dini paylaşım alanı

HAMİLELİK AYLARINDA YAPILMASI GEREKENLER


Dokuz aylık hamilelik döneminde anne- baba her ay için belirtilen özel amelleri yaparak İslam ve toplum için mükemmel nesillerin temelini ata bilirler. Yarınları için, ellerin bu dünyadan kesildiği günde geride sürekli onlar için hayır ameller yapan salih nesiller bıraka bilirler. Bunun için dokuz ay boyunca hem masum imamların ve hem de doktorların belirtmiş olduğu tavsiyelere uyulmalıdır.


Birinci Ay

Sperm yumurtanın içine girdikten sonra, spermin 23'er kromozomluk genetik materyalleri birleşir ve 46 kromozomluk bir hücre oluşur. Eğer yumurtaya girmeyi başaran sperm X kromozomu taşıyorsa oluşacak bebeğin cinsiyeti kız, Y taşıyorsa erkek olur. Dördüncü hafta; Henüz siz gebe kaldığınızı fark etmemenize rağmen rahminizdeki bebeğin temel dokuları olan endoderm (bu dokudan akciğerler ve karaciğer, sindirim sistemi ve pankreas) mezoderm (iskelet, kas sistemi, böbrekler, kan damarları ve kalp), ektoderm (cilt, saç, göz bebekleri ve sinir sistemi) gelişmeye başlamıştır.

1- Perşembe ve Cuma günleri Yasin ve Saffat sureleri okunup karın bölgesine üflensin.

2- Sabahları tatlı elma yenilsin.

3- Cuma günleri kahvaltıdan önce nar yenilsin.

4- Güneş doğmadan önce çok az. İmam Hüseyin (a.s) türbetinden yenilsin

5- Namazlar tam vaktinde düzenli kılınsın. Namaza başlamadan önce eller karna konulup ezan ve ikame okunsun.

6- Her gün aç karnına hurmaya Kadir suresi okunup yensin.


İkinci Ay

Bu gebelik ayının başında ultrason yapıldığında gebelik kesesi görülebilir, fakat kese içindeki embryo henüz görüntülenecek kadar büyümemiştir. Bu ayın sonunda kıkırdak halindeki kemikler gelecek haftalarda sertleşmeye başlayacaktır. El ve ayak parmakları tamamen oluşmuş; fakat henüz birbirlerinden ayrılmamışlardır.


Salgılanan hormonlar nedeniyle gebeliğinizin bu döneminden itibaren göğüslerde dolgunluk, hassasiyet gibi belirtiler hissedilmeye başlar. Bunun nedeni süt bezlerinin yavaş yavaş uyarılmaya başlamasıdır. Sık acıkma ve sabah bulantıları artan hormonlar seviyesine bağlı olarak ortaya çıkar. Rahmin büyümeye başlaması ve idrar kesesine baskı yapması nedeniyle sık idrara çıkma ihtiyacı doğabilir. Parfüm kokularından, bazı yemeklerin kokularından ve hatta ender durumlarda kendi eşinizin kokusundan bile rahatsız olabilirsiniz. Tüm bu yaşanan durumları normal ve geçici bir süreçtir. Sık sık ve az yemek ile önlenebilen bulantılar, sağlıklı bir gebeliğin göstergesidir.


Uyarı: (a) Gebeliğiniz süresince saçınızı boyamaktan ve manikür yaptırmaktan kaçınmalısınız. Alkol, sigara, kahve, bilgisayarın yaydığı ışınlarından ve röntgen filmi çektirmekten uzak durmalısınız.


(b) Bu ayda vajinal kanama ve takiben kasıklardaki kramplar düşük habercisi olabilir. Uzun süren kanama ve kramplar çoğunlukla düşükle sonlanır. Bu bulguları saptadığınızda derhal doktorunuza başvurmanız gerekir. İstirahat ve doktorunuzun önereceği ilaçlar düşüğü önleyebilir.


1- Perşembe ve Cuma günleri Mülk suresi okunsun.

2- Perşembe günü 140 ve Cuma günüde 100 defa salâvat söylensin.( Allahumme selli ela Muhammed ve âli Muhammed ve eccil ferecehum.)

3- Eller karnın üzerine konulsun ve şu salâvat söylensin: “Allahumme selli ela Muhammed ve âli Muhammed ve eccil ferecehumve ehlik eduvvehum vel en e edaehum minel cini ven nasi minel evveliyne vel ahirin.”

