dini paylaşım alanı

anlaştık.zaten 3 ayların başlangıçı rabbim sebeb kılar ona dönmeme inşallah.aslında hiç terketmedim ama ALLAH beni terketti diye düşündüm hep

tamam ..
şimdi geçmişi bırakalım..
kalbimizi O na yöneltelim..
bismillahirrahmanirrahim diyelim en içten... Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla başlarım '' diyelim..
dua etmek de ibadet... O ndan istemek insana huzur veriyor..
Rabb im bizleri unutmaz..
nefes alıyoruz ; gözümüz görüyor, rızkımız bereketimiz var..
Rabb im kendine güveneni yarı yolda bırakmaz ki..

güzelce başlıyoruz canım

duanı unutma uzun uzun et..
içini dök Rabb imize...
 
anlaştık.zaten 3 ayların başlangıçı rabbim sebeb kılar ona dönmeme inşallah.aslında hiç terketmedim ama ALLAH beni terketti diye düşündüm hep
(Gecenin resmi) isminde bile karamsarlık var :) bu ismi inşallah günışığına çevirebilirsin Sahihuban sayesinde canım benimmmm
 
Hayırlı sabahlar
Hayırlı cumalar hanımlar

C cansu_tr cum Allahim kabul eylesin insallah
Ben başladın 100 er tane okumaya ama bitiremedim en az üç er kere okudum kalanlari
 
4 Madde ile Şükür Nedir Faziletleri Nelerdir?



Şükür; teşekkürdür, bize ihsan edilen nimetlere karşı minnet duygusuyla dil, davranış ya da kalp ile bize bu nimetleri veren Rabbimize teşekkür etmektir. Peki bizler teşekkür etmeyi biliyor muyuz? Gün içerisinde yolda yürürken, otobüste vs. bize yol ve yer veren birisine hemen teşekkür ederiz. Ya da bir restaurantta yemekleri servis eden garsona teşekkür ederiz. Öyle ya teşekkür bir nezaket kuralıdır. Peki o gün uyandığımız da kaçımız bugüne de beni uyandırdın Rabbim çok şükür dedi? Evden çıkarken, yürürken ve işe giderken, Allah’ım elim, ayağım, kolum, bacağım, gözüm, kulağım her şeyim var, sağlığımda hiçbir noksanlık yok, tek başıma hayatımı devam ettirebiliyorum; bir işim var helal kazancımı kendim ve çevremdekiler için harcayabiliyorum Elhamdülillah. Bana rızkımı veren Rabbime şükürler olsun diyor muyuz? Bizlerin en az Allah’a teşekkür ettiği ne yazık acı bir gerçek! Bir günü 24 saati yemek yiyerek, uyuyarak, çalışarak, gezerek, dinlenerek vs. ile geçiririz fakat günün kaç dakikasını şükür ile geçiriyoruz? Herkes bu soruyu kendine yöneltsin ve ne kadar şükrediyoruz? Rabbimize daha çok nasıl şükredebiliriz? Şükrün faziletleri nelerdir? Bu yazımızla inşaAllah çokça şükredenlerden oluruz.

1. Nimetlere Şükretmek


“Biz ne iftar ne de sahur yapıyoruz. Allah bizim orucumuzu kabul eder mi?” yiyecek hiçbir şeyi olmayan Somali de ki kardeşimizin bu sorusu iftar ve sahur sofralarında çeşit çeşit yiyeceklerin olduğu bizler için en büyük Şükür sebebi değil mi? Sayısız nimetlerle bizi rızıklandıran Rabbimize yaşadığımız sürece şükrü borç bilmeliyiz. Her durumda şükretmeli; yiyeceği sadece bir parça ekmek olsa bile rızkını verene şükretmeli hamd olsun demeli. ” Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızkların temiz olanlarından yeyin, eğer siz yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız O’na şükredin. ” (Bakara Suresi 172. Ayet)



2. Şükrün Mükafatı


Allahu Teâlâ bizlere sonsuz nimetler vermekle birlikte, nimetleri bize vereni düşünmemiz ve şükretmemiz için akılda vermiştir. Bu nimetleri eksiltip, arttıran Rabbim bizlere sabırla beraber şükrü öğretmiştir. Sabırla edilen şükrün elbette mükafatı vardır. “Allah şükre karşılık veren her şeyi bilendir…” (Nisa Suresi 147. Ayet)



3. Şükür Azaptan Uzaklaştırır


“Eğer siz iman eder ve şükrederseniz, Allah size neden azap etsin” (Nisa Sures 147. Ayet) Ayette bildirildiği gibi Allahu Teâlâ sabırla şükredenleri; azabından koruyup, mükafatlandırmaktadır. Bizlere düşen Allah’ın verdiklerine de verdiklerine de şükretmek, sabırla beklemek ve iman etmek. Asla ümitsizliğe kapılıp biran bile isyana düşmemeli.



