dini paylaşım alanı

 
Çok şükür
Dün kan idrar tahlilleri vermiştim
Sonuçlar çıktı doktora yolladım cevap beklerim birkaç değerim Bi hayli Yüksek
Azıcık evham yaptım da

Rabb im şifa versin cümlemize
hadi ya olsun canım seni yine de evhamlanma olur mu sakin olmaya çalış
bi teyzem benden üç aylarla ilgili ilahi istedi bende bulmaya çalışıyorum inşallah bulabilirim
 
Belçikalı genç kız 1000'den fazla insanı müslüman yaptı!

Okulundaki müslüman arkadaşlarından etkilenerek İslam'ı araştırmaya başlayan ve aradığı cevapları bulunca Müslüman olan Belçikalı 25 yaşındaki Veronique Cools, daha sonra binden fazla kişinin İslam'ı seçmesine vesile oldu.

Kurduğu “Yeni Müslüman Kardeşler” derneği aracılığıyla dini anlatan Veronique Cools, “Sabır ve kararlılıkla İslam'ı anlatarak önyargıları yıktım! Sadece kendi derneğimize üye binden fazla Belçikalı Müslüman bulunduğunu, ülke genelinde bu sayının 50 bine yaklaştığını” söylüyor.

Ailesiyle birlikte kurduğu "Yeni Müslüman Kardeşler" adlı sivil toplum örgütüyle Belçikalıları İslam'la tanıştıran, dini eğitim veren ve yeni Müslümanlara destek olan Cools, yaşadıklarını anlattı.

Birlikte okuduğu Müslüman arkadaşlarının davranışlarından etkilenerek İslam'ı araştırmaya başladığını, Türk öğretmenlerin verdiği din derslerine girdiğini ve kendini hazır hissettiğinde Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman olduğunu ve bu kararını ailesiyle paylaştığını anlatan Cools, "Başlangıçta çok zorlandım. Birçokları beni yadırgıyordu. Sabır ve kararlılıkla gerçek İslam'ı anlatarak önyargıları yıkmaya çalıştım" dedi.

Kısa süre içinde Cools ailesinin tüm fertleri Müslümanlığı benimserken, evlerinin giriş katını Belçikalı Müslümanların eğitim ve hayır işleri ve diğer faaliyetler için toplanabilecekleri bir merkeze dönüştürüyorlar.

Röportaj esnasında bir yandan çevredeki camilerde akşam namazında dağıtılacak iftarlık hurmaları paketleyen Yeni Müslüman Kardeşler, çoğunluğu bayan olmak üzere, "sadece kendi derneklerine üye binden fazla Belçikalı Müslümanın bulunduğunu ve ülke genelinde bu sayının 50 bine yaklaştığını" söylüyor.


"ŞİDDETE KARŞI BİR SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜYÜZ"

Veronique Cools, Yeni Müslüman Kardeşler derneğiyle ilgili "Barış, uyum, karşılıklı saygı, nezaket ve itidalden yana olan, siyasi amaç gütmeyen ve şiddete karşı bir sivil toplum örgütüyüz. Yeni Müslüman kardeşlerimizle tecrübelerimizi paylaşıyor ve onların bu süreci en az sıkıntıyla atlatabilmeleri için çaba gösteriyoruz" şeklinde konuştu.

Cools, Avrupa'da aşırı sağın yükselişiyle ilgili "Müslümanların burada yerinin olmadığını söylüyorlar ama Belçika 40 yıl önce İslam'ı resmi dinler arasında tanıdı. Avrupa'da tek azınlık Müslümanlar değil. Barış ve huzur içinde birlikte yaşama, herkesin yasalara uyması ve birbirine saygı göstermesiyle mümkündür. Tabi ki toplumda farklı korkular olabilir ama kapımız herkese açık, bizi ziyaret edip tanıyabilirler" dedi.

Belçika'da ve diğer Batı toplumlarında Müslüman olmanın zor olduğunu belirten Cools, "Ama peygamberimiz Hz. Muhammed çok daha büyük sıkıntılar yaşadı. Önyargılar İslam'ın gerçek haliyle tanınmamasından kaynaklanıyor. Müslümanlar olarak topluma kendimizi daha iyi anlatabilmeliyiz" ifadesini kullandı.

Veronique Cools, özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından basında Müslümanlar hakkında çıkan olumsuz haberlerin ters teptiğini, birçoklarında İslam'a karşı merak uyandırdığını ve takip eden yıllarda Müslümanlığı benimseyenlerin sayısının kaydadeğer şekilde arttığını söyledi.

