çok severek evlendim ama çok mutsuzum eşimle vakit geçirmek istemiyorum

Hiçbir kavgamızda gönlümü almamıştır hep üstü kapanıp gitmiştir bu yüzden biriken kırgınlıklarımı unutamıyorum.

eşim kahve sevmez dışarıda kahve içelim dediğimizde de surat yapar ne gerek var diye, ama mesela en iyi restoranda kebap yemeye para verilebilir, ama kahveye verilemez mesela. ki ben de zaten birçok zaman termos taşırım ama örneğin hadi bi çıkalım yürüyelim eslabta oturalım kahve içelim desek ne gerek var der gelmez gelse de surat yapar bir şey içmez vesaire. ama kendisi günde 3 demlik çay içer biz mutfakta can hıraş kaç çeşit yemekler mezeler yaparken bile gelip çay ister. neyse bir gün almanyadan geldik 8 aylık evliydik (almanyaya ilk gidişimizdi beraber ilk defa bir yere gidiyorduk aile ziyareti bile olsa tatil gibiydi bir nevi, bileğin açılıyor yürürken diye kavga etmiştik havaalanında 3 saat boyunca usul usul ağlamıştım farketmemişti bile.) ailecek oturuyorduk görümcemin eşi ben bi markete gidiyorum dedi çıktı, geldiğinde görümcemle bana kahve almıştı biz çay içiyoruz siz çay sevmiyorsunuz siz de kahveyle eşlik edin diye. öyle içime oturdu ki bu. gece oldu yattık, ben dayanamadım gözyaşlarım artık durmuyor kendimi mutfağa attım csmı açtım hava alayım diye ama ağlamamı durduramıyorım o kadar ağırıma gitti eşimden başka herkesin beni düşünüyor olması. kayınvalidem uyumamış ses duyunca geldi karanlıkta yavrum iyi misin diye sorunca yarım saat kayınvalidemin omuzunda ağladım hıçkıra hıçkıra. sonra gittim yattım eşim uyandı telefona baktı bi süre falan. sonra dedim ki evlendiğimizden beri bama bir kere bile seni seviyorum demedin. (evlenmeden önce bugün sana bir daha aşık oldumların bini bir paraydı..) olur mu öyle demişimdir falan dedi böyle bi şaşırdı kaldı , sonra hiç birşey demedi sarıldı. ( Ben artık öyle haldeyim ki bin yılda bir yanağımdan maks alırsa ya da öperse içimden ağlamak geliyor bir öpücüğe bu kadar hasret kalıp çocuk gibi sevindiğim için) Bir hafta boyunca bi garipti sürekli yanıma gel sarıl gel bi öpiyim falan demeye başladı sonra bi gün biraz yüricem diye çıktı, bir geldi gözleri dolu dolu beni sanki kaybetmiş de yeniden bulmuş gibi.. Bir haftadır söylediğin şeyi düşünüyorım ben seni nasıl bu kadar ihmal ettim nasıl böyle davrandım ben seni haketmiyorun sen benim bereketimsin kıymetlimsin özür dilerim beni affedebilecek misin seni çok seviyorum falan. ağladı bile bir sarılıyor bir öpüyor bir özür diliyor. saatlerce özür diledi. O gün ona tüm kırgınlıklarımı söyledim, sabaha kadar dizlerime kapandı resmen beraber ağladık konuştuk kırgınlıklarımızı söyledik vesaire. Bu 1.5 yıl önceydi Ama çok geçmeden yine eskisinden de beter hale döndük. Yine kırılıp kırılıp hiç gönğl almadan üstünü kapattık. Kıskançlıkları müdahaleleri devam etti. Yürürken sürekli ayakalrıma bakıyır bileğim açıldı mı diye boynuma bakıyor bir tane tekme atasım geliyor saplantılı gibi aynı. En son 1 yıl önce manyak bi komşumuz vardı bir gün bir küfür etti adam bizim salondan duyuldu hep duyuluyordu zaten gayri ihtiyari dayanamadım duvara vurdum sonra adam bizim kapımız tek elemeye başladı yarım saat bize sövdü polis vs çağırdık apar topar oradan taşındık. O gün Annem de bizdeydi. Ben duvara vurunca annemin yanında bıktım senin bu gerizekalı hareketlerinden dedi. O an çok sinirliydi çıksa adamı öldürürdü bir şey demedim ama çok ağırıma gitti sonra olayın ğsütnden zaman geçince konusunu açtım kızmakta haklı olduğunu ama beni annemin yanında aşağıladığını çok kırıldığımı unutamadığımı söyledim yine ben suçlu oldum. Bir gün tesettür mevzusundan kavga ederken bana tam kapının önünde çıkmaya hazırlanırken tamam kes çık dışarı diye kolumdan tutup kapıya ittirmişti. bunlardan başka hakarete varan konuşması falan olmadı ama insan unutamıyor hiç de gönlümü almadı üstü kapandı gitti.
O kadar üzüldüm ki .. siz daha ilk seneden böyle hissediyorsanız ömrünüzü hiç boşuna heba etmeyin. Ben evli biri olarak ilk defa birine boşanın diyorum. Evlilik çok güzel bişey ayrıca eşiniz iyi bir insan değil evdekine iyi olmadıktan sonra dışardaki e melek olsun isterse hiç önemli değil. Annenize filan yaptıgı yardımların altında mahcup olmayın. Size tavsiyem kendinizle ilgilenin mutlu olun müzik dinleyin gezin yeni hobiler edinin ve bileklerinize uzun corap giyinin ki bu neşenizin altında baska bişey aramasın. Baktınız aynı tas aynı hamam devam ediyorsa eşiniz yokken ağlayarak içinizi boşattıktan sonra , eve gelince karsısında duygusuz biçimde bir anda ben boşanmak istiyorum deyin karsısında sakın ağlamayın 💩 gibi kalsın afedersiniz. Cok üzüldüm gerçekten. anlattıklarınız evlilikte en değerli seyler ilgisiz sevgisiz ömrünüzü narsist birine adamayın boşanın hazır cocuk yokken
 