4. Nankörlük Etme Şükret


Her ne kadar kedilerin adı çıkmış olsa da en nankör varlık insanlardır. Yaratılanların en şereflisi Eşref-i mahlûk olan insan; akıl ile kendisine verilen sonsuz nimetlerin farkında olup, Allah’a iman ve ibadet etmek yerine dünya hayatına dalmayı ve ahiretini harcamayı tercih eder. Bizi şükretmekten alıkoyan nedir? Madde hayatı mı? Bu dünyaya geliş amacımızı unuttuk mu? Bu dünya Allah’a iman ve ibadet edip, salih ameller işleyerek rızalığını kazanarak geçirmemiz gereken bir yoldur. Bu yolun sonunda gerçek bir mutluluk vardır. Bu mutluluğa erişmek için Allahu Teâlâya sonsuz şükürde bulunmalıyız. Verdikleri, vermedikleri, eksiltip, arttırdıkları için her halimize şükür etmeliyiz, Allah’a hamd olsun. Elhamdülillah-ı Alâ Külli Hâl. ” Doğrusu biz sizi yeryüzüne yerleştirdik ve orada size geçim vasıtaları verdik. Ne kadar da az şükrediyorsunuz! ” (Araf Suresi 10. Ayet)



Paylaşmak Sünnettir:
 
RECEB-İ ŞERİF DUALARI


10 Gün Subhanallahil Hayyi’l-Kayyûm


10 Gün Subhanallahil Ehadi’s-Samed


10 Gün Subhanallahil Gafuru’r-Rahîm

hanımlar bugünkü zikirlere Subhanallahil Hayyi’l-Kayyûm zikrini de ekleyelim inşallah
 
Recep Ayı Girdiğinde Yapılacak Duâ

Üç aylar girince Receb ayından başlayarak Ramazan ayının sonuna kadar şu dua okunmalıdır;

Allahümme barik lena fi Recebe ve Şaban. Ve belliğna Ramazan.

(Allah'ım! Recep ve Şaban aylarını bizim için mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır)

Amin
 
Recep ayında ihlâs suresi okumanın fazileti

Rivayet edildi ki:
“Beytül-Makdis’de bir kadın Recep ayında her gün ihlâs suresini 12.000 defa okurdu. Ayrıca bu kadın yine Recep ayında kaba yünden dokunmuş elbise giyerdi. Kadın hastalandı. Oğluna vefat ederse, giyindiği yün elbise ile kendisini defnetmelerini vasiyet etti. Kadın vefat edince, oğlu kendisini daha değerli bir kumaş ile kefenledi. Geceleyin annesini rüyasında gördü. Annesi kendisine:
-Ben senden razı değilim, çünkü vasiyetimi yerine getirmedin!” dedi.
Kadının oğlu korku içinde uykudan uyandı ve yün elbisesini aldı, onunla defnetmek için kabrini açtı. Fakat annesini kabir içinde bulamadı ve şaşırıp kaldı. Bu esnada şöyle bir ses işitti:
-Recep ayında bize ibadet edeni tek başına ve yalnız bırakmayacağımızı sen bilmiyor musun?” (İmam-ı Gazali, Kalplerin Keşfi)
 
ÜÇ AYLAR TEMİZLENME AYIDIR
Dün
gece Regaip kandiliydi. Bugün üç ayların başlangıcı olan recep ayının birinci günü.
Regaip: Rahmet,
af ve bağışlanmanın çok olduğu gece anlamına gelir. Bu gece niyetlerimizi düzelterek kendimize yeni bir yol edinmek için karar verdik. Tevbe ettik. Rabbe sığındık. Rabbimizden başkasına sığınamayacağımızı idrak ettik. İdrakimize bu kararı okuttuk. Hz. Peygamber (s.a.v.) "Allah'ım! Recep ve şabanı bize mübarek kıl ve bizi ramazana ulaştır" diye dua ederdi.
Üç aylara girdik. Recep ve şaban aylarından sonra ramazana gireceğiz. Aslında bu üç ay, hayatı yeniden hesap etmek için bir fırsattır. Ahdimizi, vefamızı, sözümüzü, kararımızı yenilemek için imkânımız var. Günahlarımız bizi üzmeli ama ümitsiz kılmamalıdır. Çıkış kapısı var elbette. Tevbekârları Yüce Rabbimiz sever. Hatta günahından tevbe eden günahkârın bu kararlılığı Yüce Rabbi sevindirir. Allah, meleklere de bu kulunu örnek gösterir ve "Bu kulum bir Rabbi olduğunu bildi ve beni hatırladı" buyurur.
Hadi hep beraber tevbe sokağına çıkalım. Caddelerimizi, sokak, şehir ve evlerimizi tevbe ile yıkayalım. Beraberce zikrimizi, duamızı, kararlılığımızı yenileyelim.
 
