Ben böyle düşünmüyorum.
Çok şükür ailem bizi kimseye muhtaç etmedi hiç bir zaman.
Üniversitede durumu bizden iyi olan arkadaşlarım bile kredi almıştı ama benim ailem
zaten yanımızdasın gerek yok kredi almana bir de onun ödemesi var diye aldırmamışlardı bana.
Orta gelirli, kendi yağında kavrulan, lüks bir yaşamı da olmayan bir aileydik yani.
Gerçekten rahat okudum ben ama bu bana verilen harçlıkları hunharca harcıyorum demek olmadı.
Ailem veriyor ohh ben de bir güzel yerim kafası bana göre değil hiç.
Mezun oldum hemen atanamadım gittim komik paralara çalıştım, bakıcılık yaptım.
Muhtaç olduğum için, ailem vermediği için değil.
Ben imkanı olsa bile ailemin parasıyla sefa sürebilen biri değilim.
Annemde kimseye yük olmamayı gördüm, idareli olmayı, yarını düşünmenin önemini gördüm ben çünkü.
Haa kardeşlerim de benim tam tersime acayip rahat harcarlar.
Ailem değil mi yapacak diyeni bile var :S
Bu biraz kişilik meselesi bence.
üniversite hic para derdim yoktu ama birinci sınıfın ikinci döneminden son sınıfın ikinci dönemine kadar çalıştım. Hem de bir sürü sektörde. El mankenliği dahi yaptım, bilezik yüzük taktım takı fuarında. Garsonluk, özel ders vermek, resepsiyonistlik, stajlar derken daldan dala kondum.
Ama motivasyonum para kazanmak değildi, boş zamanım vardı, farklı seyler denemek istiyordum vs. 20 saat çalıştığım oldu hatta ayakta durmakta bir ayağımda kemik deformitesi var bana o günlerden kalan:) ama hic şikayet etmeden keyifli çalıştım. Zorunluluk olsaydı bu kadar keyif alır mıydım bilmem. Yani bazı seyler gerçekten verilen parayla sunulan imkanlarla alakalı degil. Kişilikle alakalı dediğiniz gibi.
Bir de gerçekten miktarlar cevreye ve koşullara göre büyük ya da kucuk olabiliyor. 10 birim maaş alan ailenin çocuğa 3 birim harçlık vermesi anlasılabilir, hem fazlası güç olur hem o ailenin normlarının dışında bi sey olur ama geliri 100 olan ailenin çocuğuna 40 vermesi onların normalidir.
Seneler evvel vakıf üniversitesinde okudum+kira+harclık vs derken zaten o örnekteki meblayı çoktan aşmıştık. Benim okulumda bir öğün yemek+içecek minimum 15 liraydı. Devlet üniversitesine arkadaslarımı ziyarete gittiğimde yemekhanede uç çeşit yemeği 1 liraya yerdim
Ankarada kiralar 50 liraysa istanbulda 500 mesela. Bu bile sehirden şehire değişiyor.
Yani on bin lira belki benim yıllık kiram ama bazısı onu michelin yıldızlı restauranta bir gecede veriyor.
Herkesin normali çoğu azı baska ama dediğim gibi herkes imkanı doğrultusunda evladına versin. Cocuk yer içer doyar belki birikim yapar ama şımarmasın etmesin diye olanı esirgemek de yanlış.
Simdi o yıllarda harçlık+ailemin verdiği parayla yaptıgım seyleri su an trilyonlar kazansam da yapsam aynı keyfi alamam. Zaten yapamam da muhtemelen. Her şey yasında guzel.
Ailesi dar Boğazda olmamasına rağmen sırf daha fazla yük olmayayım diye harçlığı az alıp bir konsere ne bilim geziye gitmeyen öğrenci ya da istediği çantayı alıp takamayan öğrenci beni üzer açıkcası. İlerde kendi maaşı olduğunda o konserin tekrarı olmayacak cunku, o canta da ona hiçbir zaman 20 yaşındaki kadar yakışmayacak.