Eğer bu işi gerçekten seviyorsa bence hayallerinin peşinden gitmesine izin ver.İş bulamama gibi bir sorunu olmaz çünkü gerçekten severek yapacağı ve mutlu olacağı bir mesleği olacak.Bu yüzden diğerlerinin arasından sıyrılır ve iş bulur , giderek yükselir.Öte yandan bakarsak sevmediği bir mesleği yapmasının,çok para kazanmasının hiç bir anlamı yok çünkü asla mutlu olamayacak.Bütün hayatını hayıflanarak ve pişman olarak geçirecek.Durum böyleyken paranın içinde yüzse ne olur yüzmese ne olur...İşini sevmeyen bir doktor hastasıyla ne kadar iyi ilgilenebilir.İlgisizliğinin bedeli belkide bir insanın hayatına mal olacak.Mutsuz bir mühendis işlerini ne kadar düzgün yapabilir.Hepsini baştan savma yapacak.İstemeyerek öğretmen olmuş biri öğrencilerini destekleyeceği yerde onların hayallerini yıkar.Kim bilir belkide birileri zamanında onunkileri yıkmıştır...
Kardeşinin ileride öğretmeni gibi mi olmasını istiyorsun?Belliki adam bu işi sadece parası için seçmiş.Sonrada kalkıp çocuklara önünüz açık değil çalışmak zorundasınız diyor.Öğretmeni maalesef kendi iç huzurunu yakalayamamış biri.Kendisi başka bir mesleği istiyormuş olamamış içinde kalmış anlaşılan.Hayallerinin peşinden gitmeye çalışan bu küçük çocuklarının önünü tıkaması ve kafalarını karıştırması başka türlü açıklanamaz bence.Cesaretlerini kıskanıyor.Kendisi onların yarısı kadar bile cesur olamadığı için.
Kardeşinin hayallerinin peşinden gitmesine yardım et.Onu destekle.Eğer onu engellersen ya da başkalarının engellemesine izin verirsen sonra çok pişman olursun.
Kardesimde bu yazdiklarinizi okuyor. Oh bu yazan abla içimi rahatlattı cok mutlu oldum dedi:) genelde olumsuz şeyler söyleniyor. kararsız kaldık. ıngilizce öğretmenliğini atamalar için istemiyormuş ve sevmiyorum diyor. tercumanliga takmış durumda. sizinde fikrinizi dusunecegiz cok teşekkür ederiizz. peki siz memnunmusunuz?
Kardesimde bu yazdiklarinizi okuyor. Oh bu yazan abla içimi rahatlattı cok mutlu oldum dedi:) genelde olumsuz şeyler söyleniyor. kararsız kaldık. ıngilizce öğretmenliğini atamalar için istemiyormuş ve sevmiyorum diyor. tercumanliga takmış durumda. sizinde fikrinizi dusunecegiz cok teşekkür ederiizz. peki siz memnunmusunuz?
iş konusunda sıkıntılıyım ama dil sınıfları uygulamalı dersler çok eğlencelidir bunuda belirtmek isterim
bir arkadaş yazmış sadece para veya sayısal derslerden kaçmak isteyenler başarısız olur gibi şuan tam hatırlayamadm bu bölümü seçmeden yabancı müzik dinlemeyi, sözleri ezberlemeyi çok severdim
hatta alan seçme testi yapıldı okulda bana yabancı dil çıkmıştı
yanınızda olmasına çok sevindim, memnun olmak hımm sanırım az kalır ben kendimi buldum bu bölümde :) , bende kardeşiniz gibi yabancı kanallar izler, şarkılar dinler onları çevirirdim , yani bu insanın doğasından geliyorsa zorunluluk olarak yapmıyorsa, bu meslek için biçilmiş kaftan olmak demektir, olumsuz yorumlar elbet olur çünkü çoğu kişi bu bölümü sadece maddesel olarak yani para için yada sayısal derslerden kaçmak için seçiyor, ama gerçekten seçenler severek ve gönülden, onlardan olumsuz birşey duyamazsınız, ha zor değil mi tabi zor yanları var, müthiş bir hafıza ve kapasite lazım, ve birüsürü kural, ama bunlara hakim oldukça zor gelmeycek, zevk alacak..
en kötüsü bunlardan bir birey için vazgeçecek olması.. belkide altın bir kariyere sahip olacakken neden bunu o insan için yıksın, pişman olmasını hiç istemem, ingilizcede okumanın avantajları saymakla bitmez, vede çok eğlenceli bir bölümdür, sormak istediğiniz şeyler varsa özeldende adresımı verebilirim, ciddi anlamda ilgileniyorum çünkü üzücü bir durum
Lisemizde dil sınıfının üniversiteye girme başarısı diğer bölumlerden fazlaydı, %98di, lisemiz başarılı bir devlet lisesiydi. benim lisede tanıdıklarım ünv.yi bitirince hemen atanmıştı ingilizce ögretmenlıgıne.