Son düzenleme:
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
neyine tutuldun tam olarak çalışıp para kazanmasına mı? baştan aşağı falso
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Canım malesef ki bir narsistle evlisin.İlk geceden seni kilonla yargılayan adamdan olmaz.Ben yüz kiloya yakınım bir kere bile eşim bana şöylesin böylesin dememiştir zayıfla dememiştir tam aksine ben seni her halinle seviyorum der kilo yüzünden ağladığım zamanlar saçlarımı okşar.Kendin sevmediğin için ağlıyorsun değil mi diye sorar ben de hep çaktırmamaya çalışsamda eşim acaba benden soğur mu atakları geçiriyordum ama dört sene oldu evleneli adam bir kere bile kilom yüzünden beni aşşağılayamaz.Lütfen bu hakkı eşine verme.Öyle güzel bir baban var ki arkanda bu adam seneler boyu seni bastıracak bir bakacaksın 40 yaşına gelmişsin senelerin geçecek.Kendini heba etme.Babanı öyle güzel anlatmışsın ki bence sana kollarını açacak bir adam.Kayınvalidenlere karşı da vicdan yükün olmasın zaten bir geline nasıl sevgiyle yaklaşması gerekiyorsa öyle yaklaşıyorlar o kadar bize bu durum uzak geliyor ki zaten olması gereken hareketler tavırlar için minnet gösteriyoruz.Bunu yapma gençliğine yazık.Umarım doğru kararı verirsin.Ama yazdıkların baktığımda senin boşanma gibi bir düşüncen asla yok şuanda bu alenen ortada.Ha eğer boşanmak istemiyorsan al eşine gidin çift terapistine.
 