HZ. PEYGAMBER (sav) BEKLEYENLERDEN...
Yemenli bir delikanlı, adı Haris.
Babasıyla hacca gider. Tavaftan sonra Mina'ya çıkar (İslam'dan önce de Mekke ve civarındaki mekânlarda yaşayan Araplar Kâbe'ye hacc niyetiyle giderlerdi. Çıplak tavaf yapar ve alkış tutarlardı. Biz o dönemdeki hacca, cahiliye dönemi haccı deriz. Hz. Peygamber'le (s.a.v.) başlayan döneme de İslam haccı deriz.)
Bundan sonrasını, Haris'ten dinleyelim: Mina tepelerinden birinde birinin hacca gelenlere bir şeyler anlattığını gördüm. Bazıları dinlerken bazıları ise kendisine tepki gösteriyordu. Yanaştım ne oluyor diye: Yüzü son derece güzel ve düzgün olan o kişi Allah'ın birliğine çağırıyor. Halkın bir kısmı ise O'na saldırıyor veya onu hırpalıyordu. Bu hal bütün bir gün devam etti. Nihayet akşam halk dağıldı. O kişinin yüzü kanrevan içindeydi. Vücudunda ezikler vardı. Ben ona merakla bakarken, elinde su kabı ve bez olan bir genç kız çıkageldi. Ağlayarak o kişinin yüzündeki kanları silmeye başladı. Ağlayan ve genç kızı teskin eden o kişi şöyle diyordu: "Korkma kızım! Babana bir şey olmayacak. Allah babanı koruyacaktır."
Ben merakla oradaki bir Mekkeliye sordum: "Kim bu adam? Bu kız kim, ne oluyor?" Mekkeli şöyle dedi: Bu gördüğün yaralı kişi Muhammed'dir. Bu genç kız, kızı Zeyneb'dir. Muhammed yeni bir dine çağırıyor insanları. Araplar da ona hakaret ediyor, onu tartaklıyor ve hırpalıyorlar.
O'na baktım. Yüzünü temizleyince
sudan biraz içti geri kalanı ile de abdest aldı. Ortalık sakinleşince babama; Muhammed (s.a.v.) ile tanışmak istiyorum. O'nunla sohbet edelim mi dedim. Babam olur dedi. Yanına gittik. Selam verdik. Yüzümüze gülümsedi. Bize dinini anlat dedik. Putları kırmakla, tek Allah'a imanla görevlendirildim dedi. Komşu hakkından bahsetti. Zulme karşı olduğundan, insan öldürmenin haram olduğundan bahsetti. Kuran okudu. O kadar etkilendik ki ben de babam da hemen Müslüman olduk.
Bize memleketinize dönün ve insanları Allah'a çağırın dedi. O'ndan ayrılmak zor geldi bize. Ama Yemen'e döndük. Yıllarca Yemen'de O'nun
hasretiyle bekledim. O'nu bir daha görebilir miyim diye. O kadar etkilenmiştim ki.
Nihayet Medine'ye hicret ettiğini duydum. Aradan 9 sene daha geçti. Hacca gideceğini duydum. Hemen hazırlığımı yaptım. Deveme bindim. Mekke'ye yürüdüm. Mekke'ye gelince Arafat meydanına çıktım. Oradaymış. Ona yanaşmaya çabaladım. O gün Arafat'ta 120 bin Müslüman vardı. Biraz yaşlanmış, şakaklarına ak düşmüştü. Yüzünün aydınlığı, yüzünün nuru, güzelliği üzerindeydi. Herkese tebessüm ediyordu. Biraz da olsa hasret gidermiştim. Hacdan döndüm. Bir ay sonra birdenbire onun vefat haberi geldi. Çok ağladım. Doyamamıştım. Şimdi mahşeri bekliyorum. YenidenO'nu görebilmek için.
Haris daha sonra, Hz. Ebu Bekir zamanında Şam'a geçti. Orada, Merci Raht savaşında şehit olarak dünyaya veda etti. Rahmanın rızası üzerinde olsun.
 
