kesinlikle aynı şeyi düşünüyorum... çok üzülüyorum sosyal hizmetlere başvurayım diyorum. ama annemle babamın içi elvermiyor. ben uzakta olduğum için, kendi torunlarını özledikçe onu getiriyorlar yanlarına...ne gözzel bi hayat,hazır yaşamaya alışmışlar ailecek süpermiş
keşke çocuğu yurda verselermiş eminim daha az yıpranırmış bebecik.bu hikayeden de anladığımız gibi her kadın anne olmamalı çünkü annelik rahimde bebek büyütmekle olmuyor.
boşanamıyor, karısını seviyor dayım... neden bilmiyorum ama o gittikten sonra mutsuz oluyor...valla temizlikl içten gelen bişey. bir iki defa uyardınız umrunda olmadıysa silah zoruyla da olsa yapmaz artık.tek yokl boşanması dayının.böle bir anne de olmaz olsun
bizlerde bebekte bebek diye yanip tutusanlardaniz Rabbim sen buyuksun ...Herkese günaydın... Kızlar herşeyi en başından anlatmaya çalışacağım.Dayım bir tekstil atölyesinde son ütücü. İş olduğu zaman, canını dişine takar çalışır. Tembelliği yoktur. Görücü usulü istanbul'dan biri ile evlendi. Evlendiği kızda tekstil atölyesi çalışanı... Dayımın maddi durumun iyi değil, birlikte çalışırlar geçinirler diye düşündük hep. Dayımı evlendirmek için köydeki tarla satıldı. Düğün dernek yapıldı, eşyalar alındı. Anneannem hastaydı (alzheimer) geline dendi ki sen bak kayınvalidene maaşını da al otur evinde...senden başka hiçbir şey istemiyoruz. Tamam dedi.
Aradan zaman geçti. Ne zaman gitsek anneannem 'beni burdan kurtarın, ölüyorum ben burda' demeye başladı. Annemde kızdı. Almak istedi maaş var diye kabul etmediler. En sonunda annem gitti ve aldı anneannemi. İlaçlarını vermemişler, bakmamışlar, yemek vermemişler...
Bir daha göndermedik anneannemi. Zaten kendide beni onlara vermeyin diyordu, kıyamadık... Hamile olduğunu öğrendik, o dönemde anneannem son dönemindeydi hastalığının bayağı ilerlemişti... Gelinin evi çok pisti, tarif edemeyeceğim kadar.Konuştuk dedik ki kızım bak lafa gelince Allah'a olan inancımızı sorgularsın. Kayınvalidene hastayken eziyet ettin, evine ve kendine bakmıyorsun. Bebek olacak, toparlan... dedi ki ben zaten doğunca yetiştirme yurduna vereceğim bakamayız dedi... Annem kızdı madem bakamayacaktın niye yaptın diye... Aldırcam, yetiştirme yurduna vereceğim diyerek 9 ayı bitirdik şükür... Güzel mi güzel bir kızımız oldu.
Tüm eşyaları babamın akrabaları tarafından toplandı. Yatak, oyuncak, mama sandalyesi, yürüteç, 3 yaşına kadar ki tüm kıyafetleri, bebek arabası, biberon, kısacası eniğinden cücüğüne aklınıza ne gelirse herşeyi alındı...Sütü vardı, öyle ki iki göğsünden fışkırarak akardı, emzirmedi... Onun yerinde o yoklukta mama yedirdi... Çocukla hiç ilgilenmedi banyosunu annem yaptırmaya giderdi, evde bebek var diye evini kardeşim temizlerdi... Kendi elini hiç bir şeye sürmedi...
