sadece kendini tatmin etmek için seni oraya çağırıyor bence. tuzağa düşme. 3 ay daha bekle ama o senin yanına gelsin. oraya gidersende mutlu olamayacaksınız çünki. sen sürekli ben senin için buraya geldim. orda hayatım şöyleydi böyleydi diyeceksin. oda sürekli gelmeseydin falan filan diyecek.
bizmle eşimle aramızdaki en büyük sorun bu.bu yaza kadar bir ilde 5.5 yıl kendime bi hayat kurmaya çalıştım çok güzel arkadaşlar edindim. belli bi çevreye kavuştum. nerde yenilir nerde gezilir nerden alışveriş yapılır hepsini öğrendim. plakalarından arabaları ve sahiplerini tanıyacak kadar sahiplendim. çocuk doktorumuz kadın doğumcumuz herşeyimiz bellydi. esnafla bile öyle samimi olduk ki telefonla ne istesem evime geliyordu. iki çocukla dışarı çok fazla çıkamadığım için benim için bu büyük nimetti. oğlumun apartmanda arkadaşları vardı. o bile kendine çevre edinmişti. ama eşimin "ben buraya alışamadım. işte çok yoruluyorum. burası şöyle burası böyle. yapacak hiçbişey yok. bi halı saha maçına gidiyorum başka bişey yapamıyorum. çocuklarla gidecek biryer yok.sıkıldım bunaldım..." gibi çeşitli ve uzunnn baskılarından sonra tayin istedik. evde sürekli bi baskı ortamı neyse belki iyi olur dedik düştük yollara.
çocukları götürecek bi park yok 4 aydır burdayız bi Allahın kulu kapımızı çalmış değil. esnaf tamamen suratsız. iş ortamımda yaşıtım neredeyse yok. şöyle herşeyi alıp çıkacağınız bi market yok. kıyafet desen asla bulamazsın. sebze meyve sadece haftanın bi günü oda ne çıkarsa bahtına. çocuk doktoru yok. evim desen dökülüyor resmen daha yerleşemedik bile. oğlum iyiyce sıkıntıdan agresifleşti. eşimin gidecek bi halı sahası bile yok sürekli uyuyor. evde sürekli bi gerilim havası. anlayacağın mutlu değilim canım. geldiğim yeri çok çok çoooookkkkk özlüyorum. YAŞADIĞIN YERDE SELAMLAŞACAK BİRİLERİNİN OLMAMASI TARİF EDİLEMEZ Bİ ACI.
VEE sevgili eşim bana daha buraya yerleşmeden 3 yıl sonra ailesinin yaşadığı yere tayin isteme konusunda baskı yapmaya başladı. bugün çok kötü tartıştık bu yüzden. iş iyice inada binmeye başladı. ona "evet burdan sonra oraya gideceğiz ve ben sana hayatın kaç bucak olduğunu göstereceğim" dedim. gidecek ve başına gelecekleri göreceksin bu kadar. evliliğimizde bundan başka hiçbi sorun yk aslında ama konu açılınca geriliyorum resmen. şaka yapıyo bana "arkadaşıma söyledim bize ordan ev bakacak". resmen fitili ateşledi bu söz bi güzel patladım bende düzenimi mahfettin diye bi başladım gerisi geldi işte.
senin bahanenle içimi döktüm bende...
benim iki çocuğum var herşey daha zor benim için sen kendini çöpsüz üzümken kurtarmışsın hayatını yaşa.
Söze nerden,nasıl başlamalıyım bilemiyorum;çünkü on yılı üç cümleye sığdırmak çok zor.Sadece farklı görüşleri görebilmek adına yazıyorum.
Eşimle uzun süren (ama çoğunlukla aramızdaki uzaklıkla,telefonla süren bir ilişki) bir arkadaşlık dönemimiz oldu.Farklı kültürlere,aile yapısına ve eğitim farkına rağmen zor ama çok zor geçen bir süreçten sonra evlendik.Çünkü o Anadolu kültürüne göre yetişmişti ve benim de öyle olmamı istiyordu.Süreç içinde bu tür istekleri törpülendi.Bu arada ben batılıyı,eşim doğulu.
Eşim nişanlılıktan önce iki yıl da olsa onun memleketinde yaşamamız gerektiğini,bunun onun ait olduğu kültüre uygun olduğunu söyledi.Ben ise daha nişanlanmadan bunun olamayacağını belirttim.
Sonra zor da olsa ailemin yardımı ve onun isteğiyle tayinini benim ailemin de yaşadığı yakın bir yere yaptırdık;zaten ben orada çalışıyordum.
Kendisi buraya gelirken annesinin ciddi,ölümcül bir hastalığı vardı ve bunu bilerek geldi;fakat geldiği günden yani evlenip bir araya geldiğimizden itibaren doksan derece değişti.