4- Her hafta et ile süt beraberce yenilsin.

5- Tatlı elma yenilsin.

6- Her gün aç karnına üzüme İhlâs suresi okunup yensin.


Üçüncü Ay

Bebeğin boyu 22–30 mm ve ağırlığı yaklaşık 4 gram civarındadır.

Bu ayda mide yanması ve hazımsızlık şikâyetleriniz görülebilir, aşırı yememek ve asitli yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Ayrıca ayaklarınız da şişmeye başlayacaktır, bunun için iki saatte bir ayağa kalkmalı ve en az 10 dakika dolaşmalısınız. Bu aydan sonra bulantı ve yorgunluk hissiniz azalacaktır.

Uyarı: Gebelik süresince kesinlikle asla diyet yapılmamalıdır. Gebeliğin sağlıklı sürebilmesi için bu dönemde bebeğin yakın takipte olması gerekir. Gebelik sürecinde kadın doğum uzmanları tarafından bebeğin doğuştan sakatlık problemine sahip olup olmayacağı konusunda kesin tanının konulduğu dönemdir.


1- Perşembe ve Cuma günleri Ali İmran suresi okunsun.

2- 140 defa salâvat söylensin.( Allahumme selli ela Muhammed ve âli Muhammed ve eccil ferecehum.)

3- Eller karnın üzerine konulsun ve şu salâvat söylensin: “Allahumme selli ela Muhammed ve âli muhammmed ve eccil ferecehum ve ehlik eduvvehum vel en e'edaehum minel cini ven nasi minel evveliyne vel ahirin.”

4- Her hafta buğdayla ve etle yemek yapılsın ve sütle beraber yenilsin.

5- Sabahları biraz bal yenilsin.

6- Her gün aç karnına bir elmaya Ayet'el Kürsü okunup yensin.


Dördüncü Ay

Bebeğinizin boyu 80–113 mm, ağırlığı ise 25 gr civarındadır. şimdi yüzü daha fazla gelişmiş olup, yanakları ve burnu görülebilmektedir. Artık bebeğiniz hareket edebilecektir, kemik gelişimi hızla sürmektedir.

Gebeliğinizin en keyifli ayındasınız, kendinizi daha enerjik hissedeceksiniz. Kalbiniz yüzde 40 daha fazla bir kan basıncı ile karşı karşıya kalabilmekte ve ince damarlardan daha fazla kan pompalamaya çalışmaktadır. Bu nedenle bazen burun kanaması normal olabilmektedir.


1- Perşembe ve Cuma günleri İnsan suresi okunsun.

2- Günlük namazların birinde Fatiha'dan sonra Kadir suresi okunsun.

3- Namazdan sonra eller karnın üzerine konup Kadir ve Kevser sureleri okunsun. Daha sonra şu salâvat söylensin: “Allahumme selli ela Muhammed ve âli Muhammed ve eccil ferecehum ve ehlik eduvvehum vel en e'edaehum minel cini ven nasi minel evveliyne vel ahirin.”

Ondan sonra şu dua okunsun: “Rabbena heblene min ezvacina ve zürriyatina gurrete e'uyun ve ce'elna lilmuttagıyne imama.” (Furkan suresi ayet,74.)”

4- Her gün 140 defa salâvat çevrilsin.

5- Tatlı elma, bal ve nar mutlaka yenilmelidir.

6- bu ayla birlikte gece namazı kılınmalıdır, eğer sabah namazından önce kılınamıyorsa, gündüzleri kazası yapılmalıdır.

7- Her gün aç karnına incire, Tin suresi okunup yensin.


Beşinci Ay

Bebeğiniz dış dünyadan gelebilecek etkilere karşı bu aydan itibaren duyarlı olacaktır.

Karnınızın genişlemesinden dolayı kan damarlarına yapılan baskı sonucu bu haftalarda hemoroid şikâyetleriniz olabilir. Rahminizin genişlemesinden dolayı ciğerlerinize, midenize ve böbreklerinize bir baskı olacaktır. Bu sebeplerden dolayı nefes almanızda güçlük yaşayabilirsiniz.

1- Perşembe ve Cuma günleri Feth süresi okunsun.