Bir tanıdıgım Alman mütercim tercümanlıkta okumuştu, şimdi konsoloslukta çalışıyor, siyasilerle sürekli iç içe, maddi durumu ve konumu gayet iyi.
Çalıştıktan sonra her şey olur, hiç korkmasın, en kötü ihtimali düşünsek, işe geçinceye kadar dershanelerde çalışır, KPDS, ALES, TOEFL... Olmaması için sebep yok, kalbini bozmasın, derslerine çalışsın:)
Bilir kişi olarak sizden yardım almayı,daha cok düşüncelerinizi duymayı cok isteriz. Kardesimde meraklı bir yapıya sahip. Kendisine cok güveniyor. Ama okuldan bi geldi abla benim kafam cok karıştı ya ne yapsam diyip durdu.. Dedikleriniz gerçekten içimizi rahatlattı cok cok sağolun. Evet o da şarkıları veya filmleri çeviriyor elinden geldiğince. Ama öğretmeni ıngilizceniz geçen sene 5 olsa bile bi sene yapamazsınız üniversite sınavında başarısız olma şansınız cok yüksek demiş. Kardeşim sizin yazdığınız şeyleri ve yukarıda bir arkadaşın yazdığı şeyleri cok dikkatli okuyor..Gördün mü abla benim gibi düşünüyorlar ama neden öğretmenim böyle diyor, diyor. Ama siz güzelce aciklamissiniz zaten.. :)
rica ederim, çevremde çok fazla mesleğini sevmeyen yada keşke diyen kişi var o yüzden bende onun böyle bir duruma düşmesini istemiyorum sadece, neden başarısız olma şansı yüksek kendi yeterli eğitimi veremeyceği için olabilir mi acaba ? şunuda söyleyim ingilizcesinin karnede ne olduğu hiç ama hiç önemli değil !! 1 bile olabilir , hocadan gıcık kapmıştır, çalışmamıştır vs düşük almıştır, bunlar önemli değil, ingilizce bir beceridir yetenektir, ve sadece yazılı sınavla sınanamaz, üniversiteyi kazandığımızda tüm arkadşalrım dahil hepimiz biz ne yaptık biz hiçbişi bilmiyoruz dedik, dil sınavı sadece yazılı, ama üniversitede hoca bana soru sorduğunda tutulup kaldım ki ben bölüme birinci olarak girmiş biriyim, demem o ki notun hiçbir önemi yok, sınava iyi hazırlanıp kazandıktan sonra,asıl ingilizceyi üniversitede öğrenecek zaten, karnesinde ne olduğu mühim değil, ilgi varsa başarı vardır, seven biri için sadece yazılı sınavda yüksek net yapmak zor olmayacaktır bence
Bende öyle dusunuyorum. Bir de sınıfı 36 kişi,28 kız ve 8 erkek. mesela hocanın o konuşmasından sonra 5 kişi korkup eşit ağırlığa geçmişler. Kardesimde kararsız kalmış. Bir şey yapmamış. Öğretmeninin neden böyle heves kırdığını anlayamadım bende açıkçası. Seven hevesli bir insanı bile sogutmus resmen. Sizin dedikleriniz bizim için cok yararlı oldu gercekten.. Umarım kardesimde bu bölümü en güzel şekilde bitirip olumsuz düşünenlere karşı inat edip başarılı bir şekilde bitirebilir:) bende destek olacağım..
ne şanslı ki sizin gibi bir ablası var, ben bu karar aşamasında yalnızdım, korkmak kaçmak bunlar çok basit şeyler, sağlıklı bir öğretmen öyle yapmaz, onun yorumlarına he deyip geçsin bence çünkü o öğretmenin kalitesi biraz düşündürücüyoluna dimdik devam etsin, ben bu dili kendi anadilim kadar iyi konuşucam desin, o öğretmen caydırıcı olmasın tam tersine o kişinin inadına hırs yapsın, hayır ben kendi yolumda ilerlicem, kendi istediğim kariyere sahip olucam desin, o kimki hayatına yön versin, azimli olmasa zaten o da çoktan kaçardı, ama yapmamış, bu bile bir işaret, başarılı bir eğitmen ve ya tercüman olması dileğiyle başarılar diliyorum :)
evet haklısınız. Ama sanirim bu durumda sosyal hayatı diye bir şey kalmayacak. Sürekli kelime ezberi,kitap okuma vs. Tabi kendi seçti sonuclarinada katlanmali. Fakat ben ablası olarak hem gezmesini sosyal aktivitelere katılmasını hemde fazlasıyla çalışmasını istiyorum. Yaşı küçük sagliklida düşünemiyor. Acaba eşit ağırlığa geçse pişman olur mu diyede dusunuyoruz? Dersanelerde yeni sisteme göre kapatılıyor. Tek başına ogrenmeside imkansız gibi. Ben sayisalciyim yardımcı olabilirim ama ne seviyede.. Gerçekten cok zorlu olacak gibi.. sizce ne yapmalı? tam anlamıyla doğru karar olarak?
