalışanlara bir sözüm yok.

ihtiyacı olmadığı halde çalışmak isteyenleri gerçekten anlamıyorum. çalışmayan kadının kıymetsiz görüldüğü bir zamanda yaşıyoruz maalesef.

kendime ve çocuklarıma rahatça zaman ayırabilmek varken, neden elin adamlarını zengin etmeye çalışayım.

birazdan üreten insan olmak diye bik bik bik diyenler olacak.

onlara sözüm şu: çalışmadan üretememek erkeklere mahsus.

dünyada çocuk üretebilen tek varlık olan benim işim çocuk yetiştirmek olmalı. dünyadaki diğer sakil işleri bırakın da hiç bir şey üretemeyen erkekler yapsın.

erkeklerden üstün olduğum tek konudan vazgeçip; onlarla aynı kulvarda sidik yarışına girmek biraz ahmakça bir fikir gibi geliyor bana.

bir arının bal yapmayı (miktarı az diye) kıymetsiz görüp, (benim inekten ne eksiğim var deyip)ineklerle süt üretme yarışına girmesi gibi...
Yalnız o çocuğu erkekle ortak üretiyorsunuz...
Meruem ama değilseniz tabi...
 
Çocuk üretilen bir varlık değildir. Çocuk doğurmak sizi diğer kadınlardan daha kıymetli ve değerli yapmıyor.Çocuk doğurmak son derece biyolojik bir olay.
Doğadaki bir çok canlı eşeyli ve eşeysiz şekilde üreyip çoğalıyorlar. İnsan da onlardan sadece birisi. Kaldı ki çocuğu da tek başınıza yapmıyorsunuz. Bir erkeğe ihtiyacınız var. En azından spermlerine.
Çocuk yetiştirmek bir iş değildir. Bir süreçtir. Çocuk yetiştirmek kadına değil ebeveynlere ait ortak bir süreçtir üstelik. Kadın ve erkek birbirine üstün değil, birbirinin eşidir.
Çocuk doğurmak bir değer katmaz kadına. Annelik kadının hayatta üstlendiği rollerden sadece bir tanesidir. Sizin bu hayatta üstlenebileceğiniz tek bir adet rolün olması başka kadınların hatası değil.
Çocuk sahibi olmak isteyip de olamayan bir sürü kadın var. Yazınız sadece çalışan kadınları değil anne olamayan kadınları da aşağılıyor bilin istedim.
Kadın çalışır çalışmaz. Bu o kadının kendisinin vereceği bir karardır. İstemiyorsa çalışmasın. Eşi zengindir çalışmasın vs.
Ancak iş hayatı kadın için bir güvencedir. İnanmayacaksınız ama iş hayatı kadının çocuğu için de bir güvencedir. İş bulamama, ailesel sebeplerle okuyamama vb sebeplerle çalışamayan kadınları tenzih ederim.
yazınız o kadar karışık ki cümle cümle cevaplayacağım.

kırmızı sizin yazınız siyah benim.

Çocuk ÜRETilen bir varlık değildir. altta canlıların ÜREMEsinden bahsetmişsiniz ya... cevabı orada...

Çocuk doğurmak sizi diğer kadınlardan daha kıymetli ve değerli yapmıyor. evet doğru. beni değil bütün kadınları kıymetli yapıyor.

Çocuk doğurmak son derece biyolojik bir olay. hayvanlar için dediğiniz doğru. ama biz insanlar için biyolojik, psikolojik, sosyolojik, pedagojik, ...ojik, ...ojik bir olay. lütfen üstünüze alınmayın.

Doğadaki bir çok canlı eşeyli ve eşeysiz şekilde üreyip çoğalıyorlar. İnsan da onlardan sadece birisi. onlarınki yavrulama. bizimkisi çocuk; yani insan yetiştirme. arada çok fark var. insan ile hayvan arasındaki farkı nasıl göremediyseniz bu zamana kadar?

Kaldı ki çocuğu da tek başınıza yapmıyorsunuz. Bir erkeğe ihtiyacınız var. En azından spermlerine.
Çocuk yetiştirmek bir iş değildir. Bir süreçtir.

Çocuk yetiştirmek kadına değil ebeveynlere ait ortak bir süreçtir üstelik.
ama ebeveynlerin ikisi de çalışıyor ve çocuk evde yalnız. mükemmel bir çocuk yetiştirme tarzı...