Eşim iyi bir insandır. Çok cömerttir. Herkese iyiliği dokunsun ister. Bir iyilik gördüğüne bin iyilil yapar. Anneme kendi abimin yapmadığı kadar yardımı dokunmuştur. Ananemi her hastane randevusuna götürür getirir. Ben çalışmak istiyorum desem teşvik eder istemşyorum desem keyfine bak der. İti bir insandır. Ama beni çok kırdı ve unutamadığım şeyler var. Ve evet kendini çok beğeniyor ve son söylediğinize katılıyprum bu beni çok rahatsız ediyor.
Iyiyse cennete gitsin size kalin bacakli oha dedikten sonra ben onun iyiligine baslarim. Ters psikoloji uygulayin kendisi mukemmel mi yani gorsun bi kendini begenmis
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Merhaba
Bu tarz insanlar genelde evde istediği gibi at koşturmak için dışarıya karşı mükemmel profil çizerler. Buldun bunadın dersiniz demişsiniz çünkü eşiniz dışarıdan çok iyi görünüyor böylece şikayet hakkınızı elinizden alıyor. Boşanmayacaksanız da sınırlarınızı çizin , ömrünüzü yiyip bitirmesine izin vermeyin, kul köle olmayın. Hizmet hürmet demişsiniz ama bunlar karşılıklı olur, tek taraflı değil. Beğenmiyorsa evlenmeseydi sizinle, kilo herkes alabilir verebilir , sizi eksik hissettirip ezmek için daha ilk akşamdan saldırmış aslında. Eşiniz gerçekten kötü bir insan bence.
 
Ömrün bu adamın elinde çürüyecek.

Solup gideceksin.

Hiçbir şey değişmeyecek.

Değişse de yaşın geçmiş, ömrün erimiş olacak.

Kadın olduğunu 40 yaşına yaklaşmışken anlayacak, başka bir erkekle olmak isteyeceksin.

Er geç boşanacaksın bu net. İyisi mi genç yaşında bu adımı at. Senin eşin iyi falan değil. Bencil ve saygısız biri. Seni adam yerine koymuyor. Senden utanıyor hatta tiksiniyor. İyi deyip duruyorsun. İyi de madem niye her gece ağlıyorsun?

Çocuk yapma. Ailen arkanda ve yaşın genç. Değişir diye bekleme. Giden cinsel istek geri dönmez. Silkelen. Gerçeklerin farkına var. Ya o evde 2.sınıf insan muamelesi gör ya da seni sevecek başka birini bulmak için boşan.
Kimin cinsel isteği.
 
Eşiniz iyi bir insan değil, çok ikiüzlü, çok kurnaz, çok kötü bir insan. Şuan her dediğini yaptığınız için size o kötü yüzünü göstermemiş,gerek görmemiş. Sizi robotlaştırmaya çalışıyor, kimliğinizden oluyorsunuz. Çok kötü bir durum. Çocuk yapıp o çocuğu böyle kontrolcu manyak baba maruz bırakmazsınız umarım.
 
Evlenmeden önce bütün güzel şeyleri yaşamışsınız resmen. Bütün heyecanlar önce başlamış. Üzüldüm. İlkten bu kadar değer verip sonra sizi üzmesine üzüldüm...
 
Yorumları okudum ve lafımı geri alıyorum. Eşiniz çok zeki ve kime nasıl davranılması gerektiğini çok iyi bilen biri. Ona başarılar diliyorum.
 
Varya ne iğrenç bir adammış sana "oha bacakların ne kadar kalın "dediği yerde okumayı kestim.boyle iğrenç bir yaratık insanların hele eşine bunu söyleyen adam olamaz olmamalı iğrenç bir prima.kendisi gotunu yıkamaktan muzdarip bir dağ ayısı gibi geziyordur eminim iğrenç kusmuk adam oeh
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Seven adamı 40 metreden tanırım😒Aşk bitmiş hatta yokmuş bile.Sevgide yok.
 
Senin kocan kafayı yemiş arabistanda yaşıyoruz sanki yok bileğin görünmüş yok elin görünmüş vah vahh vah. Ben yorum yapamıcam buna açığım çünkü ama normal ayarda ama size göre çok açık sayılır şort ve kısa kollu giyiyorum ben eşin gibilerin zihniyetini düşüncesini anlayamam ama önden önden gitme falan hoş değil üstüne de 2 kuma getirsin tam olsun elleride arkadan bağlayıp yürür. Yani anladığım kadarıyla agzınla kuşta tutsan araya bi soğukluk girmiş o da düzelmiyo ya ama evlılık zaten böyle bısey sevgılılık nişanlılıga benzemıyor. Zaten sen ne kadar nişanlı kaldın onu da bilmiyorum hani yanlış anlama da biraz muhafazakar insanlar bu arayı olabildiğince kısa tutuyorlar iki ay üç ay falan gibi eğer öyleyse zaten tanıyamamışsındır nasıl tanıyacaksın Allah yardımcın olsun bacım yani gerçekten çok zor
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Valla kusura bakmada sanada biraz rahatlık batmış
 