2- Günlük namazların birinde Fatiha'dan sonra Nasr süresi okunsun.

3- Namazdan sonra eller Kerbela toprağından olan mührün üzerine çekilip karna sürülsün.

4- Her akşam zeytin, tatlı elma ve hurma yenilsin.

5- Sabahları hurma yenilsin.

6- Ezan ve ikame eller karna konarak sesli bir şekilde okunsun.

7- Her gün aç karnına bir yumurtaya Fatiha suresi okunup yensin.


Altıncı Ay

Bebeğin boyu 18 cm ve ağırlığı yaklaşık 300 gramdır. Bebeğinizin kırmızı kan hücreleri üretilmeye başlandı ve dilindeki tad alma duyusu gelişimine devam ediyor. çnemli gelişmelerden biri de kalp kasının güçlenmesidir.

Gün içerisinde ayaklarınızda ve bileklerinizde şişme görülebilir. Bol su içmek ve iki saatten fazla ayakta kalmamak faydalı olabilir. Yavaş ve sürekli olan kilo artışı devam etmektedir. Bacaklarınıza kramp girmesi bu haftalarda normaldir, kalsiyum ve magnezyum alımı krampları azaltacaktır. Bebeğiniz karnınızda takla atıyormuş gibi hissedebilirsiniz.

Uyarı: Doktorunuzdan erken doğum ile ilgili belirtilerin neler olduğu ve ne yapılması hakkında bilgiler almanızda fayda vardır.


1- Perşembe ve Cuma günleri Vakıa suresi okunsun.

2- Akşam namazının bir rekâtında Fatiha'dan sonra Tin suresi okunsun.

3- Namazdan sonra eller Kerbela toprağından olan mühre çekilip sonra karna sürülsün.

4- Kahvaltıdan sonra incir ve zeytin yenilsin.

5- Kesinlikle kuyruk yağı yenilmemeli.

6- Her gün aç karnına nara Feth suresi okunup yensin


Yedinci Ay

Bebeğinizin boyu yaklaşık 22 cm ve ağırlığı ise yaklaşık 750 gr.'dır. Bebeğinizin cinsiyeti ile ilgili değişimler tamamlandı.

Bu dönem bebeğin son gelişimini sağladığı üç aydır. Dış dünyadaki hayatını sürdürebilmesi için gelişiminin tamamlandığı önemli ve son dönemdir. çzellikle bu dönemde akciğerlerin gelişimini tamamlaması bebek için hayati önem sağlamaktadır. Ayrıca bu dönemde rahim içindeki bebek beslenmesini sağlaması ve gelişimini tamamlaması sebebiyle anne kendisinin ve dolayısıyla bebeğinin beslenmesine, uyku düzenine ve dinlenmesine dikkat etmelidir. Gebeliğe bağlı olarak sırt ağrısı, bacak krampları, baş ağrısı ve vücudunuzun alt bölgesinde baskı hissedebilirsiniz.

Uyarı: (a) Bu dönemlerde erken doğum belirtilerine karşı da duyarlı olmak gerekmektedir. Erken doğum belirtileri arasında da rahimde düzenli aralıklar ile kasılmalar olur. Saatte 4 defa ya da daha fazla olan kasılmalarda doktorunuza başvurun.

(b) Bu haftadan itibaren gebelikte tansiyonunuzu takip etmelisiniz. Yüksek seyreden tansiyonun bebek ve anne açısından riskli bir durumu vardır.


1- Pazartesi günleri Nahl süresi okunsun.

2- Ezan ve ikame eller karna konarak sesli bir şekilde okunsun. Gece namazı kılınsın.

3- Perşembe ve Cuma günleriyle Yasin ve Mülk sureleri okunsun.

4- Nur suresi okunsun.

5- Günlük namazlarda Kadir ve İhlâs suresi okunmalı.

6- Her gün 140 defa salâvat çevrilsin.

7- Her yemekten sonra kavun yenilmeli, ama öncesinde ve sonrasında su içilmemeli.

8- Biraz şalgam yenilmeli.

9- Her gün aç karnına ayvaya Yasin suresi okunup yensin.


Sekizinci Ay

Bebek özellikle bu haftalarda daha hareketlidir. Bunun nedeni ise amniyo sıvısının fazla olmasıdır. 32. haftadan itibaren de bebeğin yeri giderek azalacağından hareketleri de azalacaktır. Bebek hareketleri ile sağlığı arasında önemli bağ vardır. Bebek hareketlerinde azalma hissediyorsanız dinlenin ve karnınız aç ise bir şeyler yiyin.

