ben bu konularda biraz katıyım
bana göre düğün dernek sadece tören ifa edip altın toplamak değil. davetli listesi hazırlarken arkadaşlarıma öncelik tanıdım. bizimki de yemekliydi ve salon 500 kişilikti. arkadaş listem kabarınca annem "aman şu komşu aman bu akraba" demişti de babam müdahil olup beni destekledi. önce kendi çevremi düşünmemi, arkadaşlık ilişkilerinin ne derece önemli olduğunu söylemişti.
uzaktaki arkadaşlarıma telefon edip yanımda olmalarının beni ne kadar mutlu edeceğini söyleyerek duygusala bağlamıştım :) yakınımdakilerin zaten her adımdan haberi vardı ve hatır maksatlı davetiyeleri hazırdı. o günlerde de "erken gelin, masanız şurada olacak" gibi konuşmalar yaptık çünkü davetiye formaliteydi.
uzaklardan çağırdığım ortaokuldan beri sadece mektup telefon ve internetten görüştüğüm arkadaşım sağ olsun çıktı geldi. caddede birbirimize sarılıp ağlamıştık. çok duygulanmıştım karşımda koca bir genç kadın görünce... düğün zamanı mükemmeldi ilişkimiz. babam o kadar sevdi ki arkadaşımı "sen de bizim bir kızımızsın" diye otelde konaklatmadı düğün öncesi ve sonrası her akraba yemeğine, etkinliğine o da katıldı. evlendikten sonra da görev icabı yaşadığım bölgeye gelip yolunu uzatma pahasına bir gece bizde kaldı çok mutlu olmuştum. hamile kalınca ilk söylediğim kişilerden biriydi. onun bulunduğu şehre gidince akrabalarımı aramaz onu arardım.
özel hayatına dair derin derin konuşurduk, sıkıntılarını bilirdim derman olmaya çalışırdım.
sonra geçen sene bu zamanlar facebooktan bir mesaj gönderdi. bir davetiye resmi ve altında "geç oldu kusura bakma adresini ver davetiyeyi kargolayayım" diye soğuk bir mesaj... düğün tarihi bir hafta sonrasıydı ve uzak şehirdeydi. küçük çocuğum var, devlet memuruyum iznim yok "haberdar olmak için geç kalmadım mı?" sitemime geçiştirici bir cevap... gidemedim düğüne (imkan olsa ne olursa olsun giderdim) çiçek gönderdim.
bu süre zarfında hiç görüşmedik ve ben bu olaydan sonra resmen hastalandım. üzüntüden bağışıklığım düşmüştü herhalde :)
geçenlerde baktım sosyal medyada bir bebek resmi paylaşmış...
içim acıdı, geceyarısı biz neden böyle olduk temalı bir mesaj attım. karşılığında "yoo sana öyle gelmiştir" tadında bir mesaj ve araya sokuşturulan "ben seni bir iki kez aramış olsam da..." sitemi...
arkadaşlarıma karşı hem samimi ve vefalı olmaya çalıştım ama bir dönem bebek küçük, tez bitmiyor psikolojik sıkıntı içindeyim. evet arayıp da soramadım kimseyi ama Allah var cevapsız çağrı da gördüğümü hatırlamıyorum. Ama işin garibi hani derler ya "yıllarca görüşülmese de kaldığı yerden devam" hep öyle bir ilişkimiz vardı o da aylarca aramazdı bilirim çok yoğun çalışıyor hiç gönül koymazdım.
neyse... geçenlerde mesaj attı bebişin fotosuyla biliyorum düzelecek aramız ama üzüldüm böyle olmasına ne bileyim...
iç dökme seansım çok uzun oldu okuduysanız hakkınızı helal edin :)
ama şunu demek istedim. konu davetiye ya hani? böyle resimle kargoyla davetiye yollayacağına "ya carmen ben seni hiç arayamadım, olaylar gelişti biliyo musun ben evleniyorum" deseydi yeterdi bana ve bu konuşmayı yaparken "ama sende de suç hiç arayıp sormadın beni" deseydi de başım gözüm üstüne...
eğer siz de soğukluk ve tavır hissediyorsanız ilişki derecenize göre ya çatır çatır sorun ya da umursamayın.
düğüne gelmenizin hiç zikredilmemesi bir sorun olduğunu düşündürüyor.