Cools, İsrail'in devam eden Gazze saldırısıyla ilgili de "İsrail'in politikalarını onaylamayan birçok Yahudi tanıyorum. Bölgedeki sorunların siyasi olduğunu düşünüyorum. Yeni Müslüman Kardeşler derneği olarak Filistin'e, Suriye'ye ve çok zor durumdaki diğer toplumlara ellerinden geldiğince yardım gönderiyoruz. Hiçbirşey yapamıyorsak dua etmemiz gerekiyor" dedi.
 
İsrailoğullarına sor; biz onlara nice açık mucizeler verdik. Kendisine geldikten sonra kim Allah'ın nimetini değiştirirse, (bilsin ki) şüphesiz Allah, cezası pek çetin olandır. ﴾211﴿
İnkar edenlere dünya hayatı süslü gösterildi. Onlar iman edenlerle alay etmektedirler. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar ise, kıyamet günü bunların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir. ﴾212﴿
İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. Kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra o konuda ancak; kitap verilenler, aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe iletti. Allah dilediğini doğru yola iletir. ﴾213﴿
Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü'minler, "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki Allah'ın yardımı pek yakındır. ﴾214﴿
Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir." ﴾215﴿

sayfa33
 
Savaş, hoşunuza gitmediği halde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz. ﴾216﴿
Sana haram ayda savaşmayı soruyorlar. De ki: "O ayda savaş büyük bir günahtır. Allah'ın yolundan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Haram'ın ziyaretine engel olmak ve halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük günahtır. Zulüm ve baskı ise adam öldürmekten daha büyüktür. Onlar, güç yetirebilseler, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler. Sizden kim dininden döner de kafir olarak ölürse öylelerin bütün yapıp ettikleri dünyada da, ahirette de boşa gitmiştir. Bunlar cehennemliklerdir, orada sürekli kalacaklardır. ﴾217﴿
İman edenler, hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler; şüphesiz bunlar Allah'ın rahmetini umarlar. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. ﴾218﴿
Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: "Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı zahiri) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür." Yine sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "İhtiyaçtan arta kalanı." Allah size âyetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz. ﴾219﴿

sayfa34
 
Dünya ve ahiret hakkında düşünesiniz diye böyle yapıyor. Bir de sana yetimleri soruyorlar. De ki: "Onların durumlarını düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlara karışıp (birlikte yaşar)sanız (sakıncası yok). (Onlar da) sizin kardeşlerinizdir. Allah bozguncuyu yapıcı olandan ayırır. Allah dileseydi sizi zora sokardı. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. ﴾220﴿
İman etmedikleri sürece Allah'a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah'a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü'min bir cariye Allah'a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah'a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah'a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de, iman eden bir köle, Allah'a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle, cennete ve bağışlanmaya çağırır. O, insanlara âyetlerini açıklar ki, öğüt alıp düşünsünler. ﴾221﴿
Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: "O bir ezadır (rahatsızlıktır). Ay halinde kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever." ﴾222﴿
Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak) güzel davranışlar takdim edin. Allah'a karşı gelmekten sakının ve her hâlde onun huzuruna varacağınızı bilin. (Ey Muhammed!) Mü'minler'i müjdele. ﴾223﴿
İyilik etmemek, takvaya sarılmamak, insanlar arasını ıslah etmemek yolundaki yeminlerinize Allah'ı siper yapmayın. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. ﴾224﴿