Geçen sene sonunda dayıma ' annemle babam dedi ki gelin size burada iş bulalım yanımızda kalın, ev kirası falan vermeyin, çalışıp borçlarınızı bitirin' dediler diyor. Dayım da borç olduğu için kabul ediyor.. Evde ne kadar eşya varsa hepsini satıp, satılmayan eşyaları da çöpe atıp, çıkıp istanbula gidiyorlar. İstanbul'da gelinin babası bunları eve almıyor. Ben alevi tohumu beslemem defolun gidin evimden, ben öyle birşey demedim, kimseyi de buraya çağırmadım diyor. Bir kaç gün sonra da gelin ben boşanmak istiyorum diyor, dayım da alıyor kızı geliyor Ankara'ya .Bu arada kızı veren annenin kendisi, çünkü kızın babası ben bakamam diyor, gelinin de çokta umrunda değil zaten .
1 ay boyunca kıza annem baktı...1 ay sonra geldi, söylediğine göre kardeşleriyle anlaşamamış, babası ben sana ne zaman kadar bakacağım, madem geldin çalış demeye başlamış, bu da dayanamamış geri gelmiş. Kızım neredeyse hiç tepki vermedi, kucağına gitmedi, sarılmadı, bağırdı, ağladı sadece... o kadar küçükken bile anladı annesinin kendini bıraktığını. Ankara'da yine akrabaların yardımıyla bunlara ev kuruldu, eşya bulundu vs... Ama annem diyor ki, ne çocuğa bakıyor, ne kendine ne de eve... çocuk her gün aynı şeyi giyiyormuş. çocuğu yıkamıyormuş... Arkadaşlar çok uzun oldu biliyorum... konuşmak fayda etmiyor... Nasıl bir yol izlemeliyiz, evini, kendini ve çocuğunu temizlemesi gerektiğini nasıl öğretmeliyiz... Lütfen yardımcı olun... Daha o kadar çok şey var ki yemin ederim ben anlatmaya utanıyorum.
Şimdiden herkese çok teşekkür ederim. Gözlerinizi ve beyninizi yorduğum içinde özür dilerimm..
bende ondan korkuyorum... okutmayacakmış, sadece kuran kursuna gönderecekmiş... ya daha bunun gibi birçok şey diyorum ya anlatamıyorum...Çok üzüldüm. Ne yapabilirsin ki. Çocuğu elinden alsan kıymete biner. Bence elini üstünden çekin. Ama gözünüzü ayırmayın... olan çocuğa olcak
kesinlikle aynı şeyi düşünüyorum... çok üzülüyorum sosyal hizmetlere başvurayım diyorum. ama annemle babamın içi elvermiyor. ben uzakta olduğum için, kendi torunlarını özledikçe onu getiriyorlar yanlarına...
kusura bakılacak birşey yok, keşke kurgulanmış bir hikaye olsa... ama ne yazık ki gerçek ve gerçekliğinden ben utanıyorum...Masalkusu bu trajedık bı hıkaye de lutfen..Çok üzüldüm..Kadında insani bı duygu yokmuş bırak anneliği..Hayvanlar bile kendını temizlıyor kusura bakmayın ama.
bizim de içimizi yakan o yavrum zaten... alıp eve getirelim biz bakalım diyoruz. bu kezde sabahtan akşama kadar bizden çıkmıyor... yemeğini yiyor, oturuyor köşesine...Gelininiz dengesiz ailesi ondan dengesiz Allah yardımcınız olsun. En iyi çözüm boşanmaları olur ama bu durumda da çocuğa göz kulak olmanız gerekiyor. Bu saatten sonra temizlik yapacağını hiç sanmıyorum öyle alışmış çünkü. Rahatına düşkün bir kadın belli ki. Ama aklım almıyor insan ne kadar rahatına düşkün olursa olsun hadi iş güç yapmıyorsun, temizlik hakgetire ama o günahsız yavrunun ne suçu var bir anne en azından çocuğunu iyi besleyebilir bu kadarını da yapamayacaktı neden o çocuğu dünyaya getirdi? Ben bu hikayede o yavrucağa çok üzüldüm.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?