- 30 Temmuz 2017
- 219
- 486
- 33
- Konu Sahibi Thes ise saff
- #61
Asi sayesinde korunulan hastalıklardan da biraz bahsetseniz ?
Kar zarar iliskisi güdüldüğünde asi yaptirmanin avantajı dezavantajindan çok bu durumda mantıklı olanı yapıp aşı karnesine göre ilerliyoruz. 86 doğumluyum baya çatır çatır asilar da oldum valla ben.
O bahsettiğiniz ülkelerde asi kavrami daha sıkı bu arada... Hem her sene grip aşısı bile değişirken aşıların değişiklik göstermesi azalması çoğalması çok normal . Bunu benim bir sağlıkciya anlatmam komik olur siz de bilirsiniz
Bakın ben asla aşının yararsız demedim. 86 dogumlusuz size doğar doğmaz hepatit asisisi yapilmadi. 1990 yılına kadar biz kendimi asimizi
Asi sayesinde korunulan hastalıklardan da biraz bahsetseniz ?
Kar zarar iliskisi güdüldüğünde asi yaptirmanin avantajı dezavantajindan çok bu durumda mantıklı olanı yapıp aşı karnesine göre ilerliyoruz. 86 doğumluyum baya çatır çatır asilar da oldum valla ben.
O bahsettiğiniz ülkelerde asi kavrami daha sıkı bu arada... Hem her sene grip aşısı bile değişirken aşıların değişiklik göstermesi azalması çoğalması çok normal . Bunu benim bir sağlıkciya anlatmam komik olur siz de bilirsiniz
Bakın ben aşının hiçbir yararı yok asla olmamalı demedim. Aşı elbette şu an birçok hastalığın yeryüzünden silinmesini sağlamıştır. Sıkıntı şurada; siz daha yeni doğmuş, bağışıklık sistemini oluşturmaya çabalayan bir bebeğe, mevzu bahis hastalıklar ile karşılaşması düşük bir ihtimalken (hepatit B sadece kan ve cinsel ilişki ile bulaşıyor aids gibi) ilk iki yıl içerisinde bir sürü mikrop enjekte ediyorsunuz. Birincisi bu kesinlikle sorgulanması gereken bir konu her anne baba bu aşıların gerekliliğini ve içeriğini araştırmalı.
Ben ilk iki yıl henüz annesinden emdiği süt ile bağışıklık geliştirmeye çalışan bebeklere bazı özel durumlar dışında aşı yapılmaması gerektiğine inanıyorum. Şu var bebek kreşe başlayacaktır, bakıcı ile muhattap olacaktır bakıcının hastalık sağlık durumunu bilemezsiniz, anne baba da bulaşıcı hastalık vardır vs aşı tabiki erken yapılır.
86 yılının aşı takvimini incelerseniz bu kadar yoğun bir aşı uygulaması yok ve asıl önemli nokta 1990 yılına kadar aşıları biz kendimiz üretiyorduk. Şu an yapılan aşılar Amerika ve İsrail menşeli. İçerisinde aşının daha etkili olması ve uzun süre koruyuculuk sağlaması için zararlı maddeler var. Tüm bunlardan yola çıkılarak kaynağı henüz bilinmeyen otizm hastalığına aşılardaki bu artış neden olabilir mi diye çalışmalar yapılmış. çalışma sonuçları da çok ilginç. Aşı firmalarının yaptırdığı çalışmalarda aşı ile otizm arasında bir bağlantı bulunamazken bağımsız çalışmalarda ilginç bir paralellik bulunmuş. Tabi henüz bir kesinlik yok.
Aşı herhangi bir salgın durumda hayat kurtarıcıdır. Fakat artık yeryüzünden silinmiş bir hastalığın aşısını yaptırmak ile o hastalığa yakalanmaktan çok daha fazla risk alındığını düşünüyorum. Aşı yaptırırken prospektüs isterseniz zaten orada yan etkiler yazıyor. Bir bebeğin özellikle ilk iki yılında hepatit B ile karşılaşma olasılığı oldukça düşük.
Bunca kafa karışıklığına rağmen sağlık bakanlığının çıkıp bu konuda bir açıklamama yapması gerekir. Aşı karşıtı dr ların bu konuyu görüşme taleplerini reddeden bakanlık aşı firmaları ile lüks otellerde anlaşma yapıyor. Olayın ticari boyutu da değerlendirilmeli bence. Para bazen insan sağlığının bile önüne geçiyor.
Sadede gelirsem ben bütün aşılarını olmuş bir anneyim. Sağlıkçı olduğum ve hastanede çalıştığım için risk grubundayım. Bebeğimin gereken aşılarını ise iki yaşından sonra onun bağışıklık sistemi doğal gelişimini tamamlayınca yaptıracağım.