Banada zamanında tıpı kazanamazsın çok zor dediler.Kazandım.
Kazandın ama okuyamazsın sen o kadar çalışamazsın dediler.Okuyorum.
Haa zor mu gerçekten?Evet.Ama ben bu işi seviyorum kardeşim.İnsanlara yardım etmeyi,hayat kurtarmayı...
Okumasını geçtim.Bizim işimiz herkesin kaldırabileceği türden bir iş değil.O kadar çok ölüm o kadar çok acı varki.Kimse bilmez Üzgünüm elimizden geleni yaptık ama maalesef hastayı kaybettik demenin ne kadar zor olduğunu.Sadece filmlerde söylenen basit bir cümle gibi gelir.Ama öyle değil bakamazsın hasta yakının gözlerine,ruhundan bir parça kopar çünkü,boğazına bir şey düğümlenir.Bırakacağım bu mesleği dersin ama sonra bir doğuma girersin,bir mucizeye tanık olursun.Küçük bir bebeğin uykusunda gülümsediğini görürsün.Alıp götürür bütün o acıyı o yorgunluğu.Yani demek istediğim her mesleğin çok zor yanları vardır.Ama buna değer iyikide bu mesleği seçmişim dediğin zamanlarda gelir.Dünyaya bir kez daha gelsem ne kadar zor olduğu umrumda değil yine bu mesleği seçerdim dediğin zamanlarda...
Bir başka örnek vereyim.Benim bir arkadaşım 5. sınıfta tıpı bıraktı.Hemde bölüm 2. siydi.Geleceği çok parlaktı.Bitirmesine bir yıl kala bıraktı gitti tekrar sınava girdi.Arkeolog olmak istiyordu.Kazandı.Şu an da arkeoloji 2. sınıfta.Herkes dediki sen aptal mısın bir yıl kala okul mu bırakılır hemde tıp.Bana dediği aynen şuydu evet ben aptalım ailemin zoruyla sevmediğim bir bölümü 5 yıl boyunca okuduğum için, ama inan bana mutsuz bir doktor olmaktansa mutlu bir aptal olmayı tercih ederim.Senin kardeşinin de böyle yılları boşa gitmesin.O bölümü okumak ne kadar zor olursa olsun gerçekten seviyorsa buna değer.İnan buna değer.Sınıfından 5 kişi tm'ye geçmiş.Belliki korkmuşlar.Sen kardeşinin kolaya kaçan bir korkak olmasındansa mutlu bir aptal oması için ona yardım et.
İnanamıyorum inanamıyorum! İlk sayfada yazılan cevapları ve o beceriksiz, niteliksiz öğretmenin kardeşinize söylediklerini resmen dehşetle okudum! Yok öyle birşey yahu!
Ben de kardeşiniz gibi çok severek ve isteyerek dil bölümünü seçtim. Lise 2 ve lise 3'ün ortalarına kadar öyle sınava yönelik çok yoğun tempoda çalışmadım. Yani tabii ki hiç bırakmadım İngilizce'yi, kelime ezberlemeyi, kitap vs okumayı ama sınava yönelik değildi bunlar. Lise 3'ün ikinci döneminde çok gayretli bir şekilde tamamen sınava odaklı çalışmaya başladım. Dershanedeki hocamın da desteğiyle, tamamen bilinçli bir şekilde hedefime yönelik çalışmalar yaptım. Çok çalıştım dediysem de öyle günde 5-6 saatlerden bahsetmiyorum. En fazla 3 saat çalışmışımdır mesela. Çok çok fazla ingilizce soru çözdüm. Tabii YGS derslerini de bir arada götürmek gerekiyor. Önem sırasına göre Türkçe, Sosyal, Matematik. Bu dönem içerisinde konsere de gittim, tiyatroya da, yabancı dizileri de takip ettim. Kendimi hiçbir şeyden mahrum bırakıp kötü bir psikoloji içerisine girmedim yani.