Kadın ve erkek birbirine üstün değil, birbirinin eşidir. kısmen doğru. birbirini tamamlayıcıdır. birinde olmayan diğerinde vardır.

Çocuk doğurmak bir değer katmaz kadına. bu insanlar için geçerli değil... (not: 'doğurma engelli olmak, kadının değerini azaltmaz' denilebilir o ayrı...)

Annelik kadının hayatta üstlendiği rollerden sadece bir tanesidir. doğru...

Sizin bu hayatta üstlenebileceğiniz tek bir adet rolün olması başka kadınların hatası değil. bu kısım tamamen anlamsız.


Çocuk sahibi olmak isteyip de olamayan bir sürü kadın var. Yazınız sadece çalışan kadınları değil anne olamayan kadınları da aşağılıyor bilin istedim. (bu mantığa göre maratoncular; bedensel engellileri aşağılamış oluyor. son sürat koşarak... ) istisnalar kaideyi bozmaz. (hani siz son cümlenizde TENZİH ETMİŞSİNİZ ya onun gibi...)

Kadın çalışır çalışmaz. Bu o kadının kendisinin vereceği bir karardır. İstemiyorsa çalışmasın. Eşi zengindir çalışmasın vs. bu arada eşim de zengin sayılmaz TUİKe göre.

Ancak iş hayatı kadın için bir güvencedir. İnanmayacaksınız ama iş hayatı kadının çocuğu için de bir güvencedir. kadın ve çocuk için en güvenli güvence AİLE dir. (bu konuda sayfalar yazılır ama neyse mevzuyu uzatmaya gerek yok. merak eden sorar.)

İş bulamama, ailesel sebeplerle okuyamama vb sebeplerle çalışamayan kadınları tenzih ederim.
 
Bence asıl sorununuz iş değilde monoton giden hayatınız
Sadece calısmak icin yasamak diye bişey yok
Sonucta iyi kötü para kazanmak icin calısıyorsunuz paranızı kendinize harcamıyormusunuz
Aksamları arkadaslarla bulusun sinema cafe yemek vs takılın işyerinde kazandıgınız parayı harcayın öyle gidin eve mesela
Veya depresif haldesiniz arkadasınız olmayabilir yoksa kurslara spora vs gidin paranızı harcayın
İşi amac değil gezmek tozmak eglenmek icin arac olarak görürseniz bu kadar mutsuz olmassınız
Tüm hayatınızın merkezine işi ve uykuyu koyarsanız tabiki mutsuz olursunuz
 
taa eski zamanlardan başlayacak olursak, köyde yaşayan pek çok kadın tarlada çalışmıştır. yeri gelmiş doğumunu tarla kenarında yapıp çalışmaya devam etmiştir.
diyelim ki köyün hanım ağası olsun, işleri yönetmek için gerekirse hesabın kitabın başına oturmuştur, tarlaları gezip ırgatlarını kontrol etmiştir. bu da bir nevi çalışmaktır - ihtiyacı olmadığı halde.

bana göre çalışıp üretmeyen bir kadının çocuklarına katabileceği şeyler kısıtlıdır. bir kere günceli, dışarıdaki hayatı sağlıklı takip edemez. diyeceksiniz ki sosyal medya var, emin olan orada paylaşılanlar gerçek hayatın en az 5 kat hafifletilmiş hali.

çalışan bir annenin çocuğu oldum. annem bana zaman da ayırdı, hatta kadın çalışınca bana göre çocuğu ile geçirdiği zaman daha kaliteli oluyor. bütün gün evde olup yada dışarda cafelerde oturup zaman geçirmektense kısıtlı zamanda çocuğa daha çok şey katan aktiviteler yaratabiliyor.

annemin çalışıyor olması bana genel kültür ve insanları tanımak adına da çok şey kattı. iş hayatında yaşadıklarını her zaman paylaşırdı - anlayacak yaşa geldiğimde bunun üzerine sohbet de ederdik - ve o anlattıkları kendim iş hayatına girince bana ışık tuttu. çoğu kez hatalardan annemin deneyimleri ile döndüm.

iyi ki evde oturmamış, sadece beni "üretmekle" kalmamış :) öyle olsa bu yaşımda ona kızardım :)
kendini kuluçka makinası gibi görmek mi dersiniz, çocuğu üretilen bir mal gibi görmek mi ?