Bu dönemlerde sol yanınıza doğru yatmanız büyük damar yapılarınıza yeterli kanın gitmesine yardımcı olacaktır. Bu şekilde uyumakta problem yaşarsanız bacak aranız ve karnınızın altına yastık koymanız faydalı olabilir.


Uyarı: Karnınızda rahmin kasılmasına bağlı olarak hafif ağrılar hissedebilirsiniz. Ancak bunların süresi uzuyor ve sıklığı artıyor ise erken doğum belirtisi de olabileceğini unutmamak lazımdır. Bu aydan itibaren doktorunuz ile 2 haftada bir görüşmeniz gerekmektedir.


1- Perşembe ve Cuma günleri Kadir suresi 10 defa okunsun.

2- Nur suresi okunsun.

3- Pazar günleri sabah namazından sonra iki defa Tin suresi okunsun.

4- Pazartesi Yasin, Salı Furkan, çarşamba İnsan, Perşembe Muhammed, Cuma Saffat sureleri okunmalı.

5- Yoğurt ve bal mutlaka yenilmeli.

6- Her Cuma aç karnına tatlı nar yenilmeli.


Dokuzuncu Ay

Bebeğiniz bu haftalarda çoğunlukla uyuyor olacak ve uyandığı zamanlarda ise sizi dinleyecek, hissedecek ve hareketlendiği zamanlarda ise kısa süreli tekmeler ile kendisini size hatırlatacaktır.

Rahminiz gebelik öncesine göre 500 kat genişlemiştir. Geceleri unutamayacağınız rüyalar görebilir ve sık sık tuvalete gidebilirsiniz. Bazı anneler bu sık kasılmaların verdiği acı nedeniyle sinirli olabilir.

Uyarı: Bu aydan itibaren artık doğum sancılarının her an gelebileceğini dikkate almalısınız. Gerçek doğum sancılarının en önemli özelliği düzenli aralıklar ile olmasıdır. Ve bunlar 10 dakikada ortalama 3 kez ortaya çıkmakta ve her bir kasılma yaklaşık 50 sn. sürmektedir. İstirahat etmek ile geçmeyecek ve şiddeti de zaman içerisinde giderek artacaktır. Eğer kasılmalar düzene girmiş ve geçmiyorsa hastaneye gitme zamanı gelmiş durumdadır.


1- Perşembe günleri hac ve Cuma günleri Fatır suresi okunsun.

2- Nur suresi okunsun.

3- İlkindi namazının bir rekâtında Fatiha'dan sonra Asr ve diğer rekâtında Zariyat sureleri okunsun.

4- İmam Mehdi'nin (a.f) sağlık ve selametliği için koyun kurban edin ve onun etinden sizde yiyin.

5- Baharatgillerden sakınılmalıdır.

6- Mutlaka hurma yenilmeli.

7- Her gün yürüyüş yapılmalı.

8- Aynaya ve fotoğraflara az bakılmalı.

9- Her gün aç karnına süt ve hurmaya Dehr suresi okunup yensin.
 
hanımlar günaydın sizden bir şey rica edeceğim benim bi akrabam var uzaktan akrabam ama aynı apartmanda oturuyoruz galiba uyuşturucu kullanıyor hal ve hareketli onu gösteriyor onun için bir şeyler yapmak istiyorum nolur bana yardım edin ne yapabilirim
 
bayan erkek _?
 
önce bu durumdan emin olmalısın kuzum..
ailesinin haberi var mı bu iki_?
ve de tıbbi yardım alması sağlanmalı
arkadaş ortamı değişmeli..
ailesinin haberi var tabii ki aile perişan bi halde.
tıbbi yardımı kabul etmiyor arkadaş ortamını değiştirsin diyebaşka şehire gitmeyi bile teklif ettiler kabul etmiyor ben öleceğim sizde kurtulacaksınız az kaldı deyip duruyor
 


o kişiye dua etmekten başka bir şey yok gibi geliyor
ne bileyim
 
İlahi,

İki dünyanın hayatı elimden kaçsa ve bütün kainat düşman kesilip beni terk etse, benim yine gam çekmemem gerekir; çünkü Sen benim Rabbim ve Halıkım ve İlahımsın. Ve benim, nihayetsiz isyanımla ve sair şeref vesilelerine gayet derecede uzaklığımla beraber, Senin mahlukun ve masnuun olmam sebebiyle, bir taalluk ve intisap cihetim var. İşte, ben de, Senin mahlukunun lisanıyla Sana tazarru ve niyazda bulunuyorum, ey Halıkım, ey Rabbim, ey Razıkım ve ey Musavvirim!