Çok sıkıntılı zamanlar yaşadım.Çalışmama rağmen ev hanımılığımı dört dörtlük yaptım.Çoğunlukla maddi manevi evin hem hanımı hem erkeği oldum.Sadece benim için buraya geldiği için onun gönlünün olması için,annesi hasta olduğu için,bir de evde sıkıntı yaşaasın diye kendimden çok fedakarlık ettim.
Evlendikten sonra babası çok ciddi bir ameliyat geçirdi;çünkü kanser olmuştu.Eşim bir ay boyunca hastanede ,büyük bir şehirde babasıyla kaldı.Sonra ben gittim yanına ve eşim memleketine tayin isteyip geri dönmek zorunda olduğunu söyledi.Yani evliliğimizle ilgili kararını kendi kendine vermişti.Bana da tayin istememi söyledi.
Ben o ana kadar psikolojik olarak o kadar yıpranmıştım ki evlilik yüzünden asla istemediğimi söyledimBöyle tek cümleyle geçiyorum ama gerçekten çok zor zamanlar yaşadım.
Eşim tayinini istedi ve gitti.Altı ay sonra annesini kaybetti;fakat bana gel demekten vazgeçmedi.Sonunda bir anlık öfkeyle boşandık.
Annesini yeni kaybetmesinin üzerine boşanma psikolojisini de yaşamasın diye telefonla da olsa görüşmeye devam ettim.Ve şimdi hala beni sevdiğini,tekrar bir araya gelmek istediğini,ama önce üç aylığına da olsa onun olduğu yere tayin istemem gerektiğini söylüyor.Hayatı boyunca şunu yapmazsan biter,bunu yapmazsan biter diyerek benim sevgimi yıpratan,evlilik süresince psikolojimi alt üst eden biri hala beni sevdiğini ve değiştiğini,ders aldığını söylüyor.Kafam allak bullak.Ben nasıl güvenip aynı sıcaklığı yaşayabilirim.Ayrıca buraya gel üç ay kalalım sonra başka yere gideriz diyor.Bir buçuk yıldır ayrı yaşıyoruz.Tekrar nasıl güvenebilirim bilmiyorum.Yorumlarınızı belirtirseniz sevinirim.Siz olsaydınız ne yapardınız?
hayatı boyunca şunu yap bunu yap diyen kişi değiştiğini ders aldığını hatalarını anladığını söylüyor ama hala şunu yap bunu yap diyor...değişmiş mi sizce
arkadaşım hala değştğnimi düşünüyorsun değşse yine 'seninle barısırm ama önce 3 aylına burayamı gel diyor?'nasıl bi saçmalık bu..nasıl bi mantğı var anlamadım hala..
gelnce ne oluyor öncesnden..nişanlanmadan öncede istemiş sizden...
saçma sapan istekler..ayrıca çok karısık yazmışsınz konudan konuya atlamşsınız..
Söze nerden,nasıl başlamalıyım bilemiyorum;çünkü on yılı üç cümleye sığdırmak çok zor.Sadece farklı görüşleri görebilmek adına yazıyorum.
Eşimle uzun süren (ama çoğunlukla aramızdaki uzaklıkla,telefonla süren bir ilişki) bir arkadaşlık dönemimiz oldu.Farklı kültürlere,aile yapısına ve eğitim farkına rağmen zor ama çok zor geçen bir süreçten sonra evlendik.Çünkü o Anadolu kültürüne göre yetişmişti ve benim de öyle olmamı istiyordu.Süreç içinde bu tür istekleri törpülendi.Bu arada ben batılıyı,eşim doğulu.
Eşim nişanlılıktan önce iki yıl da olsa onun memleketinde yaşamamız gerektiğini,bunun onun ait olduğu kültüre uygun olduğunu söyledi.Ben ise daha nişanlanmadan bunun olamayacağını belirttim.
Sonra zor da olsa ailemin yardımı ve onun isteğiyle tayinini benim ailemin de yaşadığı yakın bir yere yaptırdık;zaten ben orada çalışıyordum.
Kendisi buraya gelirken annesinin ciddi,ölümcül bir hastalığı vardı ve bunu bilerek geldi;fakat geldiği günden yani evlenip bir araya geldiğimizden itibaren doksan derece değişti.
Çok sıkıntılı zamanlar yaşadım.Çalışmama rağmen ev hanımılığımı dört dörtlük yaptım.Çoğunlukla maddi manevi evin hem hanımı hem erkeği oldum.Sadece benim için buraya geldiği için onun gönlünün olması için,annesi hasta olduğu için,bir de evde sıkıntı yaşaasın diye kendimden çok fedakarlık ettim.
Evlendikten sonra babası çok ciddi bir ameliyat geçirdi;çünkü kanser olmuştu.Eşim bir ay boyunca hastanede ,büyük bir şehirde babasıyla kaldı.Sonra ben gittim yanına ve eşim memleketine tayin isteyip geri dönmek zorunda olduğunu söyledi.Yani evliliğimizle ilgili kararını kendi kendine vermişti.Bana da tayin istememi söyledi.