çocuk sahibi olmak için "üretmek" kelimesini kullanan biri ne derece sevecen bir anne olabilir, o ayrı bir tartışma konusu.

bunun bence 2019'da olmakla bile alakası yok. 1919'da da bu düşünce tutmazdı.

ve çok haklısınız, yorum korkuncun da korkuncu..
biraz önyargısız okusaydınız, orada neden özelikle üretmek kelimesini kullandığımı anlardınız. ayrıca fikirlerden korkmayın. aydın olun.
 
kocasının karşısında güçlü durmak için; birilerinin emri altında güçsüz bir pozisyon seçmekten bahsediyorum.

hani demişsiniz ya paranız varsa çocuk bir şey istediğinde kocadan izin almak gerekmiyor diye. çocuk çarşamba günü hava çok güzel olacak pikniğe gidelim dediğinde kimden izin alacaksınız? patrondan!

ben illaki birinden izin alacaksam o kişi kocam olsun. sevip güvendiğim adam. ne üdüğü bilinmeyen patron değil...
İşinizi ona göre seçin? Mesela benim üstüm yok ve insiyatif kullanabiliyorum. İyi bir eğitim ve iyi bir meslek bu sorunu çözer. Zamanında akıllı olup, kendini bu yönde geliştirmek işi çözer. Ayrıca da çocuklarımızın her istediği her an olmayacak hayatta. O gün olmaz başka gün gidilir pikniğe. Kaldı ki neden siz çalışmayı birinin emri altında ve saatlerce evden uzak olmak görüyorsunuz? Eğer çevreniz o şekildeyse böyle algılamanız normal tabii ama benim yazılımcı, tercüman olup home office ( ne olduğunu biliyorsunuzdur sanırım. Ya da Google amca var. 😂) çalışıp deli para kazanan arkadaşlarım var. Ne patronlarından ne de kocişlerinden izin alıyorlar. Bence olaya öyle de bakın. Yani çevrenizde gördüklerinizden ibaret değil dünya. Her çalışan kadın iddia ettiğiniz gibi dışarılarda çalışıp, eve yorgun argın gelip çocuklarına tahammülsüz olmuyor yani. Benim annemde çalışan bir kadındı. Öğretmen kendisi ve ben ne zaman gelsem evde olurdu çünkü ona göre ders alırdı. Çalışan kadınların hepsi ezilmiyor çünkü. O sizin algınız. Şunu da belirteyim; eşimin durumu iyi çalışmasam çalışmam yani. Şu an izindeyim ( yasal hakkım) sonra da kurumumun içinde bulunan bir kreşe vereceğim çocuğumu. Ben mesleğimi de, üniversitemi de bunları düşünerek seçtim ve istediğim zaman çocuk sahibi oldum. İsteyince oluyor yani atla deve değil.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Ülkemizde çalışma saatleri ve haftada 6 gün çalışmak insanı bunalıma sürüklüyor. Sabah 6da evden çıkıp akşam 7-8 de eve gelen bunu haftanın 6 günü yapan kişi nasıl mutlu olsun? Ben sizi haklı buldum. Evet çalışmak için yaşıyoruz ne ara sosyalleşsin insan ne ara kendine vakit ayırsın sevdiği şeyleri yapsın.
Mesela haftaici bir gün hava güneşli insan çıkıp o an yürümek istiyor ama iş yerinde kapalı ortama tıkılıp kalmış isten çıktığında ise akşam oluyor zaten.
Durumunuza çözüm yazamadım çünkü ben de böyle düşünüyorum
 
Konu sahibi bence senin sorunun çalışmak değil ama çalıştığın iş. Gerçekten işini sevsen bu derece bunalmazsın gibi geliyor bana. Aslında bu bence çok genel bir durum. Ülkemizde ki en büyük sorun şu; çok az kişi istediği işi yapıyor ülkenin koşullarından dolayı. Resime ilgisi var ama hemşire oluyor. Neden? Garanti iş. Tiyatrocu olmak istiyor, öğretmen oluyor. Neden? Çünkü devlet memurluğu ve tatili var. Doktor oluyor. Neden? Çünkü sayısalı iyi ve iyi sayısalcılar doktor olur. Resim yapsa, tiyatrocu olsa ne olacak? Muhtemelen aç kalacak. Bu durum nasıl düzelir hiç bilmiyorum.
 
