dini paylaşım alanı

Arkadaslar banada ibadette sureklilik icin dualarinizi esirgemeyin allah rizasi icin esim ve benim icin
cok eksiklik yasiyorum cok kac defa kilip biraktm devami gelmedi hic tesetturluyum ama ibadet sifir nerdeyse paylasimlarinix cok guzel allah sizinfr ibadetleriniz kabul etsin
 
canım bu dediğin hepimizde oluyor ara sıra..
ama önemli olan vazgeçmemek..
manevi boşluğumuzu doldurmak..
biz burada hem kendimizi hem birbirimizi geliştirmeye çabalıyoruz...sen de aktif ol yaz
 
SABIR
Sabır ,güçlüyken imkanların geniş olsa bile, aczinin farkına varmaktır.Aczi hakikat sarayının kapısını açan bir anahtardır.Hakikat yoluna yönelenlerin bilmesi gerekli olan temel şey,belalara,sıkıntılara sabrermeden sır ve hikmet kapısının açılamayacağıdır.
#ilimirfandergisi
 
Sabır, güçlü ve dirençli olmak; üzüntü, başa gelen sıkıntı ve belalar karşısında direnç göstermek, olumsuzlukları olumlu kılmak için gösterilen metanettir.

Sabır, nefsi telaştan, dili şikayetten, organları çirkin davranışlardan koruma, nimet haliyle mihnet hali arasında fark gözetmeyip her iki durumda sükunetini muhafaza etme, Allah’tan başkasına şikayette bulunmama şeklinde de tarif edilmiştir
 
Kur’an’da bildirildiğine göre Allah insanları korku, açlık, yoksulluk, yakınların ölümü, ürün kaybı gibi musibetlerle imtihan eder. Bu musibetleri sabırla karşılayanların ve Allah’a teslimiyet gösterenlerin Rablerinin lütfuna, rahmetine ve ebedi kurtuluşa erecekleri müjdelenir.

Allah Teala da saburdur, çok sabırlıdır. O’nun isimlerinden biridir, sabur. Yine, Allah sabredenlerin yanındadır. Şüphesiz bu hayatta, Allah’ın kulları olarak hepimize düşen artık güzel bir sabırdır.
#İLİMİRFAN
 
“Sabrederek ve namaz kılarak (Allah’tan) yardım dileyin! Ne var ki bu huşu duyanların dışındakilere şüphesiz ki çok zordur.”
Bakara 45


“Sabrettiğinizden dolayı size selam olsun; işte (dünya) yurdun(un) akıbeti(olan Cennet) ne güzeldir!” (derler)
Ra’d 24


“Sabret! Şüphesiz Allah, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez.”
Hûd 115



"Kendisine bir musibet gelen müslüman Allah'ın emrettiği: "İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râci'ün, allahümme ecirni fi musibeti vahluf li hayran minhâ. "Biz Allah'ınız ve ancak O'na döneceğiz. Bana bu musibetim için ücret ver. Ve bana bunun arkasından daha hayırlısını ver'' derse Allah o musibeti alır ve mutlaka daha hayırlısını verir." #HADİS
 
İmam Kuşeyri’ye şükür üç kısımdan ibarettir: 1. Bedenle şükür. Bu, azaları Allah’a itaatte kullanmakla olur. 2. Kalp ile şükür. Bu, kalbi Allah’ı tanıma ve zikrinin dışında kullanmamaktır. 3. Lisan ile şükür. Bu da lisanı Allah’ın zikrinde ve methinde kullanmaktır. Sadece lisan ile “Ya Rabbi şükür” demek şükür değildir. Hakîmler şükrü dil ile söylemekten ibaret zannedenleri elbisesini elinde tutup giymeyen güneş ve yağmurdan korunamayan zavallı insana benzetmişlerdir. Şükür konusunda alimlerin ariflerin ve hakîmlerin ittifakla kabul ettikleri tarif şudur: Şükür elde olanı muhafaza etmek, elde olmayana da sahip olmak demektir. Hakîmlerden biri şöyle demiştir: “Sahip olduğunuz nimetleri şükürle bağlayın. Çünkü vahşi hayvanların kaçıp gittiği gibi nimet de o hızla insanın elinden çıkar.”
#İLİMİRFAN
 
Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’inde “İnsanlar imtihandan geçirilmeden sadece iman ettik demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sanıyorlar?” (Ankebut, 2) ayetiyle bizleri uyarıyor. İmtihanın şeklini ise, tıpkı geçmiş ümmetleri “bazen nimetlerle, bazen musibetlerle imtihana çektiği” (Araf, 168) gibi, “Sizi bir imtihan olarak iyilikle de kötülükle de deneyeceğiz.” (Enbiya, 35) buyurarak haber veriyor. Şu halde hepimiz dünya yolculuğumuzda az veya çok, nimetle de külfetle de karşılaşacağız. Bu yolculuğun sonunda felaha ulaşmamız, karşılaştığımız genişlik veya darlığın yürüyüşümüze engel olup olmamasıyla ilgili. Her halükârda dik durup istikamet üzere yol almak ise ancak imanla, ama amel halinde tezahür eden kâmil bir imanla mümkün. İmanın hayat içindeki görünümüne, darlık zamanında ise “sabır”, bolluk zamanında ise “şükür” diyoruz.

#ilimirfandergisi
 

Ashabıyla sükut halinde otururlarken Rasul-i Ekrem s.a.v.’in mübarek simalarında bir tebessüm beliriverir bir defasında. Sahabenin soran bakışlarını fark edince şöyle buyurur Efendimiz:

“Müminin durumu ne kadar şaşırtıcıdır! Zira her işi onun için bir hayırdır. Üstelik bu başkasına değil, sadece mümine has bir durumdur. Ona memnun olacağı bir şey gelse şükreder; bu hayırdır. Hoşlanmadığı bir zarar gelse sabreder; bu da onun için hayır olur.”

Sabır ve şükür, müminin şiarı olan iki haldir demek ki. Yahut yine bir hadis-i şerifte buyurulduğu gibi, “Sabır ve şükür, imanın iki yarısıdır.” İman edenlere özgü bu iki halin hem “hayır” diye nitelenmesi hem de Efendimiz s.a.v.’i tebessüm ettirecek kadar sevindirmesi, müminin bunlarla felah bulacağına, ebedî saadete erişeceğine işaret olmalıdır. Öyleyse sabır ve şükür mümini cennete vardıran iki kanat gibidir. Bu iki kanat, iman edenleri dünya hayatında da “aşağıların aşağısı”ndan kurtarıp yükseklerde tutarak, onların izzetini muhafazaya vesiledir.

Peki, mümin sabır ve şükürle nasıl kanatlanacaktır? Bu mazhariyet neden sadece mümine özgüdür? Yükseklerde pervaz vurabilmek, cennete doğru uçabilmek için bu bir çift kanat nerede, nasıl çırpılacaktır?
#ilimirfandergisi
 
Dünya imtihan dünyası

İman dil ile ikrardan, sadece bir söylemden ibaret değil. Kalp ile tasdik edilmesi ve bu tasdikin davranışlarımızı belirlemesi, hayatımıza yön vermesi gerekiyor. Hepimiz bir imtihandan geçiriliyoruz dünya hayatında. Bazen yoklukla, bazen varlıkla sınanıyoruz. Bugün varlık içinde yaşayanların yarın fakr u zaruret içine düşmeyeceğinin garantisi yok. Bolluk ve rahatlıkta şımarıp kulluğumuzu unutuyor, darlık ve sıkıntıda ümitsizliğe kapılıyorsak, biz müslümanız, iman edenlerdeniz demek bir anlam taşımıyor.
Bu nedenle Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’inde “İnsanlar imtihandan geçirilmeden sadece iman ettik demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sanıyorlar?” (Ankebut, 2) ayetiyle bizleri uyarıyor. İmtihanın şeklini ise, tıpkı geçmiş ümmetleri “bazen nimetlerle, bazen musibetlerle imtihana çektiği” (Araf, 168) gibi, “Sizi bir imtihan olarak iyilikle de kötülükle de deneyeceğiz.” (Enbiya, 35) buyurarak haber veriyor.

Şu halde hepimiz dünya yolculuğumuzda az veya çok, nimetle de külfetle de karşılaşacağız. Bu yolculuğun sonunda felaha ulaşmamız, karşılaştığımız genişlik veya darlığın yürüyüşümüze engel olup olmamasıyla ilgili. Her halükârda dik durup istikamet üzere yol almak ise ancak imanla, ama amel halinde tezahür eden kâmil bir imanla mümkün. İmanın hayat içindeki görünümüne, darlık zamanında ise “sabır”, bolluk zamanında ise “şükür” diyoruz. Bunun için hadis-i şeriflerde sabır ve şükrün sadece müminlere mahsus iki hal olduğu yahut sabır ile şükrün imanın varlığına delil teşkil ettiği ifade buyuruluyor.

