dini paylaşım alanı

cansucum buna uzun mu diyorsun
3 ay dersaneye giderken kaç sayfa dolusu yazılar yazdım ben beee
gece gündüz rüyamda bile yazıyodum artık

sen bir saate yazarsın bunu eminim gözünde büyütme
yoo o yüzden demedim ay sonu olduğu için çeklerle ilgileniyorum o yüzden dedim canım sabahtan beri parmaklarım koptu yazmaktan onun için yani :) bende anlamadım sekreter miyim ön muhasebe elemanı mı anlamadım gitti :)
çek kesiyorum faturaları yapıyorum faturaları ve makbuzları kargoluyorum telefonlara bakıyorum bide geçen başıma gelmişler cansu sen sipariş girmeyi de öğren oldu o kadar uzun boylu değil ben zaten evlenince burada kalmayacağım bana gidecek gözüyle bakın dedim çok şükür başımdan savdım yoksa siparişlerde bana kalacaktı kabus gibi :)
 
RABB im cuma hürmetine; efendimiz hürmetine bizleri affeylesin ; güzellikler nasip eylesin inşaallah...

her günümüz ibadetli ; her gecemiz vicdanlı olarak uyumak uyanmak nasip olsun inşaallah...

ömrümüzün her vakti bereketli umutlu geçsin inşaallah ...

 
Yapılması Çok Kolay 7 Sünnet-i Seniyye



Bir çok yazımızda sünnetlerden bahsettik. Cuma günleri yapılacak sünnetler, yatarken yapılabilecek sünnetler, yemek yeme ile ilgili sünnetler vb. gibi birçok sünnetten bahsedildi. Peki toplum olarak yapabileceğimiz sünnetler de yok mu? Ya da bireysel olarak yaptığımız sünnetlerle topluma faydalı olabilir miyiz? Bu yazımızda günlük hayatta uygulanabilirliği en kolay Sünnet-i Seniyye den bahsedeceğiz inşaAllah.
 
1.Selamlaşmak


Selam vermek için en kolay sünnet-i seniyye diyebiliriz. Bu kadar kolay olmasına rağmen ne yazık ki en az uygulananlardandır. Yolda yürüyen bir müslümanın tanımadığı bir mümin kardeşine selam vermesi günümüzde şaşkınlık ile karşılanmaktadır. Bir müslümanın, müslüman kardeşine selam vermesi kadar doğal birşey olabilir mi? Asıl vermezde şaşırmamız gerekir. Selam vermek sünnet, almak farz hepimiz biliriz. Ama selamı verirken de bu bilinçle vermemiz gerektiğini unutmayalım. Ezbere bir ağız alışkanlığı olarak değil, bu fiilin bir sünnet olduğunu ve karşılığında sevap kazandığımızı düşünerek selamlaşalım. “Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.” (Müslim, Îmân 93)

 
2. Gıyabında Dua Etmek


Bir müslüman yine müslüman kardeşi hakkında arkasından yapmış olduğu duaya gıyabında dua denilir. Hepimiz dualarımızda aileimizi, dostlarımızı, akrabalarımızı, ümmeti geçiririz. Peki duyduğumuz bir ambulans sirenin de o insanlar için şifa, bir itfaiye sirenin de sıkıntıda olan o kardeşlerimizin sıkıntılarını gidermesini Allah’tan dilemez miyiz? Müslüman kardeşimizin gıyabında dua etmiş olup aynı zamanda bir sünnet-i seniyyeyi daha gerçekleştirmiş oluruz.

 
3. Yolda Eza Veren Bir Şeyi Kaldırmak


“Ümmetimin iyi ve kötü bütün amelleri bana arz edilip gösterildi. İyi amelleri arasında, yoldan atılmış olan ‘eza’yı da gördüm. Kötü amelleri arasında ise, (herkesin gözüne çarpan) yere gömülmemiş tükürük de vardı.” (Müslim, Mesâcid, 58,) Bu hadis üzerinden düşünecek olursak eğer yolda yürürken ya da arabayla geçerken; bir başkasına zarar verebileceğini düşündüğümüz bir ezayı (taş, sopa, cam vs) yoldan kaldırmamızın sünnet olduğunu ve de bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın anlayışının bir müslümana ait olamayacağını anlamış oluruz.