çalışmayan biri olarak şunu söyleyebilirim;

ihtiyacı olup ta çalışanlara bir sözüm yok.

ihtiyacı olmadığı halde çalışmak isteyenleri gerçekten anlamıyorum. çalışmayan kadının kıymetsiz görüldüğü bir zamanda yaşıyoruz maalesef.

kendime ve çocuklarıma rahatça zaman ayırabilmek varken, neden elin adamlarını zengin etmeye çalışayım.

birazdan üreten insan olmak diye bik bik bik diyenler olacak.

onlara sözüm şu: çalışmadan üretememek erkeklere mahsus.

dünyada çocuk üretebilen tek varlık olan benim işim çocuk yetiştirmek olmalı. dünyadaki diğer sakil işleri bırakın da hiç bir şey üretemeyen erkekler yapsın.

erkeklerden üstün olduğum tek konudan vazgeçip; onlarla aynı kulvarda sidik yarışına girmek biraz ahmakça bir fikir gibi geliyor bana.

bir arının bal yapmayı (miktarı az diye) kıymetsiz görüp, (benim inekten ne eksiğim var deyip)ineklerle süt üretme yarışına girmesi gibi...
Bir dönem çalıştım şimdi çalışmıyorum. Kendimce çalışmama sebeplerim var ama çalışmama sebeplerimi çalışan kadınlara bir şekilde hakaret ederek güçlendirmeye çalışmanın bir manası var mı?

Çalışmayan kadın içinde haddi aşan hakarete varan sözler sarf edildiği oluyor burada, her konuda olduğu gibi bunuda uçlarda yaşıyoruz. Herkes istediği gibi yaşasın. Kimse kendini tercihini savunmak için başkasının tercihini yerden yere vurmasın.

Zaten birşeyleri isteyerek yaşıyorsanız ne kendinizi ispat etme derdine düşersiniz ne de diğerini kötülemek gibi bir çabanız olur.
 
biraz önyargısız okusaydınız, orada neden özelikle üretmek kelimesini kullandığımı anlardınız. ayrıca fikirlerden korkmayın. aydın olun.

valla ben kafası 1-0 çalışan bir kadınım. 1-0 çalışması beynin nedir araştırın.
fikirlerden korkarım, sizin ki gibi bu devirde abesse. ha sizin hayatınız, istediğinizi yaparsınız. ama burayı okuyan daha genç arkadaşlara kötğ örnek olmamalısınız.
aydın olmak sizin yazdıklarınızı alkışlamaksa da kör cahilim demekten onur duyarım.
 
valla ben kafası 1-0 çalışan bir kadınım. 1-0 çalışması beynin nedir araştırın.
fikirlerden korkarım, sizin ki gibi bu devirde abesse. ha sizin hayatınız, istediğinizi yaparsınız. ama burayı okuyan daha genç arkadaşlara kötğ örnek olmamalısınız.
aydın olmak sizin yazdıklarınızı alkışlamaksa da kör cahilim demekten onur duyarım.
Sen mühendis miydin? ☺️
 
kocasının karşısında güçlü durmak için; birilerinin emri altında güçsüz bir pozisyon seçmekten bahsediyorum.

hani demişsiniz ya paranız varsa çocuk bir şey istediğinde kocadan izin almak gerekmiyor diye. çocuk çarşamba günü hava çok güzel olacak pikniğe gidelim dediğinde kimden izin alacaksınız? patrondan!

ben illaki birinden izin alacaksam o kişi kocam olsun. sevip güvendiğim adam. ne üdüğü bilinmeyen patron değil...

