Kızlar merhabaaaa,
Ben İstanbul’da yaşıyorum, Silivri bölgesine de oldukça yakınım. 23 Nisan’da yaşanan depremden beri kendime gelemiyorum, hâlâ büyük bir panik içindeyim. Geceleri bile rüyalarımdan eksik olmuyor. Depreme uykuda yakalandım, aniden yataktan fırladım. Sarsıntının ve paniklemenin etkisiyle üst kata çıkıp bahçeye ulaşmaya çalışırken ayağımı sakatladım. Travma yaşadım ciddi anlamda.
Bu olaydan sonra annemde Trabzon’a gitme fikri oluştu. Zaten hali hazırda orada ev var, kira derdimiz olmayacak. Hatta annem hayvancılık işine girmeyi planlıyor.Tek tek hepimize "gitmek ister misiniz?" diye sordu. Ben açıkçası İstanbul’dan taşınmak istiyorum ama hep hayalimde bir sahil kasabasında yaşamak vardı. Maalesef maddi durumumuz buna el vermiyor. Trabzonda bir süre birikimimiz olsun zaten benimde hayalim öyle bir yere geçmek ama bunun için zaman lazım dedi.
Trabzon’a sadece tatil amaçlı gitmiştim, ama hiç yaşamayı düşünerek değerlendirmedim. "Oraya alışabilir miyim?" sorusu sürekli kafamda dönüyor. Oturacağımız ev biraz yüksek bir yerde, tepede. Yani yürüyerek bir yerlere gitmek imkânsız, motor ya da araç şart.
Bir yandan da şu anki evimizin bahçesinde baktığımız kedilerimiz ve bir köpeğimiz var. Biz gidersek, buradaki kimse onlara mama vermez; maalesef insanlar pek duyarlı değil. Tek tesellim, dayımın Trabzon’a gelmemesi.. En kötü ihtimalle, sokaktaki yavrularımıza o mamasını koyacak.
Karadeniz’i gerçekten çok seviyorum. Her gittiğimde o temiz havayı içime çekmek bana çok iyi geliyor. Ama yine de alışamamaktan korkuyorum.
Bir de erkek arkadaşım var. Kıbrıs’ta okuyor, sadece bayramlarda ve yaz tatillerinde geliyor. Kendisi Kocaeli’nde yaşıyor ama biz genelde İstanbul’da buluşuyorduk. Bu taşınma durumunun aramıza mesafe koymasından da endişeliyim. Annemle bunu konuştuğumda, “Trabzon’da havaalanı evimize sadece 10 dakika. Erkek arkadaşın bayramlarda geliyor, sen de uçağa binip rahatlıkla gidebilirsin” diyor. Mantıklı aslında. Zaten bu akşam onunla da konuşup fikrini alacağım.
Annem bana, “Eğer gelmek istemiyorsan kendini zorlama. Zaten burada da evimiz var” dedi. Ama bir yandan da deprem korkusu içimi yiyip bitiriyor. İstanbul’u seviyorum ama artık yaşanılabilir bir şehir gibi gelmiyor bana.
Gerçekten kafam çok karışık, bana bir yol gösterin