 
4. Sadaka Vermeli


Sadaka vermek için illede başımızdan bir dert, hastalık, kaza yada kötü bir hadisenin geçmesi mi gerek? Başımızdan türlü musibetlerin geçmesini beklemeden; gördüğümüz ya da duyduğumuz ihtiyaç sahibi bir kardeşimize sadaka verebiliriz. “Fakirleri araştırıp bulunuz, görüp gözetiniz.” ( Riyazüs Salihin c.1, s.284.) Ayrıca dinimiz iyi maddi imkanlara sahip kişilerin; fakir ve ihtiyaç sahibi kişileri bularak onların ihtiyaçlarını gidermesini de bildirmektedir. “İçinizden faziletli ve servet sahibi kimseler akrabaya, yoksullara, Allah yolunda göç edenlere (mallarından) vermeyeceklerine yemin etmesinler; bağışlasınlar, feragat göstersinler. Allah’ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız? Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.” (Nur Suresi 22. Ayet)

 
5. Verilen Sözün Tutulması


Yalan yere söz vermek, vaadde bulunmak, verilen sözü yerine getirmemek münafıklık alametidir. Kur’anda da birçok ayette bahsedilmiştir söz vermekten ve tutulmasından. “Ey iman edenler! Sözlerinizi yerine getirin.” (Maide Suresi 1. Ayet) Fakat günümüzde bu olağan bir durum haline gelmiştir. İnsanlar gerçekleştiremeyeceği şeyler hakkında kesin konuşmaktan çekinmez olmuşlardır. Dolayısıyla toplumda güvensizlik aldı başını gidiyor. Oysaki bizler özüyle, sözüyle tüm filleriyle güvenilir şahsiyet; Muhammed-ül Emin Allah Rasulü Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin ümmetiyiz. Bize sözünde durmamak yakışmaz. Sözümüzde duralım hem tam bir müslüman duruşu sergileyelim hem de bir sünneti daha yerine getirmiş olalım. “Söz vermek borç gibidir.” (Buhari, Hibe, 18)

[list_item title="6. Toplumda Fısıldaşmamalı" url =""]

Toplum da kulaktan kulağa konuşmak, fısıldaşmak görgü kurallarına aykırıdır. Aslında nezaketi ve görgü kurallarını öğrenebileceğimiz en güzel kaynak; İslam dinidir. Fakat bir çoğumuz bunun farkında değiliz. Fısıldaşmayla ilgili ayetlere Kur’an da Mücâdele suresinde yer verilmiştir. Ayrıca konuyla ilgili peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin de sözlerine rastlamaktayız. İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemşöyle buyurdu: “Üç kişi bir arada iken, diğerini bırakıp ikisi fısıldaşmasın.” (Buhârî, İsti’zân 45; Müslim, Selâm 36) İşte size kolaylıkla gerçekleştirebileceğiniz bir sünnet daha=)

 
6 Kötülüğe İyilik İle Karşılık Vermek


Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem İslam’ı tebliğ etmek için verdiği mücadele gerek Mekke’li müşrikler gerekse Taif halkı tarafından zulme ve türlü kötülüklere uğramıştır. Buna karşılık hiçbir zaman lanet etmemiştir ve şöyle buyurmuştur; “Ben lânetçi olarak değil, âlemlere rahmet olarak gönderildim.” (Müslim, Birr, 87) Hayatı boyunca da yaşadığı tüm kötülüklere karşı af ve iyilikle mukabele ederek bizlere mükemmel bir şefkat ve merhamet örneği olmuştur. Bizler bugün bir arkadaşımızın bize söylediği bir kırıcı sözden adeta kinlenip türlü kötülükler yapar olmuşuz. “Hiçbiriniz; «Ben insanlarla beraberim, eğer insanlar iyilik yaparlarsa ben de iyilik yaparım, kötü davranırlarsa ben de kötü davranırım.» diyen şahsiyetsiz kimselerden olmasın! Aksine insanlar iyilik yaparlarsa iyilik yapmak, kötü davranırlarsa haksızlık etmemek için nefsinizi terbiye edin.” (Tirmizî, Birr, 63)