Geçen sene girdim üniversite sınavlarına. Türkiye sıralamasında 440. oldum ve İstanbul Üniversitesi - İngilizce Mütercim Tercümanlık'a yerleştim. Daha başlamadan okulu dondurup 1 sene kadar İngiltere'de dil eğitimi aldım. Önümüzdeki hafta başlıyorum okula hayırlısıyla.
Biraz kendimi anlatmak istedim örnek teşkil etmesi açısından. Şimdi de bölüm hakkında bir şeyler yazmak istiyorum.
Öncelikle şunu söylemeliyim. Ortalamanın üstü bir çalışmayla, dil alanından bir üniversiteye yerleşmek bir sayısal bir eşit ağırlık alanlarına göre çok çok daha kolay. Çünkü sınava giren kişi sayısı 50 bin bile etmiyor. Biz yaklaşık 20şer kişilik 2 dershane sınıfından hepimiz hiç eksiksiz üniversiteye yerleştik. Üstelik ÖSS başarı sıralamasında sonlarda olan bir şehirde yaşıyorum. Bunu kesinlikle sıkıntı etmesin. Ben yazdıklarınızdan o enerjiyi aldım, hevesi ve isteği varsa bunu kimsenin kırmasına izin vermesin. Mutlaka istediği okulu-bölümü kazanacaktır.
İş alanlarına gelince.. Dil alanından gidilen herhangi bir üniversiteden mezun olduğunda iş alanları o kadar geniş ki... Bakın genel olarak sayayım. Medya, hukuk veya tıp alanları, konsolosluklar, gazetecilik, uluslararası şirketler, eğitim alanı, edebiyat alanı, eğlence sektörü vs vs.. Farkındaysanız bölümelrin ana mesleği dışında tüm bunlar (Öğretmenlik ve tercümanlık meslekleri harici yani). O kadar güzel bir alan ki, tıptan mezun oldun doktor olacaksın, hukuktan mezun oldun avukat olacaksın gibi normları yok. Tamamen kendisinin hayalgücüne, becerisine, yeteneklerine bağlı olarak meslek hayatını şekillendirebilir.. Örneğin ben tercümanlık seçtim. Sebep? 3 seçeneğim vardı zaten: Öğretmenlik, Dil ve Edebiyat, Mütercim Tercümanlık. Dil edebiyat hiç isteemdim. Kitaplarla aram iyidir ancak mesleki açıdan elimde garanti bir mesleğim olamayacağı için tercih etmedim. Öğretmenlik ise öğretmenlik yapmayı kesinlikle düşünmediğimden, karakterime ve yapıma ters düştüğünden dolayı istemedim. Tercümanlık bölümünde gösterilen dersler olsun, ingilizceye hakimiyeti olsun, hem yazılı hem sözel olarak iletişim becerilerini geliştirme özelliği olsun birçok açıdan okumam gereken bölümün bu olduğuna karar verdim. Kendimi en çok bu bölümde geliştirebileceğime inandım. Örneğin ilerde tercümanlık yapmayabilirim. Bambaşka planlarım var..
Çok çok uzun yazdım farkındayım ama ciddi anlamda yazılan saçma sapan şeylerle dehşete düştüm. Umarım kardeşiniz o gereksiz hocasının aklına uyup da hevesini kırıp pes etmez. Lütfen bu yazdıklarımı ona okutun. Ben size her konuda yardımcı olabilirim, aklıma gelmeyen yazmadığım her şeyle ilgili soru sorabilirsiniz.
Not:O yukarda alıntıladığınız yazı baştan aşağı saçmalık. Tek bir cümlesi doğru değil. Belirtmek istedim.
Not2: Bakınız bizim full başarı listemiz
Sol en üstte türkiye 25.miz var
Zamanında bölüm seçerken bana da herkes karşı çıkmıştı.Dil sınıfı okulumuzda tekti hatta il genelinde 3 dil sınıfı vardı(2 si başka okullardan)
Yapamazsın,edemezsin dediler mezun olunca iş yok dediler ama ben ne yaptım ingilizce öğretmenliği okudum(ki ülke genelinde doğru düzgün dil sınıfları açılmadığı için azimle çalışıp eğitim fakültesi tutturursa kpssde çok da uçuk bir puan almasına gerek kalmadan atanır)
Fakat şunu belirtmem gerekir,kardeşiniz sürekli çalışma halinde olmalı sonuçta dil nankör bir şey ve her zaman taze tutmak elzem.
Bölümünü seviyorsa ve başarılı olacağına inanıyorsa engel olmayın lütfen,zamanında bana engel olmak isteyenler şimdi çatır çatır çatlıyorlar çünkü
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?