Çok yakın bir zamana kadar son derece romantik yaklaştığım bir konuydu bu kitabın kokusu, dokusu meselesi. Altını çizmek, kenarına notlar almak, rengarenk ayraçlarım, sarılıp uyumaya meyillendiğim kitaplarımı hiçbir şeye değişmeyeceğimi kesin bir dille söylüyordum, evimde 4 dolu kitaplığım var, kitap mı haydi canım demem mümkün değil. Ama 5 ay kadar önce bu inadımı kırdım ve Nook aldım. Tabletim yok, e-kitap okuyucu cihaz kullanıyorum yani. Bu romantizmimin saçma tarafını böylece fark ettim, e-kitap okuyor olduğum için kimse benim kitaplarımı elimden almıyor. Hepsini birlikte kullanabiliyorum. E-kitap konusunda en büyük rahatlığım kargo bekleme sıkıntım olmaması şu anda, gözümü yormuyor, bilgisayar ekranından okuyamam mesela. Bu cihaz yardımıyla da cümleleri altını çizebiliyorum.
Öbür taraftan bakınca, ağaçlar kesilmiyor, uzun vadede fiyatlarının da düşmesi gerekiyor e-kitapların, dolayısıyla ulaşılabilirlik artacak. Eskisi kadar katı bakmıyorum. Önemli olan okumak, yeter ki okunsun da nasıl okunursa okunsun. Kağıttan veya ekrandan okuyunca yazılanın değeri eksilmiyor. Bu kadar katı bakmamak gerek, katıdan öte romantik bakmamak gerek, hayatımın hiçbir döneminde kitap okumadığım olmadı, okumayı öğrendiğimden beri "bu ara ne okuyorsun" sorusuna verecek bir cevabım hep vardı. Bu romantizm aşılmayacak bir şey değil yani

Önyargıları biraz törpülemek gerektiğini düşünüyorum.
Asıl soruya dönersek, tercih yapmıyorum, aynı keyif, yazılan aynı çünkü. Yazarın yetenekleri önemli, okuduğum nesne değil bence