 
uzun süredir dışarı çıkmıyorduk akşam bi sahil yapalım dedik sonrada bi tanıdığa uğradık eve 12yi çeyrek geçiyordu geldim namazımı kıldım falan derken geç yattım yine :)


ha bi sıkıntı olmaısn kuuzm da :)

arada olur kaçamaklar :)
sen hangi ildesin bu aradda :)
 
NİHAT HATİPOĞLU
Pedofili onursuzluğu üzerine


Yüce Allah kadını erkek için, erkeği de kadın için yaratmıştır. Kadın ve erkek birbirini tamamlar. Evlenerek hem kendilerini gayrimeşru ilişkilerden korur ve hem de hayırlı nesillerin devamını sağlarlar. Birbirleriyle sükûnet bulurlar.
Bunun dışında her türlü yakınlaşmayı İslam yanlış bulur. Elbette ki bu yanlışlar içinde çirkinliği, rezilliği ve onursuzluğuyla sınır tanımayanı ise; 'pedofili' olarak adlandırılan çocuklara yönelik tacizdir. Hiçbir gerekçe bu rezilliği meşru saymaz. Bu rezilliğin, suç ve günahına bulaşmış insanı da İslam anlayışla karşılamaz. Bu tür insanlar tecrit edilmeli, gereken cezayı almalı ve hukuktan da gizlenmemelidir. Bilindiği ve tespit edildiği anda gereken ahlaki ve hukuki kanallar çalıştırılmalıdır.
Çocuk tacizi ve bu tacizin akabinde çocukların öldürülmesi ise olayın bambaşka bir yöne taşınmasıdır. Onursuzluğa bir de
cinayet eklenmiş oluyor. Aileler perişan olduğu gibi, toplumun vicdanı ayaklanıyor ve masum çocuklar, hiçbir şeyin farkında olmadıkları günahsız yaşlarında bir rezilliğin kurbanı olabiliyor.
Öteden beri bu konuda her yazdığımda, pedofili ve çocuk cinayetlerine en ağır cezanın verilmesi gerektiğine inandığımı ifade etmişimdir. Bu konuda aynı noktadayım. İdam dahil olmak üzere.
Pedofili belki bir hastalık, belki bir onursuzluk, rezillik, suç ama bütün bunların yanı başında toplum vicdanını yaralayan en sarsıcı günahlardan biridir veya en öndeki günahıdır. Günahsız, masum ve savunmasız çocukları katledenler, semanın ve yerdekilerin azabına müstahaktırlar.

BÜYÜKLERDEN BAZI HATIRLATMALAR

Yıllarca düşmanı dışarıda aradım. Yıllar sonra anladım ki düşmanım karşımda değil, içimdeymiş, en büyük düşmanım meğer azgın olan nefsimmiş.
Ya Rabbi! Kurbanın olayım mahşerde beni hesaba çekip de âlemin huzurunda rezil ve rüsva etme! Açığımı ortaya koyma. Cennette senin cehennem de. Dilersen beni cennete, dilersen cehenneme koy. Ama beni cehenneme atacaksan da ne olur hesaba çekmeden cehenneme at.
Hayır, ey kul ben hesaba çekmeden karar vermem diyorsan ne olur beni peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) yanında hesaba çekme. Utanırım. O'nun yanında hesaba çekilmekten haya ederim. Hem bunca günah işleyeceğim ve hem de O'nun ümmeti olduğumu söyleyeceğim. Utanırım. Mahcup olurum. O'nun yüzüne bakamam.
Ya Rabbi! Seni idrak etmekten aciz olmak seni idrak etmektir.
Ya Rabbi seni hakkıyla bilemedik. Marifetine varamadık.
Ya Rabbi sana hakkıyla kulluk edemedik. Kulluğuna varamadık.