#ilimirfandergisi
 
Önce iman

Sabır ve şükür, tıpkı iki kanat gibi karşıt taraflarda mümine destek olduğu için zahiren farklı görünse de aslında birdir. İkisi de imanın, yani Allah’ın varlığını ve birliğini idrakin tezahürüdür. Çoğu zaman iç içedirler. Sabırda şükür, şükürde sabır vardır. Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette olaylardan ibret alıp hakikati görebilme imkanı olarak sabır ve şükür birlikte anılır. Hz. Peygamber s.a.v., “Yemek yiyip şükreden, oruç tutup sabreden gibidir.” buyurmuştur. Hz. Ömer r.a.’ın da, “Sabır ile şükür iki binek olsa, hangisine binersem bineyim aldırmam; ikisi de aynı derecede makbulümdür.” dediği rivayet edilir. Gerçi Hz. Ömer r.a.’ın sözünde sabır veya şükrü gerektiren haller arasında fark görülmediği anlamı da vardır ve bu yaklaşım “Kahrın da hoş, lütfun da hoş” dedirten yüksek bir mertebeye nailiyetin işaretidir ama sonuçta o mertebe de imanın mükafatıdır.

Sabır ve şükrün “bir”liği mademki ikisinin de “iman”dan kaynaklanması hasebiyledir, sabreden ve şükreden bir kul olabilmek için kâmil bir imanın varlığını zaruri kılar. Bu durum, sabır ve şükür hususunda acz gösterenlerden isek, öncelikle imanımızı sağlamlaştırmamız gerektiğini söyler bize. Böyle bir hakikati hep hatırda tutmak kaydıyla biz yine sabır ve şükrü ayrı ayrı ele almaya çalışalım.
#ilimirfan
 
Sabır nedir?

Sabır, çoğu kimsenin zannettiği gibi bir eylemsizlik, tepkisizlik, edilgenlik yahut acizlik hali değildir. Bir direniştir, kararlılıktır, dik durma çabasıdır, sürekli bir mücahededir. Yiğitliği gerektirir. Maruz kalınan türlü zorluklara, şeytanın, dünyanın, nefsin yönlendirmelerine karşı dinin; dinin muhayyer bıraktığı durumlarda ise akl-ı selimin ölçülerini korumak için gösterilen gayrettir sabır. Bu gayret, karşılaşılan zorluğun niteliğine göre bazen kararlılık ve sebat, bazen tahammül yahut katlanma, bazen de sakınma veya kendini dizginleme şeklinde olur. Aynı sebepledir ki kaynaklarımızda sabır, “itaat ve ibadete sabır”, “musibete sabır”, “masiyete sabır” diye üç başlık altında anlatılır. Fakat bütün sabır çeşitlerinde ortak zemin, “şartlar ne olursa olsun, dinin ölçülerinde ısrar ve kulluk edebini muhafaza”dır.

Kalbî bir eylem olan sabır, birtakım davranışlar halinde dışa vurulur ve bazen zahire yansıyan bu davranışlarla da tarif edilir. Feryat ve şikayetten kaçınmak, paniğe kapılmamak, tedirginlikten, acelecilikten, hırçınlık ve huysuzluktan uzak olmak, ümit ve cesaretini kaybetmemek, yumuşaklık ile, teenni ile sükûnetini korumak, istikametini bozmamak sabrın tezahürlerindendir.

Bu davranışlar insanın iradesi dışında bir mecburiyetin, gönülsüz bir direnişin, sabırlı görünme çabasının eseri de olabilir. Buna “zoraki sabır” anlamına “tasabbur” denir. Sabra alıştırması sebebiyle reddedilmemekle birlikte, asıl sabır “sabr-ı cemil”, yani “güzel sabır” denilen gönüllü sabırdır. Sabr-ı cemil, kalbî bir tasdik ve itminanın eseri olduğundan sahibine huzursuzluk vermez.
#ilimirfan
 
selamun aleykum kızlar hayırlı cumalar

hatime başlamıyor muyuz henüz?
aleyküm selamlar...

Aleykum selam
Hayirli cumalar
Bende haber bekliyorum.

Kızcelerim ; hatime başlayacaz evelallah ın izni ile ama pazartsye kadar katılmk isteyenlere süre vermiştim..
fakat katılmak isteyen pek yok..bir kaç kişinin dışında katılım pek yok...
pazar günü son gün forumda katılmak isteyeceğini düşündüğünüz kişileri yönlendirrseniz sayımız arttıkça hatımlerimiz de artar..inşaallah..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…