KALBİ ZAHİD OLANLAR
Zühd, dünyanın süs ve şatafatından uzak durmak olarak nitelendirmiştir. Tasavvuf erbabının istediği de böyle bir hale bürünmektir. Dış görünüşte zahid olmak ile, iç âleminde zahid olmak elbette farklıdır.
Nice dışı hırpani, dağınık insan vardır ki halk nazarında zahid sayılır ama, iç âleminde kibir ve riya halindedir. Nice dışı süslü ve güzel görünen vardır ki, halk arasında ehli sefa gibi görülür ama içi Allah'la beraberdir.
Burkani der ki; bir gün İbn-i Semun'a şöyle sordum. Sen insanları zühde -dünyadan uzak durmaya çağırıyorsun ama en görkemli ve zengin elbiseler giyiyorsun. Bu nasıl oluyor? Şöyle dedi: Seni Allah'a yakınlaştıracak her şeyi yap. İç âleminde zahid ol, dış âlemindeki görüntüne aldanma. O zaman halin Allah'la bir olur. Ne giydiğine bakma.
Maverdi der ki: Ebul Hasan Kazvini'nin arkasında namaz kıldım. Çok görkemli, özel dikilmiş güzel bir gömlek vardı üzerinde. Kendi kendime dedim ki; hem zühdden bahseder ve hem de böyle giyinir. Selam verince, içimden geçeni okumuş olacak ki, bana döndü ve şöyle dedi: Sübhanellah! Güzel ve gösterişli gömlek Zühdü bozmaz.
Cüneyd-i Bağdadizühdü; dünyayı kalpten çıkarmak olarak tarif eder.
Fudayl zühdü şöyle tanımlar: Helali
arzu etmektir.
Şıbli ise şöyle der: Zühd, kalbi eşyadan, eşyanın Rabbine çevirmektir.
Bestamlı Beyazıdder ki; Mekke'de Kâbe'nin duvarına yapışıp ağlayan birini gördüm. Dış görünüşü Zühd ve takva ile doluydu. Allah (c.c) kalbine beni muttali kıldı. Baktım, kalbi dünya ile beraberdi.
Müzdelife'de
ticaret yapan, oturup tartan ve altın ile gümüşle meşgul olan bir genç gördüm. Kendi kendime dedim ki; Sübhanellah! Bu adam hacca gelmiş ama kalbi ve eli para ile meşgul. Dış görünüşüyle dünyanın tam ortasında. Kendime öyle dedim. Allah (c.c) beni onun da kalbine muttali kıldı. Baktım, iç âlemi Allah'la beraberdi. Kalbi Allah'taydı.
 
ALLAH'IN SEVDİĞİNİ KULLAR DA SEVER

"Allah bir kulu sevdiğinde Cibril'i çağırıp şöyle buyurur; 'Ben falancayı seviyorum, sen de sev.' Cibril de onu sever. Sonra sema ehline seslenip şöyle der: 'Allah falancayı sevmektedir, sizler de seviniz.' Daha sonra yeryüzünde ona karşı (insanların içine) kabul (sevgi) konur.
Allah bir kimseye buğzettiği
zaman da Cibril'i çağırıp buyurur: 'Ben falancaya buğzediyorum. Sen de buğzet. 'Cibril de ona buğzeder. Sonra sema ehline seslenip şöyle der: 'Allah falancaya buğzetmektedir, siz de buğzediniz.' Daha sonra yeryüzünde ona karşı (insanların içine) buğz (nefret) konur."
Elbette ki, bu
kutsi hadiste bahsedilen yeryüzü ehli, imanı olan ve Rabbini bilen yeryüzü ehlidir. Rabbim hepimizi Rabbın muhabbetini hak edenlerden eylesin.
 
bnce açabilrisin cnm 3 aylarda yapılıcak ibadetler dyee sıraya koyalım hergün yapalım siz bana çok iyi geliyosunuz ödevmiş gbi yapıyorum. yapmazsam ihanet etmişim gbi hissederim dye hemen yapıyorum :)
burada zaten çoğunluk olduk hani Sahihuban günlük küçük zikir listesi yapıyor ya ona bunu da ilave ederiz olmaz mı ?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…