Ben o ana kadar psikolojik olarak o kadar yıpranmıştım ki evlilik yüzünden asla istemediğimi söyledimBöyle tek cümleyle geçiyorum ama gerçekten çok zor zamanlar yaşadım.
Eşim tayinini istedi ve gitti.Altı ay sonra annesini kaybetti;fakat bana gel demekten vazgeçmedi.Sonunda bir anlık öfkeyle boşandık.
Annesini yeni kaybetmesinin üzerine boşanma psikolojisini de yaşamasın diye telefonla da olsa görüşmeye devam ettim.Ve şimdi hala beni sevdiğini,tekrar bir araya gelmek istediğini,ama önce üç aylığına da olsa onun olduğu yere tayin istemem gerektiğini söylüyor.Hayatı boyunca şunu yapmazsan biter,bunu yapmazsan biter diyerek benim sevgimi yıpratan,evlilik süresince psikolojimi alt üst eden biri hala beni sevdiğini ve değiştiğini,ders aldığını söylüyor.Kafam allak bullak.Ben nasıl güvenip aynı sıcaklığı yaşayabilirim.Ayrıca buraya gel üç ay kalalım sonra başka yere gideriz diyor.Bir buçuk yıldır ayrı yaşıyoruz.Tekrar nasıl güvenebilirim bilmiyorum.Yorumlarınızı belirtirseniz sevinirim.Siz olsaydınız ne yapardınız?
Söze nerden,nasıl başlamalıyım bilemiyorum;çünkü on yılı üç cümleye sığdırmak çok zor.Sadece farklı görüşleri görebilmek adına yazıyorum.
Eşimle uzun süren (ama çoğunlukla aramızdaki uzaklıkla,telefonla süren bir ilişki) bir arkadaşlık dönemimiz oldu.Farklı kültürlere,aile yapısına ve eğitim farkına rağmen zor ama çok zor geçen bir süreçten sonra evlendik.Çünkü o Anadolu kültürüne göre yetişmişti ve benim de öyle olmamı istiyordu.Süreç içinde bu tür istekleri törpülendi.Bu arada ben batılıyı,eşim doğulu.
Eşim nişanlılıktan önce iki yıl da olsa onun memleketinde yaşamamız gerektiğini,bunun onun ait olduğu kültüre uygun olduğunu söyledi.Ben ise daha nişanlanmadan bunun olamayacağını belirttim.
Sonra zor da olsa ailemin yardımı ve onun isteğiyle tayinini benim ailemin de yaşadığı yakın bir yere yaptırdık;zaten ben orada çalışıyordum.
Kendisi buraya gelirken annesinin ciddi,ölümcül bir hastalığı vardı ve bunu bilerek geldi;fakat geldiği günden yani evlenip bir araya geldiğimizden itibaren doksan derece değişti.
Çok sıkıntılı zamanlar yaşadım.Çalışmama rağmen ev hanımılığımı dört dörtlük yaptım.Çoğunlukla maddi manevi evin hem hanımı hem erkeği oldum.Sadece benim için buraya geldiği için onun gönlünün olması için,annesi hasta olduğu için,bir de evde sıkıntı yaşaasın diye kendimden çok fedakarlık ettim.
Evlendikten sonra babası çok ciddi bir ameliyat geçirdi;çünkü kanser olmuştu.Eşim bir ay boyunca hastanede ,büyük bir şehirde babasıyla kaldı.Sonra ben gittim yanına ve eşim memleketine tayin isteyip geri dönmek zorunda olduğunu söyledi.Yani evliliğimizle ilgili kararını kendi kendine vermişti.Bana da tayin istememi söyledi.
Ben o ana kadar psikolojik olarak o kadar yıpranmıştım ki evlilik yüzünden asla istemediğimi söyledimBöyle tek cümleyle geçiyorum ama gerçekten çok zor zamanlar yaşadım.
Eşim tayinini istedi ve gitti.Altı ay sonra annesini kaybetti;fakat bana gel demekten vazgeçmedi.Sonunda bir anlık öfkeyle boşandık.
Annesini yeni kaybetmesinin üzerine boşanma psikolojisini de yaşamasın diye telefonla da olsa görüşmeye devam ettim.Ve şimdi hala beni sevdiğini,tekrar bir araya gelmek istediğini,ama önce üç aylığına da olsa onun olduğu yere tayin istemem gerektiğini söylüyor.Hayatı boyunca şunu yapmazsan biter,bunu yapmazsan biter diyerek benim sevgimi yıpratan,evlilik süresince psikolojimi alt üst eden biri hala beni sevdiğini ve değiştiğini,ders aldığını söylüyor.Kafam allak bullak.Ben nasıl güvenip aynı sıcaklığı yaşayabilirim.Ayrıca buraya gel üç ay kalalım sonra başka yere gideriz diyor.Bir buçuk yıldır ayrı yaşıyoruz.Tekrar nasıl güvenebilirim bilmiyorum.Yorumlarınızı belirtirseniz sevinirim.Siz olsaydınız ne yapardınız?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?