BABA VE ANNELER!ÇOCUKLARINIZ NEREDE?
Babalar ve anneler çocuklarını eğitme konusunda ciddi açıklar veriyorlar. Çocukların geleceğini, sağlığını, eğitimini önemseyen aileler geleceklerinin önündeki belalar konusunda gerekli ikazları maalesef ihmal ediyorlar.
Şiddet hareketlerine bulaşan gençlerin birçoğunun ailelerinden kopuk oldukları görülüyor. Birçok baba ve anne evlatlarından uzun yıllardır haber alamadıklarını belirtiyor, evlatlarının avuçlarından uzaklaştıklarını ifade ediyorlar. O halde yanlış giden bir şeyler var.
Aileler çocuklarını sadece üniversiteyegöndererek sorumluluklarınıyerine getirmiş olamazlar. Çocuklarıkimlerle irtibatlı, neler yapıyor, kimleremeyilli, nerelere gidip geliyor gibibütün soruların cevaplarını aileler bulmalı. Araştırmalı. Ev arkadaşlarını sordurmalı. Kaldıkları evleri incelemeli bu konuda gerekli yerlerden gerekirse yardım almalıdırlar.
Sevgiyi, yardım severliği, kardeşliği, vicdanlı davranmayı, konuşarak anlaşmayı, ülkeyi sevmeyi, dengeli bir din eğitimini mutlaka evlatlarımıza aşılamalıyız. Çok iyi bir aile terbiyesi, sıcaklığı gören gençlerin kendilerini şiddetten uzak tuttuklarını, en azından bu konuda hassas davrandıklarını görebiliyorum. Anneler- babalar lütfen görev başına; kötülerden önce siz çocuklarınıza kucak açın ve çocuklarınıza ulaşın. Çünkü ey aileler, sizler herkesten birkaç adım öndesiniz.

ÖRNEĞİMİZ HZ.PEYGAMBER (S.A.V.) OLMALI
Çağımızda örnekliğe 'rol model' adını veriyorlar. Görüşlerinde, ahlakında, yaşantısında gıpta ettiğiniz ve kendisiyle aynileşmeye çalıştığınız kişi sizin için rol model, yani örnektir.
Bir Müslüman için örnek elbette ki Hz. Resul'dür (s.a.v.). Kuran-ı Kerim bunu; 'leked kane Leküm fi Resululillahi üsvetün hasenetün'- 'Şüphesiz, sizin için Allah'ın peygamberinde güzel bir örnek vardır. (Ahzab, 21)' ayetiyle haber veriyor.
İslam âlemindeki derin uçurumların, savrulmaların çoğunun altında bu ayeti işletmeme hastalığı vardır. Çünkü herkes imamını, önderini, hocasını, üstadını, mürşidini örnek alıyor. Bu daha cazip veya rahat geliyor gibi. Halbuki imamların da, önderlerin de, hocaların da, üstat ve mürşitlerin de Hz. Peygamber'le (s.a.v.) aynileşmesi gerekirdi. Cemaatlerine ve tabilerine bunu demeleri gerekmiyor mu? (Öyle değiller demiyoruz, öyle olmalılar diyoruz.)
Ve önderler, önde gidenler, arkalarındaki cemaate dönüp bizi değil, Allah'ın Resulünü önder, imam, lider ve
kurtuluş yolu bilin. O'na tabi olun, kalbi bey'atınızı O'na yapın. Bizler sizi O'na yönlendiren birer işaret taşıyız. Yüce Rabbin izniyle; merkez O, kurtarıcı O, sevgili O, Resul O, şefaat merkezi O, Rabbin yanında nazı olan O, insan ve cinnin nebisi O, hüsrana uğratmayacak dost O, tabi olanları cennet yoluna koyan O. Şefaat merkezi O, sünnetin sahibi O, her hareketi dinin emri olan O, bize annemiz ve babamızdan daha sevgili olan O.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…