sayfa35
 
Allah sizi, kasıtsız yeminlerinizden dolayı sorumlu tutmaz, fakat sizi kalplerinizin kazandığı (bile bile yaptığınız) yeminlerden sorumlu tutar. Allah çok bağışlayandır, halîmdir. (Hemen cezalandırmaz, mühlet verir) ﴾225﴿
Eşlerine yaklaşmamağa yemin edenler için dört ay bekleme süresi vardır. Eğer (bu süre içinde) dönerlerse şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. ﴾226﴿
Eğer (yemin edenler yeminlerinden dönmeyip kadınlarını) boşamaya karar verirlerse (ayrılırlar). Biliniz ki, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. ﴾227﴿
Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah'ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helal olmaz. Kocaları bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almağa daha çok hak sahibidirler. Kadınların, yükümlülükleri kadar meşru hakları vardır. Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. ﴾228﴿
(Dönüş yapılabilecek) boşama iki defadır. Sonrası, ya iyilikle geçinmek, ya da güzellikle bırakmaktır. (Evlilikte) tarafların Allah'ın belirlediği ölçüleri koruyamama endişeleri dışında kadınlara verdiklerinizden (boşanma esnasında) bir şeyi geri almanız sizin için helal olmaz. Eğer onlar Allah'ın belirlediği ölçüleri gözetmeyecekler diye endişe ederseniz, o zaman kadının (boşanmak için) bedel vermesinde ikisine de günah yoktur. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bunları aşmayın. Allah'ın koyduğu sınırları kim aşarsa onlar zalimlerin ta kendileridir. ﴾229﴿
Eğer erkek karısını (üçüncü defa) boşarsa, kadın, onun dışında bir başka kocayla nikahlanmadıkça ona helal olmaz. (Bu koca da) onu boşadığı takdirde onlar (kadın ile ilk kocası) Allah'ın koyduğu ölçüleri gözetebileceklerine inanıyorlarsa tekrar birbirlerine dönüp evlenmelerinde bir günah yoktur. İşte bunlar Allah'ın, anlayan bir toplum için açıkladığı ölçüleridir. ﴾230﴿


sayfa36
 
Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman, ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın. Bunu kim yaparsa kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah'ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini, size öğüt vermek için indirdiği Kitab'ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'a karşı gelmekten sakının ve bilin ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir. ﴾231﴿
Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman kendi aralarında aklın ve dinin gereklerine uygun olarak güzellikle anlaştıkları takdirde, eşleriyle (yeniden) evlenmelerine engel olmayın. Bununla içinizden Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilmektedir. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz. ﴾232﴿
-Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için- anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir. Hiçbir kimseye gücünün üstünde bir yük ve sorumluluk teklif edilmez. -Hiçbir anne ve hiçbir baba çocuğu sebebiyle zarara uğratılmasın- (Baba ölmüşse) mirasçı da aynı şeyle sorumludur. Eğer (anne ve baba) kendi aralarında danışıp anlaşarak (iki yıl dolmadan) çocuğu sütten kesmek isterlerse onlara günah yoktur. Eğer çocuklarınızı (bir süt anneye) emzirtmek isterseniz örfe uygun olarak vereceğiniz ücreti güzelce ödediğiniz takdirde size bir günah yoktur. Allah'a karşı gelmekten sakının ve bilin ki, Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görendir. ﴾233﴿

sayfa37
 
İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları eşleri, kendi kendilerine dört ay on gün (iddet) beklerler. Sürelerini bitirince artık kendileri için meşru olanı yapmalarında size bir günah yoktur. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. ﴾234﴿
(Vefat iddeti beklemekte olan) kadınlara kendileri ile evlenmek istediğinizi üstü kapalı olarak anlatmanızda veya bu isteğinizi içinizde saklamanızda sizin için bir günah yoktur. Allah biliyor ki siz onlara (bunu er geç mutlaka) söyleyeceksiniz. Meşru sözler söylemeniz dışında sakın onlarla gizliden gizliye buluşma yönünde sözleşmeyin. Bekleme müddeti bitinceye kadar da nikah yapmaya kalkışmayın. Şunu da bilin ki Allah içinizden geçeni hakkıyla bilir. Onun için Allah'a karşı gelmekten sakının ve yine şunu da bilin ki Allah gerçekten çok bağışlayandır, halimdir. (Hemen cezalandırmaz, mühlet verir.) ﴾235﴿
Kendilerine el sürmeden ya da mehir belirlemeden kadınları boşarsanız size bir günah yoktur. (Bu durumda) -eli geniş olan gücüne göre, eli dar olan da gücüne göre olmak üzere- onlara, aklın ve dinin gereklerine uygun olarak müt'a verin. Bu iyilik yapanlar üzerinde bir borçtur. ﴾236﴿
Eğer onlara mehir tespit eder de kendilerine el sürmeden boşarsanız, tespit ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Ancak kadının, ya da nikah bağı elinde bulunanın (kocanın, paylarından) vazgeçmesi başka. Bununla birlikte (ey erkekler), sizin vazgeçmeniz takvaya (Allah'a karşı gelmekten sakınmaya) daha yakındır. Aranızda iyilik yapmayı da unutmayın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir. ﴾237﴿

sayfa38
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…