Buradaki öfkeli kadınların asıl öfkelerinin kendilerine olduğunu düşünüyorum.”Sen boşanamazsın,bunu çekersin,ezik…” Bunlar aslında kendilerine söyledikleri (ya da söyleyemedikleri) şeyler.Kendilerinin de gidemedikleri bir evlilikleri var ve burda birilerini boşanmaya ikna ederlerse kendi kocalarına karşı da zafer kazanmış sayıyorlar kendilerini.Yoksa başkasının yanlış kararlarına neden bu kadar öfkelenirsin ki?

Ben size üzüldüm konu sahibi.Sevgisizlik bir kadını yaşayan ölü haline getirir.Gözünün ışığını söndürür.Eşiniz, üzerinde çalışılması gereken bir vaka.Düzelmez diyemem belki düzelir ama o düzeldiğinde siz siz olur musunuz,bi kıymeti kalır mı bilmem.Bunu beklemek ,yıllarınızın gitmesini göze almanız gereken ve sonucun garanti olmadığı bir kumar.

Uğraşmaya niyetiniz ve gücünüz varsa güvenilir bir terapistle görüşün.Eş terapisi deneyin.Aileniz eğitimli insanlarmış,konuyu yaygaraya çevirmeden bilgisine,hayat tecrübesine güvendiğiniz bir aile üyesiyle paylaşın.Tabi ki bu süreçte çok sıkı korunun.Umarım size mutluluk getirecek yola yönelebilirsiniz.
 
Son düzenleme:
Eşiniz ukala, kendini beğenmiş biri bence seni de kendisinin istediği şekle sokmaya çalışıyor.Demem o ki seni sen olduğun için olduğun gibi sevmiyor.Üzgünüm ama boşan.
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Konu da dikkatimi ceken tek yer " kısır döngüye girdim gizli yemeye başladım ve 100 kilo oldum"

Eğer kilo almaya sebep bir sağlık probleminiz yoksa Eşinizi bahane ederek 40 kilo daha almanız bana çok saçma geldi. Önce kendiniz için fazla kilolardan kurtulmalisiniz.
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Çok üzüldüm 😔 Birazda kendimi gördüm. Bu narsist adamları anında hayatımızdan çıkarmalıyız! Hadi ağrıyan dişimizi çekelim, birkaç gün dilimiz o boşluğa gider ama bu can nelere alismiyor kii. Böyle yaşanmaz lütfen acilen boşan, sakın değişir vs safsatalarina inanma Artarak devam ediyor olumsuzluklar.
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Eşinize fazla odaklanmışsınız gibi hissettim. Kendizi hayatınızın merkezinden çıkartıp eşinizi koymuşsunuz gibi hissettim. Kendinize yönelin, size ne iyi geliyorsa bir meşgale bulun. Kafanızı dağıtacak şeyler. Eğer kilonuz sizi rahatsız ediyorsa kilo vermeye spora yönelin. Biraz kendinizle baş başa kalın. Kendinize neyin iyi geleceğinize odaklanın. Kendinizi sevin, kucaklayın😍
 
Eşim iyi bir insandır. Çok cömerttir. Herkese iyiliği dokunsun ister. Bir iyilik gördüğüne bin iyilil yapar. Anneme kendi abimin yapmadığı kadar yardımı dokunmuştur. Ananemi her hastane randevusuna götürür getirir. Ben çalışmak istiyorum desem teşvik eder istemşyorum desem keyfine bak der. İti bir insandır. Ama beni çok kırdı ve unutamadığım şeyler var. Ve evet kendini çok beğeniyor ve son söylediğinize katılıyprum bu beni çok rahatsız ediyor.
Kızım eşin narsist. Narsistler kendilerini dışarıya beğendirmek için ele iyi davranır, evde şeytan kesilir. İçinde sevgi olsa sana iyi davranırdı. Diğer insanları da sevmiyor aslında içten içe.
 
Back
X