Ey İlahım,

Esma-i Hüsnan hürmetine,

İsm-i Âzamın hürmetine,

Furkan-ı Hakimin hürmetine,

Habib-i Ekremin hürmetine,

Kelam-ı Kadimin hürmetine,

Arş-ı Âzamın hürmetine, milyonlar Kul hüvallahü ehad ile,

Bana merhamet etmeni istiyorum, ya Allah, ya Rahman, ya Hannan, ya Mennan, ya Deyyan.

Beni bağışla, ya Gaffar, ya Settar, ya Tevvab, ya Vehhab.

Beni affet ya Vedud, ya Rauf, ya Afüvv, ya Gafur.

Bana lütufta bulun, ya Latif, ya Habir, ya Semi’, ya Basir.

Günahlarımı sil, ya Halim, ya Alim, ya Kerim, ya Rahim.

Bizi yolun doğrusuna ilet, ya Rab, ya Samed, ya Hadi.

Fazlınla bana cevadane ihsanlarda bulun, ya Bedi’, ya Baki, ya Adl, ya Hu.

Kalbimi ve kabrimi İmân ve Kur’an nuruyla nurlandır, ya Nur, ya Hak, ya Hayy, ya Kayyum, ya Malike’l-Mülk, ya ze’l-Celali ve’l-İkram, ya Evvel, ya Âhir, ya Zahir, ya Batın, ya Kavi, ya Kadir, ya Mevla, ya Gafir, ya Erhame’r-Rahimin.

Kur’an’daki İsm-i Âzamın hürmetine ve kitab-ı alemdeki sırr-ı azamın Muhammed Aleyhissalatü Vesselam hürmetine, güzel isimlerinden, bu sayfayı sanki kabrimin tavanı yapıp, bu esmayı da ruhuma şems-i hakikatten şualar saçan pencere haline getirecek şekilde, kalbime ve kalıbıma ve kabrimde ruhuma İsm-i Âzamın nurlarını saçan pencere açmanı istiyorum. İlahi, dilerim ki, ebedi bir lisanım olsun da, kıyamete kadar bu isimlerle nida etsin. İşte, ardımda baki kalan bu nakışları, benim fani ve zail lisanımın yerine bir naip olarak kabul eyle.

Allah’ım,

Efendimiz Muhammed’e öyle bir salat ve selam et ki, o salat ile bizi bütün korku ve afetlerden kurtar, bütün hacetlerimizi gider, bizi bütün günahlardan temizle, bütün günah ve hatalarımızı bağışla.

Ya Allah, ya Mücibe’d-Daavat! Hayatım boyunca ve öldükten sonra, her an bu dileklerimi kat kat fazlasıyla ver! Bir milyon salat ve selam, bir o kadarla çarpımından çıkan netice ve bunun da kat katı, Efendimiz Muhammed’e, Onun Âl, Ashab, Ensar ve tabilerine olsun! Bu salavatların herbirini, benim ömür günlerimdeki günahkar nefeslerim sayısınca çoğalt! Bu salavatların herbirisi hürmetine beni affeyle, bana merhamet et. Bunu rahmetinle ihsan eyle, ey Erhame’r-rahimin! Âmin!

Mesnevi-i Nuriye / Tazarrû ve Niyaz / 112
 
Evlerimizde sadece akla uyan, işe yarayan, lüzumlu, faydalı eşya bulunsun; ölçülülük, sadelik ziynetimiz olsun, lüksten israftan kaçınalım. Mümkün oldukça yerli malı ve iç piyasa imali malzeme kullanalım.

| M. Esad Coşan, Rahmetullahi Aleyh
 
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah Teala, ilim tahsili için yola çıkan kimseye, cennete giden yolu
kolaylaştırır.”

| Müslim, Zikir, 39
 
İyi ve Kötü Rüya Var mıdır?