Herkes istediği gibi yaşar, bunun sorgulanmasını doğru bulmuyorum ancak çalışan kadını ezilen, birinin buyruğu altından çıkamayan, çocuğuyla ilgilenemeyen, eksik yarım bir kadın olarak görülmesini asla anlayamam. Sevip güvendiğiniz adamın yirmi yıl sonra aynı adam olacağını ya da yaşayacağını garanti edemezsiniz, oysa ki patronunuz insanlık sınırını aşıyorsa iş değiştirmek kadar basit bir seçenek var. 25 yıl hiç aralıksız çalıştım, 17 yılı aynı şirketteydi, yeri geldi babamdan görmediğim iyiliği gördüm patronlarımdan,her zaman hayır duası ile anarım. Evde sadece kocanın himayesinde, sadece çocuk büyüterek geçen bir ömür ne kadar faydalıdır ? Çalıştığım sürece geçinmek için tüm yatırımımı yaptım, evim, arabam, birikimlerim elde kar ama daha önemlisi hayvanlara, ormanlara, öğrencilere, yaşlılara bir sürü canlıya elim değdi yıllar boyunca, bu dünyada arkamdan dua edecek, zikredecek, beni hayırla anacak şeyler bıraktım. İşim sayesinde okumaya, öğrenmeye, hayata katılmaya, kendimi geliştirmeye fırsatım oldu, şu an çalışmıyorum beş aydır, evde de üretebildiğim şeyler var,herşeyden önce 800 kitabı aşan bir kütüphanem var, yatırımlarımla hala hayır işlerine yardımcı olabiliyorum. Allah uzun ömür versin ama eşime asla muhtaç değilim tüm bunlar çalışmam sonucu oldu, şimdi siz kalkıp çalışmak ezilmektirden girerseniz konuya burayı okuyan binlerce genci yanlış yönlendirmiş olursunuz. Siz çalışmamayı tercih edebilirsiniz ama çalışanı karalama hakkınız yok.
Evet zordur , hem ev, hem iş bir yandan çocuk ağır bir tempodur ama hayatta hiçbir şey kolay değil, yaşadığımız devrin ağır şartları altında sevdiğiniz, güvendiğiniz adama da tüm maddi yükü bırakmak ne derece sevgidir onu da anlamam zor. Ha toplumda bu dengelerin kurulamaması, kadına çok fazla yüklenilmesi gibi haksız durumlar yaşanmıyor mu yaşanıyor ama yeni ve farkındalıkları olan, hayatı gerçekten paylaşabilen bir nesilde yetişiyor, umutluyum onlardan
 
Kendine ders vermek istiyorsan işinden istifa et.. Bu günlerini özlersin =)
 
yazınız o kadar karışık ki cümle cümle cevaplayacağım.

Yazı karışık değildi. son derece basit ve nesneldi tam tersine...

altta canlıların ÜREMEsinden bahsetmişsiniz ya... cevabı orada...
Üretmek ve üreme aynı kökten gelse de bambaşka anlama bürünmüş iki kelimedir. Doğum sonucu dünyaya gelmiş canlılar için üretmek kelimesi kullanılmaz. Üretim sonucunda ortaya çıkana ürün üreme sonucunda ortaya çıkana "yavru/bebek" gibi isimler verilir ve kabul edersiniz ki ikisi birbirinden inanılmaz farklı şeyler.


hayvanlar için dediğiniz doğru. ama biz insanlar için biyolojik, psikolojik, sosyolojik, pedagojik, ...ojik, ...ojik bir olay. lütfen üstünüze alınmayın....... onlarınki yavrulama. bizimkisi çocuk; yani insan yetiştirme. arada çok fark var. insan ile hayvan arasındaki farkı nasıl göremediyseniz bu zamana kadar?

İnsanoğlu da yavruluyor. İnsan yavrusuna ise bebek adını veriyoruz. İşin pedogojik, sosyolojik vs boyutunu ise arzu ederseniz sizinle tartışmamayayım. Çünkü kadının tek vasfının çocuk yetiştirmek olduğunu düşününen birinin boyunu bu ojik ojik ojiklerin aştığını düünüyorum. Lütfen üstünüze alının. Sizin için çocuk üretilen bir varlık olduğu için aslında bu ojik ojik ojik süreçler sizin için önemli olmamalı. Üretim kelimesini kullandığınız an çocuğu bir şişe bamya konservesiyle aynı kategoriye sokmuş oluyorsunuz.

bizimkisi çocuk; yani insan yetiştirme.
Cıhhh bizimkisi insan yetiştirme değil üretmeymiş. Siz dediniz bizzat

bu kısım tamamen anlamsız.
Bu kısım son derece anlamlı aslında. Kadını X Beyin eşi minik Y'nin annesi diye konumlandırmak o kadının varlığını yok etmektir. Kadın tarih boyunca ülkeler yönetmiş, savaşlar yönetmiş, bilim adına keşiflerde bulunmuş, dünyanın kaderini değiştirmiş bir varlık. Tıpkı erkek gibi. Bu varlığı alıp evin içine sadece çocuk yetiştirmeye endekslemek kendi yetersizliğini kadının çalışmasında bulan bağnaz, yobaz erkeklerin safsatası. Kendilerini geliştirmez, dünyadaki her yeniliğe düşmanlar, çağın gerisindeler, kendilerine hiçbir + katmıyorlar, bıraksak hala dünya dönmüyor ki diyecekler, hal buyken çağdaş dünyanın getirdiği her şeyden, her gelişmeden uzaklar ve iş veren bu kafasızlar yerine kafası çalışan kadınları tercih ettiğinde "kadınlar çalışıyor diye erkekler işsiz" hayır. O kadınlar o işi bulmak için erkeklerden çok daha fazla çalışıyorlar.
Erkeklerin bunun kabahatini kadınlara bulmasını anlıyorum ama kadınların... hadi neyse...