Allah Teâla ve melek tarafından gösterilen rüyâlar, iyi ve güzel rüyâlardır. Şeytan tarafından telkin edilip gösterilen rüyâlar, kötü ve korkulu rüyâlardır. Çünkü şeytan, insana hayır göstermez. O kötülüğün kaynağı, insanın düşmanıdır.

Şu gerçeği de aklımızda tutalım ki, görülen rüyâları kötüye yormamalıyız. Çünkü rüyâlar nasıl yorumlanırsa, öyle çıkar, yapılan yoruma göre gerçekleşir.

Rüyâ tâbiri ilmi, dinimiz İslâm’da önemli bir ilimdir. Yüce kitabımız Kurân-ı Kerim’de bildirilen misâl ve örnekler, yüce peygamberimizden gelen bilgiler, bu ilmin değerini gösteren yanılmaz gerçek belgelerdir.

Görülen rüyâyı yorumlama konusunda ise; bilgi ve ehliyet sahibi, insanların hayır ve iyiliğini isteyen, nasihat ve öğüt ehli, gönlü Allah sevgisiyle dobdolu kimseye anlatmalı ve yorumlatmalıdır. Bu vasıfta (özellikte) birini bulamayan kimse, gördüğü rüyâyı yorumlatmamak, onu kimseye de söylememelidir. Kendi kendine: “Hayırdır inşallah, Allahım rüyam hayra çıkar.” diyerek, rüyâsmı unutmalıdır. Böyle yaparsa, rüyâsı kötü de olsa, bir zarar görmez demek olur.

Herşeyin en doğrusunu bilen yalnızca Cenâb-ı Allah’tır. Muvaffakiyet ve başarıya ulaştıran da ancak O’dur. Ve minallahit’Tevfik.
 
İSRAFLA İLGİLİ HİKAYE

Büyük bir semtte Modern binalar yapılır, orada yaşayan müslümanlar, bir cami yaptırmak ihtiyacını duyarlar.Bunun için de bir müslümanın büyük bir arsası var dernek kurup burada cami yaptırmak isterler heyet halinde ona giderler, arsa sahibinin hizmetçisi bunlara sigara yakar. Arsa sahibi: “Mangalda ateş varken ne diye kibrit yaktın?” diyerek hizmetçisini azarlar.

Cami yaptırmak isteyenler, arsa sahibine: “Senin arsanı satın alıp cami yaptırmak istiyoruz, bunun için ucuz vermeni rica ediyoruz” derler.

Arsa sahibi müslüman: Satın almak istiyorsanız, normal fiyatı şudur, bir lira eksiğine vermem ama Allah rızası için camiye bağışla diyorsanız. İşte o zaman: “tapusunu bağışlıyorum” der.

Dernek mensupları, bir kibrit çöpü için hizmetçiye kızmanız ne? Trilyonluk arsa bağışlamanız ne? diye sorar.

O zaman şöyle der: Siz İslam’ı iyi anlamamışsınız, burada mangalda ateş varken, bununla sigara yakmak varken, kibritle sigara yakmak israftır, haramdır. Ama trilyonluk arsamı Allah için bağışladım, bu israf da değildir, benim için ahirette kat kat sevap büyük kazançtır der.
 
Düşen Lokmanın Temizlenip Tekrardan Yenmesi


Enes radıyallâhu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem yemek yediği zaman üç parmağını da yalar ve şöyle buyururdu:
“Herhangi birinizin lokması yere düştüğü zaman onu alsın; üzerine yapışan şeyleri temizledikten sonra da yesin; onu şeytana bırakmasın.”


Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi vesellem bize tabağın sıyırılmasını emrederek:
“Çünkü yemeğin neresinde bereket olduğunu bilemezsiniz” derdi.


Açıklama:
Yukarıdaki altı hadiste, birbirine yakın konular işlenmekte ve her birinde, Peygamber Efendimiz’in yemeklerden sonra parmaklarını yaladığı belirtilmektedir. Hadislerde ayrıca yemek tabağında artık bırakılmaması ve yemek kabının ekmekle iyice sıyrılması ele alınmaktadır.