bu mantığa göre maratoncular; bedensel engellileri aşağılamış oluyor. son sürat koşarak... ) istisnalar kaideyi bozmaz. (hani siz son cümlenizde TENZİH ETMİŞSİNİZ ya onun gibi...)
ad hominem çıkarımların kimseye faydası yok.
"dünyada çocuk üretebilen tek varlık olan benim işim çocuk yetiştirmek olmalı. dünyadaki diğer sakil işleri bırakın da hiç bir şey üretemeyen erkekler yapsın.

erkeklerden üstün olduğum tek konudan vazgeçip; onlarla aynı kulvarda sidik yarışına girmek biraz ahmakça bir fikir gibi geliyor bana."
bu sizin cümleniz. Sizin deyiminizle çocuk doğuran kadın, biyolojik farklar sebebiyle çocuk doğuramayan erkekten üstün olduğu gibi rahatsızlık vs gibi sebeplerle çocuk sahibi olamayan ve bireysel tercih sonucu çocuk sahibi olmayan kadından üstün.
Siz yazmışsınız bunu. Kimi neyden tenzih ediyorsunuz? Çevir kazı yanmasın denir bizim memlekette.

kadın ve çocuk için en güvenli güvence AİLE dir. (bu konuda sayfalar yazılır ama neyse mevzuyu uzatmaya gerek yok. merak eden sorar.)
Kadının çalışmasının erkek işsizliğine yol açtığını söyleyen kesim "nafakaya" da karşı haberiniz olsun. 10 yıl sonra kocalar sarışın uzun bacaklı metreslerle kaçtığında anlarsınız Aile'nin ve Çalışmanın birbirinden iki ayrı şey olduğunu. Çalışan kadınların da aileleri var. Çoğu oldukça da mutlu aileler üstelik.

ama ebeveynlerin ikisi de çalışıyor ve çocuk evde yalnız. mükemmel bir çocuk yetiştirme tarzı...
evet çalışan ebeveynler çocukları bir başına evde bırakıp kapıyı üstlerinden kilitliyorlar. Haklısınız.
 
Son düzenleme:
Cok sukur isim var is arayan bulamayan cok insan var Allah issizlere tez zamanda hayirli kapilar acsin. Sukursuz olmak istemiyorum ama artik calismak icin yasadigimi hissediyorum, isten eve geldim neden uyumak icin peki neden uyuyup uyanacagim ise gitmek icin. Hayatimiz is. Her gun ise mutsuz gidiyorum. Aksam mutsuzum cunku yarin yine is var. Bir pazarimiz var diger gunler sadece calismaktan ibaret.
Ben bu durumu nasil da cevirsem baska turlu goremiyorum. Bakis acimi degistiremiyorum lutfen bana mantikli birseyler deyin arkadaslar ben mantikli dusunemiyorum cok bunaldim.

Sizi noktasına kadar öyle iyi anlıyorum ki
 
Cok sukur isim var is arayan bulamayan cok insan var Allah issizlere tez zamanda hayirli kapilar acsin. Sukursuz olmak istemiyorum ama artik calismak icin yasadigimi hissediyorum, isten eve geldim neden uyumak icin peki neden uyuyup uyanacagim ise gitmek icin. Hayatimiz is. Her gun ise mutsuz gidiyorum. Aksam mutsuzum cunku yarin yine is var. Bir pazarimiz var diger gunler sadece calismaktan ibaret.
Ben bu durumu nasil da cevirsem baska turlu goremiyorum. Bakis acimi degistiremiyorum lutfen bana mantikli birseyler deyin arkadaslar ben mantikli dusunemiyorum cok bunaldim.
Aynı şekilde bir işim vardı günde 3 saatimi yol alıyordu sabah 7 evden çıkış akşam 7,5 eve giriş yemek uyku başka hiç bişey yapmıyordum işimi değiştirdim haftada 2 gün iznim var işim ev arası 5 dk iznim hafta içi de olduğu için bi değişiklik oluyo... İş değiştirme şansınız varsa çalışıyorken iş bakın derim yoksa da arada alabiliyorsanız yıllık izin alın değişiklik olur sizin için...
 
Back
X