Temiz bir yere düşen lokmanın alınıp, üzerine bulaşan toz-toprak giderildikten sonra yenmesi müstehaptır. Ancak lokma pis (necis) bir yere düşerse, yıkanması mümkünse mutlaka yıkanıp temizlenmesi gerekir. Aksi halde, yani yıkanması mümkün değilse, düşen lokma, üzerine bulaşan şey hayvan sağlığına zararlı olmadığı takdirde, hayvana yedirilir. Böylece Allah’ın (c.c) bir nimeti küçümsenmemiş ve zayi edilmemiş olur. Bazı hadislerde, düşen lokmanın alınmaması halinde onun şeytana bırakılmış olacağı açıklanmıştır. Çünkü düşen lokmayı almamak, bir kibir alâmeti ve israftır. Bunlar da şeytani iş ve vasıflardır.
 
12 Günde Bir Yıllık Bir Vaktin Kaza Borcu

Namaz müslümana farz kılınan ibadetlerden biridir ve kabir de sorulan ilk sorudur. Dolayısıyla evvel zamanda kılamadığımız, kaçırdığımız namazları da kılmak zorundayız. Nasıl ki bi yakınımızdan aldığımız borcu geciktirmeden ödüyorsak, Allah’a olan borcumuzu da geciktirmeden yerine getirmeliyiz. Eğer geciktirdiysekte Allah’tan özür dileyip borcumuz ödemeliyiz. “Kim uyur kalır veya unutarak namazı vaktinde kılmamış bulunursa, onu hatırlayınca kılsın.” ( İbn Mâce, Salât,10) hadiste bir vakti uyuyup unutanın, hatırlayınca kılmasını belirtirken; peki uzun yıllar kılmadığımız namazların kazasını bizler ne zaman uyanıp hatırlayacağız? Biliyoruz ki çocukluk döneminden Rabbim hesap sormamakta. Dini mükellefiyetimiz buluğ çağı ile başlamaktadır. Kızlar 9, erkekler ise 12 yaştan başlayarak ortalama 15 yaşına kadar bu döneme girerler. Bu dönemle birlikte mükellefiyet başlar. Belki bir kısmımız bu çağ ile farz olan ibadetlerini yerine getirmeye başlamış ve halende devam ediyor olabilir. Fakat büyük bir kısmın da ne yazık ki borçları ödenmeyi beklemektedir. Şimdi bu yazı ile bir başlangıç yapalım. Oturalım kazalarımızı hesaplayalım. Sabahtan 2, öğleden 4, ikindiden 4, akşamdan 3, yatsıdan da 4 rekat farz olmak üzere bir günde toplam 17 rekat farz namazı kazamız var. Ayırca vitrinde kazası vaciptir. 3 rekat vitri de dahil ettiğimizde toplamda 20 rekat kazamız oluyor. İster bunu gün gün hesaplayarak kılalım ister vakit vakit. Biz bu yazımızda bir diyoruz ki başlangıcı sabah namazı ile yapalım. Günde 30 kaza ile 12 günde, bir yıllık sabah namazı borcumuzu bitirelim İnşaAllah.

1. Bir Günde Bir Ayın Kazasını Ödemek

Bu sabah Bismillah diyelim ve sabah namazından sonra 6 kaza namazını kılalım. Her vakit bunu tekrarlayalım ve gün sonunda 30 kaza namazını tamamlamış oluyoruz. Bu şekilde 12 gün boyunca kıldığımızda 1 yıllık sabah namazı kazasını ödemiş oluyoruz. 2 ayda 5, 4 ayda 10, 6 ayda 15 yıllık kaza namazını ödemiş oluruz. Yani yarı yılda 15 yıllık sabah namazı kazasını bitirmiş oluyoruz. Çok kazam var, uzun yıllar kılmadım nasıl biter ki? diyerek kendimizi ümitsizliğe sürüklememize gerek yok! 30 yıllık dahi borcumuz olsa bu tablo ile 1 yılda sabah namazı kazalarımızı ödemiş oluyoruz biiznillah. Biz dedik ki sabahtan başlayalım sırayla kazaları bitirelim. İsterseniz diğer vakitlerden de başlayabilirsiniz. Hangi vaktin kazası olursa olsun (sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı hangisini seçersek), her vakit namazında sonra kıldığımız 6 kaza namazı gün sonunda 30 kazaya tekabül eder. Bu da bir vaktin bir aylık kazasına denk düşer. Seçim sizin vaktinizi seçin kazaları bitirin inşaAllah=)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…